15 Haziran 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15.6.940 K TAN 15 HAZİRAN 1940 ÂBONE BEDELİ Ecnebi k 1 sene 2800 Kr. ı p 6 Ay 1500 * a * 8 Ay VÜĞ elt ? 1 Ay 206 Ületlerarası posta ittihadına “hil olmıyan memleketler için J Ühe bedeli müddet sirasiyle | » 16, 9, 3,5 liradır. Abone be- J peşindir. Adres değiştirmek | kuruştur. Cevap için mektup- * Xa 10 kuruşluk pul : lâzımdır. ilâvesi KP aa elçikada bulunan talebele. rimizin harp başlar başla« iıBel ikadan çıkabilmek için, t Ç kldar zorluk çektiklerinden Nklmiş(ik. B l'lün, Fransada kalan talebe. b Mn de memlekete dönebil- | hıi neredeyse imkânsızlaşa«- Fakat dün memnuniyetle ik ki, —İsviçre tarikile İsadan çıkabilmek, ve Türki. dönebilmek henüz müm. üş, hhenııi ederiz ki, orada bulu- L"tındaşlnnmıı, yakında or. kalkması mümkün olan bu İirsattan istifade imkânından ıtllrn kalmasınlar. Fakat biz, Yesileyle, bu hususta başka .'“er tarafından alman ted- k“n, bizim tarafımızdan da edilmesini isteriz. Meselâ İka, Fransadaki, Almanya- * hattâ, Romanyadaki, Ma- ndaki tebaasını, sefaretle. 'rdı"uüe, çoktan memleketine anavrv—mrrm v n aki tebaasını geri çekmek Sunda İngiltere de ayni şe- davranmıştı. Halbuki, biz, lsusta, maalesef, lâzım gel- Vlayız. # Peselâ, bugün, hâlâ Almanya- WPe İtalyada talebemiz var. el anavatana getirtmemiz, e İhtimali hesaplıyarak dav- Şözmız Tüzumunun en tabii # * tsi olmaz mı? hanlarının verdiği netice de toplanan efkârı umumi- * bu dikkat ve alâkası hâlâ h ediyor. Talebe velileri ta. n bu hususta 'yapılan şi. ler devam etmektedir. Bunların içinde bulunan en * talebenin iyi yetiştirilme- İmkân bulunmadığı ve bu Tank dafii bir top, tekerlekleri sökülmüş ve faaliyete geçmiş bir halde. Bu çeşit toplar son haftalarda Garp Cephesinde kullanılmıştır.. anka karşı gelmenin çarelerini ilk ara- yanlar, bugünkü harpte tanktan en çok istifade eden Almanlardır ve 1917 de buldukları ilk çare, bü- yük ve parçalayıcı kurşun- lar atan geniş ve ağır bir tüfekti. Bu tüfeğin kusuru, birkaç yuvarlak attıktan sonra ısınması, tüfeği kul- lanan askerlerin omuzun- DONALD Tayyare dafii bir topu ayarlıyan topçu, topu ayarlamakla bilhassa tankın kolaylıkla tahrip edilebilecek noktalarını seçmiş olur.. Tanklarla Mücadele Eden Sılahlar YAZAN : ; COWİL dan yaralanarak iş göre- miyecek hale gelmesiydi. Bunun üzerine zırhları par. çalıyan bir mitralyöz icat edildi. Fakat bu da pek muvaffak ola- madı. Tank, —müttefiklerin — geçen Büyük Harpte sürpriz teşkil e. den silâhı idi. Almanların bu silâha karşı gelmek için icat ettikleri vasitalar inkişaf etmiş ve tank dafii top vücude geti. rilmiştır. Bu top, seri ateşli tü- fek ile mitralyöze benzer. Bunlardan İngilizlerı'n Bren'i, Fransızların Hotechkin'i, Ame rikalıların Brovning'i, İtalyan. ların Fiat'ı yarım puslustur ve MED ilyonlarca insanı sulh zamanında işsizliğe, aç * lığa, ve sefalete mahküm eden, huzursuzluk ve emniyetsizlik içinde yaşatan; harp zamanın- da en feci ölümlere sürükleyip, nesillerin emeklerinin mahsulü olan sanat ve teknik eserlerini tahrip ettiren saik nedir? Harikalar yaratan, karalara, denizlere ve havalara hâkim o- lan, bütün tabiat kuvvetlerini kendi arzularının hizmetkârı yapan insaniın bu büyüklüğü ve aczi nereden ileri geliyor? Neden kadiri mutlak olan in- san, en basit bir rahat yaşamak lesini halledemiyor? Wiklicikin bu söb iplen doğ- N iddiasıdır. iddiaya hak vermemek kün değildir. Hakikaten sı- tok kalabalıktır, muallim, lebenin vaziyetile ayrı ayrı İ ofmıya imkân bulama- “adır ve binnetice talebe za. " Detişmektedir. PÜ at bu orta tahsil meselesi. devletin halline çalıştığı en n meselelerden biri olduğu- butmamalıdır. İlk tahsil mec *ti ilk mekteplerden mezun şitin sayısını çok büyük bir Na çıkarmıştır. Bu mezunla- h"-lnen hepsi de tahsile de- Arzusundadır. İş böyle olun- tmlekette ilk mektep kadar mektep açmak zarureti M':lıbiliı'. Maarif Vekâleti Yacın bütün masraflarını ttse bile memleketin mu. drosu bu iş için henüz ildir. tle bu çeşit zaruretlere in- *ltikten sonra, talebenin se- İhi her şeye rağmen düşür- *k hedefini gözeten Maarif *tinin tuttuğu yolu da ten- Ömek hakkımız değildir. e a “hekli General Vehip Defnedildi "—-ı günü vefat eden es. y 9lordu Kumandanlarından * Paşa dün saat 14,30 da A- *mdeki köşkünden kaldırı- Osmanağa camiinde kılı- "&mazı müteakıp Karacaah- mezarlığına defnedilmiştir. Merasiminde arkadaşları Tabası hazır bulunmuş, me. telenkler konmuştur. İnsanları felâketten felâkete sürükliyen bu kör ve melün kuvvet nedir? Nerededir? 9.3.1940 ve 8.6.1940 tarihleri arasında yazdığım makalelerde, hissi selimini kaybetmemiş olan âlim, filosof ve iktısatçıların bütün beşeriyet için en hayati mahiyette olan bu mesele hak. kındaki noktai nazarlarını ob- jektif olarak göstermive calıs. tım, Bu etüdlerden şu umumi neticeyi çıkarabiliriz: Bugün bütün beşeriyetin muz tarip olduğu buhran, mahiyeti, şümulü, mukadderatı bakımla. rından evvelki devirlerde şahidi olduğumuz mahdut, iktı. sadi buhranlara katiyen benze. miyen bir rejim buhranıdır. Bu buhran, on sekizinci asrın sonunda teessüse başlıyan ve bir asır kadar müddet inkılâpçı ve müterakki bir rol oynayan, fakat bütün mahsullerini ver- dikten ve tarihi vazifesini yap- tıktan sonra inhitat devresine giren ve kendi deruni tezatları altında göçmek üzere bulunan bir rejimin ölüm buhranıdır. Yirminci asırda ilim ve tek. nikle mücehhez olan insan, ta- biata karşı tam ve kati bir za- fer kazanmış olmakla haklı o. larak övünebiliyordu. Çünkü is. tihsal, mübadele ve münakale , vasıtaları akıllara hayret vere. cek derecede inkişaf ve terakki etmişti; o derecede ki, ilim ve teknik otomatik olarak insanla. rı sulh ve refaha kavuşturaca- ği sanılmıştı. Fakat, seneler geçtikçe görül. Yazanı el Sadrettin Celâl dü ki, baş döndürücü bir hızla inkişaf eden ve insanlara saadet getireceği umulan teknik, on- ları felâketten felâkete sürük- lemektedir,. 1910 — 1929 seneleri arasın- da dünya nüfusu yüzde '23 nis. betinde, servetler ise dört misli çoğaldığı halde milyonlarca in- san açlık tehlikesi karşısında kalmışlardır. En yüksek bir tek.- nik seviyeye erişmiş olan Ame. rikada bile 15 milyon işsiz in. san açlıktan kıvranırken, yüz binlerce vagon buğday, milyon- larca hayvan ifna ve tahrip e- dilmiştir. Nakil vasıtalarının harikulâde inkişafı neticesi mesafenin or- tadan kalkması, insanlar ara. sında kardeşliği ve iş birliğini kuvvetlendireceği yerde, mil. letlerin biribirlerini tahrip et. melerini daha kolaylaştırmış- tır, İnsan dehasına borçlu oldu- ğumuz harikulâde keşifler ve ihtiralar insan için gittikçe da- ha korkunç, amansız tahrip ve ifna vasıtaları haline geldiler. İnsanlar, bolluğun kıtlığı, ik- tidarın aczi, İmkânların imkân. sızlığı doğurduğu tezatlarla do- lu bir cemiyet içinde, huzursuz. luk, emniyetsizlik, endişe ve ıstırap içinde yaşamıya başla« dılar. Bu, tabiatın tazyik ve esare. tinden kurtulan insanın, tekni. ğin tazyik ve esareti altına gir- mesi idi. u vaziyetin tek ve hakiki bir sebebi vardır: Mede. niyetin maddi ve teknik unsur- larile, içtimat teşkilâta hâkim olan zihniyet arasındaki tezat ve intıbaksızlığın iktısadi kuv. vetlerin inkişafına sed çekmesi. Bu buhranın, bütün beşeriye. tin lehine olarak halledilmesi. nin de tek bir çaresi vardır: Bu intıbakı temin etmek. Bugün moödern teknik, smnai istihsalin enternasyonal bir su. rette teşkilâtlandırılmasını za- Turi kılmaktadır. ENİYETİN MUKADDE RATI Tabiat servetleri arz üzerinde müsavi olarak tevzi etmemiştır. Sınai ve zirai istihsal ve mü- badele, dünya mikyasında ras.. yonel ve âdil esaslara göre teş- kilâtlandırıldığı takdirde, bu- günkü iktısadi rekabet ve anar. şiden mütevellit israfa nıhayet verilecek, sâyin verimi hariku- lâde çoğalacak, dünyanın her yerinde yaşıyan insanların bü- tün ihtiyaçlarını tatmin etmek mümkün olacak, harpler orta- dan kalkacak, bir kelime ile, be. şeriyet hayvanlık devresinden çızarak hakiki insanlık devresi. ne girecektir. Bugünkü şartlar içinde beşe. riyet — eğer orta zamana döp- mek istemiyorsa — ancax bey- nelmilel plânda teşkilâtlanmış bir deviet istikametinde inkişat edebilir. Ve ancak böyle bir teşkilât içindedir ki, fakrü sefalet, istik. bal endişesi, harp sebepleri ör- tadan kalkacak, umumi ve de. vamlı sulh ve refah teessüs ede. cektir. Bugün, böyle bir cemiyetin unsurları, her zamankinden zi. yade elimizin ve emrimizin al- tındadır. Yalnız bütün insanların, in. sanları idare edenlerin bunu müştereken ve samimi olarak istemeleri kâfidir. Yapılması lâzım olan şey, İ- lim ve tekniği hasis zümre, menfaatlerinin hizmetinden Çi- kararak bütün insanların hizme tine koymaktır. Bu bir hayal, denilecek. İhtimal.. Fakat, yarının ha- kikat kumaşını dokuyan, bugü- nün hayalleridir. 1914 harbinde akan kanların boşa gittiğini 1940 harbi bize pek acı bir surette gösterdi. Bu harp, yeryüzünde böyle bir cemiyeti kuracak bir sulh- le neticelenecek olursa, dökü. len kanlar boşa gitmemiş ola- caktır. Aksi takdirde medeniyetin de beşeriyetin de istikbalinden ü- midimizi kesmemiz ve bir Fran sız şairinin şu sözlerini kabul et memiz lâzım gelecektir. Les hommes sont des fous et pour |'eternit&. İnsanlar mecnundurlar ve e- bediyen mecnun kalacaklardır. bir dakikada 450 ile 1000 yu- varlak atmaktadır. sıl, tank dafii top, İnce uzun namluludur ve ye. re dikilerek kullanılır. Mermi. leri küçüktür. Bunların vazifesi tankı delmek ve zırh içinde infilâk ederek tahribat yap- maktır. Hareket, otomatiktir. Hali hazırda bütün modern ordulart bu silâhı kullanmakta. dır. Almanlar çok ağır tanklar kullandıkları ve bunların zırh- ları da çok kalın olduğu için müttefiklerin tank dafii topları, bu tanklar üzerinde pek te te. sir etmemiştir. Ağır tanklara karşı kullanı. lacak tank dafilerine iyi mevzi. ler seçmek ve atıcılıkta hüner göstermek lâzımdır. Son haftalar zarfında Belçi. ka ve Fransada vuku bulan hâ- diseler, bilhassa tank dafii top- ların vaziyeti üzerinde müessir olacaktır. Bu hâdiselerin mahi- yeti anlaşılmadıkça yeni bir hüküm vermiye imkân yoktur. Hali hazıirda tanka karşı kul- lanılan üç silâh vardır. Birinci. si: Toplar, ikincisi: 'Tek ada. mın kullandığı toplar ki, bun. lara tüfek te denilir. Üçüncüsü Zırhları delen veya barçalıyan makineli tüfeklerdir ki, bunla. rın tesirleri, en büyükleridir. Zırhları çok kalın olan tank.- lara karşı da hâlâ bunlar kulla. nılıyor. Ingilizlerin tanka karşı kullandıkları top kolay. lrkla hareket eder. Bunların te. kerlekleri, kolaylıkla çıkarıl. makta ve top bir kaç saniye zar. fında faaliyete geçmektedir. Bu toplar kurşun — geçmez zırhla mücehhezdir. Bu topların en kalın zırhları deldikleri anlaşı. Izyor. Bunların tanka karşı iyiâ bir mevzi almaları tanka galebe çalmanın yarısını temin eder. İngilterede bu toplarla yapı- lan tecrübeler çok iyi neticeler vermişse de, Belçika ve Fransa. da vuku bulan hâdiseler bu ne- ticeyi teyit etmişe benzemiyor. Bunun sebepleri yukarda dedi.- ğimiz gibi ilerde anlaşılacaktır. İngilizlerin (25 Par) dedikle. ri bir büyük tank dafileri daha vardır. Bu top, mebzul miktar- da mevcut olsaydı her halde Alman tanklarına karşı son de- rece tesiri görülürdü. Tank dafii topların en mühim hususiyeti tankların ilerleme hatları üzerine yerleştirilmeleri, tayyare dafii toplarla birlikte faaliyete geçmesidir. Tank da- fileri bu şartlar içinde en ağır tanklara da karşı gelebiliyor. Eğlence Yerleri İçin Yeni Tarife Hazırlanıyor Belediye iktısat müdürlüğü, gerek lokanta ve eğlenti yerleri, gerekse kır gazinosu ve plâjlar. da tatbik edilecek tarifeler hak. kında yeni bir esas tesbit etmiş, bu esasa uygun şekilde hazırla. dığı tarifeleri, tasdik edilmek ü- zere, dün daimi encümene ver. miştir. İçki satan yerlerde içki ile me- ze biribirinden ayrılmıştır. Bu tarifelerin tatbikile beraber içki- Hi lokantalarda içkiler ayrı, me- zeler de porsiyon hesabile ayrı ö larak satılacaktır. TÜÖZMCAMADİ — :ü.. LEkin) ıngilterede mütemadiyen düşman tehlikelerine kar. şı tertibat alınmaktadır. Hava- dan gelecek hücumların ve bil. | hassa- paraşütçülerin ne büyük |âfet olduğunu sezen İngilizler şu neticeye varmışlardır: Karaya inen düşmanın elinde, nereye indiğini, nereye gideceği. ni gösteren haritalar vardır. On. ları şaşırtmak için şimdi Londra- da ve İngilterenin diğer tarafla. rında sokak isimlerini havi lev. halar kaldırılmıştır. Böylece ye- re inen paraşütçü yolunu ötekine berikine sormıya mecbur olacak ve elde edilecektir. Fakat arada sırada bu işaretsizlik İngilizleri de fena halde şaşırtmaktadır. Geçenlerde şöyle bir vaka ol. muştur: Jack ve James, İskoçyalı iki kardeştir. Orduya iltihak etmek üzere Londıxya gelen bu iki İs- koçyalının elinde gidecekleri as- kerlik şubesinin adresi vardır. Bin müşkülâtla şuna buna sora, sora nihayet askerlik şubesini bu. luyorlar. Şube, çıkmaz bir s0- kakta gayet acaip bir binadadır. İçerde ilk karşılarına çıkan oda- da masa başında şivil bir zat o turmaktadır. Ona askere yazıl. mak için geldiklerini söylüyorlar. Bir yabancı şivesile konuşan muhatapları onların isimlerini a. lryor, kendilerini tebrik ediyor, ve ellerine birer kâğıt vererek, şimdi gidip şehri gezmelerini ve akşam saat altıda vazife başında olmalarını söylüyor. Bu vaziyeti biraz tuhaf bulmakla beraber e. hemmiyet vermiyerek gezmiye çıkıyorlar. Bir hayli dolaştıktan ve eğlen. dikten sonra saat altıya doğru i. ki kardeş şubelerine dönmek ü- zere yola koyuluyorlar. Fakat, şube binasını yine bir türlü bula- miıyorlar, Tekrar ona buna sor- miya başlıyorlar. Neticede bun- ların acemiliklerini sezen bir po- lis onları o civarda bulunan ara- dıkları şubeye götürüyor. Bu se. fer geldikleri yer büyük bir mey- danda şahane bir binadır. Onlar her ne kadar aradıkları şubenin Yazan: Sevim SERTEL Adresler Kalkınca - Otobüs Biletçisi Anlatıyor burası olmadığında ısrar ederler se de, ne yaptığını bilen polis 81 ları zorla içeriye sokuyor, ku! danın huzuruna çıkarıyor, İri yi rı sert bir asker onların celp kâ S l ğıtlarına baktıktan sonra: — Siz bu sabah burada bulü hacaktınız. Geç kalmışınız. Ce göreceksiniz, diyor. O zaman artık sabrı tüke James onlara sabahtanberi başlar rına geleni anlatıyor. | Asker toplryan diğer bir nokâ tanın bulunması kumandanın zarr dikkatini celbediyor. İskoçi|. yalılardan aldığı malümat üzel ne onların sabah gittikleri bu as kerlik şubesini arattırıyor. nan netice şudur: James ile Jack, uzun müdde ecaddede gittikten sonra sağda meydana sapacaklarına, solda çıkmaz sokağa sapmışlardır. Mey dandaki en sonbinaya gide ceklerine, bu sokaktaki eve g him tarafı da burasının düşmanınj, gizli gizli gönüllü topladığı bi Beşinci Kolon yatağı olmasıdırğij Şimdi James ile Jack'in cezalarij| affolunmuştur. * * Otobüs Biletçisi Anlatıyor : © Vaziyetin vahametine Taj; men İngilterede hayat âa şağı yukarı tabii denecek bir v ziyettedir. Fakat — Londralıla AT hal ve hareketlerinde bir gayr tabiilik var, Sinirleri gerilen, kâk _1 faları kendi işlerinden daha bük yük meselelerle meşgul olan İn gilizlerin içinde bulundukları ha leti ruhiye otobüsçünün şu İ hatile pek iyi anlaşılıyor: “B sıralarda müşterilerime b dalgınlık ârız oldu. Her şeyi unu.; tuyorlar. Otobüste bıraktıkları, gaz maskelerinin, şemsiyeleriğn | haddi hesabı yoktur. Bir çoklarık paralarının üstünü almayı ak bile getiremiyor. Geçen gün rasını uzatan bir kadın gide yer için bir bilet istiyeceğine şöy. le bir talepte bulundu: — Beş okka patates ver, © lum. Soya çeken hastalıkların en meşhurlarından biri de çok kan akmasına istidat veren bu has. talıktır. Bu istidadı gösteren her kesin soyunda mutlaka ayni hal bulunmazsa da hemofili hasta. lığının soya çektiği pek çoktur. Bir hekim bu istidadı gösteren bir soyun bir buçuk asır içinde yetiştirdiği insanların halini bi. rer birer tetkik etmiş ve ayni soydan 212 kişiden 111 inin er- kek ve üst tarafının kadın oldu. ğunu ayırt ettikten sonra erkek. lerden 30 kişinin bu istidadı gösterdiğini fakat kadınlardan LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ HEMOFİLİ HASTALIĞI lik derin yaralar, cildin üzerii de hafif çiziklerden daha az teh likelidir. Bununla beraber bil diş çıkarttıktan — sonra, ak kan dinmediği için, gidiveren ler vardır. Böyle istidadı olan bir erk çocuğa sünnet ameliyesini ya; X tırmakta pek büyük tehlike var J|© dır. Eskidenberi, sünnet edil- £ dikten sonra gittiklerini aradaj | sırada işittiğimiz çocuklar bü | istidattan dolayı giderler... O- nun için Musa dininin Tevrat ki- tabında bir soydan iki erkek © çocuk sünnet edilirken kanın di inden gittiği anlaşıl hiç birinde” görülmediğini tah- kik etmiştir... Onun için hemo. fili yalnız erkeklerde görülen bir hastalık olarak tanınmıştır. Kadınlarda bulunsa bile pek ha. fif geçer. Fakat gariptir ki kadınlar bu hastalıktan müstesna oldukları halde soy içinde devam ettiren de onlardır. Bu istidadın baba tarafından geldiği hemen hiç bilinmez de, hemen her vakit a. na tarafından gelir. - Yine gariptir ki bu istidat er. kek çocuğun hemen doğmasın. dan başlıyarak meydana çıktığı halde çocuğun göbeği kesilirken hiç bir sakatlık olmaz, kan fazla akmaz. Sonra, çocuklukta ve bütün hayatta derinin üzerinde ehem- miyetsiz bir çizik hâsıl olsa ora- dan bir çok kan akar ve durdu. rulması pek güç olur, çünkü çı. kan kan havayı gördükten son. ra da pıhtılanmaz. Karın böyle kesilmeden akmasından insan düşer bayılır. O vakit, kalbin durması neticesi olarak, akan kanın durduğu olursa da o hal. de bile akmakta d n ettiği sa ondan sonrakiler sünnet edil. mekten —müstesna — tutulacı yazılıdır. Bereket versin ki, Şimal mem leketlerinde bilhassa İngiltel ile Almanyada daha ziyade olal bu hemofili bizim memleketi- mizde pek nadirdir. Bununla be. raber sünnet ameliyesi —zaten adı üstünde— mutlaka lüzumlu farz olmadığından bir soydan bir erkek çocuk sünnetten sonra kan akmasından gidince o soy.ş* da başka erkek çocukları sün- net ettirmekten çekinmek elbetle” te ihtiyatlı olur... Ç Fazla kan akma istidadı l meydana cıkması için cilt m rinde bir kesik hulunmasına dıxı lüzum yoktur. Bu istidat bulu-? — | nunca burun birden sık sık ka.t© © nar, damla damla olmakla b raber arkası alınmaz:.. Dudak kanar, cocuğun bir tarafı bir ye-' re hafif surette çarpsa oraya' | kan toplanır, bilhasa dizlerine.! Eskiden bu hastalığın tedavi “D si yolu bilinmezken hemofili'yet — tutulanlar arasında yirmi ya- — şından ziyade yaşıyabilenler pe vardır. O zaman hneticenin ne- reye varacağını tahmin etmek güç değildir. Bundan dolayı çok kan akma sına istidadı bulunan bir kim- senin Üüzerinde ameliyat yap- mak, hattâ bir diş çıkarmak pek tehlikeli olur. Üçüncü bir garip. nadir olurdu. Şimdi serom şırın- galariyle, karaciğer yedirmekle' tedavi edildiğinden a istidadı” gösteren cocuğun wzun ömürlü olmasından. umudu tesmemeli |— istidattan şüphe - bile edilince, — | çocuğu b aa ai ı;ı melidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: