iki LEE a şen mama m m m << —— Mösa,. Tam Dam İK Yazan: ULUNAY Buna rağmen Hintli Prens bir) Rün gelip yine eski servetine kar vuşmak ümidini terketmiyordu. Muntazaman bulvardaki kahvele- rin önlerinde dolaşması, yalnız bir kaç para koparabileceği bir hemşerisine rasgelmek için değil. di; Hindistanda yerirm geçen am- cazedesinin hakkında dedikodu yapabilmek, ekseriya ona mükel- let bir öğle yemeğinden daha tat- ): geliyordu. Bu suretle bulvarlarda dolaşır- ken, ya hastalığını tedavi ettir mek yahut başka bir sebeple Lon-f Grüya giderken bir kaç gün de Pariste eğlenmek üzere kalan bir €ski âşinasına tesadüf edince, Prense kısa bir müddet için gün doğuyordu. O zaman dostunun Hsrdrob'una müracaat ediyor, te- peden tırnağa kadar donanıyor- du, Hintli için giyinmek hususun- da biçim ye numara; büyüklük, küçüklük mefhumu kalmamıştı. Bandor mihracesi her girdiği ka- bın şeklini alan bir mayie dön- müştü, O, elbiseye uymuyor, elbise 0- na uyuyordu. Bazan aylarca ya: kası ensesine binmiş, koca koca potları beline kadar inen, yen- lerinden ancak parmak uçları gö- rünen geniş bir caketle geziyor, bazan da oturacak yerinin havı, ustu bir berber tarafından sinek kaydı perdah edilmiş meraklı yü- 20 gibi'parıl parıl yanan panta- lonunu tamamiyle örtemeyen kı- sa etekli, kısa kollu, kısa yakalı bir caket giyiyordu. Hele papuç meselesi daha-aca- ip bir şekle girmişti Prensin a yaklarının Çinlilerin demir ayak- kabılarına benziyen şekilden tu- funuz da sivri uçlu Çerkes çizme. sine yahut alt köseleleri taşkın golf iskarpiplerine kadar görme- diği şekil biçim kundura kalma" mıştı, Bu muhtelif çapta ve boyda| papuçlar, kopuk mihrecenin a yaklarını yer yer masırlar, 40 ğsnlar, keklik gözleriyle doldur- muş, onları sıcak iklimlerde yeti şen yamru yumru köklere ben zetmişti. SN ON andor (miharacesi, Prens hazretlerine tesadüf ettiği gün, bir dostunun biraz kendi bo- yuna uygun bir elbisesine yeni müracaat etmiş bulunuyordu. (Kafe dölape) nin önünden geçerken, masasından kalkan bit adamla karşılaştı. Derhal tanıştı ir, Prens hazretleri harp esna- nda hükümdar ailelerinden bi- rinin azası ile beraber bulunduğu sırada, İngilizler, vaziyetlerini süpbeli görerek onlara Hindista- ma kadar bir seyahat tavsiye et- mişlerdi. Prens bu sayahatte Bandora uğramış ve mihraceye misafir ol muştu. Tekrar bir masaya oturdular. Prens sordu: — Çokdanberi Pariste misiniz? — Memleketimi terketliğim- 'denberi buradayım... — Hatırlıyorum. Gazetelerde okumuştum. Zannederim salta nattan feragat ettiniz... — İhtiyarımla etmedim. Am- cazademin entrikalariyle düşman- isrımın teşebbüsatı birleşince bu vaziyet hadis oldu — O halde memleketinize dön- mekliğiniz mümkün olmıyacak. Ondan sonra Mısırdan, Hindis- tandan fillerle yaptıkları kapla avlarından bahsettiler, Hatırlar mısınız? Bana ufak bir kaplan yavrusu hediye etmiş- tiniz, Sonraları artık dostum prens Abdülgeni'nin sarayında muhafaza etmeye imkân bulama” dık, hayvanat bahçesine gönder- dik. Zavallı yaşamadı. Kaplanlar tlerinden hariçte ve ba husus kafeste kapanmaya gelmi- yorlar. Verem olup ölüyorlar. Neron da öyle oldu, Mihrace sarardı. Bu söz ona birdenbire kendi vaziyetini hatır- Tatmış gibi oldu. O da memleke- tinden harice çıkmıştı ve Paris denilen bu büyük şehrin ahtapot sülüklerine benziyen bin türlü s6. falet kolları onu o kadar sımsıkı sarmıştı ki, onun için bu şehir, hayvanat bahçesinde verem olup ölen kaplan yavrusunun kapatıl- dığı kafesin demir parmaklıkla- rından farklı değildi, Paradan bahsetmediler. Prens sord. — Nerede oturuyorsunuz? Mihrace vaziyetini belli etme- mek için: — Vaktiyle bana muallimlik e- den bir Fransızın nezdinde misa- firim, Bir kaç güne kadar Nise gideceğim. — Ben Marşal Joffer caddesin- de iki katlı bir apartiman tuttum, Yarın öğle yemeğine mutlaka si- gi beklerim!. Mihracenin uvdurduğn Nis se Tefrika No. 9 yahati sözde kaldı. Zaman geç- ti. Prens apartımanı bırakı, Pasi. de bir konağa taşındı. Meteliksiz mihrace de prensin başına topla dığı tufeyli güruhun arasına ka" rıştı. orüğinda riyatetler vererek Pariste kendisinden müm- kün olduğu kadar sık sık bahset- tirmek isteyen Prens Fazlullah, frenklerin, alınlarına tare dam- &asını vurdukları dejenere tiple- rinin canlı bir heykeli gibiydi Milyoner bir babanın bu tekne kazıntısında, ahlâkca sevviat na mina ne aranılırsa mevcuttu. Daha çocukken saravlarının geniş bahcesinde ökse ile tuttuğu kuşların gözlerini iğne İle oyar eline gecirdiği kedi yavrularının kuvruklarını, kulaklarını keser. onların ıztıraplarını seyretmekten zevk alırdı. Bir gün kendinden bir yaş kücük kardesini havuza *miş, cocuğun boğulmasına ra- mak kalmıstı. Biraz daha büyü- vünce ruhundaki tahrip arzusu daha ziyade kendini gösterdi. Ge nis bahçedeki bombos bir köskün anahtarını elde ederek icine girdi Uzun böy perdelerini tutusturdu. Kapıyı kilitleyip kaçtı Kimse köşkün durun dururken yandığım bilemediler. Büyükce bir kafası, donuk na zarları, ince boynu ve daha © Yasta belirmeye başlıyan min- kari burniyle bir yırtıcı kus Yavrusunu andırıyor ve bakanlar bu donuk. ölü gözlerden âdeta ürküyorlardı. Ders okutmak icin tutulan hu susi hocalardan nefret ediyordu. Gücbelâ biraz okumak yazmak öğrenebildi. Bununla beraber hic te abi değildi. Hattâ keskin bir zekâya da melikti. Fakat bu ze- kâyı hayra sarfetmev! bir İbzar bir israf gibi telâkki ediyordu. Kendisinden hüyük kardesleri- nin hepsi yaşının ufaklığına rağ- men ondan korkuyorlar, husume. tini celbetmekten çekinivorlardı, Çünkü çok defalar, intikamını al- mek için gücünün oyetmediğin görünce, kimsenin aklına “gölmi- yen vasıtalarla öç aldığını biliyor- Tardı, r Birez daha büyüdü, Ruhunda, fıtri bir havdutluk, bir ketillik ruhu kaynıyordu, Ortalık karardıktan sonra giz- lice saraydan çıkıyor, kendisiyle yaşıt çenkınlârın arasına karısı- yordu. Bunun icin büvük bahçe- nin bir tarafira» terkedilmiş bir ufak kapıya anahtar uydudmuş- tu. Ömründe bir hirsiz vormanı okumamış olduğu halde, serseri. liği o kadar güzel bir teskilâta uy- duruyordu ki, bazan düsünüşle- rindeki isabete kendisi bile şaşı- yordu. İçlerine karıstıkları akranları na kendini saydırırdı. Bunun için onlara yalnız zekâ itibariyle de- &il, güç ve kuvvetçe üstünlüğünü isbat etmek lâzım geldi. Bu boy ölçüşmeler, kanlı dövüşler şeklin- de müsabakalardı. Hepsinde ka- zandı. Ondan sonra artık teşki- lâtı bildiği gibi yapıp faaliyete geçti, Damarlarında hükümdar kanı taşıyan bu serserinin çetesi, gece- leri civar mahallelerde evler bi- le soydular, Artık iki türlü hayatını yaşa- mak için, sarayda bulunduğu za- man gayet sakin ve sakit bir ö- mür sürüyordu. İlk delikanlılık devresinde, kumara karşı büyük| bir iptilâ gösterdi. (Arkası var) Bedbin Vatandaş Tipi H iç süphe yok ki, bütün zinde, bazik vaziyette bulunmı- yan tek millet yoktur, Barı anormal vatandaşlar var ki, vaziyetin nezaketi bir lâkaydi duyacak de- irl karşısında tam recede nikbindi; Buna mukabil, yine bazı anormal va- tandaslar var ki, vaziyetin nezaketi kar» Şısında harikulâde mübaligalı bir telâşa kapılacak kadar bedbindirler. 'Nikbinlerin dünya umurlarında de » Zil Onlar, on sene sonra yaptıracakları evin projelerini tahayyül etmekle meş- guldürler, Rasgeldiklerine sordukları sual şudur; “— Birader; sen bilirsin: Prostun plâ* 84 mucibince on sene sonra hangi semti ler şenlenecek, Bir arsa alacağım eyl söçiim diyorum; “Bedhinler ise, dalma mağmumdurlar, Ağızlarını bıçak açmamaktadır. rında bir kedi hoplasa: “.- Ay, bomba zanneltim!,, Diye yor- lerinden sıçrıyorlar. Bu münasebetle müsadenizle size başımdan geçen bir vkayı anlatayım: Hatırlarsınız, bundan evvel yazdığım bir açık mektuba, oturduğum evin adresini de katmak mecburi kalmıştım, O adresi gazetelerde okuyan. nasıl; Ekmek Fiyatı 30 Para Daha İndirilecek | Francalacılara 180 Çuval Un Verilecek Dün belediye reis muavini Lüt- fi Aksoyun riyasetinde €kmek meselesi için bir toplantı yapıl - muştır. Toplantıda fırıncılarla de- ğirmenciler arasındaki anlaşama- mazlıklar ve değirmenlerde ya - pılacak stok işleri görüşülmüş - tür. Ofisin muhtelif yerlerde stok deposu yapması kararlaştırılmış fırıncılarla değirmenciler arasın- daki çuval mübadelesinin bir ra | Dün Şehirde iki Yangın Oldu Şehzadebaşında Ferah Sineması İle İki Dükkân, Tavukpazarında Bir Fabrika Yandı Dün sabah saat 4 te Şehzade-/ zabıta tahkikata devam etmek başında Ferah sinemasında bir! yangın çıkmış, sinema ile altın-| daki muhallebici ve fotoğrafçı dükkânları tamamen yanmıştır. Yangın sinemanın gişe çıkmış ve sür'atle genişlemiştir Salâhaddin Mollanın sahip oldu- ğu bu bina sinemacı Enver Şim- şek tarafından isticar edilmişti. geldiği tedir, Yine dün saat 11,50 de Tavuk- pazarında Remziye sit 15 numa: ral bıçkı fabrikasında yangın çıkınış bina ve içinde makineler yandıktan sonra söndürülmüştür. Yangının o kaynatılan nefiyağı kazanının parlamasından ileri anlaşılmıştır. Bina ile müteshhide havalesi düşünül) Bina 15 bin, içindeki makineler içindeki eşyaların Anadolu sigor- müştür. o Değirmeneiler hesabma fiyatlarında bir miktar zilât yapılabileceği hesap edilmiş ve yeni tetkikler yapılmasına ka- rar verilmiştir. Dinden itibaren ekmek 12 kuruş 30 paraya sa- tılmaktadır, Bu 15 günlük narh ayni zamanda bir tecrübe mahi- yetinde olacak ve ekmek çeşnisi ile maliyet fiyatları kat'i şeklini alacaktır, Prensip olarak ekmek kilosunun 12 kuruşa satılması kabul edildiği için belediye ve o- fis bugünkü narhı 30 para daha indirmek maksadiyle tetkikler yapacak, icabında ofis fire farkı kabul edecek ve buğdayın De - rinceden şehre nakli işinde ta - sarruf yapılacaktır. Francala ve Pastacılar | Diğer taraftan francelâ, ma - karna ve pasta İle uğraşanlar be- İlediyeye müracaat ederek kendi- İlerine verilecek ekstra ekstra u- * nun günlük miktarının kavi ola- Tak tesbitini istemişlerdir. Bele - İdiye yaptığı tetkikler neticesin- e makarnacılara günde en çok 250, pastacılara da 120 çuvsl un verilebileceği neticesine varmış - tır. Hükümetin francelâ istihlâ - kini azaltmak kararında bulun - İ ması gözönüne alınarak şimdili #rancelâ imali için 189 çuval un verilmesi muvafık görülmüştür. Lokanta ve aşçılar da müşterilere franceli yerine ekmek verilmesi nin mümkün ve muvafık olacağı düşünülmüş, bu hususta bir karar ittihaz edilinciye kadar francelâ- “İlik un miktarının azaltılmaması ofise bildirilmiştir. Un Imalâtı Dünden itibaren toprak mah sülleri ofisi, değirmenlerde buğ - dayı kendi hesabına öğüttürmel tedir. Kilo başına değirmenlerde 10 santim kırma ücreti verilme! tedir, Toprak mahsulleri ofisi işi bir buçuk ay müddetle tecrü- be edecektir, Bu tecrübeden müs- bet neticeler alındığı takdirde, bu usule devam edilecektir. Piyango Talihlileri Milli Piyangonun son keşidesin de Ortaköyde Dereboyunda otu- Yan seyyar satıcı Hasan ile Bakır. köy emniyet âmirliği komiser mu avinlerinden Mehmet ve Feyzi yedişer bin beşer yüz lira, Beyoğ İunda Parmakkapıda oturan bo- yacı Nesim $le Taksimde Alyon sokağında 19 numaralı evde otu- ran Pertev Sirkecide şekerci Hacı Bekirin mağazasında kâtip Ali de beşer bin lira kazanmış - lardır, uncu İlk Beyoğlu 29 Kadın Ankara, 10 (A.A.) — Iktısat Ve kâletinden tebliğ edilmiştir: 7 Ağustos 1937 tarih ve 2/7210 sayılı icra vekilleri heyeti kararı İile mevkii mer'iyete konulmuş olup 14 temmuz 1938 tarih ve 2/9231 sayılı kararname ile tâdil €dilmiş olan ipek ve sun'i ipek ka İdm çorapları standart nizamna- mesinin hükümleri değiştirilmiş ve yeni nizamname 8 mart 1941 tarihli resmi gazetede neşredil - i miştir. 1 Mart 1841 tarih ve 4753, 2/15260 sayılı içra vekilleri he- yeti kararı İle kâbul edilmiş olan ik | Rizamname 8 nisan 1941 tarihin. İde mevkii mer'iyete girecektir. Nizamnamenin muvakkat mad desi ile 2/9231 sayılı kararname ile kabul edilmiş olan nizamna - me hükümlerine göre imal edil - miş bulunan çorapların bitinciye kadar satılmalarına müsaade edi! miş ve fabrikslarla toptan satış yapan ticarethenelerin «ellerinde MUTEFERRİK: İsveç'ten: Tramvay Malzemesi Gelecek Tramvay idaresi, hükümetin Is veçle yaptığı bir ticaret anlaşma- sından istifade ederek ihtiyaçları nın bir kısmının İsveçten temini- ne karar vermiş ve ihtiyacı olan tünel kayışı ve bazı malzemenin listesini hazırlıyarak Naha Vekâ- letine bildirmiştir. Hâlen kullanı! makta olan tünel kayışı dört ay kadar çalıştırılabileceğinden şim- dilik tünel seferlerinin tahdidine başlanmıyacaktır. KONSERVATUAR KONSER - LERI — Konservatuanın beşinci talebe konseri bugün saat 18 de Fransız tiyatrosunda verilecek - tir. me "m TENEKE TEVZİATI — Evvel- ce İngiltereden gelen tenekelerin tevzii için mmtaka ticaret mü - dürlüğü tarafından bir lste'ha - Okulun Senelik Çayı 935 senesinde teşekkül eden Beyoğlu 29 uncu ilkokul hims- ye heyetinin beşinci senelik ça. yı 8.3.941 tarihinde Maksim sâ- lonlarında verilmiştir. Bu vesile ile mektep himaye heyeti gerek davetlilere ve ge. rekse bu müsamereye yardım ©- denlere teşekkür eyler. yer yü: dağne Lâ dütidan' bihaherdi “i de bir Ki ri için, kapıdaki zilleri: görmüyorlar, ve parmal bir düğmeye basıyorlar, Aksi tesadüf bu va, Yanla» valiye iyetinde ihudiri Fakat bizim muzip dostlar, bit- lirler. Onlar bizim #mlunduğunu sanmak « tadırlar, Ekseriyetle karanlıkta geldikle- dairelerin zilleri çalımyor. Yine aksi tesadüf buya, bizim apartı- manın bilhassa en alt katında ikamet e- den vatandaş, bu yanlışlığa fena halde sinirleniyor. Fakat sorarım size; benim yerimde olsaydınız, bunun önüne zırlanmış ve Ticaret Vekâletine gönderilmişti. Dünden itibaren bu liste üzerinden teneke tevzla- ma başlanmıştır. DUNKU IHRACAT — Dün muhtelif memleketlere 300 bin liralık ihracat yapılmıştır. Ihraç edilen maddeler arasında balı, &- rik ezmesi, susam, balık, ceviz, deri, fındık, tütün, palamut hülâ- sası taydı. Eğer taneye lanmıştır Fakat gelin görün ki, bu derdimi ken- dilerine bir türlü larımın asabiyeti, gün geçtikçe, gelecek misafirlerim için çok tehlikeli ofis)de 5 bin liraya sigortalıdır. Hâ- ta şirketine 5 bin liraya sigorta çalıştıkları için (o un)diseye vaz'iyyet eden müddeiu- olduğu öğrenilmiştir. Tahkikata ha ten-İ| mumi muavini Orban Köni ile | devam edilmektedir. Kongreleri Sona Eriyor Çorapları Için Yeni Karar Çoraplar Üç Tipe Ayrıldı, Fakat Mevcut Mallar Bitinceye Kadar Satılabilecek l mevcut çorapların nevi ve mik - tarını 8 nisan 1941 terihine kadar birer beyanname ile mahalli ikt- sat müdürlüklerine ve iktısıt mü dürlüğü bulunmıyan yerlerde tir caret odalarına (e bildi eleri mecburi tutulmuştur. Kadın Çorapları Tcbsat Vekâletinin kadın çorap. ları için yeni bir standard nizam- namesi yaparak kadın çorapları- nı üç nevie ayırdığı yazılmıştı. Dünden itibaren çorap fabrika- ları bu nizamnameyi tatbike baş- lamışlardır. Yeni nizamnameye göre, kadın çorapları salon çora- bı, sokak çorabı ve gündelik ço - rap diye üçe ayrımaktadır. Sp- Ton çorabı ismini alan çoraplr en ince çoraplardır. buna nazaran daha kalın iplikten yapılacaktır. Gündelik çorap İse, her gün giyilebilen çoraplardır ki, bunlar diğerlerine nazaran ka ln ve daha dayanıklı olacaktır. Poliste Muhtelif Suçlardan 8 Kişi Tevkif Edildi Evvelki gün Fatihte Şükrü ile; kardeşi Sa'âhaddini bıçakla yara ıyan Ibrahim Gelatada bir depo- dan bir çuvsl yün çalan 17 yaşın- da Şazi, Tahtakalede Aydın Bit - ginin sergisinden bir çift kundu- Ta çalan 14 yaşında Hüsnü, Sir- kecide bi: demir çâlan Ibrahim Halil, Be - yoğl gâzinocu Ahmet Beki - Toğlunu bıçakla yaralıyan Izzet Oztengiz, Şehzadebaşında çalıştı- Bı otomobil tamirat atölyesinden bir dış lâstiği çalan 13 yaşında Nejat dün tevkif edilmişlerdi. Bunlardan başka Beşiktaşta bakkallık yapan Osman ile tez « ghtarı Kerim de 60 kuruşa be - yaz peynir sattıklarından yakalan mış ve asliye ikinci ceza mahke- mesince tevkif edilmişlerdir. ARKADAŞINI VURDU — Be- şiktaşta Yıldız caddesinde 19 nu- maralı evde oturan Kâzım Acar ile arkadaşları Tbrahim Demir ve Ihsan Hoşgör arasında sarhoşluk yüzünden çıkan bir kavgada İb- san Kâzımı bıçakla muhtelif ver- lerinden yaralamıştır. Yaralı has- komşu” biz apartımandan çıkmak mecburiyetin- deyiz; Çünkü dün gece cümlemizin yü- ve belediye Dün de Ayakkabıcılar Kongrelerini Yaptılar Ayakkabıcılar cemiyeti izaları dün Çarşıkapıdaki binalarında yıllık Kongrelerini yapmışlardır. Okunan heyeti idare raporuna İgöre Ayakkabıcılir Kooperatifi İzmirde bir şube açmış ve şehri- mizdeki esnafın mallarını Izmir. deki meslektaşlarının mallariyle rekabeten pek az bir kârla satmı- ya lu lardır. Kooperatife Taylar baar ortaklar 226 yı bulmuş, kooperatif bir senede 396,277 liralık mamul ve gayri mamul eşya satmıştır. Kongrede mürakip raporu tas- İdik ve eski heyeti idare Ipka e- dilmiştir. Azalar mesleki hasbi: hallerde bulunmuşlar, Koopeta - tifin inkişafı için bazı kararlar almışlardır Kongre Neticeleri Sonkânunun 15 inden itibaren başlıyan esnaf cemiyetleri top - lantısı bu hafta sona erecektir. Yapılan bütün kongrelerde veri» len kararlar cemiyet mütakipleri tarafından tasnif edilerek parti riyasestine, ticaret ve sanayi 0- dalarına verilecektir. Bu sene ya- pılan kongrelerde evvelki kongre lerin cemiyetlerin inkişafı için verdikleri karsrların iyi tatbik edildiği görülmüştür. En çok! âzanın iştirak ettiği kongre balık- çıların kongresi olmuş ve en mü- him kararlar sütçüler ve berber- ler cemiyetinin toplantılarında verilmiştir. Esnaf cemiyeti hâs - tanesine yapılan p yardımla - rının çokluğu haslanenin inkişa - fına sebep olmuştur. Hastanede mütehassısların çoğaltılmasına da çlşılacak yâtak adedi atttırıla - caktır. | Ucuzluk Temini İçin Çalışılıyor Kadın Çorapları 3 Nev'e Ayrıldı Fiyatları Mürakahe komis#onu dünkü toplantısında ucuz ayak - kabı mevzuu hakkında alâkadar, müesseselerden gelen raporları tetkik etmiştir. Beykoz fabrikası €sasen halk tipi ayakkabı yaptı - ğından bahsetmiştir, Ayakkabıcı” İsr cemiyeti de, halk tipi ayakka bı nümünelerini perşembeye ka - dar ikmal edecektir. Perşembe günkü toplantıda bu ayakkabı nümuneleri tetkik edilecek, bü - tün imalâthanelerin bu nümune- ye göre ayakkabı yapması temin edilecektir . Pazarlıksız Satış Kontrolü Belediye zabitası pazarlıksız satış kanununun tatbik edilip e- dilmediğini tesbit etmektedir. Pa zarlıkla satış yapanlar hakkında! zabıt tutulmaktadır. Dün de Ka - dıköy ve Erenköy semtlerinde 6, Eminönünde 2, Beyoğlunda 5 dükkân hakkında zabıt tutulmuş daimi ercümenine sevkedilmiştir. Encümen dükkân sahiplerini para cezasına mah - küm etmiştir. eğe ei Riyaseticümhur Yaverlerinden Şükrü Vefat Etti Ankara, 10 (TAN) — Riyaseti cümhur yaverlerinden yüzbaşı Şükrü kalb sektesinden vefat et- kaldırılmış, tahkikata baş maketi, Cenazesi yarın kaldınla - a tar reklerimiz ağzımıza geldi, Asabımuz bo - zuldu. Ondan sonra da sabaha kadar y- yuyamadık!,, Merakla sordum: “— Ne oldu efendim? “.— No olacak efendim, gece yarısı yine kapımızın zili çalındı! Gözlerim, daha derinleşmiş bir me rakla açıldı: lar arasında, banu vakitli vakitsiz bas. O geçebilir miydiniz? Gazetedeki adresimi “— Sizi sabaha kadar âsa-| kan ya > dostlarım da var. Bu © hangi dosilarımın okuduğumu, ve hun © hınızı perişan eden âdi İmece yüzden, apartımanın alt katlarında otu. — gilerinin beni ziyarete geleceğini bilmi. dim? Tan komşularımla başım fena halde (yorum ki, gidip te; Yazımın. uya ça- dertte, “— Aman dostum, bizim apartımanıti — baladığım İbin ve Aşk Çünkü bizim üç ufak daireden müte. © zili, dış kapıda göreceğin zillerin en Üs O beser bir nümünesi olduğu anlaşılan şekkil bulunan Si api ey Zi yanlış çalayım, de © muhatabım gayet ciddiyetle: Dış kapı üzerinde üç var. im miyesin ha!,, “.— Efendim, dedi, malâm ya... Son 5s daipenin zili, bunlardan en üstte bulu. o Diye sıkı sıkı tenbih edeyim? süsle Kirli eziyii yek koyü mâsam mü: raya isi in miktarın da (bir hadde . onu evinizde bir zi klarını rasgele Evvelki sabah apartımanın kapışı şid. o yafete çağırın, biraz teşrif etmesi- 3 detle çalmdı. Kapıyı açınca, siması hori- (mi söyleyin, ve kendi evinizi anlatıyor. ekseriya; diğer o kulâde telâşlı ve yorgun bir bayanla kar. o muş gibi davranarak bizim fakirhane şılaştım. Meğer bizim alt kattaki kom » o nin adresini verdikten sonra da, Sil; şuymuş. Damdan düşer gibi; sıkı tenbih buyurun; “ — Efendim, dedi, yine bu zil mese- Dikkat et; Yanlış bir şey yapımı- lesi; Şunu halletmenin bir çaresi yoksa, (yasın; En dipteki zili çalacaksın ha!,, Naci Sadullah nil il Yeni Bir Moda Yazan: Naci Sadullah H âtırat yazmak, matbuat & leminde salgın bir e girdi. Tarihe geçmiye Ü yik bir “kıymet, bularak sarlanlar, ve hatıralarını yazâ$ lar arasında, filinca zengini metresinden, falanca paşanın çısma kadar bir yığın insan v8 Eski tar, eski muharrirlei eski hocalar, eski mebuslar, esk valiler, eski sporcular da bu mf daya kendilerini kaptırmış bi lundukları içindir ki, hemen bü tün gazeteler, “eski, lerin ha” defteri haline girdi. Bunlari hepsini okumavın da, ne faydat De de imkânı var, Fakat, Feğ Türker adında zeki bir okuyu! mun gönderdiği mektuptan yorum ki, neşrolunan bu çeşit hatırata karşı dikkatsiz davran mak, “Eski,, lerden bazıları tar? fından bize zararlı bir fırsat linde kullanılmaktadır. Okuyucum, benim nazarı dik katimi, eski Dahiliye Nazır, B# Reşidin “Yeni Sabah,, gazete ” sinde neşrettiği hatıralar üzerin çekiyor, Bu hâtiraların, $ mart 1941 © İP rikli “Yeni Sabah, sütunlarnd? intişar eden kısmı hakikâten kate lâyıktır, O kısmın, altları dikkatli oki | yucum tarafından çizilmiş i nan şu satırlarına lütfen siz #Ğ göz gezdirin: “- Sultan Hamit tahtında kala dı, yahut hiç olmazsa siyaseti bari ra yesi devam edeydi, Balkan meydana gelmez bu sebeple Ul Harp te gubür etmezdi. ide ismat m biri de terakkiyat, | *€ maarifi garbiyeye huşumettir. buki, Sultan Hamidin mâarlfe düzü manlığı da tipki bonharlığı ve Gmliği gibi bir “göhreti kâzibe,, dİFİE Marmaranım ortasını, ay na taş bağlanmış münevver €€ ” setleriyle dolduran, marlümi kiyenin talihsiz haşında 33 boza pişiren ,ve ileri atılmak le çırpınan bir milletin mleleri önüne, merhamff siz bir müstebit insafsızlığiyle d kilen Abdülhamitten, Cümburi yet matbuatında nasıl bahsolü duğunu iyorsunuz ya? Eski Dahiliye Nazırma bir pi” ça daha gayret gelse, cilmlemil. Abdülhamildin San Remoda si nen ahfadına tarziye vermiye vet ediçcek., Ne oluyoruz? Mekteplerde gen” nesle ezherlettiğimiz. “Bombe şiriyle tam bir tezat teşkil o satırları yazanlar, çoktan vi miş hükümleri değiştirmek gel? ini ne maksatla österiyorlarz iç değişmiyen lisanında hâl “siyaseti hariciye, , “maarifi biye, , “şöhreti kâzibe,, terkipl& rini Bulundurmak — taanmüdünü gösteren eski ve muhafazaköf Dahiliye Nazın,, am Abdilh mide vazdığı methiyeler ve Mef siyeler, mazi ile, hele yıkılmış bi£ anatla kilçüklü büyüklü bü” in hesaplarını çoktan tasfiye miş bulunan bu matbualında okumu Ni leceğimiz satırlar deği Sulama) harp, Abdülharıie taht tan indirildiği icin koptu!.... KEŞ bilinden harikalâde garip hükür ler veren eski Dahiliye Ni: unutmasın ki, terkiyesine çabal&” dığı adam, bu milletin aydın dimağında lekelerinden yıkayif temize çıkarmıya, çok şükür ar” 6k. birkaç sise mirekken değil bir derya bile kâfi detitdir! Elen Birliğinin Temsili İstanbul Elen Birliğinin ameli törler grunu tarafından bu #&$N ? ii sam Beyoğlunda Fransız “yet © rosunds, Karomilasın — /Cnbaf kızının &şıkı) nammdaki pi tameit #ditarelet İ İ il | - © Bütün otobüsler Edirneka- pı, Çarşamba, Fatih ve Süley- maniye ile Reyoğlunun mub- telif semtleri arasında işletili- yor. Topkapı ve Kocamustatı paşa gibi tramvay seferleri saat 23 te kesilen yerlerde ©- turanların bu saatten sonra her tarafla münakalesi kesili- yor, Hepsi bu hat üzerinde toplanan otohüş servislerin den birisini Topkapıya, diğe" rini Kocamustafa paşaya tab sis etmek veya Kocamustafs paşa hattının servisini Taksi me kadar uzatmak mümkün: dür. Bu basit iş Yapılmıyor Niçin? ,