çe i ae tm bg Tazan: Merhumun Oğlu Dr. Kâmil Yazgıç Babam Niçin Herkes Tarafından Seviliyordu İğ zaman anladım ki, ba bam içabında çok serbest düşünmesini, ve beşeri ih. tiyaçların icaplarına göre davran- masını bilen adamdır. Eğer öyle olmasaydı, o devir bâbalarının recme müştahak gördükleri hir ha- reketi, fizyolojik ve tabit bir ihti. yaç şeklinde telâkki etmek ve ona güre davranmak genişliğini ve ser. bestliğini göstermezdi. Fakat, şimdi bir de madalyonun ters tarafını çevirelim. Oradada karşımda, Ahmet Mithat Efendinin mutaassip diyebileceğimiz siması çakıyor: Meselâ, evinde sahne kuran, ç. cuklarına tiyatro oynatan, oğlunun cinsi ihtiyaçlarını bile nazarı iti bara alan, çocuklarına elile rakı ikram eden Ahmet Mithat Zfendi: "— Biz garbin terakkiyatı fenni- yesini almıya mecburuz. Faket on. ların yaşayış tarzlarını taklit et- mekten kaçınmalıyız! derdi. Ve böyle düşündüğü için, evi- mizde hemen her musiki âletinden bir tane bulunduğu halde, bir tek dans havası duyulmazdı. Hattâ bizi, kardeş kardeşe dons etmekten bile şiddetle menederdi. Sonra, Beykoz yalısınm içinde, eski bazı ananeler, olanca bekâre- tile yaşardı. Evin hâkimi mutlakı, ailenin en yaşlısı olan Şerife Ha- laydı. Ve meselâ, annelerim, elli- şer yaşlarını geçmiş bulundukları halde, Şerife Haladan izin almadan sokağa çıkamazlardı. Bunun içindir ki, ben, Ahmet Mithat Efendinin yarı şarklı, yarı garplı zihniyetine tam bir teşhis iğımı İtiraf ederim: Tu. haf bir teşhis koymaklığım isteni- Yirse: — Ahmet Mithat, İiberal muha- #azakârdı! Diyebilirim! o A hmet Mithatın, çok geniş bir halk kütlesi tarafından 3€ vilişinin. sebepleri arasında, onun iyilik yapmayı bir zevk sayışını, ve halis muhliş demokrat oluşunu da sayabilirim. Meselâ, Beykozda Keork Ağa- nan fırım, her gün Beykoz fakirle- rine Ahmet Mithat hesabıma ekmek dağıtırdı. O zavallı fakirlere, yine babam hesabına mcccanen öteberi dağıtan bakkallar, kasaplar, ma. navlar da vardı. Beykozdaki çiftli ginin odununu, kömürünü, o ci var köylülerinin fukaralarına he. diye ederdi Sahibi bulunduğu Sır- makeş suyunu, bütün Beykozlular on para vermeden içerlerdi. Hattâ, bu nefis suyun bedava bolluğu vü- zünden, bir çok kimseler, yazlık sayfiyelerini, Beykozda tutarlardı: Bu saypde, Beykozluların kesele- Fine para girer, yüzleri gülerdi. Her gün, İstanbula su götüren, ve romaorkörle çekilen mavnalar, tukura Beykozluları bedava taşır. lardı. Hattâ, bu sevap, Şirketi Hay- riyeye hayli zarar vermişti ve Şir keti Hayriye: — Yolcu taşımak imtiyazı bize aittir: Ahmet Mithat Efendi, tanbula yolcu taşımakla hukuku- muza tecavüz ediyor. Bize zarar veriyor! Diyerek mahkemeye bâş- vurdu. Fakat neticede, babamın, , bu işten bir menfaat beklemediği anlaşıldı ve bu kanaati edinen Şir. keti Hayriye de, davasından vez- geçti. eselâ, bir yaz yine çiftliğe gitmiştik: Mevsim, kiraz mevsimiydi. Bir cuma günü, yirmi otuz neler çiftliğe gelmişler, kiraz ağaçlarına çıkmışlar ve hiç kimse- ye bir şey danışmadan, kendileri. > bir ziyafet çekmiye başlamış - Vaziyeti gören korucular, baba- m m ve askerleri ihbar etmişler. Fakat, babam, onların tahmin ettikleri gibi hiddetinden köpürmemiş. Bilâkis, gülümsemiş e olsun. Onlar, işlerini bitirdikten #onra kendilerine birer paket si ile, birer fincan kahve götürün. Başka bir şey isterlerse verin! » Bu cevaplar, korucularda derin bir hayret uyandırmış. Aradan çok geçmeden, babamin yanına bir ça. vuş geldi ve o askerler namına te- şekkür etti. Babam, müsvoddesi bende mahfuz bulunan şu tezkere- yi yazarak çavuşa verdi: “Bahrisiyah Mevkii (Müstah kem Kumandanlığı Huzuru Alisi. Tahtı kumandanızda bulunan as- ker yavrularımın her hafta cuma günü, bölük sırasile çiftliğime gel- melerini ve mevsim dolayısile ko. rularımdaki meyvalardan istifade etmelerini istediğim cihetle, ken - dilerine müsaade ve emir buyu- rulmasını hürmetlerimle dilerim, efendim! Ahmet Mithat, » Simdi, bu satırları okuyanlar ih- timal: — Kim bilir, diyeceklerdir, ya- bancılara karşı bile bu derece mük rim davranan Ahmet Mithat E. fendi, kendi yakınlarına karşı ne kadar cömertti?, Halbuki, Ahmet Mithat Efendi —kuvvel maliyesi müsait olduğu halde— efradı ailesini dalma orta hnlde yaşatırdı: Meselâ, evine, tur- fanda meyva, ve sebze bile sok. maz: . “ — Fıkara komşularımın kur. saklarına girmiyen yemekleri. be. nim midem de hazmetmez! Derdi Ibisede, şıklıktan ziyade, sağ. Tamlık arardı: Hepimize, senede birer takım kışlık, ikişer takım da yazlık elbise alirdı. Kız- lar, kendi esvaplarını kendileri di. 'kerlerdi. Bunun İçindir ki, evimi. ze ne moda, ne de terzi Evimizin içinde, bİr bölüğe kin insan bulunduğu için, kğ kek aşçımız vardı. Evin bütün ger hizmetleri, analarım, kardes. lerim tarafından görülürdü, Yal nız, sofra hizmetlerine yardım e den bir kiz hizmetçimiz vardı. Bu arada size, babamın kıyafet bahsindeki telâkki ve prensipinde ne kadar mutaassıp olduğunu anla- tan bir vakadan da kısaca bahse. deyim: Bir gün, bayramlık elbisemi 1s. marlamak'ığım için, bana üç lira vermişti, Çocukluk bu ya? Arka. daslarımda gördüm, heves ettim; ve Lui çuhasından bir esvap dik- firmak İstedim. Fakat, bu arzıma nail olabilmeme babamın verdiği üç lira kâfi değildi: Tuttum, anne. mi gizlice kandırdım: Eksik kalan iki rayı da ondan aldım. Ve iste- diğim esvabı ısmarladım. Bir kaç gün sonra, yen! esvabı, mı, masım bir sevinçle sırtıma giydim. O günün akşamı, eve dö- nerken vapurda babama rastladım. O, veni elbisemi evvelâ pek beğen- di. Ve kaç liraya yaptırdığımı sor. du. Ben, yalan söyliyemedim. Ve hakikati itiraf ettim. Yârabbim! Bu itirafın. onu ne kadar hırslandır. dığını tarif edemem. Kalın kaşla. rım çatarak yerinden fırladı. Ve bana herkesin içindi “— Sen, bu yaşta, Tat çuhasm. dan elbise giyecek adam misin?,, Diye bağırdı. Düşünün ki, ben o zaman, kos- koca bir tıbbiye talebesivdim: Ve, Perşembe vapuru, mahşer gibi ka. labalıktı. Üstelik, babam, bu ka- darla da kalmadı: "— Çabuk... Çıksr o ceketi sr tından!,, diyerek, ceketimi çıkart. tırdı. Ve ahp denize fırlattı. Çocukluk hayatımın en büyük azap '.ve hicabını o gün duydum: Ve kendimi tutamıyarak, yine her- m içinde hüngür hüngür ağla. r Babam ertesi gün bana, hazır cılardan kaba bir ceket aldı! » iraz da, babamın müfrit mü. savatçılığından bahsetmek isterim: “Bir Avukat Dün Tevkif Edildi Aranmakta Olan Suçlu Sandıktan Çıkarıldı Eski avukatlardan Hulüsi Öngül, İkinci Ağırceza Mahkemesi tarafın. dan tevkif edilmiştir ay evvel adliyenin şahsiyeti manevi» yesini tahkir edici sözler söylemesi ve 2 inci sorgu hâkimliği tarafından tevkifine karar verildiği halde bu. güne kadar bulunamıyarak hali fi. rarda oluşudur. Epey bir zamandanberi srastırılan eski avukat, nihayet dün Şişlide Ne- zihe isminde bir kadının evinde san- dık içinde gizli bir halde bulunmuş. tar, Mahkeme, Nezihe hakkında da, kaçağı saklamak suçundan takibat yapılmasına karar vermiştir. Avukat Hul barodan çıkarıl. miş, fakat avukatlık yapamıyacak bir vaziyette bulunmasına rağmen kaçak bulunduğu sıralarda bazı da- valar almıştır. Ayrıca bu suçtan da hakkında dava açılmıştr. Hulüsinin muhakemesine yakında devam edilecektir, Takas Kararnamesi lara resmen tebliğ olunmuştur. Yeni kararnameye göre, eski takas mua. meleleri bir sene müddetle ticaret mıntaka müdürlüğünde toplanan ta- kas komisyonu tarafından neticelen. dirilecektir. Fakat takas ile iş görü. len memleketlerle başlamış olan ye. ni takas muamelelerini Takas Limi- tet Şirketi doğrudan doğruya netice. lendirecektir. Bu is 'ein takas şirke. tinde bir büro kurulacaktır. İtalyadan Kâğıt İthal Edilecek Dün Ticaret Vekâleti Başkontro. iye üç toplantı yapılmıştır iplik ithalliçları “e paieicılaria birliği heyeti bulunmuştur. İçtima. da, harp vaziyeti dolayısıyle kâğıt ihraç eden memleketlerle yapılan ti- tari mübadelenin güçlüğü tetkik edil miş ve son anlaşma dolayısiyle İtal. yadan kâğıt Ithalinin mümkün ola. cağı anlaşılmıştır. Pamuk ipliklerine gelince bir kısım ince numaralı ip. liklerin de ithali için bazı esaslar tes- bit olunmuştur. Almanya hesabına fındık almak istiyen heyet, fındık ihracatçılar bir. liği ile dün de temas etmiştir. Fiyat. lar üzerinde henüz anlaşılamamış tr. Temaslar bügün de devam ede. cektir. Dün Akşam Kasımpaşada İki Ev Yandı Dün akşam saat 19,20 de Kasım- paşada Ufakköprü sokağında Zeyne- be nit 32 numaralı evde yangın çık. miştir. İtfaiye vaktinde yetişmiş ise de ahşap olan binada ateş süratle bü. yümüş ve çok geçmeden ittisalindeki Ragıba ait 34 numaralı eve de sira. yet etmiştir. Neticede bu evlerin her ikisi de eşyaları ile beraber tamamen yanmıştır. Ateşin neden çıktığı tah- kik edilmektedir. mik Mektep Müdürlerinin Yaptıkları İçtima Lise, orlamektep, muallim ve sa. nat mektepleri müdürleri, maarif müdürü Tevfik Kut'un iştirakiyle ikinci toplantılarını dün İstanbul Kız Tisesinde yapmışlardır. Dünkü top. lantıda talebenin mektep kasketiyle mektebe gidip gelmesinin temini, ikinci yoklama notlarının talimatna. me hükümlerine göre hazırlanması. talebe velilerinin tesbiti hususunda mektep müdürlerine salâhiyet ve. rilmesi takarrür. etmiştir. Denizyolları Hesabına Avrupaya Gidecek Talebeler Denizyolları İdaresi hesabına Av- rupaya tahsile gönderilmesi kararla. şan talebeler henüz hareket etme. mi . Bunlar, döviz müşkülât lardır. di k Tevkifin sebebi, Hulüsinin bir kaç Aleyhinde “Afrodit, tercümesinin ilk “Ehlivukufu,, İbrahim Hakkı Konyalının, Cumhuriyet gaze- tesi aleyhine açtığı iki davadan birincisine dün Asliye Yedinci Ceza mahkemesinde bakılmış- tır. Dünkü celsede İbrahim Hak- kı Konyalı ile avukatı Etem Ru- hi Balkan, Cumhuriyet gazetesi Neşriyat Müdürü Hikmet Mü- nif ile avukatı İrfan Emin hazır bulunmuşlardır. : Davanın sebebi Davanın sebebi Cumhuriyet geze. tesiniL 20.12. 939 tarihli nüshasının ikinci #ayfannda FAfrodit müsteh. cen mi?) başlığı altında. çıkan yazı- Bu imzasız yazıda bir gün evvel Asliye Yedinci ceza mahkemesinde görülen Afrodit davasının bavadisi verilmiş, bu arada Afrodit kitabinin bâhli Fıtapçı Semih Lütfinin müds- faa sadedinde söylediği sözler telhis edilmiştir İlim Ibrahim Hakkı, çahsı. neşirden dolaği gazını. va, bunları açmıştır. Dünkü celsede okunan iddianame. ye göre, Semih Lütfinin Konyalı ta. rafından hâkaret telâkki edilen ve Cumhuriyet gazetesinde Semih Lüt. fiye atfen neşredilen sözler şunlar. dır: “Cihan edebiyatbınm güzel “Afrodit, ini Türk Cümhuriyet adliyesinde benim müdafan edeceğim hiç aklıma gelmezdi. Her nasilsa İstanbul Cümhuriyet müddel- ümümlzi tanıdığı İbrahim Hakkı Konya- ıyı eblivukuf seçmiş, onu bu işe tayinle, açtığı davads undan aldığı rapora dayan- muştur. İbrahim Hakkı Konyalının edebi- yatla hiçbir alâkası, edebiyrta da'r tek yenı yoktur. Bunu, bu salonda bulunan bütün matbuat ve edebiyat mensupları da bilirler, Hangisine sorarsanız, ayni hetice- ye varırsınız ve ben Konyalıyı, bu mevzu- dan anlıyamıyacağı İçin, ehlivukuf, diye kabul etmem. Konyah, mahkemeye verdiği ar. zuhalle Cumhuriyet gazetesinin Se. mih Lütfiye atfettiği bu sözlerin o günkü celse zabıtlarında mevcut ol. madığını ve bunlarin kendisine ha- karet kastile gazeteye yazılmış oldu. Zunu iddia etmiş, 121940 tarhile Cumhuriyet gazetesine gönderdiği İmektubun gazeteye dercedilmediğini İbildirerek mozkür gazete neşriyat İmüdürünün matbuat kanununun 48 inci ve ceza kanununun 432 inci mad delerine göre tacziyesini ve kendisi. ne de bin lira tazminat verilmesini istemiştir, Müdafaa vekilinin sözleri İddianamenin okunmasından sonra müdafaa vekili İrfan Emin şunları söylemiştir: “— Biz, ceza kanununun 482 İnel mad- desine uygun olarak bir âmme davasına maruz kaldığımızı zennediyorduk. Karşi- mıza Konyalı, diye bir müdahil çıkt. O- nun dava arruhalinin de bize tebliği lâ- zamdır., miştir kiz “. İrfan Emin arkadaşımın #ikri, ka- nunun şekline uygundur. Fakat zaman “Cumhuriyet,, gazelesi aleyhine açılan dünkü davada iddianame dinleniyor “Cumhuriyet,, ve “Son Telgraf,, Gazeteleri Bunun üzerine Konyalınm vekili Ethem Ruhi ayağa kalkmış ve de. Lİ HABERLE ki Davalar İlin burada okunması maksadı temine kâ- fidir. Kendilerinin zekâleri 8 arzuhalin amma 9.3.940 I Müvezziler Vapurlara Girebilecek Karar, Denizyolları İdaresine Bildirildi Denizyolları İdarasi, halkın şikâ. yeti üzerine müvezzilerin, gazete me& mua vesalr-risaleleri satmak maksa. diyle,.vapurlara girip bağırmalarını menetmişti. Belediye, alikadarların müracaati üzerine, matbuat namına Hakkı Ta. rık, Denizyolları şeflerinden bir zat ve Belediye Reis Muavini Lütfi Ak. soydan mürekkep bir komleyona me- seleyi tetkik ettirmiştir. Komisyonun verdiği karara göre, her medeni mem lekette olduğu gibi memleketimizde de müvezziler vapurlarda satış yapa. caklardır, Ancak her vapura, biri alt, biri üst kata ve resmi elbiseyi lâbis bulunmak şartiyle, iki müvezzi gire. bilecektir. Elbiselerin tedarikinde be Tediye müvezzilere yardımda buluna caktır. Bundan başka bu müvezziler va. purlara girip çıkarlarken ve gazete bir defs okunmas'le hatasına kâfidir, ka naandeyim. Bu itibarla vekit kaybetmi- yelim.,, Müddelumuminin mütalâası İrfan Emin talebinde ısrar edince iddia makamım işgal eden müddelu. mumi muavini şunları söylemiştir: “— Davaya Amme namına İştirak edil- miş bulunmasına ve suçlu sanılan Hik- metin vekili tarafından geçen celsede vâki İstek üzerine iddianame tebliğ edilmiş ol- masına nazaran, müdahil sıfatını fktisap &den müşteki İbrahim Hakkı Konyalımın istidasının tevdiine Mizumu kanuni bulun- madığına, ancak 6 iner esilye ceza mah- kemesinde derdesti rüyet diğer davmlar bulunduğu bildizilmiş olmasına göre, bu hususta tevhit kararı verilmesi kanun #ktizasındandır. Birleştirilmesine, dava safahatı sorulduktan sonra, kurar veril. mesini imterim.. Bunun üzeripe hâkim, Konyalının arzuhalinin suçlulara tebliğine ma. pe olmadığına, ancak, aynı suçlular sleyhine Asliye Altıncı Ceza mahke. mesinde açılmış olan davalarla bu davanın birleştirilmesi için müddet. umumilikten sorulmasına ve dava. nn ll mart pazartesi günü saat 16 ya taelikine Karar vermiştir. 4 Son Telgraf aleyhindeki dava Son Telgraf gazetesi sahip, ve nes — ömer DEMCE ve anan e A men Necip Fazıl Kısakürek aleyhine müd delumumilik tarafından “Afrodit, münasebetile açılan davaya da dün altıncı .asliye ceza mahkemesinde başlanmıştır. Necip Fazıl, Ankarada bulunduğu için kendisine tebligat yapılamamış ve mahkemede hazır bulunamamış. tır. Tddinnamede, Son Telgrafta Kısa küreğin yazdığı “Rapor,, başlıklı ya. zı müddetumumiyi tahkir edici mahi yette görülmüş, suçlu sanılanların matbuat kanununun 27 ve 30 uncu maddelerine göre teeziyeleri isten. miştir. Sorgusu yapılan Ethem İzzet, ya. zının müdafsasını muharririnin ya. pacağını, yalnız kendisinin bu Iz! içinde bir suç unsuru görmed için gazeteye koyduğunu söylemiştir. Mahkeme heyeti Necip Fazıl Ki saküreğe tebligat yapılmak Üzere muhakemeyi başka güne bırakmıştır. DENİZLERDE : Kazaya Uğrayan Vapurlar Hakkındaki Tahkikat Bitiyor Denizyolları İdaresinin beş vapu- runun karaya oturması veya muhte. lif şekillerde kazaya uğraması hâd. seleri etrafında yapılan tahkikat bi- tirilmek üzeredir. Komisyon âzasın. dan biri dün Ankaraya gitmiştir. Di. gerleri de bugünlerde şehrimizden ayrılacaklardır. İngiltereye Ismarlanacak satarlarken bağırmak suretiyle halkı rahatsız etmiyeceklerdir. Komisyonun kararı, tatbik edilmek üzere Denizyolları İdaresine tebliğ edilmiştir. Birçok Fırınlar Dün Teftiş Edildi Belediye müfettişleri, dün muhte. lif kazalarda grup teftişleri yapmış lardır. Yeşilköyde fırıncı Panayotun fırını ile ekmek bayii Murat ve Pav- linin dükkânları teftiş edilmiş, vezin itibarile noksan görülen 168 ekmek musadere olunmuştur. Eyüpte Camiikebir caddesinde Os. man, Fazlı, Yılmaz. Hasan Acıman, Kayıcı çeşmesi sokağında Tahir, Ak- tar çeşmesi sukaguda DEKM ve ia mide de Ahmede sit bulunan fırınla. rın teftişi neticesinde 383 ekmek mu- sadere edilmiştir. Beyoğlu kazasında Kuledibi ile Galatasaray arasindaki sahada bulu- nan fırın, bakkal, lokanta, pastahane ve bizahaae gibi yerler de kontrol edilmiştir. Buralarda bayi ee tal he m sahipleri, ZA ef etlerinden dolayı meziye edilmişlerdir. Ayrıca Üsküdarda merkez nahiye sinde Boyacı sokağı fırınından & kebapçı fırınından 6, Moskoflu fır, rından 26 olmak üzere 37 ekmel müsadere olunmuştur. Teftişlerin bütün kaza ve nahiye lere teşmili mukarrerdir. Büyük Bir Tütün Deposu Yandı Dün sabah saat 4,15 te Balatta Mektep sokağında Saffe Fişekçiye a. it tütün deposunda yangın çıkmış, bütün depo, içindeki ön binlerce lira kiymetindeki tütünlerle beraber ta. mamen yanmıştır. Ateşi ilk defa Beyazıt kulesi göt. müş, telefonla itfaiyeye haber ver- miştir. Fakat itfalye yangın mahalli. ne gittiği zaman ateşin hayli büyü- düğünü ve bütün semti tehdit eder bir vaziyet aldığını görmüştür. Onun için ilk defa ateşin sirayet yolları ke- silmiş, ondan sonra asıl deponun sön. dürülmesine başlanmıştır. Yangın sa at 6,30 da tamamen sönmüştür. Binanın mülkiyetinin o civardaki Ermeni kilisesine ait olduğu ve Da. nup Sigorta Şirketine 5000 liraya si. gortalı bulunduğu anlaşılmıştır. Ya nan tütünlerin Selânik Bankasına 49,000 liraya merhun olduğu tesbit edilmiştir. Ateşin, deponun gece bek. çisi Mehmedin sobasından sıçrıyan kıvılcımlardan çıktığı tahmin olunu. yor. Tahkikata devam edilmektedir. Zarar ve ziyan miktarının 50,000 1. rayı bulduğu anlaşılmaktadır. TAKVİM Vapurlar İçin Müzakere Suvan Hunter firmasına sipariş €- 'dilmesi kararlaşan 11 yeni vapur için İngiltereden bir mümessil gelmiş. Ankarada son müzakerelere başlan. mıştır. Vekâletin emri üzerine şehri. mizden de üç kişilik bir fen heyeti Ankaraya gitmiştir. On bir vapurdan dördü her hatta sefer yapabilecek büyüklükte olacak, diğerleri muhtelif tiplerde inşa edi- lecektir. i. 9 Mart 1940 CUMARTESİ 3 üncü ay Arabi: 1358 Muharrem: 29 Gün: 31 Kasım: 123 Rumf; 1356