ME e 11.3-941 vav zi daki İrlandalılar de Va- göndererek m bir mektuj danın garp İmar! in istifade etmesini ndan, İngilterenin adanın 35- ından giyade denizaltı harbin- dndişe Etipi anlaşılmaktadır. Anda'da: dan omürekkep bir is b De Valera'ya bir mektup ne erek, pi yük Britanyaya limanlarını İngilterenin değil, İrlan- ©“ ğin, Amerikanın ve bütün İyanın nefine olarak- kullan- İK imkânma temin etmesini 8 İiniştir. Telgrafta, İngiltere i- pe (Amerika arasındaki kurtar: kas hattının, medeniyet hattı ha — geldiği kaydedilmektedir. İber Ş&i gün evvel de, Mister Roo- in yahsi mümessili Dono- şa İrlandaya giderek De Vale- wi file görüşmüştü. Daha evvel A İMister Vilkie, İngiltereyi zi- GL İM esnasında, İrlanda devlet e pi ile temas etmişti r taraftan, denizaltı harbi < Korkunç bir şiddetle başla- ilkbaharın yaklaştığı ve İta tanrruzlarına karşı koy ie $& hususunda İrlanda liman» Pin stratejik kıymeti; diğer et: Öten, Amerikanın İrlanda ü- İdi Şhdeki büyük nüfuzu gözönü- ğtetirilecek olursa, bu ziyare- “e bu telgrafın hususi mana- ehemmiyeti tebarüz eder, nizaltı Harb ler Hitler, Hess ve diğer Alman zimamdarları, nu- Şturında, baharda başlıyacak müthiş denizaltı harbinden miyetle hahsetmişlerdi. * İMlinan kaynakları, yeni inşa e İkleri (500-1000) denizaltısı Ve yeni tayyareleriyle İngil | adasını tam abloka ali ik aç bırakacaklarım söy- tedirler. İmanya propaganda nazırı PE Goebbels, dün İspanyol Mecilerine yapmış olduğu atta, Almanyanın bu sene zafere vuşacağını ve  yi istilâ etmek için ha- tın düzelmesi beklendiğini İp emiştir. İtere mesai nazırı Mister İn, dün söylediği bir nutuk- A Yiyecek maddelerinin ve Ma maddelerin naklini temin Mk hususunda donanmaya bir vezife leri bir haftaya kadar bi t. ik muharebesi Be ğını ve iz harbi kazanıldığı takdir takdirde | LOKMAN tasının içinde, cüssesi mi- fakat bütün hormonlara m olan ipofiz guddesinin ho- ndan iki türlü şişmanlık türlüsünde Sazyklık daha e göğüste ve karında sallat olan Genç kızlara el şişmanlık İhde sakal ve bıyık ta cıkar, rı sonradan erkeklik dava- hil kalkışırlar... nci türlüsü kızlarda da olur. erde de.. Bu türlüsünde $iş yüzden ve boyundan aşa ir: Gövdede, karında, kalça” ve he etlerinin üzerinde. r arka tarafta, ba- a ön tarafta toplanır, fa* Milerle ayaklar şişmanlamaz. irda göğüs üzerindeki yuvar- , içerileri yağla dolmuş bi- | tulum gibi büyür, Erkeklerde kadın göğsü gibi kaba- Karın üzerinde -bir kaç €0- ı#mus gibi. yarıklar bu- hası “kız ölsün, erkek olsun- İlanın kendi gözüne de çarpar. fiz suddesi kadınlık ve er- AN — mİ İL İLE RR RL Pofizden Gelen Şişmanlık... genç kızın) E, ABONE BEDELİ , Türkiye Ecnebi 1400 Kr, İ sene 2800 Kr 70 . SAY 1800 » 49 . 3 Ay 800 8, Ay 300 harbin sonu yaklaşmış olacağını Mister Churchill de evvelki nutkunda denizaltı harinin İn- ivük bir tehlike 'k açık biz #yan- la ifade etmişti İngiliz devlet adamlarının be- yanatından ve İngiliz mathuatı. hin neşriyatından. İngilterenin adanın istilâsından ziyade de- nizaltı harhinden endişe ettik- leri anlaşılmaktadır. tir. Çünkü bu mevsimde günler daha uzundur. Yani denizaltıla- rin nakliye gemilerini torpille mak için İstifade edeceği saatler daha fazladır, Deniz daha sakin. dir. Yani denizallıların hareke- tine daha müsaittir. Bu vaziyet karşısında akla ge- len sual şudur: Almânya bu de- nizaltı harbi ile İngiltereyi tec- rit edip aç bırakabilecek RT ve Amerikadan harp vesaiti al- masına mani olabilecek mi le, Amiral Reader, İngilterenin korkunç dereceyi o bulan gemi zayiatını, yeni inşa edilecek ge- milerin telâfi edemiyeceğini bi- naenaleyh mahvolması ve aç ve yardımsız kalması gayri kabili içtinap olduğunu söylemiştir. İngilizler ise, geçen harpte ol. duğu gibi, bu harpte de, Ame- rikalıların yardımı ile, bu tehli- keyi de atlatacaklarına kanidir- ler. Zayiat ve Tedbirler : jesi ere, harp başladığı za“ man 18 milyon tonilâte hacmi İstinbisinde 7006 nakliye vapuruna malik bulunuyordu. Buna, dominyonlara ait 4 yon tonilâtoyu da ilâve etmek cap eder, Harhin başlangıcındanberi İn gilizlerin nakliye gemisi itibari. le zayiatları hakkında rivayet- ler muhteliftir. Almanlar, 1941 senesi basına kadar İngilizlerin $ milyon teni: | İâtoluk nakliye gemisi zayi ettik lerini iddia etmektedirler. İngi- iz makamatı ise, buzüne kadar 6 milyon tondan fazla kayıpları olmadığını bildiriyorlar. Umumiyetle kabul edilen fi kir, bugün İngiltere hesabına seyrüsefer eden gemilerin toni- lâte itibariyle mikdarı hari başlangıcındaki vaziyetine naza- ran, azalmamıştır. Çünkü İngi- lizler, Almanyanın İşgal ettiği memleketlere ait gemilerin he. men yüzde seksenini ele geçire- rek, kayıplarını telâfi etmişler» dir. Bu meyanda Yunanistandan 1.800.000, Norveçten $ milyon ve Holandadan 2 milyon ton hac istiabisinde nakliye gemisi almışlardır. Bundan başka Amerikanın €ski ticaret gemilerinden kırk elli “tanesini de satın almışlar- dır. Bunlara İngiltere ve domin- yonlarının ve müstemlekeleri- nin, Amerikanın tezgâhlarında yeni inşa edilmekte olan gemi- ler de ilâve edilecek olursa, de- nizaltı harbinin başlıyacağı ilk- baharda, İn, gari 22 milyon tonluk nakliye gemisi bulunacağı anlaşılır. İngilterenin, kendisi için eiddi bir tehlike teşkil eden bu deni- Kv ar ya İRİ KN ÖĞÜTLERİR keklik hormonlarını da idare et> tiği için onun bozulması tenasül hormonlarına da halel geti Kız olursa, büyüdükten son da çocuk gibi kalır. Muayyen gün leri intizama giremez, bazılarında o günler hiç gelmez... Erkek olur- sa büyüdükten sonra da güzel bir kıza benzer, tam erkek olamaz. irkekliğin sanından olan vücut kılları bir türlü çıkamaz... Bu türlü sişmanlığa tutulan kızları leri evlendirirler, Fa- kat onları alan kocalar aldanırlar: Ahlâk cihetinden hiç bir diyecek olmıyacağı süpesiz, ancak erkeği. ne tam €ş olabileceği, hele çocuk annesi olacağı pek şüpheli... Erkekler, annelerinin fazla çe- çeron olduğunu yahut hesanları- na uygun büyük bir apartıman saribi kıza henüz tesadilf edeme. diklerini bahane ederek bekler- ler, beklerler, çünkü evlenmek i- Şa tabiattan emir almamışlar: ir. Bu türlü şişmanlık İnsanın öm- rüne dokunmadığı gibi, pek te büvük rahatsızlık vermez. ( PAHALILIĞIN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN Nemli anal 2 Yeni Bir Tevzi Usulü Tatbik Edilemez gn een mühim mevzüü dışarıdan mal almaktır. Halbuki ihracat yapmak icin da- salt şartlar bulunmakta” dir, İsveçten, Finlândadan, Ho- landadan öyle talepler vâki ol- maktadır ki, simdiye kadar bu malların bu memleketlere satıl. dığı görülmemisti. Meselâ. Fin lândanın memleketimizden pa- muk, tiftik ve yapağı, hattâ küs pe alması gibi... Eğer ihracat ba- zı tahdidata tâbi tutulmasa. Av rupanın €n uzâk yerlerine bile, yiyecek maddeleri satmak kahil olacaktır. Nitekim Ankarada Ti- caret anlaşması müzakerelerin de Bulgar heyeti, Türkiyeden yiyecek maddeleri bile istemiş ti, Fakat hükümet, memleket dahilinde yiyecek maddelerinin pahalılaşmasına sebebiyet ver- memek için. bu nevi maddelerin ihracını tabii olarak menetmiş- ti. Demek oluyor ki, ihracat hiç bir tahdide tâbi olmasa, bugün- küne nisbetle iki misli mal sat- mamız kabil olacaktır. İhracat bu kadar kolay oldu- ğu halde, ithalât imkânları da o nisbette güçtür» Bu yüzden, piyasada bir çok mallar ihtiyaca kifayet edemiyecek kadar az- dır. Meselâ otomobil lâstiği, te- neke, ham kauçuk, kalay, ni- pi kahve, kakao ham deri gi- Vâkıâ arasıra bu malların ü- zerine ithalât yapılmaktadır. Fa kat gelen malın ihtiyaca tekabül etmediğine şüphe yoktur, Hükö- met gelen malir en mühim ihti. yaclara tahsis edilmesini bir prensip olarak kabul etmiştir. Nitekim teneke, kaucuk, otormo- bil lâstiği tevziatı icin, bazı e- saslar konulmuştur. Bu esaslara göre bu malları alacak kimsenin ihtiyacı tesbit ve takdir edilmek tedir, Meselâ: Otomobil lâstiği istiyen bir otomobil sahibi hak- kında tahkikat yapılarak, haki- kat halde, Jâstiğe ihtiyacı olup olmadığı araştırılmaktadır. Çün kü dâstüği, alan bi kendisinde bol lâstik te buluna- bilir, Bursada, günlerce lâstik ihtiyacmdan bahsettikten son- ra, lâstiği almaya muvaffak 0- lan biri, derhal lâstiği bir baş- kasına satmıştır, Bursada, fiyat- ları mürakabe komisyonu, bu hareketi bir ihtikâr cürmü ad- detmiştir. * Mz tevzliatında şu suretle bir esas vazedilmiştir: Bir kahveci, şimdiye kadar han- gi kahveciden kahve almış ise, yine ondan kahve almalıdır. Bu- nunla her hangi bir kahve taci” rinin, kahveci olmıyana kahve vermemesini temin etmek hatı- ra gelmiştir. Acaba, bu ne dere- veye kadar tatbik edilebiliyor? Bunu nasıl mürakabe edebiliriz. Altı Yaşındaki Küçük Seyyah A“ yaşındaki küçük Han- ri Ofsen'nin geçirdiği ma- cera bütün Ame- rikan gazetelerin de mevzuu bahis olmaktadır. Hanri'nin aslen Norveçli olan an- nesi ve babası Amerikan tâbii- yetine geçmişlerdir ve seneler” denberi Amerikada oturmakta- dırlar, Doğma Amerikalı olan Hanri ise, Norveç'i ve orada Ya- sıyan büyük anne ve babasını görmeyi çok arzulamaktadır. En nihayet 1940 senesi yazın- da tatili geçirmek üzere kücük yavruyu ailesi Norveçe gitmek- te olan bazı ahbaplariyle bera- ber büyük annesinin yanına Os- loya yollarlar. Hanri orada bir kac av kadar kalacaktır. Fakat derken harp birdenbire Norvece atlayıncı vazivet karışır. Büvük anne İle büyük baba, Amerikadaki ebe- veyniyle temasa gecerek cocu- ğun vaziyetini konusur ve onu derhal Amerikava vo'lamak fik rinde mutabık kalırlar, Küçük Hanri'ri bir iki güne kadar Amerikava gidecek olan Amerikan bandıralı “American Legion, vapuruna binmek üze- re Petsamo limanına yollarlar. Fakat istilâ ordulariyle dolu 0- lan yollarda Hanri gecikir ve Petsamova vardığı zaman vabur hateket etmiş bulunur. kimsenip: “iindeki nizamname: | Yazan : Hüseyin Avni | Giyecek eşyası satan mağazalardan ikisi Kuru kahve satmayı kendisi” ne mutat bir sanat edinen bir kimsenin, kahve bulamadığını, eskidenberi müşterisi olduğu kahveciden kahve alamadığını işitiyoruz Her gün bu tarzda şi“ kâyetler * yapılmaktadır. Diğer taraftan el altından 4 liraya ka- dar çekirdek kahve satıldığı söy lenmektedir. Demek oluyor ki, kahve tevziatında, normal 7a- manların tevzi usulü tatbik edil mektedir. Bir kahvecinin müste- risine kahve verip vermemesi, 0 kahvecinin İnsaf ve arzusuna terkedilmiş bir meseledir. Bu hadiseler bize gösteriyor ki, normal zamanların tevsi u- sullerinden ayrılarak, bugünkü şartlara göre yeni bir teyzi u- sulü kurmaktan başka çare yok- tur. Bu da iaşe teşkilâtının tev- zi cihaziyle kabil olabilir. Hal- buki kahveciler birliğinin iki Kişilik “memür Kadrösiyle, kah- ve tevziatını mürakabe etmeye imkân “yoktur. Bu teşekkül e- bu kaş darını yapabilir. Daha fazla bir sey istemeğe de hakkımız yok- tur, Messi e lin mikdarı azalır, bu yüzden pahalılık olursa, pek tabii olarak, bir çok kim- seler o maldan ihtiyaçtan fazla tedarik ederler, Her fert, elin- den geldiği kadar fırsat buldu- ğu zaman, böyle bir tedbir itti- haz etmekten kendisini alamaz. Bugün kahve kıtlığında, bir va- tandaşa bir çuval kahve verse- ler, başkalarını düşünerek. bu mikdar kahveyi hiç bir surede reddetmez, derhal satın alır, & vine götürür, Buna mey memek, mevcut mahı, göre, az nisbette bile tevzi et- mek için, klâsik bir usul vardır. Bu da vesika usulüdür. Kahve tevziatında bu usulün tatbikine zaruret hasıl olmuştur. Bugünkü sartlar altında, pi- yasaya bol mikdarda ithalât eş yası gelse dahi, pek az zaman sonra derhal tükenmek ihtimali vardır. Cünkü normal zaman- larda, piyasaya dünyanın her tarafından mal gelmesini pek tabii olarak karşılarız. Bu Ve yet karşısında hiç kimse ihtiya- cından fazla mal tedarik etme- ye lüzum hissetmez, fakat bu gün için, böyle düşünemiyoruz, piyasaya ucuz kumaşlar gelmiş ber aldığımız zaman, ma) alıyoruz Bu arada ihtiyacı olanların, bu malı tedarik ede- mediklerini hatırımıza bile -l tirmiyoruz. * | Yrerdaşlern böyle düşün memeleri, ibtiyaç nisbe- tavsiye edilen şeylerdir. Fakat bütün bu tavsiyeler bir temen- ni mahiyetinde kalmaktadırlar. Fertlerin hayatında, bu tavsiye. lerin, bu temennilerin büvük bir tesir icra etmediği âşikâr bir hakikattir, Buna bir misal getirelim: Son günlerde bir teşekkül, diğer ma- #azalara nisbetle ucuz kumaş satan bir mağaza açmıştır. Mağaza tezgâhtarları, mağaza- nin müsterileri arasında kumaş tacirlerini de görmöslerdir. Hal- buki bu mağaza halka peraken- de olarak kumaş vermek sure- tiyle bir hizmet ifa etmek için kurulmuştur. Mağaza sahip'eri, kücük esnafa kumaş satılmama- sını, tezgâhtarlarına bildirmiş” lerdir. tinde. mal almaları her is mi? Fakat bu ne dereceye kdar mümkün olabilir? Kücük esnaf mağazadan yine kumas almak İ çin. evdeki karısını ve kızını bu mağazaya gönderemez mi? Bu- nu nası) kontrol edeceğiz? Görülüyor ki. bugünkü sart- lar altında, pahalılıkla mücade Je etmek için, ucuz mağazalar acmaya da sebep yoktur. Çün- kü böyle bir mağazanın bir kac gün icinde bütün esyasi satıla- bilir. Bu hadiselerden sonra, ih tiyaeları takdir ve tevsik ederek Ona göre eşva tevzii netice: varıyoruz. Acaba. ihtivaclers göre, yani vesika usulüna göre €sva tevzii fena bir usul müdür” Malın mikdarı azaldığı, bir kı- sım insanların elinde çok mal ol duğu, bir kısım insanların inde hiç olmadığı zaman, yapılacak İs, care ne olabilir? Teneke, o- tomobil lâstiği tevziatında, ve $ika usullerinin tatbikinden baş- ka bir çare var mıydı? x* larbin uzun seneler devam edeceğini kabul edersek. ithalât imkânsızlıklarının da bu na muvazi olarak müşteri arti- Tatağını hâtırımıza (getirmeli. yiz. İthalât mallarının stokları daha zivade azaldıkça. niyasada bazi malların mevcutları daha ziyade azrJacak, veyahut dışar- dan tedariki daha güç bir mev- zu haline girecektir. Yarının buhranlarına mani olmak için mevcudu azalan, yahut pivasa- da kaybolan, bazı malların tev- ziini, İaşe teşkilâtına bırskmak en faydalı bir hareket olur Sim diden yarının muhtemel buh- ranlarına karşı çareler aramalı- yiz, YENİ NESRİYAT: BELLETEN — Arkara Türk Ta- tih Kurumu Dergisidir. İçinde tarihi tetkik mahsulü ve vesikalara dayanan değerli yanlar vardır. 14 — 15 inci sayısı meşredilmi; pri KARAĞADAĞ — Diyarbakır Hal kevi Dergisidir. mıştır. 38 ıncı sayısı çık- » TIP FAKÜLTESİ MECMUASI — İstanbul Üniversitesinin tetkihine da- yanan yazılariyle bu mecmuanın 4 üne yıl 15 inci seyis çıkmıştır. * BAYINDIRLIK İŞLERİ DERGİ. Sİ — Nafia Vekâletinin aylık mec- munsadır. 7 inci yılın 6 ve 7 inci sa- ydarı birçok yeni yazı ve resimlerle Çukmıştar. * İNGİLİZCE - TÜRKÇE RESİM. Lİ LÜGAT — Bursa erkek ve askeri Ese ingilizce öğretmeni Mehmet Gül- bahar tarafından birinci cildi meşre- dilmiştir. Yazan: Sevim SERTEL Hanry Yollara Düşüyor turadan sonra başına gelen- leri küçük Hanri de bil- memektedir. O sa- dece, trenlere bin- dim, vapurlara.bin dim, uyudum. u- yandım, bir çok yerler gördüm, de. yip durmaktadır. Fakat elindeki biletlerden. pa- saportundaki vizelerden anlasi- lan şudur; kücük Hanri Petsa- mo'da vapuru kaçırınca kendisi- ni tren memurları polise teslim etmişler. Zabıtanın tavassutu ile zavallı vavru, İsveç tarikiy- Je tekrar Norvece ve oradan bir ikinci defa İsvece yollanmıstır. En nihayet burada elindeki vesikalardan, kücük Hanri'nin muhakkak surette Amerikaya yollanması icap ettiği anlaşılır. Onu yine trenlerede ve vapur- larda kondüktörlerin, Kaptanla- rin nezaretine bırakarak bu se- yahati yaptırırlar. Evvelâ İsveçten Danimarka tarikiyle Almanyaya gecer. Al- si adan trenle İsviçre. Fran- panya yoluyla Portekizde mi gelir. Burada küçük Hanri'nin tren seyahati nihayete erer. Beri yan Nihayet Amerika da, Ams-ikada annesi babası, Norvecte büyük annesiyle baba- sı Hanri'nin kaybolduğuna hük- mederek fena halde üzülmekte- dirler. Lizbonda bizim kücük yolcu” yu atlantik volcu tayvyaresine bindirirler ve böylece Hanri ay- larla tek basına yollarda sürttük ten sonra Avrupava veda eder. * * —, i gün sonra Nevyork tay- vave meydanına inen tay- verenin İsinden ci- kan yolcular ara- sında altı yasında kücük bir cocuk vardır. o Elindek” masanortu, . bilet- leri her seyi tamamdın, Fakat adının Hanri olduğut,,anlasılan bu ufak serwah, mepeyeygidece” dini bilentemekiediril ah Polis, Dasavort üzerinde cocu. Hun annesivle babasının isimle- rini ve Chiraro'da oturdrıklarını okur. Dazhal ara polisiyle tema- $a geçerler. Beri vanda kücük Hanri, bir mürebbivenin neza- retinde Nevyork'un en meshur otellerinden birine yerleştiril- miştir, Fhikazo polisi 12 saat içinde Hanri'nin ailesini bulmuş ve onlara büyük müjdeyi vermiş” tir, Aylardanberi matemler icin- de olan ana, baba derhal Nev- yorka koşmuşlar, ve kücük yav» rulafına kavuşmuşlardır. İşin hoş tarafı. büvük sdam- ların bile güclükle dayandıkla- rı bu kadar uzun bir seyahatte ri'ye hic bir sey ol hat eden bu yavru herkesin mu- habbetini ve yardımını kazan- mıştır. Yalnız simdi OHanri'yi Petsamo'dan Ameriksya gönder mek 'ein uğrasan ve ona bu ka- dar uzun sevahatler vantıran a- centa. yol biletlerinin ödenme- sini rica etmektedir. Beri yanda Hanri Amerikada meshur olmustur. Gazeteler o nun resimlerini, tren biletlerini pasaportunun sayfalarının resim lerini birer birer nesretmekte altı yasındaki bu kücük seyvahı erlere mbarmaktarlır. TAN Gazetesi lân Fiyatları Başlık maktu olarak 754 1 inci sayfa santimi 500 3m . 0 dar im . 10 5S. » — - İlân sayfasında ,, Kasas tai İŞ A Mera) İken Yaz Mevsimi atrosu “dram ve ko- kısımları: Nisan ba şından itibaren mevsim ta tiline gireceği için kapıları ka kapatacaktır. Tiyatromuzun mev sim tatili sadece bir relâş değil dir; tam altı ay şehrin tiyatro” suz kalması demektir. İstanbu gibi bir şehri bu mahrumiyete mahktim etmeye ne dereceye ka- dar hakkımız old rum. Tiyatro zevkinin bizim gibi tek sahney etmiyen, bilfarz Paris gi labalık bir şehirde bile tatil müd detinc, Jules Verne'in iki sene mektep tatili gibi, bu derece uzür bir devre tahsis edildiği görülmü sey değildir. Tatil devresi azami iki aydır. Bu iki ay müddet dahi bir kaç tiyatro tarafından müna vebe ile doldurulur; bu suretle halk Temmuz ve Ağustosa hasre- dilen müddetle de tiyatrosuz bırakılmaz. Halbuki bizde öyle değil. Nisan gelir gelmez, Sehir Tiyatrosu, ar- tistlerine; “Azat buzat! Cennet kapısında beni gözet!,, diyip hep sini kapıp koyuveriyor. tistle rin belki daha şimdiden valizler str. Bu altı ay zarfında âyet dolaşmaya huzırlanı” yorlar, Burada mukadder bir süale ce- vap verelim: Vilâyetlerin ahalisi Şehir Tiyatrosunu alkışlamasın mı? Alkışlasın, Şehir Tiyatrosu kad rosu turneler yapamıyacak kadar fakir midir? Bütün roller duble hatta trip- le edilebilir; ve rağmen İstan kalmaması temin olunabili Fakat işin bir çok püf yerleri vardır, Meselâ artistlere verilen maaşlar azdır. Çoğu borçlanmış” lardır. Yapılan turnelerin varida- tı doğrudan doğruya kendilerine ait olduğu için sanatkârlarımız bütçelerindeki rahneleri turneler den kazanacakları para ile kapa- tiyorlar, Ve turneden sahsi büt- çelerine girecek varidata mahsu- ben tiyatro o mevsiminde © borclanıyorlar, Bu itiharla altı süren yaz tatilini bütün tiyatro erkânı âdeta iple çekiyor, Bunlar belki haddi zatinde on- lara hak verdirecek teferritattır. Fakat bize ne? Bizim bu “esha- bı mucibe,, yi dinlemeye bile ih- tiyacımız. yoktur, ” Mesele, şehrin koskoca bir yaz tiyatrosuz kalmamasıdır. Komedi Frensez de turne ya- par. Ekseriya Fransanın büyük sehirlerine bir heyet gönderir. Bunun icin Testr Franse'nin küs pılarıpı kanamaz, Bizde itile kakıla altı aylık bir çerçeve icine tıkıstırılan tiyatro mevsimi Sehir Tiyatrosunun ta- ahhüt ettiği faaliyeti göstermeye kifayet etmivecek kadar dardır. Bu sene dram kısmında vaa- dedilen eserlere mukabil topu t6- pu yedi piyes gördük. Bunlardan “Bir ana” yı saymıyorum, çünkü tiyatro tiy olalı frenklerin dedikleri gibi böyle bir fur olma- İ aştı.» O halde bu mevsimde iyi piyes olarak Şehir Tiyatrosu bize rAyak takımı Bulunmaz usak), (Aptal), (Emi kaletti) ve (Me- şaleler) i verdi. Komedi kısmında ise ancak fer- di muvaflakıyetlerini sayabildi- ğim piyeslerin adedi dörttür. Bu itibarla altı ayda İstanbul halkı- na verilen edebi ziyafetin listesi yedi sekiz türlü yemekten ibaret bulunuyor. Bununla doymadığımıza süphe yok. Fakat ziyafeti çeşitlendir. mek mümkün değilse, bari hoşu muza giden yemeklerden birer porsiyon daha alabilmekliğimi ze müsande etsinler. Hülâ ses sada çıkmayan edebi matinelerden evvel, bu altı ay ğın boşluğunu doldurma çaresini düşünmek daha doğru değil mi" Takvimci Vedat Nedim Tör Radyo Müdür Vekili Oldu Ankura, 1U (TAN; — Matbuat umum mudürluğu baş müşavirle rinden Vedat Nedim Tör, rady« mudur vekilliğine tayin edilmiş ir. Eski müdur vekili Fuat Mü İ nir radyo neşriyat müdürlüğü ve zilesini görecekur. Vedat Nedir Tör, bu münasebetle radyoda ça uşan memurlara bır temim yap mış ve kendilerinden yardım i$ vemiştir. Bundan başka, radyo idares halk ve çiftçiler için sabahları yı 1 bir servis yapmıya başlamış tı>. Bu sefvisi bahçeler müdüri | Rıza Uluçam “dara vümekteklir. İ Yeni İkinci Şube Müdürü | Bor kaymakamı Turgut Başka İya haylı zamandanberi vekâleti İ idare olunan emniyet ikinci şube | müdürlüğüne taytı "dinden itibaren vazifesine ba İmuşlar ŞTŞAEUN