TAN i v görieker. renkli ampulleri. donatılmış bir binanın ö- 'nünde duran otomobilden, bu ge sana dünyanın en acayip mü ibakasını göstereceğim diyen 'kadaşımla birlikte iniyoruz. O, ” vasati Amerikada kâin St. Louis “ şehrinden 40 kilometre mesafe. İde bulunan bu kasabanın yerli- 2 “içeri girdiğimiz zaman bizim Fe stadının yarı büyüklü - bir stddyumla karşılaştık. Oturacak yer bulmak imkân . sız. Arkadaşımın nasılsa elde et- i iki iskemleyi sahneye yakın bir yere koyup, yerleşiyoruz. Şim biz de yüzlerle gözün dikildi- şi yere bakıyoruz. Şehir tiyatrosu sahnesinin iki i kadar olan zemini tahta döşeli bu küçük sahnede, tepe. ,5 İerinden akseden kuvvetli ışıkla- rın altında genç, orta yaşlı, ka- 'dın, erkek her cinsten, her evsaf! ta insan dansediyorlar. Dans mı ediyorlar ya? Daha aca Yip seayip hareketler yapıyorlar. Benim alık alık baktığımı gö. Ten arkadaşım izahat veriyor; — Bu bir mukavemet müsa - ıkasdır. . Başladığı andan iti- li, “50 kuruşluk biletimizi alıp da| âdeta ——— AMERİKA NOTLARI Tüyler Urpertici Acaip Müsabuka | Yapıyordu Küçük Bir Sahnede Yaşlı, Genç Kadın, Erkek “Bir Çok Kimse Durmadan Dans Ediyor, Hayır Dans Etmiyor, Acaip Hareketler Yapıyordu YAZAN: SEVİM SERTEL lar. Fakat onlar bunun yüzde birini alırlar. Zavallı bir hayat Bu müsabakaların daha büyük- lerini Nevyork, Şikago gibi şe- hirlerde dâima görebilirsiniz. Etrafımdaki halk eğlenceli bir oyun seyredermiş gibi keyifle bu insafsız işkenceyi seyrediyor. lar. Fıstıkçılar, gazozcular, İle- riye geriye koşuşuyorlar. Burası bir bayram yeri. Günlerle sürecek bu müsaba- kayı daha fazla seyredemiyorum. Hayatlarını kazanmak için, ga Tajlarda çalışan, maden ocakla- rında tehlike geçiren, ne bileyim kırk çeşit müthiş vasıtalar işit - miştim, bu usul hepsini bastırdı. İşte insanın her şeyini olduğu gibi hayatınıda istismarda en yüksek dehâyı gösteren Ameri - kalının memleketinde, ufak bir kasabada geçirdiği omuntulmaz bir gece... Balıkesirde Bir Sinema Binası Yandı Balıkesir (Hususi) — Evvelki gece burada Halk sinemasında bir yangın çıkmış, sinemanm ci- varındaki evlere de sirayet et - Dahiliye Vekili Geldi Faik Öztrak, Karar A Teşkilâtının Dahiliye Vekili Faik Oztrak dün şehrimize gelmiş ve Haydar- paşa istasyonunda Orfi Idare Komutânı Korgeneral Ali Rıza Artunkal ile vali ve belediye re. isi doktor Lütfi Kırdar ve emni- yet müdür muavini tarafından karşılanmıştır... Vekil dün öğle- den sonra belediyeye giderek va. li ve belediye reisi ile bir görüş” İme yapmıştır. Belediyede gaze- tecileri kabul eden Dahiliye Ve, kili Faik Öztrak şehrimize hiç bir resmi işle uğraşmak için gelme- diğini ve burada bir müddet is- tirahat ettikten sonra tekrar An. karaya döneceğini söylemiş ve muharririmiz tarafından soru- lan muhtelif suallere şu cevabı vermiştir: “— Asker ailelerine yardım için hazırlanmakta olan proje Büyük Millet Meclisinin bu tatil devresinden sonra Meclise tak - dim edilecektir. Bu lâyihada İs. tanbul belediyesinin bazırladığı ve daimi encümen tarafından ka- bul edilen yardım esasları ve menbaları mevcut bulunmakta » dır. Meclisin önümüzdeki faali. yet devresinde bir kanun lâyiha- sının müzakere edilip çıkacağını zennetmekteyim, Ahşap evlerin istimlâki için he nüz bir kararımız mevcut değil ça parça, ları istimlâk edebilir. Öyle zan- nediyorum ki bu gibi muameleleri de icap edince be. lediye tarafından yapılmaktadır. Bugünkü mahalle teşkilâtının değiştirilmesi mevzuubahs değil- dir, Muhtarlığın iadesini düşün medik. Bu tatil devresinden sonra dir. Masmafih belediye kendi|! mevzuat ve imkânı dahilinde bu- na lüzum gördüğü takdirde par.|! yahut muayyen biok-!| istimlâk! Ahşap Evler İçin Yeni Bir lınmadığını, Mahalle Değişmiyeceğini Söyledi Bir Çeki Odun 624 Kuruşa Satılmalı İmiş Mürakabe Komisyonu Teklifi Tetkik Ediyor Toptan odun satan tacirler, fi- yatları mürakebe komisyonuna müracaat ederek odun fiyatlarına itiraz etmişlerdir. Odun tacirle- rinin iddiasına göre nakliye üc- retleri arttığı için, geçen seneki narhı tatbik etmeğe imkân yok- tur. Ve'bugünkü şartlar altında bir çeki odunun 624 kurusa $a- İ ulması lâzım gelmektedir. Halbu ki fiyatları mürakabe komisyo » nunun tesbit ettiği fiyat 350 ku- ruştur. Arada iki misline yakın bir fark vardır. Fiyatları müre - kabe bürosu oduncuların itiraz. ları hakkında tetkiklere başlamış tır. Fiyatları mürakabe komisyonu pazartesi günü Urfa yağları hak- kında yapılan tetkikler hakkın- da bir karar verecektir. Bu mese. leyi görüşmek. için toptan Urfa yağı satanlar da komisyona da” vet edilecektir. Dün şehrimize gelen Dahiliye Vekili belediyeden çıkarken LE allen K YERİ Be Şair Abdülhak Hâmidin .Eşyasına ve Eserlerine Kıymet Biçiliyor | Şair Abdülhak Hâmit veresesinin Abdülhak Hâmidin re- İ | fikası Bayan Lüsyen aleyhine açtığı miras davasıma dün üçüncü | asliye hukuk mahkemesinde devam edilmiştir. Dünkü muha- kemede her iki taraf avukatları arasında münakaşalar olmuş, ve mahkeme bir ara karan vermiştir, Bu karara göre merhum Abdülhak Hâmidin Bayan Lüsyenden aldığı borç paraya mu- kabil sattığı eşyaların kıymetleri bir ehli vukufa tahmin ettiri. lecek, beher sayfasına 3 lira kıymet takdir edilen matbu ve gayri matbu eserleri Maarif matbaasında tabedildiği takdirde en uzun müddet ayakta rmağa tahammül eden müsa bik 100 dolarlık bir mükâfat ka- müsabıklar ayakta yer, ayakta Yurlar. Bunlar başlıyalı dört gün Tum. Arkadaşım pişkin bir tavırla: — Bir şeyeik olmaz, diyor, u- üyor. Böyle nöbetle birbirlerine ak uyurlar. Sonra bir duran hakem ğe göstererek devam ediyor. lar müsabıkları dikkatle ta - kip ederler. Ancak yere oturan ami müsabaka harici çeer| 5 —< * 4 di portatif bir masa kuru- Aşçıbaşı kılıklı bir berif onlara yemek dağıtıyor. Onlar yemek yerken bile yürümekte devam ediyorlar. Zira daimi ha- rekette olmaları lâzım... Arkadaşım bir iki kelimeyle bu bir vakitki çocukluk arkadaş. Tarınm hikâyelerini anlatıyor: Şu kenardaki soluk yüzlü, kırmızı caketli kız, Pegy... Evde kö- türüm ana, Kolunu makine- > kaptıran sakat bir ağabey. ığda iş yok.. Solda iş yok... Za. wall kızcağız burada kısmetini bekliyor. Elinde bir kitapla aşağı yukarı dolaşan delikanlı. Bill. Fakir bir aile çocuğu. Zengin bir kız Ja iki senelik bir aşk macerası. Sonunda derin bir hayal sukutu.. Dünyaya küsen, ber şeyi unut - mak istiyen delikanlı da buraya iltica etti. Burada günlerle, haf. #alarla ne gazete yüzü görür ne 'bir insanla konuşurlar. Şu yanık yüzlü delikanlı Jim.. Anadan doğma bir serseri. Her heyecan olan yere burnunu 50- kan bir külhanbeyi.. Onun omu- zunda uyuyan genç kız.. Helen. ” Jim'le seviştiler. Evinden kaçtı. Birlikte yaşadılar. Oğlan on bıktı, başka maceralar arıyor. Bu Taya geldi. Kız da ondan ayn . masın diye bunlara katlanıyor. Şu şişman adam. Uç senelik bir mahkümiyet... Dışarı çıkınca İşsizlik, arkadaşsızlık.. Elinden yeni bir şey çıkmasın diye göz göre kendisini buraya kapadı. ** unlar müsabaka müsabaka dolaşırlar. Müsabakayı ter miş, bir kaç ev de yanmıştır. | Meclise sevkedilecek belli başlı Yangın sinemada “Ali Babanın) lâyihalar arasında nahiye müdür hazineleri,, filmi makine dairesinde bir çocuk film| mevcuttur. Bu lâyiha şimdi adli- İeri sararken filmlerden biri ma-İ ye encümeninde tetkik çöilmek. gösterilirken | leri hakkındaki kanun lâyihası da | $ılsa ateş (almış, bu ateş diğer #ilmlere de'sirayet etmiş v&-yan gın bir an da büyümüştür. Sinema pek kalabalık olduğu i çin derhal panik başlamış, Halk fan ayılanlar,, bayılanlar, bu a. rada da bir hayli yaralananlar ol muştur. Yangın gece saat dörde kadar devam etmiştir. Sinema binası ile dört ev tamamen, bir kaç ev de kısmen yanmıştır. Ya- Talananlar kazayı hafif yaralarla savuşturmuşlardır. Icabeden tah kikat yapılmaktadır. Milli Piyangoda Kazanan Bir Talili Milli piyangonun son keşide - sinde bir askerimiz 2500 lira ka- zanmıştır. Bu asker ilk defa ola. rak bir pi bileti almış, fa- kat bileti alırken tereddüt etmiş, tam bilet yerine yarım bilet al- mayı tercih etmiştir. Taliine 5000 Yiralık bir servet çıkınca da bileti tedir.,, Çocuğunu Atan Bir Kadın Mahküm Oldu Balıkesir (TAN) — Halalca kö yünden Ahmedin 35 yaşındaki azı Çakır Nazife, 52 yaşında ço. rapçı Hüseyin Ozgüleçle nikâhsız. olarak bir arada yaşamış ve bir çocuk peydahlamıştır. Çakır Na| zife günahının bu canlı eserini or tadan kaldırmak istemiş ve ço - cuğunu bir bohçaya sarıp Hisar. içi mahallesinde Hacı Ismailin bahçesine atmıştır. Bu esnada bahçede bulunan ev sahibi de ka dını yakalamış ve zabıtaya teslim etmiştir. Derhal muhakeme edi len Nazif 4 ay hapse mahküm €- dilmiş ve hemen tevkif olunmuş Zilede Bir Kaza Zile (TAN — Şeker fabrikası işçilerinden ve Zilenin Bildiş kö yünden Kahraman oğlu Mahmut tamam almayıp yanım aldığına Kaya araba ile köyüne giderken pişman olmuştur. Dün Milli pi.| atları ürkmüş, araba süratle git - yango İdaresinden parasını alan) miye başlamış, Mahmut Kaya a. bu crimiz bankada kendi nâmr- na bir hesabı câri açtırmıştır. ğe YY v3 elinde iki çiçek çelengi tutuyordu. Çubukların teşkil ettiği çapraza amut bir mum.otur- tulmuştu. Sıczawnlca'nın garip renkli alaca, bulaca elbiseli köylüleri ie Duna- jee mehirine doğru yokuştan iniyor- duk, Karpatların arkasına erken giz- lenen güneş, Saint - Jean'nm nikâh merasimi hitam < buluncıya kadar gökten ışıklarını eksik etmek İstemi- yormuş gibi etraf hâlâ aydınlık, Arkama, yüksek dağlara, siyah çam ormanlarına, otelin insanla dolu bal- konuna — bakmaktan o gecikiyordum. Nehrin xıyılarmda kaym ve söğüt ağaçları arasında kızlar gülerek çe- Tenklerinin mumların yakıyorlardı. Sahile eriştiğim zaman Wanda'yi Saint - Jean'dan kesmetlerini ve İz- divaçlarınm zamanını tayin etmesi ni istiyecek olan milli elbiseli, gençe leri, bu sef köylüleri seyrediyor bul- dum. Her birinin zihninde bir gen- cin siması resmedilmiş olan birçok çehreleri şimdiden hüzün” kaplamaş- ti. Çünkü rüzgür hemencecik mum- larını söndürüvermişti, Çiçek çelenk leri sahilden, sar: işiksiz, aşksız. w- Taklaşıyordu. Wanda neşeyle: — Yakınız rüzgâr azaldı, dedi. Becerikli kızlar mukadeeratları na yardım eden bu durgunluktan ça- buk istifade ettiler. Birkaç dakikada nehrin sathı çi- çeklerin üzerindeki ufak aşıklara ay tip edenler dehşetli para kazanır dınlandı rabadan atlamış ve başnıdan ya” ralanmıştır. > HIKAYE GİZLİ Wanda çelenklerin mumlarını ya- sizin için!,, Bir gün evlenir ?, dedi, — Benimki hemencecik sönecek! Çünkü Gililsiz mum O Zoyuyorsunuz, diye şuku ettim, Genç arkadaşım çelenkleri ferlattı suyun üzerine attı. Benimki hemen çarpıldı, mum ssllanıp suyu öptü. — Görüyor musunuz Wanda?, Si- zinkini görüyor musunuz”. Sizinki- nit. Küçük slev mukavemet ediyor, titriyor, suyun seri cereyamna ka- pılmış sürütle dikeliyerdu. — Telip Gikime'bisi mereyergütü- edi dimmer» merAle rün Çelengi gözden kaybetmemek İçin büyük nehrin kavsini koşarak ka- TN — Bilhassa gözden kaybetmiye - lim, Neşeli küytüler büzgülü bol etek- leriyle fazla yer işgal ederek bizi ge- giriyorlardı, Ruhları bülyalı, iriyen mumlarma yetişmiye çalıştyorlardı. Fakat her adımda, çelenklerin üze rindeki steş böcekleri azalıyor, ya- «hut nehrin üzerindeki genç delikan- kaç sayfa tutacağı da Maarif Kuru Kahveciler Serbest Satış Yapacaklar Ikinci parti kahve tevzlatı için evlere fiş verilmesine dün de İdevam edilmiştir. Geçen defaki tevziattan — hisselerini alamıyan Tesmi daireler için 800 çuval kahveden bir miktarı belediye koopcratifine verilmiştir. Vilâyet bu defa iki büyük ku Tu kahveciye muayyen miktarda kahve vermeği ve bu kahvenin serbest olarak - satılmasını “karar altına almıştır. Bu iki kahveci kendilerine verilen günlük kah- veyi o gün 250 şer gramdan faz- la olmamak üzere istiyenlere sa. tacaklardır. Ekmekler Daha Iyi Pişirilecek Yapılan tetkikler (neticesinde ekmeklerin daha iyi pişirileceği onlaşılmış alâkadarlar nezdinde bazı teşebbüslere girişilmiştir. Şark Kahveleri — Beyazıtta ve Çamlcada yapılması kararlaş tırılan Şark kahvelerinin plânla” fı imar müdürlüğü tarafından hazırlanmıştır. Bu plânlar Nafia hakemeye bu husustaki cevaplar alındıktan sonra devam edile: sından sorulacaktır. Mu- Me Minili 2 Belediye, Şişhanede Bir Konservatuar Binası Yaptıracak Şehrin güzelleştirilmesi hare ketine müvazi olarak Evkaf ida- Piyasada pirinç fiyatlarının yükselmesi üzerine Anadolunun muhtelif yerlerinden piyasaya mal gelmektedir. Yakında Mer sinden 200 ton, Finikeden 300 ton daha mal gelecektir. Bu mal lar geldikten sonra fiyatlar bir hayli düşecektir. Diğer taraftan bir Rumen ta- cirinin Romanyadan getirdiği 10 ton naftaline fiyatları mürakabe komisyonu 97 kuruş fiyat tesbit | masın: etmiştir. Bu naftalin partisini ti. caret ofisi satın almıştır. Fasulya fiyatları Ticaret Vekâletinden fiyatları mürakabe komisyonuna gelen bir emirde, çalı fasulyesinden başka, diğer fasulye nevilerinin de fi- yatlarının tesbit edilmesi bildiril mektedir. Vekâlet, komisyon ta. Tafından, çalı fasulyesi için tesbit edilen 21 kuruş fiyatı tasdik et- miştir, Trabzon Mıntakasında Fındık Rekoltesi Trabzon 11 (A-A.) — Hopsdan Göreleye kadar devam edön Trab zon fındık mıntakasında bu yil rekoltenin 12.600.000 kilo olacağı tahmin ve tesbit edilmiş. tir, Diğer taraftan iki aydanberi hüküm süren kuraklık yüzünden mısır ve sair toprak mahsulleri yarı yarıya bozulduktan sonra dün bu mıntakaya yağmur yağ- resi de, hissesine düşen işleri yap) Muya başlamıştır. maktadır, Unkapanındaki Sokul lu ve Süleymaniye camileri ile Eminönünde bulunan eski eser . ler tamir edilmekte, ve belediye plânlarına nazaran yapılacak ye- ni inşaat için de hazırlıklar yapıl. maktadır. Şişhane yokuşunda yapılması tasavvur edilen Evkaf apartıma nına sit proje vaktiyle hazırlan - mıştı, Lâkin, aparlımanın yapı lacağı yere belediye, konserva - tuvar binası inşa ettirmeği karar laştırmıştır, - Evkaf apartımanının nereye yaptırılacağı hakkında he nüz, verilmiş kat'i bir karar yok tur, Vekületine gönderilecektir. Ve- kâlet plânları tasdik eder etmez ilk iş olarak kahve yapılması ka. rarlaştırılan arsalar satın alma - caktır, Adapazarı Yardım Sevenler Cemiyeti Adapazarı 11 (A.A.) — Yardım sevenler temiyeti kazamız mef- kezi teessüs etmiş ve çalışmala”) » rına başlamıştır. Mimi İzmite Vapur Seferleri Izmit, (Hususi) — Uzun zaman dır limanımıza vapurlar işlemi - yordu. Münakalât Vekâleti, Izmit hattına, tekrar vapur tahsis etmiş tir. Haftada 2 gün İstanbuldan İzmite vapur gelmektedir. İki Boğulma Vakası Edirne (TAN) — Diyran köyün den 15 yaşlarında Mehmet ve Korucu köyünden 48 yaşlarında Ibrahim girdikleri çayda yüzmek bilmediklerinden dolayı boğul - muşlardır. AT saaaanazananan Yazan: Edouard De Kayser Nakleden: Tunarâ «exxsx2x22' hlatdan birinin sandalma çarpıyor « du. İşte o zaman neşeli kahkabslar duyuluyor, nükteli sörler İşitiliyor- du, Bu arada Wanda'nm mumu da mütemadiyen yoluna devam ediyordu, — Annenizin todaviye geldiği es- pada, rizin buraya gelip bir nişanlı aramanız ber şeye rağmen biraz ga- rip değil mi?. N Bu esnada Wanda'nın çelengi öle- kilerden ayrılıp, onu daha çabuk sü- rükliyen, daha kuvvetli bir cereyana kapıldı, Geride kalan küçük alevle tin adedi daima kezmetlerini adım a- dim takip eden köylülerin adedi gibi eksiliyordu. Wanda'nın çelengi niha- yet su nebatlarımdan birine kikılarak bir saridalın iki metre ötesinde dur-. du. — Ahi, Ne yazık!, * gulurduğumuz yerde camlara doğru cirafı suyla çevrili dar bir patika uzanıyordu, Kıyilarına sandallır ağucların köklerine çivilen- miş gibi bağlanmıştı. Bir ses: — Müsande ederseniz getireyim, dedi EŞ Yalnız başma oraya gezmiye gele miş olan Yesek bir sandala atlayıp, i suyun üzerinden alıp genç ir hareketle çelengi alıp, slemiyorum, dedi, Yasek'in gözleri nemlendi: — Size görünmemeliydim, diye mi- rüdandı, — Pek tabiii. Genç adam bana elini uzatarak: — Yine görüşürüz. inşallah, dedi, Genç kızı unutmuş gibi arkasını dön- da, Wanda, hiddet dolu bir sesle: — Sizi gitmekten menederim,, Si- ?e ancak errettiğim zaman gidebi- İirsiniz.. Siz bir küstahsınız., diye ba- Bırıyordu., — Zannetmiyorum.. Şimdi kendi- mi sizinle müsavi addediyorun. Bu kadar tehkir edilmiye Hyık hizmet- çiniz olmadığımı zannediyorum. — Benimle müsavi mi7, Şüphesiz. hastabakıcı kızla evleneceğiniz için olacakt, Saczavmlca'ya evlenmenizi milia « lemek için gelmiş olacaksınız!,, — Oht, Hayır. Rvlenmeyi hiç dü- şünmiyorum, o Hiç evlenmiyeceğim,. Buraya bir haslayı ameliyat maksa - diyle geldim, Nihayet gururlu genç kız, kendini tulamıyarak haçkırınıya başladı. — Neniz ver?, Asabımız bozuldu gldelim, diye telâşlandım. Derin derin baktı,, Bu sefer açık- ça gördüm ki, asl sersem benim. — Anlamıyor musunuz? diye hıç- kırıkların boğduğu bir sesle bağır- dı. On beş senedlir seviyorum, Kü- cüklüğümdenberi seviyorum, Ser- sem demekte hakkım vardı, Çünkü simdiye kadar keşfedemedi. Hiçbir raman kollarıma atılmadı. Hiçbir za- man beni özmedi,, On beş senedir. Ve öyle zannettim ki, buğün evlene- cek., Yasek syaklarmn dibine çökmüş eteğini, ellerin! | öpüyor, bu kibirli kızın bütün hakaretlerini affediyor - du Mademki aşkını gizlemek için * bu, kibirli tavrr takanmış ve hezimetini İtiraf etmiştir. Wanda: — Yasak, diye marildanıyordu, Şüphesiz o da onu çoktan sevdiğini ona paskalyanm ( pazartesisinde bir kova soğuk suyu döktüğü zaman de- Vice Aşık olduğunu. Ve her halde çok hp şeyler söylüyordu. Fakat Polonezce söylediği için bir kelimesini bile anlamadım! BITT. TİE beli İİİ Yine Hitler'le Napoleor Yazan: Naci Sadullah wvelki günkü yazımda, bur günün Almanyasiyle, Na" poleon Fransasının gayeleri ara- sındaki müşahebetten bahsetmiş tim, Nadir Nadi, o yazıma cevap sayabileceğim fıkrasında diyor ki: “ — Napoleon devrinde bir Av rupa birliği fikri mevcut muydu? Bugün biliyoruz ki, böyle bir dü şünce, Fransız ihtilâlinin yaptı” hürriyet duygulariyle Karışık olarak, o devirde çok müphem” di. Avrupa birliği düşüncesi, da- ba ziyade Fransız diktatörünün kafasında yaşıyordu. Yâni he- nüz içtimalleşmemiş, ferdi ol « maktan kurtulmamıştı. Ve bizzat Napoleon, Avrupa birliğiri bu” günkü geniş mânasiyle anlamı - yor, müphem bir takım ii J sezişleri, şahsi emelleriyle karış” turıyordu. ği Oğlunu, erkek kardeşlerini şu- raya buraya kral tayin etmiş, generallerinin emrine devletler teslim etmiş, Avrupada, kendi kumandasına tâbi bir nevi prole” ter aristokratlık kurmuştul,, Belli ki, Nadir Nadinin bu sa“ tırları, benim mevcudiyetini ile" ri sürdüğüm benzeyişin yokluğu! iddin etmek gayretindedir. li bu tekzibi cılızlığına inanmak istiyorsa, Emil Ludvig /*) tarafından ya" zılmış bulunan şu satırlara gös gezdirmek zahmetinden kaçın * “.- Napoleonun aşikâr davasi) şuydu: Fransanm himayesi altın da bir Avrupa devletleri konfe* derasyonu kurmak. Ona görsi Rusya Asyadır. Ingiltere bir adar dır. Avrupa devletlerini, bir teki devlet halinde birleştirmek li yaratılabilir. Fakat Napoleon, gü yesine ulaşmak için, fena vasıf) talar kujlanmış olduğunu on yıl sonra anladı: O vakit ki, artk iş işten geçmiştil;, * Sorarım size, bu gayeyle, şim diki Almanyanın emeli arasında) ne fark var? Bugünkü Almanyaya göre de, Rusya Asyadır, Ingiltere bir ada” dır, Avrupa devletlerini, bir tek devlet halinde ve Almanyanm hi mayesinde birleştirmek İâzmadır. Ve Avrupa müttehit devletleri, ancak kuvvet sayesinde yaraıla" bilir... Yine Nadir Nadiye göre, Na" poleonu Hitlerden ayıran sebep” ya kral tayin etmiş, generalleri" win emrine devletler teslim etmiş ol, Çünkü, Napoleonun, işgali altına aldığı memleketlere akrabaların! göndermesine mukabil, Hitler de Galvayterlerini, yâni “umumi vas Li, lerini yollamaktadır. (1) Napoleon: Sayfa (297), Bir Yapağı Taciri Hakkında Tahkikat Bazı yapağı tacirleri, Bank ile rekabet ederek hh fiyatlarını zincirleme usulü ile birbirine yük sek fiyatla yapağı Satan bir cir hakkında cürmü meşhut yap tırılmıştır.. Bu cürümle alâkadaf bir şebeke olduğundan bahsedil. mektedir. Okutulamıyan Dersler — Ge“ çen ders yılının normal zaman * dan önce sona ermesi yüzünde mekteplerde okutulamıyan bas! bahislerin yeni dersi yılında ta lebeye öğretilmesi Maarif Ve kâleti tarafından kararlaştırılmığ tır. Her vilâyetin maarif mü dürü geçen ders yılında okutula. mıyan ders ve bahis cetvellerini mekteplerden toplıyacak ve bif rapor halinde Vekâlete göndere” cektir. Kaymakamlar Arasında — Bey koz kaymakamı Sadettin Sarki” mışa, Silivri Köymakamı Nail Beykoza, Mürefte Nahiye müdü lcu nün üzerinde kurul” ası di telsiz İstasyonu için yapılan etütler bitmiştir. Is tasyon Kurulduktan sonra, yolcu lar vapürlardan telsizle istedik leri yerle muhabere edebilecek lerdir. 72 Nurama İskeleye Çarpti — Şirketi Hayriyenin 72 numara! vapuru, dün sabah suların tesi riyle Istinye İskelesine bindir miştir. Bu çarpma neticesind iskelenin bir tarafı parçalanmr tar, Vapura bir şey olmamıştır