Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
27-5-940 27 MAYİS 940 İ AN BĞ BONE BEDELİ Ecnebi 1 sene 2800 Kr, İ 86 Ay 1609" ” 8 Ay s00 ” u p 1 AY 300 " ll trati d Clerarası posta ittihadına h olmıyan memleketler için edeli müddet sirasiyle 16, 9, 3,5 liradır. Abone be- ne'p,, şindir. Adres değiştirmek k“"'Jİ*.ur. (e için mektup- 10 kur pul ilâvesi lâzımdır. y İNÜN MESELELERİ içiğ B Bj n Müstahsili Satışlar ç ) özce ve Samsundan — aldı. » Bimiz telgraflarda tütün hsilleri bize şöyle dert ya- Ahisarların teşekkülü olan © Hmitet şirketi Fransaya 88 kuruştan 3,5 milyon ki. Muazzam bir miktar satış $iir, Biz, hakiki müstahsil. di topraklarımızda efradı " 2le çalışarak tütünü ancak âta mal ediyoruz. Hattâ e- ? bir zürram 80 kuruşa sat. | '&ünde yevmiye olarak eli. ki&cek para 40 kuruştur. Bu 1Z satış yüzünden' ciddi su- Endişe içindeyiz.,, “Sundan gelen diğer bir , “ta da, şikâyet mevzuu aşa. Karı aynidir. | tladığımıza göre, tütün li- " $irketinin Fransaya kilosu Tuştan 3,5 milyon kilo tü- | tması hâdisesinden sonra Ü tütün tâcirleri hemen $i. A başlamış, tütün müstah- A in zarar ettiklerini de ile- ıc #*rek, Ankaraya bir heyet et Siki yile n Mişlerdi. Tâcirler Fransa. âan bu son satıştan sonra Herini daha ileriye götüre- tün ihracatının limitet şir- ı İ * İnhisar ettiğini de söyle- F . Mtet Vekili Nazmi Topçu- Mü, Ankarada kabul ettiği & ilk sözü, böyle bir inhi- evcut olmadığı yolunda tün tâcirlerimiz, Ticaret izle temaslarından mem- y e ayrıldıklarını inkâr et- | _Çünkü Vekil, serbest tü- A Ülerinin de harice satış re kıal'ıum mümkün olduğu. hususta icap eden kolay- yapıldığını ve yapılaca- | e etmiştir. *İki gün gazetelerin hava. 'falarında da yer alan bu » Ticaret Vekilimizin yuka- ei tatminkâr sözlerile kapan- A, aradan zaman geçtikten tütün müstahsilleri gaze- telgraf gönderiyor, ayni ftazeliyor ve alâkadar, ma- a dikkat nazarlarının cel- A Teyorlar. K lava, tütün İhracatçılarile 4 davasıdır. Ticaret Veki. A bu husustaki beyanatın- ©ra ortada halli gayri ka- ihim bir mesele görmüyor ».© biz bu davaya halledil. —..!ile bakıyoruz. Nitekim Cisillerin yukarıya hülâsa. Kardığımız telgraflarında: ( Sene tütün satışlarında Avindik. Bunda - tâcirleri. » fekabetlerinin de tesiri » demeleri, derdin hal yo. şı:hıiş bulunduğunu - teyit iladedir. ine  » P R'müzün Seçtiği Mevzu! İ gece, Ankara radyosun- * “Bir insanı bir köpek takdirde ne yapmalı?,, p, TEvap veren bir diyev h dür şartları içinde bir & düşen vazifeleri kesti. h !, Seçilen bu mevzu hak- '_ te iyi bir not verme- ?, sanırız. h Marın sükünet bulacakla. j ak sırasının —şu anda ndan havlamasını bile 9? görünen— zavallı kö- | Beçeceği gün, bu mevzuu j :ihusîp görmek mümkün- şu anda, insanlara b köpekler - değil, insan- | Sunun içindir ki, diğer aa tekrarlamaktan usandı Nliı radyosuna tavsiye K a ders vermek isti- 'İ.hl faydalı şeyler anlat- ü dertli ve sıska sokak l hı den korunmasını ham- - depimiz gereği kadar bi- | TAN FF Üç Çeyrekte Totaliter Olan DEMOKRASI g ngiliz Parlâmento- I sunun 45 dakika süren — müzakeresinden sonra İngiliz tarihi haki- katen orijinal denilebile- cek yeni bir istikamete girmiştir. İngiltere ferdin hakkı ve fer- din salâhiyetleri esasına istinat eden bir rejimin tekâmülü yo. lunda ilerlemekte idi. Bin yılı bulan bu tekâmül hamlesi 45 dakikalık bir celseden sonra şeklini ve hüviyetini değiştirmiş bulunmaktadır. İngiltereyi Normanların isti. lâsından, yüz sene harplerinden beri bugünkü kadar ehemmi- yetli bir surette alâkalandıran ve cemiyeti tâ köklerinden sar, san bir milli müdafaa davası or- taya atılmamıştı. İngiltere yüz sene harplerini tasfiye ettikten sonra derebey- hklere fiili surette nihayet ver. YAZAN : SADRI ERTEM | miştir. Milli müdafaayı birinci plâna almak mecburiyetinde kalan cemiyetlerin hayat telâk. kisinde birinci safı, cemiyetin varlığı ve devletin otoritesi bir realite olarak işgal etmiştir. Ferdin cemiyete feda edilme. si, devletin üstün bir kudret telâkki olunması basit hâdiseler değildir. Çünkü milli müdafaa zarüretleri fertleri değil, ancak kütlelerin hürriyetini bir dava diye ileri sürebilirdi. Ferdin menfaatleri böyle bir cemiyet- te daima geri plânlara atılmış- tır. , arp sonrası, dünyasına ge- linciye kadar cihan hari. tası üzerinde tarihi şartların mukadderatlarını tayin ettiği gruplar vardı. İngiltere, Amerika ve kismen Fransa, ferdi cemiyete tercih e- den cemiyet nümuneleri idi. Bir yandan da milli birliğini a- rayan, bunu yapmak için devlet Gtoritesine muhtaç olduğunu bi. len devletler vardı. Büyük harpten sonra Avrupa bünyesine sosyalist nizam da bir yeni unsur olarak karıştı. Ferdi, cemiyete tercih eden grupların başında bulunanlar sosyalist nizam karşısında oto- riteyi tercih eden bazı devlet- leri bir siper halinde kullan. mak istediler. Hikâyeler malümdur. Bugün- kü harp meydana çıktı. Harbi ortaya çıkan bir takım realite. leri de sürükledi. İngiltere ve Fransaya yapı. lan taarruzların mahiyeti şedittir. O kadar ki, bu darbe ö- nünde ferdi cemiyete tercih e- den cemiyetler, tefekkür tarzla. rını, rejim şekillerini bile de. ğiştirmek mecburiyetinde kal- dılar. İngiltere “Milli Korunma Kanununu” harp edecek bir a- damın bedenine zırh geçirmesi gibi kabul etti, plân fikrini, ik- tısadi hâdiselere, servete, mül. kiyete hükümetin müdahalesini tabil gördü. Bir müntehadan bir münteha- ya geçiş, bir tarihin değişmesi seyrinin ifadesinden başka bir şey değildir. Harbin bünyesi, İngiltereyi böylece üç çeyrek saatte hürri. yetin vatanı olduğu halde tota. lişer devlet haline koydu. miş, deniz, mili$ müdafaarım tek kalesi halini almıştı. İngiltere- de asilzade Avrupanin kara kıs. mında olduğu gibi askeri şef ha. linde kalmamış, bilâkis o sınıf- tan kaymış ziraatçi, ve tacir ol. muştur. İngiliz tekâmül tarihi. nin esaslı bir noktası olan bu sıntf değiştirme faaliyeti, İn- giüterede fikri tekâmülü de ser. best ticaret, serbest rekabet ve şahsın hürriyeti esasına istinat ettirecek bir şekilde inkişaf et. tirmiştir. “Ferdin hukuku, dev. Jetin hukukunu tahdit etmeli- dir,, , “Fert devlet için değil, devlet fert içindir,, , “Devletin vazilesi asgariye inmelidir,, , “İktısadi faaliyet kendi nizamı. nı tayin eder. Ona müdahale et. memelidir,, gibi şiarlarla ifade edilebilen libaral hayat telâkki- si, bunun politikada ve iktısat- taki tecellileri asırlar içinde te. kâmül ederek dünkü İngiltere- yi yarattı. Dünkü İngiltere serbest. ti- caret, serbesi rekabet ve şahsın cemiyete tercihi esasına dayanırdı. İngilterenin bu te- fekküre ve bu tefekkürün ifa. Gesi olan hukuk ve iktısat ve terbiye kaidelerine sahip olması tabii idi. Çünkü İngilterede te- kâmül, cemiyetin hariçten gelen bir darbeye karşı mukave. meti şeklinde değil, bilâkis mü- dafaası tabii bir surette temin edilmiş olan İngilterede, fert. lerin inkişafı şeklinde meydara çıkıyordu. Böyle müstesna bir şarta sahip olan İngiltere tek. nik ilerleyişte de kara Avrupa- sından daha ileri saflarda bu'fi- nuyordu. Meselâ İngilterede bu« harlı makine fabrikaya tatbik o- lunduğu zaman, diğer kıtalar bu tekâmülü ancak elli sene ge- riden takip mecburiyetinde idi. Bu sebepten rekabetten de kork muyordu. Böyle bir hava içinde inkişaf eden nesillerin “tabiat ne ya- parsa iyi yapar,, diye bir telâk. kiye sahip olmasını da tabii görmelidir. Kara Avrupasında veya dün yanm diğer mıntakala. rında vaziyet bu tarihi şarta uy- gun değildi. Hudulları akın yol. ları üzerinde bulunan memle. ketleri tasavvur ediniz. Orada içtimat tekâmül bambaşka bir hat istikametinde inkişaf et- Müttefikler, Derhal Harekete Geçmelidir lmanyanın Ansch- luss'u yayması ve Avusturyanın işini bitir- mesi iki netice verdi: Almanların Brenner'e var- ması, İtalyanın eşiğine ve Ru. men politikasının üzerine mo- dern bir Attilânın gölgesini dü. şürdü. Diğer taraftan, Almanya Çe- koslovakyayı yanından çevir- miş, ve bu suretle süngüsünü -Polonyaya döndürmüş oldu. Bu manevra, tabif olarak Polonya. nın felâketini hazırladı. Ve AL manya, orada elde edeceği kârı Sovyetlerle paylaşmak suretile, iki cephede dövüşmiye mecbur kalmak tehlikesini bertaraf et. miş oldu. Sovyet — Alman anlaşması, Sovyetlerin nazarımı — Baltık memleketlerile Finlanda üzeri. ne çevirdi, Danimarka, Almanların Nor- veçe girmelerinde bir üs hizme. ti gördü. —Böylece, ilk defa olarak, bir denizden geçmek İâ- zım geliyordu. Fakat orada Hit- ler, deniz stratejisinin temel ka. idelerinden birine karşı dav- ranmak cesaretini bulabilecek miydi? er zaman malümdur ki, burada yapılacak bir te- şebbüste muvaffak olabilmek, denizlerde hâkimiyeti elde bu- lundurmıya mütevakkıftı. Fa. kat Hitler, tayyarelerinin hi- mayesine sığınarak, tarihi tec. rübeler üzerine müesses bulu- nan bu kaideye de muhalif dav- randı ve muvaffak oldu. Bu su- retle Şimal denizinin şark sahil. lerini ele geçirdi, hem İngiliz ablokasını kırmış, hem de İn- giltereyi kendisine senede 100 milyon lira temin eden bir tica. retten menetmiş bulundu. Üste. lik te, müttefik gemilerine de, İngiliz deniz üslerine de daha kolaylıkla taarruz etmesi im- kânlarını hazırlıyan üslere yer- YAZAN: Hoare Belisha (İngilterenin Eski Harbiye Nazırı) Fakat neticede, zafer, İngiliz deniz kuvvetlerinde kaldı. ügün, araya müttefikler lehine hayli farklar da * leşmiş oldu. Nazi şefi, bu mu- vaffakıyetten aldığı cesaretle Holanda zaferine geçti ve onun sayesinde, Narvik'ten tâ Rotter- dam'a kadar dayanan 1600 mil uzunluğunda bir sahil hududu elde etti. Tabiidir ki, bu zaferleri öde- mek Jlâzım geliyordu. Fakat harpte Trisgue'ler, elde edilen neticelere kıyasen ölçülür. Bir şey gözden çıkarmayı göze ala. mıyan, hiçbir şey kazanamaz. € imdi bir de devam etmekte *«7 olan kara harbini gözden geçlrelim: Almanlar, Majinoyu çevir- mek, ve İngiltereye daha yakın sahiller elde etmek, ayni zaman da da hudutlarını genişletmek gayesini gütmekte görünüyor- lar: Bu gayelere de ulaşmak ü- zeredirler, Halbuki, müttefikler, bu cepheye yapılması şart olan mukabil taarruzu başarabilecek kadar kuvvet yetiştirmek im- kânlarına sahiptirler, Almaniya istilâ hareketine rağ men, İngiliz ordusunu İngilte- rede daimi ikamete mecbur et. mek ve İngiliz takviye kıtaatı- - nın Fransaya geçmelerine mâni girmiş bulunuyor: O zaman Napoleon, iptidai dde, ve benzin, petrol buh. ranile de mücadele etmiye mah- küm değildi. Üstelik İngiltere, onun karşısında hiçbir zaman, yüz bin askerden fazla bir kuv- vet çıkaramamıştı. Halbuki, In. giltere şu anda, büyük bir or- duya sahiptir. Bu ordusunu, her gün, muntazaman takviye et- mektedir. Yalnız, bugün, müttefiklerin nazarı itibara almak mecburiye. tinde bulundukları yeni bir nok- ta vardır: Hava kuvvetleri, deniz kuv- vetlerine hangi şerait içinde, ve ne derece yardımcı-olmaktadır? Biliyoruz ki, modern ordular, bir hava kuvvetine istinat ede. meden muharebeye girmlemek mecburiyetindedirler. Çünkü topçu himayesinden. mahrum kuvvetlerin muharebe kabul et- meleri feyse, hava yardımından mahrum kuvvetlerin muharebe kabul etmeleri de odur. Bildiğimiz şeylerden birisi â hava kuvvetinin bir donanma için lüzumu inkâr edilemiyecek bir küvvet olduğudur. Halbu. ki, Norveç tecrübesinde, İngil. tere yalnız donanmasını hare- kete geçirmekle davayı hallede. bil “ . & Ş üŞ A ö Y ği ini i olmak ümidini de beslemel dir. Bütün bu işaretlerin delâleti le Alman stratejisini mütalâa edersek, görülür ki, nihai harp, kara kuvvetlerile deniz kuvvet- leri arasında geçecektir. Fakat müttefikler kendilerini vaha- met içinde — saymamalıdırlar. Fransa, kıyas kabul etmez ordu. suna pek haklı olarak güvene- bilir. 1806 da Napoleon, Fransaya, Almanyaya, İtalyaya, Avustur- ya ve Polonyanın en büyük kısmına hâkim vaziyetteydi. Bugün ise, harbin başlayışı dan dokuz ay sonra, müttefik- lere düşen iş, bütün kuvvetleri. ni harekete geçirmektir. Onla. rın yapmaları lâzım gelen ilk vazife, hava kuvvetlerini müm- kün mertebe süratle tekâmül ettirip arttırmaktır. Bilhassa İngiltere, asker toplama işini hızlandırmalı, ve onların talim görmelerini temin etmelidir. Ancak, bütün kuvvetlerile işe giriştikleri takdirde bu harbi kazanabilirler. ' Resimli Röp S AD ortaj Motörize Kuvvetler BAŞTA TANKLAR ankların müteaddit tiplerine göre silâhları T muhteliftir: Vasati olarak süratli ateş eder. Bir top ile bir ağır ve iki hafif mitralyöz. Tanklardan sonra zırhlı otomobiller, ağır ve hafif top çeken traktörler, tam techizatlı asker taşıyan kamyonlar, tekerlek üzerinde hakiki ka- rargâhlar, benzin, su, levazım, radyo, tâmirha- ne,... ilâh taşıyan kamyonlar gelir. bir top taşırlar, ZIRHLI OTOMOBİLLER Zırhlı otomobillerin tanklar gibi üzerinde yürüyeni olduğu gibi saatte 60 - 70 kilometre sürat yapan lâstik tekerlekli ol..an— ları da vardır, Bir benzin alışta 200 - 250 kilo- metre mesafe gidebilirler, Silâhları muhtelif memleketlere ve tiplere göre değişir. Umumiyet- le 3 tonluk küçükler yalnız bir mitralyöz, sekiz tonluk büyükler ise büyük mitralyöz ile hafit zincirler M fade ederek harp yerden bir yere süratle hareket eden ve topların mevzilerine çabuk koşmasına yardım eden en MİTRALYÖZLER VE DİĞERLERİ akineli beygir ismi verilen ve zincirler üzerinde yürüyen bu ufak kam- Herkesi Şaşırtan ikizler! - Hâtıra mı, Bomba mı? - Bir Artistin Macerası Bazan tabiatın öyle cilveleri olur ki, insan oğlunu âciz bırakır. İşte bugünlerde Fransa. da bülunan İngiliz tayyare kuv- vetlerinin kumandanı ve erkânı gayet acaip bir vaziyete düşmüş- lerdir. Mesele şudur: James ve Rejinald, harp çıkın- ca tayyare taburuna gönüllü ya. zılan 21 yaşında iki ikiz kardeş- tir. Biribirlerine o kadar çok ben- ziyen bu ikizleri anneleri biribi. rinden ayiırtedebilir. Şimdı bu kardeşlerden bir tanesi ortada yoktur. Son yapılan taarruz esna. sında iki kardeş ayni tayyareyle gitmişlerdir. Geriye avdette tay- yareden yalnız bir kişi çıkmış, diğeri kaybolmuştur. Şimdi bu gelen James mi, yoksa Rejinald midir? Kimse bilmiyor. İşin fena tarafı, geri gelen kardeş müca. dele esnasında hafızasını kaybet. miş olduğundan o da kendisini tanımıyor. Hattâ, ismini, ne yap- tığını, nereye gittiğini hiç, hiç bir şey hatırlamıyor. Tâyyare karar. gâh erkânı gayet tuhaf bir vazi- yettedirler. Kayıp listesine han- gi ismi yazsınlar? Meseleyi halle. decek olan yegâne şahıs, ikizlerin annesi, İngilterenin ucra bir kö- şesindedir. e Hâtıra mı, Bomba mı? Türkçede bir söz vardır: Her hangi bir hâdiseden mucize kabilinden kurtulan için: “Henüz eceli gelmemiş!” derler. Ölümün kadere bağlı olduğuna inananla- tın bu iddialarını hatırlatan bir vaka da geçenlerde İngilterede olmuştur. İngilterenin ufak bir köyüru den olan Corç Androyu kıtasile beraber Norveçe yollamışlar. Corç'un kıtası burada tekmil e- sir düştüğü halde, © nasılsa ka- çıp kurtulmuş ve bir Norveç ta. buruna iltihak etmiş. Bu sefer de büyük bir tayyare hücumuna uğ. tarmışlar; içlerinden ancak üç, dört kişi sağ kalmış. Velhasıt Nor veçte ateş, kan, kıyamet içinde tam on beş gün çarpışan Corç, nihayet sapasağlam İngiltereye, evine dönmüş. Gelirken yanında hatıra olsun diye cephede buldu- ğu bir de el bombası getirmiş. Tabiit Corç'un bu kadar felâ. ketlerden sora döndüğünü duyan bütün köy halkı hemen onun e- vine koşuşmuşlar. Bir hayli hoş- beşten, konuşmadan sonra Corç, cebindeki bombayı çıkarıp: Ç — Bakın size cepheden ne | tirdim, demiş. j İşte tam bu sırada bomba lamış ve Corç, muhtelif yer! den yaralanarak hastalı kaldırılmıştır. Burada ceph yaralanan arkadaşlarına - ras len Corç dert yanarmış: — Haydi, dermiş, siz dü bombasile cephede yaralanı Ya ben! Kendi bombamla k evimde. Bomba, bombadır, kın şaşırıp ta bombadan yapmıya kalkmayın! © Bir Artistin Macerası Ham-i, Fransanın gayet tanınmış artistietin biridir. Hanrinin senelerden hasretini çektiği Belçikalı bir gi'isi vardır. Almanların Belç ya girdikleri gün Hanri ca koltuğunun altına alıp Belçi sevgilisinin yardımma koşuyi genç buluşuyorlar ve hemen tasyona koşuyorlar. Burada F saya muhacir taşıyan trsı birine binmek üzeredirler. bu srrada bir tayyare hücum uğruyorlar. İstasyonda bir P: oluyor; halk kaçışıyor, bu teli arasında artist, sevgilisini kay diyor. Tekrar ortalık temizle tren harekete geçiyor. Faka! çikalı kız ortada yok. Belki trendedir ümidile arj te trene biniyor. Bir demiryt köprüsünün berhava edilmi: ması dolayısile tren yarı düuruyor. Artık vesaiti nakliye ümidini kesen halk yollara d lüyor. Nihayet bizim Hanri | kin fakat memnun Fransız hti duna varıyor. Burada muhafız| onu casus diye yakalayıp k kola götürüyorlar. 24 saat u| tıktan sonra nihayet Fransız murlarını tatmin edip tekral la koyuluyor. « İkinci vardığı şehirde ayni şü he ile karşılaşıyor: — Casus olabilir; tevkif ed niz! H Ertesi gün, bura memurl da yola getiriyor ve yola çıkı; Tam on beş gün sonra harap | halde nihayet Parise varan Ha rinin bugün elindeki vesikaları da tam on beş karakolun mi za ve mühürleri vardır. Meşhur artistin başından ; çen bu vakayı Paris gazetel yazmıştır. Fakat, zavallı halen Belçikalı sevgilisini ber alamamıştır. LOKMAN'HEKİMİN ÖĞÜTLERİ TİFO AŞISININ MÜDDETİ Tifo aşısının bu hastalıktan korunmak için en iyi vasıta ol. duğunu ispata artık lüzum yok- tur. Aşı usulünün icadından ön- ce, tifo hastalığına en dehşetli nisbetlerde tutulan kalabalık kütleler arasında aşı usulünün tatbikinden sonra hastalık nis- beti sıfıra indiğini istatistikler gösterir... Buna, istatistik oku. mayı âdet etmiyen İstanbullu- lar da iman etmiş olsalar ge. rektir. Burada tifo aşısı çokça yapıldığındanberi sağd ol dan işitilen tifo vakaları gittik- çe azalmıştır. Her yıl tifo aşısı sayesinde yüzlerce İstanbullu. nun hayatı muhafaza edilmek- tedir. * > Fakat bu aşının tesiri acaba ne-kadar sürer? İnsan bir defa tifoya tutulup kurtulursa, on- dan sonra bütün ömründe has. talığa tekrar tutulmak ihtimali pek az olur. Tifo hastalığı ar- kasından türlü türlü marifetler bırakmış olsa da, onun - hiç ol- mazsa bir iyiliği unutulamaz: Onun bir defa daha tekrar gel. mesine karşı bir sigorta demek- tir. Tifo aşısı da, gene tifa mik- roplarından öldürülmüş olanla. rının yaptıkları hafif bir tifo hastalığı demek olduğuna göre, acaba o da insanın bütün öm- ründe tekrar bu hastalığa tutul- tank gibi| mamak için bir sigorta olur mu? M : | f tifo -h e KÇ DN yonlar, traktör gibi mitralyöz ve top çek ğ yaradığı gibi tan, tozdan, d dan isti- dan bir kendisi ve aşısının yaptığı hafif hastalık bu hususta ayni şeyler h da göze çar modern silâhlardandır. değildir. Aşının verdiği sigorta müddeti, hastalığın verdiği ka. dar uzun sürmez. Fakat buna karşılık ne kadar süreceğini ta« yin etmek te kabil değildir. D ha doğrusu adamına göre: | isinde daha az, kimisinde (€ ha çok... Onun için bazıları bir her defa salgın çıktığı v şıniın tazelenmesi iyi o fikrini ileri sürerler... Ancak hastalığın her yıl salgın de bulunduğu yerlerde h tifo aşısı yaptırmak ta âdeti hastalık gibi bir şey olur... ten bir aşıyı her yıl t biraz da fazla ihtiyat sa; lir. Aşının verdiği sigorta mi detinin ne vakit biteceğini | yin etmek kabil değilse de sati olarak dört yıldan Bu da yuvarlak hesap olmal çin beş yıl olarak kabul e Daha meraklı olan 1 şısını beş yıldan önce de yebilirler. Sık sık tazele! den bir zarar geldiği de şin kadar işitilmemiştir... Şimdiki tifo aşıları hem tifo hastalığına, hem de Pa tifo A ve Paratifo B hasta rına karşı aşıladıkları için, aşı ayni zamanda üç hasi tan birden korur. Bir de bu yeni tatbik edildiği zamanlar kemiklerin bir menfi devri b lunduğu ve bu devirde korunmak istediği — has maruz kalırsa, ona tutulma timalinin çoğaldığı kabul e di. Şimdiki aşılarda bu ihti: de yoktur... İçinde mikrop lunduğundan ve tifo hastalı dan koruyacağından, |i min olmasa, karakulak suy bi, diyecek...