3.6.0940 3 HAZİRAN 940 TAN ABONE BSEDELİ Türkiye Ecnebi Milletler dah tü posta olmayan mel &saiti nakliye biletlerin. de ötedenberi halkı dak Yahatsrz eden bir dert var- On paralık derdi. Son sene. tramvay biletlerinde sade. mesafelere, © da İkinci ide, inhisar eden bu dert, |, artmış olan istihlâk ver. yisile birinci mevkilerin mesafe biletlerine de sira- #iti. Dündenberi bu biletler, buçuk kuruştan yedi kuruş Paraya çıkmıştır. di yeniden bir metelik buh. Ortaya çıkmış demektir Yaya binersiniz, cebinizde ekseriya bulunmaz. Bi. on kuruş verip üst tarafı. k istersiniz. Biletçi sizden daha ister, Çünkü onun verecek meteliği yoktur. İçi ile aranızda şu mükâle- er; yim! On param yok! gi Bende de yok ki size vere. Sabahtanberi elâl öra bu zam yapılmasın fikmaz. Halkın kesesi için Süretle.bir yük teşkil et İmkân olmıyan bu on pa- birikmesile ne faydalı iş- bileceğini takdir etmi. tur, Fakat yolcuyu ve bi- bu sıkıntıdan ve rahatsiz- tirtarmak ta pekâlâ müm ve Maliye Vekâletinden tıkarsın, . aitlerin Tememnileri nakil vasıta. dava binmek istiyen im bir mektuplarını lik. Şimdi de bize Ka. #len mektup gönderen İirka kumandanı Ragıp : Mütekalt binbaşı Hamdi, Haşim, mütekait Ali Müteknit doktor Nahit, muza geçirmemizi iste- $u samimi temenni ve Matırlarını yazıyorlar: Meclisimizin toplantı halin şe sırada, biz eki mü, in pek ehemmiyetli olan © bir karara bağlanmasını &i. İle, maaşlarımıza, şa müş. inde bile, yüzde yirmi beş Büyük Millet Meclisimize in ibiiğm da dileriz, — > Hasta Söylüyor te kimsesizler yurdunda etini söyliyer Enver ismin. ie genç, dün matbasmıza iy düğünüz yeşil kâğıt fak“ kabe Şu 6a verem a yor. hastalığımın gün- Minleştiğini hissediyorum. ayın Eminönü şube- deki raporla fakrü- İ göstererek yardım a benim gi- hemen hepsi re 70 - 80 kişi vardı. Ye yiyecek verildi. Sıra Diğerleri gibi beni de lar, Reis, im ede pim mio. 28 yap Mihal mu Lâzumdırt” Romanyayı ziyaret eden Türk heyeti H arp başlamadan evvel Almanya bütün Avrupa. da bir sinir harbi açmıştı. Bü- tün milletlerin sinirlerini boza. cak propagandalar yapıyor, ha- vayı bozuyor ve Avrupanın ha. yat kabiliyetini sekteye uğrat- mıya çalışıyordu. O vakit bir İngiliz gazetesi o- kuyucularına şu tavsiyede bu- Tunmuştur — Dalma harp olacakmış gi- bi hazırlanmız ve uyanık bulu- nunuz, fakat harp olmiyacak- miş gibi çalışıp yaşamanıza de. vam ediniz, Reroma Propaganda Ne- zaretinin lütufkâr dave- ti üzerine Romanya dahilinde yaptığımız kısa, fakat entere. san seyahat esnasında daima İn. giliz gazetesinin bu tavsiyesini hatırladım. Romanyada harp korkusu vardır, hava sinirlidir, halk endişededir. Fakat bu harp havasi Ro. manya hükümetinin “imar fa; liyetine bir an bile sekte vermi miş, milletin çalışma kabiliye. tini bozmıya kâfi gelmemiştir. Her tarafta harp yokmuş ve harp olmiyacakmış gibi hum. mah bir faaliyetle çalışılıyor. Halk çalışıyor ve neşesini mu- hafaza etmiye gayret ediyor. Bükreşe varır varmaz, oto. mobillerle şehri dolaştık. Şeh. rin garp istikametindeki inkişa. fı ve bu sahada sarfedilen gay- ret, hepimiizn takdir, hayretini celbetti, Evvelce Bükreşin te. neke mahallesi olan bu sahada B ugünkü barbin yüzde el. lisini propaganda mu- harebeleri teşkil ediyor, Pro. paganda muharebelerinin en muvaffakıyetli akınları bizlere hitap eden, aklı bir anda aciz. çinde brrakan haberlerdir. Har. bin başladığı gündenberi yapı- lan propaganda hücumlarının a. rasında nutuklar, makaleler ar. tık tesirini kaybetmiş gibidir. Fakat bir hâdisenin oluşundan bahseden, yeni bir vaziyeti an. latan haber, kütleler arasında yıldırım süratle tesirini yap- maktadır. Kâh yazı Ile, kâh 858 Tle, kâh bir radyonun antenile etrafa ya. Yetis bulundu ve dedi ki | yılan haberler infilâk kudretini İçinde taşıyan tahrip bombaları gibi sakin sakin insan ruhlam. na nüluz ediyor, sonra orada beklenen tesirini yapıyor. Memleketimiz hürriyet şart. lor: içinde yaşamaktadır. Bunun için yabancı memleketlerin ha- berleri ile dolu ajanslar, mik. rofonlar Türklere günün her sa. atinde bir şeyler söylemektedir. Telkinin en kuvvetlisi ken. disinin telkin olduğunu hisset- tirmiyendir. Yabancı yurtlardan radyo an- tenleri vasıtasile yayılan, hav& mevceleri arasında kendilerine siper yapan haberler de masum bir eda ile hudutlarımızdan gi- riyor. Harbin teknik bakımdan olduğu kadar p jik ba. kımdan da mukavğrde' iyec gösterdiği bir de geniş, etrafı ağaçlı güzel asfalt caddeler açılmış, harabeler yi- kılarak yerinde ormanlar, ga. zinolar, eğlence yerleri vücude getirilmiş, evvelce bir bataklık halinde şehrin sıhhatini bozan sazlık temizlenerek halkın de- niz sporları yapabileceği, etra- fında dolaşıp hava alabileceği bir göl haline konmuş. Göl ke. rarında yapılan şirin Rumen gazlnosunda bir akşam oturup bir yemek yemediğimize üzül. dük. Bizi gezdiren memur yüzü. müzden takdir ve hayranlığımı. zı okuyarak seviniyor ve izahat veriyordu: — Bütün bu gördüğünüz göl, ormanlıklar, caddeler, gazino. lar ve eğlence yerleri tam dört ay içinde yapılmıştır. Mili bay. rama yetiştirmek £ihtiyacile mart ayında binaların yıkılma- sı bişlamış ve temmuz ayı için. de bu şekli almıştır. Şehrin içinde de imar faaliye. ti devam ediyor. Büyük, muhte. şem kâgir binalar yıkılıyor, yer lerine daha güzelleri, daha bü- Propaganda HARBİ Karşısında Vazifemiz Yazan: SADRİ ERTEM düşen büyük bir vazife vardır: Biz bu vazifeden bahsetmek is- tiyoruz. Çünkü yabancı bir memleket ufkundan kalkip ge- len haber ister bir tele, ister ha. Va tabakasına takılarak kulak. larımıza kadar gelsin, bu ha- berin bu şekilde yuğurulması, ve insanlara bu şekilde arzedil. mesi sebepsiz değildir. Bir cümlenin kuruluşu, bir haberin tertip harareti mutlaka bir tefsiri, bir telkini de beta. ber taşımaktadır. Haber dinliyen vatandaş İlk vazifesi, işittiği haberin mahi, yetini telkin kudretinden ayır- mak olmalıdır. Bunun için de haberlerin nereden, hangi mem badan geldiğine dikkat etmek lâzımdır. Muharip karargâhla. rın biribirleri hakkında verdik. leri hükümleri kontro) etmeden kabul etmemelidir. Bilmelidir ki, Roma İtalya için, Berlin, Al manya için çalışmaktadır. Bu merkezlerin bütün faaliyeti, dünyayı Roma ve Berlin cephe. sine sempatik kılmak, mukabil cephelere düşmanlık hislerini telkin etmek ve bu cephelerin zayıf olduğu kanaatini vermek. tir İnsanların kulağına kadar'ge- len haberler hem doğru hem yanlış olabilir. Fakat doğrudan Ki. M. Zekeriya SERTEL Govora su şehrindeki otellerden biri Harp Havası Içinde Bile Durmadan Çalışan Millet: Romanya yükleri inşa olunuyor, meydan. Jar açılıyor, caddeler genişletili. yor, Bükreşe yepyeni, tertemiz modern ve zengin bir şehir man zârası verilmiye çalışılıyor. * R omanya Avrupanm en zengin ve en mühim su şehirlerini bir araya toplayam memlekettir. Bizi bu su şehirlerinden bir- kaçına götürdüler, Yeşil orman- lar içinde gizlenmiş temiz, şi. rin otel ve villâlarla bezenmiş olan su şehirlerinde humma bir hazırlığa şahit olduk. Olel lerde yerler cilâlanıyor, odalar temizleniyor, yataklar bazırla- nıyor, 15 haziranda kapılarını müşterilerine açabilmek için fa. aliyetle çalışılıyordu. Romanyanın her türlü hasta. Uklar için termal banyoları fenni ve tabbi hazırlıkları tam ve mükemmel su şehirleri bü. tün dünyaca tanınmıştır. Orta Avrupadan buralara her yaz akın akın insanlar gelir. Hasta gelir, zinde dönerler. Otellerin şirinliği, konforun ve yanlıştan evvel bu haberle rin bir yabancı memleket Pro. pağanda Nezaretinin eseri ol. duğuna inanmak gerektir, Bun. dan sönra insan kulağına akse- den haberler hakkında bir mü. talâa beyan etmek imkânına malik olabilir. Bu bakımdan menşei malüm olmıyan, hakikat olduğu tesbit edilmiyen müşevveş mahiyetli haberleri olduğu gibi nakletmek memleketin ruhi bünyesi bakı. mından hiç te faydak değildir. (Beşinci Kolon) fahri kadrosu. nu böylece teşkil eder. Kon- trol edilmemiş bir haber üzeri. ne mütalâa yürütmek çok defa uydurma sevinçleri derhal su. kutu hayallerin takip etmesine sebep olur. Böylece efkârı u. mumiyede itimat kendiliğinden kalkar, Efkâr umumiyeyi boz- mak, onu paniğe sevketmek is. tiyenlerin en mühim silâhların. dan biri ruhları ümitsizliğe dü. şürecek şekilde sukutu hayal misallerini fazla miktarda orta» ya çıkarmaktır, Vatandaş işittiğini bir başka. #ına naklederken bütün bunları hatırlamalı ve çenesini istemi, yerek yabancı memleketlerde konusan propaganda nezaretle. rinin fahri hoparlörü haline koymamalıdır. Her haber naklinde bu nok- tayı göz önünde bulundurmak lâzımdır. Muharebede sığmak kadar haberlerin de ruh disipli. nine tâbi olması gerektir, mükemmeliyeti, manzaranın güzelliği insanları buralara çe kiyor. Bunların içinde bizi en ziyade alikadar eden Govora banyolarile Köstence civarında. ki çamur banyolarıdır. Govora banyolarının o bulunduğu yer cennetten bir parçadır. Otelle. ri en modern konfor techizat. nt havidir. Ağaçlıklar içinde müzik meydanları, tiyatro ve sireması vardır. Banyoları da sıhhi vesait bakımından Avru- panm en zengin mücsseşelerin. den biridir. Köstence civarındaki çamur banyoları ise o derece mükem.- mel ve modern bir müessesedir ki, Avrupada bunun pek az mis. line tesadüf edilebileceğini id- dia edebilirim. ek omanya Propaganda Ne zaretinin turizm şubesi, genç, çalışkan, yirmi senede. | beri turizm işlerile meşgul çok kiymetli bir müdürün idaresin. dedir. Denilebilir ki, bu zat, hükümet bütçesinden beş para sarfetmeksizin, Romanyada tu- rizm işini kurmuş, ve memle. kette bir turizm müessesesi vü. cuda getirmiştir. Turizrn şubesinin senelik büt. çesi bizim paramızla 800 bin li- ra kadar bir şeydir. Bu paranın yalnız yüzde on beşi teşkilâta tahsis edilmiştir. Mütebaki va. ridat İmar, propaganda ve tesi. sat işlerine sarfolunur. Turizm müdüriyetinin Romanya dahi. linde 115 şubesi vardır. Her se- ne 150 bin afiş ve broşür basıp dağrtır. Su şehirlerinde oteller idare eder. Bize turizm şubesi tarafından Köstence civarında ler. Hayretler içinde kaldık. Yalnız bu otel turizm müdüri. yetine 1 milyon Türk lirasına mal olmuştur. Bunun gibi bir. çok daha müesseseleri, otelleri, tesisat ve teşkilâtı bulunan tu. rizm müdüriyetinin küçük büt. çesile bu işleri nasıl başardığı. na hayret etmemek mümkün değildir. Fakat siz de bizim gibi bu işleri idare eden zatı tanr miş ve dinlemiş olsa idiniz, bu hayretiniz derhal takdire inkı. lâp edecekti. Çünkü bütün bu işler bu zatın bu işteki ihtisası. nın, kabiliyetinin mahsulüdür. * * pe siyasi ahval ve harp havası içinde tu. rizm ile meşgul olmanın sirasi mı, demeyiniz. Biz de Romanyaya giderken | böyle düşünmüştük. Fakat Ro. manyadaki faaliyeti, yaz hazir- lıklarını gördükten sonra ka. naatimizi değiştirdik. Roman. — Bu memleket bizimdir, diyor, burada biz yaşayacağız. Harp te olsa, sulh te olsa biz yi. ne buradayız. Hayat durmamış. tır, durmıyacaktır. Yaşadığımız müddetçe harp olmiyacakmış gibi çalışmıya ve hazırlanmıya mecburuz.” Hakları yok mu? o» Harpten korkarak bütün imar faaliyetlerini durdurmak, te. vekküle ve bedbinliğe düşmek, yeis ve mağlübiyeti kabul et- mek demektir. Yeis bir milletin hayatım kemiren en fena mikroptur Romanyalı bedbin ve meyus değildir. Onun için hayatını de ğlştirmemiş, neşesini kaybetme. miştir, 7 yiz LÜZÜME CARPANLANE i # / Zinnar Telefon Emirlerine Aldırmayını Nerede İntikam Alacağız? Iman pâraşütçülerinin in. dikleri yerlerde bir çok kargaşalık ve telâşa sebep duklarını şimdiye kadar okudu- gumuz ve işittiğimiz bir çok va. kalardan anlıyoruz. Bunlar elle. rinde bisiklet, radyo gibi ilk ih. tiyaçlarını İstmin edecek bir çok ületleri de beraber indirdikleri gibi, ayni zamanda nereye indik- lerinden, en yakın telefon kuğü- besinin nerede olduğundan, şehir. den ne kadar mesafede bulunduk larından, önlerinde ne gibi teh. likeler ve gizlenebilecek yerler bulunduğundan da haberdardır. lar. Bu paraşütçülerin e yaptıkları marifetlerden biri de şudur: En yakın telefon kulübesinden, en| yakın şehir kumandanına telefon ederler: — Burası umumi Düşman ilk hattımızı yarmıştır. Şehri derhal tahliye ediniz. Paraşütçü telefonu kapar ka. pamaz hemen bisikletine atlayıp yoluna gider. Beri tarafta onun verdiği tahliye emrinin hakika. ten kendi karargâhlarından ve. rildiğini sanan yerli orduları he- men şehri tahliyeye başlarlar. Ar kadan gelen düşmen orduları| böylece her tarafı paraşütçüler vasıtasile boşaltılmış bulur ve| kolay kolay etrafı zaptederler, Bu hâdiselerin tekerrürüne şa- hit olan Fransız Başkumandanlı. ğl şimdi her tarafa şu emri veri- yor; Yazan: Sevim SERTEL ol. | karargâh...) 5 e, ie 2 «Zinhar; telefonla verile li mirlere aldırmayınız!» . Nerede İntikam Alacağ a) ngilizler ananeleriii dakatlarile nam almığiğiğ millettir. Şu küçük tasvir, Bİ güzel misallerinden biridir; gün cephede yaralananları cayi taki limanlardan birine getiri lar. Vakit sabah erkendi tım tanıdık ve akrabalarla dğ tomobilleri, Kızlhaç doktopi hastabakıcıları vardır. Geleni yorgun ve bitkin bir haldedir. ii Fırkaları, alayları darı * nik olmuştur. Üstlerindeki iğ | formalar çamurla yuğuruleniğiği İtur. Kimisini sedyelerle çıkarı lar; kimisi koltuk değnekleri yürüyor. Bunlardan biri, mej bir futbolcü... Bir yağını ği memiştir, — Aman, diyor, bizim anı nör, beni bu halde görmesin. Eği yametleri koparır, Evlâtlarına sarılan anaları j gibilerini kucaklıyan genç gözlerdeki mendiller... Vel sabahın erken bir saatinde bu ği çük cenup limanının rıhtımı 29 şeri andırmaktadır. Fakat ilk heyecan geçer mez bu bitkin ve harap yarali rın hepsinin öğrenmek istedik ri şey aynidir. Hepsi birden Si ruyorlar: .. — Yahu, bize şunu söyl intikamimiz: nerde alacağız? oil LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ Bayılmaktan Korkanlar Bunlar da deli olmaktan kor. ! kanlara yakın bulundukları için, onlar kadat çoktur, Bayılmak korkusu çok defa kalabalık kor. kusile yahut meydanlardan geçe- memek korkusile birlikte olur. Bir sinirli, kalabalık bir yer. den geçemez, geniş meydanlara gidemez. Bulunduğu yerde derin bir sıkıntı içinde kalır, O zaman da, çektiği ıstıraba dikkat edilin. ce, yüzünden belli olur. Sebebini sorarsanız kalabalık arasında ba. yılmaktan, yere düşerek çiğnen- meklen yahut geniş meydanda gene düşüp bayılmaklan ve ara- ba tekerlekleri arasında, otomo. bil altında kalmaktan korktuğu. nu söyler. o Kimisi halini daha| ziyade tafsilâtlı anlatır: Gözleri nin önünde duman gibi bir şey bulunduğunu, kulaklarına uğultu geldiğini, başı döndüğüni ları titrediğini, tekmil vücudün. den ter döki ü, kendini şaşır. dığını tarif eder. Böyle sokakta düşüp bayıl- mak korkusundan dolayı bir çoğu yalniz başına sokağa çıkamaz o. lur. Yanında bir kimse ile, hiç olmazsa, bir çocukla çıkmak o. nun İçin bir kuvvet sebebi olur. Yanlarında tanıdık arkadaş bu- lamıyanların bazısı da cebinde — bayılacak hissini düyduğu Za- man kendine yardımcı olacağını ümit ederek — Kokulu bir ilâç, yahut kolonya suyu taşır. Fakat, tabiidir ki, onun kork. tuğu hal hiçbir vakit başına gel. mez. Vâkia, bayılmak korkusun. dan hiçbir vakit yalnız başına çı- kamıyan bir adamın gerçekten Gayılmadığı belli olmaz, diyecek. siniz, Fökal hayılmaktan korka. nın bayılmasına mâni olan elbet- te yanındaki çocuk değildir, Ya- andaki yetişmiş bir adam da ol. sa bayılacak kimseyi bayılmak. tan slkoyamaz, ılmaktan korkanm kor kusu, sinirliliğin sebehi olan if. rat derecede teessürün neticesi- dir. Yalnızlığı sevenler, gittikle. ri yere yalnız gitmeği tercih e- denler dünyada az bulunur. Filo zolların dediklerine göre de yal- nız başına Kalabilmek ancak bü. yük, iradeleri kuvvetli adamlara mahsustur. Onun için her yere daima bir arkadaşla gitmek ar. zusu dünyada pek çok kimseler. de bulunur. Sinirlideki, bu ta, bii arzunun ifratından ibarettir Yalnız ilkin ona bir tered'üt gi. ter. sonra gitgide bir korku olur, Zaten yalnız başına çıkarsa ba. | , "lmaktan korkan sinirli yanın. da biri bir çocuk bulununca kala- balık; yahut tenha bütün s0 lardan geçer, en kalabalık ğnznlara girer, çıkar, hiçbir vi bayılmaz. Yüksek yerlere çıkarmıyanı nirlilerin korKusu da buna benzer. Yüksek yere çıkamı korkusu da herkeste tabit ol bir duygunun ifratından, mü) lâğasından ibarettir; Her in yüksek bir yerden, hattâ bir Aşağıya doğru çekiliyormuş hisseder, Bu duygu gözün o gi niş manzaraya henüz alışam olmasının, neticesi olarak İ nirli olan bu başlangıcı zihni büyüterek -ekten bir baş mesi derecesine getirir ve ond korkar. Korkudan da kurtulm için en kolay çare, baş dönmesi din büyümiyeceğinden emin © rak korkulan hareketi yapmı israr etmektir, BULMAC Bugünkü Bulmacamız 123456789 SOLDAN SAĞA: 1 — Bir Fransız ilmanı - Bir zamir, 2 — Asalet sahibi « Çıkıntı. 3 — İgve, şımarmak » İstikbel, 4 — Bir kuş, 5 Yanılmak, yanlış - İle. 6 — Usule Uymak, esası arı İtibare almak — Oruç ayı, 3 — Bir vilâyetimiz İsyankâr. 9 — Cereyan halinde $y — Ekzersiz. YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Ruh, hayat - Bir Belçika şehei, 3 — Sinir - Geri vermek. 3 — Bip nehir - Yük 4 — Bir renk s Hanı 8 — Zıddiyet linde, $ — İçilir - Kereste. 7 — Tanrı - Atın ayağında olur, 8 — Bir zemir - Yüze, başa sarılan çok ince bir kum ag « Bir nota. 0 — Ana, baba ve çocüke Vardan ibaret, familya - Yarım, . DÜNKÜ RBULMACANIN merrwrir “iç epegj soLnay mas 1 — Dilek > Ama 2 Abe. ayi Kahve - Asi 4 -- sö KI - Lise, 8 — Ayan - Sam, 7 gi » Esk, 8 Bolâ - İk 9 — Muay ğ dur. Bir yanda de, hastahangiğiıii k ekl | ( betmiş; fakat şakacılığını icayisğai dönmesi başlangıcı demektir, SİĞİİ