Yazan: ULUNAY A İİ niminın dostlarından biri bir ya- X tıcilarla dost oldu. tak takımı almak icin birgün Ab- met ağayı beraberinde götürdü. Mala doymtyan bu aç milyoner ayrı ayrı salonları gezdi. Obüson halılarmı, kıymeti! vazoları, hey- kelleri, Venedik kadifesi kaplı oda takımlarını görünce büsbütün de- Ii oldu. Kendi kendine: — Bu ne servet! Diyordu. Bu bir iki milyonluk eşya bir günde satılıyor, Burada hergün mezat var. Demek hergün milyonlar dönüyor. Ben de bizim sarayları bir sey zannederdim... Ondan sonra artık mezat kona- inin müdavimi oldu. Öğle yeme. ğini verdikten sonra hemen öto- büse atlıyor. Satılmadan evvel teshir edilen salonları geziyor. Nadide mallara nişan koyuyordu. Pale Ruvayyal'daki odası trklrm tıklım dolduğu için ayni katta bir başka oda daha tuttu; o da kâfi gelmeyince odasına civar sokak- Jardan birinde bir başka yer da- ha edindi. Depo haline koyduğu bu oda- larda masalar, büfeler, iskemle- ler, raflar, avizeler, tunc hevkel- İer karmakarışık birbirlerinin üs- tüne yığılmışlardı. Bazan esyaya meraklı tanıdık- larından birisi ufak bir geridon istiyor o zaman Ahmet ağn me-| zabta 300 İranga aldığı bir malı| 1000 İranga satıyordu. Pazar günleri herkes yarışlara, sinemalara, tiyatrolara, eğlence lere giderken, o, bugün için ba- sına yağlı bir bere geçirir, sırtı- na dirsekleri yamalı bir ceket gi- yer, patlak papçlarını sürükliye Sürüklive Parisin haricinde Glin- Yankur kapısındaki bit pazarına Riderdi. Burada yavaş yavaş bütün sa- Yahudilere “Türk vahudisi olduğunu söylüvor arapları Şamlı yahut Mısırlı ol- duğuna o inandimyordu. Bütün bunları, ne vayıp ne yapıp alına- * cak malın üzerinden bir kac frank | kırpabilmek için yapıyordu. Bir gün bit pazarında bir Fran- #ızea “Binbir gece” buldu, satın aldı. Bu kitap ons eski saray ha- yatını hatırlatıyordu. Sarayda kahve ocağında toplanan ağalar, ekseriya (Ahmediye), (Muham- mediye) okurlar, biraz romanımsı eserlere morak &denler de “binbir gece” hikâyelerini o okuturlar, dinlerlerdi. Düşkünlerden iyi Pransızca bi. İen birine rica etti: — Sana her akşem beş frank vereyim. Su kitabı bana oku ve tercüme et. Ayrıca kahve paranı da veririm. Bu sayede artık Sind- bad hindinin menakihini, Alâet- İinin fenerini doya doya dinli- yordu. Bin bir gece hikâyelerini din İerken gözlerini kapıyor kendini eski saray hayatını yaşıyor Zan - nediyordu. Kitabı okuyup tercüme eden Ahmet ağanm uyuduğunu zanne- derek sustuğu zaman gözlerini 4- çıyor ve soruyor: — Ey sonra ne olmuş? Okusa- Da... Yoksa yoruldun mu? İster - sen bir kahve daha iç. Okuyucusu kahvesini İçerken konuşuyorlar: — Ahmet ağa... Sen hiç Sultan Hamidi gördün mü? — Yüz yüze bir defa gördüm, ye Sahurdan bir tavuk du saklamıştım. Iç bahçede yük sek taflanlı yolda hem Sn bem de gizli gizli tıkıştırıyordum. Yolun dönemeç yerinde tam lek- mayı ısınırken karşıma çıkmasın Wu? Dilim, dişim durdu. Ağzun - daki lokmayı ne yutabildim, ne de çıkarabildim. Bir elimde €k- mek, bir elimde yarısı yenmiş ta- vuk budu. Oyle kala kaldım... — O ne yaptı? — Ne bileyim ben. Yüzüne ba- kamadım ki. Yalnız kulağıma şu söz geldi: “Sen oruç tutmuyor musun?,, Cevap vermedim. Gali- ba güldü, yanımdan siyah bir göl ge gibi geçti. — Nasıl adamdı? — Nasıl adam olacak. Senin be him gibi bir adam, İlmi filân da yoktu. Asıl işi çeviren Arap İzzet paşa idi. Öyle kurnaz Arap dün - yaya gelmemiştir. Sultan Hamid gayet eski kafalı idi. Hacıya hoca- Ya Inanır, büyüye tütsüye ehem- miyet verirdi. Sana bir vaka ün- latayım: Bir gün şehzadelerden biri hes talandı. Doktor perhiz koymuş, Sultan Hamid perhizin aleyhinde idi “Bu doktorlar insanı aç bıra- kırlar, halden düşürürler öyle öl © ürler!, böregiyle turşu yedirmişler. Büs- bütün hastalarımış. Irade çıktı. Bütün doktorlar konsoltoya gel- — Şehzade kaç yaşında idi” EE Âin yaşında Doktorların Gi» in <a hmet ağa Parisin mezat da-| niformasını giydirdiler, nişanla- iresini biç görmemişti. Ha. | nı taktılar, büyük yaldızlı &ol- tuğa oturttular. Ondan sonra ha- Tem ağaları doktorların önüne düştüler. Kapının önünde bir ağa geldi, irade getirdi “Efendimiz nazardan korkuyor. Doktorlorm hepsi maşallah desinler!,, dedi. — Hepsi dediler mi?7 — Dediler ya. Yalnız bizimki- ler değil içlerinde iki tane frenk doktoru vardı. Onlar bile “Mas- salla! Masalla!,, diye bağınşıyor - lardı, Harem ağaları, başları ör- tülü kalfalar, ağılar hepimiz sür- monlukta paj lar vardı. On- Jar da (Maşallah) diye bağıtışmı- ya başladılar. Bir yandan da Bu- hurdanlıklarda nazar tütsüleri ya kıyorlardı. Ben dışarda kaldım. Bütün doktorlar içeri girdiler. On dakika geçti. Ortalık karıştı. Koşuşmalar oldu. Harem ağaları dışarıya çıkıyorlar, Kalfalar sular koşturuyorlardı. Hepimiz- “Aca- ba ne oldu?,, diye merak ettik. Mesele anlaşıldı. Doktorların için de kmırcık sakallı, patlak gözlü, dişlek çirkin bir frenk doktoru vardı, Efehdi Hazretlerine yakla- şnca mâsum korkmuş, ağlamıya başlamış. Hemen heznadar usta - ya haber gitti. O da geldi. Dedi- $ı, kalfalar şehzadeye: — Aslanım! Sen kos koca bir müşirsin. Korkma velinimet za - dem! Korkma... Diye teselli ediyorlardı. Fakat ne mümkün, Şehzadeyi sustur - mak kabil değildi. Müşir Hazret- leri küçücük parmağın frenge doğru uzatıp uzatıp — Ocü! Umacı... Diye bağını - yordu, Biz bu telâşta iken irade üs - tüne irade geliyordu. Frenk dok- torunu dışarı çıkarmayınca Efen- di Hazretleri sükünet bulmadı. ** M adam Elvar'ın er meşhur artistlerle ahbaplığı vardı. Bunların içind? Ahmet ağanın en çok hoşuna giden Mistenget ol muşta. Sahne üzerinde olduğu ka dar hususi bayatında da en galiz küfürleri kullanmadan lâ - kırdı etmiyen bu kadını Ahmet ağa sanki antika bir parça Si diyormuş gibi hayret ve taki le tetkik etti. Sahnede yirmi yaşında nev ci- van görünen kocakarı bü müydu? Ne zaman apartımana gelse cn Tahat koltuğa oturtuluyor, urka- na, koltuklarının altına yastık Iar sıkışlırılıyor. Ayaklarının al tınn üstü kumaş kaplı ufak bir iskem'e konuluyor. Ekseriya di- z'ne de bir battaniye alıyordü. Di ğer misafirler ona bir kraliçe gi- bi hitap ediyorlardı. Bazan ciddi bir muhaverenin içinde (Mis) in - o bütün Parisin bayıldığı - çat- sk sesi en galiz bir cümle sal- veriyor, bütün salondakileri gül dürüyordu Ahmet ağı o karmak fransızeasiyle Misten imzalı resmini istedi. Mistenget: (Arkas var) Akıl Doktorlarının Dünkü Toplantısı Akıl hıfzıssıhhası cemiyetinin yıllık kongresi, dün, saat on ye. dide, Etibba odası salonunda, Profesör doktor Fahrettin Ke- rim'in o başkanlığında toplan - mıştır. Doktor Fahrettin Kerim Gö - kay, idare heyeti adma szayı se. lâmlamış ve dünyanın igünkü vaziyeti karşısında sinir ve ira- de kuvvetinin ehemmiyetini te- barüz ettiren şayanı dikkat bir konuşma yaymış bu arada, ge“ cen sene, Maarif Vekâletine va- pılan hayırlı bir temenninin Ma- arif Vekâletince kabul edildiği-| ne ve İstanbul Üniversitesinde bir mektep hıfzıssıhhası müesse- sesinin kurulmak üzere bulundu. duna isaret etmiştir. Bundan sonra doktor Baki Tiregöl akıl hastalıkları tarihinde tedavinin yerini ve ruhi tedavinin ehem- miyetini mevzuubahs eden rapo- runu okumuştur. Müteakiben, »rofesör doktor Fahrettin Kerim sıkıntılar üzerinde Psiko - Fizyo patalojik araştırmalarını anlat .| Y: miş ve sıkıntıların ruhi neticeleri ve sebepleriyle bunlara karsı ya vılması lâzım gelen tedaviler ü zerindeki ranorunu okumuş, ce- miyete İntibak edememek ve fi- kir yorgunluğu gibi sebeplerden doğan sıkıntılarla bu sıkıntılar geleceği gün şehzadeye müşir ü- üzerinde müessir olan düny: edebiyatındaki şahsiyetleri tah- lil etmistir. Kongre iki saat kadar devam etmiş, Cümhur Reisimiz İsmet İnönüne ve büyüklerimize ta. im telgrafları cekilmiştir. Sümer Bank Müdürlerinin Toplantısı Feshane Fabrikasında Bir .İçtima Yapılacak Ankara, 25 (TAN) — Sümer Bank yünlü müessesesi fabrika-| larından Bünyan, Feshane, Me rinos ve Hereke fabrikaları mü- dürleri umum müdür Burhan Zihninin reisliğinde önümüzdeki hafta icinde İstanbulda Feshane İabrikasında bir tonlantı yapa. caklardır. Bu toplantıda gecen lerde Kayseride pamuklu mües- sösesine bağlı fabrikalara ait gö- rüşülen esaslar dahilinde müza- kereler yapılacaktır. 1941 senesi. nin ilk üc ayı icinde yünlü mües sesesinin faaliyeti ve kendisine mevdu İs programı gözden geci- rilerek icap eden tedbirlerin bir an evvel alınması temin oluna- caktır. Bu toplantıların fabrikalarda Yupılmasının sebebi fabrika mü- TAN Dün Fatihte yapılan hava tehlil den bir dürlerinin toplantmın yapıldığı fabrikanın teknik işlerini tetkik ederek bir otokritik yapmak im- kânını temin etmektir. Umum müdür yanmda ümüm işletme müdürü Bülent Büktas, stelyeler bakım işleri şefi Ömer Alakayık olduğu halde pazartesi günü İstanbula hareket edecek ve. toplantı üç gün kadar süre - cektir. Adanada yapılan tetkikat Sümer Bank umum müdürlü- ğü, önümüzdeki mevsimde doğ- rudan doğruya müstahsilden pa- muk mübayaasının daha verimli olmasmı temin maksadiyle Ada. na mıntaskasında tetkikler yap - tırmaktadır. Kendir havuzlarının islahı Kastamonuda mevcut kendir havuzlarının ıslah edilerek köy- ünün daha kolay ve daha sıhhi €saslar dahilinde işlerini görme- sini temin maksadiyle Sümer Bankin yaptırmıs olduğu tetkik- ler bitmiştir. Yakında havuzla. rm Islahma başlanacaktır. Çocuk Haftasının Üçüncü Günü Çöcük haftasının üçüncü'günü dünde şenlikler ve : gözintilerle geçmistir. Eminönü Halkevinde bes yüzden fazla çocuğa karagöz. cü İrfari tarafından karagöz oy- atılmıştır. Yeni acılan cocuk bahceleri günün her saatinde ço- vuklarla dolup bosalmıs. sinema. larda gösterilen kültürel ve ko- medi filimler, cocuklar tarafın- dan zevkle seyredilmistir. Cocuklar kendi mıntakaların. daki adık hava eğlence yerlerin- de eğlenmisler, bir kısım çocuk- lar da öğretmenleri ile beraber adalara kadar seyahat etmisler. Air. salonlarında top- 'snan cocuklar evvelce teshit e- dilen program dahilinde eğlen. “eler tertip etmislerdir. Vazife i GÜNÜN RESİMLERİ ik esine karsı korunma teertibesin. görünüş Vatan Hizmetinde Alacak Kadınlarımız Yardım Sevenler Cemiyetinin İstanbul Şubesi de Faaliyete Geçiyor Vatan müdafaasinda hizmet &- decek kadınların pazartesi günü öğleden sonra vapacakları top - lan “yardım sevenler ce- miveti., nin İstanbulda bir su- besi açılacaktır. Bütün Halkev. lerinin sosval Yardım £ şübeleri mümessilleri pazartesi günü ya- pılacak kongrede hazır buluma- caklardır. Mümessiller (O kong- yede alman kararları mensup oldukları oHalkevlerinin idare heyetinde izah edecekler ve kons re esasları dairesinde tâli ka- farlar vereceklerdir. Bütün Hal kevlerinin sosyal yardım subo- leri faaliyetlerini kongre karar. ları üzerinde telesif #decekler- dir Diğer taraftan bütün hayır c- miyetleri ve teskkülleri kendi elemanları ve kadrolarivle. Ba- van İnönünün beyannamesinde i sarpt edilen. mevzular. üzerinde calısmakiein tertibat almakta ve hazfrlıklar yapmaktadırlar, Ü- niversitede okuyan: talebelerin bir kısmı kadin asistanlariyle ve kadın docentlerivle bir toplantı yapmıslar ve imtihanlarına ağ. men kendilerins düsen vatar hizmetini yansesklarını bildir - mişlerdir. Simdilik Üniversite de okuyan kızlar nâm'na bir he- yet pazartesi günü Yapılacak vardım sevenler cemiveti kong- resinde hazır bulunacak ve ken- dilerine düsen vazifenin prog- ramını öğrenecek, buna göre kendi aralarmda yapacakları hu- susi komitelerle cemiyete yar- dım edeceklerdir. Bütün hayır — i TAN'IN OKUYUCULARINA HİZMETİ ee e Şimendüfer Ucret Tarifesini Veriyoruz cemiyetleri, Halkevleri, halk o- daları, Üniversite komiteleri yar- dım sevenler cemiyetinin İs. tanbul subeşinin acılmasını ve faliyet seklinin izahını bekle- mekte ve her hizmete hazır bir vaziyette bulunmaktadırlar, Ü- niversiteli kızlar gönüllü hasta bakıcı kurslarına da İstirek et - mek icin imtihanlarınm bitme- sini beklemektedirler. > Bunlar konerede verilecek kararları öğ. rerdikten sonra İstenbulu ter- Dün Fatihte Bir Deneme iYapıldı i , Hakiki Bomba Atıldı! Ve Yangın Çıkarıldı Dün Fatihte hava tehlikesine karsı pasif korunma denemeleri yapılmıstır. Denemeler çok mı vaffakal olmuş. bütün ekipl vazifelerini hiç noksansız bayar- mıslardır. Saat 14,50 de ikaz. 15 te de n- lârm isareti verilmistir. Mer yer- de olduğu halk sığınaklara irmis. nakil sıtalsr. volewla. rmı indirmislerdir.. On dakika #mniyet Amirliği karsınna edilen bir tahrip! bombasının tahribatı ve Fevzi nasa İramvay caddesinde ve Kı. Zilay binası civarında kopan €-| lektrik telleri üratle tamir edil misir, Bu esnada Bozdoğan kemerleri üzerinden gecen su boruları vat. latılmıs ve sular bir selâle halin- de caddeve skemya bas! Kaymakamlık binası önüne dü- İsen iperit bombasının zehirlediği ferzedilen bevmirler tedavi edil- dikten sonra hayvan hastahane. sine gönderilmiş, cadde temizlen- mistir. Saraçhane basında bir enkaz viğınma etes verilmis ve 5 daki- ka sonra el tulumbaları ile ge. len mahelle itfaiyesi ekinleri ile muvazzaf itfaiye «tesi söndürmüs tür. Fatih postahanesi önüne düsen bir bombadan postahane hinası- nın hasara uğradığı farzedilmis Dosta memurları âlât ve edevat- larını itfaive sığınağına götü veniden kurmuşlar ve muhabere vi tesis etmislerdir. Denemelerde zararsız neviden bes bomba patlatılmıstır. Bun- İlardan birisi Fetih camii önüne düsmüş ve patlamamıstır. Bu bomba vazifedar ekinler tarafın- dan'derhal kaldırılmıştır. kedöcök olsalar dahi gidecekleri verlerde #salivetlerine devam edeteklerdir. İmtihanlar Devam Ediyor Üniversite ile Tise, orta ve ilk okulların son sınıflarında İmti- hanlara devâm edilmektedir. Dün Üniversitede iktisat fakültesinin #leme İmtihanları yapılmış, İise son sınıflarında da bitirme imti. hanlarına devam edilmiş, devlet orta okul imtihanına girenler de “Tabiat bilgisi” dersinden imti- han vermislerdir. Üniversite ele- we imtihanları Pazartesi, lise bi. tirme imtihahları da 6 Mayıs Sa- hı aksamı sona erecek. Pasartesi sabahı da orta okul eleme imti. hanları neticeleri tebliğ edilecek. tir. Öğretmen okullarının mes- leki sınıflarında imtihanlara dün başlanmıştır. Bu imtihanlar 10 Mayıs cumartesi günü ikmal e- dilecektir. Tehlike gecti isareti saat 15,30 da verilmis ise de denemeler 16 ve ködar devam işti Salih Bozok Vefat Etti Merhum Salih Bozek Bilecik mebusu Salih Bo?ok dün sabah saat 5,30 da Suadiye- deki evimde hayli zamandir muz tarip olduğu anjindö poafrin- den mütdessiren Yefat etmiştir. i buzün trenle Anka götürülecek ve orada cena- merasimi yapıldıktan sonra görülecektir. Bilecik mebusu Selih Bozok 1881 de Selânikte doğmuştur. Harbiyeden çıktıktan sonra bir müddet orduda hizmet etmiş ve Atatürk milli mücadeleye başla- yınca kendisine yaver ve 1923 te de mebus olmuştur. Salih Bozok Ebedi Şef Büyük Atatürk'ün bütün inkılâp faali - yetinde kendisinden hic ayrıl mıyan simalardan biri idi. Hat. tâ Ebedi Şef öldüğü zâman ona karsı duyduğu sevgiyi ken. di hayatım feda edecek kadar ileriye vardırmıştır. Salih Bozok'a rahmet diler ve kederli ailesinin elemini paylası- nz, | manistan, 26.4.1901 Yunan Zaferi! Yazan: Naci Sadullah ankreas güreşinden at yarı $ina, boks maçından he roz döğüşüne, hulat çekişmesir den, tahammül koşusuna ke dar her türlü mücadelenin de Zişmiyen sartı, carpışan hasım arın kuvvetleri arasında müva zene bulunmasıdır. Bu kaide faraza bir Coban Mehmetle bi Küçük Yaşarı gürestirmez, bi yük beygeriyle, halis kan Ara #tım yarıstırmaz, lözern hero. #iyle Yint horozunu döğüştür mez, Zenci Svens'le Aksaray! Kasim'ı yarıstırmaz. Ve bu ka ide, kuvvetten maharetten ziya de şansa dayanan hir altmış alt veys bir tavla oyununda bile bir acemi ile bir ustayı karsı kar “ya getiren, ve bu suretle bir müendelenin mânasına da sek line de âdilâne olmayısın cirkin liğini katan nisbetsizliklere mâ. nidir. Küçükle büyük, zayıfla kuv vetli, fakirle zengin, ustayla » cemi çarpısırsa küctkler, zayıf Tar, fakirler, ve acemiler haksır bile olsalar - ekveriyn - sevireile rin vicdanları lehlerindedir. Ve cesur bir küçük, her hangi bir sahada âdil bir büyükle çarpış. olursa, mücadele prensipleri dürüst bir büyüğe düşen serefli vazife, rakihine bir at yarışında handikap, bir halat çekişmesinde avantaj bir taham- mül kosusunda avans, hattâ bir tavla oyununda sayı bağıslamak- tır. Ve eğer meselâ bir boks müsabakasında, bir tüy siklet şampiyonu, bir ağır siklet şam- viyonunun gülle gibi yumrukla» rı karsısmda dört ravunf ayak. ta kalabilirse, pesin yapılmış â- diline bir anlaşma, onun hey. betli rakibine resmen galip sa- vılmasını bile mümkün kılabilir: Cünkü o kücük sampiyon, gös“ terdiği harikulüâde mukavemetle, aleyhinde olan bütün sartları yenmiş demektir. Her hangi bir mücadelenin hu ezeli seref şarte larını bilenler icin, küçük Yu- büyük — hasımlarma muzafferdir. Eğer bugün, onun yarah ve şerefli basma parlak bir zafer tacı gecirilmiyorsa, bunun yegâne sebebi, bütün dünyanın seyrettiği bu kavganın sı arasında sözünü dinletebilecek bulunmama- kudrette bir hakem sından ibarettir. Fakat Yunanlılar, bu hakemin kluğundan asla müteessir des dirler. Çünkü bu kavgada za fer tacını Elen milletinin başi na Miyık görenler, yeryüzünü dolduran insanların tam bir ek- seriyetini teşkil ediyorlar. Ve insanların tam bir ekseriyelin den ik hakiki kahramanlara bezloluan samimi saygıyı gör. mek, Yunan milletine halis bir yafer kazanmanm gururunu ve zevkini duyurmaya bol bol kâfi geliyor. Yunanistanın bu aşikâr hakkını ancak onu Okiskı lar inkâr edebilir: Cünkü cüssesin- den çok büyük hir millet olduğu nu bütün dünyaya hir defa daha isbat eden erkek Yunanistanın bütün bir insanlığın kalbinde ka- zandığı yer, ©n az bir vatan ka- dar kıymetlidir. Şu anda Yunan vatanının mü- him bir kısmı, düsman östilâsi altındadır. Fakat Yunan milleti iyi bilir ki, düsman istilâsı bilâ- istisna her milletin zaman zaman maruz kaldığı bir musibettir. Fakat yine şu anda, bütün in- sanlığım hevecanla okuduğu Yu- nan destanının benzeri, ender milletlerin tarihlerine seref ver- miştir: Hangi zafer, ba SEE h Kazanmı Besiktasta bulunan kesik kol ve bacaklar hakkındaki tahkika. ta dün de devam edilmistir. Ci İngiliz Profesörünün Konferansı Bugün Bir kaç konferans vermek üze. re şehrimize geldiğini yazdığımız Londra Üniversitesi profesörle rinden H. R. Hamley ilk konfe- ransını bügün Eminönü Hal kevinde verecektir. İngiliz dili ve ingilizce ile iş- tiyal edenlere mahsus olan be konferansların ikincisi 28 ve ü. cüncüsü de 23 nisanda verilecek- tir, ; Beynelmilel büyük bir söhreti haiz olan profesör Hamley sıra üs Melbrun, Bombay, Kolombi va Üniversilelerinde . profesör lük etmiatir. Profesörün terbi ve etrafımda yazdığı eserlerin Aydına 2215 Olw35 (o 1016 Haydarpaşa - Adana - Mardin Hattı © İSökeye 206 OİL lo ii Te T Eğirdire 1854 136 9 82) mevki omevki o mevki | Haydarpaşa - Samsun Halli ii ona 1208 (o 922 (582 | Ha; an eği 1616 1148 723 ee 3085 2190 1379 ga 1764 o1252 Oo 788 İHavzaya 3140 2230 Oldoi / Kadımhamına 1825 o 1295 (oOSI5 Samsuna 3323 O 2288 (lid Konyaya 2005 145 Sin (Samsundan - Sıvas Hattı Karamana 2212 1613 1915 Ulukışlaya 2580 Oo 1836 (o İİ56 İSamsundan Lâdike 182. 129 s2 Niğdeye 2668 oO1898 O1192 |Havzaya 24 13 109 Adanaya 2151 1957 1234 (Hacı Bayrama 283 201 127 Payasa 7895 2055 O1398 |Boğazköye > İskenderuna 2918 O2072 ISO | Amasyaya s5 o 247 167 .Ceyhana 2812 1997 İZ? | Kayabaşına 409 20 O 142 Toprakkaleye 2848 o 2022 1274 |Turhala 551 01 245 Osmaniyeye 2860 (2030 178 İZileye 804 428 269 Mersine 2180 1974 1243 |Silise 682 484 30 i 2730 1221. | Çamhbele 889 62 396 3039 1359 | Yildizeline M3 66 433 Mardine 4671 o 3332 O 2070 İsivasa 1127 o 19 Şi Haydarpaşa - Izmir, Havalisi Hattı Bandırma - İzmir Hattı Haydarpaşadan Bandırmadan Susığırlığa 163 16 DB Kütahyaya 1105 185 491 (Balıkesire 289 205 129 Manisaya 2228 o 1582 518 367 231 bana 1785 — 1272 ss o 391 245 İn 2385 — 1691 65 o 450 (282 İspartaya 1slı o 1285 64 48 149 Burdura 1800 — 1279 mM ST 3m Çivrile 1418 o 1290 TI 552 216 Denizliye 2014 O 1430 89 62 391 Ni 2168 (o 1539 m2 62 42 ekserisi bir cok dünya dillerine sercüme edilmistir. navetin faili olduğu tahmin eği 'en Küâzimla karısı Ayse dün ye. ni ifsaatta bulunmuslardır. Bunların iddiasına göre, Beşik- tasta oturan ve amelelik vapar Divrikli Resit adında biri de bu iste kendilerine yari» etmistir Reşit sorguya çek” e de böyle hir sevden habr* o sandığım söy Temiştir. .— Kâzı velki gün vantığı gih tün d 'nurlarla beraber Be siktas' Gidip bir cok verleri kar dırm" fakat maktul Mabmudu- hel nede gövdesi bulunmur tur, Tahkikate devam edilmekte tir” Haşlandı — Üsküdarda Cam sokağında oturan Necmiye adır daki kadın mangalda kaynıya kazana düşerek muhtelif yerle. #inden | haslanmıstır.. Necmiye Nümune hastahanesine kaldırıl. miştir.