2 Temmuz 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

2 Temmuz 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2.1940 2 TEMMUZ 940 . TAN ABONE BEDELİ Ecnebi 1 sene & ay 3 Ay s0 1Ay se Milstlerarası posta itükadina çi dahili «lmıyan memleketler için abone bedeli müddet sırasiyle 20, 16, 35 liradır, Abone be- deli peindir. Adres değiştirmek iştar, Cevap için mektup- lata 10 kur 2200 Ke. 1509 " luk pal ilâvesi #yıs ve haziran metsimi, bir de sonbahar, kaplıcala hizan en çok rağbet gördükleri kiye mdir, Memleketimizde wsanın Çekirge ve Çeki nyoları ve diğer şehirler. i banyolar, halkım bu ihtiyaç. si beliyanmabeliğ temine idir, Yalnız halkın bu kaplıcalar” lüzumu veçhile İstifade ede », bu kaplicalardaki 0- m ve banyo yerlerinin sık 9) B“zaref altında tutulması, hal- mİ gelişi güzel yıkanmasına, lü- urnindan fazla suda kalmasına kort hastalığına uygun düşmiyen * 1öfaviler yapmasına mâni olmak ae gg kür. Bazı kaplıcalarda bu te- Yuva Jet doktor nezareti altında 5) “ÜN gibi, bir kısmı da tama. nezki hâlkin kendi arzusuna bağ- İmiştır. Halbuki bu banyola- 00 mİ İsyd temin etmesi için kap- indilarda daimi bir doktor bulun. kklİmak, ve hastaların doktor "iyesi olmadıkça İstedikleri haryo yapmalarına sed çek” nisyo css; Herektir. ölova kaplıcaları, Bursada <mirkirgede Çekirge Palas, Çelik - nasa5 bu sıhhi nezareti, müsteri. 20) in elektrik, masaj ve sair pik vasıtalarını tömin emiş 1 abii, Bursada Çelik - Palas, Ya- «ex *da 'Termal Palas, üyarında 10 jamile Avrupai otellerin bu. hası, hastalarına her türlü te. A vasıtalarını tedavilere ihtiy, ipi ) ri Dr gül” İtin bulunmaz bir nimettir. VAZ bu kaplıcalar halkımız mun baya gitmek ihtiyacından »rindi te kılacak kadar mikem- re Hr. Yalnız bu müesseselerde yea) naksanlar vardır ki, küçük hi : 'mmetle bunlar da tamam: «a98)94, Yalova, Bursa, Gönen #u şehirlerinin, hariçten bi- sta celbine elverişli bir hale maları mümkün olacaktır. Hanylıcalarımızdaki en büyük “». halkın dalmi ve sıhhi bir a rol. altında tutulmarınsıdır. ya #ğalaki Çelik.Palas, Çekirge - Gemi V€ Yalovadaki Termal Pa- yağ nr Tİ bir çok otellerde 4n iğ Balâ doktora bile müracaat , (ss4fden sulara koşmakta, pek reler fayda yerine zarar *ktedir, Bu gibi ufak tefek anlar da telâfi edilirse, su " “rimizden halk hiç endişe yn ve her türlü İstirahat bı * temin edilerek istifade © W ttip Külhabeyi Değil! ele i6 ye dune bil bildirmiyen bir mü- “4 2 yazıyor? YERLİ Filmlerden birisini seyre. 34 ae, 8 Bu filmin mevzau İ- » bir mürettibe de rol düşü- ite öf“ Mektup muharriri diyor 0 Ça buçuğ- Mürettihin hasıl canlandı. (5698 il Rörünce, utancımdan yü. kapkarmızı kesildi: Çünkü “e gördüğüm mürettip, © İsi Kili ile, sözlerile, tam € bıçkın bir külhanbeyi a em, halka bu kadar ia ? Lanıtılmaktan şikâyet et- akkımız yok mudur?” a ktubu, teessür duyma. tambuli Küyamadık, i mesiki, 6 filmin senaryosunu 5 Zatın muhayyilesinde ye m gp itettiple, bizim tanıdığı. isyan Üretin arasında hiçbir mil. kare eke eveut değildir. salad ge ŞENAEyonun muharri- | azla kültürü olan, gecçle- Tem "lara kadar, karanlık harf. mtnasf erİDe göz nuru dükerek çar İ mürettibi, bir kül- de V seklinde tahayyül etmek, asa İğ ayak öyle göstermek, te göl ” olunmasını mutlaka bekle. ii ve guliline bir hak- TAN Bugün üzerinde hâkimiyet davası güden devletlerin çarpışma sahası olan Akdeniz, bir zamanlar Türk denizi idi. Deniz Bayramını tesit etmekte olüuğumuz şu sırada, Türk Akdenizi hakkında yazılan bu yazı, bize maziye ait canlı hâtıralar nakletmektedir. Bizim Akdeniz ? B” gün Maltada bir İngi. liz dostum! “Seni bir Maltızla tanışuracağım, şato. sunda sizin tarihe ait çok kıy. metli bir koleksiyon var” dedi. Geniş portakal bahçeleri içinde leh orta çağdan kalma ta- binanın salonunda ev sahi. bi ile tanıştığımız zaman dos. tumun: “Size arkadaşımı, ko. Ieksiyonunuzu görsün diye ge- tirdim, umarım ki, kendisini a. lâkadar edecek bazı parçalar vardir” dediğini hatırlıyorum. Nizik ve çok bilgili Malz; “Baz: parçalar değil, hepsi ken. dilerini alâkadar ©decek” de. mişti. “Çünkü koleksiyonum, on altmer asır Akdenizine ait hatıralarla doludur ve on altın- cı asırda Akdenizde her şey Türktü.” Sonra koluma giri “Haydi sizin Akdenizin hatı larını görelim"” diye beni sil: âlet ve kitaplarla dolu bir bü. İ yük müze salonuna götürmüş. tü. Koleksiyon hakikaten mü- kerimeldi. Her şey on altınc: a. #ir Türk denizciliğine aitti. Bar. sada yapılma çifte su verilmiş yatağenlar, İstanbul yapısı ar. kebüz ve tabancalar, Cezair han çerleri, cenbiyeler, has Türk i- Şi şimşir yaylar, kuyruğuna kuş tüyü takılmış komik ve ağaç ok. lar, nefis kakmalı tirkeşler, miz. raklar, işlemeli kalkanlar.. Ge. Vbolu'da dökülmüş tunçtan kü- çük bir gemi topu... Kitapların arasında biri müzehhep ve çok temiz yazılı, diğeri kullarıla kullanıla eskimiş ve yıpranmış iki Piri Reis itabf Bahriye” Mi E v sahibi eşyaların ker bi. fi hakkında ayrı ayrı i- zahat veriyordu. Bunlar bu sa- lona gelişi güzel toplanmamı lardı. Her birinin Kendini tari. he mal eden bir hususiyeti var. dı. Su gemi topu, Malta muh sarasında karaya giden bir Tür kadırgasmındır. k Şu yay kadar elâstiki ince kılıç, bir levent re- İsine aittir, Ve nihayet garip bir âletin önünde durduk. Ev sahi. bi: “Bunun ne olduğunu bile. cek misiniz?” diye sordü.. A. banoz ağacı üstüne gümüş kak- malı zarif, fakat çok sağlam bir sap.. Bu saptan üç kol halinde çıkan, uçları kurşun düğmeler. le mücehhez ince Çelik teller. Bu her halde bir kamçı olma. lıydı, — Bu kamçıya benziyor, de. dim. — Evet, bir Türk levent kali- tası vardiyanmın kamçısı.. For. saları yıldıracak kadar heybet. li değil m!? Fakat sade o kadar değil, On altıncı asır Akdeni- zinde, bu vardiyan kamçıs'nın. Soğuk temasının sırtlarını okşa» yacağı düşüncesile yüreği titre. miyen tek hıristiyan yoktu! Gülüştük.. Bütün on altıncı asır Akde. nizini amana getiren söğüt yap- Tağı yatağan ve tel Saçaklı var- diyan kamçısı, cam mahfazanın siyah kadilesi üstünde yanyana uzanmışlardı, Bizim Akdenizin bu iki sembolünü hüzünle sey- rettim, ir kaç zaman evvel elime Nevyorkta yeni basılmiş bir Amerikan deniz tarıhi geç. ti. Dört yüz sayfadan fazla idi. İçinde yüzden çok resim ve kro. ki vardı. Bunu evvelâ Birleşik Devtetlerin umumi deniz tarihi Sandım da #azla mufassal bul dum. Çünkü bizim ölçümüzde Amerikanın bütün deniz tarihi bu kitabın yarısmı doldurmaz. Sonra okuyunca s#nladım ki, bu kitap Amerika istiklâl harbi Sırasında İngilizlere karşı tica. ret harbi yapan bir firkateynin harekâtını anlatıyormuş., Bu, bir tarih yaratmak ihti. yacıdır. Bizim Akdenizde, her biri baş başına birer tarih olacak hâdi. seler yaratan ve sonra şanlı mğ- &sralarını kendilerile beraber suların lâcivertliğine gömen sa- yısız kadırgalar düşününüz. Bunlar her birine birer kitap değil, birer sayfa verebilseydik ğer, tarihimizi sığdıracak kü.” YAZAN: A.N. KOSAL tüphane bulamazdık.. İlk deniz tarihimiz Tuhfetül kibsr'dır. Şu satırları beraber 0- kuyalu ah axkeri İslâm dahi ge. lüp küffar gemilerin müşahade ettiklerişde envaı ziynet ve dâ- râtla çektürüp yürüdüler. OL mahalde biraz toplaşıp küflar fi Tara karar vermiş iken ehli İs- âmin hücumunu görüp bir bö- lüğü Cirba canibine can alup Hiyar altına girdi ve bir bölüğü deryaya acıldı. Paşa dahi kesti. leri iki bölük edüp bir bölüğü Hisara gidenler ardınca gönder. di, kendi deryaya açılan gemi lere erüp mulikem cenk eyledi. Sefaini İslimm ekseri külları hükiserin kadırgalarına çatup her birinde azim cenkler olup ahirülemr askeri İslâm galip ge- lp küffarı hâkisar münhezim ve makhur oldu.” Bir kaç satırın dar çerçevesi. ne sığdırılan bu vaka, Cirba zaleridir ki, sade on altıncı asir Türk tarihi değil, bütün dünya tarihi içinde eşi bulunm:yan en büyük imha muharebesidir, Bu, bir tarihi ihmaldir, Barbaros ve Nelson hiç değil, se syni değerde iki amiraldir. Hattâ bizim gözümüzle Barba- ros eşsizdir. Hiçbir şöhretin eri. şemiyeceği bir şahikadır. Nelson için yazılan kitapların hakiki sayısı nedir bilmem.. Val na Benim mühtelif dillerde gör. tü in yirmiyi geçtiğini ha, çemizde . o da hakiki değer i. fade etmiyen - İki ciddi eser ya» Zirniştir. Basit ve acı netice şudur: Başkaları efsaneleri ta. ribleştiriyorlar, bizde tarih ef. Mena “Dera Hil ve mellâh- lar sanatından bir yadi- gör kitap telif eyledim ki, imi mezkürda kimesne bu misaide mütit yadigâr eylememiştir. İş. bu üslüp üzerinedir: Akdeniz kenarlarınm ve eezirelerinin ma murların ve hârapların veli. pianların ve suların ve deryada olar taşların ve sığların, sabıka merhum Kemal Reis ve sair ga- zilerle deryayı mezburu ilmel. yakin ve aynelyakin tetebbu ey lediğim fizerine bikasur beyen eyledim.” Denizin turuyla ağarmış nur. Iu başını, Mısır paşası cellâdınn satırma teslim eden Piri Reis, bunları 1521 de yazdı. Bütün Akdenizi, bir küçük göl gezer gibi en küçük koyundan en ufak burnuna kadar karış karış gez- - Bilmek gerektir kim A- da atası demekle maruf olan ve kelere taifesi Arsupeloga demek le meşhur olan Cezairi tertip ü. zerine münasip olanm beyan ey- ledik. Amma bu mahalde lâzım olan budur, kim Rumeli kenar. ların ve Efrerç kenarlarm be. yan edevüz, tâ Septe boğazına varınca... Andan sonra mağrip kenarların beyan edelim, tâ xim dolaşup İskenderiyeden ve Sam kursundan Anadolu konarıncı tekrar Rodos adasına gelüp sn- dan Kerpe ve Kerit adasını Na. Değirmenlik ve Mornat ve ve İskâdes ve Çamlıcalar. dan dolaşıp Boğaz nisaılarma gelelim.” Bu devir bütün Akdenizin çev. residir.. Gelibolulu Piri Bey, ya. rım ömür süren tetkikin sonun. da sude kendi yoldaşlarına de- ğü, bütün dünya denizcilerine, Türk Akdenizin ilk kılavuzunu Türk diliyle sundu. Bü kitapta Yunan denizi, Âd. riyotik, Treniyen, Marsilya kör- fezi, Balcarlar ve İspanya kiyı- ları, Marmara kadar Türktür. ört asır geriyi düşündüm. Bir levent perkendesinin güvertesinden Türk Akdenize bakm. E'en Nogrepond'unu şu yüzü İle ta. LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ Çocuk Annesinin Karnındayken Çocuk annesinin karnında i. ken geçirdiği hayatının soy has. talıkları hususunda büyük tesi. ri bulunduğu gittikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Gebe bir annenin şiddetli bir heyecana, meselâ bir korkuya yahut derince bir kedere tutul. ması, doğacak çocuğun hasta. lıklı olmasına sebep olabilir... Bunu hekimlerle birlikte halk im pek eski zamanlardanberi bi. lir. Fakat yakın vakitlere gelin. ceye kadar sebebi izah edileme. diğindeni gebe bir annenin bir heyecan geçirmesi neticesinde çocuğun hastalıklı doğması (a. bintin esrarı gibi telâkki edilir. di... Hormonların tesiri öğrenil. dikten sonra bunun sebebi de şimdi anlaşılmaktadır; Hormon. lar bir taraftan heyecandan mü. olurlar, cudünün teşekkülüne | tesir e derler. o Heyecandan bozulan hormonların yeni teşekkül eden uzuvların üzerine de tesirleri fena olur, Böyle, heyecandan ileri gelen soy hastalıklarının bazısı hafif olur: Kekemelik gibi. Bazısı da ağir olur: Yeni doğan çocuğun yüzünde felç bulunması gibi, Bazılarında da doğarken, yahut küçük yaşta hiçbir şey belli maz da, çocuk büyüdükç hi olür, dermansız ve halsiz o- lur, Sinirlilerden çok işitilen bu dermansızlığın, çocuk annesinin karnında iken, annesinin tutul. duğu heyecan neticesi olduğu pek iyi izah edilir, Çünkü heye. candan müteessir olan hormon. lardan biri de, böbrek üstünde. ki guddelerin hormonudur. İnsana bütün hayatında kuv. vetini temin eden de, hu hor. mon olduğundan, annesinin kar. nında iken bozuk bir hormo. Bun tesiri alında büyümüş ço. cuk, sonradan da bütün hayatın. da dermansız ve halsiz kalır.. Gebelikte heyecan gibi, bir. denbire tesir eden, maddi dar. belerin de soy hastalığına se. bep oldukları vardır. Bihassa gebe annenin karnı üzerine te. sir eden darbeler şiddetli olur. sa çocuğu düşürmeye, yahut düşürmese de, çocuğun vaktin. den önce doğmasına sebep ola. çağını herkes bilir. Daha az bi. linen şey, darbenin çocuğun düşmesine, yahut vaktinden ön. ce doğmasına sebep olmadan soy hastalığı hasıl etmesidi Burada darbe tâbirinden x: niz karın üzerine yumruk gibi şeyler. anlaşılmamalıdır. Gebe bir annenin karnı üzerine düş. mesi, yahut bir otomobil kaza. sında karnının yere gelmesi de bir darbe demektir, Çocuk annesinin karnında i. ken, ona tesir edecek darbelerin en şiddetlisi, annesinin çocuğu, istiyerek, düşürmeğe teşebbüs etmesidir. Çocuğunu düşürme. ğe kalkışan anne, teşebbüsünde muvaffak olursa, kendisi türlü türlü sakatlıklara maruz olur. Muvaffak olamaz da, çocuk vaktini tamamlar, doğarsa; © zaman annesi hareketinin neti. cesini kendi görmese bile, ço. cuk mutlaka görür. Çocuğun hayatını söndüremiyen vasıta her ne olursa olsun, çocuğun hayatını sakatlar: o Çocuk cılız doğar ve bülün hayatında öyle kalır, şeklinde, yahut uzuvları. nın birinde pormal olmıyan bir hal bulunduktan başka, çok de. fa aptal olur. Gürbüz ve zeki kardeşler ara. sında bir tane cılız ve aptal bir kardeş görülünce, o zavallının düşürme teşebbüsüne yarı kur- ban olmuş bir zavallı olduğuna hükmedilebilir. nıyabilir misiniz: “,. Cümle dağlarının orta yerinde bir siv ri dağ vardır, mezkür dağ Mi. dilli adasından görünür, anınla bunun mabeyni yüz on mildir, gün doğusu gün batısı üzerine varır gelir ve bu yikrolunan yü- ce dağa Yayla dağ derler... Ha. de mezkür limanın kible tara- fından olan ağzında bir mil mik. tar dişarı bir alçak adacık var. dır, oi adacığa Paşa Adası der. ler. Ağriboz fethinde mezkür'a- decığa merhum Mahmut Paşa Hüzretleri çadır kurmuş imiş... Şalok tarafında bir alçak ince burun vardır: Tuzla burnu der- ler... O! yerlerde “Kızıl Hisar doktan mildir... Ağriboz adasın. dan üç mii miktar açık bir ada vardır, ol adaya Kara ada der. ler... Bir bucak vardır, mezkür bucağa Mersincik derler... Ol burunun poyraz tarafına de İaştıkte bir kücük adacık var.| dır, mezkür adacığa Gazi Kaya | derler..” İşte Katalonya kıyılarından bahseden bir parça: “ .. Ve bade mezkir yerden Kolombana adacığı yetmiş mil dir, poryazın kerte gündoğusu üzerine. Mezkür adacığa Türk taifesi Yılan adas; derler.. Zira Karadenizde olan Yılan adası gibi ziyansız yılanı bi kiyastir..” Ve işte Endülüs kıyılarını an- latan bir parça; “ .. Mezkür Elmeriye şehri- nin burnundan Kav Kate yani Kedi Başı on sekiz mil Mez. kür Kedi Başı dediğimiz burun, hemen kedi başına benzer ada Bibi yumru bir burundur.” Bugün, o Yayladağ'ın © adı Krumbiia'dır. Kızıl Hisar hari. iada Kâristes diye görülür. Ka ra Adaya Megalo diyorlar. Her şeyi ile Türk !ken kay bolan Akdeniz.. Elden giden 'Tunada olduğu gibi, kuybolan Akdenizde de s2. dece coğrafya İsimleri maziyi hüzünle hatırlatır. Faleron'nün yan: başında Paşa limanı, Ko. Tin'in ucundr Omur koyu, ve Kötalan kıyısmda Yılan Adası kaybolan Akdenizin böğlüne saplanmış durur... NM eğ Bugünkü Bulmacamız. 3? 4S 6189 SOLDAN SAĞA; 1 — VAKİ - Feci, elem verici 2 — Çünkü - Ek 3 — Sanat - İskambilde birli 4 — Siz « Bir nota 3 — Muharip bir millet 6 — Bir isim 7— Bir hay- van » Zaman $ — İçilir » Sert edatı 9 — İdrük, akıl erdirme - Ayakta, yerine, YUKARDAN AŞAĞI! 1 — Şair - İsyan eden 2 kuruş - Yemeğe konur 8 — Hayâ - İskambilde birli 4 — Siz İnt yas pan bir ek 5 — Vapurdaki odalardan her biri 6 — Bir hitap edalı - İsim 7 — Bir nota » Bir sorgu edatı Yüz Yapmak, mamül kılmak - İsyanei 9 — Üslünde yemek yenir - İsim, göğret DÜNKÜ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ 1 — Nes - Osman 2 -- Azap - İa- #3 — Damak wn 4 — İki » Obur $ — Oruk & — Ea - Ray - JA 7 — Ait damı 8 — Sika - Câ 9 — İla 0 - Nem m Yüksek İktısat ve Ticaretlilerin Akşam Yemeği İlir ved GLZÜME ÇARDANLANI Yazan: Sevim SERTEL İZ Dirilen Tayyareci - Ingilte! — Acayip Bir Dava - er memlekette olduğu gibi İngilterede de harpte ö. lenlerin isimlerinin listeleri yapı. vara asilir. Halk gider, ve burada gü arı ve iiçkürik- | inde kayıplarını öğrenir. Ta. 1sdıkları isimleri bu listeler. de bulsmiyanlar geriye yüzleri gülerek dönerler. | Fskat Mrs. Panton'un işi, bi Tez acaip olmuştur. Her gün ası. lan duvar listelerine yüreği ata, | ata bikanlar arasında Misis Pane ton da vardır, Günde iki defa sa bah ve gece oraya gider, cephe. de bulunan yeni kocasına bir şey | olup olmadığını anlamıya nl isis Panton geçen hafta yağmur ir günde korktuğuna uğram.ş | kocasınır. İsmini cephede ölenler | arasında görerek bitkin bir halde €rine dönmüştür. Hâdiseyi her. kese bildiren kadın, ortadan genç kocasının eşyasını tamamen kal- dırmıştır. Zira ona ait her ufak şev genç kadına ıstırap vermiye başlamıştır. Pszar günü bütün aile kliseye gitmiş, ve ölünün ruhuna dua et. miştir. Bütün aile matem elbise. lerine bürünmüş. bildik tanıdık, herkes genç Panton'a taziyeye gelmiştir. Böylece tam bir hafta geçmiş, bir sabah Misis Panton, uykusun- dan, öten telefon zilinin sesile ü- yanmıştır. Telefonda bir erkek şunları söylemektedir: — Alo, sevgilim, nasılsın? Ben şimdi Londraya vardım. Bir sa. ate kadar evde olacağım. Hemen geliyorum. Telefon bu sözleri müteakip, hemen kapanmış, genç kadın da mı görüyorum, diye gözle- rini uğuşturmıya başlamıştır. İ- şittiklerine bir türlü İnanamamış. tr. Çünkü bü $6s, bir hafta evvel ölen kocasmın sesi idi, Bir suat sonra karşısında genç ve dinç kocasını bulan Mis, ha- fif bir baygınlık geçirdi ve sonra kocasından şu hikâyeyi dinledi: “— Zahir beni öldü sandılar. Hakları da var. Bak başımıza ne. ler geldi: Bir gece sekiz tayyarelik bir filomuza 16 tane Alman tayyare. si hücum otti, Tayyarelerimiz. narak yere düştü. Yanan tayya. reden sağlem çıkmak pek Vâki| değildir. Bu hâdise bizim karar. gâhin civarında olmuştu. Karar gâhtekiler olup biteni seyretmiş. ledi. Yazik ki, yanlarında bize yardım gönderecek yedek tayya. re yoktu. ks tesadüf bu ya, benim tay yarem bir gölün içine öyle bir vaziyette düştü ki, hemen o da kika suyun İçine yuvarlandım. Bir daha yukarı çıkamıyacağım, sancım. Fakat soğuk suyun vü. cudüme teması birdenbire sinir. lerimi uyandırdı. Hayata yeniden stum. Yüze yüze karşı sahi- li buldum. Karaya çıktığım za- man yolumu kaybetmistim. Bir hafta bir orman içinde mağrala. ra saklanarak, ağaçların meyvs- larırı yiyerek yaşadım. Nihayet bir gün ormandan geç. mekte olan bir Fransız slayina katıldım. Onlar da bir müddet or manda düşman tayyarelerinden saklandılar. Güç belâ ve bin bir maceradan sonra sahile vardık. Orada bir motörlü sandal bulup bu tsrafa geçtik. Belki de beni hâl& ölmüştür zannediyorlar, Fa. kat bir tesadüfün yardıma işte dipdiri ve hattâ yarasız olarak karşındayım. * 4 İngilterede Acayip Bir Dava ngilterede Nev Castel e yaletindeki ceza mahke. mesinde şöyle bir vaka cereyan etmiştir: Müerim Alfred isminde genç bir artisttir. Suçu dini sebepler. den dolayı askere gitmemekte 18 rardır, Alfred. kendisine bunun sebe. bini soran hâkimet Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi Mezunları Cemiyeti, her sene olduğu gidi bu sene de mekteplerinden me- zun olan genç arkadaşları şerefine, & Temrnuz 940 tarihine rastliyan Cu- martesi günü akşamı saat 21 de Sun- diyede bir akşam yemeği yenilmesine karar vermiştir. Eski omezunlaris memleketin iktisadi ve mali sahasına davet edilmişlerdir. K i z — Efendim, ben dindar bir a- damım. Benim mezhebim ne se beple olursa olsun bir insanın di. gerini vurmasmı veya öldürmesi. ni mereder. Ben cepheye gidip te İnsan öldüremem:. Hâkim tekrar sorar: — İyi ama oğlum, biliyor mu- cezasi idamdır! ii İbir adamı öldürmek te tuk - İ filmin gösterildiğini yazardım, Romanya ve Macaristana ği umumi bir toplantı mensup birçok zevat bu toplantıya | sun ki, askeri vazifeden kaçmanın |birliğin kadrosunu yapmış v nelik 2 ai etmi Tayyarenin Rol — Vallahi efendim, bet isteğimle hiç kimseyi öld Eğer isterseniz, insan öldü ten çekindiğim için beni id tiriniz. Ben dinime sadık mecburum. A Bu acaip ifade karşısında | kim tuhaf bir vaziyete düş tür, Şimdi bu Alfredi ne y Lı? Başkalarını öldüremediği ma davanın ucunda memle var, kk Tayyarenin Rolü pa ve Belçikad rübeler göstermiştir Almön tayyarecileri m; olduğu kadar geniş şose ve sok lara da inmekte ustadırlar, Hitler, Holandaya hücum ceği zaman en ince noktasma dar her şeyi hesaplamıştı, tayyarelerin üzerine ümnesii kün olan tekmil yolların plâz haritaları vardı. Nereye gi leri, zora geldikleri zaman lere inecekleri tayyarı velden sistematik bir surel retümişti. Aynt zamanda Holand lunan Beşinci Kol erkânı d yollardan ve hangi rin ne zaman hangi yolları ceğinden malümattar idiler, göre motörlü vasıtalarla $s lunan yerlere tayin olunan s4 lerde giderler ve yere inen tg) yarecilerle temasa geçerli . Bir Kariimize Cevap : Almanların yaptığı biz film sile Polonye, Norveç va Hi göslerilmiş ve filmin her göst ertesi gün fstilâ takip etmişti, Ben bu #ümden bu sütunlar hayli zaman evvel bahsetrigti zamandan sonra Belçika, diğer yerler işgal olundu. zarı itibere alan bir karim, bir mektupta yine o filmden menin sirası geldiğini buna tıyor, Eğer ben bu yazıları aklımdan ediyor olsaydım muhakkak ki * bu hatırlatması çok İşime YArM Hemen Pranss, Belçika vesi ben İngiliz ve Amerikan de görüme ilişen, radyoda kulağı çalınan vakaları naklediyorum. Afi lesef şimdiye kadar © film hakikin gözüme fazla olarak bir şey ili miştir. Bundan dolayi bu İçariin fikrinden istifede edemiyeceğim. N amafih gösterdiği / alâkadam döl amafin gösterdiği alâkaya teşeki ederim. i ASKERLİK İŞLERİ am Şubeye Davet Kadıköy Yerli Şubesinden? 1 — 336 doğumlular ve bu e tulsrin müemieleye tâbi kumluların son yoklamalarına 3 940 tarihinden itibaren 3 — Yoklamaya ber gün kuzdar, on ikiye kadar s0$e da devam edilecektir. » ağ 3 — Hangi mahallelerin hangi 8 ne kadar yoklamalarınım devi : ceği mahallâta tebliğ edilmi 4 Bkndarların vaktinde racantları ilân olunur. -* Fatih Askerlik Dulresindeni Evvelce Maltepede oturan divanı temyiz &za müllirmi ve ME V. umüru rmuhaktım mteürlüğü | el müşavirliğinde bulunmuş ! çok vilâyetlerde müddelumumlii müş İstanbullu 205 doğumlu mişa fsimdi $. S. As. Ad. hüküm) Şemsettin öğ. Müstsfa Haşimin tanbulda bulunduğu takdirde önden bir husurun tahkiki için. zadebaşındu Fatih askerlik d müracaat etmesi, İstanbul — barle ise nerede bulunduğunu Sir meki bildirme: İhracat Azaldı İhracat işleri gittikçe mektedir. Son günlere kadar Bal kan memleketlerine n kalmış olan ihracat dahi durr tur. münh Dün yalmz Bul 1200 hiralık çiroz gönderilm mal gönderilememiştir. Ri limanlarının kapanması üzeri evvelce satılmış olan msilar yüklenememiştir. getirtilerek (o mayi mahrukati ancak birkaç gün sonra yükler bileceği anlaşılmaktadır... di Roma * Demir ve madeni eşya bil Y

Bu sayıdan diğer sayfalar: