Münakaşa: | İbrahim Alâeddinin İZiyaretini İade Yazan: Besim At:l:ğx — Oyuz yallik arkadaşım olan Bay İbrahim Alâettin Gövsayı çok se. “verim; onunla konuşmak pek ho- uma gider. Hazır cevaplığına, ce nüktelerine bayılırım. Her- " © dâ benden hoşlanır olaa — F Ögerektir ki, beni sık sık iltifatla- —— rile bahtiyar kılarlar. Ötedenberi, mizah gazetelerin- deki yazılarının birçoklarında be- konu (mevzu) yaparlar; ben yüksek iltifatlara teşekkür e- üm. Son iltifatları da (Karikatür) gazetesi — vamtasiyle yapılmıştı. “(Atalayı ziyaret) başlığı altında « bu yazı hakikataen kendi çe- İ arasında tek idi. Sayın ar- kadaşımın ziyaretlerini o vakit- denberi ödeyememiştim: — üzülüp iruyordum. Bu yaz İstanbulda Besim imdüğüm sirada ziyaret bor-| Ğİ a ödemek için yola çıktım. |— (37) nci sahifede babasiyle Şehzadebaşının -direksiz- Di-|olu arasında geçen konuşmayı Tarasından geçerek Molla. | anlatan bir parça var, oğlu baba- mahallesindeki evini ara- #na: «Baba dedi şu yıldızlar peri & buldum Fetva Emini Filibeli' İerin memleketi mi? Yoksa me- oca Halil Efendiden kalan bu ' leklerin evleri mi?» şeklinde olan merhumun ruhu sinmiş gibiy. bu parçadaki (dedi) kelimesi bi- di Koltuk, kanape, şezlong gibi| zim bildiğimize göre çok kere ylerle evi lik girmişse de cümlenin sonuna gelir; cümlenin $ -eedatmande- çeşit Önüne geldiği pek azdır: hele geçen arı hâlâ evde<ümlenin ortasına hiç gelmez; bu Bimak isöyor sanıtadı. söz «Baba, şu yıldızlar perilerin tâ kapıdan karşılıyan aziz| Memleketi mi? Yoksa meleklerin Pa döğimcü Şökemna 'a levleri mi? dedir şeklinde yazıl- alçi, Hem şarkı, hem de garbi| * 8Z türkçenin nahvine daha uy- f tanıyan bu değerli zatın çalış- £S? düşmez miydi) Bu cümlenin odasında Sa'di ile Hügo yan. | dili türkçe, fakat nahvi fransızca- (Yana oturmuşa benzerlerdi. Hoş- ÜT e beşten sonra söz alarak ziyarette.| — Hele şuna bak; ortada «öz A kusurumun affını diledim ve türkçe> diye bir dil mi var?. tadım. hem ziyaret, hem tica- | <Türkçe, türkçer deyip durduğu- it; sizden faydalanmak istedim: nukı dilin bütün k:!n'l:lıuiııı lııy- n, hi h |sak üç yüze varmaz; buna dil mi hhı;m:u::x:hm',:;.:'f, İdenir. Üç yüz kelimelik iptidai bir tilet dergâbına girdim. Daima dilin nahvi mi olurmuş? İkimüş gibi hayat sulan fışkıran | | Zamanımızın ca yüksek ve i- bir bilgi kaynağına erdim. 'erlemiş olan dili fransızcadır; bu buyurunuz da kanakana dilden hem kelime, hem de nahiv çeyims dedim. şekilleri alarak dilimizi genişleti- g K riz. Nitekim dün Arabın ve Fa o“',_d,,. h_',î_'-"ı,'_'h:,'ğ_'ğ;: san hazayini binihayesinden isti- mak istersin)» dedi. Ben, fâde etmistik; bugün de gerbin su ilâhi hitabın derinliği karşısın. META ın istifaza edece. gaşırdım. kaldım. Racalardan | GiZ Bir alay yörüğün dilinde (d inin hazinelerine girmiş bir ) kelimesi cümlenin - sonunda fakirine döndüm; hangi cev- gelirmiş. Bundan bize ne? Bu gi- ü > Ceplerimi da- bi şeyler biz münevverleri alâka- onlar bildikleri ; © dil kaleme Kütchya mebusu ziyade hangi kıymetli şeylerle dar etmez. Varı « caktım? Biraz düşündüm. gibi konuşsunl Bay Alettin birçok bilgiler e- | Selmez; anladın mı?.. y * oynatmış bilginlerden- — Bu bahis uzun sürer; meseleyi . Eski zamanlarda böylelerine size kısaca bir misalle anlatayım. lümes denirdi. Yüzlerce yıldanberi âdemoğulla- Tannm kem gözlerden sakla- |TITN gıdasını buğday teşkil eder. he zaman onun irfanı alanına | İln insanlar bu gıdayı çiyçiy yer- kendimi bir alfabe çocu- Jermiş. daha sonra kavurarak ye- Ku gibi bulurum. Bildiklerim onun| meyi bulmuşlar, bundan sorra ileri karşısında yanar, yok o-, kKaynatmayı. un yapmayı, ekmek h Bunun için ben de alfabeden| YaPMAyı öğrenmişler. Şüphesiz halime uygun b.,ıd..,.,lekmelı kavurgadan, kavuttan da- Ben — Üstat; haddimi bilir.m; | ha iyidir, daha tatlıdır; ekmek ha- beden başlamak - istiyorum. murunun içerisine biraz yağ kat- le buyurulur? (sanız daha tatlı olur. Biraz da şe- — Çok doğru edersin, her il- ker katacak olursanız tadı başkı alfabeden başlar ŞBen — Ne de olsa taşralı birldir. iptidat ve basit bir dilin —taı kçeyi medeni İrci çocuğuyum. İnce şeyleri kavnyamıyorum. Her 2a-| yoktur; tü faydalandığım güzel eserle-| yapmak isti, kaza çalı gibi, zihaimin|mzcadan, almancadan, ingilizce- takılan birtakim yerler|den, hangi dilden olursa olsun lâ-| im :| zım olan kelimeleri alıp kullanma- bir dil. L rtada Edebiyat ve | Köycülük İşleri laşır; işte kuzum diller de böyle-| ||MEMLEK Tasviri - tip etmiştir. Kü hre, şeh- Ba yburt nn se“Binasına İsparta (Hususi) — Mevsim dolayısile faaliyetini genişleten Halkevi köycülük kolu dün sa- at 2030 da Halkevi konferans salonunda bir köylü gecesi ter- da gençlerden Tevfik Tığlı maksadı izah etmiş ve müt kiben milli havalar — çalınarak| milli oyunlar oynanmıştır. Bu toplantılar her hafta cuma ge| celeri tekrar edilecek ve genc- lara bilinmesi lâzımgelen mev-| zular üzerinde konferanslar ve-| | oU rilecektir. V| İspartada Çacukların dokuduk- ları halılar | İspurta, (Husust) — Çocukla- rı mühite göre yetiştirmek vel iş prensiplerine alıştırmak mak| sadile Atabey naâhiyesi merkez okulu resim-iş atölyesine bir halı tezgâhi kurulmuştu. Ço -| cuklar ayasında teşekkül eden İlş gruplarının resim - iş dersle- İzinde nöbetleşe nöbhetleşe işle- Yeni inşa ödilen Bayburd, ( Hususi ) — Dün| Bayburtluları cidden seviidi. -| ren bir hâdise olmustur. Bu e-| hemmiyetli hâdise üc serleden- beri inşaatı devam eden Büyük| Halkevi binasının küşad inera-| simidir. 65 bin Türk lirasıha ve| sonsuz emeklere davanan bu büyük bina ve yamıbasındaki müazzam sinema salonu haki- katen takdire $ayan bir güzel - liktedir. Bina 22 odalıdır. Ay- rıça yanıbaşında bin kişilik si- nema salonu vardır. Düön saat 13 te Parti büskam dikleri bu halı okul Kooneratifi| B. Hacim tarafindan irad edi . ne 13 lira 50 kuruş bir varidat|len bir hitabe ile merasime baş-| |bırakarak ikmasl edilmiş ve bu'larmış ve kapının kordelâs, ke İpara ile okulun fakir çocukla-| çilerek iceri girilmiştir. Parti rına defter, kalem, kitap alın -|başkanı B. Hacim nutkunda mıştır. Gönderdiğim resimler,| , cümle demiştir ki: z Ksam ezcüm ki: (Bayburt halıyı işlenirken ve tezgihtân| | kı icl n ve çıkarıldıktan sonra göstermek-| , tedir. Dün sabahki Konvansiyonel| teenile, İtalyada edebiyat tah- silt yapmakta n talebemiz -| den Suat Sinanoğlu ve Samim| Sinanoğlu adında (ki kardes, İcaklı ve mlı ikl talebe ve İtalyada iktisad tahsil yapmak- ta olan Kâzım Melek adında di- üer bir talebemiz sehrimize gel mişlerdir. İraklı ve İranlı iki talebe memleketlerine dönmek! tedi gilde bulunan de bugün gelmesi beklenmek - tedir. Hükümet hesabına Lozan da okuyan 10 talebemiz de, dön mek için emir beklemektedir - — Yenice Yenice, (Husüsi) de açılarak 31/5/940 tarihinde —— Ufaklık buhranı kalkıyor Darphanede basılar üç Miİ) -| —emsamimra marra aa aa yondan fazla bronz onluğun bi- K yasaya cıkartılmasına Karar ve ı::"d.ıı l--:t- | Ka taralından köyü yaarda Ve Bayburtluları sevindirdi Üİ SĞR e çer lli Ze =—=ı==—-| ğ İ li inkişaf edecekti. Ona göre İtalyadan iki talebemiz vm li' mm" lıfsll Rh':':ll"':? ;,l::i mı:'kil:vı yu Şey—' daha geldi ——— — ei eeei köy kâtipleri kursunda idari, sağlık, kültür, ziraat bakımlardan daire reisleri tarafından faydalı konferanslar ve (Z: yaptıktan, noksanlarımızı rilerek kurstan iyi neticeler alınmiştır | Efkâr- Halkevi A<A Kavu ştuî Hafız Hakkı istiyenlerii: 3 Ağustos 1914 : -| 5 | ! | |duların sevkülceyşi tecemimu yap- |mamâlarını söyledim ve şu tekli te bulundum: - (Bizim için şimdi muayyen düşman veya düşmanlar yoktur. Biz zahiren — bitarahız. |Kendimiz de şimdi kasden üçlü lâf devletlerine taarruz etmek niyetinde değiliz. Şu halde her kolordu kendi mıntakasında kal- #sın; yalnız Boğazların ansızın bir tanrruza uğramaları her dakika muhtemeldir. Gerek denizden Halkevi binası |cebren hücuma, ve gerek karaya S B ei miş ööker ihracı suretile metodik bir daha fazla enerli sarfetti, — Bizi p arruza kargı Boğazların müdafa: bu enerjiyi tam yerinde ve Rü- asına hazır olmaklığımız lâzım. nünde semerelendirmiş olmak- Keza Bulgarlarımn vaziyeti meş- tan mütvellit büyük bir gurur küktür. Bunlar da ansızın bir duymaktayız.) arrurda bulunabilirler, Bunun için Misafirlere cay ve pasta ik - î'“ımj'..ı ve Gııîi Anadoludaki eh olordularımızı bu üç taarruz in- ram c_dıı siştir. Ha tikametine karşı dcıh:l hareket e- ı Bay Kâmin de - misaflr decek surette tertip edelim. Di- bir hasbihalde bulunarak üe vıl gerleri yerlerinde kalan. — Bu su- hbk calışmalar hakkında izahat retle ikamet güçlüklerine de du- çar almayız.) Gece bir el Bu hususta Hafız Hakkı ile mi SAĞ L ytoğ ta - Nakaşa neticesinde mutabik kı mus ve kazanın güzideleri ta - JA Dekelnle nni rafından güzel şilrler okunmuş p AY “Gitik. <Onların tabirince ve edebi bir gece Yaşanı ğt y A D ni e v takri Bu geceden itibaren Halkevi Si mi arzettim. Bu esas ta şimdilik neması faaliyete geçmiştir. Bir muvafık gibi görüldü. Şimdilik di-| ay müddetle halktan duhuliye yorum: çünkü bizim seferberliği-| alınmıyacaktır. Halkevi sinema mizin ikmali için daha epey za-| sının elekteiği Belediye tarafın man vardı. O zamanki ahvale gö-| dan meccânen temin olunmak -| re bazı yerlerdi bafta, — bazı| tadır. yerlerde on beş gün ve bazı yer-| |levde bir ay kadar sürecekti. Se- ferberliğin ikmaline kadar hatp| evi. başka- firlerle vermiştir. i tertip olun- bu istikamatte harbe girmiye bar edeceklerdi. Bizim Genel| Kurmayda iki cereyan vardı; biri Almanların ve Almanlara körü- körüne taraftar olanların, Alman mehi İmadıkca memleketi harp felâ - çürü- ma atmayı asla istemiyorduk. Gerçi memleketimiz büyük dev İletlerin carpışma volları üze |rindey Fakat zaruret hasıl lolmadan kendimiz bir harbe se bep olmak istemiyorduk. Uzun merkezinde 20/5/840 tarihin - nihayete eren köy muhtar ve boylu harp icrasına muktedir| | ve mali olmadığımızdan hazırlıklarımı -| malden sonra kat'i netice ı anma ea a e acana. (Nacak zamanda harbe - girmeyi| Yeni Çayda yıldırım — muvafık buluyorduk. Bu iki fikir, biri Alman fikri, bir zavallıyı öldürdü Gij -) kezl Erzurumda; mahfuzdur ile b—eîaber | Bronzart P_aşaya gittik Yeni bina merasimle açıldk; Piriati Ki © Clkük Harbi Üçüncü Fasıl — Harbe namıl sürüklendik? - Harbe girmek istiyenlerle bunu geciktirmek mücadelesi 18 Birinciteşrin 1914 —- Seferberliği ikmal eden kolar-|dirne; dördüncü ve beşinci fır- kalar Edirnede, altıncı firka urklarelinde; Ücüncü kolaordu — Merkezi Tekirdağında, yedinci fırk ü- kirdağında, 8 inci fırka Bandır mâada, 9 uncu fırka Geliboluda; Dördüncü kolaordu — Merkı zi İzmirde; onuncu fırka İzmi,; de, 11 inci fırka Denizlide, 12 nci fırka Burdurda; Beşinci — kı du — Merkezi Ankarada; 13 üncü fırka Anka- rada, 14 üncü fırka Kastamonu- da, 15 inci fırka Kayseride; İkinci ordu müfettişliği — Merkezi Sam; Altıncı kolardu — Merkezi Halente; 16 ncı fırka Adanada, 24 Üüncü fırka Gaziantepte, 26 uei firka Halepte; Sekizinci kolandu — Merkezi 25 inci fırka Samda, 27 nci fır- ka Kudüste; Ücüncü ordu müfettisliği — Merkezi Erzincan; Dokuzuncu kolordu — Mer - 17 nci fırka da, 28 inci fırka Erz , 29 uncu fırka Erzincan- la; Onuncu kolordu — Merkezi Sivasta; 30 uncu firka Sivasta, 31 inci fırka Amasyada, 32 nci fırka Samsunda; Onbirinci kolordu — Merkezi Elâzizde: 18 inci fırka Elâziz - de, 33 üncü fırka Vanda, 34 ün- cü fırka Muşta; li (e SPÖRe Gül kupası seçmeleri “İstanbul Atletizm Ajanlığın- Gül kupası seçmeleri 17 hazi- ran pazar sabahı saat 9,30 da nerbâahce stadında vapılacak 100, 110, gülle, . UZUB, 4><50, : 200, 400, 800, 200 zun, k, 4x 100. Kategori 1: 200, 400, 1500, 400 manlalı, gülle, Yunan diski, ce- kiç, cirit, yüksek, üç B zun, sırık, 4x 200, * Ayıplamayınız; sökemedi buyurunuz da anları birer|fsınız. Hele asırların mahaulü 0-, de tedavüle çıkacak, bu suretle, bana anlatıveriniz. lan arapça ve faraça şekilleri ve Ufaklık buhranının önüne Re -| — — Hayhay. kelimeleri dilimizden atmamıya Çilecektir. , Ben — (Sevimli alfabe) adın-| çalışmalısınız? Dile azçok düzen Ka '#serinizin on, on beş yerine| veren, güzellik veren hep bu ke-| Halk plâjları açiliyor yapıştırmıştım; onların hep-|limelerdir; bunlar atıldığı gün dil| Belediye halk plâflarını tan- ine gelecektir.| zime başlamıştır. Mevsim yak - vi bugün sorup öğrenmek müm- | bir aşiret olamıyacak, â bilesiniz ki her güzel-| Jaştığ ğ zi İ öamane, İrakarak Dir di terkiptedin Babunue düde l ha zamanda kral ellecek ve EŞDİK Göekerladi önie ar |kip çesni veriş... plâjlar temmuz başında halka (Devamı var) |açı y âdeta tabü bir surette Behireye intikal etti. rilmiştir. Bu paralar bugünler- Konvya, (Hususi) — Hastabâ- kıcı hemşire kursu Halkevini! tamamile dolduran bayanları -| mızin iştirakile ve Kor. komu- tanı general Kürtcebe Noyan tarafından küşad resmi yapıl - Miş ve komutanın gaye hakkın daki söylevi mevcut 21 opar -| lörle bütün memlekete dinletti| rilmiştir. ler, Behirenin dinlenmesi için iki üç saat hastanın yanında kalmıya ğeri halis Tüz Çay. (Hususi) — 31 mayıs|nin fikri ergec ça ©40 tarihinde vurdumuza yağan Zaman. seferberlik yağmur esnasında nahiyeye bir| Yöl Odumuzun barış zamanın-, Saat mesafede bulunan. Eben | GöKİ vaziyeti söyle idiz —— | köyüne vıldırım düşmüştür. BuTMB""'c' ordu —müfettişliği <At lerkezi İstanbul: y n | Ş yıldırım kırda cift süren Meh- / Birinci” kolordu — Merkedi | aö met oğlu Ahmedin ve cift sür- İstanbul; birinci fırka İstanbul;| | Auşam düğü öküzlerile kendisi üzerine ikinci fırka Davutpasa, üçüncü . | yatsı düşerek ölümüne sebep olmuş-| fırka Selimiyede; tür. İkinci kolordu Merkezi l’fk timaller hatırlarına geldikçe tüy-Jna son günlerde hafif yemeklere|şekli ve çocuğa verilecek miktari leri ürperiyor ve ve evde Behire| müsaade etmişti. Alu haftadan-|hakkında gayet etraflı tavsiyeler. BIRFAKIR ($ İZİN H?KAYES? Edebi Tefrika No. 41 Doktorun evindeyse, çocukları don 2min olduğu bir küi 5 u y mseye e- e yıma rti_y:ıkv Doktor| manet edecekti. Behirenin de bu ıçıMıı T _vdı: süretle emniyet edilmeğe İüyık e crde WMM' ui" bir kız olduğunu birkaç gün için- esile, hastahanede kendisi, | J€ Pek İyi anlamıştı. Fakat evve- | kın bir akraba 1& genç Sıza bidayette gösterdiği| gibi bakıyor, ki | muameleden | olmadığı, kendisinin her veçhile d_uı.;fı kalben muazzep olduğu i-| güvenecek bir kimsesi bulunduğu i. O, hayatını hastalarına vak, | Sİ8 simdi ona muhtaç olmak ©-| kanaatini veriyordu. bi bekliyen, bütün şifayı kendisi- | * £ Çğün himmetinden uman hastaları- | *OĞCUk bi bırakmak doktorun elinde de- ve şüpheli hastalıklı behemebaj | YUruna dokunuyor, sonra, Behi- Behire ise, kalbindeki bütün|bile başlamışlardı. ayarında bir mürebbiyenin bu- asil hisleri, işte böyle müşkül bir| Maamafih, gertek böyük val-/lunmuş olmasını âdeta bir nimet zamanda izhar vesilesini bulmuş- |dede, gerek Semahatte, artık Be- telâkki ediyorlardı. O cihetle ar- tu. Bu yarı yetim çocuklar her|hireye karşı son zamanlardaki|tık Behireyi, doktordan kıskana- şeyden evvel bir anne yefkatine, | dürüştlüklerini göstermeğe yuılı.ık kaçınıya mecbur edecek yol- bir abla ihtimamına muhtaç idi-|kalmamıştı. Bu iki havai k.d...ld. muamelelerde - bulunmaktan ler. Onları, herhangi bir hastalık-| Behirenin bu ev için en lüzumlu | tiraz ediyorlar, — hoyratlıklı larında ilâçtan ziyade, kendileri-|bir unsur olduğuna içlerinden iti-|dan vazgocmla” ha uklarıne le candan meşgul olan bir insan|*af ediyorlardı. Macidenin hasta| Vakığ hastalık münesebenle dok, tedavi edebilirdi :-Tirâî ilk günden tarun genç kıza daha yaklaşmış, Behire işte Macideye böyle ya-|Pakmak vezilesini İ ' Bire Ble a n b DA İlzerine alan bir kadın bulunma: gee n tele eli k kıza, yalnız|*SYdı. ber ikisinin de hali ne o- b GeneE e DA lurdu? Tabit bu vazife, isteseler ae Ki TUfesla de, istemeseler de, korksalar da, Teklk. Tet a korkmasalar da onlar kalacaktı.| İanmıyor. değillerdi. — fakat genç haltalardanberi küçük has- baren ona Hastalık bu suretle seyritabi- İhasta çocukla bir odaya kapana- beri, süt, yağurt ve mahallebiden başka ağzına bir şey koymu; âdeta ku K lan kızcağız, biraz mütenevvi ye- mekler yemeğe — başlayınca hemi iştihası geldi. hem de kendini az, çak topladı. Maamafih, kızıl has: İtalığının perhizden çıkma devri de çok naziktir. Hastaya hafifi |yemek verirken çok dikkat etmiek lâazımdır. Bu, aklı başında, dira- yetli insanların yapabileceği mü - him bir iştir. Ekseri ailelerde an- neler, evlâtlarına karşı saikai şef- katle zayıf davrandıklarından, hastalıktan çıkarken - çocuklarına| her istediklerini verirler ve bu su- u kemik gibi kalmış 0-| de bulunmuştu. Akşam eve geldi- yarak |Bi vakit Macidenin perhiz yeme- Gini nasıl yediğini ve ne kadar ye- .ıllğiııi tetkik edince Behirenin bir hastabakıcı gibi değil, hattâ bir doktor gibi yemek işine de itins eylediğini gördü. Bu, doktorun zaten bu hastalığın başındanberi kiymetini anlamıya başladığı genç kıza karşı takdir hislerini bir kat daha arttırmış oldu. Daktor, mü- rebbiye namı altında hanesine #1- Şınmış olan bu genç kızın hakika- ten müstesna fıtratta, — müstesna terbiyede olduğunu, her gün yeni delille görmekteydi. Behire bütün manasile bir aile kızı, Vev kadını, ayni zamanda ince ter- leyi kendine yaye İttihaz et Tenin de zayıf bünyeli olduğunu | sini takip ederek ârızasız geçmek. bir insandı. Böyle bir insanın, | Yüşüncrek, kendi kızı yüzünden | teydi. Kızılın sirayet devri olar üz çocuğunu düştinerek başka | fazla yorulacağından — korkuyor- | yirmi gün tamam olduktan sonra Bataları ihmal etmesine imkân |'du. Maamafih bütün bu ihtirazla- | Nadide Hanım da, Semahat da u. O cihetle kızını ister iste-|ra ve düşüncelere rağmen hasta- İartık Macidenin odasına arasıra evde ibtimam va şefkatin-|bakıcılık vazifesi kendi kendine, uğrayıp oturmuya, hattâ bazı güıı—l t caklar, hiçbir yere çıkamıyacak- lar, berbere, terziye uğramıya- caklar, yani bütün zevklerinden, eğlencelerinden günlerle değil de, haftalarla mahrum kalazaklardı. Gerek annenin, gerek kızın bu ih- O vakit, hergün akşama kadar, 4 başucunda yaptığı f y hıklar karşısında doktorun bu yol-|retle, iyileşmekte olan yavruları- | biyeli, kibar hisli bir kızdı. Bunu muamelede haklı olduğunu da|nın sıhhatinir büsbütün bozulma-| anlıyabilmek içince biraz zaman tasdikten men'inefs edemiyorlar- | una sebebiyet verirler. O cihetle| geçmek, bayatın muhtelif safha- di ğ doktor. - perhizden çıkmak için| larında ve hâdiselerinde nasıl ha- Hastalık nihayet otuz, otuz be- | veni yemeklere müsaade ettiği va| teket edeceğini görmek — icabet- şinci gününü buldu. Doktor, kızı- |kit, Behireye yemeklerin ..i.iım.l.uz.ıi. (Devamı var),