11 Şubat 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

11 Şubat 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Taği Cp POLONYANIN? “BAŞINA “e TAN A. SİR NEVAL İHTİFALI Bir Havdgazı Kazası Daha GELENLER Yazan; E.D. #eryerde Silâh Taharrisine d3aşlanmıştı Almanlarla şaka edilmezdi, Harp kanunlarına çi 1 riayet eder- lerdi. Yeni emirlere alışmamış a- tehlikeli hütalar ya” İâ, komşu köyünden akşam suat 6 Je sonra evden çıktıklarında ve hü betçilerin “Durt,, setlerini İi şuraya, buraya koştuklarından dukları yerlerde öldürülmüşlerdi. m Bazıları yüzlerine gaz maskesi sakmışlardı. Maskesi olmuyanlar burunlarına hava ve gliseri » kompresler bağlamışlardı. Butun gözler korku ve boğulma ıstıra- bından dışarıya fırlamıştı. Köpe- ğin bile bir kompresi vardı. Hayvan bu ameliyata emsalsiz bir sabırla tahammül etmişti. Ekseriya, dört ayaklı gözdemiz insanlara tahammül ve zekâ nü- maunesi olabilirdi. “Bomba,, fev- kalâde güzel, asil, Koker cinsin- den bir köpekti. Yalnız ismi biraz tuhaf ve harp zamanı için asla uygun değildi Köpek çağırıldığı zaman, herkes hakiki bombadan bahsedildiğini zannederek korku içinde yerinden fırlardı. “Bomba,, benimle beraber ya” tağımda uyuyordu. Akıllı hay- van tayyarelerin yaklaştığını his- södince beni havlıyarak uyandı- Tir ve sığınağa doğru çekerdi. O- rada “Bomba,, tayyareler gidin- ceye kadar sessiz sadasız oturur- du. Almanlar Villâya girdiği za- man köpek onları ısırmak şöyle dursun, onlara havlamaya bile cesaret edememişti. * Ricat başladı ler gitgide azalıyordu. ABE gn Folonyalılara sil bir topçu kıtası evimizin önünden hızla geçerek Almanların bura- dan geçip geçmediklerini sordu. Ricat ettiklerini anladım. Evde yalnız kalmıştım, Hizmetçiler or- mana, mantar toplamaya gitmiş- lerdi. Yanlarında birinin oğlu Gies de vardı. Henüz yedi yaşın- da idi. Fakat buna rağmen yav- rucak benim en muktedir Polon- ya lisanı muallimimdi. Ormandan pek çabuk dönmüşlerdi. Kadın- Jar, korkudan titreyerek orman- da Alman askerlerine tesadüf et- tiklerini söylediler. Gjes asker- lere yumruk göstermekten çekin- medi. Annesi, bu münasebet ç0- cuğa bir nasihat vermemi rica etmişti. Gjes Poloncamı tashih etmek arzusu ile sözlerimi ikide birde kesiyordu. Çocuğu, gülerek rahat bıraktım. Ertesi gün, araştırmalar yapıl- maya başladı. Raych'in hâkimiye. ti altında bulunuyorduk. Sahip- leri tarafından bırakılmış villö lar merhametsizce yağına edili- yordu. Bunun için ilk düşman müfrezesi bize geldiği zaman kendimi ev sahibi diye tanıtma- © ya mecbur kaldım. Radyo arandı. Cihazımız bozuk olduğu halde dipçik ve ayak darbelerile kırıl- mıştı, Benden idam tehdidi ile si- “lâh teslim etmemi istediler. Fa- » kat, villâmda silâhın olup olma- dığını nereden bilecektim? * * Dur sesleri Arm esnasında bir kaç mermi bulundu. Almanlar silâhın nerede olduğunu sormak- ta ısrar ediyorlardı. Silâhlarımı Polonya hükümetine teslim etti- ğimi söyledim. Tedbirsizliğimin derecesini ancak Almanlar gittik ten sonra anlamıştım. Hizmetci- lerle bütün evi araştırdığımız 2a- man antrede âskının arkasında saklanmış iki tüfek bulundu Bun dan sonra Polonyalı ev sahibinin şaka edilmezdi Harp kanunlarına çok sıkı riayet - ederlerdi. Yeni emirlere alışma- muş ahali, her an tehlikeli hata- lar yapardı. Meselâ, komşu köy- den bir kaç kadın akşam saat 6 dan sonra evden çıktıklarından ve nöbetçilerin: » o “— Halt (Dur), seslerini işitince şuraya buraya kostuklarından oldukları yerde - öldürülmüştü. Ahali tarafindan öldürülen bir kaç askere muka- 'bil (Bu vakalar oldukca sık olu- © yordu.) Almanlar top ve mitral © yözlerle barı (oköyleri kâmilen imha ettiler. Diğer taraftan Al- © manlar, merhametsizliklerini an- Istan şayiaları gidermeye çalısa- © Bek son derece nazik ve terbiyeli Çeviren: Y.K. davranıyorlardı. 2 Evlere sığınan müfrezeler sabah hava sis ve rütubef- le dolu idi. Villâmızın ka pısı birdenbire ısrarla çalındı. “Bomba, havlıya havlıya gelen- leri karşılamaya koştu. Polonya ordusundan silâhlı bir kaç zabit içeriye girerek mens İrişan edildiğini, fakat teslim ol | mak istemediklerini söylediler. Bu kahramanlar yardımın ge leceğinden emin olup ormanda gizlenmiye karır vermişlerdi, İ düşmanla karşı karşıya geldikle- ri takdirde kendilerini ölünceye kadar müdafxa edeceklerdi. Gün- ler geçmiş fakat yardım gelme- mişti. Zavallılar açlık ve rütu- betten titreyerek kendilerini ba- rındırmamızı rica ettiler. Onları elimizden geldiği kadar doyur- duk. Ancak, araştırmaları günde bir kaç dela tekrarlıyan Alman- Jar her an gelebileceklerinden, evimizde kalmalarını tehlikeli bulduk. Bahçenin uzak bir köşe- sinde sığmacak bir yer yaparak o rasını yorgan ve yastıklarla döşe dik. Cephedeki vaziyetin iyileşe- ceğini boşuna ümit eden zabitler İLE orada kalmışlardı. Gün- düzleri onlar hem yemek yemek, hem de ısınmak üzere bize gelir- lerdi. Akşamları biz onlara yemek şötürürdük. Bir gün zabitlerimizi yemeğe beklediğimiz sırada vil- lâya apansızın bir Alman müfre- zesi geldi. Her şey rüyada imiş gibi olmuştu. Polonyalılara b ber vermeye muvaffak oldur vallılar, görünmeden kaçtılar. Tayyare hücumları esnasında- kl bomba yağmurları altında ö- lümü bu kadar ya/ın hissetme- diğimi itiraf çtmçliyim. Mağlü olan Cümbhuriyetin zabitleri git miş, fakat bir kaç gün sonra e- vimize dokuz Polonyalı hefer ge- lerek kendilerini barındırmamızı rita etmişlerdi. Hizmetçiler kor- kudan titriyorlardı. Zavallıla yardım etmek lâzım geldiğini, va tanın bü iyiliği unutmıyacağını söyliyerek, onlara elimden geldi- &i kadar boşuna cesaret vermeye uğraştım. Maariafihörtaya baş- ka bir sebep afarik hizmetçilere tesir etmeye muvaffak oldum: Birinin kocası henüz teslim ol mayan Varşovanın içinde idi; 0 na hitap ederek: “— Kocanın da yardıma muh- taç olmadığım nöreden biliyor- sun? Bu neferlere yardım eder” sen kocana da başka biri yârdım eder.,, Dedim. Varşova düştükten son ra kocası sağ ve salim eve döndü ğü zaman, kadın sözlerimi hetır- layurak sevincinden ağladı. | rn İMucizeler ve tesadüfler o kulâde mucizeler ve tesa düfler oluyordu. Sahipleri tarı fından terkedilmiş komşu villi | da oturan bir hizmetçi ormanı Polonyalı neferi#re ait iki ceset görmüştü. Kadın cesetlerden bi- rinin kendi kardeşi olduğunu ta- nımıştı, Almanlar, ilk önce ölü- İleri yerden kaldırmaya müsaade etmediler; fakat kadın, kardeşi” nin yanında bulunan resmini o; lar gösterdikten sonra ricası ka- bul olundu. (Devamı var) Şairin Haya! We Eserleri Hakkında izahat Verildi Ali Şir Nevai'nin doğumunun beşyüzüncü yıl dönümü muna - sebetiyle Universite ki rans salonunda bir toplantı pılmıştır. Toplantıyı Rektör Cemil Bilsel açmış, Maarif Vekâletinin büyük adamları tanıtmak maksadiyle takip ettiği programı izah ederek memlekete, millete, medeniyet ve insanlığa hizmet eden büyük a- İdamların kalblerde ve gönüllerde İsima yaşamakta olduğunu söy- lemiş, doğumunun beşyüzüncü yıldönümü dolayisiyle toplanı - imiş olan Ali Şir Neval'nin bü. yüklüğünü tebarüz ettirmiştir. Şehrimizdeki Azerbaycanlılar- dan bir çoklarının hazır bulun- dukları bu toplantıda Rektörden İsonraprofesör Zeki Velidi Tugan İsöz almış ve Ali Şir Nevai'nin ayatı, eserleri, ailesi, meslek ve san'ati hakkında uzun bir hasbi- bal yapmıştır. Zeki Velidi bu basbihalinde Ali Şir Nevai'nin tay edebiyatının inkişaf et. i Herat şehrinde doğup yaşa. | dağını, © devirde Türk dili ve e- debiyatının Fars edebiyatı tesiri İaltında bulunduğunu, Ali Şir'in babasından başka annesi tarafın- dan da yedi batına kader ced- lerinin şair olduğunu, kendisi nin de yalnız şair değil ayni za- manda musikişinas, tezhipçilikte bir hayli ilerli bir san'atkâr olmasına rağmen zamanının hükümdarı Müsi Baykara'nın divan beyliğini ifa sada: Otomobil Lâstikleri “İçin Yeni Fiyatlar Fiyatları mürakabe komisyonu dünkü toplantısında Ingiltereden İyeni gelen 3700 otömobil lâstiği- nin 938 senesi fiyatlarına naza - ran yüzde 15 zamla satılmasına karar vermiştir. Amerikadan ge- len lâstikler de, doların pahulılaş İmaâsı yüzünden yüzde yirmi beş zamla satılacaktır, Fakat Ameri- kan lâstik, acenteleri bu zammı İkâfi görmemişlerdir. ör enmmee Sütçüler Zam İstediler Sütçüler fiyatları mürakabe ko- misyonuna müracaat ederek süt fiyatlarmın yeniden tesbit odil - mesini istemişlerdir. Hayvan yi - yecek maddeleri pahalılaştığı için süt fiyatlarına da zam yapılacağı ümit edilmektedir. Halat İçin Beyanname Mintaya Ticaret müdürlüj ellerinde lif ve tel halat bulu- 'nan tÂcirlerin, beş gün içinde Ti- caret müdürlüğüne beyanname vermelerini slâkadarlara bildir - miştir, Universitedeki ibtifalde hazır bulunanlardan bir gö rünüş etmekte bulunduğunu anlatmış, gururundan bahsetmiştir. Zeki Velidi, garp müelliflerinin ve müsteşriklerin Ali Şir Nevai'- nin Acem edebiyatına nazireler yapmaktan başka bir şey yap - mamış olduğu hakkındaki iddis- larının mahza bu büyük Türk şairini küçültmek maksadiyle uydurulmuş şeyler olduğunu söy lemiş ve: “— Ali Şir Nevai Türk ede. biyatının ehramıdır. Dün ona bir e İevliya hürmeti gösteriliyordu. bu gün ise bir san'atkâr hürmeti gösteriliyor, demiştir, Zeki Velidi, şairin ilim ve in. a hizmetlerini de anlatmış, LİMANDA: Denizyolları İdaresi Yeni Bir Araba Vapuru Yaptırdı Devlet Denizyolları idaresi, Ha- liçteki atelyelerinde, (yandan çarklı Halep vapurunu tadil ede. rek araba vapuru haline koymuş. tur, Yeni araba vapuru Haliçter çıkarılarak Sirkeci önünde şa - mandıraya bağlanmıştır. Denizyolları idaresi Haydarpa- sada araba vapuru için bir iskele inşa ettiecektir. Sirkecide Şirketi Hayriyeye sit araba vapuru iske- lesinden, bir miktar ücret ver. mek suretiyle istifade edilecektir. Bu mümkün olmadığı takdirde i- 'dare münasip bir yerde bir iskele daha yapacaktır. VAPUR TAMİRLERİ IÇIN MALZEME — Karabük demir ve çelik fabrikaları Denizyolalrı ida- i |resine, vapurların tamiri için he: türlü demir malzeme ve bilhas- sa levha halinde saç vermeğe ha- zırlanmıştır, Idare bu suretle ge- milerin tamiri için malzeme buh- ranından kurtulmuştur. ressam Bihzad'ı yetişuraıgini ve Herat'ta bir site kurduğunu söy- lemiştir. En son olarak profesör Ali Nihat Tarlan söz almış, Ali Şir Nevai'nin Püzuli'den daha büyük bir şair olduğunu söylemiş, onun hakkında yaztlan eserleri oku - müş, ir Nevai'nin şiirlerini izah etmiştir. Toplantı esnasında salona Ali Şir Nevai'nin cesameti tabiiyrde bir portresi asılmış, Türk Tarih Kurumu tarafından (o Topkupı müzesindek! aslından kopya edil. miş renkli bir resmi de toplantı. da hazır bulunanlara hediye e dilmiştir. Poliste: İki Kaçakçı Suç Üstünde Yakalardı Bir Bulgar vapurunda tayfa- lık eden ve isimleri Ivan olan iki kişi bellerine beşer kilo ka lay sararak kaçakçılık yaparlar. ken görülmüşler ve yakalanarak Adliyeye verilmişleri YANANLAR — Kasımpaşada |£ oturan o Muizin kızı 6 yaşında Sara, üzerine kaynar su döküle- rek haşlanmış ve ölmüştür. Fatihte Kaşıkçı sokağında 5 numaralı evde oturan Yakup Az yürek'in kızı 4 yaşında Melâhat ie sobadan elbisesi tutuşarak anmış, hastaneye kaldırılmış tır, IKI YANGIN — Dün sabah Beyazıtta Kuyuhamam sakağın- it 7 num da yangın çık- bu kat eşyası,ile beraber tamsmen yandıktan sonra sön- dürülmüştür. Yangının soba bo- rusu kızarak tavan tahtalarının tutuşmasiyle çıktığı anlaşılmış. tır, Galatada, Keresteci Fazıl s0 kağında Albert Niyeko'ya ait cam deposunun üst katında yangın çıkmış, ateş btiyümeden söndü- rülmüştür. ehill "İrilmeden yıkanacaktır. .Atlatıldı Alınacak Tedbirler İşin Nafıa Vekâletine Bir Rapor Verildi Havagazı kazaları artmaktadır. Evvelki gece de Süleymaniyede Taştekneler sokağında 25 zuma. rali eyde oturan Karamürsel mensucat fabrikası muhasebecisi Galip ile ailesi ve kiracıları z€- hirlenmek tehlikesi geçirmişler Galibin tesadüfen uyanması se yesinde derin uykudan uyandırı. larak mutlak bir ölüm teblikesin. den kurtarılmışlardır. Yapılan tetkikatta sokakta pat. lamış olan bir havagazi borus! dan evin içine gez İntişar etti anlaşılmıştır... Bu hâdiselerin önüne geçmek için şirketler komiserliği Nafia Vekâletine bir rapor göndermiş- tir. Bu raporda şirketlerin kendi mıntakalarındaki boruları iyi bir surette değiştirmesi zaruri oldü- gu bildirilmiştir. Yapılan tetikik- lere göre 25 senedir değişmiyen İborular hariçten het hangi bir tazyike tahammül edemiyerek kı rılmakta ve bu suretle gaz inti- şar etmektedir. Gazlerin beton olmuyan temellerden evlerin alt katına geçmesi ölüm ve zehirlen- me hâdiselerine sebep olmaktadır Iki borunun birleştiği yere konu. lan çelik kapakların da gaz $ız- dırdıği anlaşılmıştır, Şirketler, mıhtakalarındaki şebekeyi tron - sol kâğıtları ile kontrol etmeğe ve bozuk yerleri tamire mecbur tü- tulmaktadır. Müteferrik: Sular ve Sucular Için Yeni Talimatname Hazırlandı Belediyece hazırlanan Sular Talimatnamesi Sıhhat Vekâleti trafından tasdik edilmiş ve tat- bik: için emir verilmiştir. Tali. matnamede sular; şehir suları, tr. Bütün sanayi müesseseleri ile han, otel, apar İlaman gibi toplu ikamet maha yerlerinde sarnıç ve kuyu suları kullanılmayacaktır. Menba sula- rı da kova, maşraba ve hortüm ibi vasıtalarla boşaltılıp taşın. mıyacak, Belediyece konrol e- dilmiş alâminyum ve galvanize edilmiş saç kaplarda taşınacak- İtir. Dükkân haricine veya halkın göremiyeceği derecede çok yük. sek yerlere konulmuş, yahut ye- ire gömülmüş depolardan el tu- İumbası ile veys başka şekilde su alıp satmak yasak edilmiştir. İBardakla su satan yerlerde kuv- vetli cereyanlı su bulunacak ve bardaklar o cereyânla el değdi. | Seyyar İsucular ve sakalar da kova, tes kaplarla su sat- ii içinden kepçe gibi öletlerla alıp bardağa koymuyacaklardır. BARLARA GİDEN TALE BELER — Ortaokul ve Lise ta- lebesinden Dansing ve barlara İdevam edenlerin şiddetli ceza. İlara çarptırılmaları kararlaştı. rılmıştar. hakkında hayli ağır sıfatlar kul- lanmaştı. vs 1-2-9 Bu da Bir Açık Mektup! Yazan: Naci Sadullai “— M. ZEKERİYA SERTEL'E, Hetiriyor musunuz? Hemen bütün gazetelerimizin: “— İtalya ne zaman harbe gi- recek?” sunline cevap aradıkları günlerde, size bir yazı vermiştim. O günlerde, hemen bütün siyasi muharrirlerimiz, İtalyan harbe gireceği kanaatinde omüttefikti- ler, ve kestiremedikleri yegâne nokta, mukadder saydıkları bu hareketin yapılacağı zamandan İ* baretti, Benim size verdiğim yazı ise, o günlerde beslenilen umumi ka" bante taban tabana zıt. Çün- kül ben: “.- İtalya harbe giremezl,, di- yor, ve bu iddiamı doğuran sebep leri birer birer izaha çabalıyor” dum. İzaha çabaladığım o sebep- lere göre, İtalyanın bir harbe girebilmesi, hem dahili, hem as- keri, hem iktisadi, hem de siyasi bakımlardan imkânsızdı. Fakat, siz, bü bu imkânsızlıklar müsbet vakalarla tebarüz etti- ren, ve: “ — Görülüyor ki, bütün man- tıki sebepler, İtalyanın harbe gi“ rebilmesine, manidir. İtalyanın bir harbe girebik mesi, ancak bu âşikâir haki katleri unutabilecek derecede ga- fil davranabilmesile mümkün- dür!,, Cümlesile sona eren © ya ziya “TAN unlarında “yer vermediniz; Çürkü © günlerde, İtalyanın harbe gireceği kanaatim besliyen ekseriyet içinde siz de Nitekim, neşrolunması- na aleyhtar kaldığınız o yazının sahibine iade edilmesinden bir kaç gün sonra, “Il Duçe Benite Mussolini" nin hırçın sesi, yan milletinin ateşe atıldığını ilân buyurmuş, ve sizleri muvakka- ten haklı çıkarmıştı. O günden | sonra siz; benim mağdur yazımın serlâvhası olan: “— İtalya harbe giremez! cümlesini istihza mevzuu edindi- niz, her karşılaşmamızda, çehre nizde müstehzi bir tebessim bes kuyu” ve sarnıç suları ve menba | İsuları olarak 3 grupa ayrılmış) ve ticaret! Çünkü bu naçiz vatandaşın iddia“ Esarete Alışmışlar ! italyan esirlerinin mikdarı, gün geç- tikçe biraz daha çoğalıyor. Bu çoğalış bana, vaktile İtalya hakkında okuduğum bir eseri hatırlatıyor. Yeni İtalyayı anlatan bu eserde: “— İtalyanlar, tazyik altında yaşa maktadırlar. Fertler bir çok hürriyetle- rinden mahrumdurlar!,, deniliyordu. Bu satırları hatırlayınca, İtalyanların esir oluşlarına hiç şaşmadım: Cünkü on- lar esarete alışmıslar! * * Uyuşturucu maddeler : gs günlerde, Almanyaya en çok gönderdiğimiz. metalar arasında “Afyon,, da varmı Almanyaya bol mikdarda uyuşturucu maddeler gönderilmesine ben de taraf- tarım. Hem Almanların, muhtaç bulun” dukları maddelerin intihabında isabet göstermelerini de bir falı hayır sayarım, Faknt Almanya uyuşturucu maddeye karşı duyduğu ibtiyacı daha kolay gi- deremez miydi? Acaba Ankara radyosunun alaturka neşriyatı Almanyadan dinlenemiyor mu dersiniz? * * Nokta meselesi : poo Safa, kendisi de dahil ol- mak üzere bilâ istisna muharrir. lerimizin yazılarını yanlıs noktaladıkla- rından bahsediyor. Hakikaten, bir çok meslekdaşlarımız yayı yazarken pala" ra atmaktan, taş atmaktan, nokta atma- ya vakli bulamıyorlar. Fakat bir yazı içinde mini mini bir “nokta,, nın kendi boyundan çok büyük ehemmiyet sahibi olduğu da muhak- kaktır. Sirası gemişken, “nokta, hı bir hatıramı anlatayım: Refikten hâhis bir yazı yazmıs, ve © Yi zımı Şöyle bir cümle ile sona erdirmiş tim; «.. Artık, tarihimizin şiirini yarat- mış bulunan üstad Ahmet Refik'e gai- lesiz hir hayat yaşatmak, boynumuzun borcudur!,, > Bu yarının intisarından bir kac gün sonra, Ahmet Refik'e rastgeldim. Elimi sıkarken, gözleri dolu dolu olmuştu. Hüzün dolu bir sesle: #.- Birim Refika, dedi, senin temen- niyi yerine getirdi, ve beni bırakip git- di, Teesslir ve hayretle sordum: “— Ne münasebet?,, Üstat, acı bir gülümseyişle cevap ver- di: a. Canım, evvelki günkü yazının s0- nunda: “Ahmet Refik'e ailesiz bir hayat yaşatmak boynumuzun borcudur!,, de- miyor muydun?,, Ne yalan söyliyeyim: O anda, Üsta- dın bu cevabına hiç bi na verebil- miş değildim. Onun refikasından ayrıl- masile -beniin yazım arasında nasil. bir münasebet olabilirdi? Fakat matbaaya gidip de o yazımı tek- rar gözden geçirince, acı acı gülümse- mekten kendimi alamadım: Çünkü dal- gın bir müreltip, eski harflerle Ya; ğım: “gailesiz,, kelimesinin noktasını görememiş, ve o kelimeyi: “nilesiz,, şek- linde dizmişti! Bu itibarla, şimdi Peyami ile birlikte ben de tekrarlıyabilirim: “.— Aman (nokta) lara dikk: kü bu çok mühim hir noktadır!,. pi. #** Siyasi münakaşalar : mmm Iman Führeri Hitler, san s8ylediği piutukta, İngiliz Başvekili Chur- Mussolini son söylediği nutkundaz “ — Yunanlstanın ciğerlerini sökece- âm!,,, diyordu. iz Başvekili Churchill ise, evvelki günkü nutkunda, Mussoliniden: “.. Hilekâr, hissiz adam!,, diye bah- setti, Ne dersiniz? Acaba bu gidişle, siyasi münakaşalar da bizim edebi münakasalara mı döne- yvelki gün bir otomobil bir köt. | teci dükkânına girmiş. Bu müba- rek otobüslerin, otomobillerin, tramvay- ların da girmedikleri yer kalmadı. İc- lerinde ma, saatçi, kundu racı, berber dükkânlarına girenler bile var, Bu havadislerden anlaşılıyor ki, 0- tomobil, otobüs, veya tramvay altında kalmaktan korunmak icin, sokaklardr dikkatli davranmak kâfi değil, Evimiz: de otururken hile, bir taksi veya hir o- tobüs tarafınd enmiyeceğimizi kimse temin edemez. Bu endişeyi başka vatandaşlar da duymuş olacaklar ki dün öğle vakti, kendisini hir köfteci dükkünma yemeğe davet ettiğim bir ar- kadaş, kemali ciddiyetle: *— Bırak birader, dedi, ben daha ea- yordu, ve siz, Ti Duçe Benito Mussolininin il tekzip ettiği tahminimi, o meşhur gülüşün le tekrarlıyordunuz: O günlerde hakkınız verde sına rağmen, Büyük İtalyan mil- eti harbe girmişti. Fakat şimdi, lerinde ve hamam gibi temizlik | aradan geçen samanın iade ettiği bir hakka güvenrek soruyorum: “-— İtalya harp edebilir miys miş” Evet... Arnavutluktan, Eritre- den, Tarantodan, Tobruktan, Bin- gaziden, hattâ Cenovadan gelen hezimet havadislerinin kocaman tomarını huzurunuza sererek 80 gumu tekrarlıyorum: İtalya harbe girebilir miy« attığım tahminim fevkalâde iddialı bir serlavhası vardır; ve ben; “.. İtalya harbe giremez!,, dis yordum. Fakat emin olun ki, bu kat'i lisanı kullanmakta kendimi. bugün bile mazur görmekteyim: Çünkü Romadan çok uzakta ya- şıyan, ve İtalyayı tanıyabilmek imkânlarına ber hangi bir İtak yandan çok az sahip bulunan bir naçiz insanın bile görebildiği o işikâr hakikatlerin, çizmeyi sus dan çıkarmakla mükellef olanla rın gözlerinden kaçabileceğini hiç sanmamıştım. Şimdi ise, ayni id“ diayı tekrar ediyor ve: “— İtalya harbe giremez, diz yorum. Siz, İtalyanın hali harpte bus lunduğunu iddia ederek beni hak- sız cıkarmak isteyebilirsiniz. Fakat bu cevap. sizi haklı çı“ karamaz: Çünkü artık bütün dünya inanmıştır ki: “— İtalya harbe giremez!,, —— —— — — — Divrik Gençlerinin Müsamereleri Divrik (TAN) Halkevi gençle- rinden 20 kişilik bir grup Sıvasa giderek bir müsamere vermişler, sKanun adamıx ve «Babü hun seccadesi » isimli eserleri tem- sil etmişlerdir. Bu arada milli Divrik şarkıları okunmuş ve Dive rik oyunlarından nümuneler gös” terilmiştir. Sivas Valisi Akif Iyidoğan, İDivrikli gençlerin sahne levaz mr tedariki için Vilâyet bütçe- sinden 250 lira yardım yapılaca- ğini, ayrıcı Kayak sporu için de 20 çift kayık verileceğim söyle miştir. Dünkü İhracat Dün Almanyaya 360 bu. ii tütün ihraç edilmiştir. Yeku, “İs ım: Otomobil altında I, Naci Sadullah bariyle dünkü ihracat 394 biB lira İdi, tütünden başka Italyay& taze balık sevkedilmiştir, YE le İZ İPE gi? e

Bu sayıdan diğer sayfalar: