Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
22-8.941 T A N ABONE BEDELİ rürkı!e Ecnebi 1400 Kr, 1 sene 2800 Kr. 280 » 6 Ay 1500 w N00 <» 8 Ay 800 » 150 t AY 800 » Adres delimrmek 25 kuruştur. 'V Uç Devlet İKonferansı Almanyı Sovyetlere karşı harbe başlarken, kendi askeri kudreti- le dayanmakla beraber, İngiltere ve Alîlerikaı-uıı Bolşeviklere karşı sempa- tik olmıyan hislerinden dolayı Sovyet- ıfr! yalnız bırakacaklarını ümit etmiş "e bu harbe Bolşevizme karşi bir ci- idı mukaddes mahiyeti vermişti. |, Fakat Almanyanın Sovyetlere ani Ücumu akabinde Churchill'in Sovyet- Te karşı takdir ve sempati ile do'u Slan meşhur nutku bu ümidi kırdı ve |öovyet - İngiliz tesanüdünü ve işbir- Üğini tesis etti, Fakat bizzat İngiltereye yardım e- Amerikanın iştiraki — olmaksızın ügiliz - Sovyet anlaşmasının büyük bir ameli kıymeti olamazdı, , Roosevelt - Churchili mülâkatını mü kip Staline gönderilen mesaj, Ame- |ikanın da Sovyetlere tam müzahere- |'nin temin edildiğini göstermektedir, Bu hadise, Ingiltere ve Amerikanın, bütün Bolşevizm aleyhtarlıklarına rağ- gez müazzam bir askeri kudrete ma- ik olduğu iki senelik tecrübelerle an- laşrtan Nazi Almanyasını, kızılordunun essir yardımı olmaksızm mağlüp #tmek mümkün olmadığına kanaat ge- Tirmiş olduklarını anlatmaktadır. Üç büyük devletin murahhaslarının ımmkı ile yakında Moskovada top- acak olan konferansta, bu harbi ka- | anmak için bu memleketlerin maddi | ** manevi kaynaklarının ve kuvvetle- ;'mn azami istifadeli şekilde müştere- €n kullanılması için esaslı tedbirler ilnacağı tahmin edilmektedir, Roosevelt'in dün gazeteciler toplan- inda yaptığı beyanatta, harbin icap 'derse 1943 e kadar devam edeceğini Salacak Plajı v Frımııhnn bir sözü: “Zaten, mu- vakkat olan şey devam eder,, der, Bizim de galiba onlarla bu hu- susta mutâabakatımız var, Esaslı bir f—-—Yezın:'“"""'N | Fikrek Adil | İşe girişmekten daima & . Ki- racı olanlarımızdan beş veya on sene ıynı yerde oturanlar pek azdır, Bir iş yapacak olsak aklımıza derhal “voli,, çevirmek gelir, elli senelik maziye sa- hip servetlerimiz sayılıdır. Buna mu- kabil, meselâ, seksen senelik de ol- sa her taraftan kadro harici edilmiş, Moyd'ların listelerinden — çıkarılmiş lişmese, kendinizi bir âvize - şehirde sanırsınız, * * Faka! imkân rnı var? Köprüden on nize girdi, Siz de o denize girebilir misiniz? “Kavait,, dersimizdeki ma'ı cari faslını lıııırlamamı rağmen o gün dim, Zaten da, B K » sılıcık plâjı hafta aralarında ve sabahları gidilebilir ve zahmete değer ise de, tatil günleri cidden zevki ni kaybediyor. Çünkü buranm müda- vimleri gürültü yapmayı, lâübali hare- k:tlen, yuıermış xıbı yaparak, kenarda beş dakik iğiniz bu yer- dc gazinodasınızdir, garsonu çağırı- köhne tekneleri kull. kta, ne diyo- rum, satın almakta tereddüt etmeyiz, Hülııa, ”yevmün cedit, rızkın cedlt £ , Sçrin bir şey istiyorsunuz, 0 marka alıp almadığınızı sorar, Ne markası? Nereden alınır? Kapıdan a- | * bu seneye ait imalât blâ şim- | 'ı'den tetkik edildiğini söylemesi, Sov- devam ed feli düstur. edi şizdir. t Ka *hnı nlduğıuıu ve harbin tahminlerden 'Zıın sürmesi ihtimalini hesaba kat- ğinı ve her şeye rağmen Almanya- " mağlüp etmek için icap eden bütün ıtalara müracaat edeceğini göster- Mektedir, Moskovada toplanacak olan konfe- 'nsta yalnız Sovyetlere yardım mese- Sinin değil, uzak şarkta Japonyaya 'ârşı müşterek bir cephe almak me- '“ulnııı de ciddi bir surette müzakı en güzel yerleri nereleri- dir diye bir suale maruz kalırsanız, fazla düşünmeye lüzum yoktur. Met- rük veya bakımsız neresi varsa te- reddüt etmeden gösterebilirsiniz. Bu ölçüyü güzel eserlerimiz için de kul- lanabiliriz, Bana bütün bu düşünceleri telkin eden hadise “Salacak,, plâjına gidişim oldu, Faal bir müteşebbis tarafından bah- Te ve tetkik edileceği ve bu hususta h'lııhez kararlar — alınacağı zannedil- ektedır Japonyaya karşı cephe almak ve der- hıı harekete geçmek lüzumu bakkın- geli hizmeti ile a- çılın bu plâjın şimdi gerek gazino- sunda, gerek plâjında bir tedenni var, Bütün idare yukarda söylediğim fel- sefeye uydurulmuş Ve esasen küçüdük olan plâjın yanında bir “Yeni plâj,, prnıınn 'in bir çıkardı- daha birisinde tanzim | #imız şu satırlar çok şayanı dikkattir; | la “Siberya büyük bir tehlikede olmak- h beraber Japonyaya karşı müşterek | “Sreket için büyük bir kıymeti haiz- h"' Biz Sibiryada Ruslarla beraber | Çtreket ettiğimiz takdirde onun deniz 'lvvetlerını felce uğratabiliriz. Rus- r Japonyaya çok yakındırlar, Bugün çlmn, lnzllteremn. Felemenk Hindis- anmın, bizim dahil oldı dilecek bir çok işler varken, şimdi ayrı ayrı iki plij olmuş, zelliği, ucuzluğu ile Salacak bir ıdcıl— dir, Küçük bir koruyu andıran gazino- nun bahçesinden veya bizzat plâjdan karşı tarafa göz attınız mı, birinci plânda Kızkulesini görürsünüz, Fakat ;'= müttehit Pasifik cephesine Sovyet- ©r de girirlerse, Japonyayı da İtalya j lıbl âciz bir vaziyete sokabil!riz. Fa- at bu fırsat kaçırılmamalıdır ve Al- "linyı Atlantikte darbe indirebilecek Vaziyete gelmeden evvel, Japonya he- | Müz mütecerrit bir vaziyette iken ha- Tekete geçmelidir.,, Müşterek dekllrııyondı ve Stal'ne - Rönderilen in Ame- büyük| K kul bu görünen ciheti en gü- zel tarafıdır ve derhal içinizde ahşap sütunlu o binada oturmak, hele dün- yanım bu gaileli günlerinde, ömrünü- zün sonunu, durmadan değişerek akan, daima ayni fakat her zaman başka de- nize baka baka, bir tatlı dalgınlık için- de geçirmek arzusu peyda olur, Son- ra Saray burnunun bütün haşmeti, ye- gilliği, mazisi ile bütün bir tarih ya- ikayr harp dışında bir devlet olarak / İtelâkki etmediğini gösterecek şekilde ve sürlarla daha gerilere gi- dersiniz, Eğer vakit akşam ise artık Istınbulun ©o harikulâde silüeti belirir, ir lisan kull: efkârı / Umumiyesinde 1939 danberi harbe gir- — Me lehinde vukua gelen inkişafla ka- ili izahter, Tahminleri hemen daima doğru çı- an Gallup müessesesinin anketlerine :Ure 1939 Eylülünde Amerikanın har- * girmesi lehinde bulunanlar, reye iş- tirak edenlerin ancak *63 ünü teşkil &ttiği halde 1941 Temmuzunda 7024 Ünü bulmuştur. Yine ayni müessesenin yeni bir an- ketine göre Sovyetlerin muvaffakıye- fini isteyenler 9272, Almanyanın gali- iyetini temenni edenler 904 nisbetin- edir, Bu vaziyet, Bolşevik düşmanlığı € tanınmış bir memleket için cidden Sayanı hayrettir. Sebebi ise, umumi- Yetle Amerikalıların Sovyet - Alman harbinde rejimlerin El Yenicami, — Ayasofya, Sıılunıhmet. Beyazıt kulesi birer de- kor gibidir ve bulundukları sırtların kulislerinden, kromo renkleri tebahhür eder, Görünmeyen güneş denize pırıl- tılarını bırak alelade buld nuz tabiat şairlerinin mısralarının sır- rına erer ve şayet vapurlar, çatana- lar olmasa, gözleriniz biraz sağa ka- yıp Beyoğlunun taş mezar - evleriyle Nevyorku taklit eden manzarasına i- , Ya bir ikinci “meşrubat,, i- çecekseniz? Yine gidip almak lâzım, Hülâsa acı bir hakikat ile karşılaşı- yorsunuz, Yahut plâja inmiş, elinizde çanta, soyunacak yer arıyorsunuz, Değil yer, girerken karşmıza çıkıp biletinizi a- rayan adamdan İzahat bile 'ısteye- mezsiniz, Sadece: — Yürüyünüz, ilerde şapkalr blr! vwar ona sorunuz Diye size arkasını döner, -Bacakla- rınızda takat olsa bu arkaya verile- cek cevap basittir. Fakat hem sıcak- tan bunalmışsınızdır. hem de maksa- dınız mesele çıkarmadan yıkanmaktır, Sapkalı zatı arıyorsunuz. İşte karşı- nızda, Başında koloniyal şapka, ağzın- da pipo, ellerinde ördek ayağı gibi kepçelerle şişman, bir zat Her şişman gıbı neşeli olan bu şıhsıyel, Salauk B ük . e yet,, eseri t:likkı ediyorlar, Aym zih- niyet olsa gerek, yiyinti faslı da var, Sandal - dükkânlar, plâj etrafında ek- sik değil, Kavun, karpuz, üzüm, be- yaz peynir, zeytin bol Plâjın içindeki büfenin masaları da ayni vaziyette, Salacak plâjı, sun'i bir plâj, Yani ba- kım ister ve istiyor, Dünyanın en şiş- man 'kadınına havüuz — teşkil etmeden girdiğim denizde bir hayli taş var, Bunlar temizlenebilir sanıyorum, Lâ- kin, ne zahmet? Bu ölümlü dünyada değer mi? Bugün vâr isek, yarın yo- ğuz..., VATANDA S: Vatanın — mükadderatını yenilmez — ka- natlara emanet eden milletler, ancak müs- terih yaşıyabilirler. VATANDA Ş Göklerde sağlam ve kuvvetli olabilmek için, milli hayacılığımızın temelini atan Türk Hava Kurumuna yardımlarımızı ço Baltmalıyız. VATANDA Şi 'Türk Gotuklarinın” “kanatlanma ihtirası- Di karglkmak işin ge m.sıemmx ne de teşkil eder, Büyük bk cızıbe Uzaktan tanıdık bir sima ıörl!m koşır yanı- na gider, ve derhal kucakl, Lâ- miyor. Genc nesilde uyının hıvıtılık “kl Türk mil- letinin müşterek alâka ve müzaheretin. len doğmuştur. kin, bu şişman yıldız birdenbire küçü- lüverdi, Neden? Basit bir nisbet ha- disesi, Yanında kendisinin iki, üç mis- li bir bayan peyda oldu. Bir bayan *mı? Haşa! Bir mefret, Bu da kim? Tanıdım, Dünyanın en şişman kadını, 300 kilosiyle denize girmeye hazır- lanıyor, Herhalde mayosunu merak etmişsi- nizdir, Lâkin mayosu yok. Nasıl o0- labilir ki, bu vücuda mayo örebilmek için lâzım olan yün ile Yardım Seven- ler Cemiyeti tarafından — bir tabura kışlık eldiven, çorap ve fanilâ örüle- bilir. O halde çıplak mı? Hayır, Pem- Be bir iç gömleği ile girecek, Merdi- venlere doğru yürüyor. Bereket versin basamaklar beton, Yürüyor,, Adım,, Adım,, Yürüyor, Lâkin ne bacaklar?.. Zavallı kadın! Daha doğrusu zavallı plâj seyircileri! Onu gördükten sonra eminim ki bu amatörler bir kaç mev- sim kadın vücudü görmek üzere plâja ayak basamazlar, Bacak,, Evet ne ba- cak! Onun bacakları yanında filinki- ler Kayser corıplırmı feklim olabile- cek derecede ar- [ Memleket Röportajları Hareket kuyucularıma, Balıkesir vilâyeti yollarının muntazam olduğunu anlatmış idim, Bu mMmesut müşahede, bana, Bandırma ile Balıkesir arasın- daki kaza ve köylerde bir cevelân yap- mak fırsatını verdi, Günün ilk ışıkla- rı ile beraber, yanı başımızda akan Hanife deresinden gelen gürültüler i- le uyandım. Meğer, regülâtör inşaat amelesi, iş başı yapmış, Şahmerdan- ların faaliyeti, motörlerin çalışması ve bunlara inzimam eden insan sesleri; evvelce yalnız sükün ve inzivaya a- lışık olan bu toprakları, şimdi, sonsuz bir hareket kaynağı haline getirmiş, Hedef şu: Hanife deresinin sağ sahi- linde kalan 10.000 hektarlık tarlaları sulamak, Esas kanal, göz alabildiğine uzuyor, Meğer, 15 kilometre imiş, Alâkadarla- rına sordum: — Regülâtör ne zaman bitecek? “— Kışa kadar,,, — O zaman? “— Bu mıntaka, susuzluktan kırstu- lacak,,, Ameleden biri ile konuştum: — Evvelce ne iş yapardın? “*— Rençberlik ,, — Geçinemiyor muydun? — Hayır.,, — O halde tarlayı teden bıraktın? '— Karılarımız, mahsulü kaldırıyor, Biz erkekler, hep buraya geldik,,, — Niçin? — Hem yevmiye alıyoruz, hem de işi üretiyoruz. Çalışmayalım da aval aval yağmur duasına mı çıkalım? Gay- ri, o devir geçti..., İtiraf ederim ki muhatabımın son cümlesine hayret etmiştim, Basit bir ikl kelime ile büyük bir davanın hülâ- sasını yapıvermişti, * tomobilimiz, Susığırlığa doğru yol alıyor, Bir aralık, şosenin ü- zerinde upuzun ve gsimsiyah bir nesne gördüm: Hareketsiz, sakin duruyor, Soför İrfana sordum: — Bu he? Dikkatle baktı. Motöre hız verirken: “*— Boğa yilanı!,, Dedi, Cehennemi bir süratle ilerli- yorduk, Merakla, tekrar sordum: — Ne yapacaksın? Bizim ahbap, yeldeğirmenlerine bü- cuma kalkan bir Don Kişot azameti i- le cevap verdi: “— Çiğneyeceğim!,, Yılana yaklaşıyorduk. O, başına ge- lecek felâketi ânlamış olacak ki süzül- meye başladı: — Kaçıracaksın İrfan dedim, Fakat kelimeler ağzımda kaldı. Yı- lana yetişmiş, kuyruğunun üzerinden geçmiştik! Az ilerde durduk, Hayvan, bir müddet topralanamadı, Sonra ha- reketsiz kalan gerisini bin bir zahmet LOKMA HEKİMİN ÖGÜTLERİ ile çalıların arasına çekebildi! , — < —anrm ae « ŞİŞMANLARA ISTİRAHAT ve MASÂJ? Zayıflamak için en rahat usul, ken- dini yormadan, bir —şezlong üzerine yatarak masaj yaptırmak olacak gibi görünür,., Bir zaman bu usul pek de moda olmuştu, Hattâ zayıflatacak po- matalar icat edilmiş ve onlarla masaj yapmak âdet olmuştu Vâkıa masaj, damarlar içinde kanın deveranını — kolaylaştırır. — adalelere kuvvet verir, şişmanlıktan zayıflayan vücudün üzerinde peyda olan buru- şuklukları kaybettirir. Fakat zayıflat- mak cihetine gelince, şişmanlıktan za- yıflamak isteyen kimseye, masaj ya- pan kimseyi zayı[lutır_,_ Zayıflamak için istirahate gelince.. Çok yemekten şişmanlayanlar, işlerini zedebilir, İşte kıhkılulır içinde de- ini bırakıp günlerce şezlong ü- zerinde kalınca iştihaları kesilir, ye- mek yemez olurlar, o vakit açlıktan zayıf düşerler.. Fakat ayni zamanda halsiz, dermansız kalırlar, Şişman- lıktan zayıflamaktan maksat, her ne pahasına olursa olsun, yağları eritmek olunca bu suretle zayıflamak müm- Mündür, Ancak, vücut ihceldikten son- ra kalan halsizliğin, der lığın ne Balıkesir, Sonsuz Kaynağı Olan Bir Vilâyettir Şoför İrfan, bir ecnebi mütehassıs edasiyle raporunu ver kz ”— Karıncalara oğdu.., Yılanın berelenen yerine üşüşüp, yiye yiye te- mizleyecekler melünu!,, Kısmete bakın: Susığırlığa, yağmur duasiyle değil amma, karınca duasiyle girmiş idik! Suııinlıktın, leylekleri, sorguçlu, dongaylı kuşlarını ve açık mavi kanatlı gök kargaları seyrede ede ge- ri döndük. Okçugöl istasyonunu geç- tik, Büyük Karadere üzerindeki köp- rüye vardık, Araziyi, yine bir regülâ- törden çıkan kanallar büyük büyük arsellere ayırıyor, Geçen kiş, bunlara bağlı tahliye şebekesi çalışmış; sulta- niye, Akhisar köylerinin tarlaları su baskısından kurtarılmış, Yolumuza devam ettik: Aksakal kö- yü, arkamızda kaldı, Öğleyin Ergili'de idik, Köyün, milâd öncesi devirlerde, adı Heraklis imiş, Civarda eski eser- ler var, Hattâ, az ileride bulunan Man- yas gölü kenarında sun'i bir tepe gö- rülüyor: Müdafaa için yapılmış ki ü- zerifide kale bakiyeleri mevcut, Manyas gölü, bir deniz kadar dalga- lı, Suları da aşkın ve taşkın, Kışın, her tarafı istilâ ediyormuş, Lâkin, alt sahil boydan boya sedde ile yüksel- '|tilmiş, Bu suretle, Kızıksa köyü civa- rına, geçen ziraat mevsiminin kış mah- sulü atılabilmiş, Şimdi, sazlıkların ye- rinde iri iri buğday başakları ağır ağır dalgalanıyor, Esasen, bütün o hinterlandı, geniş bir sulama ve tahliye şebekesi çevre- liyor, Toprak ve ufuklar arasında dört sey var: Dere, regülâtör, kanal, mah- sul, Koylcrin tam ortasında da, yüksek- çe bir tepeye kurular yeni bir kasaba görünüyor: Manyas, Burası, evvelce nahiye imiş, Yol ü- zerinde de tek bir ghezar mevcut: Öl- müş bir nahiye müdürü ki adı rahmet ve minnetle anılıyor, Zira, köylere gi- den yolları hep o adamcağız inşa et- tirmiş, Mınıııınxönuudekl yadi Mürvesler ki ayni | taşıyan dere de oradan geçiyor, Yer yer toplanan mahsul de- metleri ve ot yığınları o kadar çok ki, bunlar uzaktan, resimlerini gördüğü- müz Habeşistan köylerindeki kulübe- leri hatırlatıyor: Sanki, Ras'ların memleketindeyiz ve karşı tepedeki Yeniköy de hayali bir Aduvadır! Amma, oralardaki timsahların yeri- ne, buralarda beyaz, narin ve güzel balıkçıl kuşları görünüyor: Dere ke-s narına sıralanmış ve akşamın melüâline dalmışlar,.. Semih AĞLI SPOR : Kürek şgmplionas Tetanbul kürek birinelliği pasar günü Ye- meyi kı |istediği persoöneli eti;tirmık bir :ı-ı Türk Havacılığınde İnkişaf Hamlesi (Baştarafı 1 inclda) zırlama Yuvası,, havacılığımıza bü- yük hizmetler ifa etmek yolundadır. Temin edilecek uçucu porsonel sa- yısında had ve hudut kabul etmiyen bir arkadaşmız olarak, bu vesile ile şunu da söylemek isterim ki, Hava Kurumu, her şeyin başı ve başlangıcı olan plânörcülükte olduğu kadar mo- törlü tayyarecilik sahasında da, ayni derecede büyük miktarlar çalışmak için gereken tedbirleri al- maktan geri kalmamaktadır. Etimesutta, devamlı surette çalış- makta olan Motörlü tayyare mekte- bimizin bugünkü randımanı bile e- sasen hepimizin memnuniyetini ka - zanacak kadar ileri ve yüksek bir derecededir, Yine bu münasebetten istifade e- derek ve bir sırrı faşetmeksizin şunu 'da tebarüz ettirmeliyim ki, Hava Kurumunun paraşütçülük bakımın - dan mesaisi, kendisinden istenmiş o- landan çok üstün bir derecede inki- şaf etmektedir. Yetiştirdiğimiz paraşütçülerin ayrı ayrı fertler halinde veya toplu olarak hiçbir memleketinkinden geri olma- dıklarını, bilâkis bitçok — noktalarda onlardan yüksek kıymette olduklarını kuvvetle iddia edecek vaziyette bu - lunuyoruz, Hava Kurumunun, istikbalin bizden istiyeceği on binlerce hattâ yüz bin- lirce havacılık personelini hazırlamak için ortaokullarda kendini — gösteren mesalsi malümunuzdur. Çocuklara havacılık bilgisi ve okumak hevesi vermek iİçin elişi saatlerinde model tayyareleri yaptırılmaktadır. Kuru- mun bu maksatla elişi öğretmenle - rine Maarif Vekâletinin de tensibiyle, lüzumlu olan malümatı vermek üze- re zaman zaman kurslar açtırmakta, kursların ve mekteplerdeki derslerin malzeme ihtiyacmı — karşılamaktadır. Başlı başma büyük bir mevzu olan bu işin alâkanızı celbedecek kadar mühim olduğuna kaniim, Hava endüstrimiz için Muhterem Başvekilimizin — yüksek tasvipleriyle hava endüstrimizin ihe tiyaç gösterdiği mühendisleri yetiş - tirmek üzere yüksek mühendis mek- febinde ve teknik okulda havacılık şubeleri açılmasının kararlaştığı ma- lümdur, Hava Kurumu, büyük Baş- vekilimizin “Hava Endüstrimizi her bakiımdan müstakil bir hale ulaş « da vazife almış olmakla en büyük fahr ve gururu duymaktadır. Büyük- lerimizin Hava Kurumuna karşı gös- terdikleri bu itimat ve alâkaya lâyık olmak bizim için kati bir borçtur, Bu itibarla Hava Kurumu hükü« metimizin verdiği vazifeleri, dünya şartlarınm sertliğine rağmen başara Iktan çekinmemek azmiyle, haklı 0e larak övünmektedir. (Olamaz) denenleri tahakkuk et « tirmek karariyle çalışmaktayız, Taye — yare ve motör endüstrimize kuvvet ve lıtHdAl vermık için mîlll malze— a ra yeni tesisler meydana — getirmek — yolundayız, 4 Büyük Milli Şefimiz, “Uçmak, yae şamak şartlarmdan biri —olmuştur.,, — Buyurdukları zaman, dünya, ılık bir sulh hayatı yaşamamakta idi. Bugün dünyayı kana boyamakta olduğunu Beykorun sarı kırmrerlil vyracakları muhakkaktır. Yüzme müsabakaları Kadıköy Halkevinin tertip ettiği yüzme ve atalma müsabakaları yarın sonra Mo da havuzunda ıeık yükler arasında İcra cek — bu yarışlara şampiyonada hüynıurdı lıııı!lı elıılıı kü- gükler kategorisine klerdir darı yakından — sikişı nikapı önlerinde gör Büyük Millf — sant 13 te başlanacaktır. İstanbul — kürek in bu isbat ve teyit yesser olacağı anlaşılmakta ise de Ğü’ı:q"n etti, “Tayyarecilik dendiği zaman pilot kadar Türk mühendisinin ve sanate kârınm milli malzeme ile kendi fabe rikamızda yaptığı tayyareyi ve mos törü de kastediyoruz,, diyen Milli Şe« — fin bu emirlerini yerine getirmek, bu doğru görüşlerinin icaplarını tahak » yyen dalyalardan bağka, spor. edileceğinden . yüzücüler mi üiyük bir türlü zarar vereceği önceden kestiri- lemez, Zaten uzun müddet iİstihatle zayıf- layan insan, istirahati bırakıp gezme- ye, yürümeye — başlayınca, kaybettiği yağ yeniden toplanır ve tekrar şişman olur, Şişmanlıkta istirahat, yalnız yürek- şişmanlara iyi gelir, a Müsabakalar, evvelce sa dilmiş olmasına rağmen geç on dörtte ilân e- at 17 de Boğazı kıu yapılacağından, 13 te baş lıl geçme müsabakası saat 17 dı AzbdelRrndan. ıı.ııyıeııı ve Bebekte hitam bulacaktır. Ereğlide Bir Maç A Ereğli - Konyada Kuımııı kinci maçı da 4 l Iııy leri yorgun, yahut böbrekleri hasta | "i betmişlerdir. Takımımız yakında Sümer Spor takımını da davet edecektir. DİN GAYRETİYLE Orada bana bütün yap- tıklarımı 'söylediler — kaç defa buraya gelmlşım. kaç defa bışka yerlero i neler söyl Yacağı ümidi ve dolayısiyle kendi va- Ziyetlerinin ve rejimlerinin takviye e- dileceğini hisseylemeleridir, Sağ infiratçılar ise, Sovyetlerle müş- terek bir harbe, Hitlerle bir kompromi Sulhünü tercih ettiklerini söylemekte- irler, Gırlprlr ki son aylara kadar Roo- Sevelt'in harp siyasetine karşı protes- to mnümayişleri yapmakta olan A- meriun Peıcı Mobilisation teşkilâtı da, k de beraber, Al: kquı harbedilmesini lıtemıktedlr 4-5 Temmuzda Filadelfiyada top- anmış -olan ve milyonlarca genci tem- Sil eden Amerika gençliği köngresi, A- Merikanım Almanyaya karşı İngiltere Ve Sovyetlerle işbirliği yapmasını talep ttmiştir. l Bunı mukıbll ııi ıoıyılııtler. Stalin ını !z— h!r etmekte ve ııillıtlın. Sovyet!i demokrasilerin dürüst bir müttefiki o- labileceği vehmine kargı Ikaz etmekte- irler, Ingiltereye de yardıma taraftar ol- Mıyan, Amerikayı tehlikede görmeyen Ve Avrupa işlerine Amerikanın karış- Mamasını isteyen infiratçılarla sağ ce. Hah sosyalistler bir tarafa bırakılır- 8a bugün Amerika efkârı umumiyesi- nin büyük ekseriyetinin hem İng'ltere- ye, hem de Sovyetlere tam manasiyle Yardım edil taraftar oldukl törülmektedir. M. ANTEN neler d ü Ondan son- ra bir daha buraya gelirsem hapse atacaklarını bildirdiler ve yanıma bir polis katarak beni vapura gönderdi- ler, Ne yapabilirdim?,, Mr, Redding — Yusuf Beyi muya- heze etmek istemiş olsaydı bile onun bu anlattıklarından sonra yumuşaya- caktı, Lâkin iman kuvvetinin bu ap- açık görünüşü karşısında kendisinde zaten hiç bir kızgınlık — kalmamıştı. Hattâ şimdi için için biraz telâş he- yecanı bile duyuyordu, Onu hidayete davet için söylenmesi lâzım olan şe- yi hemen — söyleyiyvermek istiyordu, Fakat Yusuf Beydeki, insanın fikrini bulandıran, kararsızlık unsuru, biraz diplomatça hareket etmeyi icap etti- riyordu, “Kitapları sizin için bir tarafa sak- ladim.,, dedi “Fizandaki dostum ki- tapları alamayınca üzüldü mü?,, Yusuf Bey tebessüm etti, âl Yazan: H. G. Dwight bin lira verdi, E, kiz da değerdi doğ- rusu, Oraların ahalisi baştan başa zencidir,,, Bir an için durdu gözlerin- de hatıraları bulutlandı. Misyoner sesini yükseltmek — için fırsattan iİstifade etti, Açık ve tam yerinde bir ifade ile şöyle söyledi: “Bana, zencileri, mecbur olduğu - nuzdan, para yerine aldığınızı söyle - mıaştiniz, Bizim burada para yerine Çerkes kızı verildiği vâki değildir. Sonra bu kızlar o çırçıplak vahşiler arasında daha mı mesut olacaklar?,, Trabluslu vaziyetindeki gülünçlüğü biliyormuş gibi tebessüm ettikten sonra, müsamahakâr bir eda ile ba- şınr eğdi ve elini yatıştırıcı bir ta- vırla misyonerin kolu üzerine koydu, “Ben bü sefer Fizana gi “An-la-mı-yor 4, dedi, “Na- — Çeviren; M, ABAŞ leriyle, taklit edilemez surette, can - landırıyordu. “İşte ben de Hindista- na gittim, Raça ikisini birden satın aldı, Keşke evvelden bilseydim, me- ğer' üçüncüyü de alacakmış, Fakat böyle alış verişler hep kısmet işidir, Bilemezsiniz ki. Raca iyi para verdi. Bütün alış verişlerden Üüç bin lira kadar kâr ettim, Yani elime geçen Üç bin lira kadar oldu, Böyle sefer- ler çok masraflı ölur, Yanımdaki kız- larr sultanlar gibi donatmam lâzım- dı,,, Başını sandalyenin arkasına gö- türerek, tebessümle göğüs gerdi, â- deta karşısındakinden tebrik bekli - yordu, Amerikalı ise, derin bir sükü- ta dalmış, kalmıştı. -Uğradığı hayal inkisarı yalnız ruhunu sarsmakla kal- mamış, bemen hemen Vücudünü bile Dedi "Hikâyesi uzun sürer, üç Çerkes kızı almıştım, İskenderiye- ye vardığımda bu kızları çalmışım diye beni tevkif ettiler, Lâkin, ben bunlar benim karımdır, dedim; karım olmadıklarını kimse isbat edemediği için hepimizi serbest bıraktılar, Bu kızlar 'yüzünden zengin oldum, Allah gölgelerini kısaltmasın! Mısırdan Zen- gibara indim. Kızların birini oranın sultanına sattım. Üçünü de almak İs- tiyordu amma, parası yetmedi, Bana file anlı v A ca- nım! Ben bir nırılleden çekiyorum, siz başka bir narg Amma za- Vâkıa bu halini yüzü o kadar belli etmiyordu amma, karşı - inin anlattıklarını beğenmediği rarı yok, yine dostluğıunuz bakidir, Şimdi siz öteki İki kızı ne yaptığımı dinleyin, Zengibarda iken bir Hint yacasmın adamiyle görüştüm, Bilir - siniz ya, bu büyük adamlar böyle a- lış verişleri gözetlerler.,, Konuşurken sesine, Şarklılara mahsüs. olan lâtif bir nevi dramatik teganni edası ve- riyor ve sözlerini el ve göz hareket- de âşikârdı. Bunu sezen Yusuf Bey, tekrar öne eğilerek, vakur bir eda Nle şöyle dedi: “Galiba, bu kızları satacak yerde kendilerine Kitat Mukaddes versey - dim daha iyi olacaktı, diye düşünü- yorsunuz, Böyle yapsaydım, hiçbir faydası olmazdı. Cünkü onlar ka - dın makulesidir, Ben onlara elimden Tefrika No, 25 gelebilen iyiliği yaptım, Burada kal- salardı ne olacaklardı? — İstanbulda Çerkes kızı yaprak kadar boldur. Her hangi bir yüzbaşı onları satın alabi- lirdi, Halbuki şimdi sultanlar gibi yaşıyorlar, Gıdaları bal, yatakları gül yapraklarıdır, Altın öğşemeler ü- zerinde yürüyorlar, Onları bu hale kavuşturan benim, Bunun için üç bin lira kazanmak hakkım değil mi?,, Mr, Redding, sert bir tavırla, cevap verdi: “Hayır! O kızlar insandi, siz on - ları hayvanmış gibi sattınız,,, Karşısındaki hafif bir hayret alâ- meti gösterdi. Sonra omuzlarını sil- kerek tekrar gülümsedi, “El,, dedi “Söyledim ya, nargilele- rimiz ayrı, Siz bir nargileden çeki- yorsunuz, ben başka birinden, Amma zararı yok, ikimiz de kardeşiz, Pey - Bugün LÂLE 1 - Hurmalar “Altında CEMİLE Türk musikisinin en güzel şarkıları, gazelleriyle nın goönsüz neş'esiyle bezenen 2 büyük film birden : |? TÜRKCE gaa GARYGRANT gamberinize eskidenberi hayrandım; lâkin bu sefer Hindistana gidip de orada İsa ümmetinin yıpf.ıklımı ıb- zümle -görünce, kuk etti. hepimiz için milli bir — vazifedir. başaracağımız işler Bütün dünyayı tamamen sarmak istidadı ile her gün biraz daha şid- detini/arttıran bu harpte dar dün - ya şartlarma rağmen büyük bir halk hareketi halinde bu işleri neye mal buriyetimiz açıktır. Havacılık saha - sındaki mesalmize daha büyük — bir hız ve kuüvvet verebilmek için anlı. yanlarmı daha geniş bir ölçüde tecelli edecek büyük ve devamlı işbirliğine ihtiyaç vardır, Bu mevzuu daha İyi ve daha geniş kat kat arttı. Peygamberiniz hakkın- da daha öğreneceğim çok şeyler var, İşte hep bunun için Kitâbı Mukad- | |: desleri istiyorum, Lâkin onları bura- da almaktan korkuyorum, Biliyorsu- nuz ya, poljis! Amma Mıisırda sizin a- damlarmız var öyle değil mi? Misyoner tasdik etti: "Evet.,, Esir tâciri, gözünü kırparak, bilgiç bir tavırla: “Tabil olacak! Nerede yok kit,, dedi,, “Peki, şimdi siz bana bir mektup veriniz. Bununla kitapları Miısırda alırım, böylesi daha emin o- lur, Burada ise Türkler çok vesve- seli,,, Mr, Redding göz kırpıştan hoşlan- madı, lâkin mektubu yazdı, -IV Aradan iki seneden ziyade bir za- man geçmişti ki, adam Üçüneül defa olarak geldi. Lâkin haline, tavrma bakılırsa geçen zaman sadece bir günden ibaretmiş sanılabilirdi, yine yan odaya göz atarak yabancı kimse bulunmadığıma emniyet hasıl ettikten sonra, yazı masasına yakın oturdu, 'Telâş içinde olduğu belliydi. (Arkası var) —< süslenen, Amerika- Sinemasında - AŞK MAÇI KATHERİNE HEBURNE ri can ve mal ma- sunluğunun daha çok kuvvetli bir tay- — yareciliğe malikiyet şartına bağlı bu- İnrümü *a lrmalik bertı barüz yeti önündeyiz sanıyorum. Hadiselerin ortaya attığı açık haki- katleri uzun uzadıya tetkike çalışmak Ve bu, bu memleketin halkmı, gaze- — teciliğini, ileriyi görenlerini daha hiz- h ve hareketli olmaya zorlamaktadır, İşte gazeteci arkadaşlarımdan ricam, bur bulunduğumuz büyük , havacılık davasını hakkiyle işlemek ve bize olan yardımlarını, bugüne kadar olduğu gi- bi, kuvvetle devam ettirmekten ibaret- — malin çok üstünde alâka temin etmek — mecburiyetini takdir dir.n Merhum Kenan Hotin'ir dostlarına Eski İstanbul istinaf — müddelumumisi ve Tokat mutasarrıfı -ıdmn Abdulllt“ llvll oğlu eski Meclisi ininden ve mülga Vilâyet lıcll ııılın»dın ai vevzili ııbımıı Mehmet n Hotin'in hazin bir ide ufulü aolıvıılılı ıcıiırımıı dindirme: — ıı :ılı an bizi her suretle teselliye koşan 'n ııııdı bazır "“:ı"an akraba ve dosti tün kkl derir. " "Damadı: İhsan Arif Gökpmnar Kııı Itfet Gökpınar Maşka geranesi sahibi 'Feyzi Cin ile Fikr Cinin babaları t Vehi İn, di kalp sektesinde Di vohc ıııı(şnı ölıı ııııııı bBugün Teşvikiye camiinde kılındıktan son Tanrtdan Tabinat dileriz üzerinde , — tırmak,, gayesinin tahakkuku yolun- — mak için hiçbir gayret ve fedakâr« — olursa olsun, mutlaka tahakkuk mec- — tınlırdı lıleyerek istiklâlimizin, top- — boştur, tayyarecilik her şey olmuştur. — bütün bu hakikatleri ve yapmaya mec- — tir, Daha çok iş başarmak için nor- — etmemiz lâzım- —