Meclis binasında odacıya sordum: Kim | var içerde? 'Mustafa Kemal Paşa,, Acaba girsem mi, girmesem mi? Ankara'ya, © zamanlar (bir koca köy) derlerdi. Halbuki o, bir köy bile değil- di. Köyde yersiz kalınır, aç kalınır mı? Köyde kadın sesine hasret kalınır mı? Köyde... Fakat durunüz, size evvi karaya nasıl gittiğimi anlatayım: Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış, müzakereler başlamıştı. Saatlerle süren bu müzakerele- tin zabıtlarını günü gününe mun- tazaman basıp, her tarafa, bilhas- sa ji daki yerlere acağı sıcağına ulaş- fırmak icap ediyordu Ankaradaki köhne, perişan vi- lüyet Matbaasının bu işi becere- bilmesine imkân yoktu. İstanbuldan <veya — İzmirden derli toplu, güçlü kuvvetli bir mutbaa getirtebilmek te kabil de- #ildi. Zira bu yerlerden kaçan in- sanlar bile, kuş uçmaz, kervan geçmez dağ yollarından, orman içlerinden ekseriya gü gelerle yaya sle marüz veya işgal allın- ber almış gibi bir tuhaf avunuyo- ruz,.. Bazan da, işle böyle, senin gibi bir doet çehre ile karşılaşıve- (| riyoruz. Bu da ayrı bir sevinç o- İlayor. İati çamurlara sordum: yondan şehre giden yolda bata - çıka ilerlerken Yeni et fiyatı Belediye yakında etin toptan ve perakende satış fiyatını tespit edecek Belediye tarafından et fiy rinın pahalılıği üzerinde yapı tetkikler bitirilmiştir. Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar et meselesile bizzat alkia kur ölmüş ve Belediye Müdürünü bu işi bir an hallelmiye memur | $ n — Hangi oötele insem dersiniz? * demişlerdi, Zaten olup ola — Otel mi öteli birader? cağı iki üç tane kâhne, sözüm ona ötelle birkaç ta han var. Fakat bunların hiç birinde bir tanecik bile boş yatak — bulamıyacağın muhakkak... —— E, ne olacak, kalacağız bu gece? sokakta mi ü bir raporla Fiyut omtayonuna biktirecek âzümi satış fiyatını tesbit ür. Ankaraya ayak basar basmaz j beliren ilk endişe işte bu oldu. Fakat ben, her şeyden evvel, getirdiğim matbaa ile mürcttip ve makinistleri Büyük Millet Mecli> sindeki alâkadar makama teslim düşünüyortdum. — Onları yerli yerine — bıraktıktan — sonra, | derhal Konyaya dönecek ve bal ka bir matbaada (Öğüt) ü neşre etmeyi i (devam edecektim. aşabiliyor, alktına alarak Ankarı yorlardı. Bu yaziyette, Büyük Millet Meclisinin her günkü sesini her yana duyurabilecek tek vamıta o- lan matbaanın yine Anadolunun bir köşesinden tedarik ve temini icap ediyordu. İşte o esnada, Anadolunun bi ricik gündelik gazetesi olan Kon- yadaki (Öğüd) ün matbaamı akla gelmişti. Bu gazeteyi ben çıkarıyordum. Bir gece geç vakit Konya teh- grafhanesine davet edildim. Ve orada makine başında Büyük Mil- let Meclisi Riyasetinin «Öğüt ya varabili- Matbaasının sahibile anlaşıp mat- | baayı Meclis namıma mübayaa et- mek» emrini aldım. Bu emir, pek kısa bir zaman- | da yerine getirildi ve matbaayı makineleri, hurufatı, mürekkep- leri, kâğıtları, bütün teferfiiatile, battâ makinistleri ve mürettiple- rile gölürüp Ankaraya teslim et mek te bana düştü. Ah © zamanki trenler. meleri parça p: i tik pirtik, camları kirık dökük, lâmbaları sönük, ne zaman nere- den kalkıp, ne vakit nereye vara- cuğı Allahtan başka kimsenin ma- lâmu olmuyan © acaip trenl aya kaç gün hatırlıya- Ankara — istasyonuna zaman - karşılaştığım manzara hâlâ gözlerimin önünde- dir: Topu topu sekiz ön yolcusu bulunan trenimizi yüzden fazla temiz, pak insan karşılamıya gel- mişti. Bunlar, meraklı bakışlarile pencereleri süzerek vagonların ö- nünde mekik dokuyorlardı. Aca- ba kimi arıyorlardı? Vagondan atladım, kalabalık mrasındaki -şimdi Bursa isi - lan- Konya Mebusu Refiğin ko- İuna yapıştım : — Kimi istikbale geldiniz böy- le> Refik gülüm: — Seni... dedi, sonra ilâve et- t — Doğrusunu istersen hiç kim- geyi... Çünkü ne gelenimiz, ne gidenimiz var. Burada biz bize- yiz. Fakat boş zamanlarımızda trenin düdüğünü duyunca buraya koşmak artık üdet olde. — Tren, bütün hasretlerimizin tek teselli- si.. Onu görünce, uzaklarda kal- mış bütün sevgililerimiz ha- İyi amma, Büyük Millet Mecli sindeki bu alâkadar makam nere- siydi acaba? İşte Meclisin önüne gelmiştik. Şimdi kime baş vurup, kimin kur gısına çıkıp «Buyurunuz, matbaa- nızı getirdim> diyecektim ben? Mütereddit adımlarla bahçeyi geçtim. Düşüne düşüne merdi venleri çıktım. İçeri girer girmez, soldaki ilk kapının önünde bek- liyen odacıya yanaştı — Kirn var içeride? — Mus'afa Kemal Paşa... Girsem mi?.. Öyle ya, Mecli- sin reisi o, matbaa da Meclisin değil mi? Fakat bir türlü karar veremi- yordum © sırada, merhum Tunalı Hilmi ile karşılaştım: — Vay evlât... Sen burada ne anıyorsun? Bu heyecandan yaralılmış ba- ba dostuna vaziyeti anlattım: — Gel, dedi, Doktor Adnan Beyi görelim. — Ay, Adnan mı? Geniş bir nefes almıştım. Adnan Bey, o her zamanki va- Bey — burada lle önüme düştü, beni bir küçü- cük odaya götürdü, Dipteki tek masanın başında koca kalpaklı, esmer, — şişmanca biri oturuyordu. Adnan Bey, be- ni ona tanıttıktan sonta: —Meclis — Başkâtibi Bayeee ) dedi. Meğer arayıp durduğum maka- mın sahibi Recep Beymiş. .. Matbaanın teslimine dair beş on dakikalık bir görüşme sonun- da, işim bitince ayağa kalktım: — Müsaadenizle ben gideyim tak... — Nereye? dediler. — Konyaya... Gazetemin ba - gına, Güldüler: — Ya bu matbaayı kim işlete- cek? Bilir miyim ben? Recep Bey, hâlâ kulaklarımda çınlıyan amir ve hâkim sesile: — Siz. dedi, bu dakikadan iti- baren Büyük Millet Meclisi Mat- bazsı müdürüsünüz!.. Haydi va- kit geçirmeden matbaayı kurunuz ve işletiniz bakalım. | Ömründe bir lâhza bile (me- mur) olmamış bir adam, bir an- |da (müdür) oluvermişti. Ve bu işe ilk şaşan da bendim. (Deramı var) Ü) Recep Peker. Recep Çanakkalaye ilk geldiğimiz günleri hatırlıyorum. Düşman Seddülba- Bize ve Arıbarnüna yeni ihraç yapmıştı. Bize ağır tayiat verdiren he- Sapkız ve mevsimsla taarruzlarımız Alayımız cepheyi teslim almıya memur edildi. dan müdafaaya geçtiğimiz bir anda İlk gece yürüyüşümüz gö- Bümün ününe geliyor. Mehtapta yağmur yağdığını İlk defa o gece gör- Müştüm. Fakat gökten yağan şey yağmur suyu dekll, Allazı tirbufon şeklinde çivi demet tayyarelerden deri ve kurşunlardı. Sağınaz, wolu - meuz, önümüs, arkamız insan ve hayran-cosetlerile doluydu. Bir #aniye #onra ben de bu cesetlerin arasında, kalabllirdim. Bufin tesadüften başka yoktu. Urakta, bombaların düştüğü ye: #leş mintakasına yaklaştıkça parlak Müthiş tarrakalar arasında onlar kadar sassiz ve burekotsiz sebap — ve tesadiften başka —müni Tden — alevler. yükseliyordu. — Biz ayın mavi aydınlığı kızıla boyandı. iraz evvelki hareketsiz cesetletin yerini ko- #uşan bir kalabalık doldurmuya başlamıştı. Hilâliahmerin sıhhiye neferleri sedyeler taşıyorlardı. Rombardıman fasılalarında bunlardan yükselen iniltileri duyuyorduk. Hiç unutmam, #edye taşıyan iki Hilâliahmer neferinden biri gözümüzün önünde vurul du, sedye devrildi ve içindeki yazah yuvarlardı. Bizlm neferler koştular. korkunç bir çığlık kopararak yere Ben alay kamandanının arkasında yürüyordum. Yanına yaklaytım. Bormama lüzum kalmudan dedi kit — Daha bu bir şey değil. Hanüz asıl eshenneme girmedik. İleride müdafsa siperleri kazılıyor. Düşman bu işde bizim göceleri çalıştığımızı bildiği için gülle, şarapnel, mermi yağdırıyor. Biz orasını teslim alaca- Üız ve faaliyete devam edeceğiz. Bu sötleri söylerken kumandanın sesinde normal zama: Hiç fark yoktu. Halbuki o da bizlm dur tehlikeye ve üstüne ölüm sib kadar, mide ha. Çünkü bu yürüyüşte bütün alay, arka vücutten farksızdı kadar, hattâ berbangi bir nefer üstü yatan ayaklar kadar, Baş da karı samimiyetle yuğuran asil ha- | Ü şeaa ee Satle davası 'tekrar başlıyor Satie zlüğü — maznunları hakkında birinci Ağırceza mah - kemesinin verdiği karar, Temyiz dördüncü Ceza dairesi tarafından |maznunların lehine olarak bozul- müştü. Ancak, — Başmüddeiumumilik buna itiraz ettiğinden, Temyiz asmumi heyeti toplanarak dosyayı yeniden tetkik etmiş ve bu sefer karar, maznunların aleyhinde ol- mak üzere bozulmuştur. Evrak dün Müddeiumumtliğe gelmiştir. Muhakemeye yeniden birinci Ağırcezada başlanacaktır. Bir hususi otomobil yakalandı Zahire ithalât ve ihracatçıların- dan Emin Vafi dün şehrimizde «Belçika 423120> plâkalı hi #i otomobili ile dolaşırken yak lanmış ve Vekiller Heyetinin benzin tahdidi hakkmdaki kara- rına muhalif hareket suçile Asliye ikinei Ceza mahkemesine veril - yöl netgâhi olduğu karardan evvel P kendisine »: kük bir mük Fakat müsasdeyi kar alan şoför, efendisine gösterme- miş ve günü — bittiğinden haberi olmıyan Emin Vafi de serbestçe şehirde gezmiştir. Bu vaziyeti tesbit eden mahke- me, şeförü 50 lira para cezasına, Emin Vafi'nin haberi olmadığın- dan berketine karar vermiştir. Lovrd Dunfsany'nin konferansı Şehrimizde bulunmakta olan ede- biyat Meminin tanınmış şahsiyetle- balık bir kütle huzurunda <Modemm dram mevaulü bir kanferans var - |ratgtir. diye ve Üniversite erkünile şehri - mitdeki İngiliz kolonininden bazı xe- vat bulunmuştur. Be'ediyede Ekmek fiyatı artmıyacak Ekmek fiyatlarına bir miktar da- ha zammedileceği hakkında bazı ha- berler çıkmıştı. Belediye İktisat Mü- dürü bu baberleri tekzip etimiş — ve ekmek fiyatında buğün İçin bir de- Kişme olmiyacağını söylemiştir. Bügük milli roman : 34 Konferansta Vilâyet, Parti, Ble- |" Büyük vatan şairi Namık Kemalin 100 üncü yılı Bu münasebetle önümüzdeki Cumartesi Üniversitede ve bütün mekteplerde b İitiââîîası dün l_ıim yazı müsabakası yapıldı Bir haftadanberi devam etmek te olan iktısat haftası dün sona ermiştir. Bu münasebetle mekteplerde bir yazı müsabakası mpılmış ve bütün talebeler, ik - tısat mevzulu birer yazı yazmış- lardır. Talebelerin bu yazıları, mektep idareleri tarafından bir- kaç güne kadar tetkik edilecek ve en güzel yazı sahiplerine mü - kâfat olmak üzere kuru yemişler verilecekti. Kültür tayyaresi Bunu temin için mek- teplerde havacıık derneği teşkil edi.iyor Mektep — talebeleri — arasında tayyarecilik hevesini uyandırmak ve dolayısile Türk Hava Kurumu- bir yardım temin etmek gaye- sile şebrimizdeki ilk, orta, lise ve yüksek okullarda, — beşer kişilik talebeden mürekkep birer hava. cılık derneği teşkiline başlanmış- tır. Dernek heyetleri, münasip fır satlarda toplantılar yaparak mek- tep arkadaşlarımı, havacılık bakı- mından aydınlatmıya - çalışacak - lar ve bu hususta icap ederse Ha- va Kurumündan — âzami yardım göreceklerdir, Tayyarecilik heve- sini yaymak için havacılık hafta- sında, faydalı görünen hareket- de bulunacaklardır. Ayda beş kuruştan aşağı ver - memek şartile her talebe, derne- Bu suretle toplanan paralarla İstanbul «Kül- türs tayyaresi alınacaktır. Demeğin maksat ve gayesi et- fında çok çalışanlar da Kurum- edileceklerdi Şimdiye kadar dernek teşkil eden İiseler şunlardır: Galatasaray, İşik, Şişli Terak- Boğaziçi, Kabataş, İnönü Kız, katanbul Erkek, İstanbul Kız, Ve- fa, Hayriye, Pertevniyal, Cümhu- | riyet Kız, Yüce Ükü liselerile, Kız Öğretmen, Selçuk Kız Sanat o - kulları. Üniversite ve buna bağlı yurt- larla, diğer yüksek okullarda ve lisclerde de pek yakında dernek teşkilâti tamamlanmış bulunacak Orta ve ilk okullarda da der- nekler kurulmaktadır. Askerlerimize kış hediyesi Askerlerimize hediye olmak üzere Beyoğlu kazası ahalisinin bugüne kadar teberrü ettikleri 5000 parya eşva, Kızılaya teslim edilmiştir. Bu eşyanın hepsi yünden el İle ve itina De hasırlarmış sariZ hediyelerdir. İkinci parti bediyeler de toplan - makta olüp birkaç güne kadar Kı- Tılaya teslim edilecaktir. / ÇafT Yazan : Server BEDİ ateşle 6 İlk temasımın bütün islbalarımı hatırlıyor ve tekrar - Bir anda İstanbul, Dizdariyedeki ev, annem, dostlarım ne kadar uzakta kalmıştı. O kadar başka bir âlem içindeydim ki bir daha caki dünyama dönebileceğime İhlimal vermiyordum. Hec dakika sağ ka- fışıma hayret ediyor, kendi kendime soruyordum : <HÂİA yaşıyor mü> Şum?> Sanki herkes ölmüş, bea sağ kalmıştım. Bazan tâ ötemizde pat- hyan bombalar, uzaklardan gelen uğultular, haykırışlar, ufku sivayan yangınlar, koşuşmalar arasındu. nerodon geldiğimi, nereye gittiğimi, kim olduğumu bile unutuyordum. Sonrs içimde birdenbire harbeden bir nda- min şahane gürürü uyanıyordu: «İstanbulu dafaa edenlerden biri de banim. Payitaht benim kanatlarımın altındadır.» diyordum. Yeni siperlerimizi teslim aldığfımız günün zecesi tehlikenin dahşetl. ni anlamıştım. Bü siperlere yenllerini lâve etmek için, geceleri a görünmeden -ve sezdirmeden çalışmıya macl karanlıkta, düş ziliri Sabaha kadar iki üç metre derinliğinde zeminlikler kamyor, uykusuzluğu telâfi için, metazdan bir tok farkı tünün henüs gelme - miş ölüme açık olmasından başka bir şey olmiyan siperler içinde uya- yabildiğimiz kadar uyuyorduk. Fakat geceleri tayyare ve gündüzleri topçu, piyade ateşi bizi bir dakika rahat bırakmıyordu. Tehlike ile o kadar dost olmuştuk ki en yakın mesafeye düşen bombalar bile kalbimi- üyük merasim yapılacak 'Yeni talebe ” Büyük şair Namık Kemal | Büyük vatanperver ve — şair Namık Kemalin doğumunun 100 üncü yıldönümü önümüzdeki cu- martesi günü, gerek Üniversitede ve gerek bütün okullarda büyük mmerasimle anılacaktır. Üniversitede, başta Rektör ol- |mak üzere çok — profesörler, Nanak Kemalin hayatını anlata - |caklar ve şürlerini okuyacaklar - ır. |< pğ aeti ea n sabahleyin birinci ders saatindi bütün talebe bir araya toplatıla- cak ve kendi öğretmenleri tarafın dan, büyük şairin hayatı anlatıla- caktır. Bu münasebetle Maarif Müdür. | le ait bir ıyarak bütün mektep- lere göndermiştir. Bu levhada şa- irin bir vesmi ve altında da: «Gelir bir gün ki derler sayei| feyzi hamiyette yurdu Fatih medreselerinde 300 talebe barınabilecek Fatih —medreselerinin talebe yurdu. haline getirileceği cihetle dün, Üniversite tedris heyeti bir toplantı yaparak bu hususta tet- kikat yapmıştır. Medreseletde lüzimgelen ta - mirat ve tefrişat yapıldıktan son- ya hemen buraya yoksul talebe yerleştirilecektir. Bu sene - için burada 300 talebenin iaşe ve iba- i mümkün olacağı tahmin edil- mektedir. Her sene bu yekün bir Ücret alınmıyacaktır. Egeli niversiteliler bir por- takal günü tertip ediyorlar Üniversiteye devam eden Akdenix Hseleri mezunları — (Toros portakal günü) adlı bir eğlence tertip etmiş- lerdir. Bu toplantı önümüzdeki ayın 4 ünde Belediye gazinosu salonların- da verilecektir. Üniversitelilerin pasoları Faktiltelerde, talebeye paso tevri- atı bitmiştir. Bandun sonra müra - enat edeceklere paso verilmiyocek - tir. Üniversite meclisinin toplantısı Üniversite meclisi dün Roktörün Fiyaselinde toplanmış, taleba yurd - ları, söminerler etrafında kararlar vermiştir. Beyti il€ müntehap bir de bulunmaktadır. Sergi açılıyor İnkılâp Müzesi — Müdürl den: Namık Kemalin de yapılacak merasimi müteakıp | Rektör Cemil Bilsel — tarafından | açılacaktır. | eee Lamartinin yıldönümü — | Fransada 150 nci doğur kutlepan büyük şair Larnartin'in | Türkler lahine ilk neşriyatı yapan | Fransz edibi. olması dolayımle, | Türkiyede de hatırası taziz edile- | cektir. Bu münazebetle, İstanbulu Se- | venler Cemiyeti, şairin ismini ih- köyn el bie levhü tazilakamp &7 | lup, bu levha, - Beyoğlunda La- | martin caddesine asılacaktır — | Ticaret haberleri : Dün muktelif ywemleketlere — 250 bin Hrabık f t yapilı *. Yine dün muhtelif yerlerden ithalât e$ yaları pgelmik arasındı demi sıhbi eşya, akat kile kâğıt, boya, eam, telefon mbalaj kâğıdı, mangal kömürü İ da'vardır. İ sald, 43656 | İleri siperlerimizden bazıları düşi kındı, Âdeta kapı karı kendisine du kadar yakkı ve denizden ü mişli. Bi e yüzü koyum yat sağ çıkacağımı hiç ümit etmiyordum. dikten sotıra zaylatımızın manzarası di. Vazifem müssit olaaydı akşama hücumuna ben de girecektim. mandanı da geldi. Ona emelimi an! — Olmaz, dedi, sen bana İâzım; tehlikesiz değil; fakat İrtibat vazifesinin ileri siper ba; lar yak değildi. Bazan bir kıtadan bombardıman ateşi içinden geçip gidi talmaz sahnaleri. n bunlurı döşünürken uyuy: ayal tehi gözüne uyku girmadi. farkım kendisine çok etraflı abrırıda istikametleri ve yer deği Bekir matlik eriyetli bir yörüyü; dik. Yollar son güni taklık haline gelmişi Na rağmen diz kapaklarımıza kadar Tstanbulda tamdığım ihtiyatlard deşince biridirimize yaklaştık ve at doğumunun ıı 100 üncü yılı vesilesile müzemiz- de tertip ettiğimiz sergi 21/12/ 1940 cümarlesi günü Üniversite- | yıl ( Dünkü ihracat ve ithalât (? komşu gibiydik. Öksüraek duyulabilirdi. Düşeman tığımızı hissettiği anlarda havadan, karadan yağdırıyordu. Alay kumandanı beni ba gt Çok geçmeden ileri siporlere alay ku - lay için daha faydalı. anıyacaktım. Esasen asker mektaplarında kılala. yağan karlardan ve yağınurlardan tam bir ba. Her adım bircambazlık hareketine muhtaçtı Bu- Pasif Korunma Komis- iyonu denemenin yapıla- İcağı günü tespit dm.k! üzere toplanacak — * Pasif Korunma Komisyonu bu günlerde vilâyette toplanarak ö nümüzdeki ay başına kadar olar günler içinde yapılacak olan v - mümi hava denemesinin zününü j kararlaştıracaktır. $ Deneme, ilk alarm İşareti ve- * rildikten sonra 24 saat devam misli artacak ve talebeden hiçbir | ; Amerika - İngilter? Frzmlte kü İngiltereye ":.'.'â.".ı"'ı%' lesi, gerek İngilizl merikalıların HHf T ğğ gl İ ti ER mumi Harpte il raz ve kredi alan meml den, borçlarım ödemiyenlert di ve borç verilmesini sürette menetmişli; Amerikaya, İngilterenin beş küsur milyar, Fransanım ve İtalyanın iki küsur ııik" N hududü dışına çıkmak için ler aramaktadır. Rooseveltir cesi, İngütereye — istikraz A *a f İt ü N decektir. f Bu müddet içinde — mütenddtt İ alarmı işaretleri verilecek ve her £ defasında balk sığınaklara kaça- çak, Aktİf ve pasif korunun ter- | Ubatları harekete geçecektir. Ge- ge verilecek —alarm İşaretlerinde de iğıklar maskelenccek ve böyle- hkle tayyareler havadan maske- Eleme işlerini de kontrol edecek Ü lerdir. Diğer taraftan vilüyet sefer ik müdürlüğü şimdiye kadar ? gehrin muhtelif yerlerinde 17 ta- ne iperit bakım merkeni tesis et- j miştir. Ba merkesler çoğnaltıla- Ecaktır. Bu yolda hamamlardan İ da İstifade edilmesi düşünülmek- tedir. Pasif Korunmua Komlsyonu * ba bususta bir karar verecektir iaamanmanane ae jMmana ön beş, yirmi metre kadar ya- müthiş bir bombardıman rştim Bu cehennemden Yine kurtuldum. Fakat ntoş kesil- bana müthiş bir kin ve nefret ver. döğrü yapılacağım bildiğim süngü ir ddelaminı tum. Yapacağın işler bundan daha tından daha tehlikeli olduğu ün- tekine, tek başıma, giddetli bir üyordum. Ne tüylet Ürpertici, unu- akalmışım. — Ertosl sabah şalakla! likeler içine gidiyorduk, Annen bu- Çünkü muhtelif mevziler arasında- i anlatmıştım. Bittabi b haveke- iştürmeleri ilh... yazılamazdı, ya- şien kohra yeni movzilerimize var- çamura batarak yürüyabiliyorduk. n biri yamımdaydı. Yol biraz düz- AA Universitelilerin tertip eğlenceler bundan Cemiyetçe idare dw’d Faktlte talebelerimin ber frSfğiİ vesile İle çay, balo, teşebbünlere girişmeleri ea hoş görülmemoktedir. Tal bu nevi tezahürleri yakında #derek Talebe Cemiyeti eTtİP ve tamzim edıımkılr_./ Vecizelerin Şerhi Tn ae Mütekâmil bir insan! Rür, sizi tenkit etmelirii, isteyiniz; — methetmi değil! BOİLEAU Medoniyeti, ilmi, terakkiyf 0; Fütan tenkit zihniyetidir. * Ü betler varsa hissesini alıf- Kidi sevmek, itimadı. nefs Modih onün aksidir. ıı:'j kar, terakkiyo münl olur, Müpd sahibini hakiki kiymetile dt ter| kâzip gökretile uyutur. ÜNi e| yalım ki, dünya durdukça caktır, fakat hayatında di Ihtişama boğan nlee natalmuş gitmiştir. Tenkide Aöİ N kammül, kemâl eoeridir. K varmak için ”|