3.7.910 TEMMUZ 940 7 AN 8 Ay 3 Ay 1Ay posta 1500 " so ” 2 * ittsadıma 1 memleketler için li müddet serasiyle liradır, Abene be- Adres Uüvesi “ir Edilen ihâ tewi e jeğtiğidaki mektubu, Suadi. tani Yede oturan bir vatâhdaş imaP' ğu, Gecen hafta, birçok duvar | ilânları, Bostanerda bir ga” p halka mükellef bir mu sobe.“!eti çekileceğini o müjde. na İ ramlar ve ı Kavi olunan gece gelince, biz de zün- 18, gazinoya gidip oturduk. ilan fodakârlık bahane 0- « fiyatlara hayli zam da ALAK. fiy yi O fevkalâde tarife ü-) p içtik. Ve bekle. hayli geciktiği e.) İlân olunan programın tat. Bul Vİr türlü başlanmıyordu. azla “(sabrımız tükenince, gar. #cağınp, bekledi pro- İn niçin geciktiri i sor. veya» nicin geciktirildiğini sor Efendim... Dedi, biraz ev- yaYelefon ettiler: Hava bozük İka için, sanatkârlar gelmiye. TMtmiş Bu yüzden, biz de, denir haftaya tehir ett $ bu cevabi alınca evvelâ, uz'"İm fevkalâde güzel olduğu- ollâvicdil, ve ilâve ettik; * Siz, bu vaziyeti, halka da- , İvel bildirmeliydini leri tuhafı, ertesi gün, tesa- akıniizi, orada beklediğimiz. sa. gözerlardan birisile karşılaştır. şün.Endisinden, bir gece evvel, İRİNCiYa nicin gelmediklerini hü Gsvabı aldık Gazinç, ? gelemiyeceği için, bu gece | “ İvin: Zaten, ben de duvar İlânlarile, konserin hafta © J olunduğunu halka bildir. m kı, iyette, biz zorla gele. tonik Ya?,, denj'“i, bu vaziyete siz ne der. Lüsice, 1 ikâ iyel”© bu okuyucumuz, şi inaba haksız değildir; Anlaşıl. weli We ki, mevzuu bahis mües. | nir | <a halkı müessesesine top/ m i hem fiyatlarını arttır. tşilan hiçbir fedakârlığa kat. ş hem de bütün bunla. İmanın olanca mesuliyetini iÇŞVz sanatkârlara yükle ve böyle davranmak çare. ulmuştur. Yine ayni oku. i mektubunun iktıbasa lü. hvediğimiz kısımlarından N iğimize göre, 9 gece oraya **9 tehir olunan progra 7 hafta sonra mutlaka tat. rek ine dair kati teminat ei gli: Halbuki, mevzuu ba. matkârlar, o müessese ile,| hafta için anlaşmadıkla. © anlaşmıyacaklarını sö; ”. Bundan da belli ki, mü. debibi, ayni vaziyeti bir, ©, birkaç defa daha tekr: — ik, yetindedir. Halbuki, biz. iz 5 ! bu sekilde iğfal etmek h geni ihtikârdır. Gürültülü İnta, büyük bir kalabalığı, bsey, zehmele sokarak bir İ, <2Y€ toplamak, buna mu- * çolara hiçbir şey verme. Bi bütün günahı da, sanat. "sırtlarına yükleyip yan > amaha İle karşı 1 lâzem gelen nâmeşru bir b sistemidir. Ayni vaziye. i? ** yerlerde de tekrarlan. 4 Sendimiz de muhtelif ke. nş tladığımız için, nlâ m hazar dikkatlerini bu ; zerine hiç değilse hir de- avet etmeyi, bir vazife “emenni ederiz ki, bu vi Şörüşümlz, halkın bu ori. p“ulle daha bir lik 1, iŞ ra das Piyade teğmen (173 Abdillah, oğlu 1313 do- olayı: Söracoğlu her merede ise #X #übeve mürucaati, (CENEVR TAN E MEKTUBU) HİCRET YOLUNA DÜŞEN FRANSA Cenevre, 25 M areşal Petain ile arkadaş ları Fransada, na paha. sına olursa olsun silâh sesini kestirdiler, Fransada bugün a8- korler için muharebe artık bit. miştir; fakat Fransızlar için de bitmiş midir? Fransadan gelenlerin anlat- arı trajik sahnelere #kılırsa, bu kötü harp, bu a cıkl: harp, Fransızlar için, hele Alman askerlerinin önünren kaçan muhacir Fransızlar için bitmemiştir. Harp bünlar için, askerlerin harbinden çok daha sim olarak dev: #tmektedir. Askerler, başlıkları ile silâh. Hârmi atınışlardır; bir çoğunun ntalarında tayın ekmekleri, âattâ içecek sigaraları vardır. Ağaç diplerinde uzanmış uyu. yorlar, yahut hazin hazin e rini konuşuyorlar. Bunlar Almanlarm eline esir düşmüş bahtsız Fransız esker. leridir. e Halbuki mühaci-ler, bitmez tükenmez yollar boyun. ca, külçeleşmiş gövdelerini sü. rüklemekte devam ediyorlar. Aş ve susuzdurlar, ne bir dım edenleri, ne bir acıyanları var. Kara ve müthiş sefzletle. rine acıyacak olanlarının bulun. duklar; yerlere varmak için dı ha bir çok kilometre böyle sü- rünâp sürüklenmeleri lâzım Bir çok günler daha, tozdan ve kirden kararmış yüzlerini boşu. na ufuktan ufuka çevirecekler; boşuna ummuş olacaklar. Fransız askerleri yalnız mu. harebeyi kaybetmişlerdir; fakat muhacirler her şeylerini. Nm Fransanm bu trajedisini seyretmiş o. lan bir Amerikalı gazeteci dün bana anlatıyordu; '— Bir Alman subayı ile ko- Ye Vi i ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA | alli bk eşi lr Lİ Saat, Eşref Saat! A ziy bir saat ileri sürdük! Çünkü işleyi- şinden memnun değildik, İste. diğımiz kadar çabuk gitmiyor. du. Biz de teline dokunuverdik. Eğer yine inat ederse bir sast daha İleriye süreriz. Saat garip bir nesnedir. Kendimiz yapar, , kendimiz kurar, kendimiz ayar ederiz de sonra ancak onun özü ile oturur kalkarız. 'Türlü türlü saat vardır: Cep saati, kol saati, duvar saati, ça- lar saat, guguklu saat, asma sa. at, elektrikli saat, kum saati, Hangisi olursa olsun, bir saat altmış dakikadır. Ne altmış bir olur, ne elli dokuz. Her saatte bir akrep vardır, bir yelkovan, Biris! hizli gider, birisi yavaş. Lâkin hepşi bir yola şıkar. Dö. ner döner oldukları yere gelir. ler. Şairin: “Gün bu gün, saat Bu saat, dem bu demi" Dediğine bakmayın. Şimdi kimsenin sasti saatine uymu. yer, Türlü türlü saat vardır, türlü türlü saat... Alaturka saat güneş batarken e gelir, alâfranga saat 26- valde, Benim bir tanıdığım var. Sa. atten pek az anlar. Ne zaman sorsam: — Ben alafranga saatten an. lamıyorum, Diye cevap veri — Hiç böyle şey olur mu a- yol! Diye çok zorladım. Bir tür- lü akir yatmadı. — Güneş doğar gin başlar, batar gün biter, diyor. İnsan giki. il Fransada adım başında görülen manzaralardan: Cenuba doğru hicret eden bir kafile ye sordum. Subay Fransanın hükümet adamlarına bir küfür salladı: — Fransız şehirlerini açık şehir ilân etmeyi, Compiegne mütarekesinden ancak dört gün önce hatırına getirebilen bır hü kümetin elinde bulunanların hali bu' olur” dedi. Alman suba. yına göre, bu cürüm, milyon larca insanı bir cehennemin ö- nün katmaktan, onları mitral. yözlemekten dahaağırdır. Fransayı işte bu insafsız man. z tik alt etmiştir. edense, 1940 hari Bu karp, bütün bundan önce- dekilerden ayrı olarak, kırlar. da, bayırlarda ve siperlerde el. mamıştır; doğrudan doğruya a. na yollar üzerinde olmuştur; düşman önünden kaçan milyon- larla kadın, çocuk ve ihtiyarın kurtulmak için düştükleri yol. lar üzerinde, Onun İçin bu harpte silâhiar yezsssan Yazan : ......ş İB. FELEK| Mrsaremeererereramsamei Yaz Saati pe gecesi bir toplantı da bir açık gözün biri. si hokkabazlık etmiş. Herkes olurup sohbet öderken: — Size bir hokkabazlık hü. neri göstereyim. Demiş ve bir haylı mukaddemeden sonra: — Hepinizin cebinizdeki #e- atleri birer saat geri aldım. İs- terseniz bakınız! İddiasında bu- lunmuş. Hemen herkes saatine se'dirmiş, Bakmışlar saatler ve. rinde duruyor: — Ne münasebet! Saatleri. imiz yerinde, deyince öteki; Hayır! Şimdi saat biri beş geçiyor. Sizin saatleriniz ise on ikiyi beş geçiyor. İş münakaşaya binmiş yu te- lelonla saat söyleyen hatifteki matmazele müracaat etmişler. Hayret! Hakikaten saat biri on geçiyor. Sonradan farkına varmışlar. Açık göz misafir yaz santi da. İaveresinden istifade atmiş, Başıboş Fıkralar Y lerine yerleştirilmek üzere size birkaç fıkra daha. X Geçen hafta da dediğim gibi, bunları bir türlü münasebet ge- tirip sarfedemedim. Unutu. rum diye korkuyorum. Kullanı- verin.. Bunu yeni öğrendim. Pek ho. şuma gitti. İki Yahudi emniyeti az bir yoldan giderken önlerine hay. dutlar çıkmış ve: — Soyulun! demisler, askerleri değil, tanklar, hücum arabaları, motörlü vasıtalar yol lara düşmüş muhaciri muştur. Muhacirler hücu düsman ordusu ile miklafs den Fransız ordusu arasında i bir ordu halinde yolları ruvermişti. Yenilmenin do ğurduğu bu ordunun İse, keti, yanı sıra Fransanın dört yanına götürmesi mukadderd Bu ordunun muharebesi kaç. a başlıyan bir muharebe &. ise, , böylelikle kurtulduklarını sananlar, bırak- tıkları yuvalarına henüz $ dönüyorlar. Bunlârı görenler, bu artık göz pınarlarında bir damla yaş bile kalmamış olan- ların hallerine ağlıyorlar. Miyonüarla muhacir ne a. cüip felâketler görmüş. ilk. Fa lerdir! Otomobille kaçanla: ten en talililerdir sanı'mı 'Tam o sırada Yahudilerden biri, ötekine: — Kardeşim Moiz! Benim sa- Ba yüz lira borcum yok muydu? — Evet! —Alşu parariida borçlan kurtulayım, demiş ve yüz li rayı arkadaşına vermiş. Üst ta- ralını siz düşünebilirsiniz. Gözüm Gibi Bakarım EZ Hamit devrinde şa. hadetnamesi olmıyanla. rın çarkçılık yapması menedil- miş ve ne kadar çarkçı varsa hepsi imtihana çekilmiş. Ekse. risi haddehaneden yetişmiş ve çarkçılıktan bihaber bir çokları bu imtihandan müteessir olmuş lar. Öteye beriye başvurup kur. tulmek istemişler. Nihayet, ma beyn bu yüzden bir çok kimse. nin ekmeğinden olacağından korkürak imtihana girenler hak kında müsait o davranılmasını emretmiş. Bunu öğrenen iti han komisyonu da girenlerin hepsine numara vermiye, bu. nun için de gayet kolay svoller sormıy'a karar vermi Bu arada imtihana girenler- den Ali Bey İsminde birisine sörmuşler; — Ali Bey! Söyle bakalım! Makineye nasıl bakarsın? | Âli Bey biraz düşündükten sonra — Vallahi efendim! Makine. ye gözüm gibi bakarım. Cevabı» ni vermiş, — Yani temiz bakarsm değil mi? demişler. — Evet paşam! Cevabını ver. miş. Komisyon bu suali kâfi gör miyerek tekrar sormuş: — AN Bey! Ya kâzan patlar Sa ne yaparsın? Ali Bey hiç düşünmeden: — Allah o günleri kimseye! göstermesin! Cevabını vermis. kat, asıl bunlar, saatte yür ki lometre süratle ölüme koşmuş. lardı. Ah bu Fransız esprisi Yayı muhacirlerin “Motör;ze muhseirler” diye - ad *attikisr bu talilerin (0) felâketini, bu. gün yüzlerle kilometre üzerin. de, asvıltın kenarlarına hücum srabalarının veya askeri otoksr ların arasına yuvarlanmış bin: lerle ve binlerle otomobil anla. tıyor, Motörde küçük bir ârıza mı, yahut bir lâstik panı mr? Mu. sibet gelip çattı demektir. İler. liyen bir ordunun yolü kapana mez. Arkadan yetişen sker bu ârızaları, o kadar küçük olan ©. tomobilleri, bütün kurtuluş ü- mitleri bu makinelere takılı kal miş olan sahiplerinin gözleri ö- nürde ve onların bu ümitleri ile birlikte yol kenarındaki çu- kurlara yuvarlamışlardır. Böy, felikle bir Lincoln, yahut bir Pachard, bir Rolls Ro: bi, birdenbire, önünde arabası süren zavallı m den daha acınacak bir hale düş müş oluyordu. Belki de, az son ye aiışmaı istünde tutunamıyarak, ilk rastladıkları küşük,köy evine, o da sahipsiz kalmış köy evine sığınmışlar. teş o köye de gelinee, oracıkta ılmuşlarfer. Daha ilerde, Fransanm dahâ içerilerine uğramış, uzamış yol. lerin şurasında burasında İse, gerilerdeki musibetten nasılsa kurtulmuş olan delik deşik oto- mahiller& rastlanıyor. Bur düşman tayyarelerin rından yetişip mitralyözlediği “Motorize muhâcir” lerin era. balandır. B öylece, felâket, düşmanın taarruza kalktığı ilk noktadan Fransanın tâ yüreğine kadar, önce kütle küt » ve gittikçe yer yer, nihayet nokta nokta hemen de bütün Fransayı bir güzel göv- deyi lekeliyen çürükler gibi le- kelomiştir. Bütün Frans Çünkü bütün Fransa düşman önünde hicret yoluna düşmüş. tür. Bütün Fransızlar, kimi vir. mişer, otuzar ailelik gruplar, kimi bütün bir köy halkının vü cüde getirdiği kafileler halinde yollara dökülmüştür. Bir yahu iki araba üstünde kaçan silele ancak yataklarını, yorganlarını, bir kaç kap kaçaklarını, bir ıki keçilerini veya bir ineklerini birlikte götürüyorlardı. Köylüler, muharcbenın bü- yük ana yolları vurduğunu çe- buk anlamışlar, ikinci derece yolisra, kır yollarına sapmişlar. dı. Şimdi, muharebe bitince ana yollardan yurtlarına dönenler içinde en az hirpalanmış olan. Jar da bunlardır. En az ölenler, ölmeyip o yaşadıklarına göre hayvan gibi değil, Insan gibi ya- şamiş olanlar bunlardır. Fe ket, asıl kasabaların küçük bur, juvasını boğazlamıştır. Hemen hepsi küçük çocuk arabalarına yükledikleri bir yığın eşyayı sü. rükliyen bu zavallılar, beş on kilometre sonra (tekerlekleri parçalanan bu arabacıkları yel larda birakmıya mecbur olmuş lar, az daha ilerde de, sağacak bir inekleri veva keçileri olma. diğı içir açlıktan ölmüşlerdir. Bu muharebede kaç yıldır a. cı acına çalışıp harp malzemesi yapan cermanlık, bir övünde beş kap yemek yiyen ve tnede- niyeti, insanlığın hayat standar dını yükselten ileri kudret diye telâkki eden Fransayı işte böyle çiğaemiştir. Bugün o medeni Fransa, o tok rümi. parçalarında toplanıp hayekete geçerek ana Fransayı kurtarma yı aklına yatıramıyan Mareşal Petain Fransası açtır; Bu öç Fransa nasıl sızlanıyor, nasl kendi etlerini yiyor, kimse bil. miyor Bordeaux, bu Fransanm mukwüderatı ile meşgul olamı" yor, çok uzakta, çok kendi için. de ve çok düşman elindedir. Asker Olunca bugün Holanda, ka ve hattâ Fransa. nın işgalinde dört köprüye şeyler medyunduf. Zira Alman. larra İlerledikleri ârazinin göller ve nehirlerle dolu olduğu malâm dur. Bunu nazarı itibara alan Frassa, Belçika ve Holanda mü. dafaa plânlarını yaparlarken ica- binda bu köprüleri uçurmayı da hesaplamışlardı. Fakat her ne se- beptense bu dört köprü Alman smu esnasında icap ettiği şe. »mbalanmamış, düşmanın ni fevkalâde kolaylaş- tırmıştır. Bunların birincisi Masstricht' İde Maas nehri üzerindeki kö; idi. Bunun tahrip edilmemesi ründen Almanlar Belçika ü den Albert kanalının sens hücum etmeğe muvaffak ol rdır. İkincı ve üçüncü köprüler Mo. erdyek üzerir tren könrüsü ile diğer bir köprüdür. Köprü afızlarının evvelden verilen Ya rağmen, bunları uçurmaâ" nların Holanda iç ine ve bürada şimal e ki münasebeti kes mekte muvaffak olmalarında â. mil olmuştur. İngiliz United Press ajansının yapılan bü- Rotterdam ve sekten vazgeç ©p olacak kadar â zim neticeler vermişti Holardanm, Dördüncü ve en son köprü Möz nehri üzerinde kâindir ve bugün Fransa tarihinde nefretle anılar İcak bir nam bırakmıştır. Bu köp İrünün plâna göre bombalanmayı. çi Almanların seri ilerlemesine sebep olmuş ve Fransizların bu. günkü hezimetinde de büyük rol J oynamıştır. Bu köprünün uçurul ayışının tevlit ettiği elim neti. celeri Paul Reynaud, istifasın. dan biraz evvel verdiği bir. nu- | ukta bizzat tebarüz ettirmişti | Holanda, Fransa ve Belçika müdefaasında büyük rol oyniyan bu köprülerden “Tarihe geçecek dört köprü,, diye bahsediyorlar. ** Asker Olunca Evlenebilirmiş ye kanunlarına göre bir insan 21 yasında ço» ar ve medeni hak. "hem de mesut bir kocadır. cukluktan ç Çocuk ennesinin karnında i- ken, annesinin tutulduğu ateşli hastalıklardan bazıları çocuğun düşmesine sebep olurlar, yahut öyle olmasa da, çocuk vaktin. den önce doğar ve in baya. tında cılız kalır; Meselâ kizil hastalığı, Bereket versin ki, bu hastalığın gebe annelere bulaş. ması nâdir olur Bazıları da ne çocuğun düş- mesine, ne de vaktinden önce doğmasına sebep olurlar, Hasta. lık gelir, geçer, unutulur, çocuk vaktinde doğar, Fakat hem cılız. hem sinirler cümlesi bozuk hem de her türlü hastalığa kar şı mukavemetsiz olarak dünya ya gelir. Pek ehi ye saydığımız hastalıkları gebelikte musalla olunca, böyle marifetler yapar. lar. Pek yakın zamana gelineiye kadar, sinirler cümlesinde deje nerelik alümetleri diye | dai mış olan sakatlıklardan birço- Zunun gebelikte musallat olan bayağı bir grip hastalığı net si olduğu tecrübelerle sabit ol. muştur. Gebelikte gelen karaciğer ve böbrek hastalıklar'le o barsak hastalıklarının da doğacak ço- sinirler cümlesini zayıf. dattıkları ve çocuk havalesi. nin çok defa, annesinin gebelik. te tutulduğu bu hastalıklardan inin neticesi olduğu anlaşıl. maktadır. Kabakulak hastalığı gebel'k. te gelince; çocuğun annesine hemen hiçbir şey yapmaz, pek ehemmiyetsiz olarak geçer, gi. der. Fakat çocuk doğduktan sonra, onun sinirler cümlesin. Tarihe Geçecek Dört Köprü - Evlenebilirmiş ! larına sahip olur. Tabii ev mek de bu arada gelir. 21 yi geçmiyen bir genç ancak vel İ nin rizasile evlenebilir, İşte İngilterenin vatan m faasile meşgul olduğu, harıl h asker topladığı bu si Hampton'da şöyle bir vaka muştur” Charles Ress yirmi yaşında bir. gençtir ve Daisy isminde on : yaşında bir kızla beş senedenbel sevişmektedir. Fakat bu genç çift bir türlü evlehememektedirler, Zira ikisi de sihni rüşte ermemiş. lerdir. Gençler, sabırsızlıkla 7i manın dolmasını beklemektedi ler. ' 4 Son zamanlarda Charles'i as. kere almışlar ve onu tayyareci O. larak yetiştirmeğe (başlamışlar. dır, Altı aylık bir staj ve tal den sonra imtihan olan genç giltereyi müdafaa için k tayyare alaylarından birine tay- İ yareci tayin edil Diploma, tevzli esnasında yeni tayyaröei lerin kumandanları: k | “— Genç Biritonlar; bu leketin müdafaasinı sizlere bi kıyoruz, sizi Idare edecek Yaj ve tecrübeli zabitlerinize itant © âiniz ve Son güyretinizi göster niz!,, demiştir. Merasimden sonra Charles h men Daisy'yi koluna takıp Hi ioağın sulh mahkemesine koş muş, hekime diplomasını göt rerek şunları söylemiştir; “— Bay Hakim; tayyar ve müdafaasını bana emniyet es debilen bir memleketin kızını da bana teslim etmekte artık te düt edemezsiniz. Madem kt vatı nın: koruyabilen bir askerim. EL bette karısını himaye edebi bir koca da olabilirim. Hemen bi zi evlendiriniz!,, Charies'i dinleyen hâkim kararı vermiştir: — Âdi ahvalde 20 bir genç ne asker olabilir ne & evlenebilir. Fakat madem ki ziyet icabı asker olabiliyor; halde evlenebilir de ğ Bu karar üzerine iki gence ey. lenmeleri için müsaade verilmiş” ve derhal nikâhları kıyılmıştır. Açık göz Charles, şimdi 20 yi İşndu hem parlak bir tayyareci, İSEM LİGİ İİ E.T RENT Gebelikte Gelen Hastalıklar de türlü türlü marifetler gös. terir: Çocuğun göz bebekleri büyük olur, iyi göremez, yahat “Ki göz bebeğinden biri büyük, biri küçtük kalır, çocuğa felç lir... Bunların sebebi, araştırılın <a, annesinin gebelikte tutuk duğu ehemmiyetsiz bir kabi lak hastalığı olduğu meyi çıkar. Boğmaca öksürüğü hastalığı da gebelikte gelince, bazıların. düşmesine sebep gün den öksürüklü olur, hem de hastalıktan ileri gelen hav hastalığına martz bul radan da s'nirler soy (o hastalıklarından sar'a hastalığına, aptalığa İsi dadı olur. , Tifo hastalığının da çocuğu! düşmesine sebep olduğu çoktur. Çocuk düşmeyip te, vaktindi doğarsa; sinirler de gebe annen'n tutulduğu - ra bütmma o hastalığı olduğu meydana ştur, gebelikte ge. uğun ve bü. i üzerinde fena tesirleri ik olur. Fakat çirek aşısı olunca, çiçek. hastalığına tutulmak pek ayıp şeydir, zaten bu hastalığa tutu. lanlar da hemen hic denileci kadar azdır... Ancak su çi hastalığı bile doğacak çoen; hiç olmazsa kulukarının isitme. mesine sehen olur. Sıtma, romatizma hastalkiş rı bile gebelikte devam edin: doğacak çocuğun bütün haya da kendilerini gösterecek fe tesirler bırakırlar, ” neslin