19.6. 940 19 HAZİRAN 1940 BEDELİ Ecnebi posta ittihadına il olmıyan memleketler için 10 kuruşluk “NÜN MESELELERİ zino Tarifeleri ağ) ekili Tokantların, gazinola. rın, hirahanelerin ve di- Dİ İleri tasdik olunmuş. lediyenin bu hareketini isa. İİ? bulmak mümkün değildir. İstanbulun, — alınan bütün Jere rağmen — senelerden- hir türlü tedavi olunamıyan arasındadır. Fiyatlar tes- mur, Eğlence yerlerine tas- tarifeler asılır. Bunlara daha çeşit çeşit tedbir a. İk Yakat bütün bunların halk tesiri, en çok bir hafta sü. Ondan sonra, nedense, gizli bir emir verilmiş gibi, tedbirler ortadan kalkar ğlence yerlerinin sahipleri, İhya sokuldukları günlerin da çıkararak — bildikle. İsziasile okumaya başlarlar. in içindir ki, biz, alinen ted. in eğlenceyi uzun müddet ltahileceği ümidini, özledi. kadar kuvvetle besliyemi. > Temenni ederiz ki, bele GM bize, bu vehmimizin yersiz ünu İspata muvaffak olsun: p LE » bugünkü şartlar içinde, eye kalkışmak, insani eğ- mevzuu haline düşürebile. dar tehlikeli bir eürettir. . bak Lüzumu! ilâyet seferberlik müdürlü. ğü yapılacak sığınaklar ve e yer hakkında halka yeni iza. El eriyor. KLİŞE, bu vesile ile, bu hususta sahiplerinin gösterdikleri mevzuu bahsetmek is« ün, itiraf etmek zarureti ki, muhtemel bir tehlike. sı tedbir nlmak lüzumunu ik davrananlar, bu lüzum nda omuz silkenlerden çok Hattâ yeni yapılan apar. rda bile, sığınak bulun- sısma lüzum görmiyenler Ünler, apartımanlarının kö. İğilnü (veya odunluğunu, mesuliyetten kurtulmak © — memurlara “sığınak, Rüstermekle vazifelerini (1) ladıklarını sanmaktadır. e maalesef, bazı memurlar igö öle davrananlara karşı, hoş in İğ inamıyacak bir müsamaha S#ğtyorlar. Halbuki, mal sa. sinin, bu vazifelerini, bele. pi e bile lüztim kalma. Ni şarmaları lâzmdir, ini yapmayı, kendi ha. 'nfaatlerinin başarılması. İtem kıldığı hir vazife değil angarya sayanlar, şaşıla. be Hİğİr gaflet göstermektedirler: rı ÖMkikati, o vatandaşlara bir ha hatırlatmayı, bir vazi. i tiz: Çünkü memleketin ih- P Yetecek miktarda sığınağa | olabilmesi, ancak, mal nde hu kanaatin, bu hı emiğikkinin ve hüsnü niyetin ei ine bağlıdır! mi #0 Rİ MEKTUPLARI eri . memalarda Mecburi in iş Gibi Verilen «4 İlân Kartları neliiğimettin Kocasoy isminde bir meyi yazıyor: Li i gün Ferah sinemasına 5 Balkona çıktım. Film başla Dp iğİ #ösleren Kadın, elime ilân >. İlt, Nezaketen teşekkür et- Yan hiddetle; “Siz ber zaman Mparsınız. Bo bir gey bil- > , Sinemsya her giden Ya ilin retim almıya mecbur wp Ian tâciz edilip JİN ieabir alınmam diliye- yereli HA EREM get Kongre Yİ İsman Yurdu Başkanlığından: şi kongremiz «ğ Mat (16) d (80 Sİ Apartımanındaki klüp merke. it macaktır, #ölence yerlerinin yeni fiyat | t, eğlence yerlerinin pahalı. | CENEVRE MEKTUBU Sulh Talebine Tekaddüm Eden Gün lerde Fransanın İsviçreden Görünüşü arisin düşmesi ve Alman or dusunun Majinonun arka. sını çevirmiye başlamasından sonra Fransiz ordusunun içine düşeceği vaziyet | hakkındaki mütalâslar Fransız İsviçresinde pek derin bir tesir uyandırmış. tır. Burası Fransadan kaçmış Paris plâkalı otomobillerle dol- muştur. Bu gelenlerden alınan malümat, Parisi kendi manevi hayatlarının merkezi diye bilen bu memleket halkını çok üz. mektedir. Benim bu membalardan pek mevsuk olarak öğrendiğime gö- re, Fransada vaziyet, iç politika bakımından da vahimleşmekte- dir. Reynaud hükümeti, sağcı. İarın tahrik etmekte oldukları münferit sulh cereyanları ile de ağır bir surette uğraşınıya mec- bur bulunuyor. R elsicümhur Lehrun'le Ras, vekil arasında da derin bir ihtilâf başgösterdiği anlaşıl. mıştır. Paristen Tours'a giden kabinenin dün bu şehirde Reisi- cümhurun riyasetinde akdettiği içtimada, bu ihtilâf daha çok siddetlenmiştir. Bu içtimada as. keri, siyasi ve diplomatik vazi. yetler gözden geçirilmiş, neti- oma Muhabirimiz Cenevreden Yazıyor General Wöygand'ın Generallerle birlikte alınmış bir resmi code Reynaud'nun fikri galebe çalarak Birleşik Amerika dev. letlerine son bir yardım talebin- de bulunulmasına karar ve! miştir. Bu içtimada Parisin vi ziyeti de görüşülmüş, ve Pari | ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA | Kaçırmak Bahsi âdiseler var ki; kantarın topunu kaçırtıyor, Ge. çende gazeteler bir kız kaçırma vakası yaziyorlardı. Okudüm. Genein aklma esmiş ve kızı ka. çormiş, Ötedenberi kızların talil böy» le kaçırılmaktır. Erkek kaçırır, kız da kaçar. Bunun aksine tesadüf edilmiş değildir. Hiçbir kız, erkeği ka. çırmaz. Neden böyledir? Onun orasını araştırmayınız. Cinsi lâ. tife karşı hürmetimiz şüphe gö- türmediği için bu farkı bir üs. tünlük, altınlık mânasına ileri sürmedik. Sadece bir müşahede olarak yazdık. Bu kaçmak bahsi hayli derin. dir. Kulağına kar suyu kaçtı, diye endişeye düşmüş adamdan bahsederler. Zira bilhassa kula. ğma kar suyu kaçarsa hastala. nır, İpin ucunu kaçıranların AL leh yardımcısıdır, elverir ki, aklını kaçırmasın. Deliye kaçık demek abestir. Kaçık olan adam değil, adamın aklıdır. Deliye kaçık demekle, züğürte servet demek arasında o zaman ne İark olur? Bütün bunların içinde benim tahammül edemediğim kimse, kaldırabildiğinden fazla kaçırıp cıyıyanlardır. Hiç genzinize su kaçtı mı? Ne kötü şeydir değil mi? Allah saklasın. Bir bunu sevmem, bir de gö. ziime kömür parçası kaçar; o- nu. İkisi de müziç şeydir. Vak. tile uçkur kaçma, diye bir ma. sum sıkıntı daha vardı. Donla. rm adı pantalon olalı uçkur kalktı. Onun kaçağından kur. tu) Korkudan Kaçmış V apur kaçması, tren kaç. ması, tramvay kaçması birazda kendi kusurumuzun neticesidir. Kaçmaz sanırız, a. Bırdan alırız. 'Tam vardığımız zaman burnumuza gülerek ka. çar, Ağsindan Jâf kaçıranların başkalarına olan zararları, ken. dilerine olandan fazladır. Hele Yazan sasirey B. FELEK | ...... böyle günlerde, Ankarada vaktile ufak ufak kamyonetlerle yolcu taşırlardı. Bunlar (kaptı kaçtı) denirdi. Otobüs servisi ihdas edildi edi. deli, bunların da tadi kaçtı. Size bu kaçmak babında bir fikra anlatayım: Çarlık zamanında Rusyada yahudileri tazyik eder, muttasıl zabıta nezareti altında tutarlar. Bunların vesikasiz sokağa çıkmaları, bir şehirden diğerine izinsiz gitmeleri falan yasak, hele hudut harleine çıkmaları büsbütün memnu idi. İşte o sıralarda bir gün hudut şehirlerinden birinde, bir polis memuru iki yahudinin sokakta şüpheli şekilde dolaştığını gör- müş, hemen üstlerine yürümüş. Bunlardan birisi, polisi görünce başlamış kaçmıya, Kaçağı gören polis peşine düşmüş ve birkaç yüz metre koştuktan sonra yahudiyi yaka. lamış: — Göster kâğıtları! demiş. Yahudi soluk soluğa hüviyet vârakasını vesair polis vesaiki. ni İbraz etmiş, Polis bakmış ki, her şey yolunda, Sormuş: — Bre aptal herif! Madem ki, evrakın yolunda. Ne diye kaçtın? Sersem! Yahudi süklüm, püklüm şu cevabı vermiş: — Birdenbire sizi görünce korktum. Polis, evrakı yolunda olan yahudiyi savmış ve kaçmamış olan diğer yahudinin yanına dünmüş Lâkin herifi koydunsa bul! Meğer evrakı muntazam olmiyan o değil mi imiş. Yenicami Meydanı aktile ramazanlarda, bil hassa ayın on beşinden sonra İftarı müteakip bir takım mani okuyucular ellerinde de. vul, önlerinde fener olduğu hal de kapı, kapı dolaşıp müânio. kur, bahşiş toplarlardı. Buna şehir uşağı dilinde: — Helesacı! denirdi. Bunların mânilerinden birin. de şöyle bir dörtlü vardır. “Yenicami direk ister,, “Söylemeğe yürek ister, “Benim karnım toktur ama,, “Arkadaşım börek ister, Vaktile Yenicnminin bir direk ihtiyacı hasıl olduğu zaman mı, söylemiş, yoksa böreğe kafiye tutsun diye mi söylenmiş, ora- sm kestiremediğim bu dörtlük. le Yenicami hakkında bir giriz. güh yapmak istiyorum. Bir iki hafta evvel (Vâ.Nü) nun da yazdığı gibi, Eminönü meydanı açıldı. Gerçi biraz faz- Jaca merdivenli oldu «ma, ne ise; yine temiz bir şey yapılı. Hattâ caminin önündeki mer kaplanıyor. Buna mukabil bu güzel sanat eseri, etrafında yapılan bu imar hareketine küsmüş gibi durmaktadır. Emi. nönü meydanına dökülen mil yonlar Balıkpazarınn sefer tası gibi kat kat dizilmiş kırtipil bi. maları için değildir. Bari evkaf idaresi insafa gel. se de caminin kurt yemiş rıni yenilese, yüksekte kalmış merdiven basamaklarını eklese ve binanın cephesini bir temiz. letse! Yeni Valide hanı bittik. ven sonra hiç olmazsa o işi yap. sa Yoksu yeni mermerlerin de zamanla eskimesini mi bekli. yor? Teraziye Dikkat ! M ır pahalılanınca, erazl. ler hastalanır. Hele ka. sap terazileri, Geçende Kadiköy çarsısında bir kasaptan et alı. yordum. Terazinin bir gözünde dirhem, diğer tarafında bir şüp. heli kete kâğrdı. Dirhemi kal, dırdım. Kâğıt tarafı ağırdı. Kâ. Zıdı kaldırdım. Bir mukavva, Onu kaldırdım, bir çomak. Ve O sirada kasap: — Hay Allah belâsmı versin! Bunu da buraya kim koymuş! diye söylenip duruyordu, Esnafta kabahat yok! Haber. leri olmadan terazilere çomak koyuyorlar. Aman dikkat! sin açık şehir ilân olunarak mü. dafassından vazgeçilmesi karar. laştırılmıştır. Parisi harabiden kurtaran bu kararı Lebrun'ün Reynaud ile Weygand'a kabul ettirdiği iddia olunuyor. Movsuk olarak söylendiğine göre, Lebrun'ün fikri muhare- beden vazgeçilmesi merkezinde. dir. Burada dendiği gibi, küçük Fransız burjuvazisinden Olan Lebrun şu fikirdedir; “Ölüm dalgaları halinde fa- sılasız saldıran Oo Almanların karşısında, 50 fırkası Alplerde ırkası Mainoda ve İsviçre hududunda bekleşen Fran: lindeki kuvvetlerle daha ziyade harp edemez, İngilterenin yar dımı kâfi değildir; Amerika ise asağı yukarı bigâne durmakta- dir,,. Bu süretle Lebrun, münferit sulh taraftarları ile beraberdir. Nitekim Haziranın yedisinde Reisicümhur Laval'i davet edip kabineyi onun kurması ve mün. ferit sulh yolunu açması tek finde bulunmuştur. Fakat Rey- navd bunu haber alır almaz KE. lize Sarayına koşarak, Lebrunü. bu hareketten vazgeçmiye ik na etmiş, İtalya harbe girerse Amerika yardımının, muvaze. meyi muhafaza edeceğine, vazi. yetin ümitsiz olmadığına Reisi- cümhuru temin etmiştir. akat İtalya 10 Haziranda F harbe girdikten sonra da Amerikadan beklenen hareket sadir olmayınca, iç politika va. ziyeti daha ziyade vahimleş. miştir. Bir taraftan Dehiliye Nazırı Mahdel münferit sulh taraftarı sağcıları şiddetle ta. kip ederken, Reynaud, Roose- vel'e tekrar ve son defa müra- cast etmiş Bazı mahfillerde (o General Weygand'ın veya Mareşal P&. tain'İn riyasetinde askeri bir ka- bine kurulması, bu suretle hü. kümetter. parti damgasının si. linerek dahili ihtilâfın önü ahır ması ihtimali öne sürülüyor. Bir diğer rivayete göre de | kabine partilerden uzak bir şah- siyet tarafından, meselâ Mare. şal Pötain tarafından kurula cak, bu kabineye ötedenberi Almanyaya karşı harbe aleyh- tar kimseler alınacaktır, Bun. lar arasında Laval'in ve Chau. temps'ın adları geçiyor. Chau. temps, 1938 Eylülü buhranm- da, harp aleyhinde küçük be. yannameler neşretmekten ken. dini alamıyacak kadar harp a- leyhtarıdır. P aristen gelen bir zat bana şu haklı sözleri söyledi: — “Fransada mesuller aran. mıya başlamıştır. Sağcılar sol. cuları hattâ sabotaj yapmakla itham ediyorlar. Solcular da, tâ Laval'in Romada akdettiği muahedeye kadar çıkan itham. ların siralıyorlar. Laval, bu muahede İle İtalyaya Habeşis- tan yolunu açmış, sonrada, 6 zamanki İngiliz Hariciye Nazırı Eden'in sanksiyonlar politika. sını kösteklemişti. Müttefikler daha o zaman, Habeşistanı ko. rumakla edaleti ve hürtiyeti korumaya kalkışsalardı, bugün bu ithamların hiç birini yapmı- ya lüzüm kalmazdı. Çünkü on. dan sonraki bi hareketler, “totaliter,, rejimi, bu rejimin a. gayelerini anlamı maktan doğma hareketlerdir. C.C. Kongreye Davet Türk Matbuat Teknisyenleri Birii- Önden: Mütad senelik ir 16 Haziran M0“Pözor gü inönü Halkevi salonlarında aktedilecekti Ekseriyet hasıl olmadığından 30 Huri. ran 940 Pazar gilmli sast 13 e tehir edilmiştir. Arkadaşlarımızın o yevmi mezkârda Eminönü Halkevi salenla- rında hazır bulunmalarını dileriz. ————— İst, C. Müsdelumumiliğinden: | ngilterenin cenüp sahilinde oturan bir gazeteci hava nın gayet berrak olduğu bir sıra: da Fransa üzerinde seyrettiği bir tayyare harbini şöyle anlatıyor | Sirenlerin sesini duyar duymaz hemen sahildeki kayalıkların ©. zerine tırmandım. Henüz şafak söküyordu. Her taraf gündüz yi- bi aydınlıktı. Ortada duman ve sis namına bir şey yoktu. Elim- deki teleskopu kullanarak Fran. sa sahillerini tarassuda başladım Derken serada siyah siyah noktalar belirdi, Alman tayyare leri... Fransız tayyare dafi topla- ri faaliyete geçer geçmez semayı beyaz bir duman kapladı. Bu. lunduğum yerden topların çıkar dıkları sesleri gayet vâzıh olarak duyuyordum. Alman tayyareleri Fransız top rakları üzerinde dağılırken İngi- ile başımın üzerinden geçip Nazi tayyareleriyle çarpışmıya gitti. ler. Onlar Fransız ufuklarında gözükür gözükmez tayyare dafi topları ateşi kestiler. Birdenbire tayyareler — uzun katlar yaptılar ve Fransanın içe rilerine doğru uçmıya başladılar. Az zamanda Alman tayyarelerin! geri dönmiye mecbur ettiler. Onları son defa siyah ve beyaz noktalar, halinde. biribirlerinden uzaklaşırlarken gördüm. Az son- ra âyni tayyareler yine başımın üzerinden uçarak üslerine dönü. yorlardı.,, * * Küçük Loüis Anlatıyor a e e e I ngilterede Iki, üç haftadan- beri, Belçikadan | gelen muhacirleri yerleştirmekle uğra. ştyorlar. Harap ve perişan bir İ halde gelen muhacirlerin bir kıs. mı mektep ve hastane gibi umu- mi binalara yerleştirilmiş, bir kismı da hususi evlerde misafir edilmişlerdir. Küçük Louis kardeşiyle bera. ber çocuklara mahsus bir bakım evindedir. Oradaki diğer çocuk- lar arasında kendisiyle de konu- $ân bir gazeteciye, Louis; — Ben Belçikalı on yaşında Louis'yim, dedikten sonha mu. | kavva bir tayyare ile oynyan üç ilâve etmiştir: — Bu da Gözlerin pek çok defa soya gektiğini herkes bilir, Çocuğun gözleri annesinin yahut babası” nın gözlerine | benzemezse soy. in gözlerine benzemesi den hayatta veya dan kimin gözleri. araştırılır. Soy hastalıkların da, sayısı bakımından, en çoğu —bereket versin en acıklıları değil — göz. lerde olur... Bir kere, devamlı surette gözlük takmıya sebep olan miyopluk, ipermetropluk ve astigmatlık, yani uzaktan ya- hut yakından iyi görememek ve az çok tepegöz olmak, Bunlara birer göz hastalığı denilemezse de gözlerin tabii hali de sayıla. . Bunlar çok, pek çok defa e çekerler. Gençliğinde gi lük takmıya mecbur olan babanın çocukları da gö taktıkları çok görülür... kat edilirse soya çeken bu göz ârızalarının bülüğ yaşında baş- ladıkları anlaşılır, Bundan dola. yı o ârızulara sebep mektepler. de gözlerin sağlık kaidelerine riayet edilmediği | zannedilir. Vâkıâ o riayetsizliğin de tesiri vardır, çünkü bazı yerlerde o ğlık kaidelerine iyice riayet edilerek göz ârızaları haylice tahfif edilmiştir. Bununla bera- yük olduğu, gözleri bozuk olmu yan familyaların çocukları da © kaideye rinyet etmedikleri hal. de onların gözleri bozulmama. siyle sabit: sözlerde şaşılık en ziyade ba. banın çokça alkol kullanmasın- dan yahut anadan, babadan bi. vi bozuk elmasın. dan ileri gelirse de de 15 nisbetinde soya çektiği is. İstanbulda — bulunduğu © anlaşılan Derik hâkim müavini Adnan Damet- nın seele memuriyetimize müracaati, tatistiklerle meydana cıkmıs. tır. Bazı soylarda birçoklarmın gözlerinde, kapaklarında değil İngiltere (Sahillerirden Seyredilen Çarpışmalar - Küçük Louis Anlatıyor Franecine'dir. kirlendi nem aceleden eşyalarımızı topl yamadı. Başka elbisesi yok kid Namur'a gitmek bostan arabasına bindirdi. O rar hücuma uğradık. Orada B “ duğumuz bir samanlıkta iki gil iki gece saklandık. Burası © dar Kalabalıktı ki biribirimizi üzerinde oturuyordu! annem hastalandı. trene binmenin a Fakat her on adımda bir duriiiiği yorduk. Bunun da sebebini amli dık. İklde bir bombalıyorlar, tren de tamir İçiği duruyormuş kadar hastalandı ki trende bula ân bir doktor onu ilk şehirdi İndirip hastaneye götürdü. Biğ yolumuza devâm ettik. Francine ciyak cıyak ağlıyor, alli nesini istiyordu. Bizim halimiği acıyan iyi kalpli bir hanım Gn İelindeki mukavva tayyareyi veği di. Böylece sustu liz tayyareleri bir yıldırım sürati | beyimiz var. Fakat asker ünüfü ması giyip gittiklerindenberi b daha onları görmedik etti. Herkes Francine'in gönlü almak için elinden geleni yapi Gündüzleri hiç bir şeyden kori muyorum. Fakat gece karamlığğı yor. bekliyeceğiz. Sonra Kanadada büyük annemin Biz. Annem bu karbin geçen ferkinden daha fena olduğum söylüyordu; çok müthiş bir olsa gerek! defa olarak deliksiz bir uyku gö yudum. Geleliberi u lağımda tayyare sesleri uğuldi yor, heyecanla uyanıyorum.,, rafında herkesin ondan bahs Zinin gösterdiği cesaret ve m netin dillere destan olup ga: lere geçtiğinin ve tâ burada bizgii kadar geldiğinin farkında değil dir. O sadece kardeşi Francine'lgi beraber annesinin gelmesi içli küçük Kardeşim İdua etmekte berdevamdır. İ yaşmdaki bir küçüğü göstererek | LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ Gözlerde Soy Hastalıkları elbisi ah, Üzerindeki amma ne yapalım, üzere ahirdi yolunu bulduk N Almanlar trejjii Derken — annem iğ Fakat annemi unuttu Herkes bize gay Burada annemin anına” gidesi Dün gece, bir haftadanberi öl her gece On yaşındaki küçük Louis, € Si de asıl gözde, titreme olur, Bağ sılarında hem göz kapakları; bem de ler titrer. Baz; soygi larda göz kapakları e kasi panmaz. Böyle olanlar uyurkeniij bile gözleri aralık olarak uyuraği lar... Bazılarında da —aksino —ğii göz kapakları iyice açılmazığ mühim şeyler konuşurken bilg gözler aralıktan bakar, Soya çeken aptallık hastalı ği) lerin adalelerinde soya çekeniğiğ ve sayıları haylice çok olan felç hastalıklarını burada saymak ği mümkün değildir. ğü hastalığını bilmek Tüzumsuz'iz Bu hastalığa. tutulaği aydınlıkta pek âlâ gördüğü hal de ışık hafif olunen hiç göre İİ mez. Bir göz hocası bir familya. nın on batında geçen evlâdın O dan 2,137 kişinin tarihini tetkik? etmiş ve 134 kişinin bu hastalış ten ileri geldiği geçen seferki büyük muharehedenberi Gi Bir taraftan da büye denilen has lara istidadın da amanın v vitüminsiz kalmasını geldiği yeni yeni an. Belki yakın bir anda soya çeken gece köre inün de vitamin eksikliğinin bütün bir soya bıraktığı tesirin © neticesi olduğu anlaslnenkir. Bir de çene soyu e-ken. renki leri ayırı edememek hastalığı vardır. Bunun ehemmiyetinden dolayı ayrıca bir yazıya değeri © vardır.