9.6.0940 9 HAZİRAN 940 TAN SONE Pkiye BEDELİ Ecnebi 2200 Kr. “we " so " sw * itihadına yan memleketler için iddet mrasiyle Abone be- İ sene #Ay N say » Tay Mletlerarası Bil olm posta ALİS Lİ İNİ Acı! vkaf idaresi, bütçesinden ayıracağı bir miktar tah- bu sene de bazı tarihi ca- çeşmeleri tamir ettirmiye vermiş. Geçen sene 12 ca. 3 imarethanenin esaslı şe. tamirinden sonra milli ve delerimizin muhafazası ila gösterilen bu hassasiye. yerinde buluyoruz, ak, işin çok garip ve acı umuz bir tarafı var, Ev. iresi, son defa tamir edilen €serleri bir mütehassısa ettirmi; tetkikin neticesinde anlaşı. ve varılan netice, tamirat- $ok estetik ve ilmi hatalar ğadır. “eli, gazetelerde okuduğu- güre, Şemsipaşa camii ile indaki Valdeiatik ini. eri gibi mimari umumi ahenzi bozulmuş- irleri için binlerce Tira sar- bu eserleri ölmezleştirmi. şırken Ot İesinde yaptığımız bir for. hatası dolayısile bozuyo. dis ve mimarların mesuli. Selerinin ne kadar büyük üyükndada — Alpgündüz $okağında oturan bir ©. uz bize yazdığı mektup. ların su ihtiyacı dolayısile değer bir mütaliada bu. * ve diyor ki: Vüktile boru fikdanı yü. Büyükadada su şebekesi, ahdut sokaklardan geçi. İr. Bu tesisattan miktarea t bazı evler istifade etmiş. Bu hakikat, henüz 110 a abone adedinden ko. nlaşılmaktadır. taraftan çarşı ve ma. ev işlerinde kullanıl. bitritli kuyu suları sa. teneke su yüz para. mektedir. Bu hal, umu. hat bakımından çok tehli. ucunun şikâyetini haklı kabil değildir. Adalar sinin bu işe bir hal ça. lâzımdır. Mülevves #ularını sattırmaktansa, #uyunu da ayni fiyata kolaylığı Belediye için rlığı mucip olsa dahi malıdır. İşin en kestirme Mmahhilleler arasında EL ui satışını bir müteahhi. #nektir. Tesisatsızlık yü. sudan mahrum kalan N suretle pis kuyu suyu Saktan kurtulacaktır. RLIK İŞLERİ : İHTİYAT Yoklaması askerlik gubesinden 3 Askerlik şubesi hal olup verilen müddet ve ida meşru mazeretleri 1* ihtiyat yoklamalarını : ndaki terilen günler- 9 dan 12 ye kadar şubeye ederek yoklamalarım im ilân olunur. © Doğumlular 14 Hazi. |, Suma 3 8 Doğumlular 17 Hazi. azartesi | * Doğumlular 18 Hazi- |, Salı Be poğuralular 20 Hazl gembe 4 e abancı Askerlik Şubesin- İ? Beşiktaşta caki mslmü, Mama iklelmiştir, Haftanın Musahabesi Harp Patlamamış Olsaydı.. Yazan: Refik Halid Vi geçen sene bir harp başlamamış ol- saydı acaba bugünlerde dünya, ufak tefek ne gi- bi vakalarla karşılaşacak, gazetelerde cihan haberle- rine dair neler okuna- caktı? Şimdi, bu söatle ve havadis Kıtlığında belki en belli başlı va. kayı, ne idi o, adını unutu. verdik, şu kadit bacaklı, yamrı. yumru kafalı, beline bir değir. mi patiska sarmış, burnuna İş. porta malı bir eski mektep bev- vabı gözlüğü geçirmiş, taun mostrası Hintli? Ha, Gandi... İş. te onun yeniden açlık grevine başlaması teşkil ederdi. Yahut ta Çinde hasta düşüp suni te. neffüs cihazile acaip bir kutu. ya konarak Amerikaya nakle. dilen milyoner zedenin kıymet. li hayatına tasllüku olanlü- zumsuz tefsilâta rastgelirğik; habbeyi kubbe ederdik. Ş a gi İNE İİ NE Ah, ne iyi günlerdi onlar.. Haniya bir sene, İskoçya gölle. rinden birinde, sözüm ona, bir Su ejderhası (türetmişlerdi. Timsahtan sekiz misli uzun, İ- popolamdan dört misli kalın deve gibi hörgüçlü, fil gibi hortumlu, battâ yarı kanatlı, bir miktar da kuyruklu müthiç mahlüktu. Bahsi aylarca sür. müş, binlerce meraklı, elde dür. bün, su kenarında beklemiş, resmi bile alınmış, kimi iri bir kütük demiş, kimi ejder oldu- Buna inanmış, bazısı da otelei hilesi addederek münakaşalar çıkmış, halk birbirine girmişti. » Meter ne derisiz, ne ka. savetsiz £ yaşıyormuşuz! Eğer bu harp çıkmasaydı, mu. hakkak olan bir nokta varsa © da; Mister Chamberlain'in hâlâ yerinde duracağı ve kolunda da — bugünkü gaz maskesi yeri- pe — şemsiyesi asılı bulunacağı idi. Şemsiyeyi, hâlâ sulh remzi olarak alkışlıyacak ve açılınca, içinden düşmanın bağrına sap. İanacak bir süngü çıkıvereceği. ne hâlâ inanacaktık! İsveç Kralı, bütün kış mevsi- mi Nis'te tenis oynayıp keyfini getirmiş bir halde, uzun boynu. nu saadetine gıpta edilecek bir hükümdar nümunesi gibi nü. mayiş şeklinde gezdirerek Stok. bolm yolunu tutacak; zavallı Norveç Kralı kışlık sarayından Şimaldeki yazlık şalesine çeki. lecek, ala balıklarının cirit oy. nadığı bir berrak dere kenarın- da tatlı tath eshiyerek Ibsen'in rahavet bastırıp uyku getiren bülanık piyeslerini okuyacaktı. Ne birincisi memleketinin iki âteş arasında kaldığım, ne do i. kincisi denizden, gökten ve ka. Tudan ateş yağdığını görecek ve böyle bir ihtimali hatırından geçirecekti. Holandada Ise, şişman kraliçe bisikletine binip yeldeğirmenle. rinin sıralahdığı sâkin arklar kenarından geçecek, lâle, sün. bül, bahçelerinde oturup keyif. li keyifli dantelâsını örecekti. Danimarkada milyonlarca besi- | Hi domuz, pembe derili tombul yavrularını rahat rahat doğur. muş, çiftliklerin bereketini art. tırmış; yine milyonlarca tavuk ta çoktan civciv çıkarmış, çar yır, çimen, köy yollarına katmış bulunacaktı. Yani o do. muzları sürüsüne kıran girme. miş, 9 tavukların köküne kibrit suyu ekilmemiş, kimisi Berlin de propaganda sofrasına, kimisi karargâhta zafer ziyafetine yol. lanmamış bulunacaktı, 'inlanda olimpiyat oyunla. rına hazırlanıyor, bom» bardımanlarla çökmüş binaları. nı tamir için uğraşacağına, yep. yeni stadyomlar kurduruyordu. Oralarda yetmiş iki milletin bayrağı yan Yâna asılacaktı ve “Almanya galip . Belçika mağ. 1 lüp,, dendiği zaman, gözönüne Meuse ovalarındaki kanlı ve korkunç harpler değil, nihayet manlalı bir koşu gelecekti. Polonyada hasat başlamış o. İacaktı; köylü gündüzleri çalı. şıp çabaladıktan sonra akşam- ları kadın, erkek, şurada, bura. da toplanacak, keman ve zurna sesine ayak uydurarak dansede. cekti; nazi kamçısina sırt verip cephane arabasina koşulmıya- cak, kanlı göz yaşlarını ciğeri. ne içirmiyecekti... Belki de Fransada “Front po. pulaire,, hükümete geçmiş, ça- bışma saatini sekiz saatten dört buçuğa İndirmiş, tank imalını durdurmuş, tayyare fabrikala. rını grevcilerin eline vermiş olacaktı. Belki de Meclis, Maji. no istihkâmlarının yıkılıp yer. lerine sembolik bir işaret ola. rak balık ağı gerilmesine karar verecek ve Chambârlain, yanı. na Daladier'yi alıp sulh güver- cini şeklinde bir tayyareye bi. nerek, ağzında zeytin dalı, Mü. nik'e Hacca gidecek, Führerin köşkünü tavaf ettikten sonra, Hindenburgun mezarına çelenk koyacaktı! ütün bunlar olurken, uza- ğı gören ve felâketi se. zen bazi muharrirler ve devlet adamları haykıracaklardı: “Ne yapıyorsunuz, harp gelip çattı, teminata kulak asmayınız, ağ- zınızi havaya açmayınız, gaflet uykusu yetişir, silâkları atma- yınız!,, Fakat bu feryatlara kar. şı cenge hazırlanamadıkları i. çin sulhe inanma yolunu tutan. ler bin dereden su getirecekler, bugün sırra kadem basıp nere. ye sığındığı ve hangi kovukta barındığı malüm olmıyan ak. vam meclisi kürsüsünde lâf e- beliğinde birbirlerine taş çıka. racaklardı. Ya bitaraflar? Hele on hele onlar! Bir kısmı “harp mi Bize ne! Cihan Harbinde nasıl çubuğumuzu yakip keyfimize baktıksa; yine öyle, köşe pence. resinden seyirci oluruz, kazanç ta cabası...,, diyecek; bir kısmı da, “geçen sefer boyumuzun öl- güsünü aldık, bu defa mavi ban- cuğum' kimde ise, sevdiğim o. dur rolünü oynar, rahatımıza bakarız... #ikrine kapılacak, ne yüz tonluk tankı, ne paraşütlü haramileri, ne de canavar dü. düklü tayyareleri aklından ge. çirecekti. Hv cümle âlem, teselli. sini bulacaktı. O kadar ki, maharetli bir fal. cı çıkıp te meselâ; Holanda kra. liçesinin tombul eline bakarak: — Denizaşırı bir yol görüyo. rum, taliine bir büyük bina çı- kıyor, galibs Londraya gidecek. sin ve Buckinghâm (sarayına yerleşeceksin! Deseydi; öteki kara bahtın. dan şüpheye düşmeyi hatırına getirmiyerek belki de; — Hah, galiba İngiliz tahtına niyabet edeceğim! Ümidine kapılacaktı. Daha müthişi var: Yine bu falcı, kah ve telvesine mi, iskambil kâğı. dına mı, gökte yıldıza ve kuyu. da gölgeye mi, her ne ise, talih- le bir münasebeti olmıyan şeye nazar kilip, İngilizlere, “bir yı. la kalmıyarak, bu hür memle. kette bir kanun çıkacak, can, mal, mülk, ne varsa, kayıtsız, şartsız hükümetin tasarrufuna geçecek... Hem, bu Çinde, Ma- çinde bile misli ; görülmemiş diktatörlüğü siz kendi arzunuz. la istiyeceksiniz ve öpüp, başı. nıza koyacaksınız! nev'inden bir kehanette bulunsaydı, aca- ba kim inanırdı? Tuhafı'da şu: Ayni falcı Cham berlain'e hitaben: — Havanızın üstünde Alman. ya tarafından gelen kocaman kanatlı, acsip şekilde, insana pek benzemiyen mahlükların u. çuştuklarını görüyorum, ne ola acaba? Dese ve bu suretle paraşüt- çüleri kasdetse, hiç şüphe yok ki, sabık Başvekil tatlı tatlı gü- ler ve: — Olsa olsa sulh perileridir! Cevabını verip; (Fransaya harp hazırlığında itidal bile tavsiye ederdi! Amerika, “Avrupdan bize ne?,, nakaratını tutturup, kon. gre ve borsa oyunlarile vakit geçirirken, Lloyd George'un Al. manyaya göz süzülmesi ve Fran sadan yüz çevrilmesi hakkında yazdığı makaleler yüz yirmi gazete tarafından takdir ve si. tayişle iktibas edilecek, diğer taraftan Fatihlerin kanına do. kuhmasın, yumruk sallayıp nu- tuk vermesinler, diye Habeş imparatorunun © feryadına ve Arnavutluk kralının efganına bir satır yer verilmiyecekti. Weygand, sivil elbise sırtın. da, iç çekecek ve gizlice Pötxin'i bulup, dert yanacaktı; baş başa verip yarını düşünerek kan ağ- lyacaklardı. akat kimseye meram an. latmak kabil olamıya. caktı, Sinemalarda eski herp film. lerini seyrederken © hepimiz: “gi günler, diyecektik, bir daha tekrarlanamaz!,, Ve şu te, selliye dalacaktık: “Artık, şu korkunç manzaraları gören han- gi millet tekrar silâha sarılır, harp meydanına sürüklenir? Hepsi böli!,, Bize öyle gelecekti ki, bundan sonra harp, yalnız Çinde yapılabilen bir faciadır. Gaztelerde tafsilâtını okurken: — Ne vahşet! diye çarpışanla- | m ayıplıyacak, biraz da: — Zavallılar! dive ölenlere aciyacaktık şte geçen sene yeniden harp patlamasaydı, bu seneyi de ayni hata, ayni dira. yetsizlik ve beceriksizlikle gö- çirecektik, Nihayet, gelecek se. | ne değilse, öbür sene toplar pat. layıverince herkes: “sürprizle karşılaştık!,, diye haykıracaktı; kimisi hayretinden küçük dilini yutacak, kimisinin korkudan diz bağları çözülecekti; istilâ ise çorap söküğü gibi yol alıp, nihayet Fransaya dayanacak Sulh zamanında bir türlü yık olduğu hükümete malik ol. mıyan bu kahraman millet, yi. ne sonunda hem kendisini, hem hür kalmak istiyen milletleri orla çağ esareline düşmekten kurtaracak, hürriyeti tekrar fethedecekti! LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLER DENİZ KENARINA VARINCA... Deniz kenarı havasından, de. niz banyosundan çocukların pek çoğu istifade ederler, Fakat de. niz banyosu için, iki tarafıda keser kılıç gibi, derler: İyilik te yapar, fenalık ta... Deniz ban. yosundan çocuğu gerçekten İsti. fade ettirmek için onun yolları. »ı bilmek lâzımdır. Bir kere, deniz kenarı ikli, mine varınca, mevsim ve deni. zin sıcaklığı müsait olursa da, hemen deniz banyosuna sokmak doğru olmaz. Deniz iklimine a. lıştırmak devri denilen zamanı geçirmek lâzımdır. Bu devir ço. cuğun yaşına göre sekiz günden on beş güne kadar sürer. Çocuk ne kadar küçük yaşta olursa o kadar uzun 'k küçük yaşta, i olan çocukları denize biraz uzak bir evde o. turtmak daha iyi olur. Çocuk orada beş gün, altı gün kaldıktan sonra öğleden sonra bir kaç saat plâja götürülür. Giydiği esvabı hafifletmek, in. celtmek için de bir hafta bekle. mek lâzımdır, yoksa çocuk de. niz iklimine alışma: alır. İlk günlerde çocuğa az ye- mek, bilhassa sebze yedirmek faydalı olur, çünkü deniz kena. rı iklimi henüz alışmamış olan. lara peklik verir... Bazı çocuk. ların deniz kenarına götürüldü. ğü vakit sinirli olmaları, uyku. larının kaçması, nezleye ve ük. sürük nöbetlerine tutulmaları, kimisine ateş yahut kaşıntı gel. mesi bu İhtiyat tedbirlere ria- yet edilmemesinden ileri gelir. Çocuk bu suretle plâjdan u- yerde bir hafta, on beş ıktan sonra güneş ban. yosuna başlanılır, İlk zamanla. Tı güneş banyosunu muhafazalı bir bahçede, hattâ güneşe karşı bir odada —tabii pencereler a- çık olarak— yapmak müreccah. tır. Sabahları ilkin çokça ılık, gittikçe daha soğuk deniz suyu. na bir bez balırarak çocuğun vücudünü kuvvetle ovuşturmak unutulmamalıdır. Pek küçük çocuklara, güneş banyosu esnasında kolları açık ve İnce yünden ceket ve panta. lon giydirerek, sonraki günler. de bunlar birer birer çıkarılır Küçük çocuk için bir, iki daki. kalık güneş banyosu yetişir, Fakat altı yaşından sonra, ço. cuk büsbütün çıplak olarak gü. neş banyosu yapabilir, İki daki. kadan başlıyarak sekiz gün için. de on dakikaya kadar. Bu müd. detin de yarısı arka üstü, yarısı da yüzü koyun... İlk günlerde ço cuk güneş banyosundan yorul. muş görünürse bu banyo iki günde bir yapılır. Dört yaşından küçük olanlar da sabahleyin bir defa. Daha büyücek olanlara sabahleyin onla on bir arasında, öğleden sonra üçle beş arasında olmak üzere iki defa.. Güneş hanyosu esnasında çocuğun bası sapka Gözleri de gözlükle muhafaza edilir. Çocuğun cildi tam karardığı vakit; yani takriben yirmi gün Sonra güneş banyosunun müd. deti her gün beş dakika daha u. zatılır. Ondan sonra çocuk plâj üzerinde serbestçe koşup oynı. yabilir de.. Güneş banyosu müd deti bir saate kadar çıkınca se. kiz gün banyodan vaz geçilerek tekrar her gün beş daki tılırsa sabah ve akşam ate kadar çıkmak mümkün o. Tar... Deniz iklimine alışıklık şu a lâmetlerle belli olur: Çocuğun nefes alması genişler, iştahı açı- lir, ağırlığı artar. Deniz banyo. larına o vakit başlanılır. Bu alışıklık zamanının ne ka. dar süreceğini önceden tahmin etmek mümkün değildir. Bazı. ları ilk günde alışmış bulunur. lar. Bazıları yavas yavaş alışır. lar. Kimisi de ilk zamanlarda aksine biraz zayıflarlar, bundan dolayı deniz ikliminin iyi gelmi. yeceğine hükmetmemelidir. Heri tesirleri gün geçtik. çe ithalât ve ihracat piya. #asında kendisini hissettirmekte- dir. Her şeyden evvel, geçen se. neye nisbetle piyasaya az mal gelmektedir. Meselâ geçen sene- nin mert ayında muhtelif mem-| leketlerdn 18 milyon liralık mal ithal etmiştik. Bu senenin ayni a- yındaysa ithal ettiğimiz malın nisbeti 10 milyon liradır. Bun. dan başka ithal edilen malın k; meti de artmış, pahalılaşmıştır. Piyasadaki bu darhlışa karşı ne gibi tedbirler ittihaz ediliyor, ne- ler yapılıyot? Ticaret Vekâleti İstanbul piya-| sasındaki ithalât işlerini, bilhassa ikhalât malları üzerindeki ihtikâ la meşgul olmasını birinci dere. cede bir vazife addetmiş valimi- zin riyasetinde, Koruma Kanunu. nun hükümlerini tatbik etmek üzere yeni bir komisyon teşkil et. miştir. İ Diğer taraftan, ithalit eşyasın. | |da en mühim mevkii işgal eden manifatura ticaretini kontrol al. tma slmak için birlik teşkil edil- miştir. Ticaret müdürü Avni, yeni ku. rulan bu Manifatura Birliğinin | umumi heyet içtimaında şayanı dikkst olan şu sözleri söyle. miştir, “— Sizin de kazanmanız hi- zaamdır, Çünkü ticaret yapıyorsu: nuz. Fakat kazancınızı bugünkü harp © ekonomisinin şartlarına göre tayin etmek zamanı gel. miştir, Bilhassa halkın en büyük ihtiyacı olan giyecek eşyası me. | selesinde, bugünün zaruretlerine ve icaplarına göre bir kâr hudu- du tesbit etmek icap eder.” Esasen aylardanberi ihtikâr| komisyonlarının da halledeme: ği mesele buydu. Ne kadar kâr etmeli? Kârın hududu nerede bi. | ter, ve ihlikâr nerede başlar? E. ğer herhangi bir komisyon bunu tesbit edecek olursa, tüccar da geniş bir nefes alacaktır. Kürm meşru nisbeti tayin edi. lemediği için, tüccar ihtikâr itha- mindan kurtulmak o maksadile zincirleme satış yapmaktaydı. Bu yüzden bir kaç saat içinde, bir kaç defa el değiştiren mallara bi. le tesadüf edil ir. Pek tabii Jolarsk bir mal, her defa el değiş. tikçe fiyat, gittikçe yuvarlanan bir kar topu gibi büyümekte idi. Mah her defasında bir başkasına satan pek az kârla satış yaptığı için, hiçbir suretle ihtikâr yap- mıyordu. Bu Hafta Neler Sattık? ye yazdığımız, csaş İ- tibarile mevsim, ihracat mevsimi olmadığı için dışarıya pek az mal satılmıştır. Halbuki alnız İstanbul li. münindan muhtelif memleketlere bir buçuk milyon İiralık satış ya. pılmıştı, Fakat geçen haftaki sa. tışların yekününu kabartan $e- bepler istisnsi sebeplerdi. Me. selâ Ziraat Bankası tarafından Almanyaya 545 ton zeytinyağ, "Türk Tütün Limited şirketi t rafından da yarım milyon liralık tütün satılmıştı, Bü haftanın ihracat faaliyeti i- | çinde bu derecede mühim rak- | kamlar yoktur. Satılan malların arasında tuz. lu balık, çiroz gibi maddeler bi. rinci dereceyi teşkil etmektedir. Bu maddeler de en ziyade Ro. manya ve Yunanistana satılmak. İki coğrafya muallimi (© Ikhsadi Hafik Harbin Piyasadaki Tesirleri - Bu Hafi Neler Sattık? Bu Hafta Neler Aldii tadır. Maamafih bu hafta Romanyaya yalnız balık sevke memişti. Sevkedilen diğer eşi arasında kendir, susam, ku meyva da bulunmaktadır. İtalya ile olan ticari münai betlerimiz gittikçe azalmaktad Bunun en büyük sebebi, İtal; firmalarının kliring şartlarına ayet etmemesidir. Buna kar; olmak üzere, Türkiye ihracat fil . İmaları da belik ve yumurta gi maddeleri peşin parayla saim tadır. Bu hafta İngiltereye yumuri ve tülün satışları ehemmi; bir yekün teşkil eder. Maamadil yumurta tacirleri (o İngiltei yaptıkları siparişlerden pek memnun değildir. Nakliye mâl rafları çok yükselmiştir. Harp gortasının nisbeti de İngiliz larında yüksek olduğu için, murta fiyatları İngiltereye pali lıya mal olmaktadır. Bu Hafta Neler Aldık? u hafta içinde ithalât yasamızda en büyük ro oynıyan İngiliz eşy: eşyanın ekserisini kimyevi m ler ve İlâçlar teşkil etmek! Bundan başka Romany. mühim miktarda kumaş, madeni eşya, petrol gelmiştir. Piyas ihtiyacı olduğu maddelerin, şında demir, kalay, çay ve bulunmaktadır. Demir Birliği & refindan Amerikaya yeniden mir siparişi verilmiştir. Kala çin, şimdiye kadar Holanda Belçikaya müracaat edilmişti Bu memleketlerden kalay Tik etmenin mümkün olmadı; söylemiye lüzum yoktur. Yal Holanda kolonilerinden mal gi tirmek için, Holanda ticarethan lerinin İskenderiyedeki şube) le temas edilmektedir. ğ Hüseyin Avı DEE Bugünkü Bulmacamız SOLDAN SAĞA: 1 — Bir muharririmiz 2 — İçi Hasa: 8 bulunur - Bir içki 5 Umut « Tavlada çift oyun 4 — nehir - Tan $ —İle,Sir6 — mola - Bir zamir 7 — Bir sayı - içki 8 — Bir erkek İsmi - Ağı — Devs » Cari, YUKARDAN AŞAĞI: > 1 — Hayat, yaşıma « Cenk 2 Baltık denirinde bir liman çı 3 — Bir kaza merkezi » Yapn 4 — Kabul etmemek » Dış değil 5 Sevda $ — Dere, mehir 7 — mansızlık - Bir çiftçi öleti 8 — daş, hemsin « Valide 9 — Ayağa yilir, DÜNKÜ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ SOLDAN SAĞA: 1 — Gazete - An 2 — Aruz» ka 3 —Geraz «Kiz 4 —Ak- $ — Sani 6 — Ma . Alalm 7 — dek - Zsir 8 Nüşir 189 — asındar — Ben çocuklarımın zihinlerini yormamak için şimdilik <e resmi tebliğleri okutuyorum.