TAN Adres değiştir. mekt (25) Krg 70, SAy İngiltere, Sovyetler Birliğine İçi maddi ve münevi müzabere- İ tesmen bildirmiş oluyor. — Hesv'in sulh şartları le Al - Sovyet harbi hakkında bir asebet vardır hattâ Churehij Mevklini, Almanya ile anlaş &r bir devlet adamuna ter ei ihtimali de vardır. — Roosevel'in harp hakkındaki İektuj nazarını henüz bildirmemesi ikaten istemediği Simanda Japonyunm Vvazi; Yin etmeden evvel, 82 çok müsten- 5 Vaziyetle kalacağı düşünülebi- $ — Japonyanın da vaziyet almak İn Amerikayı beklediği veya ö5- hadisatın inkişafına İntizar ete İİ ül görülüyor, hgiliz Yardım Govvet - Alman harbine ait askeri harekâtın inkişafı pikkkında henüz bir mütaleada ulunmak: zamanı gelmemiştir. irin için mühim olan mesele, İlriltere, Amerika ve Japonya” n bu harp karşısındaki va- etleri müphem olmakta de- m ediyor. Mister Charehil'in nutku, İn | hükümetinin, İngilte- baş düşmanı olan nazi hdeki bütün vasıta ve imkün- la yardım edeceğini ve bu rruzun, İngiltere hükümeti” İn zımni muvafakati ile ya- nadığını açık bir surette bil- İngilterenin Moskova büyük #çisi Mister Cripps'in fevka- mesaisinden şükranla bah- »ttmiş ve Moskovaya iktisadi e askeri br heyetin gönderil- liğini bildirmiş ve iki memle- e politika sistemleri ve Yaşayış tarzları başta olmakla beraber müşterek düşmanın hüştereken mücadele etmek lâ Min geldiğini söylemiştir. Bu suretle İngiltere hükü - Sovyetler Birliğine kar- maddi ve manevi müzahere- i resmen bildirmiş oluyor. Sovyet - Alman harbinde Fin in vaziyetinin Romanya sarih olmadığı anlaşılı - adar Finlândanın lendra sefiri ile görüştüğü ve firin kendisine Finlânda ile etler arasmdaki münase - tlerde değişiklik” olmadığını Ürlediği bildirmist Bizim © iklimimizde, simdiki (3 saatimizle on birden on se- 1400 Kr, 1 sene 2800 Kr.| 400 Kr. 8 Ay 800 Kr. RİN LOKMAN? ABONE BEDELİ Ecnebi JTürki Ecnebi 1500 . 1160 , TAy 300 Almanya - İngiltere: | İzgilterenin en salâhiyettar devlet adamlarmın müsbet hareketlerle teyit edilen hu sa- rih beyanatına rağmen bazı mahfillerin kanaatlerine göre, bolşevizm nanizm kadar belki | ondan daha fazla demokrasi re- ji üşmanı olduğu / icin, İngiltereye getirdiği söylenen sulh sartlariyle Ak manyanın bu taarruzu arasında şu veya bu sekilde bir münase- | bet vardır, ttâ Mister Chur- chillin mevkiini, Almanya ile anlaşacak diğer bir devlet a damina terketmesi ihtimali de mevcuttur. Malümdür ki, o bolşevizmi karsı Almanya ile birleşmek v İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalyadan mürekken bir dörtler paktı yapmak, o Chamberiain yı tat min etmediğinden, diğer cihet” ten Sovyet - Alman paktı imza» landığından, Chamberlaim bu projesini tahakkuk ettirememis & Chamberlain'in bu siyaseti iflâs ettikten ve Polanvaya Al- man taarruzu başladıktan bir) müddet sonra, Sovyetlerle an- lasmağı nazi Almanyası ile an- laşmağa tercih eden Mister Churehill iktidar mevkiine gel- di. Chamberlain ve Churchill, muhafazakâr partinin iki mü -| him şahsiyeti olmakla beraber, aralarında birbirlerine zıt setler takip etmelerini mucip olacak derecede esaslı farklar yardır. Chamberlain, yüksek mali mahafili temsil eden, bir çok şirketlerle maddi alâkası olan uzun zaman mec“ zeislikleri yapmış olan bir şahsiyettir. Mister Chur - ehill ise, mali mahefil ii iş adamlariyle böyle bi ve irtibatı olmıyan müstakil bir şahsiyettir, Bugün © Almanyanın bütün kuvveti ile Sovyetlere taarruz etmesi neticesi büyük bir nefes olan ve istikbal hakkındaki ü- mitleri o kuvvetlenen o İngiliz mali ve sınai mahalili Sovyetle- rin Almanyayı mağlüp etmesi veyahut Almanyanın pek çok yıpranması neticesi Avrupada komünizmin teessüsünü mim-| kün görüyorlarsa, Mister Chur| cihlli iktidar mevkiinden çekil; meğe mecbur edecek gayretler; sarfetmeleri muhtemel görü-| lebilir. Maamafih bu, uzak bir ihtimaldir. Amerika ve Harp:| ister Churehill ve Eden: | in Sovyetlere yardım © decekleri hakkındaki sarih be-| yanatlarına rağmen (Mister) Roosevelt'in bu mesele hakkın daki noktal nazarını henüz bil- dirmemesi sayanı dikkat gö” Tülmektedir. Malümdur ki, Amerikada İngiltereden ve belki bütün di ğer memleketlerden fazla bir bol (Arkası # öüneder İNİ DENİZE GİRMEDEN ÖNCE... bilirsiniz... Ondan sonra da deniz icinde hareketsiz kalmamalıdır. *İ Yüzme bilmiyorsanız kollarınızı is- | ve bacaklarınızı durmadan ha- deniz suyuna alışık olanlar, len önce yahut altıdan son- #irmeyi tercih ederler... Fa- b; cocuk olanlar ve çocuk olma" da zayıf bulunanlar için de- Sin sıcak olduğu saatlerde de 8 girmek daha iyidir. Mir de, öğle yemeğinin hazme- De zamanını hesaba katmak Yâzımdır. Yemek müd- den başka, yemekten sonra Saat geçmelidir. Onun için, çocuklara öğle yemeği- İm on ikide yedirip, yemek- sonra, uyutup, üç bucukta kenarma götürülürse ep inip zaman olur. Güneş sa- le iki bucuk demek... ty nize girmeden önce, vücu - biraz ısınmış bulunması iyi- İs Oturduğumuz yer, deniz ban bana yapacağınız yere yakın © Pp oraya kadar yürümek iy #ç€ Yakın olur, yahut uzak olur | İng örümeden gelirseniz, deniz pi Yosundan önce pek kısa bir kaş banyosu vücudü ısıtır: Fas Maylenize "girerken hiç terli ol- ak şarttır. Vücudün üzerin- "ler varsa bir bezle kurulanır. Denize birdenbire girmek, vü” m her tarafını birden sı tabii, sokmak İlizumunu, »İ reket ettirirsiniz.. Çocuklar de nizin içinde kendi (o kendilerine oynamazlarsa, onların da kolları ve bacakları hareket ettirilir. Denizde ısındıktan sonra üşü- mek hissi gelince hemen cikmak lâzımdır. Bu his arkasından ikin- ci titreme geleceğine alâmettir. İkinci titreme de gelince büyük zarar verir, Minimini çocuklar denizin İ- cinde bir dakikadan nihayet üç dakikaya kadar tutulur. İnsan «cocukla birlikte denize girerken bilezikli saatini kolunda tutmaz- sa da bir dakikalık. üç dakika: lık zamanı saat olmadan da tah- min edebilir... Daha büyücek, se- kiz yasına kadar çocuklar | beş dakika, daha büyük olanlar on dakika durabilirler. Yüzme bilenler on beş dakika, yirmi dakika kalabilirler... Su- yu tuzlu denizlerde daha wxun xaman kalınabilir. Fakat bizim denizlerimiz her tarafında az tuzludur. Onun için bizim iklimi» mizde insan yüzme bilse de bir çeyrek, yirmi dakikadan fazla denizde kalmak tehlikeli olur. Hava serin olursa daha ar. Her halde günde yalnız bir de niz banyosu. Pek kücük çocuk- lara, çocuk olmıyan sinirlilere iki günde bir banyo... mesa a İNU ai m e ğa as, a mükiek im Mies Dört denize ayrılmış bulunan ovyet Rusyanın deniz kuv- vetleri, Uzak Sarkta, Şi- mal buz dış denizinde, Baltık- ta ve Karadenizde olmak üzere dört kısma ayrılmıştır, Fakat bu kuvvetlerin, bilhassa bu harpte, birbirlerine yardım etmeleri ta- mamiyle imkânsız bir haldedir. Çarlık Rusyasının geçen har- bin galipleriyle müttefik bulun- masına rağmen, ihtilâl yüzünden) Ka, inhiğama maruz kalması, ken- disinin * (bidayette o vandedildiği gibi) kapalı denizlerden çıkabil- mesine mâni olmuş ve sonraları rejimin, dahili meseleleriyle da ha ziyade uğraşması donanma İ- le fazla meşdul olmasına fırsat vermemişti İktisaden, Almanyadan daha evvel kalkınmış olmasına Tağ- men, Baltık denizinde Alman- vaya üstün bir deniz kuvveti y: pamıyacak kadar dar bir sahi" le melik olması, vahut da sim- diki stratejik omevkiini daha © zaman elde edemeyişi (gibi sebepler ve Baltıkta hâkim bir filonun tesisine okomiserler he- etini ikna edebilecek derecede denizci şahsiyetlerin ademi mev cudiyeti gibi sebepler, Sovvet- leri Çarlık Rusyasından kalma gemileri tamire veya tadil etmek Suretiyle bir filo sahibi olmaktan ileri götürememiştir. Sonradan Almanyanın cep kru vazörleri yapmıya başlaması ve © zaman daha ziyade komünizm aleyhtarı siyaset gütmesi, en ni- hayet Habeş harbini müteakip, İngilizlerin yüzde otuzu nisbe - tinde bir deniz kuvveti yapmıya müsaade edilen bir muahede ak- detmesi; Rusları, yeni deniz kuvvetleri Yapmıya sevketmiş - tir, Yalnız, Rusların bu devreye kadar tamamen boş durmamış olduklarını, ve daha ziyade acık denizlerde ticaret harbi yapabil- mek için lâzım olacak denizaltı gemilerinden pek çok miktarda yaptıklarını ve adetçe de dün- ya birinciliğini muhafaza ettik - lerini bakir ve enizaltı kemilerinin, ev- velco de bilindiği gibi dar ve kapalı denizlerde o kadar mühim rol oynamadığı aşikâr - dır. Esasen bu cihet, bu har- bin bidayetinde Şimal denizi ha- rekâtmda da görüldü. Gerek Karadeniz ve Çanakkale, gerek- s6 Kategat ve İskajerak boğazla- rının kontrolüne mâlik olmıyan Rusyanın, bu yüzlerce deniz- altı gemisini hangi maksatta kul- lanabileceği bir türlü anlaşilma- muştur, Deniz tarihinde Rusların, mo- dern deniz kuvvetleriyle kazanıl mış mühim bir deniz muhare- beleri mevcut değildir. Fakat deniz tekniğinde ileri gittikleri bir nokta vardır, ki oda, Rus - Japon harbindenberi daima in- kişaf etmekte olan bir silâh bu- lunan “mayi tir. Fakat bu silâhm, düşman mem Ieketi sahillerinin denizlerle alâ- kasını kesmek, yahut da kendi sahilini, denizden ihraç hareke- tipe karsı muhafazaya almak gibi işlere yaradığı düşünülünce; Al- ' Denizcilik mey TAN mmm i Bahisleri | Sovyet Deniz Kuvvetleri Ve Bu Harpteki , 4 Sovyet donanmasından bir kısmının toplu bir halde görünüşü omaranmmtemimemesanölmmelkeslliedli Yazan: A. ATILAY manya ile olan muhasamatın da- ha zivade karadn olduğu şu sira” da mukubil bir maksatla kullanı- lamıyacağı anlasılır Bundan bas daha muhasamatın ilk günün den, kendisinin deniz kuvvetini kullanabileceği sahaların gecit- leri mayinlenmiş olduğu Alman- lar tarafından ilân edimiştir. Denizatı gemileri harpten son ra pek kısa bir zamanda yanli- miş ve ekserisi de 935 - 938 sene- İerine sığdırılmıştır. Adedi bir- denbire coğalan bu gemileri i- dare edecek personalin yetişti - rilmesi (bilhassa denizaltı silâ - hından maksat yalnız suya dalıp çıkmak olmadığına o nazaran) bunların isabetli bir atış temin edebilecek derecede telim, ter- biyesini temin etmek. büyük masraflara ve uzun bir zamana mütevakkıftir. Almanya bile elinde geçen harpten kalma deniz altıcı mu- alimlerinin mevcudiyetine rağ- men, 935 ten 939 senesine kadar geçen dört sene içerisinde hazır- ladığı 50 yi mütecaviz küçük denizaltı gemisine personal ve- tistirebilmek için; subaylarını birer eski denizaltıcı nezaretin- de muhtelif memleket bahriyele- rine göndermiş ve bu meyanda Türkiyeye de birbirini müteakip iki grup subay gelmi On İki Adadan Kıbrıs” ibrıs sahillerinde devriye bekliyen nöbetçiler ge- çen aksam ansızın sahile bir sandalın gelmekte olduğunu görmüşlerdir. Nöbetçilerin dikkatini çeken sandalın bası bos dalgaların sü- rüklediği istikamette kayalıkla- ra doğru gitmekte olmasıdır. Derhal yardıma koşturulan bir motör bu meçhul sandalı arkasına bağlamış ve sahile ge- tirmişti Bu kücük teknenin beş Yunanlı gencten mürekkep olan yolcuları yorgunluktan ve açlıktan yarı baygın bir helde- dirler, Nezaret altına “ilmarak en yakin bastaheneye götürülen yolcular ancak 24 saatlik bir is- tirahatten sonra kendilerine gel mişlerdir. Kafilenin kaptanı 0- lan genç ma: şöyle an latmıştar: — Biz on iki adadan biri olan Lero adasından geliyoruz, İtal- yan - Yunan harbi basladığın- danberi burada dehsetli aclık ve sıkıntı çekiyorduk. Lâkin hür yasamanın uğruna buna da kat- lanrvorduk. Fakat İtalvanlar Ter NY Yazan: Sevim SERTEL Bundan dolayı, Sovyetlerin €- linde buluran 160 kadar denizal- fa gemisinin faal bir rol oynama” ları meşküktür, Bunlardan Şi - mel buz deiziyle Batıkta. 72 si ve Karadenizde 30 tanesi bulun- maktadır ki, ne iş yapabilecek- lerini tahmin etmek güçtür. * * ovyetlerin su üstü gemile- rinin ekserisi, yukarıda da söylediğimiz gibi, Çarlık Rus Yasıhdan kalmıştır. ve bilâhare tâdil edilmiş, isimleri değiştiril- miş eski gemilerdir. Dört par- çaya ayrılmış olan Sovyet do- nanmasından Uzak Sarktaki fi- le, simdilik hiç bir harekâtta bulunmıyacağına binaen onu bir tarafa bırakıp, yalnız, Simal buz deniziyle, Baltık ve Karadeniz- dekileri gözden geçirelim: Rusların, 914 harbinden sonra İnşa edilmiş büyük muharebe ge- mileri yoktur. Fakat 911 sene- sinin muhtelif aylarmda denize indirilmiş ayni sinif üc gemisi wardır ki, bunlardan Oktjabrs- kala Revoluzla (eski Gansut), Marat (eski Petro Pavlosk) Bal- tık denizinde, Parisehskaja Kom- muna (Eski Svastopol) Karade - bizdedir. Bu gemilerin tonajla- rı sira ile 23065, 23606, 23016 dır. Son zamanlarda biri hali insa- A GS bir gün ansızın adayı işgal &- dince biz beş arkadas henüz İş- gal kuvvetleri bütün adaya ya- yılmadan evvel bir sandala at lıyarak yola çıktık. Bir yolunu bulup Elen doran- masına yazilmak istiyorduk. Bu seyahatte çok güçlük çek- tik. Önümüze çıkan bir cok Yunan adalarına uğradık, Bu- rada biraz dinleniyor, bir par- ça karnımızı doyuruyor sonra yola çıkıyorduk. Fakat Akdenize acıldiktan sonra iş değişti. Yanımızdaki $u ve viyecek bittiği halde hic bir âdaya rastgelmivorduk. Bir kaç gün daha gayret ettik, fa- kat nihayet susuzluk ve açlık canımıza geçti. Hepimiz birer birer kuvvetten düsüvorduk. En nihavet o hale geldik ki kim s€ kürek cekemez olmustu. Artık Allahın ve dalgaların elinde kalmıştık. Dün sabahtan beri sürüklendik durduk. Kıs- mette ölüm yokmus. Bir ay de- niz üstünde kaldıktan sonra rüz Rör bizi buraya attı. Simdi a- yakta duracak bir hale gelir gelmez, Yunan donanmasına va zılmak, İngilizlerle beraber düş manla döğüşmek .istiyoruz. Rolleri da, diğeri tasavvur halinde, iki tane 35000 tonluk bir de daha piân halinde 40000 tonluk mu- barebe gemileri yapmaktaydılar. Halen bunlardan hiç biri denize indirilmemiş olduğundan bunlar! nazarı dikkate alamayız Tonajları cüz'i farklı olan bu gemilerin eslihası aynidir Her birinde 52 çapında 12 şer tane 30.5 santimetrelik büyük top ve 16 şar tane 50 capında 12 san- timetrelik vasat batarya vardır. Bundan başka 6 tane 75 luk dafi tayyare topu 8 tane makine- li tüfek dörder tane 45 santimet- relik su altı torpido kovam ile ikişer tayyare taşımaktadırlar. Bu gemiler yapıldıkları zaman 23 ilâ 24.5 mil süratte ve kömür yakmak üzere yapılmışlarsa da, içlerinden (yalnız Marat esaslı tamir görüp mazot yakan kazan- larla techiz edildiklerinden süra- tini muhafaza edebilmiş ve diğer leri 18 mile düşmüştür. Marat İngiliz Kralının taç giyme me- rasiminde çok sükse Yapmıştır ve bu gemi modem icaplara gö- re, tabiye edilmiş olan eslihasi, kumanda kuleleri ve bacalarının imal buz deniziyle Baltıkta taksim edilmiş bulunan a- Rır kruvazörler: Maksim Gorki ve Kirov, adında iki tane 8000 tonlük ve 33 mil süratinde iki kruvazördür ki, bunların 9 tâne 18 santimetrelik topla dörder ta” ne 102 lik ağır dafi topu ve dörder tane 3.7 lik hafif dafi to- pu, 4 makineli tüfek, altışar ta- ne de torpido kovanı, bir kata- polta ve 3 tayyaresi vardır. Bunlardan baska ikisi hali im- sada ve üçü henüz baslanmamış ayni sınıftan beş kruvazörü ola- caktır TAYYARE GEMİSİ: Sovyet - lerin Baltık filosunda tayyare gemileri yoktur, fakat 12000 ton-| luk 30 mi) süratinde, on iki tane 10.2 lik dafi topu ile 40 kara tayyaresi taşıyabilen iki gemiyi bugünlerde inşaya başlıyacak * Tardı. HAFİF KRUVAZÖRLER: Bu tipten, Baltıkta yalnız Awrora vardır. Bu gemi 5622 tonluk, 18 mil süratinde, 15 tane 13 lük, 4 tane 7.5 huk, 2 tane 7.5 luk dafi tayyare, 4.72 lik hafif dafi topu, 4 makineli tüfeği ile 125 mayin taşıyabilen cok eski bir gemidir. MAYİN DÖKÜCÜ KRUVA- ZÖR: Marti (eski Standart) dında 4600 tonluk, 25 mil süra- tinde ve 13 santimetrelik dört ta- ne, 3 tane de 7.3 luk dafi tayyare topu olan gemi 300 tane mayin taşıyabilmektedir. TORPİDO KRUVAZÖRLER: (Filotilla lideri); Minsk ve Le- ninarad adımda iki tane yeni ve 2895 şer tonluk, 36 şar mil sü- ratinde gemileri vardır: Bu ge- miler 5 ve 13 santimetrelik 2 ta- ne 7.5 luk tayyare dafi, iki ta-| ne 3.7 lik hafif dafi topu ile 6 torpido kovanı taşımaktadır. Bu) hi gemilerden Leningrad tersanele-| rinde 6 tane daha yapılmaktadır. DESTROYERLER: 936 sene- siyle 938 arasında inşa edilmiş 7 tane G sınıfı ve iki tanede 5 sınıfı olmak Üzere 9 adet yeni destroyerleri vardır. Bu gemiler 1600 tonluk, 37 mil süratinde, 4 tane 13 santimetrelik, 3 tane 3.7 santimetrelik dafi topu. 6 torpido kovanı 4 tane su bomba” si topu taşımaktadırlar. Bunlardan başka süratleri 28 ile 32 arasında tehalüf eden ve geçen harbin icerisinde muhtelif zamanlarda yapılmış 12 eski dest roy&r vardır ki, bunların tohaj- ları da 1150 ile 1417 arasında değişir. 5 ger tene 10 santimet- relik top (bir kısmı dörder tane) birer 7.5 luk birer de 3.7 lik da- ti topu 2 makineli tüfeği 9 tor- vido kovanı olan bu gemiler 60 sar tane de mayin taşıyabilmek” tedirler. YENİ oTORPİDOBOTLAR : 700 zer tonluk ve 29 mil süratin- de olan bu tip gemilerden 13 ta- ne vardır. Bunların toplri 2 tane 10 santimetrelik 3.72 Tik tayyare dafi, iki makineli tüfek. üç torpido kovanı 2 su bombası topu olup 40 kar tane de mayir manından kalma gemilerdir ki, biri 750 tonluk ücü 400 tonluk İ kilâp yapan, in Sı eskilerin gösterd Bu Katara Biletle Binilmez Yazan: Sabiha SERTEL ir kaç gün evvel “Eski ipti lâsı” başlığı altında yazdı ğtm bir yazıda, 19 sene evve lâpçı bir şırur! ki kalıpları parçahıyan cemiye mizde bir mazi hasreti uyandı ğını söyledim. Sanat eserlerin” sevginin, bu mazi hasretiyle olâ kası olmadığını, bunların eski ve yeni çerçevesi içinde mütalea edi lemiyeceğini söyledikten sonra bizdeki v dünyadaki ma zi hasretini, kte olar bir dünyada, bu değişikliğe kar mukave metten doğ. Vâlâ Nürettin bana vapta diyor ki: “Bu görüş farkı, yaradılış mesels- sidir, İrsam ise, gözü ilerde o sa geri bakar, Tahsi uğramanız. nafile. Sabiha Sertel'in de böyle... Evvelâ davanın, ferdin görüşü şeklinde konusu Saniyen terakki ve tekâ- mülü, ve bu seyirde ferdin nadığı rolü, bir katarm gi istikamette oturusla, ters tar: oturuş tarzında izah da, orijinal bir fantezi, Mazi hasreti her cemiyette ha- reket ve dinamizmini kaybetmiş, yeni gelecek değişmeden, maddi veya manevi zarar görecek feri- ler, zümreler ve sınıflar arasında doğar. Bunda sulh ve harp dev- relerinin, iktisadi, ictimai şart- ların büyük tesiri vardır. Eski kalıplara bağlanmakta hiç bir menfaati olmıyan, bilâkis kaıp- ların ve şekillerin değişmesiyle, hayatlarının iyiye doğru değişme. si mevzuubahsolan fertlerin, züm relerin, sınıfların gözü de daima ilerde olur. Yaratılış, insanların bir kısmı. na katarın gittiği istikamete, di- ğer bir kısmina ters tarafa otur- mak üzere, ellerine bilet vermis değildir, Katardaki mevkiimizi içinde yaşadığımız muhit, içtima sartlar, birleşen veya çarpışan menfaatler tayin eder, Saltanatın. yıkılmasından zarar görenleri trenin gittiği istikamete değil, i. komotif makinistinin yanma © turtsanız, gözü yine mazide ve tahttadır. Eski iptilâsında zararlı olan da budur. natika © meraklıları, okyanusları ayıp, milyonlar dü kerek İskenderin terliğini bul- mi n Avrupaya akın eden sey yahlara benzerler. Bunlurdan za. rar gelmez. Fakat mazi hasretiy- le, cemiyetin değişen kalıplarına mukavemet, hele şuorlu bir mu- kavemet başlarsa, katar yoldan r. Frenk taklidi bir sanat yarat- mak istiyenler ne kadar shw- bisme'e sapmışlarsa, mazi hasreti ile hayatını kaybetmiş bir sanatı ihya etmek istiyenler de o kadar snobisme'e sapıyorlar. Bizim ru- humuzu ifade eden sanatın kö- kü mazide olabilir, bu maziden ve eserlerden bir çok şeyler ala biliriz, fakat bizim ruhumuz mut. ka mazide midir? Bugünkü bir hayat ve realite yok mudur? Ce miyet ve tabiat, ve hunun icinde ü insanlar, hayat sevineleri rpışmaları bir Neden bu realitele ri görmüyor, “bizim ruhumuzu İ fade eden sanatın mutlaka mazi den çıkacağını iddia ediyoruz? Picr Loti'nin müdafaasını muh terem dostiyle beraber Yapar Vâlâ Nürettin, mutlaka kafarı ters tarafında oturuyordur. Vazife Kurbanlar. Cenaze Merasimi Aydın, 24 (A.A.) — Vali ile vi lâyet dahilindeki bataklık ve yol Tarı teftiş etmekte iken bir ka Za neticesinde boğularak vefa eden sıtma mücadele doktoru Zi ya İşeri İle nafıa müdürü Nüzhet AAydmerin cenaze merasimi dür yapılmıştır. Merasimde valimiz Sabri Çıtak hükümet erkânı, memurlar, part ve Halkevi ve belediye erkin: polis ve jandarma müfrezeleri belediye Zabıtası, sanat okulu 5 lebeleri, kalabalık bir halk kütle si hazır bulunmuştur. Vazife kul banlarının mezerları başında #ö) lediği bir nutukta valimiz ölüle rin hatıralarım tâziz etmiştir. Muğlada Zelzele Muğla, 24 (A.A) — Biri dür olmak üzere dört tanedir. Bü- vüğünün sürati 25 mil, 3 tane 7.5 luk tonu, 2 tane 4.7 lik tay- (Arkası 4 üncüde gece ve biri de bügün 12.30 da o mak üzere burada iki yer sarsın tıs olmuştur. Bunlardan buşür duyulmuş olan sarsıntı şiddeti idi. Hasar yoktur