aso AN m” Adres değiştir. 1409 Kı h « Dünyanın iyasi” anzarası cephesinde bugüne ka- n eden herplerden Sov- ve cenup ehemmiyet geldiğini it tuk 3 — Jeponyanın Sibirya, Hindis- tan ve Avustralya üzerindeki kimiyetinin tahakkuk edebil pek rayı? bir ihtimal gibi görünür. söyle Şark Cephesinde : Gerret Alman harbi bü - tün şiddetiyle devam et- İ mektedir. Memleket müdafaasma ait İ mühim kararlar vermek üzere Mösyö Stalinin riyaseti altmda müdafaa meclisinin teşekkül ği ve 16-50 yaşlarındaki er- İ eklerin mecburi askerliğe da - vet edileceği bildirilmektedir. İ Ingiliz kaynaklarına göre: "Kınlordu büyük bir muvaffa - İ ayetle Alman taarruzunu dur- lurmıya çalışmakta ve adım a- İ tum gerilemektedir. Şimdiye ka- lar, Sovyet ordularını çevirmek İ re cepheyi yarmak hususunda İ rapılan bütün teşebbüsler akim İ kalmıştır. İ “Sovyet orduların simaldeki "icatlerinin durması muhtemel- Hr. Buradaki kuvvetler, çok kuvvetli ve müstahkem mevki- 'ere yerleşmişlerdir. “Pinsk bataklıklarnda bütün iddeti ile devam eden muhare- teler henüz netice vermemiş - ir, Bugüne kadar cereyan eden larplerden, Sovyetlerin bilhas- a şimal ve cenup cephelerine laha çok ehemmiyet verdikleri wlaşılıyor, Çünkü, Baltık dey- tleri bilhassa Estonyanın iş - i, Leningradı ve Sovyet do - 3anmasını tehlikeye düşürecek Alman kuvvetlerinin deniz rolu ile bu sahillere nakledil - nelerini mümkün kılacaktır. Besarabya ve Galiçya cephe- erinde bir ricat ise, Rusyanın iraat ve sanayi bakımlarından *n miihim merkezlerinin Al - manların eline geçmesine sebep olacaktır. Harekâtın inkişafına göre; Al nan kuvvetlerinin, Minsk'te Sovyet cephesini yararak Mos - tovaya doğru sarkmak ve Sov yet ordularım ikiye ayırmak ga- Tesini takip ettikleri hissedili - yor. Buna mukabil ;Besarabya ve Baliçya cephelerinde kuvvetle yerleştikleri hissedilen Sovyet kuvvetlerinin kâfi miktarda tak iye kıtaları aldıktan sonra, esas müstahkem hatlarına dayanmak suretiyle Romanya ve Macaris - tana doğru bir taarruza geçerek petrol mıntakalarını işgal etme - leri ve cenuptan Alman ordula- nının arkasına sarkmaları ihti - imali de yok değildir . İngiliz kaynakları: Pazar gü TATLI SUB Tatlı suda banyo esasen cay-|* da, ırmaklarda banyo yapmak ğe vi Ankaradaki, Bur | * ük yüzme havuz- De da dumuz eu ile dolu balam duklarından oralarda barzo yap- mak da yine bu sınıfa girer. Tuzsuz suyun vücut üzerine tesiri, tabii, deniz suyunun tesi- Yinden hayliçe farklıdır. Tatlı su akıntısız olursa -yüzmenin, hare ket etmenin faydalarından baş- uyun hararetine göre değisir. uyun harareti 8 ile 15 derece de olur, içersinde de bes dakik; dan fazla kalınmıçısa o tatlı banyosu vücut üzerine iyi bir tenbih tesiri yapar, insana kuv- vet verir. Suyun harareti 8 dere- teden aşağı olunca yaptığı tesir İdeta ıstırap verir. İstirap çeken Vücut, su banyosundan kuvvet bulamaz... Suyun hararet derece: si 15 ile 25 arasında olunca hirleri sakinleştirir. Önemli bir tesiri de terlemeyi azaltmaktır. Tafi suda banyoya, yüzme havuz mevsiminde, onun İ- sene 2300 Kr, Ay 1609 Asya Meselesi : NE BEDELİ Ecnebi Türki «00 Ke 3 Ay İsme , #Ay Ecnebi, 800 Kr. 100 nü sona eren hafta içinde - İn- gilterenin 65 tayyare kaybına mukabil - mihverin Ayrupada ve orta şarkta 183 tayyare kay- betmesinin. bu senenin en yük- sek haftalık kaybını teşkil et- #ğini bildirmekte ve bu müna- sehetle Mister Chürehil'in Al- man İaarruzunu müteakip ver- diği nütukta; “Gece ve gündüz. durmaksızın Alma bom bardıman edeceğiz.,, hatırlatmaktadırlar. Maamafih öyle görünüyor ki. Alman tayyarelerinden büyük kısmının Sovyet ierimetleriyie carpışması ve mühim zay vermeleri neticesi hava hâki - mivetini kazanmış olması lâzım gelen İngilterenin bu son haf- ta zarfında Almanya üzerinde yaptığı taarruzlar, beklenen şid det ve müessiriyette olmamış- tır, Knox'un Beyanatı : ngiliz kaynakları, Ameri * kan Bahriye Nazırı Knox* un çok sayanı dikkat olan şu beyanatını bildirmektedir: “Hitler Amerikan yardımın- dan kor Tiplik yaziyetine geçmesinden en dişe etmektedir. Bundan dolayı İngiltereye şwefli bir sulh tek- lif etmek ve bu suretle İngilte- reyi Amerikadan ayırmak yolu- nu tutmaktadır. bu sulh teklifi; e yacaktır. Amerika İngilterenin mağlüp olmasına meydan ver- miyecektir. Amerikanın yaptı" cağı zaman hasıl oldu: ğu takdirde, Amerikan harp malzemesi Amerika donanma" $ınm himayesinde İngiltereye gönderilecektir. Amerika harbe girmeğe hazırdır... En mühim bir mevkii işgal eden bir Amerikan devlet a- damının bu beyanatı karşısın- da, Hess'in esrarengiz tayyare ini hatırlamamak kabil İngilterenin Al- manyaya karşı daha büyük bir iddetle tayyare hücumlarında bulunmasının, Avrupanın en müsait bir yerine büyük bir ih- rac hareketi yapmamasının x€- bepleri hakkında bazı tereddüt. Jer uyânmaktadır.. geponyanın. sağ cenah orga Bı olan bir gazetede sa yanı dikkat bir yazı intişar et- miştir. Bu gazete, Sovyet - Alman harbinin muhtemel inkişsfları karşısında | Şarki Asyada Ja- Sözlerini ponyanin emniyet sahasinin hu dutlarını sarih bir surette tah- dit etmek lâzım geldiğini ve Alman kuvvetlerinin o Uralları aşarak Rusyanın Asya kısmına bu takdirde Almanyanm, Hin distanda: Avustalyada, Uralm sarkındaki Sovyet arı Japon nüfuzunu tanımaması i- <in hi sebep mevcut olma- dığım yazmıştır. Japon emperyalizfainin ifa * desi olan bu varı, realite ile te- masını kesmiş çok geniş bir muhayyilenin mahsulü gibi gö rünüyor, Sovyet kuvvetleri Alman ta arruzuma karşı * büyük zayiat (Arkası 4 üncü sayfada) An ordusu Polanyayı bir ay içinde zaptettik - ten sonra Almanyada ordu Na- zi partisinin üstünde bir mevki kazandı. Bugün hâlâ Almanya" nın başımda Führer vardır, ve ordu nazi gençlerle doludur. Fa kat orduyu idare edenler na- ziler değil, zabitler ve general- lerdir. Bunların içinde de nazi olanlar pek azdır. Alman, orduya avrı ve daimi bir varlık nazariyle bakar, Her sey değişebilir, fakat Alman or dusu değişmez. Çünkü Alman ordusu yalnız askeri bir teşek- kül değil, ayni zamanda bir kültür organizasyonu ve ayn bir hayat tarzıdır. Ordunun dini demir disiplinden, itaattan, sahsi hisleri öldürmekten ve vatan uğruna ölmek iradesinen yoğurulmuştur. Bir ordu emri yevmisinde: “Bir Alman zabiti yatakta bil( askerliğini unutmamalıdır. der; Üniformalı bir zabit üçüncü mevkide seyahat edemez, ti- yatro ve operada — ikinci mevkide oturamaz, şüpheli kaş, dınlarla görüşemez. Ordu ni“ zamnamelerine muhalif hare - ket eden bir zabitin lüververi- ni çekip beynine sıkmaktan baş ka kurtuluş yolu yoktur. Almanyada ordu mensupları setle meşgul olamaz, intiha bata iştirak edemez ve siyası bir partiye giremez. Onun için dir ki nazizm orduya gireme- miştir. Ordu müstakil bir var- hk olarak kalmıştır. -Süphesiz bugün ordu zabitlerinden bir coğu nazidir, fakat kumanda heyetine mensup o generallerin çoğu Hitlerden eski bir nizama tâbidirler. * * Polonya Harbini Yapan Kumandan ooeia harbine kadar halk tarafından az bilinen ve ismi çok gecmiyen kumandan- lardan biri General Karl Rudolf ven Rundstedt, diğeri general Fedor von Bock'dur. Bunlar Polonvayı isgal eden Iki ordu- nun kumandarlarıdır. General Rundrtedt 1938 de Berlin m: kez kumandanlığından çekil, Ai zaman yabancı matbust Al- man ordusunda bir temizlik va- pılmak üzere olduğunu isaa mislerdi. Çünkü generalin te- kaütlüğüne iki sene kalmıstı. Çekilmesine sebep voktu, Fa- kat sonra tekrar orduya alındı. BRAUCHITSCH Alman Ordusunu idiez Eden Kumandanlar Kimlerdir? VON KLUGE General Rundstedt 1875 te dünyaya gelmiştir. Prusyanın aristokrat ailelerine mensup bir generalin oğludur. Çocukluk - tan asker terbiyesi görmüs, Potsdam askeri ukademisinde okumuş, ve geçen harpte y başı olarak ordüya irmiştir 1932 de general rütbesini kazan mıştır, Polonya harbinde ce- nuptaki üç orduya kumanda etmiştir. 27 eylülde Polonya - nın askeri valiliğine tayin edil- miştir. General Fedor von Bock da bir general oğludur. 11880 de Küstrin'de doğmuştur. O da askeri akademide okumuştur. yaşında Kayvzerin muhafız na girmiştir. 1916 da bir piyade alayı kumandanı olarak harbe istirak etmistir. 1931 de FRANZ HALDER VON REICHENAU duları onun kumandasında bu- Tunuyordu. * itler'in Eski Kumandanı List a harbine iştirak e- den kumandanlardan bi- ri de General List'dir. Balkan barbini de o idare etmiştir. Hit ler umumi harpte onun alavın- da bulunmustur. General List mutat hilâfına bir aristokrat aileye mensup değildir. Bir doktor oğludur. 1880 de Wurtemberg'de doğ- muştur. Munih askeri akade - misinden - mezundur. 1914 de Bavyera erkânı harbiyesinde yüzbası olarak bulunmustur. Geçen hi harbe, be BİYAİŞ, Ra; - Moskovade ilk alârm Jsünü ayrıca bir toplantı yapıla- VON RUNDSTEDT mandanlığına tayin edilmistir. 1926 da Berlinde Harbiye Ne- zaretinde şube müdürü olarak çalışmıştır. Polonya harbine ikinei kolordu kumandanı ©- Yarak iştirak etmiştir. Sonra - dan Polonya cenup ordusu ku- mandanlığına geçirilmiştir. E. sasen bir sahra zabiti olan ge- neal List ordularını Tatra dağ- larını asırtarak 500 kilometre- lik bir mesafeyi o kadar süratle katetmiştir ki, Alman erkânı harbiyesini bile hayrette bırak- mıştır. Balkan harbinden son- Ta General List şark cephesi- ne gönderilmistir. Simdi Sov- yetlere karşi harbetmektedir. Cephede harbeden kuman - danlardan biri de General Von Kluge'dir. 57 yaşındadır. Ge- çen cihan harbine bir topcu a- Jayı mülâzımı olarak iştirak et- miştir. Verdun'da yaralanmış, sonra erkânı harbiyeye girmiş- tir. Sonrada altıncı kolordu kumandanlığına terfi etmiştir. 1933 te baş kumandan General Bravehisiseh'in Sarki Prusya daki erkânı harbiye heyetine dahil olmuştur. .O vakittenberi başkumandandan (ayrılmamış, Polonya harbinde koridora gi- Ten ordunun kumandanlığında balam. General Von Reichenau Iman ordusunun en bü - yük kumandanlarından biri Von Reichenau'dur, Topcu- dür ve ilim adamıdır. Yüksek aristokrat bir aileye mensup ol- masına rağmen demokrat ta- biatli bir generaldir. Sporu çok sever. Atlet müsabakalarına iştirak eder. Hattâ Polonya harbinde generalin tozlu Po- lonya yollarında kısa pantalon- la yürüvüş yaptığı görülmüş - tür.. Babası sporculukta tema- yüz etmiş bir generaldir. 1914 te harp akademisinde ve €r- kânı harbiyede çalısıyordu. Bü- tün harp müddetincede bu vazifede kaldı. 1932 de binbasi, 1934 te general oldu. 1935 te Munihte kolordu kamandanlı - ğına tayin edildi, Hitler onu baskumandan yapmak istiyor - du. Fakat Hindenburg mâni ol- du. General Reichenau daha son- ra Leipzig'de ordu kumandanı oldu ve buradan en yüksek mev kie çıkması imkânı vardı. Fa kat 1938 de Avusturyanın İsza- Mine muhalefet ettiği için Hitler le arası açıldı. Polonya harbinde General or külmesinin onune geçi Asyanın Taksimi Yazan: Sabiha SERTEL geze. sağ cenahın gaze - tesi olan “Kokumin Şim- bun,, gazelesi neşrettiği bir baş- makalede şöyle diyor: “Eğer mih- yer hegemonyası Uralları aşarak Sovyet Rusyanm Asya kısmına yayılırsa, Japonya vahim mese - elerle a işacaktır. Diş Moğo- listan ve li garbi Çin munta- kası, alani ciddi surette müle- essir olacaktır. Sovyet - Alman barbi Şarki Asyada Japonyanın refah sahasında, coğrafi hudutla- Onun sarih suretie tahdidini lü - zumlu kılacaktır. Uçlü paktla kar mn tanman yeni Asya mihverin yeni Avrupa ölüden hâlen gayri sarihtir. Ve muayyen hudutları yoktur. Her- halde Almanya Sovyetlerin mih- ver nüfuzuna tâbi olması icap ettiği o düşüncesiyle, Sovyetler Birliğine harbe girmiştir. Eğer mih sahası Sovyetler Birliğini, Orta Şark ve Afrikayı ihtiva edecekse, Almanya ve Hal yanm, Hindistanda, Avustralya- da, Uralın şarkındaki Sovyet a - tazisinde Japon nüfuzunu tanı - mamaları için hiçbir sebep mev - cut değildir. Japon gazetesinin Asyanın tak simi için gösterdiği bu endişeler, mihver plâna göre küçük As - ya, Orta Asya il hakkında aralarında e ii nin harpten e i 1 diğini anlatmak İstiyor. Italya, Almanya, Japonya arasında im < zalanan anti-komintern pakt Sov» yet - Alman anlaşmasiyle mu - vakkaten ikinci plâna düşmüştü. Fakat yıldırım harbi olarak baş- ladığı halde iki sene süren, ve iki senede kat'i neticelere varmıyan barbin seyrinde, ikinci plâna atı» lan Sovyet (narruzu birinci plâ- na alındı. Bu sebeple şimdi Anti- komintern pakt tekrar canlandı rılmıya çalışılıyor. Japonyanm, müttefiki olan devletlerle | nasıl nlaşacağı, Sovyet-Alman harbi- in nasıl bir cereyan alacağı, har bin nerede ve nasıl duracağı he» nüz malüm değildir. Fakat dün - yayı taksim için yapılan bu har- yin, ilk taarruzunu yapan Japon- yanın anti-kemintern pakttan bek dediği e gayeyi, Mançukonum isti - ndan Çin harbine ve bugüne here gelen seyir ortaya koy - muştur, Bundan başka, mazide Japon harici siyasetinin dayandığı t mel de, Japonyanın anti-komin - tern pakta niçin girdiğini göster. miye kâfidir. General Araki 1932 de yazdığı “Japonyanm karşısın - daki meseleler, kitabında şöyle diyor; “Bizim emperyalist siyasetimiz ruhunu (Kado) dan alır. (Kado, Japon halkı arasında birliğin ve büyük idealin senbolüdür) Kade bize yedi denize, ve beş kıtayı hâkim olmak idealini telkin eder Bu ideale zarar veren her mân: Başvekili Baror Antaka'nın 25 temmuz 1927 de Japon imparatoruna verdiği me- marandumda şöyle diyor: “Dünyayı zaptetmek için, ev - velâ Çini zaptetmeliyiz. Çinin bü tün menabii elimizde olunca Hir distanı, Arehipelago'yu, Orta As- nı, küçük Asyayı (Türkiye ve Garbi Asya) hattâ Avrupayı zap» tedebiliriz, Bir taraflı veya bitaraf ülke - lerin değil, kıtaları paylaşmak için açılan bu muazzam harpte Japon gazetesinin bu ideale gi ninay Mü Kece yazasıl oradaki Sovyet Karnizonunun te5-| cekti.