16.6.940 16 HAZİRAN 1940 TAN sone Bepetl iye Ecnebi i Kr. 1 sene 2000 Kr. j i # Ay 1 » > 3 Ay sw | — 1Ay *w iletlersrası porta ittihadına bil olmıyan metrleketler için ire bedeli det sırasiyle eğ 16, 9, 3,5 liradır. Abone be- will peşindir. Adres değiştirmek kuruştur. Cevap için mektup- 10 kuruşluk pul ilâvesi Mizımdır. a ANN Ihtikâr! 6k tekrarladığımız için, “SİX artık üzerine dönmekten Sıkıldığımız bir mevzu var? Mir? kat maalesef, bu mevzu, biL. Şu günlerde, uyduğu. bütün sıkıntıya rağmen, şi) Sine tekrar dönmiye davet Pr, daha doğrusu âdeta zor. *tarafla, termos o muhteki- vana iğnesi, veya raptiye kiri yakalanıyor. Fakat yakalanmasile, et gibi, i, sebze, ve meyva gibi Hici zaruriye mevaddının fi. i habire yükseltenlerin ele vermemeleri arasında. it, hepimizi acı acı güldü. Hyatlarını, yağ, sebze, mey- üre fiyatlarını, bunları yi. i bahtiyarlar da, bunların ina bile sokulamıyan tali. e çok iyi bildikleri için, mıya lüzum görmüyoruz. t alâkadarların, bu mev- ni r şeyden fazla, ve her za- fazla meşgul olmaları Jı ru, bugün bir defa daha lamamak ta bir türlü eli. gelmiyor! * # Eksik Çıktı! 8) undan bir milddet evvel, t ğin malüm “Kavgam”. i bir gazetede türk. irmişti. İereimenin başladığı gün. Wbiz, şu mütalâayı İleri sür- Biz, bu eserin tereüme 0- ina aleyhtar değiliz: Çün. hangi bir davayı, her. #İ bir iddiayı yıkmak için biz kuvvetli, ve zayıf taraf. İyiden iyiye bilmek, anla <g ti vardır.” bu eser, zayıf bilgili, bazı vatandaşlar İde cazip tesir yapabilecek #İ demagojilerle doludur. E- 'üme eden Hüseyin Ca. “iv çeşit okuyucularını da nesini ve bu demagojile. it tesirlerini büsbütün çü. 'g Malümat ve İzahatı da be. vermesini temenni ederiz! han Hüseyin Cahit, bu te- ie çok haklı olduğumu. Yazısile teslim etmiş ve: Bunu, demişti, ben de dü. Fakat bu işi, bir gazete. “mleri muayyen olan sü. İİ İçinde başarmak imkân. Bu vazifemi, eseri kitap Şıkaracağım amman gö gün evvel, bu (Kav. imli tefrikanm, kitap ha. şeklini gördük. Fa- Hüseyin Cahidin, ti vaadini unuttuğuna iz, kıymetli kendinin de İtiraf U eksiği tamamlamanın bundan sonra bulabilecek şi, Konferans İran 1940 Salı günü akşamı şia Cümburiyet Halk Partisi izasından Sİnop mevusu Kerim İncedayı Beyoğlun» ) ainemasinda bir konferans MR o— İK İŞLERİ | Yabancı Ak Şubesinden: stiyat yoklamaları bu ayın hitam bulacaktır. Bu şubeye uğramayıp bturmıyanlar hakkında ka- ele tatbik edilecektir. doğumluların ilk yoklaması ih ayın nihayetinde. bitam , yok'lamalarını yaptır- Az. kanununun 43 üncü ucibince ra para ce- üm edileceklerdir. © Cr" TAN Haftanın Musahabesl ilik Cihan Harbine Dair Karakteristik Notlar General Joffre 914 senesi Temmüzu- nun 24 üncü günüy- dü; Paristeki Alman Sefiri Hariciye Nezaretine gele- Hüseyin Cahit Yalçın, rek Sırbistana bir ültima- tom veren Avusturyaya, Al manyanın müzaheret ede- ceğini bildirdi. Bu, Umumi bir harbin artık önüne ge- çilemiyeceğini gösteren kati bir işaretti, Harbiye Nazırlığnda bulu. han Mösyö Messimy, derhal er. kânı harbiye relsi ve müs- takbel başkumandan Joffre'i yanına çağırdı; heyecan içinde idi, ona dedi ki; — General!Pek yakında harp Yapmamız icap edecek. Joffre, yüzünün hiçbir hattı değişmeden, sararmadan, kızar. madan, ne hayret, ne endişe, ga. yet sakin, tabii bir sesle sade. Ce şu cevabı verdi: — Eh, lâzım geliyorsa yapa. riz. Ve geldiği gibi, süküneti zerre kadar bozulmamış bir halde dairesine döndü, masası. na geçti, işine koyuldu. Jatfre, cihangir Nüpolyanın bilyük asiker tipi olarak tirit ettiği idenl sa» safları temamile haiz bir kumandan- dı: Gayet soğukkanlı, sağlam muha- kemeli, hayecanaız idi; ne iyi, ne de fena haberlerden müterssir olurdu; ancak bunları zihninde sıralar, lâyık oldukları ehemmiyeti verirdi. Ze- kâsi karakterlerile tam bir muvaze- ne gösteriyordu. İri yapı, hayatını müstemlekelerde > geçirmiş olmasını rağmen shhati yerinde, midesi sağ- lamdt; aldığı haberler, mahiyeti ne olursa olsun, uykusunu bozmazdı. İnsanları birbirinden « ayınletmesini, yi bilir ve kendisile çalışacak olan- lare iyi seçerdi Fransa seferberlik ilân etti, başkumandanm, nihayet, cep. heye gideceği gece idi; dünya helecandan, endişeden boğulu. yordu. Joffre, daha önceden, ahval henüz fenalaşmadığı bir sırada, o gece için bir dostunun evine, yemeğe çağrılmıştı. Her- kes sandı ki, pek haklı olarak mazeret bile beyan etmeden davete gitmiyecek... Hayır; sa. atinde ziyafette bulundu; za. ten az konuşurdu, yine öyle yap ti; iştahlı yerdi, yine öyle ye. di; ve mutat olan zamanda iç- timadan çıktı. Görenler, nor. mal vakitlerdeki gibi onu evine, yatmağa gidiyor zannedebilir. lerdi, Şimal garından hususi treni. ne bindi, amansiz bir harbi ida. re icin cepheye hareket etti! General Molteke İmanya, bu Joffre'in kar. şısina başkumandan o- larak 1870 harbinin askeri dâ. hisi meşhur büyük Molteke'nin Birader zadesi küçük Molteke'. yi koymuştu. Maksat, akraha- Sinm tarihte bıraktığı yüksek isimden manen İstifade... Fakat Molteke kendine güvenmiyen bir askerdi; bir mütereddit, bir müvesvis idi. Karısının tesiri al. tında dini tetkikala, tasavvufa kapılmış, yarı meczuplaşmıştı. Eski Başvekli Bülov'un yazdıkla- rına göre bir gün şu itirafta bulun- muşta: “Bende büyük askerlere mahsus olan en Hirumlu hatun, ya. ni tehilkeye atılmak ve mesuliyeti hiçe saymak kabiliyeti yok!” Alran erkânharbiye dairesinin resmi harp tarihinde de Molteke'nin sakeri me- siyetleri methedildikten sonra deni» Iyor ki: “Doğuştan ince hisli, artiri ruhlu idi. Seferberlik ilân zamanında, hattâ daha evvelden sinir buhranla- rna tutulmuş, sıhhati bozulmuştu. Harp bağladığı sene ise altmış altı yaşında bulunuyordu.” Halbuki Joffto de almış ikisine, Toch altmış üçüne basmışlardı, Fakat Jotire'in nefsine itimadı vardı, Harp» ten birkaç sene evvel Boulogne o2- manındâ bir at gezintisi yaparken, yanımdaki Kolenel Alexanâro'a he- yecancız, fakat kati bir tavırla de- mişti kiz — Almanlar: ben yeneceğim! Herkes biliyor ki Marne muvaffa. dört sene sonra temini kün olan zaferin temeli atılmış. Telorgü NM ölteke azledildi ve Jof- fre'in karşısına bu sefer Falkenhaym dikildi. Fakat onunla beraber Fransız orausunün önüne daha müthiş bir general, yaman bir münla daha çıkıyordu. Bu ne idi? Marne zaferinden sonra düş. manı takibe koyulan kıtalar, kati galebe ümidile dolu dizgin koşup (giderlerken © General Humbert'in Faslı müfrezeleri de İleriye atılmışlardı. Bu müf. rezelerin birdenbire, Çin sed. dine dayanmış gibi durduğu, yerinde mıhlândığı öğrenildi. Geriden gelen general asabiye. finden tepiniyor, merakından çıldırryordu. Aksam yemeğini çekilmekte olan Alman ordusu- nun boşalttığını sandığı bir Bel. çika kasabasında yemeği tasar. lamıştı. — Ne var? Ne oluyor? Neden ilerlemiyoruz? Nihayet telefon çaldı. Hum. bert, işin vahametini anlamıya. rak, kendislle konuşan zabite makineden bağırıyordu: — Tel örgüler mi* Bu dur. mıya bir sebep midir? Yandan çeviriniz! Kesiniz! Hülbuki arkasma mitralyöz. Ter konmuş olan tel örgüler ne çevrilebiliyor, ne de kesilebili. yordu.. Taburlar onların önün. de dondu kaldı. Hem de, ufak tefek değişikliklerle dört sene kaldı! Hsreket harbi sona ermişti; yeni usul bir harp, Tranşe mu. harebeleri başlıyordu. 'Tranşe ve tel örgü . yaralı. lar, sakatlar ve hastalıktan, mu. haceretten ölenler hariç . on. milyon kişinin canına mal ol muşlu. Tayyare, Tayyare Topu, Paraşüt ve Tank; Ter 1914 harbinde kullanılmağa başlanmış. İş; fakst o zamanki toplar an- cak ufki şekilde mermi atabil. diklerinden buna karşı: elde müdafaa ve imha silâhı olarak tüfekten başka bir şey yoktu. Askerlerin tayyareleri nasil vu. racaklarma dair bir talimatna. me hazirlandi, ordulara tebliğ edildi; lâkin tecrübeler iyi ne. tice vermedi. Nihayet ilk önce Almanya, arkasından Fraasa, harp sahalarına namluları gö. ğe çevrilebilen hususi toplar sevkettiler. Almanya bunları 1910 senesindenberi hazırla. makla meşguldü, Fransa ise bir müddet ihmal etmiş olmakla beraber harp esnasızda tekem. mül ettirdi ve bir sene için. de yeni toplarla yüz düşman tayyaresi düşürebildi ki, o za- man için bu, bir pökordu! Halbuki Esvadan ağır bir varta e uçmak tecrübesini ilk önce, yeni mucidi sanılan meşbur Santos Du- on altı sene evvel 9 Bi- rincileşrin 1890 da yapmış olan Clğ- ment Adler, Harbiye Nazırı Gereral Mereler'ye daha o tarihte bir lâyiha vermiş, demişti ki: Yazan: Refik Halid — Kansatime göre yarınki harp- lerde hava muharebeleri olacak, gök- ien hücumlers maruz kalacağız ve hücumlara girişeceğiz. Binmenaleyh, simdiden topları, amudi şekilde gül. le atacak şekilde ilah etmeliyiz! O devirde herkes tayyareciliği Ju- leş Vernes'in roraanlarına yakışır bir hulya sarmakta idi, Möeldin dâ- hiyane Irşadına kulak asan olmadı; omuz silktiler. Şimdi Adler'i hayret ve takdirle anıyorlar, Başka mühim bir adam da, Cihan Harbinde şöhret bulan tayyareci Vördines, bir gün, düşman cephesl- çin gerisine istihbarat ajanları indi ip dönd0gü zaman şu fileri ileri sür- müştü: — Yirmi, otuz tayyare bir arada kalksa, düşman hatlarının arkasa- daki sevküilenys noktalarına hieasi suretle tâlim görmüş ve techiz edil- miş bir milstar asker indirse, zönne- Gerim köprü, beruthane, silâh fab- rikası gibi yerleri bombulamak su- retile bu müfrezeler büyük işler gö- rebilirler! Dinleyenler gündüler ve şöyle de- diler: — Sen romancısın! Bugünkü harpte tayyarelerin pa- raşillerle yaptıkları marifet, işte © Vördines'in #ihrini daha mükemmel bir şeklide tatbikten ibarettir, Vör- dines'e gülenler, şimdi ağlıyanların babalarıdır. Masmafih Umum! Harp esnasında birinet defa İngiliz ordusunun kul- Yandığı tank da Almanları, tel örgü- nün Fransızları şaşırltığı gibi hayret ve telâşa düşürmüştü. Tark möcidi. yıllarca hükümet kapılarında sürün- müş, her taraftan kovulüp atilmis, icadını bir türlü kabul ettirememişti, Fakat 1917 de bu müthiş silâh Ales cephesinde harbe sokulup da 37 lik topile bütün ufku dövmeğe, siperle- Tİ atlamağa, tel örgüleri sürükleyip götürmeğe başlayınca düşmanın ak- lı başından gitti. Nihayet bir tanesini ele geçirdiler ve kısa bir zaman son- ra muharebe meydanlarına onler da lank #evketliler. Harpte tekerlekli araba kullanmak Milâttan dört bin sene evveline sit bir kegiftir. Atlı arabalar 1909 den sonra otomobil şekline girince stlı harp arabasının ve atın da çelik gırhlarla kaph bir yeni çeşit arabaya ve moföre tahav- vül etmesi lâzım gelecekti. Harpte baş müeit olan Almanlar nasilsa bu noktayı düşünememişlerdi! 1898 har binde ise tank Almanyanın elinde zafer arabası değilse de hiç şüphe- siz en esaslı muvaffakiyet vasıtası eldu. Hindenhurg: harp sahnesine girişini bir tesadüfe borçludur: 21 ağustos 914 günü Coblencede bulunan Alman umumi karar. gübina fena bir haber gelmişti, Ruslara mağlüp olan General von Gaffon mütemadiyen geri. Miyerek Vistule'ün sol kıyısma çekilmiye hazırlanıyordu. Der- hal azledildi; fakat yerine ki. min getirileceği henüz karar. laşmamıştı, Molteke, her zaman ki gibi tereddüt, sinirlliik >) deydi. İN Bu sırada maiyetinde bulunan Ge- meral Von Stelnin gözüne, masa Üs- tünde bir mektup fişti; odadaki de- rin süküttarı istifude ederek okudu. Mektupta deniliyordu ki: “... Şayet, vekayiin aldığı gekli bir ordu ku- mandanına ihtiyaç gösterime beni hatırlayınız. Yaşımdaki asker arka. daşlarımın cepheye gidişlerine ba- karken içim kan ağlıyor; sokaklar- dan geçmeğe ulaniyopumn." Siwin bu mektubu yüksek sesle 0- kudu ve âmiri Molieke'nin susllerine karşı izahat verdi: Müracaat eden Generalin adı Von Hindenburg'dur; #limiş yedi yaşındadır, fakat demir gibi sağlamdır; Hanovre şehrindeki evinde harita üzerine bayraklar iliş- trip barbi uzaktan takip (le meşgul- dür. Ve, Molteke'nin asabi haline işaret eder gibi şunu ekledi: — Ekselâns! Bu General için der- ler ki ordumuzun içinde siniri olmi. yan lek kumandandır. — Âlâ. Hemen vazifesinin başına gitsin! Vakli geç idi; Generali telefonda bulamadılar. Zira, saat on bir oldu mu, hiçbir hâdise onu yatağına girip horul korul uyumaktan menedemez» di. Birbiri Gstüne Oç telgraf çekildi Birincisinde: “Hazir misiniz?” diye soruluyordu. Ceva$ımı verdi: “Hazı- rım!", İxinelsinde Genersi Lüden- dort kendisini, ertesi sabah hususi bit trenle gelip alacağını bildiriyor, takst tayin eğildiği vazifeyi söyle miyordu. Üçüncüsü bu ciheti de hal. Jeti: Uhdesine Rus cephesindeki VEN ordu kumandanlığı verilmişti. Tek vagonlu husus tren gece ya- risından sobra sast Üçte Hanovre garına girdi; içinden tek gözlüklü şık bir General indi, yeni ordu ku-| mandanının karşısına dikildi, ökçe- lerini vurup emse hazır olduğunu söyledi, Yolda, Bindenburg erkânıharp 2a- bitlerinin mütalânlarını dinledikten sonra sordu: — İlive edecek başka bir müta- Masız var mi? — Hayır. Bunun Üzerine gidip yatkı. Hatıra- tında o gece mükemmel bir uyku gektiğini yazmaktadır. Halbuki Al- anların bâlâ büyük alaylar, alâyiş- lerle tesit ettikleri meşhur Tannen- berg zaferinin plânını, Hindenburg, ayni gecede, zabitlerini dinlerken tasarlamış ve uykuya çekildiği za- man da bunu zihninde bütün tefer- rüatile çoktan hazırlamıştı! kat, gün geldi, bu si. nirsiz büyük askerin karargâ hn: bis dehşettir kapladı. 1918) senesi İlkteşrininin birinci gü. nüydü; karargâh nezdindeki Ha riciye Nezareti mümessili Ber. | line şöyle bir telgraf çekiyor.| du: "Ludendor£ şimdi bana mü. | racast ederek her an bir cephe; yarılışı ve kıtalar arasında bir İtaatsizlik vakası karşısında bu. İunulduğundan buna meydan vermeden sulh talep edilmesi lüzucunda ısrar etti.” O sırada karargâhtaki hu- zursuzluğa, şaşkınlığa, sinirlili. ğe, şahit olan bir Alman diplo. matı notlarında der ki: “Burada en büyüğünden en küçüğüne kadar herkes soğukkanlılığım tamamen krybetmişti. İşte harpte bir millet icin en korkunç, en felâketli tablo, bu son tablodür, OKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ ' : HEMOJENİ HASTALIG! Erkek çocuklarda soya çeken hemofili hastalığının kızlarda karşılığı bu hemejeni hastalığı. dır. Bunun da soya çekmediği 0- lar. Fakat daha ziyade soydan, erkek çocuklardaki hastalık gi- bi daima anneden geldiği daha ; çoktur. Hem de en ziyade kız. larda görülür, Bu da görünüşte erkek çocuk lardaki hastalığa çok benzer. İkisinin ayni hastalık sayılma. masına sebep kanın mühim hir hassasında iki hastalık arasında fark bulunmasıdır; Hemofili has talığına tutulan erkek çocuğun kanı pıhtılanmadığı halde he. mojeni hastalığına tutulan kız çocuğunun kanı normal kan gibi pıhtılanır... Bundan başka da, gene kanın bassaları bakımın. dan iki hastalık arasında fark olduğundan bu iki hastalık bir. birinden ayrılmıştır. Bu hastalığın pek küçük yaş- ta başlaması daha azdır. En 3i- yade bluğ yaşına yakm bir za. manda baslar ve daha sonra do devam eder. Hangi yaşta başlasa en mü. him alâmeti sık sık burun ka namasıdır, Kan az akarsa da w. | Iktısadi Hafta 2, Son Hâdiselerin Piyasamızdaki Akisle /Bu Hafta Neler Sattık - Ve Neler Ale B'»* gündenberi piyasa. BE Akdeniz kapısı da ka. ınmıştır. Amerikaya son seferi. ii yapan ki Amerikan vapuru — dün Mmanımızdan kuru mey- a, barsak alarak ayrılmıştır. Yi. si dün son defa olarak İskende. riye seferinden dönen bir Ro. manya vapuru limanımıza gel. miştir, Bundan sonra ne olacak? İhracat mallarımızı hangi yollar. dan hangi vasıtalarla sevkedece. iz? v İtalyanın harbe girmesi Üze- rine, Akdenizde beynelmilel tica. ret yolları okapandıktan sonra, Karadeniz yolu canlanmıştır. Ka. radeniz yoluyla ticaret yapaca- ğımız memleketlerin başında Ro. manya gelir, Romanyanın transit küsusiyetleri olduğu için, bu memleket vasıtesile şarki ve mer kezi Avrupaya Tuna memleket. lerine mal sevketmek kabildir. Esssen harpten evvel, Türkü ye — Romanya arasında yapılan transit anlaşması üzerine bir kı. sım ihracat mallarımız Romanya vasıtasile Almanya, Macaristan ve Çekoslovakyaya sevkedilmek- te idi. Son bir kaç günlük müşahede. lerimize bakılırsa Romanya tran. sit yolunun eskisine nisbetle çok inkişef edeceğine hükmedebiliriz. Akdeniz yolları kapal: olduğu i- çin, Romanya ihtiyaçlarından bir kısmını Türkiyeden tedarik ede. cektir. En büyük misal, son gün- lerde Romanyalıların Türkiye. den zeytin ve zeytinyağ talep et- mssidir Şimdiye kadar Roman. ya ekseriyet itibarile bu malları Yunanistandan almaktaydı. Hal buki Yunan limanlarile, Rornan. ya limanlar: arasında vapur se. İerleri durmuştur. Zeytin ve zey« tinyağlarımıza karşı taleplerin artmasındaki sebep budur. Romanya vasıtasile oÇekoslo. vakya, Macaristana ihracat va. pılmakta idi ritekim her gün Wi. İ manımızda görülen Macar ban. dıralı Tuna gemileri bu vağlfeyi Ha etmekteydi. Fakat bu vapur. lar, bundan sonra Akdenize çıka. muıyacağı için, yalnız Macaristan. la İstanbul limanı arasında sefer yapacaklardır. Bu itibarla Macar vapurlarının seferleri de artmış olacaktır, İkinci bir ticaret yolu da, de- miryollarımızın Avrupa hatlarile olan münasebetleridir. Maama. fih bu yol üzerinde ticari nakli. yat başlamıştı. Çünkü harpten sonra, kara nakliyat tarifelerile den'z tarifeleri arasında aşağı yu karı bir fark kalmamıştı. Harp sigorts o primleri, (o mavlunların yükselişinden başka, fazla ola. rak tüccarı ziyana sokan kontrol hâdiseler de vardı. Halbuki va- gonla yapılan nakliyat kontrol müşkülütma uğramadığı için tüc. carın daha ziyade işine gelmekte idi. Nitekim bir kaç aydanberi yumurta tacirleri İtalyaya va- gönla yumurta sevketmekte İdi. ler. Hasih bugünkü © beynelmilel şartlar altında dış ticaret müna. ls bir de demiryollarıma inhisar ef mektedir. Bir Haftada Neler Sattık? B u hafta ihracat için &n durgun bir hafta m Akdeniz yollarının kapanmı rağmen, piyasanm felce uğr ğini kabul etmek doğru değildir Yukarda yazdığımız gibi Akdeni yolu kapanıp, Romanya yolu sıtasile yeni talapler yeni işler &- çılacağına dair hâdiseler dn Nitekim Romanyadan zeytin zeytinyağ talepleri gün geçtikçe artmaktadır. Yalnız bu hafta içinde Roman. yaya 16 bin küsur lirakk zeytini gönderilmiştir. Zeytinlere karşi olan talep yüzünden, zeytin yatları artmıştır. Romanyaya satılan eşya sında kendir, balık, susam, kuru meyvalar da ekseriyeti teşkil mektedir. Bu hafta içinde Çeki lovakyaya olan ihracatın da tığına şahit oluyoruz. vakyayla aramızdaki kliring a laşması bir sene daha temd dildiği için, ticari münasebetle mizde tekrar bir inkişaf görü müştür. Çek rejisinin yarım mile yon kılo tütün alacağından b sedilmektedir. Bu hafta içinde Çeklerin bizden aldığı eşya ari sında deri, kuru meyva, bulunmaktaydı. Bulgaristana olan ihracatı da da bir inkişaf görülmi Son zamanlarda Bulgarlar, den kendir. kuru meyva, iç fin dik. zeytin yağ almaktadırlar. Türkiye — Almanya arasınd 31 milyon liralık yeni bir tic anlaşması yapıldığı malâmdur. Bu anlaşmadan serbest p sanın büyük bir istifade etmesine imkân yoktur. Almanyadan gelecek eşya, eksen riyetle fabrikaların yedek âli rine inhisar etmektedir. Bu f: rikaların çoğu devlet fabril dır. Türkiye — Almanya 21 milyonluk ticaret anlaşmasın dan başka, müddeti bir sene o mak Üzere bir kliring anlaşm yapılacağından bahsedilmekti İ Piyasayı en ziyade alâkadar mevzu budur. j Bu Hafta Neler Aldık? u hafta içinde yine demir B bekleniyordu. Fakat Ak. denizdeki kontrol muameleleri yüzünden demirlerin gelmesi to. ahhurs uğramıştı. Son günlerde de alınan bir habere göre, mirler yanlışlıkla Selânik limanı, Ba cikarrlmiştır. € Bu hafta limanımıza gelecek vapurların bir kısmı bitaraf manlara iltica ettiği için, bir Çi siparişler de yollarda kalmıştır, Bu yüzden zarar gören ithalât, çı tacirler coktur. Bu mallarin Parası da, akreditif mu yüzünden pesin verilmişti. Asıl tüccarı teessüre sevkeden hâdise de budur. Bu mallar nasıl gele. cek? Hengi vapurlarla... Henüz Gi. Çünki sebetlerimiz, * Karadeniz yoluna, | be meseleler helledilmis değildir. zun sürer. Dişetlerinden sik sık kan gelir. Bazılarında kan gö. güsten gelir. O vakit insanın aklına hemen göğüs veremi has talığı gelir. Kimisinin midesin- den kan gelir, o vakit de mide ulseri düşünülür, Halbuki iki. sinde de sebep bu hemojeni has. talığıdır. Bazı da hep ayni se. bepten idrardan kan geldiği de olur. Kız çocuğun bluğ yaşında ya hut daha onra kadın olup gebe kaldığı vakit, vakitsiz olarak kan geldiği de vardır. O haller. de de hatıra türlü türlü hasta. lıklar gelir. Onun için, pek de ehemmiyetli olmıyan bu hasta. bi pe faydalı olur. , dikkat edilecek bir a. meli iz cilt üzerinde benek benek ve toplu iğne başı kadar küçük kırmızı kan lekeleri ya. hut mor, siyahımtrak çürükler peyda olmasıdır. Bu hastalığa istidadı bulunan kız çocuğunun kolu, bacağı bir tarafa azicik çarpınca bu çürükler meydana çıkar. Bu alâmetleri hiç aralık ver. meden devam etmesi pek az gö- rülmüştür. Hemen daima az çok uzun fasılalarla meydana çikar. lar: Birkaç haftada, birkaç aye da, bazılarında birkaç bir defn. O fasılalar esnasında hastalığı belli edecek hiç bil şey bulunmaz. Bundan dolayı, hemojeni has. talığı pek de korkulacak şey değildir. Yalnız, burundan. veya başka bir uzuvdan sık ve çokça kan gelirse o vakit kam. sızlığa sebep olur. Zaten hastalığı iyi etmek çi releri de vardır. Yerine göre serum şırıngası yaparlar, Biraz kan verirler, hörmen çıkaran guddelerden vererek kara elğer yedirerk, röntgen ışıklarına kar mi lularak tedavi ederler, Hüzu muna göre ameliyat bile yapar. lar. Ameliyatla bu hastalıktan kutulanlar da pek coktur. Hemofili hastalığı, sünnet a. meliyatından dolayı, erkek ço. çuklar için tehlikeli olduğu hal de onun kızlarda karşılığı lan bu hastalığın tehlikeli ol. ması pek nadir olarak görülmüş tür... Bununla beraber ona ehemmiyet vermemek #oğru maz. Ondan - tedavi ile - büse bütün kurtulmak elbette di iyidir. Ş ie