21 Mayıs 1940 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 4

21 Mayıs 1940 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü j t e v re Te el a) e D pRr aei AŞ S E A T YA Ş Va y Te AY T A OU —— Sahife: 1 YURT YAZILARI Çelebi işte böyle olur bizde kermes Kermesin yegâne eğlencesi Zeybek oyunu 2 inci sayfadan edvam |dar ki alay alay büstibacak çocuk sa Dişimi sıktım da davul zurnaları lük soluğa gidip geldikleri halde boş da, zeybekleri de, bandoyu da kendi $Şe toplamağa yetişemiyorlar. taraflarına çekmiş olan büyükleri| Şu yandan çatlak zurna gibi yırlık işaret ederek: bir ses geliyor. — Benim bildiğim, dedim, »*ıııııvetl Yıldızl altmıla.. düğünlerinde eğlence çocukların -| Karşıdan bir uğultu cevab veriyor: dir. Köylü çocukları sünnet olduk- Bu saatte yıldız ne gezer be! ları zaman bile eğlenmemeğe alışık| Öteki o halile tashih ediyor mıadırlar yoksa? Güneşlerin altıtda... Dedim ya, pişkin bir delikanlıydı OÖn yedi, on -sekiz yaşlarında ço- Muhatabım. ©0 eski teraneyi cuklar kolkola girmn pa vura tekrar edip duruyordu: / |vura iki üç adım atıp durüyorlar, İki saat sonra hepsi nasıl ayağa| kalkar, aramızda dolaşmağa h.'ışî.u'vr*"*“": çıkarıp nâr: lar görürsünüz bayım. |yoflar.. | İki saat sonra gördüğüm manzara| Etrafı fazla rahatsız edenleri jan- ise şu, idi: — Uzaklardaki köylerine|darmalar çeviriyor. Fakat iki dakika vaktile yetişebilmek için davranmak| sönra bunlar bir başka taraftan gene lüzumunu — duy analar, bıbdîarı"""dâ"d çıkıyorlar yavrularını kuscaklamı miş-| Bir doktor en işlek yolağzını tut- lar, en müreffehleri de öküz araba- muş, kendini kaybedecek dereceye larının kirli zeminine veya toza top- gelenlerin burunlarına dayayor eter rağa bulanmiş şiltelerin leştirmişler, yola çıkıyorlardı. Kim'- nin YA $ k inin sargısı düşm onlarla Ö mMeşgul olan tek in: Hey gafil gazeteci atarak diki- üzerine yer- Ş u. hır i$ değil vallahi Farkında bile, Saat bire geliyar. Beynim döni değilim, meğer öt ski Lidyanın Çekilip gideceğim, fakat nereye, na- Sibel mabdi: harabelerine giden yol sıl? Renim gibi geldiklerine, gelecek boyunda asıl kermes, olanca şetare-ilerine bin defa pişman olmuş nile- ti, neşesi, zevki ve safasile başlamış!|ler, çoluklarını çocuklarım otraflari- Aman efendim, ne-eğlence, ne eğ-/na toplamışlar, sığınacak — sarhaşstır. lence... |bir köşe arayorlar. Dönüş trenine Bir tarafta ocaklar kurulmuş, ke- daha beş saat var. bablar pişiyor, bir yanda horoz şeker| Ağır ağır İstas Teri, macun, leblebi ve kabak çekirde tepeye tırmanı By- ği satanlar, ötede gazoz şişelerini pat- lü kadın. tepelerde, güneşin altında Jatan gözleri mmüş biri bağırıyor: birbirlerine sokularak çömelmişler, — Yüz, para! ür paraya... ğ bakışlarla (sehirlinin nasıl eğ- Kırevatı olanla ış! sevrediyorlar. Ağacların dibine postu serenler| Ne düşünüyorlar acaba?... Utan- ı.:ı:—.:,::lx::"ş;u bal m '"'"',":l"" cımdan yanlarına sokulup bir şey so e v Zavallılara dikkat e-|yamıyorum ki diyorum: İkide birde, sağdan soldan| Sibel harabelerihe doğru uzanıyo - Yükselen naralarla yerlerinden OY-İrum. Burada sütunların dibinde köy nayorlar: ğ |lü delikanlılarının önünde üç zeybek —:';ndım AA"—nîh'b *ı oynuyor. İşte bu garip kermesin bi- — FHeyy: Anam babam heyyy'..'ricik zevki, eğlencesi... mijı'!::_ t... Yuh olsun kafayı çekl Bi Gevul zurna ve üç zeybek... E Ve ötede bir pehlivan güreşi! —Dol ardeşim... k_m_ı.““' afileadennizir a Üai BZ A İ AĞA RĞ YA FARAAR 5 tae Eski Tatavla panayırlarını andıran. y e. Pal taş, &ı ö üK z Henüiz öğle olmuş.... Fakat dağ dn|büu kör dövüşüne dünyanın hiçbir ye akı kokuyor, Sanki Saa “M_'ı-';;’ğhî_:;:k perhize|Finde kermes denmez baylar!.. en sonra ipleri ko-| mahküm edildi! parın saln &n birara almıslar N ka-i r bühsederek — «en ve- ilân 'e olamaz. üyorum. Ama, kim ettiği, kesreti münderecat hasebile bugün konamadı. Karileri- mizden örür dileriz. Çelebi böyle olur bizde de ker- mes dediğin. Fikrinde olanlar da vardır belki... KANDEMİR , Edebi Tefrika No, 20 Halbuki doktorun validesi ilk gün|lâftan pek camı &1 denberi Behireye çocuk terbiyesi hak ana ile oğul ve kız kardeş arasındak kında tecrübesih olup aolmadığına fikir ihtilâflarını dinlemeğe hut dair bir kelime bile sormamış, heplalle efradını biribirine düşürmeğe haval sözler söylemişti. Gerek Nadi- değil, sırf çocuk mürebbiliği için gel- de Hanım, gerek kızı sanki liısbu(ünimı:,_ Hattâ doktorr Ö başka alleye mensub —imişler gibillediği taltifkâr si & hiç benzemiyorlardı. Her iki Janmamıştı. Bir ön Bi de doktorün — sörlerine - kızdılar, çıkıp sözi Nadide Hanım dedi ki: İitisanların arasından uzaklaşmak İs-| — Amma yaptın ha, oğlum. Son'tiyordu. Maamafih çocuklar gelince- de çocuklar: büsbütün yere batırdın W)q kadar beklemeğe mecburdu. Bu Çocuklarımız neden arsız, yaramaz! sırada daktorun kendisine dik tatli olsun, biz onları hiç mi terbiye et - dikkatli baktığını gördü. Bu bakış- medik? |larda her şeyden evvel, karşısında - Behirenin aile efradı arasında, ken kinin sıhhi vaziyetini yüzündeki alâ- ld. O, buraya rden - bile hoş yolun ortasında ceblerinden rakı şi-| T | çarpışmış, Mazhar Osman alnından ha İlanmıştır. Gazetemiz namına kiymet mu boylamak için| olarak düşündüğünü» | — e kadına emöanet edemezdi, © evvel odadan * - — -— TASVİRİ EFKAR | rüşler ve düşünüşler — [ Tramvay Altında ' Parçalanan | Çocuk! (3 üncü sahifeden devam) | Bu farkımn sebebi pek bariz. Orada |halk biraz daha dikkatli, çocuklar hi raz daha iyi terbiye edilmiş ve miha- yet çocuklar her geçen teamvay ara- basına atlamak itiyadını almamışlar. |Şu balde İstanbul cihetinde de halk biraz daha dikkatli olursa, belediye meselâ Sirkeelden itibaren Fatühe ka |dar yalmız tramvaylara nezaret eden âdetâ yol bekçisi gibi dört beş memur |koyarsa İstanbulun küçük yaramaz- larını da kısa bir zaman içinde tram- İveya atlamak seyyiesinden vazgeçire biliriz. Vilâyet ve belediye dört beş fazla memuru nereden bulsun? diye- lm! Bunlara verilecek maaş iki üç bin Ülrayı geçmez, böyle küçük bir para, ile her sene kaç can kurtaraca- gintzı, kaç ananın, babanın müddeti ömürlerince göz yaşlarını dindirece- ğimizi düşünürsek, o vakit ç bin de- Kil, hattâ on bin Hirayı bile kimse çok görmez. Astanbulan faal valisi muhterem Lâtfi Kırdarın bu çok mühim mese-| leyi nazarı şefkat ve insaniyetlerine | g1ele gidilmiştir. koyuyoruz, biraz himmet — ederler, | Ertesi günü cehennemi bir sıcakta bu işi bir valan mesdesi, bler medeni-|ilk ve son antrenmanı yapmışlardır. yet İşi telâkki ederler de ele alıp Bir taraftan yorgunluğun diğer ta- îuip eylerlerse şehre edecekleri hiz- raftan ise sıcağın tesvi yapılan bu mete ve kazanacakları düaya payan ânirenmani çok yorucü - bir şekle İyoktur. kalbetmiştir. Ertesi günü oynanan ve kralın da şeref verdiği birinci ASREEL maçta — futbolcülerimiz — seyircileri kendi taraflarına çekecek kadar gü- Mazhar Osman Ze) oynamışlardır. Bunun üzerine Bir otomobil kazası geçirdi bizzat kral haftaymda topu değiştir- Profesör Mazha: siye buyurmuş ve oyun - Osman dün şoför da futbol Lütfinin kullandı- tta bulur e otomobili ile Bakırköyden şehi re gelirken birden bire karşısına çı - kan 2115 numaralı İj taksi otomobili ile Mısırdaki Futbol Maçlarında Neler Yaptık, Nasıl Oynadık ? Kral Faruk Sporcularımızla AIı%İ;;dar Oldü Gençlerimi> Mısırda Çok Sevildiler Fenerbahçe - Galatasaray mühteli- tinin Mısıra nisbeten zayıf bir kad- ro ile gittiği malümdur. Bununla be- T almış öoldükleri neticeler biz - leri memnun edecek şekildedir. Beş gün, beş gecelik bir vapur yol culuğundan sonra vasıl oldukları İs- kenderiyede öğle yemeğini yiyerek akşam üzeri Kahireye hareket etmiş lerdir. Üç saat kadar süren bir tren yolculuğundan sonra Kahireye va - rılmiş ve bu uzün seyahatin verdiği yorgunluğu gidermek için — doğruca SELİM SABİT Güzel futbol seyretn olan M: dan alkı Bu ka susamış t halkı #porcularılmaı can- lamıştır ar güzel lüp soluşumuz bütü oynamamıza râğ- Misir halkını âdeta müteessir etmiştir. Mısırda intişar eden Egyptienner gazetesi mizi doğrudan doğruya şanssız olma miza atfetmektedir, Birinci haftaym üstün bir oyundan soara 1>1 bera - bere bitmi İkinci devrede Adnan sıcağın te - sirile bayılmış ve yerine oyuncu da- hi girmeden Mısırlılar Adnanın boşi bıraktığı taraftan galibiyet göllerini| Ük maçta Gündüz ile Melihin bir|de oynamayı ihma! etmiştir. — MeSfli (atmışlardır. arada oynaması aleyhimize olmuş -|gazetesinin tenkid etmekte olduğ | Bundan sonraki kısımda yukarıda|lur. İkinci oyunda Melihin sağ açığa tmamanın sebebini bu iki oyufl smini yazdığımız - Misir gazetesinin/geçmesi, ilk maçta muattal kalmış isgbetle işaret ettiği gibi oyuncula -'olan bu tarafı harekete getirmiş ve| rımmız fena şüt atmak yüzünden bultakım bundan dolayı daha — verimli güzel oyunlarını neticesiz bırakmış-İbir maç yapmıştır. — lardır. Hemen ertsi günü ikinci muçt İs- kederiye muhtettine karşı — yapan emanaa nnn dmene | TüTK futbol takımı birinci haftaym- Bu noktanın tashihi futbolümüzüf C z da çok rahat ve konhine bir oyun oy-|ti oyuncular değil, atak yapan oyun-İileride daha üstün neticeler almat Tasviri Efkârın takvimi namış ve devreyi 2-0 gibi açık birlculardır. Halbuki bunlardan birininini mümkün kılacaktır 21 Mayıs 1940 Salı «Lâ Bourse mağlibiyeti - Üztte gençlerimiz meşhur Sphinyın üzerinde, Altta: Birinci n çe y amaştır. Tahkikata baş - fifçe yaralanmıştı v Sabinyın, üzerindi stadyomdur. Sahanin dar oluşu bi -|oynamasi ve pas tevzi etmesi — icll rinef maçta ' öyuncularımızın sıkışık |ederdi. İnsayt oynıyan Gündüz pasör B için Melih ile bt ak yapmış ve gel li profesörümüze geçmiş olsun der, hi ederiz. Ticaret Vedkili gitti İki gündür şehrimizde bülunan Ti Jearet Vekili Nazmi Topçuoğlu dün sa bahki tayyare postasile Ankaraya ha reket etmiştir. Pazar günü Ticaret müdürlüğün - deki çalışmalarına devam etmiş bü- İlunan Vekil İngiltere ihraç olunacak tütünlerden bir kıs - minin tüccarlara- bırakıldığım bildir miştir. âcil şifalar temer | joynamalarına sebep olmuş ve ihti zİ fenaloyuncu olme n $ raber ber topa mal Mısır. gazetesinin — de; şüt atmak ta bundan doğmuştur. cunun yanyana Oynamasında arami lamdır. Maamafh şüt atmamahi futbolümüzün en büyük noksamdi futbolün on bi Gündüz ile Melihi yanvana oynat-'kisi oynanacağını her zaman unut imak itiraz kabul etmez bir hatadır. ve Fransaya y Bu da oyunculurın malarından ileri gelmektedir. Çünkü bunlar üzerlerine adam çeki- farkla bitirmiştir. Sıcağın ve yorgun adam Süleyman TEKİL — İluğun tesirile ikinci haftayma takı - ö sesse e recasecenAtf | e İmimiz gevşek başlamış ve attıkları Çeğerrağamlşere ge h n Te ANNABELLA yemişlerdir ' K nın son yarattığı Son dakikalarda yine Tazla enerjili sarfetmeğe mecbur kalmış olân ta-İ| OĞLUMA KARI ARIYORUM Filmi Bu PERŞEMBE Akşamından itibaren Vakitler kımımız bir gol daha atarak sahadan| |4-2 galip ayrılmıştır SARAY sinEMasıNnın k neş'e ve zevk kaynağı olacaktır b'raz geride üzerine kerek öğş ü |.. Galatasaray - Fenerbahçe muhte İlitinin ilk oynadığı saha ikinci maçı iynpuğı sahaya nazaran çok küçük - |tür. - İskenderiyedeki İlkindi Akşam İ Yatsı İmsak (Yarınki) | saha k bir vardı. Behire doktorun kendisini, Bu, sonradan zenginleşen insanlarda den tutmuş olduğu halde arkadan on'rüyorlardı. Fakat genç kızda çocuklf hemşiresi Melâhat ile mukayese et -|çok tesadüf edilen bir şımarıklık 2- ları takip eyliyorlardı. rın kendisini nası! bulduklarma c * mekte olduğunu anladı. O, ihtimal lâmeti idi. Zahir türediler. sonradan| Hepsi de susmakla idiler. Öndeki|hemmiyet verecek hal yoktu. O, hef ki çocuklarına bakacak mürebbiye- görmeler, büyüklüğün, efendiliğin nisbeten büyük çocuklar daha yeni|kendi kendine: «Ben nasıl bir ev€ |İnin de; Melâhat gibi zinde, güçlü aylıkla tuttukları kimseleri horla - gördükler: bir yabancı kadınla so -|düştüm, bu insanlarla nasıl geçine” kuvvetli ve şen bir kadın olacağını|maktan ibaret olduğunu zammneden kağa çıktıklarından sıkılıyor gibi gölceğim? Doktor fena bir adam değik zannetmişli. Halbuki Behire bilâkis| kimselerdir. Halbuki efendilik, bü - rünüyorlardı, küçük Sacide ise elin-|Bilâkis aklı başında, temiz yürekli soluk benizli, yorgun tavırlı, düşük yüklük ne servet, ne İkbal meselesi- den tutan genç kadının sakit ve sa-Jerkek mizaçlı bir Insana benziyof: omuzlu, bir bakışta insana hasta ol- dir, o bir doğuş hassasıdır. Yüksek kin simasından Adeta ürkerek söz|Fakat Nadide hanımla kızı Semahö” duğu hissini veren- bir halde idi. rTuhla doğmuş olanlar, hayatta ne söylemeğe cesâret edemiyor, başını|tin küstah hallerine, bir hizmetçiyt Zavallı kız doktorun derin nazarla- türlü inkılâbata uğrarlârsa uğrasın - kaldırıp yüzüne bakamıyordu, Belli|hitap ediyormuş gibi muamelelerin? rından âdeta korktu, çönkü bu a - lar, bir aralık zengin olsunlar, bir idi, ki çocukların üçü de zihnen cskl’,cm“m kadar nastıl! tahammül edi * dam çocuklarını tabii haştalıklı. bir/aralık fakir düşsünler, ikbalin şahi - mürebbiyeleri Mis Gladis ile meşgülllir?» tarzında bir çok suâller soru * ınlar, edbar girdabının idi, ö ne güzel, ne şirin, ne şen bir|yordu. Fakat bu kadınların şıma! olda çocuklara İngilizce tu-İhallerine tahammül etmeyip te nf onları katıla,|yapacaktı? Ablası gece yalılı hastâ” Ğ unlarına — işt neye girmişti, konaklarını kirayf e şefkal gösterme- eder, beraber düş r *|vermişlerdi, Kiradan aldıkları peşiff latı & mış öld buki yeni mürebbiye ağzını açmı -İparanın bir kışm'le iki kız kardef geldi ve Behireye hitaben; Behire zaten hazırlanmış elan ço- yan, gözlerini dalma meçhul bir nok-|hemen ufak tefek borçlarını ödedili? — Mürebbiye hanım, işte çocuk - cukları aldı, aparımandan çıktılar, taya dikerek düşünceye dalan, abuslleri için ellerinde çok bir şey kalmü? lar, şimdi artık beklemeden gezinti-|tramvay yoluna geldiler ve Taksim çehreli bir kadındı. Önde giden er -İmıştı. Behire daktorun evinde bari” ye çıkın. İstikametinde yürümeğe başladılar.|kek çocuk arasıra dönüp genç kadı-|namayıp ta orayı terkedecek olsa bİf Bu genç kadının daha ilk hitapla- Macide ile erkek çocuk önde gidi - na bakıyor, Behire çocuğun nazarlaloda tutmaktan başka —çare genç kız köşede büsbütün büzülerek de e insinler, dalma asil ve k: kendini doktörün nazarlarından sak- kibardıtlar, dalma i ılik hislerini haf muha rler. daimdâ büyüğe hür katıla Lirak da, Semâhat met c u halde'yi bilirler Bereket KüçÇÜ

Bu sayıdan diğer sayfalar: