16 Mart 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

16 Mart 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16-3-941 ABONE BEDELİ , EL e 1400 Ke, fsene © 2800 Ke j M0 » Gy 100 400. Say ww 160 $ tay 0 . PAS AAA A rar arar ir SESE 5 05505 < Hünyanın #iyasi anzarası a a, 1— Bu harple en mühim rolü Üyyarelerin uhakkak- Tar, hwda yetişip yetişmiyeceğini iseler gösterecektir. Bubi Afrika Başvekil ter Sımuls'un dediği gib: ler miheyet Amerikayı da harbe #okmuştur. Her Hitlerin ilân edil- j ve edilmemiş olan iki harbi le kazanması icap ediyor. Mihver devletlerinin endişeleri de bundan İnley Her Hit- merikan Yardımı : z ardım kanununun tasdi- ki, mihver devletleri “Bahafilini ciddi surette endişe. hdirmekte devam ediyor. AL m ve İtalyan matbuatı ve “İdyoları, bu hâdisenin Alman İtalyan milletleri üzerinde ptığı cesaret kırıcı tesiri gi. “rmek maksadiyle, bu yardı- an vaktinde yetişemiyeceğini ini azalt. ya ve mahiyetini tahrif et. iye çalışmaktadırlar. İ Stefani ajansının, hülâsasını ya dercettiğimiz tebliği şa. dikkattir: “Yardım kanımunun kabulü hihver milletleri | tarafından ünetle kartılanmıstır. Bu İardım esasen evvelce hesap e. ilmiş ve lâzım gelen tedbirler ınmıştır. Berlin ve Roma, iltereyi Amerika yardımına en mağlüp edeceklerine ihidirler. © * Bu kamunun müessir olabil- için su üç şartın bulun- zaruridir: 1 — Amerika endüstrisinin, endüstrisi haline gelmesi. |, uzun zamana mütevakkaf. ? — İncilterenin, külliyedi den gelmeden evvel mağlüp maması, 3 — Harp malzemesinin, Al. denizaltılarına rağmen, p sahasına makledilebilme. Mösyö Hitler, rp malzemesi taşıyan ilerin batırılacağını gayet ik olarak hildirmisti. Diğer ten, Mister Roosevelt'in | İYaseti, en iki prensiyen mül- olmaktadır: 1 — Amerikanın, ği muha- n taraf arasınd. kuvvet üvazenesini tavin ecek bir em © variyetine gelmesini ümkün kılacak derecede kuv- lenmesi, | 2 — İngiltere İmparatorlu. “Bunun mirasını eline gecirmek aksadivle, bu İmparatorluğun idafansı. Mister Roosevelt bu suretle ireket ederken, Monroe pren- bini uyutmaktadır. O eğer Monroe prensibinin Amerika i- İLOKMAN Çocuk Narin vücut modasına uymak yen bayanlar, bir taraftan nküm olduğu kadar az ye le beraber, bir taraftan do tuk annesi olmaktan çekinirler tin için, çocuk hâsıl olduğunu yınca - bereket versin hepsi bazıları . çocuktan kurtul. € maksadiyle ellerinden gele- Yaparlar, Çünkü çocuk annesi olmak Mele çocuklar iki, üç olduktan j 'a . insanı semirtir. Çocukla. baktırmak için sütnene, dadı iya kudreti bulunmasa bile dam modasına Uvrun #emirmiye tahammül ede- > doğrusu Çoruk düşüren bayan Töyle ka, vakin, muradına erer, lar, Fakat zayıflama yalpız n9 narinlik vermekle kal. , onunla beraber türlü türlü in marifetler de yapar. Çocuk düşürmek ipofiz gudde. oynamak demektir, Bu gud- İ» gerçi çocuk yatağından çok öğürLERİ İİ) üşürmekten Zayıflıyanlar... Nİ rıda, kafatasının. içindedir. çocuk yatağında çoc! |ivasını hazırlıyan, onu büyüten göten hormonunu ipofiz gudde- <in artık kabili tatbik olmadığı. ni zannediyorsa Avrupada, As- yada, Afrikada ve Okyanusya. da, müstevlilere karşı kabili baska bir Monroe prensi Iduğunu kendisine söyliye- olmıyan bir sahaya müda » hale edebildiği zamanlar artık geçmiştir. Yeni enternasyonal nizam, coğrafya üzerine mües. ses bir sivasi nizam olacaktır. İngiltere İmparatorluğu gibi bir teşekkülün artık bugün yaşa. ması imkânsızdır. 11 mert 1941, Amerika tari- hinde çok mühim bir tarihtir. O gün Amerika Reisicümhuru, | Amerikan milleti ile ivi geçin - mek istiven ve dünyada her se. yin âdilâne bir surette halli i. cin onun yardımına güvenen milyonlarca insana meydan 0. kumustur.., Stefani'ye Göre: tefani ajansının: /Bir mille. tin kendine ait olmıyan bir sahava müdahale edehildiği 70. manların gecmis olduğu) hak. kındaki noktai nazarı, herkesi candan sevindirecek bir tehsir mahiyetinde ise de, bizzat İtal. yan ordularının o Arnavutlukta Yunanistana karsı hareketleri bunu pek acı bir surette tekzip etmektedir. Ayni ajansın, yarılımın geç kalacağı ve Alman dentzaltıla rm İsalivetlerivle akamete uğrıyacağı hakkındaki miltalâ- asını da hâdiseler tevit etme. mektedir. Filhakika, dünkü ya. zumizedla da İsvret ettiğimiz gibi, Amerika, endüstrisini harp en. düstrisi haline kovmak İcin nunun tasdikini beklememistir. Daha simdiden, harp malzemesi imal edecek vaziyete gelen bin- lerce fabrika tam verimle enli maktadırlar, Deniz tezgâhların. da harp ve nakliye eemileri in. şantı süratlendirilmiştir. Hiç şüphesiz, Alman denizal- tılarının. faaliyeti, nakil isini ciddi bir surette güclestirmek- tedir. Bu mesele, İngiltereyi ol. duğu kadar Amerikayı da ya. kından mlâkadar o etmektedir. Son günlerde İngilterede yeni bir nakliyat kumandanlığının miş Al rilmesi; diğer cihetten Mister Roosevelt'in, nakil işini kolay- laştırmak maksadiyle Londraya Mister Heriman'ı göndermesi, bu alâkanın başlea tezahürle. ridir. İngilterede, dominyonlar. da ve Amerikada inşa edilen yeni nakliye gemileri de, hiç ol- mazsa kısmen, batan gemileri - nin yerini tutabileceklerdir. İn. gilterenin Amerikadan çok mik. tarda alacağı harp gemileri de, denizaltı hücumlarının tevlit ettiği zayiatı azaltacaktır. Bu tedbirlerden başka, Ame- rikanın İrlandanın cenup ve ce- nubu garbi limanlarından İsti. fade etmiye çalıştığı anlaşılıyor. İrlanda buna razı olduğu tuk- dirde, bizzat Amerika nakliye gemilerinin bitaraf İrlanda li- manla malzeme nakletme - leri belki tadil olacaktır. İnsil tereye karşı husumeti malüm olan ve memleketi harp sahne. ulus bezirgan €ski Gvi- terleri yoklar, fehva « $mca makale zemini o bulmak için, evvelceden evin bir tarafı” na kaldırılmış olan kitap yığınla” Tırı karıştırırken gözüme kırmızı astar kaplı iri bir cilt ilişti. Uze- rinde kaba yaldızla basılmış bir Osmanlı arması vardı... Bu ar- mayı bilmem hatırlıyan kaldı mı? Hani piştovlar, kılıçlar, sün; ler, kargılar, siki ve iğ lara mümesil silâh kabza ve başlariyle çevrelenmiş ve tura, kitap, terazi, güneş, iki sancak ve beş tane nişan nevinden bir sürü resimler, şekiller, temsil - ler, şıngıllar ve çıngıllarla süs - lenmiş, fazla yüklü, maamafih tenasüplü eski armamız... Arma- nın altında yine yaldızdan bir yan: (Salnamel Devleti Aliyyei Osmaniye), bir de tarih: 1323 Bu tarihin Kameri oluşuna gö SN Te 40 Yıllık bır vesika... Bilmi - yenlere söylemek lâzım: Salna - meyi, Meşrutiyetin ilânından ev- vel, hükümet her sene muntaza- man bastırır ve mâaşı bin kuru- şu bulmuşlardan itibaren her memura, bir mecidiye mukabi- linde zoraki dağıtırdı. Içinde ne- ler vardı? Bir takvim, eski pa- Gişahların isimleri ve kısacık hal tercümeleri, rütbeler, resmi el- kap, nişan tarifleri, kanunu esa- si sureti ve bunların arkasından “Esbabı meratip,,: İşte mabeyin erkânı, nezaretler, vilâyetler me murları, ecnebi sefirler, yabancı devlet hükümdar reisleri... Isim, isim, isim! O zaman hayatta ve ikbalde bulunan bu binlerce adamdan kaçı kaldı? Kaç tanesini inkılâp- lar yerinden attı, yahut daha ce söndü, kaçına yeni roller oy- namsk müyesser oldu? Adları bile anılmıyanlar, sonradan ne isimler yaptılar? Şöhretler nâ- sıl eridi, h mlanlar ne şöh » Tetlere eri: ayfaları çeviriyorum: Me- ratip eshabının başında birinci olarak vezirlerle müşir- Ter geliyor. Bunlar 99 kişidir... Fakat aralarında iki tane de hü- kümdar var: Mısır hıdivi ile “Bulgaristan Prensi ve Rumeli şarki valisi Ferdinand,,! Hepi - miz biliyoruz ki, o hidiv, kral o- Jamamıştır; ötekisi ise krallığa yol bulmuş, lâkin umumi harp sonunda memleketini terke mec- si yapmaktan çekinen | İrlanda devlet adamlarının İçelli ikadı tol Asana 7) si idare eder. Onun idaresinde yuvası kurulan, büyümek istiyen çocuk düşürülünce ipofiz gudde. si de bozulur. Bu güdde bozul, lunca da insanın bütün vücudü bozulur: Z: durmadan ilerler. Ay- da bir kilo kayıp. Çoçuk düşür- mekten elli kiloya kadar kaybe. den bayanlar vardır. Cilt buru. şur, kurur, beniz sararır, Dişler birer bie düşer, koltuk altmda, kadın kokusunun kaynağı olan kıllar dökülür. Bir taraftan da derin derman- sızlık; adaleler güçlükle hareket eder, insan düşünmekten âciz ka- lr Oturduğu yerde uyuklar, fa- kat üyuyamaz, çünkü şidetli baş ağrısı yakasını bırakmaz, Çocuk annesi olmak istemiyen genç ka. din birdenbire kocakarı olur, Gariptir: Ipofiz guddesinin bo. zulması alt çene kemiğini oyna- tan adsleyi kücültü uk dü- şüren bayan, kadınlığın ihtiyar. lıkta tesellisi olan söz söylemekte bile güçlük çeker. Bu türlü zayıflama, tabiatin anneye verdiği zarardır; Ona i- Aç bulunamaz. İngilterede Beşinci Kol Nasıl Çalışıyor? ondrada tavanı camla ör- tülüüst kat odalardan birinde ufak bir ışık yanıp söner. Mevcudiyetini bil- miyenler onu gö- rTemezler. Bu hüz- me sadece onu & rıyan Nazi pilotları tarafından bayadan görülebilir, Umumiyetle bu kuvvetli bes yaz ışık âdeta gemilere yol göste Ten bir fener gibi geceleri ya- © np söner. Az sonra yaklaşan Alman bombardıman tayyare - lerinin motör uğultuları duyu » lur. Derken bir patlayıcı bom- ba... İngüterede casusların ne ka- dar için için çalıştıklarını sezen mebuslarden biri de Mösyö Par- kerdir, O hakiki casusları ceza- landırmayı, birçok mâsumları da hapishanelerden kurtarmayı üzerine vazife edinmiştir. pa Parker'in Faaliyeti — ike beji Kolun faali. yetiyle ilk defa geçen sene Birincikânun mecmuası hâli Cenevre tari - kiyle İngilterede birçok yüksek yükseklere çıkardı? Kaçı sessiz” TAN karıştırırken Refik bur olarak menfa yolunu boyla- mıştır, Geriye kalan 97 rütbeliden ikisi istibdat devrinden Meşruti: yete yine Sadrazam $fatiyle in- tikal ediyor: Kâmil ve Sait Pa- şalar. Istibdadın birkaç veziri ve müşiri sonradan, hürriyet za- manı sadrazamlığa çıkıyorlar; Rumeli umumi müfettişi Hüse - yin Hilmi Paşa, Gazi Etem ve Gazi Ahmet Muhtar paşalar, Ha riciye Nan Tevfik Paşa, Ye - men kumandanı Rıza paşa, sal- namede sadece damat sıfatiyle anılan Ferit paşa gibi. Şeyhü - Wslâm Cemalettin Efendiyi ye- ni devirde de bir aralık tekrar ayni mevkide buluyoruz. Ma- liye Nazri Ziya Paşayı da keza... Yine vezirler ve müşirlerden istibdatta nazır değil iken 10 temmuzu müteakip, muhtelif senelerde bu mevkie yükselen- ler çoktur. Trablusgarp kuman- danı Recep Paşa Erkânıharbiye reis vekili Rüştü Paşa, 31 martta oAdliye Nazırı iken maktul düşen © zamanki Er- zurum (Valisi Nazım Paşa, Babâli (o vakasında öldürülen Nazım Paşa, Bursa valisi Reşit Müm- taz, damat Arif ve Hikmet, ope- Tatör Cemil Paşalar gibi... Maamafih ayni derecedeki pa- şalardan hürriyetin ilânından sonra Ege adalarına sürülmüşlerdir: Dahiliye Nazırı Memduh, Bahriye Nazırı Hasan Rami, Başkâtip Tahsin Paşalar gibi... Bazı nazırlar Meşrutiyet devrinde kendilerini büsbütün unutturmuşlar, konaklarında ve ya köşklerinde gürültüsüzce sö- nü il ir: Nafa Nazırı Zihni Paşa, Maliye Nazırı Nazif Paşa, Bahriye Nazırı Celâl, Ma- arif Nazırı Haşim, Evkaf Naze rn Turhan Paşa nev'inden... Ba- ası ise - Sadrazam Tevfik Paşa ve Damat Ferit" gibi - Eskisiyle kıyas kabul etmiyecek derece - de, iyi veya fena, tarihin pek mühim hâdiselerinde büyük rol- ler almışlardır. Şu satırları yazdığım tarihte bu 99 vezir ve müşirden hayat- ta kalabilenler pek azdır; Hidiv Abas Halim,, Kral Ferdinand, Operatör Cemil-Paşa ve birkaç damattan ibaret, Cemil Paşa YAZAN: Halid Şehreminliği ve Nafıa Nazırlığı varmastır. ivillerde büyük rütbeler den ikinci derecedekinir. adına “Balâ,, derlerdi ki, bun - lar salnamede takriben iki yüz elli kişiyi buluyor; aralarında babamın adına da rastladım. Bâ- 14 eshabından Meşrutiyet devri» ne intikal edenlerin başında ma beyin mütercimi ve Babıâli hu- kuk müşaviri Hakkı Bey geliyor. Bu Hakkı Bey, Trablus Garbin İtalyan tecavüzüne uğramasıni - dan sonra İstifa eden Sadrazam Hakkı Paşadır. Yine hukuk mü- şavirlerinden Gabril Efendi, Bal kan harbinde Hsriciye Nazırlı- ğında bulunan Gabriel Nora- donkyan'dır. Salpamede Yemen valisi diye gösterilen Tevfik Bey, Damat Ferit - kabinesinde Maliye Nazırlığı yapmış; maliye müsteşarı Ragıp Bey de 3l mart hâdisesinde birkaç gün ayni nezarete getirilmişti. Bâlâ histesindekilerden Şefik Elmüeyyed umumi harpte Şum da asılmış, maliye muhasebecisi Abdurrahman Bey Maliye Nazı- Tı iken Babıâli hâdisesinde ca - nmı dar kurtarmıştı. Atina se - firi Rifat Bey, Abdülhamit ta- rafından, bilâhara, vezir rütbe- siyle Londrada sefirlik etmiş, Meşrutiyette de uzun müddet Hariciye Nazırlığı yapmıştı. Sa- daret mektupçusu Adil Bey, mü- tarekede Dahiliye Nazırlığında bulunmuştu; gurbette vefat et- ti. Babam, hamdolsun, yeni de - virlerde birşey olamadı; ikbal, idbar, çile, menfâ, isim, hülâ- Sa ne mümkünse hepsini benim sırtıma yükledi, kendisi yurdun- da yaşadı, yurtta öldü. Yine bu rütbe eshabı srasın- da edebiyat ve matbuat âle - minde şöhret yapmış zevat ta vardır: Ahmet Mithat Efendi (Umuru sıhhiye Teisi Sanisi), Mahmut Ekrem (Recai zade, şü- Tayi devlet âzasından), Abdül - hak Hâmit (Londra sefareti müsteşarı), Reşir Bey (H. Nazım imzasiyle tanılan zat ki, o devir- de Kudüs mutasarrıfı imiş), Ek- Tem Bey (Namık Kemal zade A. Nadir, mabey'in kâtiplerinden)... Yazan: Sevim SERTEL gahaiyetlara geliyordu. Bu vaka arkerin dikkat nazarını çekti. Evvelâ bu gazetenin gelmesine mâni oldu. Bunu müteakip o - nunla hemikir olan diğer bir- çe parlâmento âzalariyle bir. ikte bir komite teşkil etti, Bu komite derhal faaliyete geçti. Mösyö Parker birkaç ayi tetkikattan sonfa hapis edilmiş olan birçok eenebilerin terhis e- dilmeleri ve fakat diğer bazı Nazi taraftarlarının muhakkak surette nezaret altına alınmaları icap ettiği kanaatine vardı. Bu açık göz adam İngiltereye iltica eden Çek, Polonyalı, Fran sız ve Hollandalı askerlerin a- rasında birçok faşistler olduğu- nu isbat etti. Bu komiteyi birkaç ay evve- line kadar işgal eden mesele - lerden biri de Landradan Ame veya rica etmekteydiler. Bu komite birçok şüpheli ze- vatı tevkif ettirmiştir. Bunlar arasında Üçe Taksim: M ösyö Parker beşinci kol mensuplarını üç kısma ayırmaktadır: 1 — Harp başla - madan evvel ken- dilerine ( verilen İN 3 Alman parası uğ - Tunda vatanlarını satan, veya Gestapo ajanlığı yapan İngilizler. 2 — Siyasi veya ahlâki se- beplerle harbi durdurmak isti - yen ve bu arzuyu yerine getir- mek için uğraşırken de farkına varmadan düşmana yardım & - den sulh taraftarı gruplar. 3 — Hitlerin mütemadi bom bardımanları yüzünden malları mülkleri harap olan ve ticaret- deri duran bazı büyük iler Bu komite tabii bulduğu ve- sikaları açık açık neşredemez. Fakat Mösyö Parker rasgeldik- leri bazı vakalardan bahsetmiş- — Meselâ, demiştir, cenup sahilinde bulunan ve geçenler - de işgal olunacağı düşmanlar tarafından sanılan bir kasaba- nın duvarlarında çocuk karala- Haftanın Musahabesi “SALNAMEİ DEVLETİ Osmaniye,, Sahifelerini Ahmet Mithat Efendi Meşruti - yette sönük kaldı, (Sabah) daki birkaç başmakalesi beklenilen tesiri yapmamıştı. Ekrem Bey, bir aralık Maarif Nazırlığı kol- tuğuna oturmuştu, daima vaka“ rını muhafaza etti. Hâmit, niha- yet âyan âzası, galiba, sonra da mebus yapılmıştı. Reşit Beyi iki kere Dahiliye Nazırı olarak gör- dük . Muhterem Halit Ziya Bey, bahsettiğim tarihte ülâevveli rüt besinde ve tütün rejisi tercüme kalemi müdürü... Onun tasdik edilmiyen bir âyan âzalığı ve bi- 26 kıymetli hatıralarını kazan - dıran bir mabeyin başkâtipliği Yem Borusu Çgeretelerde her gin okuyo" Tuz Gümrükten 300 çuval kahve bugünlerde çikacak ve derhal piyasaya dağılacak! Dün şu kadar çuval esnafa da” ğıtılmıştar/ On gün sonra bir vapur kahve geliyor! Bu haberleri alan kahve tirya- kileri hemen her zaman alış ve- riş ettikleri esnafa koşuşuyorlar. Ben de eskidenberi müşterisi olduğum Ruma gidiyorum: — Hayır olsun çorbacı... — Hayir olsun Beyimu! — Artık kahvemiz var değil mi? Kahveci acı bir tebessümle ce- vap veriyor: — Yoktur vire canım. — Gazetelerde okuyoruz. Bu- günlerde 300 çuval piyasaya da- Zıtılacakmıs. de verilmiş, daha du gelecekmiş. Siz almadı: niz mi? Muhatabımın; — Çok saf adammışşın! Der gibi yüzüme öyle bir bakı" şı var ki bu nazarın karşısında vardır. lâsanisi olarak memurlar arasında Suriye vilâyeti sıhhiye müfettişi sıfatiyle bul - duğumuz Suat Bey, Hüseyin Suattir. Mabeyin kâtibi Ismail Hakkı Bey de Ismail Müştak merhumdur. Hüseyin Suat son günlerde yolcu vapurlarında doktordu; İsmail Müştak, Meş - Tutiyette âyan başkâtibi, Cüm- huriyette mebus oldu. Bunlardan sonra sâniye rüt - beli Süleyman Nazif geliyor ki, Hüdavendigir, yani Bursa vilâ - yeti mektupçusu... Meşrutiyette kendisini Basra valisi olarak gör dük. Bay Hüseyin Cahit, salna -| tır, mede Vefa idadisi müdür mua- vinidir; rütbesi sâlisedir ki, -is- tibdadın en son günlerinde, gi- der ayak, Maliye Nezareti deva- iri merkeziye Kalemi hületesm- dan olmak sfatiyle bana da ayni rütbe tevcih edilmişti, henüz on | dokuz yaşında bulunuyordum! Gazetecilerin ön safında (Sa- bahi sahibi Mihran geliyor; Rütbesi bâlâ; birinci Osmani, birinci Mecidi nişanlarını ve a)- tn “Tiyakat,, madalyasını ha - iz; yani formasını giyindiği 2a- man - boyundan atma yeşilli kırmızılı enli kurdelâsı, bu kur- dela ucunda sallanan yıldızı, göğsünde güneşleri ve yekpare sırma İşlemelerivle hışır hışır ve şıkır, şıkır! (lkdam) cı Ahmet Cevdet “ülâ,,; nişanları Üçüncü rütbeden, altın ve gümüş çifte “liyakat,, madalyalı... (Serveti- fünun) müessisi sayın Ahmet Ihsan, “ülâsani,. sini geçeme - miş; iki madalyası var; gümü “imtiyaz,, ve “liyakat, biyata ve matbaacılığa yaptığı hizmetle, değil altın, plâtin bir sanat madalyasını göğsüne tak- mak onun hakkiydi. Rıza Tevfik ve Cenab Şeha - bettin 1323 salnamesinde mev- cut değil; Tevfik Fikret zaten 0- Tamazdı. Ahmet Rasim ile Mah- mut Sadıkın birer küçük rütbe- (Devamı Sa. 4 te) malarını andıran yazılara rasje- linmiştir, Bunlar aslında düşma- na cephanelerin ve tehlikeli mıntakaların yerlerini işaret et- mekteydiler. Bunları kim yaz - muşta? sahillerin: bir kitapçı dük - kânının camekânın da kitapların ye » rini değiştirmesi komşusunun şüp - hesini davet et- ti. Polis tarafın - dan basılan dükkânda bu kitap- ların yerlerini değiştirmek su - retiyle düşmana şifre vermek için kullanıldığı görüldü. Kitapçı İngiliz faşist teşkilâtını men - suptu. Yine işgal edileceği düşman- lar ve beşinci kol tarafından tahmin olunan diğer bir cenup şehrinde işgalın olacağı sanılan gece sahile birçok. boş bira şi- şeleri bırakılmıştı, Gece geldi geçti, hiçbir ye Fakat sahilden toplanan meti arka taraflarında birçok yerlerin çi- zilmiş haritaları ve Nazi düş- manlarının listeleri bulundu. Bunları kim atmıştı? İşte bugün Mösyö Parker ve riyaset ettiği komite bu gizli di ları aramakta ve bul - maktadır. dükkândan ekşimiş bir suratla çıkmamak için hatırıma bir te selli cümlesi bile gelmiyor. 0, söylüyor: — Salı demisler: vermemisler, Belkim sarsamba, persembe bel- kim zuma. — Nasıl etmeli? — Her gun saat iki, uğramalı? Artık bir avuç kahve edinmek ümidi, vaktiyle şeyhislâm kapı" sında evrak takip eder gibi “Bu- gün git, yarın gel, e bindi. Geçen gün bir tiryaki dostu- ma rastgeldim. Elindeki ufak pa- keti göstererek: — Bak şu eiciyel — Nedir o ? — Bir pişirimlik ver. Sevap“ — Dükkânı sülik vereyim git sen de al. — Halis mi? elli arpa, yüzde kırk üklü olması için yüz- de yedi buçuk kızarmış ekmek, koku versin diye yüzde iki bu- çuk ta kahve atıyorlar, Halis sa- yılır. — Amma yaptın ha? — Öyle ya. Vaktiyle kahveci” lerden aldığın yüzde yüz halis mi idi? Yüz seksene halis diye çe- kilmiş kahve alıyordun. Halbu- ki satıcı cekirdek kahveyi iki vü- ze vermeğe nazlanıyordu. Bu- nun sebebini hiç sormadın mı? — Ne olursa olsun. Ben yalnız o adı halis kahveye de razıyım. Yeter ki sabahları olsun tek bir İ fincan içebileyim. Eski şairler i sabah kahvesine ayrı bir ehem- miyet vermisler: Sunarsa hali lebin siyri ham vasia mola Gelir tabiata kahve elensabah leziz Diye hayli soğuk seyler yaz- mişlar, Sen keskin bir tiryaki olduğun halde sabahları ne yapı yorsun? Merak ediyorum. — Söyliyeyim: Eskiden gözür mü açar açmaz “kahvemi!,, diye bağırırdım. — Simdi? — Şimdi uyanır uyanmaz ar- pasına hasret çeken menzil bey- giri gibi kişniyorum! Takvimei 'Ekimin Artması İçin Yeni Proje Hazırlanıyor Ankara, 15 (TAN muhabirin- ükümet, önümüzdeki lerinde milli istihsal kabiliyetimizi daha verimli bir hale sokmak icin şimdiden tet- kikler yanmakta ve yeni bir ta- kım projeler hazırlamaktadır. Bu hazırlıklar etrafında veri- len malâmata nazaran hububat istihsalâtının geçen senelere nis betle kemmiyet ve keyfiyet iti- bariyi: daha verimli bir hale ko nulması mevzuu üzerinde hassa durulmaktadır. Stok işlerini tam ve âhenkli bir halde yapmak için Türk müs tahsilinin mes'ul organlarla İş birliği yapmasına çalışmakta, halk ve milli müdafaa ihtiyacının en başında hulunan gıda m3d- delerinin daha tarlada iken hü kümet tarafından mübayaasıns dair etüdler Vapılmaktadır. Bi suretle müstahsil sinıf adına öte denberi İs görerek kendine bü vük menfaatlar temin eden mü- tavassıtların faaliyetine de en kat'i bir şekilde son verilmiş 0 lacaxtır. Bu hareketin hükümet ve bilhassa kövtü için daha fav- dalı ve lüzumsu olduğuna alâ ei makamlar kani bulunmak- ta bils —

Bu sayıdan diğer sayfalar: