M4-6-941 EİD EEE fi Dünyanın ii * Siyasi anzarası 1 — Son haberler Almanların Sov- da hududuna ktedir, Şimdiye kadar pl. kâreket eden Almany: iltere ile harp balin Tetlerle sili v yığdığını bil. çok P Seklerine ihtimel verilemez, bir tsarruz anti Sor mümkündür böyle bir Win matbantındı Hu beyanatı Alman mahafili ta Yafından İyi (İcarşılanmaı Ünde tefsir edilmekte a şek- an Hamama imam S. Rusya - Almanya : ngiliz kaynakları, Sovyet hudutlarına muazzam Al- Man kuvvetlerinin tahşit edil “iğini bildiriyorlar, Bu haberin, Mister Crip: draya muvasalatı haberiyle Ayni zamana tesadüf etmesi mdra gazetelerinin & nazarı dikkatini celbetmektedir. im zetelere göre, bu tahsi- İbgiltereyi, istilâ teşeb> hiinder vazgeçtiği kanaatini ık, ana vatandaki kuvvet İtrini başka cephelere sevket- Mek; Sovyetlerin üçlü pakta Şirmelerini temin etmek; Ya- yat Ukranya hububat anbarına Ve Kafkas petrollerine el koy- Wek maksadivle yapılmaktadır. Bütün Romanyada son gü e ciddi kontrol tedbirleri w lumakta, Köstence limanının *skeri kontrol altına konması - in, Mösyö Hitlerin General tonescu ile mülâkatı, Ra - Hanya ordusunun seferberliği Myiasr gibi hâdiseler, bu me- Sele ile nlâkalı görünmektedir. muharrirler de: bir tesebbüse Hiriçmiyeceğini söyledikleri Al Manyanın, ancak Atlantik mu- örebesini kazanıp İngiliz hal- maddi ve manevi muka- iz bir hale getirdikten ra adayı istilâya teşebbüs e ia öl ve bu yaz içinde - At- pk harbine devam etmekle - Sovyetlere taarruz €- deği ve ancak bu sayede uzun tahammül edeceği izhar etmektedirler. Fikrimizce, Almanyanın Sov etlere karşı bir tanrruza geç” üzere olduğu hakkındaki ayetler, bir hakikatten zi- - bazı temennileri ifade et- A Da a evvelce de, bu İngiliz Ynakları, bir çok defalar, yevvetlerle Almanların muha- im tmata girişecek derecede ara” enn açıldığı hakkında şayin- Kiminle. gelen mektu- duy - ia » Unuttunuzsa diye tani, hatırlatayım: > Kadınlığın en" mevsimine erisen muh- bir bayana bir gün bir ik ktup getirirler. Bayan, mek- U açmadan yalnız zarfınm ü- « «deki posta damgasına baka- yz A. Hadımköyünden mektup Simli Diye biraz haykırır... Vi ânında oturan, hazır cevap i kek, doğrusu pek de nazik” termeden: 55 Tabii değil mi efendim, bu mi da insana başka köyden w tup gelmez ya! Der. Ben ik Yalin kış mevsimine erişti- vk için Hadımk i tup aldım, Pek hü m unu gönderer zarif oku- atayanız bir de güze hikâye an- Kn Pek sevdiği | ir arkadası (5 Her gün bir kte bula İn peDus. Faknt ikisi. in mrastm- ii kı bir : Arkadaşı güç- Kengi Yetti sı “a olduğu halde at ÇİSİ zayıf ve elimsiz... Tabi- Lr İki zıddı bir araya onekten hoşlanır... Urucumuzun arkadası “isg ezleye tutulur ve bir cok ri, İki arkadaş birbirinden iadıklarından okuyucumuz, bir; HADIMKÖYÜNDEN MEKTUP... | N ASONE Türkiye Ecnebi Ecnebi | fi Adres değiştir. 00 Kr. V sene 2000 Kr.| #00 Kr. S Ay 800 Kr men ee m) O . 6 Ay !s00 . lo . Say so . İngilizlerin bu şayia ve riva yetlerle, Soyyetleri bir Alman tehlikesine ikna etmek ve ken- dileriyle iş birliği yapmağa mec bur etmek istedikleri hissedil- mektedir. Hattâ, Hex, İngiltereye gel- dikten sonra, Almanya ile İn-| giltere arasında sulh wüzake- releri başlamak üzere olduğu hakkında rivayetlerin dolaştı" ği sıralarda o Mister Crips'in Londraya çağrılmasında Sov * yetlere karşı bir nevi tehdit de hissedilmektedir. Uzak İhtimal: örimiree - siyasetlerinin umumi İstikameti müs tesna olmak üzere - simdiye ka- dar çok hesaplı ve düşünceli ha: | reket ettikleri ve âkıbeti meç- hul sergüzeştlere atılmadıkları | muhakkak olan Alman zimam- darlarının, İngiltere ile harp halinde iken Sovyetlerle silâhlı bir ibtilâfa gireceklerine as- la ihtimal verilemez. Bu, Almanya için en büyük Çünkü böyle ilâhlı ihtilâftan, Alman or dusu ne kadar kuvvetli ve üs- tün teçhizatlı olursa olsun, mik | tar itibariyle kendinden daha; fazla ve mühim bir kısmı mo-/ torize ve mükemmel silâhlarla | milcehhez muazzam bir ordu & le karşılaşacaktır. Bu ordunun arkasında, tükenmez kaynak- lar ve Alman tayyarelerinin ko laylıkla erişemiyeteği kadar w- zakta fabrikalar vardır. Sovyet hava kuvvetlerini; hudutlarından aneak yüz ki metre mesafede bulunan ve Al- man ordusunun can damarı ma hiyetinde olan Romanya pet- rol kuyularını o muvaffakıyetle bombardıman ve tahrip etme- leri, Alman hava kuvvetlerinin üslerinden 1500 kilometre u- zaktaki Bakü petrol kuyuları" nn bombardıman etmelerinden daha mümkün ve kolaydır. Bundan başka, İngiltere garp cephesinde Almanyaya kars hava müsavatını temin etmek üzeredir. Halbuki o Almanya, Sovyetlere karşı açacağı bir harpte, hava kuvvetlerinin mü him bir kısmını şark cephe sine göndermek mecburiyetin de kalacak ve İngilizlere hava faikiyetini derhal recek olan bu vaziyet, limanlarını, üslerini ve, ini müthiş ve| tahripkâr hava taarruzlarına maruz bırakacaktır. En nihayet, Almanyanın Sov yetlere karşı açacğı bir harbi > bir dakika için - kazandığın farzetsek dahi, pek çok zayinta mal olacak böyle bir galibivetin Almanyadan ziyade İngiltere ve Amerikanın bir galibiyeti ola- cağı muhakkaktır. Hülâsa en basit bir mantık, Almanyanın, İngiltere ile har- be devam ettiği müddetçe, Sov yetler harbi göze alacağın kabule müsaade etmemektedir. Bu (aarruz ancak, Almanya İngiltere ve Amerika ile anlaş” tığı, harbe takaddüm eden za” manlarda müteveffa Cember- layn'ın tatbik etmek istediği halde muvaffak olamadığı bir nevi Antisevyetik blok teşek” kül ettiği takdirde .mümkün gö” rülmektedir. .... CArkemdün 4 üncüde) Diz) dan ıslanır ve ertesi gi hastalığından yatağa düşer... raya kadar pek basit hikâye: Grip aksırıkla başlar, aksı karşı gelen de grip hastalığına tutulur. Fakat... Okuyucumuzun arka - daşı grip hastalığım ayakta ge cirdiği halde, kendisi hai danberi yataktaymız. a i kişide ayr ayrı tesi- rini izah için okuyucumuz bir kurmus. Bu ber, onu burada Yazmıya maale- sef yer yoktur. Benim fikrimce, okusucumu - zu haftalardanberi yatakta tutan sebep artık grip hastalığı değil-| dir. Grip hastalığı bu kadar w-| zun sürmez. Fakat geldiği va:| kit ve gecerken, vücude çocuk-| lukta iken gelmis baska bir has- tahin uyandırır. Onu haftalardan beri yatakta yatırın sebep grip değil, gribin uyandırdığı has: talık olsa gerektir. Onun icin bu zarif okuyucu * muzdan, göğsünün Röntgen ısık- leriyle bir resmini aldırmasını rica ederim, Bu kıssadan bütün okuyucu” larıma cıkan hisse: Bir nezleden sonra haftalarca yatakta yatıran grip hastalığından çekinmelisi * işinin aksırık yağmurun -niz.. Bitir dünyanın dört buca* ını korkunç bir yangın ? Saran harbi doğuran bü- tün sebepler, ilk mektep çö cuklarının bile (omalümudur. Fakat buna rağmen, dünkü “Ak şam,, refikimizde intişar eden İki sütunluk uzun bir yazının tevesinde şu sual sirıtıyordu: *— Bugünkü harp, gülmenin azalmasından mı çıktı?,, Üstelik, bu sualin üzerine de, su garip iddiali kelimeler ya” zılmış: — Gülme azalyor,, Kim demiş? Siz “Akşam., r6- #ikimizin o sualini okuyun da, elinizdeyse uzun uzun, ve katı- la katıla gülmeyin bakalım! #-# Siyaset Oyunu ve Dans B” in mahreçli bir telğrafa göre, Almanlar, Suriyeye gitmek için Türkiyeden yol ii tememişler... Ben, çıktığı bil- dirilen bir takım rivayetleri tekzip eden bu telgrafa inan- mamak için, hiç bir sebep gö- remedim: Çünkü bence Alman- lar, Türkivenin yol gecen hanı olmadı; bilmiyecek derecede cahil değildirler. Yine ayni telgrafın heyeti u- mumiyesinden istidiâl edebil- diğime göre, Almanlar, Süri- yeye, başka yollardan geçmiye de taraftar değildirler. Zaten, Berlinden gelen şu telgrafda, bu tahmini teyit etmektedir “— Almanyada yasağının kaldırılmasından son- ra harekâtı harbiye hakkında u- mumü bir tebliğ neşredilmiş; fa- al safhanın nihayete erdiği ve hâlen bir vakfe olduğu “intiba- ını teyit etmektedir. Maama- fih, bunun hasmı aldatmıyâ ma- tuf bir hareket olması da muh» temeldir!,, Eğer, bu sonuncu ihtimal doğruysa, muhtelif pevilerini gördüğümüz “siyaset oyunları, arasına, “dans, da karışıyor demektir. Fakat ben, o telgrafın bu's0- Mnuncu cümlesinden evvelki kı- sımlarına inanıyorum: Çünkü bence, hayli yorulmuş bülu- nan Almanyanın netameli bir Suriye macerasına kalkisarak tâ Halebe, Sama kadar uzanmı- ya kalkacak yerde “Şamin $8- keri,, yerinde dursun diyerek oturmayı müreccah bulması, elbette daha makül olur, Bunun böyle olduğunu anlamak, ve Almanlar icin, Halebe gitme- nin çeşitli tehlikelerini hesap- lamak hiç de güç değildir. Çün kü imalüm ya... Halep oraday- sa, arşın beer “Vallahi -Gelimener, emekli General Ali İhsan Sabis'le sabık Bolu me- busu Cevat Abbas Gürer - bu Emma'nın Kurtardığı İngiliz Askeri olandanın deniz kenarm- daki ufak kasabaların - dan birinde sahil boyundaki küçük kulübede balıkçı Lovson le kın Emma yaşamaktaydı, 18 yaşında güzel bir kz olan Emma burada ©ok zamanını yalnız, babası ise ayın üc haf- tasını denizlerde geçirirdi. Genç kız bu yalnızlığa o kadar alış- mısir ki buna hiç ehemmiyet vermezdi. O baktini köyün kadınlarma iş işlemekle geçirirdi. Hafta- da bir kere kasaba kadınlarının evlerini dolaşır; onlardan işle - mek için gecelikler, bluzlar ır, sönra evine kapanarak bun: larla mesgul olurdu. Hele düs- man istilâsındanberi Emma'nın canı biç evden cıkmak isbemi- yordu. Bir sabah henüz gün ağarır- ken Emma kapı önünde birden- bire yerde sürüne sürüne bir gölgenin e doğru gek diğini gördü. İyice yaklaşınca bunun yaralı bir İngiliz askeri olduğunu farketti. Adam da- ha öteye gidememiş, orada yıkı- vermisti. Emma genç askerin yanına koştu ve vazih bir ingilizçe ile: — Yaranız çok ağır mı? de- Size yardım edeyim. Emma güzel ingilizcesini bir İngiliz kadını olan annesinden öğrenmişti. Genç askere yar - di, TAN Haftanın Yazan: Naci üstatların adları ve sanları de tıpkı İspanyol asılzadelerinin i- simleri, gibi: Yazmakla bitmi- yor - arasında bir münakssa başlamıştı, Sabık Bolu mebusu, bu mü- nakaşayı açan ilk yazısına $u serlevhayı koymuştu: — Ali İhsan Sabis'e zaruri bir hitap! Ayni münakasanın ikinci ya- a serlevha şu şekle gir - Ali İhsan Sabis'e cevap! Müteakiben, yazıların serlev- ve ,Sırasiyle şu kılıklara bü- ründ —— “Ali İhsan Sabis'e son ce- Ali İhsan Sabis'e en son cevap!.... “— Ali İhsan: Sabis'e nihal cevap!.,, Üstadın bundan sonraki ce- vâvlarında, serlevhaların ala- cağı şekilleri bilemem. İhsan Sabis'e gelince, o- nun ayni münakaşadaki yazıla- rmm serlevhaları da yine sıra- siyle şunlardı: *“ — Cevat Abbasa cevap. “— Cevat Abbasa son cev: - Cevat Abbasa en son ce Çevat Abbasa bir son ce- vap daha... Bu serlevhalarla mütekabilen Yazılan yazıların uzunlukların - dan da belli ki, yılan hikâvesini kısa birakan bu münakasa, 6 kuyucularından evvel bitecek gibi görünmüyor. Fıkrayı bilirsiniz; adamcağı- zın birisi, eline gecen her ev- rakın. kenarına: “aceledir!,, ke- limesini yazarmış. Onun bu huyunu bilen memurlar da, bu kelimeye hiç aldırmazlar, bil- dikerini okurlarmış. Fakat gü- nün birinde, o zatın eline, mu- amelesinin hakikaten acele gö rülmesi farzolan bir dosya gel miş. O zaman biçare âmir, ken- di huyunun memurları üzerin- deki tesirini de bildiği için, ö- nündeki kâğıdın kenarına su ke- limeleri yazmış “Vallahi billa- hi aceledir!,, Galiba, Ani İhsan Sabis'le Cevat Abbas Gürer, günün bi- rinde, okuyucularını, cevap- larının sonuncu olduğuna İnan- dirabilmek için mütekabilen ve mihe başlıvacaklar. Ve o tak- dirde, vazılarının üzerinde, şu kabil serlevhalar göreceğiz: “— Vallahi billahi bu son ce- vaptır!, “. Vallahi billâhi, tallahi, tullahi bu en sonuncu cevantı, / *— Vallahi billâhi, tajlahi Yazan: Sevim SERTEL dım etti ve onu eve aldı. Bu- nu yaparken kimsenin görme- mesi için de €trafa dikkatle bakmıştı. Zira bir İngiliz askeri saklamanın büyük cezası oldu- Kunu biliyordu. İçeri girince hemen askeri Yatırdı. Yarasını sicak su ile yıkayıp sardı. Adamcağız de- Tin bir uykuya daldı. Ancak #ece saat yedide uyandığı va- Kit biraz kendisine gelmişti. Emma'ya hayatını kurtardığı için teşekkür etti. — Dün geceki bombardıman- lar esnasında İayvarem ateş 7” aldı. Parasütle aşağı atladım. Mücadele esnasında kalçamdan yaralanmışım. Düştüğüm ari zi gayet tenhaydı. Fakat düş- manın eline dişmeken korku- yordum. Deniz kenarına in - meyi ve buradan İngilereye ge Bütün bunları bir nefeste an- latmıştı, Emma ile bu gence tay Yare zabiti arasında samimi bir dostluk teessüs etmisti. Bunu takip eden haftalarda Emma GÖZUME NR İ tullahi, gözüm kör olsun, lim yanıma gelsin, şuradan sağ gitmiyeyim, sevdik- lerimin ölüsünü öpeyim ki en son cevap budur!,, Fakat bu yeminlere muhatap olacak vatandaşlara tavsiye e derim: Zinhar ins ar. Ben de ayni yeminleri ede- rek iddia eyliyebilirim: İki gö- züm gör olsun. iki elim yanıma gelsin ki, bugünkü seyrine gö- re, bu münakaşanın sonu yok- tur. Çünkü dikkat ettim: Söz bittikçe ,üstatlar baştan başlı- yorlar! Ex Doğru: su Haksız Değil elâmi İzzet Sedes de, bu yaştan sonra müellif ol- miya çalışıyor. Eski iddiasmı tekrarlıyan yeni yazısında, bu gayretle şu satırları yazıyor: “— Bana mütercim, adaptas- yoncu deyip dururlar. Telif e- serim olmadığını söylerler. İki- de birde intihal yapmakla itti- ham olunurum. Ben de, sırası geldikçe, aksini iddia ederim ve: “— Ben, derim, telif esef yaz mamış bir muharrir değilim. Kimseden eser de intihal etme- di Bilâkis, bizim hur muharrirlerimiz. i Sadullah ikide birde isbat etti- ğim halde, bu iddialarıma kim- se kulak asmaz. Ben buna rağ- bile anmadan kendisine mal et- mis: Niçin? Bu işte benim ye- nilen hakkımı kim ödiyecek?,, Eğer Selâmi İzzet, benim fik- rimi sorarsa, kendisinin bu is- te de haklı e E iddia edeceğim. Bence, Sadri Ertem, o satırları Selâmi İzzetten ikti- bas ettiğini, kendi eserinin kiy» metini korumak < endişesiyle gizlemiş olacak. Cünkü, kendi itiraflariyle de sabittir ki, Se- lâmi İzzet, müellif olarak tanın- mş değildir. Bunun içindir ki Selâmi İzzeti bir müellif şeklin de göstermek, Sadri Ertemin eseri icin, fena bir propaganda sayılır. Artık, “Propaganda,, İs- minde koskoca bireser yazan kz e hastasına o kadar “iyi baktı ki genc adam çabucak nekahat devresine . Gene zabit artık bir an evvel memlektine dönüp o düşmanla mücadelesine yeniden başlamak istiyordu. Fakat bir taraftan da gönlünü Emmaya kaptırmıştı. Gitmek günleri yaklaştıkca on- dan nasıl ayrılacağını düşünü- yordu. ** Kanun Namına Kapıyı Açınız ! enç kızın da ona karşı İâ- kavt olmadıği muhakkak tı. Sank! üzerime “bir “Venilik melrhisiti “Simidi” döllerini "ici parlıvor: kasabava indiği 28 - man herkese iltifat ediyordu. Halk onu böyle güler yüzlü görmeğe alısmamıstır, Emma'nn halinde görülen bu yenilik ağızdan ağıza do- lasmağa baslâdı. Muhakkak ki, kızda bir acayiplik vardı. Bir gece Emma ile gene bit basbaşa oturmuşlar ha ler kuruyorlardı. O simdi-vazi” fesi başına dönmeliydi. — Artık $akası J Siz de Okuyunuz da Hep Beraber Gülelim! Sevilen Kelimeler Sadri Ertem de, bu fena “pro paganda,, yı temyiz edemiye- cek değil ya? Bu itibarla, Selâmi İzzet onu mazur görmiye mecburdur, Ta Sadri Ertemin, ü lü davranmasına, bahsindeki ihtisası ** kbaba,, da okuduğumuza nazaran, Kısaküreğin en sevdiği kelimeler: “B, bhar- fiyle ( başlıyanlarmış, Kendisi, bu muhabbeti beslemekte hak- b olduğunu isbat içim: “borç”, “balo ve nihayet "ben kelimelerini gösteriyormuş. Fa kat bana sorulursa, bu hususta- ki kanaat, herkesin zevkine gö- re değisir; Meselâ, bizim Ha- #1 Lütfiye sorarsanız, Türk li- sanının €n güzel gelimeleri “P,, harfiyle başlıyanlar ara- sındadır. Kendisinden misal de isterseniz, size şu kelimele- ri sayabilir: “para, pul, parsa, pırasa (Arnavutluğa ve Arnavut Amiral Darlan'a Göre Şerefli Sulh Yazan: Sabiha SERTEL miral Darlan Fransız mik letine radyoda verdiği bh mutukta, Fransız milletinin bü“ günkü vaziyetini düzeltmek, ye- ni Avrupada Fransanm sstikbo- lini hazırlamak için, mühasam tm nihayetini beklemeden şeref- li bir sulh yapmaktır. demiştir. Amiral Darlan'a göre, bu şerefli sulhie Fransanın mazisinden 47- nlıp yeni Avrupa nizamına gir - mesiyle mümkündür. Ru şerefi sulhün içinde m apılan bazı ti Tansanın totaliter rejime geç - mesi, asırlık demokrasisine ve da etmesi, büyük Avruna fınpa ratorluğu içinde Almanyanın bir vasal devleti olmayı kabnl etme- si de vardır. kk i Amiral Darlan buna Fazilir. Fransa mağlüp olduğu, salibin diktelerini kabule mecbur oldu - . Eğer aksi siyaseti tere ve Fransa ile hirleşse ne olacak? Belki Alman- ya işgal altında olmıyan Frassa- da işgal edecektir. Vichy isgal altında değil midir? Amiral Dar- lan'ın koltuğunda oturması Fran sanın hürriyeti, hâkimiyeti de » mek midir? Işmal altında olan iki Fransanın da İngiltere ve A- merika ile iş birliği y günkü yayiyette belki bir şey değiştirmez. Fakat Fransanın e- mokrasiye yardımmı, Faşistlere lara sempatisinden dolayı), pa- ça, (ucuz gidalarımızdan Ool- ması hasebiyle), patron ve ni- hayet... Türk dilinin en sahane. en sevimli, ve en kiymetli ke- limesi olan.. Papel! Eğer sevimli patronumuzun eksi bir anına rastlar da, bu lâtifeme gücenirse, kendisin- den, yine “P,. harfiyle başlı- yan kelimelerin €n kurtarıcı- Ulunay, yeni intisap et- tiği gazetede, imzasını fıkrala- izim sabik sütun komşusu | zararını mwcip olur. Darlan Pasiz min zararına razı değiMir. In - giltere ve Amerikanın gali! mevzuu bahsolsa dahi ram değil dir, *”» Çünkü © zaman bu koltuk kendine haram olur, Fransız mil letini disiplin namı altmıla Fran- sız burjuvazisi, Alman o Fasizmi hesabına istediği gibi çalıştıran Amiral için Faşizmin müzstler olması, Fransada da bir Faşizm. idaresinin kurulması İlzmdir. Hele müstemlekelerden | birkaçı ellerinde kalırsa, sanayiciler pa- zarlarından da büsbütün mah - rum kalmazlar, Bunun için Su » rının altına atıvordu. Bir gün | riyede Almanlara yardım icin hüt gördük ki, üstat imzasını, vazı-| Fransızlara silâh çekmek, larmın altına deği) üstüne at-j Amerikan mıya basladı. Bir kac gün ev- vel, bu imza, sade makalenin değil, makale serlevhasının da üstüne oturtuldu. Bu ridisle. Ulunay'ın imzasmı, yazdığı ya zının sade serlevhasının değil, daimi başlığının da tepesinde bulacağız. Bu itibarla, mü sdesiyle üstadı tebrik #devim: İmzası Mile tree -Desinleğen Pahkikat azetelerden birisinde in- tisar eden resimlerden birisinin altında da şu cümle yazılıydı: “.— Satiye davasinin mazmun lar!,, Resme bakarken hir de ne gö reyim? Evvelki günkü celsede hazır bulunan maznunlar ara - sında, bu davadan beraet et- mis olan merhum Refi Bayarın resmi de yök mu?” Resme çok dikkutle baktım: (Arkası 4 üncüde iyileşmişti.. Fakat şu harp bit- sin; o zaman geri gelip Emma" alacak, birlikte İngiltereye gi dip evlenecekler, orada yerlese- ceklerdi. Ve bir plân diğerini takip ediyordu. İki genç kendi yallerine öyle dalmışlardı ki. bir an icin etraflarını saran tehlikeleri u- nutmuslardı. Ansızın kepinın ye hizlı vurulduğunu duydu- lar. İkisi de birdenbire yerlerin- de doğruldular; tüyleri diken diken olmuştu. Dısarıdan ge len ses sert ve kat'iydi — Emma Lovson; kanun na“ mına kapıyı açınız! Emme gözlerini süratle od pin içinde gezdirerek sevzilisi- ni saklıyacak bir yer aradı. Ku- Tübe bir odayla mutfaktan iba- retti ve içine veya arkasına giz- enecek hiç bir şey yoktu. Fakat genc zabit daha atik davranmıştı. O Emma'yı elin- den öpmüş ve arka pencereden atlıyarak karanlıklarda kaybol- mustu. Beti beh2i' sapsarı kapıyı aç- tığı zaman Emma'nın kalbi ye- rinden çıkacakmış gibi atıyor- du. Ev aranırken dışarıdan iki el silâh sesi duyuldu. Emma'nın yüreği ağzına gelmişti. Bir kaç dakika sonra İngiliz zabitini yü- zü gözü kanlar içinde getirdiler. Evinde: bulunan zebitler de Emma'yı tevkif etmişlerdi. Az sonra İki sevgöli kendilerini bek liyen feci' akıbete götürülüyor- Tardı. halkı ırdımırdan mahriim. bırakmak caizdir, Fransa İçin ses refli sulh, bir faşist nizamalır. O zaman meelisten ne içtimai W- lahat kanunları, ne sanaylin men faatlerini tahdit eden kenunlar geçer... Fransanm kurtulması Fa şizmin kurtulması demektir. Ya - şasın Fransa... 1 Misli Fazla Fiyatla Satış Yapmış! İstiklâl caddesinde yağ ve ka » kao üzerine iş yapan Apostol ile tezgâhtarı Aristidi 50 gramkk ka kao kutularını 125 ki sat- maları lâzım gelirken 25 kuruşa sattıklarından dolayı yakalanmış ve adliyeye verilmişlerdir. Dün asliye ikinci ceza mahkemesinde yapılan duruşma sonunda Apos- tolun tevkifine tezgâhtarın da pay ri mevkuf olarak duruşmasına de vam edilmesine katar verilmiş» tr. Bir Odacı Malhıköm Olda — Büyüksda belediye şubesi oda» cılarından Ahmet Tankır gul nin başkâtibi Süleyman Haydar ile memurlardan Hasam ve ölümle tehdit suç! liye; çüncü ceza mahkemesinde Gras ması yapılan odacı lay 2 gün hapse mahküm olmuş ve detil tevkif edilmiştir. ! PİYASADA Reddedilen Teklif Perakende çay satanlar fiyat « | ları mürakabe komisyonuna MÜ « Tacaat ederek perakende çay $ö- tuşları için fiyat konulmasını is- temişlerdir. Komisyon bu müra - caatı reddetmiştir. Halk Tipi Ayakkabı — Halk tipi ayakabıların fiyatına yüzde 15 ilâve edilmesine karar veril - mişti. Bu hususta deri tacirleri. | nin fikirleri de alınacaktır. Pa - zertesi günü toplanacak fiyatlar. mürakabe komisyonuna deri ta“ cirleri davet edilmiştir. Fuarda Trakya Pavyonu Edirne, (TAN) — Beynemile © Izmir fuarında Trakya pavyonü nun bu sene slacağı durum Ge « neral Kâzım Dirik'in de hazır bu lunduğu bir toplantıda görülmüş geçen yıllara nazarım daha sa de fakat daha cazibeli olması ki rarlaştarılmıştır.