ABONE BEDELİ Yazan: M. ANTEN Sovyet - İngiliz ve onu tamamılıyan umumiyesinde derin akisler w İç 7et Rusyanın bütün yehirlerinde meydanlara toplanarak radyo - ilin ettiği bu haberi büyük bir Pinle dinlemişlerdir. ankara radyosu bü anlaşma hak İŞ Molotofun şu mealdeki bir ms. esini neşretmiştir; ra anlaşma, bütün hür milletlerin ai Almanyasına ve onun cürüm or şanına karşı soruna kadar mücs #mek ve gelip gelmek azimle İNİN bir ifadesi olduğu içindir ki, un n bür milletlerini pek #mdan alâkadar etmektedir. Londra Vaşingtondaki müzakerelerin neti. nde ikinci cephenin açılması mr eye geçmiştir. — İki memleket ei en sonra da siyasi ve İktisadi iş ğine kati bir surette karar ver. Milerdir. Bu anlaşma, Atlartık be mesinin Genişletilmiş bir ta - İayacısıdır,, in Londrada çıkın İngiliz gaze Gİ ba anlaşmaya, harp inberlerin. ha, daba çok yer vermişlerdi... Bu İyeilere göre Sovyet Rusya ba am ile Atlantik beyannamesini be emiştir, o Bu muahedenin atl kıymeti, harpten sonrası için teminat ve milletler aran müna. lerde ehemmiyetli bir mierbale İİ etmesindedir, Bu anlaşma bütün İngiliz partileri tam tasvibi öle karşılanmıştır. George bu aşlaşmann büyük Kan şa cümle İle çok veciz bir e RT mma em TAN ” ME ifade etmiştir: Bu aşlanma bir iş ee ewe? imzalanmış olsaydı bi, iyasette bir çok ağır batalar ya. yı amış olacak hattâ bir harp olm dyosu bu anlaşma hakkın. lerde bulunmuştur; a evvelce Moskovada Eden'in Av Rusyaya teslim etmesinin we Mag irdığı fena tesiri izale etmek mak (pie imzalanmıştır. Ayni saman iş, Beiltere ve Amerikan Rusyanın e“ sulh yapmasından kofktuklarını Böstermektedir. İş Diler bir mihver radyosu bu anlaş. ei, bolşevirmin (İngiltereye daha ME müfur ettiğini göeterdiğimi ve İşeltofun e Rootevelten Amerikan pist partisi için müzmadeler ko lin söylemişti, itin bu tefsirler, yapılan anlaş. in mahiyetinin kavranmadığı ya iy, voayyen bir propaganda gaye » tahrif edildiği kansatini uyan maktadır, Bu anlaşma bilâkie o mihvereilerin İşi arınım zıddma olarak, Troçkist. han» eğer kalmışsa - Stalinin ko. st prensiplerine hiyanet ettiğini İetecek mahiyette bir vesikadır, nci Cephe Sovyet . İngiiz - Amerikan anlaş İylerımdan sonra artık ikinci cephe 0 açılması hakkındaki münakaşaları İn ermiştir. Simdi üç büyük dv Gi temsil eden sahsiyetler tarafın. İp ,#lacağı kavi olarak ve resmen 'dörilen bu cephenin nerede, ne za ve nasl açılacağı meselesi zi meşgul etmektedir. «Pa harbe tekaddim eden zamanlar Müttefikler Almanyanm askeri etini azımsamak ve Onu abluka #menla ve pera kuvveti ile mağ İD edebiledeklerini zannetmek gal nde bulunmuşlardı, Almanlar da İngilizleri ve Rusları İrem harbi İle ait edebileceklerine iç, Amerika yardımının geç kalacağı 9 inanmak gafletinde bulunmuşlar. Hitlerin bütün arza ve tahminleri "5 aksine olarak harp 1941 de mih Erin galibiyeti ile bitmemiştir. iltere istilâ edilememiştir. büyük bi” mukavemet ve taarruz eti olarık geçen senekinden da. sağlam olarak durmaktadır ve A- ” ayni zamanda Groenland'ın tubunda pek çok tayyare meydanları etmişler ve binlerce tayyare yığ. tir, Artık pek yakında, gece ve gün fasılasız devam edecek —— Eerl çekilmeğe mecbar olduğu ya, € muzaffer olarak Berline doğru yü Mlmeğe başladığı zaman değil, Şark *ebhesinde neticesi henüz belli ol yan çet Tarplerin başladığı şu lerde kırılordunun yükünü hafif. bek maksadiyle yapılması, imzala. anlaşıdanın en esasir bir bül ü teşkil etmektedir, TAN f HAFTA KONUŞMASI ? | ŞEHİRDEN RÖPORTAJLAR j Pencereler Görür... (Önümüzdeki Kışın Perdeler Konuşur! (Yak Şehirlinin Ömrü Pencere ve Perde Seyretmekle Geçer. Geceyleyin Bi yük Bir Şehrin Lâmbalar Yanınca Konuşmağa Başlayan, Sönünce Susan Işıktan Gevezeliğini Dinlemek ncereler evlerin gözleri - dir; perdeler ise dilleri. â Yapılar, içeriden dı şarıya pencerelerile bakarlar; fakat biz de onlara baktığı - mız zaman içlerini, > az çok pencerelerin. de okuruz. İnsanları gözlerinden okuduğumuz gibi... Yumuşak ve ılık bir rüzgârla dolup kabaran, sallanan yaz per. deleri, başlı başma bir manzara dır; gözlere ve gönüle hoş ge - len, sessizce tatlı şeyler söyli - yen, nazlı hareketlerle ev ve 0- da sevgisini besteleyen çok ma. Dâlı bir manzara ve belki de musiki? Yazın, perdeler “Gölgeme, gi riniz, uzanımız, dinleniniz!,, di - ye bize işaret ederler, çağırır « lar; kışın “sicağıma geliniz, 0. turunuz, ısmıniz!,, diyen birer süslü davetnameye benzerler, * # 'ncereler görür; perdeler çağırır. Fakat her pen- cerenin görüşü bir değildir; > perdenin dili Bazı pencereler peni zekâsızdırlar; gelip geçenlere İersiz koyun gözlerile bakarlar; bazıları ise bizi derinliklerine çekerler, sihirlidirler. Onlar - dan ayrıldıktan sonra da « tıp- kt insan gözlerinde olduğu gibi - bir müddet tesiri sitinda kohir, kendi kendimize romanlar kurar hayaller âleminde yüzeriz. Göz bir çehrede ne ise.-nasıl bit rol oynuyorsa pencerede bir evin yüzünde o kadar değerli - dir, önemlidir. Mimar, * yapın gözlerine, en güzel şekli ile be- raber göstericilik ve görürlük hassasmı, manasını verebilmeli, biz de perdelerimizi dile getir - meği bilmeliyiz, Perdelerinize kendi kıyaf: niz gibi dikkat ediniz: pek bicili olup ta dışarıdakilere zevk düşüklüğünüzü ilân etmesin! Ya hut çok ağır başlı (o görünerek arkalarında suratı asik adamla, rın yaşadığına hüküm verdirme. sin! Perdeler ne arsız arsiz, yılış kan ve yırtık gülmelidir; ne de somurtmalıdır; sadece sıhhatten gelen bir gülümseme ile dış ale. me, iç alemin tatlı ve rahat şiiri ni söylemelidir. yaradığın: belli & den pencereler yapının ayıbı. dır. Pencere ar rae Hi, perdeler de hoppahıi ve inceliğinden dolayı dedi koducu luk etmemelidir. Her devrin perdesini gözden geçirirseniz görürsünüz Ki onlar insan kıyafetile at başi bir gider Jer, insanların elbise modasına uyarlar. Meselâ benim çocuklu. ğumun perdeleri kat kat ağır ka difelerden, büklüm büklüm at - laslardan; haşır haşır canfeslor- den yapılır, ve ayrıca kalın tül- lerle süslenirdi. Kadınlar da öy- le giyinirlerdi: İpek #eracelere ve çarşaflara girerler, iç çama « şırı olarak da katmer katmer dantöllere, etekliklere bürünür. lerdi. Yüz açma yasağı zammın. da perdeler inik GL yerine pencereler sur: - Si kafes çekerlerdi. R Kadın, elbisesini azaltıp ince- ekşiltti ve hafifletti; ir taraf tan ile kafes de ortadan Kalk Li * pore yalnız kafesten ; sansörü ve korsayı da atir. Zira eski mi men İr ““Sda ve bir ende, kalıptan , eendereye 80. kulmuşa benzerlerdi. Kadınlar korsaya, biz katı yakalık ve göm leğe veda edip te kendimizi spo ra verince pencereler dahi vü - cutlarımız gibi keyfe, kaprise ““ Yazan: Refik Halid KARAYI uydu; enine boyuna gelişti; tap- kı bizler gibi bağrın: daha fazla güneşe ve havaya açtı. Vaktile kafesile poncuru ka - Panmamiş ve leleri indiri. memiş bir ev penceresi bütün gözleri kendi üzerine merakla çeken, hikmetine akıl erdirile . imiyen bir manzara idi, buna pek kıt rastlanırdı. Şimdi de ka palısını görürsek diyoruz ki: “İçinde adam oturmuyor ,gali. ba!,, Eski pencereler, ölçüleri biri- birine benzemek, arabesk kafes lerle örtülmek ve kalın kumaş larla süslenmek bakımından di. van edebiyatını, aruzla yazılmış gazelleri andırırdı; fazla hendesi ve çok yüklü idi. Daha sonra, pancurlar ve tül perdeler, çocuk luğumun köşklerine bir (Serveti Fünun) edebiyatı çeşnisi, gerb. Jileşme ve dekadanlık getirdi. Zaten pancurlu pencere ve tül perde, dantelli sabahlıklara bü. Tünmüş kadmlarla o edebiyatta ne kadar yer almıştır! Mili edebiyat halk ve Köyevi pencörelerile perdelerini anlat « mağa özendi. Fakat pek dışın - dan ve uzağından... Bugünün şüri . tıpkı kübik yapıların pencereleri gibi - ve- zinsizdir, düzensizdir, irili ufak k, kapris eseridir ve » yine tıp kı yeni perdeler gibi « entipüf- dendir. Metresini, (şlirin değil, perdenin, yahutta her ikisinin) şu harp pahalılığında bile patis kadan ucuza satın alabilirsiniz! Görüyirsunuz ki edebiyat ile pencereler ve perdeler arasında sıkı münasebetler vardir. ** verelerle perdeleri her yerdekinden fazla, doya doya, seyre imkân verdiği için de Bo Haziçini / severim.| Vapurla veya sân-| dalla göçerken göz lerim yalnız tabia tin güzelliğine dalmaz, yalıların e görülecek şeyler ulur. Yarı göçmüş bir yalının çatal patiska perdeli penceresi arkasında! yalı kadar çökmüş yaşlı erkek ve kadın başları bö na bildiğim üç devrin biribirine benzemiyen hatıralarını yaşatır, Bu pencereler, perdeler ve çeh- reler, bir kütüphane rafına di- zilmiş eski kitaplar ,eski vesika lardır; çevrildikçe zih nimin yorulduğunu duyarım; hatta parmaklarım da tozlandı sanırım! Boğaziçi bir pencere ve perde sergisidir; zaten her pencere ge risi “enteriyör,, bir tablo ve her perde arkası, dram veya komedi piyes oynanan bir sahne değil midir? Tiyatro sahnesi ve sine- ma De pencerelerden ilham alınarak yapılmıştır. Pencere önünde duran adam; birszda kendi yağlı boya resmi» ni kocaman bir çerçeveye geçi” rerek, duvar yerine sokak yüzü ne asmış bir adam demektir. O- nun içindir ki tek başıma pence re önünde hareketsiz durmak - an çekinirim ve duranlara faz la bakmaktan tuhaf bir çekinme duyarım. Hele ll balik eğer akça pakça ve yan perde) de pek süslü püslü, çiçekli ise bana eski Istarinalardaki hoşur kadın resimlerini hatırlatır ve Zilli def Kaz e ii Ne Hoştür! ——— ———— 2 acak İhtiyacı Eski Zamanda Kışlık Kömür, Odun Ne Vakit Alınırdı? — Mahrukat Ofisi Nasıl Kurulmuş? — Tüccar Ofise Karşı|tor. Neden Vaziyet Alıyor? Ve Ne Netice İle Karşılaşıyor? ği Çekler kışlık ya — Yazan: — | SAİD KESLER İ kacaklarını ki raz zamanında alır larmış, Hâlâ ba use lü güdenler var, BL re, kendisi görülmeyen pencere | zim mahalledeki bütün apartımanlar dir, Şehirlinin ömrü pencere ve perde seyretmekle geçer; İstan- bullunun bir eğlencesi de vapur dan Selimiye kışlasının penzere lerini saymaktır! Bu kışlanın pencereleri saf saf, asker geçit resmi gibi dizilmiştir. Cam ne kadar işimize yara - yan bir icaddır... Lakin pencere lerde olduğu kadar hiç bir şey- de tam lüzumlu değildir. Top - rak kapla su içebilirdik ama pen cerelerimize camdan başka ne geçirebilirdik? Cam, İnsanlara pencereyi, yani medeniyeti ka - zandırmıştır. # * : Pencereler “feeri,, si İstan bulda her yerdekinden gü zeldir: zira ba - tan güneş bu şehrin dört ya - nındaki deniz - den ayrı bir işik ve renk kuvveti alarak Anadolu kıyısına vurur; bütün pencere » leri potada eriyen kızgın altın suyuna boyar. Bir yılın hiç de. ilse yarısında, akşam vakti, gö nülleri hüzün bağlarken şehri- mizin karşısına, Kadıköyünden Kavaklara kadar nurdan dökül müş bir ikinci şehir kurulur. eş, hiç bir memlekette bundan daha parlak törenle u- Zurlanmaz. Yazımı bir hayır dua ile biti receğim: Allah kimseyi pencöre siz ve perdesiz yere sokmasın! Zira penceresiz yer mezar altı ve perdesizi de hapıshane hüc- residir. SPOR: * Gül Kupası Bugün Yapılıyor Su Sporları Mevsimi Bugün Açılıyor Beşinci Gül kupası atletizm müs bagün Fenerbahçe stadında yapılacaktır, İlkini Güneşin, diğer & çünü de arka arkaya Fenerbahçenin kazandığı bu müsabakalar mevsimia en heyecanlı atletizm hareketlerinden biridir, Bugün yine Galatasarayı Fenerbah- çöhin karşısında mücadele ederken gö receğiz. Memleketie atletizmin beşi ğini sallamış olam sara kermuztirler #pn senelerde Fenerbahçenin de bü sporda gösterdiği bilyük kalkınma ile rekabet etmektedirler, Buçünkü mü. sabakaların bir hasusiyeti sekiz yöz metre ile yüz metrenin ve 110 meet. İnan programa dahil olmamasıdır, Bundan her iki klüp de âz çok puvan kaybediyorlarsa da Fenerbahçenin ka yıbı biraz daha çoktar, Fenerbahçe takımında bügün Melih koşmıyacak, Galatasırayda da Rıza Maksut büyük bir ihtimalle yer alm. yacaktır, Sürat koşuları Fenerli Muzafferin, atmalarda yine Fenerli Veysi, İzzet ve Kemalin sırıkla atlamada Galata saraylı Muhiddinin, yüksekte Fenerli Jebağ veya Beyoğlusporlu Pulisfkin veya bu müssbakaya iştirak edeceği söylenen © Galatasaraylı o rökordmeni Pulat'ın, uzan atlamağa Fenerli Mu gafterin, iç adımda Galatasaraylı Yavra'nun birincilik almaları kuvvet. le muhigmelğir, 4x200 bayrak yarışı da ber iki klüp arasınla büyük bir re Müsabakaların bir hususiyeti de bun. dön eyvelikiler gibi başıboş değil, mü. secesl atletlerin kiüpler nimms yarış mest ile mazbut bir şekilde olacağı dır, Talebe kendi spor yurtları ni asil keyfi ışık-İmma ve klüpsüz olanlar da münferi den ,ok güzel insan çok açık renkli gözleri gibi az görürler. Gece vakti dışarıyı asıl gören penco- edeceklerdir, e Müsabaks. Ticaret Mektebi ve sonra Barba. ne gidilerek her klüp ta rafından birer çelenk | konulacaktır. Bundun sonra tekrar Denir Tica:et Mektebine dönülerek ve kürek ya Yarına başlanacaktır. Yarış programı şöyledir: Bir çifte bayanlar, bi erkekler, iki çifte bayanlar, iki çi erkekler, beş çifte mektep filikaları, Ca r İğüit tek erkekler, dört tek böyanlar, uzun Bugün saat 11 de tenzilâtı matine harıl harıl odun alıyorlar, Birisine — Aceleniz ne yah, dah: kışa yıl vart. Diye sortcak oldumdu: — Çöbuk davranmasak yaya kal mak 'Etimsl! var, deği, Kira mevsi minde yakacak depo etmenin hikmet. ni de yine bu zatlan öğrendim; Dedelerimiz tecrübe etmişler, dedi, Kiraz az olursa kiş çok, Miras çok olursa kış az olurmuş. Onun | çin bu mevsim intihap edilmiş, Ma ası) sebebi bu mevsim. n yakacığın daha vcuz #yalin alınabilmesi olsa gerek, Kaça aldınız odumat, — On buçuk liraya, >. ir bakma ucuz, Bir kaç ay son ra 12 - 13 liraya da alırız, Sen değ ölme bak, Erken davranmazsan sonra ayaza kalirsin, x* A Möüirikat ofisi kurulda ya, Nasil olsa bu yil yakacak sikıntis çekmeyiz diye düşündüm, Maamafılı gidip hir kere İşi incelemekten, ala cağım malğmata göre tedbirli davran maktan da kendimi alamadım, Benim görüp anladığıma göre bu mahrukat ofisi hiç de fena bir şey değil, Başmdakiler de iyi niyetle ça kşır gibi görünüyorlar, Gelgelelim, o dan, kömür tacirleri ofise karşı he. meri birleşmişler, hattâ görünüre gö ve bir komplo bile hazırlamışlar Lifa ilkönce ofiste gördüklerimiz başlıyapım, Bu ofis, öyle yeni kurulan daireler gibi masrafa boğulmuyor. | Öyle şatafatlı maroken koltuklar, her biri bir ev veya apartıman parasına alınabilir yazıhaneler, kristal veyabut gümüş kaplama takımlar, otomatik Jâmbalar, hokkalar, kalemler filân yok, Söyle basit bir daire, Sade zarif mobilya, hlızaran taklidi iskemleler, İş görecek kadar dolap, masa vesnirc, Mütevazi bir şey, Fakat para derya gibi, Hep binlerle konuşuluyor. ton kömür, şa kadar bin lira; bilmem kaç bin kenlal odun şu kadar bin lira gibi; lâflar ediliyor ve gördüğüm ps talar hep biner liralık kaymelerle sa. siliyor, Yâni iş başlamış bile, Tafalldtenı bir başka yazı ile vermek üzete yazı" lan ve yapılacak olan işi de kıcasa an latıvereyim: Bir kere ofis tüccürm odun kesil. rip kömür yaktırdığı yerlere gitmi - yor Şimdiye kadar balta girmemiş or. manlar bulmuş, buralardan 300 bin çekiye yakın odun temin ediyor. O. dunları kestirmeğe başlamış. Yakında İstanbula da makledecek, (o Görünüşe göre de çekisini sekiz liradan sata bilecek, 25 bin tonu Bulgariyadan olmak üzere 33 bin ton kadar da mangal kömürü temin ediyor, Bunun 300 to nu geliş, 1009 tonu da yolda bulu. nuyor, Bunun da kilosunu 8 veyahut sekiz baçuk kuruşa satmak mümin görünüyor, Ofis tüccarın çalıştığı yerlerde çalışmadığı gibi tüccara re kabet yapmayı da aklından geçirmi yor, Bin| sahsda oynadıkları imdi gelefim töc carın ofise karsı vaziyetine,her nedense tüccar bı ofisin ku ruluşunu beğenmemiş, Bu sebeple de ofise karşı vaziyet ak mdş, İlk olarak Üsküdar ve Şilede i ik kurulmaş, Köylülerle bir de mukavele yapılmış, Bu mukavele nin üçüncü maddesi şu mealde: 'öylü eşhası ve tüccara mal satar, Ofise mal sıtmaya mezun değildir. Ofise ancak birlik mal BALAT Bir taraftan böylece köylü ofisten; uzaklaştırılırken diğer taraftan da İs tanbul sahillerinde, yâni kömür ve o. dundepoları kurulması mutad yerler de ne kadar boş arsa varsa kiralar. mn. Olinede böyle tam 4 tana depo. luk arsa Mzem, Fakat nereye baş vuruluyorsa boş arsa yok.» Bir üçüncü tedbir olarak da mel fiyatını yâlkseltmişler, Eskiden iske. lede köylüden bir çeki odunu en çok 200 kuruşa alırlarken şimdi 250 - 300 kuruşa almıya başlamışlar, daha son. £3 da navlun üzerinde milessir olmıya balsrışlar, Fskat bu İşi yaparlarken de far. kında olmadan kendi eleyhlerinde ba reket etmişler, OÇünkü ofis kayıkla nakliyat yapmıyacağı İçin navluna Yükseltmekle kendi maliyet fiyatla. rını actlırmışlar, ofis onların çalış tıkları ormanlarda ve köylerde alış İveriş yapmadığı, doğrudan doğruya ve yepyeni makta'lar almış olduğu için fiyat yükseltme suretiyle de ofise bir zarar verememişler, Kaldı boş arsa meselesi Bunda de Yaş tahtaya basmışlar. Çünkü bütün sahillerde belediyeye att boş arsalar varmış, Şimdi bunlar bulunscik ve İ buralarda yeni depolar tesis edilecek miş, Bütün bunlar gösteriyor ki oft se karş cephe almak tetiyenler kendi kazdıkları kuyuya düşmek vaziyetine| gelmiş bulunuyorlar, İstanbulun ihtiyacına, eldeki mev- cuda, ofisin ve tüccarın temin edebi İşceği miktara ait rakkamlarla ofisin Z kellefiyet weulüne, alâkadarların bu gizli oyunlar dair malâmstı tek bir yazı ile vere. bilmek imkân: olmadığı için bunları dğcür yarıları bırakıyorum, İaşe Teşkilâtına Yeni Tayinler Yapıldı Ankara, 18 '(TAN) — Ticaret Wekâ Jeli iaşe müsteşarlığı, tamamen idari işlere bakaen' İkinci bir müsteşar mu avinliği ihdas etmeyi kararlaştırmış- ter, Bu müsteşar muavinliğine Salt Rauf Sarperin getirilmesi tahakkuk etmiştir, Ayrica müsteçarlığın münhal umum müdürtüklerine de tayinler ya- pılmıştır; bir iki güne kadar neşredile cek olankararnameye göre : ihtiyaçe ları tesbit umum müdürlüğüne Biah- mut Seyda fiyat mürakabe ve müca- dele umum müdürlüğüne (İstan- bul bölge faşe müdürü Mümtaz Rek, teşkilâtlandırma umum müdürlüğüne ziraat bankası şeflerinden o Yusuf Salm, dağıtma ve tetzi umum müdür lüğüne Dahiliye Vekâleti seferberlik umum müdürü Hüsamettin getirilecek , gmBUGÜN MELEK'te 2 BÜYÜ KFİLM I-Macera Adamı Baş rollerde: ROBERT MONGOMERY CONSTANS COMMING'S 2-AŞK RÜYASI Baş rollerde: LESLY HOWARD İNGRİD BERGMAN Bugün saat 11 de tenzilâtı matina BUGÜN İPE K'te 2 BÜYÜK FİLM l | | 1 - KORKUSUZ Buçün saat 11 de tenrilâtlr a mmmaaz inatine gm Bugün TAKSİM Sinemasında Bu sene Beyoğlunda en çok rağbet gören MES'UT TÜRKÇE SÖZLÜ — Şarkın ses Kralı GÜNLER ARAPÇA ŞARKİLİ ABDÜLVEHAP'ın şateseni 16 kısımlık tekmil film birden Yanma Büzün söat 11 de tenrilâtlesmaline gm Bugün SARAY Sinemasında ma, Dr. KİLDAR'ın | İLK AŞKI Herkesin görmek istiyeceği güzel bir aşk filmi L#W AYRES 1 | 2 - EĞLENCE KADINI Şayanı hayret bir şaheser. Eğ lendirici çok güzel bir film Tyrone Power . Linda Darnel Sıfır mı? Sıfırcı mı? Yazan: ULUNAY iskiden çocuğunu mektebe veren bir baba, hocaya: “Et senin ke. miği benim, derdi Hepimizin katı minderler, tüysüz postekiler Üstünde diz çökerek! — ELE eyli elâ #li umbarlâli hop; Diye ders adıma acayip cümlelerle tepindiğimiz taş mekteplerde, ortaça #m İşkence #letlerini hatırlatan (ix laka) dan başka bir de hocanm eli, nin uzanacağı yerde uzun bir sırık bulunurdu, Çocuklardan biri yaramaz. lık ederse hoca, yerinden kalkmak zahmetine katlanmağı lüzum görme den sırığı yapıştırır; bu suretle ya. ramaşlık yapanın hissesine (düşen “biiyilk ikramiye, den başka yolda: lere de tablatiyle "amorti, isabet &- derdi. Hocenın vurduğu yerde gül bittiği için hiç bir çocuk bundan g kâyet edemezdi, Sonraları yavaş ya vay sopa ve küfür ortadan kalktı Onların yerine tevkif, iziasizlik gibi cezalar kaim oldu, Hayatımda gördüğüm çeşit çeşit ho calardan bilirim iri bir “öğretmen, in talebe üzerinde tahakkümünü, otori tesini tesis için dayağın yahut cez8- am hiç bir tesiri yoktur, Bir hoc okuttuğu talebeye ya bürmet telkin eder, yahut etmez, Edemediği takdir cezasına Meselâ bunadığı halde, mektebe ve srpıla kınalı ve aynalı tasmal: bir kuzu ile gelmedikçe teksüt edilmiyen fara hocamız o merhem Nevâ efendi, gürükünün çokluğundan yaramazlık yapanı tayin edemediği için, kar'a çe ker gibi gözünü kapayıp defterin & zerine elini koymak suretiyle rasige lene ceza verdiği balde sınıfın, te. nefüsbaneden farkı yoktu, Buna mw kabil, ceza yazmakta pek imsâkli dav ranan Babanzade Naim beyden kor. kar ve tir tir tilrerdik. Tahsil hayatımda gördüğüm hoca seşitlerinin envaz vardı, Meselâ tahsil devresinin başında © kumak isteyenleri ön sıralara yerleş. #rerek tenbelleri arka sıralara süre rek onlazla katiyyen meşgul olmıyan yakat bülün sene takrir edip bir kere talebeden ders sormıyan veyahut Gi. | sultakilerin en ufak hareketlerini göz den kaçırmıyan bir çok hocalar göd dük fakat bunların arasında smufa gi köylerde ve şehirde tatbik ettiği rrü |iy, Öğretmen, talebe "için, dir. Talebe | ye “karyı,, değildir, Onun vazilesi ker disine tevdi edilen çocuklara bilgesi. z huşunet bu genç fikirlerde fena tesirler (yapar; onları mektepten soğutur, Bunun için ber çocuğun istidağına göre davran mak icap eder, Bazı çocuk, haksız bir muameleye ğe maruz kalsa bunu öğ sipline feda edebilir; bazı cocuk da haysiyetine fazla düşkündür hakam ceğim geliyor, Bir Asansörcü Asansörden Düşüp Öldü Paşabahçede gişe ve cam fabrikasi da asansörelilük eden Ramiz birilme- si yasak edilen asansöre binmiş ve & sağı inerken düşerek ağır surette yün ralanmıştar. ©. Yaralı hastaneye Kaldiriliriken yolda ölmüştür — > ÖLÜM — Mücsesemizin eski mü- dürü Memduh Kizlağeç vefat etmiş Wir, Cenazesi bugün Cerrahpaşa hasta besinden kaldırılarak nsinazı Fetih ca misinde kıllndıktan sonra Edirnekapı daki şehitliğe defnedilecektir. Sunat kâr arkadaşlarımızın censza törenin — de hez bhlurmaları reca oldnur, Şehir Tiyatrosu Müdürlüğü TAKSİM BELEDİYE GÂZINOSU BAHÇEDE Hergün 18 de Müzik CUMARTESİ PAZAR Varyeteli matineler ve meşhur şarkıcı EMİL TİLL Konsomasyon Erş. 75 Yazlık Paviyonda FEVKALADE CAZ Konsomasyon Krş. 250 Lokantada hergün öğle ve