Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
$- n DD l4 ş- Jal ibm âli ük Esİ “n nda gin ast Yin ide nal rire ikü ida ÜW ıyâ — ea d İ Kai Salomon'lardaki Harekâtın Mânası Yazân: M, ANTEN zo gün kadar evvel Amerikalılar, Japonların Salomon adalarında büyük deniz ve hava üsleri kurmıya hazırlandıklarını haber almaları üze- rine, Avustralya ile Amerika arasın- daki münakaleyi ve bizzat Avustralya- pın müdafaasını tehlikeye düşürecek olan böyle bir teşebbüse mani olmak maksadiyle adaların işgalini hedef tu- tan bir taarruz hareketinde bu'unmuş. lardır. Bu suretle Amerikan ve Japon hava ve deniz kuvvetleri arasında şid- detli çarpışmalar olmuş ve neticede arp Sonrası irkiyeyi Yapalım! L y ıs milyon nüfusumuzun 15 milyo- nunun köylü olduğunu vazii ka* nunumuzun, idarecilerimizin ve aydm larımızın hiç bir vakit Bunun İçin Her Şeyden Önce İşini Kökünden Halledelim. Ayni Zamanda 15 Milyon Köylüyü 30 Hattâ 40 Milyona Çıkartalım. Bu Suretle Mehmetçiklerimiz Artmalı, Yaşamalı ve Kuvvetlenmeli —— ( AĞMNSNNE Yazan: N Halkeyleri bu büyük köyleri az za- l Suphi Nuri İLERİ "Köy, ve "Köylü,, Telefon, radyo ve — sineması olan manda birer medeniyet yuvası haline koyabilirlerdi. Bu suretle de Halk partimiz faal şuurlu, münevver, ha- miyetli, inkılâpçı ve — Cümhuriyetçi rımı, gözden kaçırmamalarını isteme. liyiz, 'Türkiyemiz bir köy ve köylü mem- leketi ve vatanıdır. En büyük milli gayemiz hep bu kuy ve köylüyü yük- seltmekten ibaret olduğunu pek iyi bil. meli ve bellemeliyiz. ret sidildi. Nihayet medeniyet, kül- tür, teknik köy ve köylümüze de na> sip oldu, Fakat Cümhuriyet devrinin şimdiye kadar yaptıkları bundan son- ra yapacaklarına nisbetle yine azdır. Başarılacak dıhı pek çok ls var, Bıı yepyeni unsurlar yetiştirmiş, elde et. miş bulunurdu, b) Genis ziraat meselesi de pek mü- himdir. Vâkıa her köylüyü toprak sa- hibi yapmak iyi bir siyasettir. Fakat kılcük malikânelerde, elli hattâ yüz Amerikalılar biri. cik üssü olan Tulagi ile dığer üç adaya asker çıkarmıya muvaffak olmuş!lar- dı,. Japonlar o zaman bu muharebede Amerikan deniz kuvvetlerinin büyük kayıplar verdiğini ve adalara çıkan as- kerlerin imha edilmek üzere olduğunu, yakında harekâtın neticeleri hakkında bir tebliğ neırıdllecehnl bildirmişler. di, Halbuki aradan 20 gün geçtiği ha!. de Japonlar 'hâlâ vaadettikleri tebliği neşretmediler ve Amerikalılar ayak bastıklarr adalardaki mevzilerini tak- viye ettiler, Amerikalılar Salomon adalarını bu gün için tedafüi yarın için taarruzi bir maksatla işgal etmişlerdir. Bu a- dalar, mütv.enklenn Yaponlara karşı girişecekleri umumi taarruzda Atlama noktalarından bir kısmını teşkil ede- cektir, İşte asıl bu endişedir ki, Ja. ponları Amerikalıları bu adalardan çı- karmak maksadiyle yeni bir harekete sevketmiştir. Salomon — adaları civa- rında Amerikan ve Japon hava ve de- niz küvvetleri arasında üç gündenberi devam etliği haber verilen muharebe- nin manası budur, Bu ikinci çarpışmada Amerikalılar daha iyi bir vaziyette bulunuyorlar. Cünkü, tayyare gemilerinden başka, Tulagi ve diğer noktalarda tesis et. tikleri hava meydanlarından faydalan- maktadırlar, Bu muharebenin neticesi hakkında henüz sarih malümat alın- mamışsa da Amerikan kaynakları, şim- diye kadar 14 Japon harp gemisinin batırıldığı veya hasara uğradığı, bun- ların arasında 2 tayyare gemisi, bir zıthlı ve bir kaç kruvazörün bulun. duğunu bildiriyorlar, Vichy'nin Kararları D. N. B. Vilhelmştrase'de şöyle bir kanaatin hâkim olduğunu bildirmekte- dir: “Mihver devletleri son zaman- larda yalnız askeri değil, siyasi za- ferler de kazanmışlardır. Bu keyfiyet bazı memleketleri Almanyaya ve ye- ni Avrupa birliğine daha çok yaklas. tırmıştır. Petain'in Alman işgal or- duları kumandanına gönderdiği mesaj ve İsveçin İngiliz ve Sovyet propa- gandalarından şikâyeti bu temayülün muhtelif tezahürleridir,,, İkinci cephenin açılması ve mütte- fiklerin nihaf zaferi k larr ihti- lük topraklarda köylünün tek kbel işlerin kı larımız, ni mız, üsgülle iz şehirli ve — kasabalılarımızdan önce bu 15 milyonuk köylülerin ta. biat ve ihtiyaçlarına uygun bir sürette olmalıdır. Köy ve köylü nazarı iti- bara alınmadan bizde hiç bir şey ya- pılmamalıdır. Evvelâ köylü ve sonra şehirli ve işçi düşünülmelidir İstatistiklerin açıkça gösterdiği bu ve usuller lüzım. ve rejimimizi 15 milyonluk köylü reali i inkâr edemediğimiz gibi onsuz da hiç bir şey yapamayız, İşte bizim hakikatı- mız, ” Ü ç Buıunkh köy ve köylü vaziyeti- miz: Anadolunun — sahillerinde hava ivi, toprak mümbit, tabiat zengindir, İç plâto ise her bakımdan fakirdir. 1 — Köylerimiz iyi yerlerde kurul- mamıştır, pek — küçüktür, her türlü konfor ve medeniyetten Mmahrumdur. Köyler arasında muntazam yollar yok. tur, Bir çoklarında su ve ağaç bulun- maz. Eskiden sıtma çoktu. Ziraat gayet iptidai bir surette yapılıyordu. 2 — Köylülerimize gelince, bunlar da köylerimiz gibi iptidai, zayıf ve fakir idi. Sıhhatleri iyi delidği, sıtma vesair hastalıklar köylülerimizi kırr ?ordu Bakım ve — sağlık usüllerini, mikrobu vesaireyi — bilmediklerinden köylülerimiz doğurdukları çocukların büyük bir kısmını kücük yaşta kay- bediyorlardı. Hele softaların eline br- rakılan köylülerimiz vaktiyle son de. rece cahil ve müteassıp idiler, Okur mak bilmez, yeniliği istemez, manasız bir surette muhafazakârlık ederlerdi. Siyasi hıyntlın yoktıı İdare nam- na jandarma ile ker relisini hlllrlır& Umııml.ylîxltı— bariyle Osmanlı devletinden nefret e. derlerdi, İçtimat seviyeleri pek düşüktü. İktısaden vaziyetleri fena idi, Tarla. larını adam akıl'ı ekip biçmesini bi mezler, ormanlarını yakarlar, hayvan- Jarını çoğaltamazlardı. Para bulmak için mürabahacılara gayet fâhiş faizler verir ve mahsullerini yok pahasına satarlardı. Devletin hiç bir idari, içtimai, srhhi, kktıııdî yırdumm görmezler, yalnız diyen vergi ve asker vetirler- mali çoğaldıkça, şahsi mukadderatla. yını Alman zaferine bağlamış olan Vi- chy'cilerin ve tahsisen Laval'in AL manyaya daha sımsıkı bağlanmak is- tedikleri sarahaten görülmektedir, Bir habere göre Laval Almanyaya yeni- den 1200 İokomotif, 800 yolcu ve 37.000 yük vagonu vermiştir. Tabiidir ki bu keyfiyet, Fransadaki iaşe buh- ranını daha vahim bir hale getirecek. Alman zaferini temenni ettiğini ve beklediğini bir çok defalar söyliyen Laval, A bunu k na yardım etmek için elindeki bütün imkânlardan istifade etmektedir. “İn- san ve vatandaş — beyannamesi,, nin 153 üncü yıldönümüne tesadüf eden günde Fransız mebusan ve âyân mec- lislerinin bürolarını — dağıtmakla da Almanyaya dolayısiyle yardım etmiş oluyor., Filhakika Vichy hükümeti ku- rulduğu zaman, Fransa yeni bir harbe girdiği takdirde mebusların ve âyânın kend mesüliyetleri — altında toplana. b.ieceklıtlue hrar vermîşn Lıvııl bh iki bu karart kaldırmaksızın, bu meclis. lerin toplanmalarımma bilfiil mani olmuş oluyor, Çünkü bu —suretle, Fransaya müttefik askerleri — çıktığı ve Vichy hükümeti bu küvvetlere karsı Alman- larla beraber harekete geçtiği takdir- de, Fransız milletinin meşru mümes- gillerini içtimaa davet edecek iki teş. kilât ortadan kalkıyor demektir . General kıştan tekrar bahsedilmiye başlanmıştır. Bükreş — sokaklarının duvarlarında şu yazılara tesadüf edi! mektedir: “Kış yaklaşıyor. Askerleri. nizi düşününüz, Onların Sibirya çöl- lerinde kışa karşı koyabilmeleri için lâzım gelen bütün yardımları yapı. TUZ. ; Inzîhz kaynakları: Hitlerin ktştan evvel mühim stratejik muvaffakryetler kazanmak için çok acele ettiğini ve yapılan propnındalann Alman m’XL' &. , Meşrutiyet devri ihtilâller ve mu. harebeler ile geçtiği için köy ve köy- lüler ile adam akıllı uğraşamamıştı. Hattâ demiryolu üzerindeki köyleri- mizi bile bir dereceye kadar ıslah ede- memişti. Yalnız hristiyan köyleri is7 lâm köylerinden bir kaç derece yük” sekti, hristiyan — köylüleri de bizim- kilerden daha çalışkan, daha zengin ve daha ileri idiler, Türkiyede köy ve köylü kalkınması, hiç şüphesiz, Cümhuriyet devrinde vu- kuu ıelmln başladı. Eskiye nisbetle dan pek çok il ler, başarılar görüldü, Köylere ve köy. lülere daha ziyade ehemmiyet verildi, her bakımdan kuvvetlenmelerine gay- likeye girer, Köy ve yl fitle çıkarılması için büyük makul ve pratik plânlar, teknik teşkilâtlar, köy ve köylümüze mahsus kanun, nizam Bu iş ilmi ve fennidir, Bu iş para- sız olmaz. Bu iş şahıs ile kaim ol mayıp ciddi bir program lâzımdır, Bu iş muvaffak olmazsa memleketimizin hayat ve istikbali teh- Binaenaleyh biz bu işi pek ciddi, “pek sağlam, pek namuüskâ- rane bir surette telâkki edip gereğini ı;aıiı_nı ziraat yapması hem kolay de ğildir ve hem de memleket için çok fayda temin etmez, Buğün ziraat makineleşti. Bir tcak- tör ise yüz değil, binlerce dönümü i$- letir. Binaenaleyh köylü toprak sahibi varsın olsun, fakat ziraatini makine ile ve geniş — mikyasta müştereken yapsm, Ziraat kooptratifleri pekâlâ bu müşterek ziraate müsaittir. Maki. neli geniş ziraat çok verimli olup çift- çiyi ve memleketi zengin eder, Ferdi * * öy ve köylü nasıl tesbit edebiliriz? yapmalıyız, Kur!ulıış yolumuz vudur yü 'Tabii her şeyimizde olduğu gibi bu At Yarışlarının Sekizinci Haftası HANGİ İstanbul at ya. BU HAFTANIN FAVORİLERİ YAZAN —— ATLAR OLÂBİLİR ? göstermemiş — olması Savanın şansını bence bu pazar günü yapılacaktır. Diğer haftalara nisbetle daha güzel ve heyecanlı olacağını ümit ettiğimiz koşular hakkın* daki tahminlerimiz şöyledir: Birinci koşu Üt yaşındaki yerli yarım kan İn giliz tayları arasındadır. Mesa- fesi: 1200 metredir. Ismi Binicisi Kilosu Kader Reşat 56 Tiryaki Mustafa 56 Meneviş Sökölay 54,5 İkba! Zeki 5 * Yarım kan taylar arasında Meneviş ve Tiryakinin — rakipsiz olduğu ma- lümdür, Bu iki tayın birinci ve bi kinciliği paylaşması kadar tabii bir şeyi yoktur. Bu koşu bu sebeple ente. resan değillir, İkinci koşu ç yaşlı saf kan arap tayları ara. işte de ilk hamle ve hareket d bekl'enilir, hesiz onundur. Bu mukaddes vazife şüp- ve bırbırlznyle daha ziyade afılaştp biri l Yine tekrar edelim: 18 duğ yardıma daha muhtaç bul zün 15 i köylü olduğu ve l;ıı kütle şehir ve kasabalıdan daha bakımsız ve ,İiçin Şi , tanışıp dir Aralarında daha ziyade kız alıp ver. mck olaca_ıı gibi artık köylünün şehrin Binaenaleyh: köy ve köylü müsteşarlığı teşkil şebekesi vücude getirmelidir. işe evvelâ alâkadar ve mesul bir resmi makamla başlamak zarureti bardır. 1 — Dahiliye Vekâletine bağlı bir dilmelidir. Bu müsteşarlığın yardımcısı olarak da bir banka ve bir kooperatif Banka parayı tedarik edecek, koope- köy- de yetişmiş aydın çocuk- ve kücük ziraatin ise kimseye fay- sındadır. Mesafesi 1200 metre- dası Kuvvet birlikten ve | gir, beraberlikten doğar derler. Ismi Binicisi Kilosu K l 38 — Buğgün şehir ve köy siyasetimizi acaba İlüleri beğenmiyor, köylüler de bunla, | Rint Bayram 56 ra pek itimat etmiyor, Yarın büyük | Can İhsan 56 köyler sayesinde şehirli ile köylü, müs. | Dabi Ahmet 56 letten |tahsil ile mü: müterakki ile ip- | Hizir Sokolay 56 tidaf birbirine tamamiyle yaklaşacak | Vecize Hoçvart 54,5 Bundan evvelki koşuda Hızır Da biden altı kilo fazla sıkletle koşmuş ve ikisi baş başa yarışr bitirmişlerdi. Bu defa kilolar müsavidir. —Bu vaziyet her ne kadar Hızırın lehine görünfü yorsa da Dabinin ilk kosuda iyi form- - Hasılı köy ve köylülerimiz üzerin- de fazla durmalıyız. Hayat ve istikbalimiz hep onlara bağlıdır, hoyluyu yetiştirmek vazifesi şehir ve blrl; düşüyor, Köylü kapi. ratif içtimat ve iktısadi d hükü lık da devlet ve leml tl&lk edilmelidir. lüyü Nıxı: ve bilfiil işe alıştıracak, oto. ritesiyle köy ve köylü siyasetini az ıımandı küvveden fiile çıkaracaktır. Büyük köy ve geniş ziraat ılo— talistlerin esiriri olmamalıdır, köylü tam manasiyle efendi ve yurttaş ol. malıdır. rışlarının - seki. aza'tamaz, İlk koşuda zinci hafta vko' & Tomurcuk nasıl jokey şuları 30 Ağus- ! Sabahattin Aygen : hatasiyle Savaya mağ- tös Zafer bayra $ lâp olmuşsa — geçen miına Trasilıyan *? hafta da Sava ayni “|2000 metredir. şekilde koşuyu kaybetmiştir. Yarınki koşuda da jokeylerin kullancakları taktik yarışın neticesi üzerinde çok büyük rol oynıyacaktır. Yarışn gidiş şekli ile bu iki kuvvetli favoriden bir tanesinin ikinciliği de kaybetmesi çok muhtemeldir. Dördüncü koşu İki yaşlı yerli saf kan İngiliz tay- ları arasındadır. M-safesi 1200 metredir. Ismi Binicisi Kilosu Varat Ahmet 56 Hümayun Davut 56 Destegül Bayram 54,5 Zehrimar Reşat 54,5 Pımar Zekeriya ŞEE |- Hesba Filips 54,5 Nilüfer Rıdvan x. - Bu koşu, günün en güzel koşusudur. Hümayunun koşturulmıyacğı söylen- mektedir, Bu takdirde kosuya müsa- vi kuvvette altı tay girecektir İçlerin- den birinci ve ikinciyi seçmek imkân- sızdır. Şayet Hümayun koşarsa © za- man koşunun favörisi tabiatiyle bu eşsiz hayvan olacaktır. Beşinci koşu :| mektir, Böyle acıklı bir zamanda d: N :|tur: gazete idareleri ise ancak kı Lüzumlu Bir Tâdil Yazan!: ULUNAY Dun bizim gazetede okuduğum bir ölüm ilânı, korkudan yllrıiam! ağzıma getirdi: İsimler müstesna, ha- ber aynen şu şekilde yazılmıştı. “ğebelmla tüccarlarmdeğ İfohmad Ka ve filân kaza — rüccarlarından — Ahmed Yaşar ve Hüseyin Yaışar valdeleri 'Daara Yaşar dün gece vefat etmiştir.” Vah zavallı Yaşar ailesi vah! Bak- sanıza! Yanlış tabiriyle hepsi birden kün fe yekün olmuş. Acaba neden? Salgın bir hııhhiı mr tutuldular? Yoksa böyle el ele ves rip öbür dünyaya gitmek için bütün aile büyük bir felâket haberi mi aldı: Ne oldu? Fakat bir bulmaca halleder gibi dik. e okuyunca bunun — gimdi yalnız ölüm ilânlarında değil, akıllı uslu makalelerde bile görü!düğü gibi koc: man bir “za'f “- te'lif” yanlışlığı ol.. duğunu anladım. #Yaşar ailesinin kapısını çalan Az- rallin ölüm tırpanı yalnız Bayan Di lârâ'ya dokünmüş Ecel bir eve kanat gererse alle efradı, bu mateme hısın akrabayı, eşi dostu ortak etmek İs terler ve bunun için en emin vasıtı vefat hadisesini gazetelerde ilân kimsenin cümle yanlışlığı ile hu şive hatası ile uğraşmıya vakti yol dilerine verilen ilânı olduğu gibi koya makla mükelleftirler. Zaten kaybettik-. leri vücudün hasret ve firkat ateşi ile ciğeri yananlara © zamanda bir de “İnşa” dersi verilemez. Bunu öi geçilemeyince bütün ölüm haberleri o kuyanları hafakan ıllehne uğratacak lığı altında şöyle bir fıkra görülüyor: “Falan yerde bıkkılhk eden bay "Hk dayet — Gözüaç, ması, — mütekait “Ahmet nıu baldızı, yin Deul atiyka kal uc ve daha yukarı yaştaki saf kın İngilizler ar dadır, Tsmi Binicisi Kilosu Komisaj Sokolay 60 Dandi Mecit 60 Karabiber Fi'ips 47 Heybeli Rıdvan 47 Cobank Horvart 45,5 l b ]:::n:: köylerini T hş_ yurt- | da ğını*ve bugün daha iyi vazi- y etmiy .İyete girmiş olduğu lâ. * * zımdır. Bu sebeple ik'sinin de kazan: ma şansı bence müsavidir. Bu iki fa: vorinin çekişmesinden Canın ne kadar istifade edebileceği meçhuldür. Bu jo- keyinin idaresine bağlıdır. Üçüncü koşu Dört ve daha yukarı yaştaki saf kan araplar arasındadır. Mesa. fesi: 3000 metredir. İrğm Bu koşu: hayvan adedinin .| isabet edecek? Diye bir helecan a siccil müdi memuru — “Saracı Gç ,bemsiresi, “Mama hatun muhta: Abdullah Bağtı Ğ baldızi Bayan “Hüsne Uctu' Gün sabali. vefat etmiş ve cenazesi ilbh,.." K Okuyanı, Bayan Haseneye gelini kadar acaba “ecel piyango” su ki Sonra mu:ll rahmetluııu uzak vi ki tağmen enteresandır. Her ne kadar Dandi favori gözüküyorsa da üc hafta evvel güzel bir koşu hile Dandiyi ve diğer kuvvetli rakiplerini geçerek Öz- demirin hemen arkasından ikinci o- lan Çobankızımı ve bu seneki Gazi ko- Busu üçüncüsü Heybeliyi mesafe dola- yısiyle ihmal etmek — doğru olamaz, Bunlardan Heybelinin Ankara i!lkba- a) Bugünkü küçük lüylerîmııde hiç medeni teşkilât — vücude Zaten bunların çoğunun bulundukları yerler de münasip değildir. köylerini bugünün hiç olmazsa on kö* yünü bir araya getirerek civarım hava ve su itibariyle en münasip bir ye- rinde yeni baştan kurmak gerektir. Böyle büyük köylerde ancak mek- tep, mahkeme, revir, sinma, Halkevi; fırın; eczane; çarşı; banka ve koope. ratif; karakol vücude getirmek mad- deten mümkün olacaktır. Hoca, hâkim, eczacı, ebe, dişçi; sanatkâr; memur; şoför; makinist; demirci; marangoz; terzi vesair esnaf gibi medeni unsur- lar bugünkü köylerimizde yaşıyamaz- lar, fakat, büyük köylerimizde pekâlâ yaşıyabileceklerdir. Onlara oralarda yaşıyabilmeleri için medeni bir muhit ve hava vücüde getirmek kolay ola. caktır, Her üniversite veya ziraat ve sanat mektebi mezunu bir sene bu büyük köylerde staj yaphıbileceği gibi, işe başlarlar, memur namzetleri de bura«. da kurslara tabi olabilirler, ezcümle yazın hava tebdili etmek, spor yapmak ve ziraat işleriyle uğraşmak için mun- tazam bir surette Mmektep talebeleri bizzat ve bilflil idare etmesini tatna. miyle öğretmeliyiz. Köylüyü zengin ve fakir, topraklı ve topraksız, — mütegallibe ve âciz farklarından kurtarmalıyız, Köylüye alabildiğine çocuk yetiştir. ti zevkle seyrettirecektir. vorileri tabiatiyle Sava ve Tomurcuk- ha yukarı mesafelerde muvaffakıyet KARKNE ni & Ismi Binicisi Kilosu |har yarışlarının son haftasında Dan- mnmlı_ı;ımızı onların îh diyi vurduğu da unutulmamalıdır. U F S 'Tuna Reşat 60 zun müddettenberi muntazam bir şe- Koyliiyü okutmılıyız OÖha göre ki Sava İhsan 60 kilde çalrşan Karabiberin kuvveti ma- töplak; laz. yazmlı Bora Mecit 60 lüm değildir. Biyle, 'l'omı_ırcuk Bıy.rım 60 Bıı arada üzerine, iyi bir joökey olan Yarının | Köylüye köyünü ve kooperatifini Bahtiyar Zeki 58,5 - layın bineciği jin ne ya- Tarzan Ahmet 58 pacağı da merak edilebilir. Netice iti. yakın akrab Hidayet Gözüaçık., yahut “Ab Bağrıyanık” fıkrayı okuyanlarım tı dığı, dostu; arkadaşıdır. Böylelikle goklarının -Allah geçinden versi eşlerinin dostlarının kara haberini mıslar gibi yürekleri yanıyor. Bizde ölüm haberleri hiç bir. ktsa, ruhlu bir üslüpla ifade & mişstir, Eski devirlerde de başka 'Tü bir acaiplik vardı. İşte bir mi “Kasıdan ahbar-ı-mâ; dinin her-şebisten- n rekİ ve ç deniden damen çin olduğ Ve bütün bu kelime yığınları “filân zat öldü,, demek icçin sıralanmıştır. Pek iyi hatırladığımız nmııılır1 lerde ölüm haberleri şöyle y Mesafesinin uzun olusu bu koşuyü | bariyle bu Koşunun fa- bek ur, Şimdiye kadar 3000 metre ve da- şular üzerindedir, şekilde bitmesi mühtemeldir. Yarınki koşularda çifte bahis: 2—4, 4—5 İnci, ikili bahis: 2, 3, 4; 5 inci ko- bir mesi için her türlü —hukuki, içtimaf, sıhhi ve iktısadi yardımı yapmalıyız, Az zamanda 15 milyon köylü 30 hattâ 40 mi'yon olmalıdır. Mehmet- ciklerimiz durmadan artmalı, yaşama: ir ve kuvvetlenmelidir. Ve her şeyden evvel köylüye bir Türk, bir medeni insan, yüksek ve ha- rikulâde bir mahlük olduğunu anlat. malıyız. SA ŞÇ SF milletindi vatanından ve âlemden haberi olma. Irdır ve mevkiini, rolünü gayesini hak- kiyle bilmeli ve bellemelidir. RAŞİT RİZA TİYATROSU HALİDE PİŞKİN BERABER Harbiye: Belvü bhahçesinde 21.30 da ONLAR ERMİŞ MURADINA de bir kaç hafta gelebilirler. Vodvil — 38 — Perde — Tuhaf, Şaheserler İçin vakit saat olur mu” Mantık! — düşünelim: “Tâç - Mahal,, ya güzeldir, ya değil- dir, — Bu lâtin ırkına mahsuüs bir mu- hakemedir, — Evet, “İki, iki daha dört eder,, gibi,,, Hollicott biraz düşündü ve şu ce“- vabı verdi: — Hindistanda iki ile iki her va- kit dört etmezi döndüm, — Hayret! tanımıyorum, letinin yor aksettirdiğini ıoyl:mektedirler Goeb- belu, son bir makalesinde 1918 de mağlüp olmadı fakat ğ di sabah o deröce hayal kırgmlığına uğ- ratan âbide midir? Ancak şeklini ta- nvıbiliyorum_ O yerleşik manzarası- çmdın b şim böyle bir felâketin tekerrür etm için her şeyin yapıldığını ve yapılaca. ğını yazmıştır, lılı.. n ti KAYIP: İstanbul seyrüseferinden almış olduğum F407 sicil numaralı a- rabacı ehliyetimi kaybettim, Yenisi- dan hükmü l ıtir, Sento Sarfati fotografını alıyor ve çiğliği beni si- nirlendiriyoydu Yazan: FRANÇİS DE CROİSSET Akşamın saat beşi: tekrar türbeye “Tâç - mahal,, İ İki tarafı servili "hiyaban,, n u- bu buhar Mmucizesi beni bu , fazlâ “âşikâr- kaybetmiş, Dört minaresinin üstünde onlarâ bir ma- tem kulesi şekli vermek için her tağı çerçeveli; siyah çizgileri görmüyö- rum, Âbidenin bütün rengi de değişmiş: Öğleyin güneş önun Mmagnezyumla 'Tefrika No. 73 N Şimdi, bembeyaz, öyle bir beyazlik ki, Japon yağlı boyalarmin maddi olmıyan beyazlığıta benziyor, Bilhas- &a sabit değil, Ziya, bütün hatlariyle ve düzgün geniş #atlhlariyle — oynu- yor, Türbe hareket ediyor, hakikaten onda kimıldıyan bir hal var, Kaide- Çeviren: ULUNAY bu âbideyi bir çöl yehut bir deniz gibi seyrediyorlar, bir musiki gibi Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Direktörlüğünden Yatılı ve parasız öolarak Zonguldakta açilmış bulunan maden teknis- yen mektebinin Birincileşrin 1942 de başlıyacak devresi için seçme sinâ- viyle taleba alınacaktır, Bu teknik mektebin biri nazari, diğeri ameli clmak üzere iki sömes- tre ayrılmış dört senelik tahsili vardir. Maarif Vekâletince tasvip ve kabul edildiği üzcre, bu mektebe en az ortaokul tahsilini bitirmiş olanlar altndığına ve mektlebin tahsil müddeti âdesi lırdı: r “Rabak meclis-divülü ve “BürüyüDe tanzimât dâiresi y-i-kirâmından rütbe-i-bâlâ ricâlinden atüfetlüâ ( , , Bey efendi hazretleri bir müddetden rü mübtela oldukları — derd.l-deva irden lamıyarak dünkü ircai” emrine "Lebbeyk- olmuşdür.” Â Simdi tercüme edelim, “Filân bey bir müddettenberi İyi © bir de: aptı. İse Ölüm ilânları pratik bir for tabi olmalıdır ki okuyanlar, hem min o'lduiümi derhal ınlımılı de duğünu bilmeli, Bu formülü dört yıl ol göre, ları 3656 sayıl! 8 üncü nin D, fıkrası hükmünden istifade edecek derecede tahsil görmüş sayfla- caklar ve lise mezunlarından bir sene fazla okuyanların haklarina sahip olacaklardır, Taamtasl t Aşağıdaki şartları hâlz isteklilerin nihâyet 23 Eylü 1042 kadar Zonguldaktaki sözü edilen olan mektep müdürlüğüne riyle bizzat müracaatları lüzumu ilân ölunur, i — Türkiye Cümhüriyeti tebaastndan ve Türk ırkındân olmak; 1942) ders yıll! mezunlarn- 2 — Doğruluk kâğıdı göstermek (1941 — dan bu oelze aranmaz,) 38 — Bulaşıcı hastaliklarla malül olmamak, ta yapılacaklir,) 4 — En az, liseye girme hakkını veren ortamel_tep yahut orta dere- cede san'at mektebi dipl veya ek; 5 — 18 vöşma girmiİş ve 25 yaştni geçmemiş bulunmak, 6 — Dört adet vesika fotografı vermek, Bu şartları hâiz olan istekliler 22 Eylül 1942 de hesap, hendese, ce- bir ve türkçeden yazılı imtihana tâbi tutulacaklar ve muvaffak mektebe kayıt ve kabul edileceklerdir, (6881) bünyesi maden ocakla- rımda ameli çalışmıya müsait bulunmak, (Sağilk müayenesi Zonguldak- akşamfna vesikâla- olanlar (9060) dinliyorlar, Her hnazar onun yerini değiştiriyor, İste Onu, iyi görülmedi- ği zaman görmeyi herkes bundan Ö- türü istiyor, Aşıkıar onu sıralarm merdiven â- sinin üstünde dönüyor,, —Ark d semadan baoşka bir şey yok,, Sanki uçmiya hazır saniliyor. Bütün tabüi incelikleri hemen ka- piyor ve mermer aynalar? onları ol- duğu gibi aksettiriyor. we yükselmiş; “Tâç - mahal,, arzin havayi nesimisinden kürtülmüş — gibi kalkiyör ve semanın boşluğunda yü- züyor, Fakat Holitcott'un dediği gibi, ben- deki “Lâtin ırktıra has olan,, zihni- yet hâkim oluyör ve “blöf,, € gelmi- yorum, Şüphesiz çok manhh dayan- dığim için nazarımda ğüm “Tâç « mahal,, | canlandıriyo - Şimdi grup yaklaşıyor. Ây doğmuş | üzerine oturarak İstanbul Vali ve Belediye Reisliğinden İstanbulda bulunan Büyük Millet Meclisi sayın âzasina : 30 Ağuıtns Zater Bıyranıı raünasebetiyle Pazar günü ssat 10 da Tâk- k geçit resmini takiben saat 12,30 da İnönü onu seyrediyorlar, — Ziya oyunlarmi, akislerini yakvıdan takip etmek için ufkt kulelerinde oturanlar var, Onu seyrederken kimi — öpüşüyor, kimi barışiyor, Hepsi fikirlerinde İ- cat ettiklerini Rörüyoriar, Bu belki onlara- bütün hayatlarında bir defa hayalle avunmak. fırsatfnı veriyor, Katı yüzlü çiftlerin çehreleri parlf- yor, Methalde kizil mermerlerin ara- besk süslerimin arasında gözlerim ü“- zerinde şu'sözler yaztlı bir levha a- riyor: “Tâç - Mahal,, e kayalardan şükrâan hatifağ!. Türbe bir bahanedir. Onu bütün tâkdir adeniet mnvınıkıyıtine ml- rum, Ben onu düzgünsüz gördüm: Hakikatte bu derece güzel olmadığı- nt biliyorum — Biliyorum, fakat bunu iyi bildiğime pek de emin değilim. Muammayn benziyen ve hayallere bir vüsat ve sürat başlangicı veren râk ediyorl t den nld!lı daha cın!ı Hr hisle ayriliyor; gördüğü “Tâç - ma- hal,, onun hayalinde kurmuş olduğu tidedir; öonu bir mürld imaniyle tel- kin ediyor, (Devamı var) gezglslmn de ıv;ılla merı.ılmi !âl"hcaktîr sayın 1 bu töcenli N vermeleri rica oluhuf. (928B6) Kadıköy Vakıflar Direk ğ Aylık kirast Semti — Mahallesi Sokağı No, & — CİNSİ İş K. çenaşemcünnni ŞKÜ ŞAT DA p CN < Boğaziçi Paşabahçe — Tepe camii 1/1 Dükkân 1 00 » “ " 3 » 8 00 " — Yalt köy — Ekmekçi bayım — 34 » 5 00 2 $ 32 ” 8. 00 M e Çayır 182/1 — Depo 5 60 Kartal — Maltepa lıldlt 46 Arğa 1 S0 K. köy Tuğlacı 21 Dükkân 8 00 Yukarıda cinsi ve rmvkilerl yazüt! yerler 31,5.943 tarihi sonuna kâ- dar müddetle kiraya verilmek üzere ilâna verilmiştir. İhaleleri 818 042 Kadıköy Vakıflar Müdürlüğü Pazartesi günü saat 14 dedir, İsteklilerin kalemine müracaatları ları ederseniz emrinize mem, çünkü hatırıma şu fıkra gelir Softanın biri bir gün derebe konağına gitmiş kâhyaya, derebe takdim edilmek üzere bir bohça mış, Kâhya sormuş: — Nedir bu? — Güzel zemzemlenmiş kefr.uf,' — Sen çıldırdiın mı? Ben bunu be ye ne diye veririm? — Sana ne? Ölüm hak hediye: Ben de kefen hediye ediyorum. — Ne olursa olsun ben bunu veremem, Sen hediyenle mabeyxn İptsında bekle. O haremden çı zaman söylerim, Softa elinde bohça ile divan beklemiş, Derebeyi haremden çıkı Softayı görünce gözü ile kâhyaya saret ederek kim — olduğunu sori Kâhya, beye sokulmuş: 1 — Etendimiz, demiş; zemzem na batırılmış hediyelik misk gibi kefen getirmiş, Ölür müsün? Öle müsün? KAYIP: Boğaziçi lisesinden 1940- 1941 de aldığım lise bitirme ve günlük diplomalariım — Fen Fak yanginında kaybolmustur. — Yenili çıkartacağIımdan — eskisinin yöktür. Mehmet Can El KAYIP: Tirebolu nüfus mem ğundan aldığım ve içinde yabancı askerlik şubesinden müuamelem kaytlı bulunan — hüvij cüzdanim! kaybettim, Yenisini alacı ğimdan hükmü yöktür. —Temel © Ömer Tekinâalo, 319 doğumlu, Emniyet Sandığı Müdürlü ril Em için verilen 62916 numaralı zâyi ettiğini söylemiztir. Yenisi * rileceğinden esk'sinin hükmü (9007) dıği ilân olunur