19 Şubat 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

19 Şubat 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR ARASINDA Son Haftalar İçinde - Neşredilen Eserler Anadolu Köylerinin Türküleri (1) (Türk, Halk Edebiyatından) oiklör'e müteallik eserlerile kütüphanelerimizin en fa. kir köşesindeki hazin boşluğu gi. dermiye çalışm Yusuf Ziya De. mircioğlu: "Anadolu Köylerinin Türküleri” ismini taşıyan son ki. tabını, belki yıllarca sürmüş'bir emeğin meyvalarile doldurmuş. Bu derece sabırla, bu derece zahmetle, bu derece dikketle, bu derece itinayla ve bu derece zor. Tukla, fedakörlıkla yaratılmış bir kitabın, - değerli ve özlü “eser” e, yani hakiki “eser” e kıymet veren bir muhitte - intişarı, en az Afro. dit dövası kadar alâka uyandıran > edebi ve kültürel hâdise olur. ui, Fakat maalesef, Konservatuarın değerli müdürü Yusuf Ziya Demir. eloğlunun bu ebedi ömre lâyık e- © seri, hepimizi utandırabilecek de. . e» Gılız bir âlâkayla karşılan» Kitabının, başlı başına bir eser sayabileceğimiz muksddemesinde; “— Halk şarkısı nedir? Türkü. Jer nasıl toplanır? Nasıl doğar, na. sıl yayılır? Halk türkülerinin kıy. meti, tarihi, ve içtimai ehemmi. — oyet ve hizmeti nedir?” kabilinden bir yığın şayanı dikkat sorguya, genişliği her satırda kolaylıkla se. zilen bir vukuf ve salâhiyetle ce. vap veren Yusuf Ziya Demiretoğ. lu, eserindeki 457 türküyü, aya. © ğında çizmesi, koltuğunda Edison fotograf ve üstüvsneleri, ve yü. reğinde tükenmez bir kültür aşki. le, senelerce, kasaba kasaba, köy köy dolaşarak toplamış. 1 Yusuf Ziya, yazdığı mukadde. arr Vr yeride Mizahi “— Fransa krallarından On Dördün- €0 Iainin çocukluğunda Naipliğini yapmış olan (Filip Dorlcan) maipliği cs- nasmda, sarayda olup bilenleri saydığı sırada der kk “— Saraym içyüzünü öğrenmek İste- yeniler, bunlar için yazılın kitaplar 0- kuyacaklarına, © sırada çıkan şarkıların. sözlerini gözden geçirsinler. Çüsikü © kitaplar, bir takım sdamlarım medihle- zile doludur. Şarkılar isâ, sarayın içyü- günü bütün çıplaklığı fle ortaya koyar!” edeni Pransezin bir merasimine Jan Rişpen'in nutkundaki şu cüm- de çok kıymetlidir. “Halk, her zaman sağır, ve dilsiz de Bildir: O, kendi duygu ve tesirlerinin — ifndesini, her zaman btiyok şalrlere tev- di etmekle iktifa etinez. Bizzat kond'sl İade eder ve bunu garkılırin örlaya © kari» Yusuf Ziya Demireioğlünun e- serini, bu iddiaları isbat eden en kuvvetli vesikelardan mürekkep nidide bir demet de sayabiliriz. Yusut Ziya, eserinin birinci kıs mını “ninniler” e,. ikinel kismi: “çocuk türküleri” ne, üçüncü kıs. mını “tabiat türküleri” ne, dör. düncü kısmını “aşk türküleri” ne, beşinci kısmını “düğün ve evlen. me türküleri" ne, altıncı kısmını “askerlik türküleri" ne, yedinci kısmımı “iş, sanat, ve meslek tür. küleri” ne, sekizinci kısmını “zey. bek, derebeyi, ve kahramanlık türküleri" ne, dokuzuncu kısmını “çinai ve faciavi türküler” e; son kısmını da “ağıt” lara, yâni “ölüm #ürküleri” ne tahels etmiş! Bu ustaca tasnifle mükemmel leştirilmiş olan eser, Türk köylü. sünün, beşikle mezar arasında ge. girdiği ömrün bemen bütün husu. siyetlerini, bütün âdetlerini, bü. tün duygularını, his ve içtimai ta. rihini, masum ve mütevekkil fe). © sefesini, tıpkı, sihirli ve manzum bir roman mahsretile cenlsndır. maktadır. Yeryüzünün en misilisiz. kahramanlarını yetiştiren Anado. Ju anasının, yavrusuna söylediği .minniyi dinliyorsunuz; . © Uyu yavrum, uğur deği, yas tutma, Şehit babanın sözlerini unutma O sözlerde sen da dur ninni, © yolları sende bul ninni, Uyusun da büyüsün, Düşmanlara yürüsün! © Sonra, sira, çocukluğunu mah. rumiyet İçinde geçiren Anadolu “köylüsünün şarkılarına geliyor: Çaya indim, taşı yek, Yüzün buldum, kai yek, Havada bir kuş gördüm, Benim gibi, aşi yok. Daha sonra, âfetlerden, zelzele. Yazan: Naci Sadullah darbe yiyen Anadolu çocuğu, ta. binte isyanını haykırıyor; Garibin maktinı, k Be sönmüştür, ne Sılada sevdiğim ah gel Ötme garip garlp, gönül şen deği Dağlarından, taşlarından Mec. nunların, Leylâların, Keremlerin, Aslılarm, Ferhatların, Şirinlerin feryatları aksediyormuş gibi gö. rTünen Anadolunun temiz yürekli çocuğu, aşkını dinletirken yi. ne bedhin; Bizlm ilde, #âle sünbüt toz biter, Bülbül Kumrusu, firkatli öter, Sırada sevdiğim, gözümde tüter, Kader köyle imiş, kime neyleyim? Yabancı köye gelin giden köy kin; düğününde bile mesut değik Kıl kopardım deriden, , Ms bekarım derinden, Kurbanlık koyun gibi, Ayırıyorfar aörüdeni Bakın, köylü, “kaynana” sm. dan yaka silkerken ne kadar se. vimlidir: Kaynanayı Rapmalı, Düğünün ardından a«kerlik ze. lip çetıyor: Ve Osmanlı imparator. luğunun, Yemen çöllerinde pokâar fişi gibi harcadığı Türk köylüsü. nü yine dertli buluyoruz: Kora çadır “a, mi tutar, Beylik martin, “pan, mi dutar, Ağlar Isa, anam ağlar, Osmanlılar, yas mi tutar? © * enne Kieimiz nişanlı, kimimiz evli, Brlada biraktim, bi? eaçı telli, Eğil dağlar, eğil, ben sılamı göreyim ; Ss onra Yusuf Ziyadan, çok meşhurbir halk şarkısınm, hezin hikâyesini dinliyoruz: “Feki zamanların başlıra nakil vesie taları olan kervanların yükleri aramn- da, ağır ve pahalı bizçok eşyalar bu- lunduğundan, haremilerin hücum ve tasrruzuhdan korkar kervaneslar, gece da, modern Avrupa bünyesini vücude getiren Asilleri gençliğe hatirlatmaktır. Bizden evvelki nesiller, Avrupayı ha- yali ve mislik bir issavvur halinde an- Iadılar. Tansimattanberi vücude getir- dikleri eserlerde, realiyteyi tanımıyan rulvun izleri, bariz surette göze çarpar. Avrupa medöniyeti, tabii bir takım hâdiselerin terkibinden değmiş bir Alemdir. Bu âleme girenler, her şeyden önce onun ne olduğunu tahlili bir şe- de bilmelidir. Biz “Avrupanın feke- ei” adlı kitapta, Avrupanın Röne- sansından harp sonrasına kadar eko- nomik bünyesini tahlile çalışacağız!” Bu mukaddemeden sonra bize verdiği eserde, Avrupada kaplta. lizmin teşekkülünü, liberalizme geçişini, liberalizmin inkişafını, ziraatte, nakliyatta, ticarette ve tearet siyasetinde inkılâpların do. ğuşunu, kooperatif hareketlerinin mahiyetini, sınai trüstlerin ilerle. Yişini, iktisadi emperyalizmanın teşekkülünü ve kuvvetlenişini. harplere sebep oluşunu, ve niha- yet, Hberalizmin inkırazını izah eden Sadri Ertem, “Avrupanın is. Keleti” adını taşıyan eserinde, “İktısadi Avrupa” nın “İskelet” ini değil, “ruh” unu vermiş sayılabi. lir, Bize verdiği obibliyogcrafyadan da öğreniyoruz ki, Sadri Ertem, “Avrupanın İskeleti” ni hazırl. yabilmek için, 127 tane büyük e. seri derin bir dikkatle gözden ge- çirmek, daha doğrusu elemek zah- metine katlanmıştır. Bunun için. dir ki, “Avrupanın iskeleti” ni, msharetle hulâsa edilmiş bir kü. tüphane sayabiliriz. Yarınki dün. yayı görebilmek ancak, bugünkü Avrupanın iktisadi tarihini tanı. makla mümkündür. Samimiyetle temin ederim ki, “Avrupanın iske. Jeti”, tenevvür İhtiyacını duyan. Yara bu ikin Kağandırabitecek TAN Gnlerle İle Mü Akat (Başı 1 incide) Kaldı ki, Romanya politikasının dürüst bir desteği ve Rumen centil. menliğinin hayranlık veren bir örne. ği olan ekselâns Gafenko -— bilhas- sa son devirlerde — #mülâkat ver. mekten — haklı olarak — çekinmek. tedir. Bunun içindir ki, bizim konuşma. mız, iki dost ve birleşik memleketin iki milli ve dost politikecısının husu. si yârenliğini aşmadı. Suslli, cevap. hı bir mülâkat soğukluğundan iki. miz de çekindik. Burunla beraber, mevzularımız çeşitli oldu. Sempatik Hariciye Nazırinın * ağzindan nakle. deceklerim azdır. Fukat şabsi intiba Jarımla, etraflıca bir şey söylemeğe de çalışmıyacak değilim. Arada bir pürüz çıkarsa, süç benimdir; şimdi. Jen kabul ediyorum. Günün Balkan Meseleleri mediğim Harisiye Nezaretinin geniş salonunda, mevzu olarak kendi ken. dime düşündüklerimi . şöyle hulüsa edeoilirim: Belgrat okonferinsından sonrs. Balkan antantı; deha kuvvetli bir sulh âmili olarak ortaya çıktı, Bir İktisadi ve ticari mübadele anlaş- masım teşkilâtlandırmak kararı da sldı. Komşularile ve Balkan dış memleketlerle vrevcut olan münasa. betlerin genişletilip, devam edile. ceğini teyit etti. Ve bunları müşte. Tek bir tebliğ ile herkes: bildirdi. Âlâ. Fakat nedeolsa bu'tebliğ. formalite icabı tir dar cerçeveye sığ- dirtlmiştr. Halbuki (efkârı umumiye. leri daha geriş bir surette aydınla. tılmalarım İstivotlar o Gayri mesul bakımdan bu, onların hakkıdır, Fakat ç mesul bakımdım bundan İlerisine geçmemek te, ötekilerin hakkı değil midir? Sonra kendi hesabımıza Türk. Rumen siyasi ve umumi münasebst. lerinin daha esasl bir inkişaf gö termesi için, hangi islikametlerde yürümeleri lâzım geldiği de bir ko. Yusma mevzuu İdi, Siyasi ve mühim bir nokta olarak ta, sent düşündüm: Belgrat konfe. ransından sonra, Rümen - Bu Rumen « Macar ve Rumen . diğer memleketler vaziyet ve münasebet. leri ne mahiyet almıstır? Belkan problemlerinin en düğümlülerinden birisi de bae snzunca bir #ayıh eserler arasında, baş sedir. ürenliğe borladıktan” sanem enes lerden birisine kurulmak liyakati. ni haizdir! (1) Anadolu köylerinin türküleri, Toplayan: Konservatınr müdürü Yusuf Ziya Demirci. Başıldığı yer: Burbanet- in matbaa. 382 sayfa 200 kuruş. (Köy- Jerde toplanmış 457 türkü). (3) Yazan: Sadri Ertem. Basan: Ka- naat Kitabevi, 170 sayfa, 100 kuruş. yolculuğu yapmamak İçin, sabahi çok erken yola çıkarlar, akşam : karanlığı basmadan, hanlara, keryansarsylara e- rişirlerdi. Bu kervanlardan biri, bir konak mahallinde «sabahı — beklerken, gökte gördükleri büyücek yıldızlardan birini, sabah yıldı sanarak yola koyul- muş. Çok geçmeden, aldandıklarını an- yan yolcular, gecenin vahel Karanlığı içinde, Korkak ve ürkek giderlerken, derenin birisinde £ gizlenen heramiler, birdenbire fizerlerine saldsrrmelar, Ti: larını, hayvan'arını ellerinden & tan sonra, bülün kervancılar da kıç- Man geçirmişler, O kervanı aldetan ve faciaya sebep olan yıldızın adı ds 0 gündeniberi “Kervankıran,, kalmıştır.” Bu hikâyeyi öğrendikten sonra, hepimizin bildiğimiz ve dinlediği. miz şu meşhur halk şarkısı, ne ka. dar müessirleşiyor değil mi? Ördeğim var, kızlarım van, Ona tenha sözlerim vari Kan ağlıyan gözlerim var, Ah neye doğdun sarı yıldız. mavi ' yıldız, beller büken, kervan kıran, Evler yıkan, Dön, dön, dört Nihayet, köylüyü. sıtmanın, ve. ya veremin gölürdüğü yavrusu. nun taze ve küçük mezarına ka. panmış buluyoruz: Tatı yavrucuğum, unutmam seni, Günler değil, geçen aylarin yıllar, Hasretin hastafandırdı beni yeter, Çıkmaz aklımdan döktüğün dilleri “Anadolu köylerinin türküleri”, Anadolu köylüsünün oruhudur. Ben, Yuruf Ziya Demireinin eşe. rini ökürken, bu içli, masum, te. miz, mazlâmı ve sıcak ruhu, bir skşam vakti çalınan çoban kavah, ve bir sabah vakti çalınan Ozın mısfiyesi gibi, lezzetli bir ıstırap düysrek dinledim! kk © Avrupanın İskeleti (2) >Avrupalılaşmak, Avrupa medeniyoğine, İntibake sözlerinin bedihi bir hakikat ifade eder gibi konuşulduğu zamanları Tasfiye Halinde İstanbul Telefon Türk Anonim Şirketi Sermayenin İadeten Ödenmesi 26 Mayıs 1936 tarihinde fevkalâ. de olarak toplanmış olan. Hissedar. lar .Heyeti Umumiyesi tarafindan ittihaz olunan mukerrerat ve 22 Temmuz 1936 tarihli itllâfname mu. cibince “ 6 faizli tahvilâtın 1 No, İu kuponu ile “e 6 faizli Deyin Se. netlerinin 1 No. lu kuponunun ve Hâmiline alt hisse senetlerinin 7 No. Tu kuponunun, tediyat yapılmak ü. zere, 20 Şubat 1940 tarihinden itiba. ren İstanbulda Galatada Osmanlı Bankasına veyahut Londrada 123 Old Broad Street E, C, 2 köin banka şubesine ibraz edilmeleri lüzumu i. lân olunur. Mezkür adreslerde hâmiller em- rine bordrolar bazır bulundurula. caktır. 31 İkinelkânun 1040 tarihinde şir. ketin defterlerinde mukayyet bulu. nan nama muharrer Hisse senetleri için ödeme kuponu (Warrants) 22 Şubat 1940 tarihinden 4tibaren alâ- kadarlara posta ile gönderilecektir. Londrada ibraz edilecek kuponlar tediyeden evvel berayı tetkik üç iş günü ve ödeme kuponu (Warrants) da tam bir iş günü alıkonulacaktır. İstanbulda ibraz edilecek kupon. lar ve ödeme kuponu (Warrants) ib. raz günündeki ray'c üzerinden Türk lirası olsrak tediye edilecektir. Ku. ponlarmı kendi Bankerleri vasıtasi. İle ibraz etmeleri hâmillere tavsiye olunur. “ia Yapılacak tediyat şunlardır: © Se 6 faizli tahvilât le $£ 6 faizli Deyin senetlerine: Kiymeti muhar, rerelerinin “© 430 u Bedelleri tamamen tediye edilmiş hisse senetlerine: Kıymeti muharre. relerinin © 2231. Yani, 5 İngiliz Liralık beher hisse senedi için L 0.23, Tasfiye Memurları E. E. Ford A. Billotti ol dim: Konferansın Neticeleri “— Biliyorsunuz ki, bu seferki Belgrat konferansı, eski antant ton. lanmalarından büsbütün ayy mahiyet arzetti. Runa sebep, Avı vapın isine girdiği karişk veziyettir. Son toplanma, Avrupanın bu vari. yeti karşısında alması lâzım gelen tedbirlerin görüşülmesini — otomn. tik olarak — zaruri kılmuştı. İ “Bal antantınin kuruluş hik. meti, zaten Avrupanın bu kısmında samimi ve devamh bir sulh ve sükü. nu tesisten ibarettir. "Bu toplatma, ayni esas dah'lin. de yeni vnriyetleri mütalân etti. A| çık ve sarih tedbirler, hattı hareket. ler ittihaz olundu. Antant devletleri. nin, bir inkım hayalperest say'alara rağmen daha birleşik, daha kuvvetli ve sulhe daha bağlı hir şekilde oldu. ğunu gösterdi. “Bu, Cenubu Şarki Avrupası sulhü için, bir büyük maz. hariyettir. “Bundan başka, gittikçe darlık gösteren Avrupa tlearet ve ekono. misi ortasında, Relkanlılerm kendi Iktisadi ve ticari vaziyetlerini tan. x'm etmek elzemdi. Antant devletle. ri birbirinin. iptidai, sinai, zirni ve madeni mahsullerine muhtaçtır'ar, Bu işi tanzim için &iddi galışmalara başlanmıştır. Böyle bir mübadele nis zamı, Balkan devletlerinin iktısadi darlıklarını hissolunur derecede dü. zeltecektir. Halklarımız daha müste. rih sahalar bulabilecekler, Bir Balkan Enstitüsü “Balkan antantı devletlerinin si. yasi anlaşmalarile (halklar) mın da her türlü anlaşmaları lâzım” geldiği. ne dair olan mütalâanızda tamamen haklısınız, “Emin olabilirsiniz ki, Balkan dev. letlerinin siyasi cepheden anlaşma: | larına karşı (halklar) da da İçtimni, | iktısadi ve kültürel bir anlaşma ar.| yusu samimiyetle hâkimdir. Valnız dediğiniz gibi, bunu bir sisteme, ni. zama koymak gerektir. “Ben (bu tâb'ri muhterem Nazir buldu), bir “Balkan Enstitüsü,, ku. rulmasına çok taraftarım. İlmi, ede. bi, içtimet, elhasıl Kültür çerçevesi. ne sığacak, her istikamette çalışan böyle bir müessese, Avrupanın bu mıntakasında büyük ve müsbet işler görebilir, buna insnryorum. Ve bu. mun icindir ki, Romanya bu bakım. dan elinden gelen her türlü yardıma hazırdır. İlim, fen, eemiyet, İktisat adamlarımızı derhal bu ilessesenin emrine verebiliriz. şurları yazıya karar over. Bir iki dakikadan fazla bekletiL| “Elbette ki, hükümetlerin büyük yakınlaşma ve anlaşmalarile halkla. rın yaklaşıp, anlaşmalarındaki mu. vazllik, kıymetli metlecler verir. Daima Kuvvetli Olmalıyız “Sulhçuluğumuzun oan hatlarına gelince; onu muhafaza ve-müdafaaya üzmetilğimize herkes kanaat getir. miş olsa gerektir. “Evet, bu yalnız hir eephedir. Bu kadar samimi ve insani arzularla gü. dülen sulh ve sükün gayesi, sadece hu cephesi ile kalamaz, Onu hakkile muhafaza ve müdafan için evvelâ, kuvvetli ve sonra kuvvetli olmak Tâzımdır. Hem ayri ayrı, hem top. yekün kuvvetli olursak: sulhün mu. hüfaza ve midalnası, daha esaslı ve maddi bir kiymet alır. Belgrat kon. feransının onu neticelerinden biri de bu değil midir? “Mulgaristanla aramızda arlaşmı. yacak, daha doğrusu; anlaşması giç olan hir mesele yoktur, Macar mat. bustanın son zamanlardaki asabi ha. reketleri, o taraflardaki işlerin bi. raz komplike olduğunu gösterir, Fa. kat hangi mesele vardır ki, dostink. la, mantıkla, hüsnü niyetle halledil. memis olsun. “MM hudutları içinde hâkim, müstakil ve sulhperver olan Roman. va diğer entant derletleri gibi, bü. tün komşulerile normal bir dostluk içinde yaşamayı #avs bilir. * Bu ayık ve samimt görürmemizden bir gazetesi mülâkatının eğri, doğru nslarını eıkarmax doğru olmaz. En de azami derecede dörüst dav. ranmak payesile bu parsaları vuzuh ve hiçbir mâna verilemiyetek şe. ide kavdetmeğe esliştım. Sırf, ef. İ kârı umümiyemiz biraz daha tenev. vür etsin diye, Kuvvete ve hskka dayanan bir sulhperverlik #ayesi takin eden Ra. manva Krallığının bu yüksek ve ni. sik diplomatma teşekkür ederek ay. rıldım. Muhterem okurueularıma bu vesi. le ile de wönu söyismeyi vazife bili. vim ki, Balkanlı'erın kendi işleri hakkında Balkanlar dısından * gele. sek müsbet veva menfi her türlü ha, berlere karsı nzami derece dikkat. li ve süpheli davransınlar. Dostun, düşmenin kolarca farkedilemiyeceği bir Avrupa icinde yeereneme, Aka Gündüz —Finlandada (Başı 1 incide) bati - cemubunda muhtelif şehir ve köy- eri şiddetle bombardıman etmiştir. Sivi #haliden 40 kadar ölü ve bir miktar yeralı vardır. Fin tayyareleri ve hava dâf top- ları, 24 8 kontroflü olmak üzere, 27 Sov- yot tayyaresl düşürmüşlerdir. “Burün Helsinkide iki defa tehlike i- gnreti verilmişse de hiçbir bomba atılma- miştir.» 10,000 İtalyan Finlandadâ Finlandaya yardım faaliyeti devam etmektedir. Fransada ikamet eden İ10 bin Italyanın Fin cephesinde kar. betmek üzere hereket ettikleri haber İ verilmektedir. Bunlar, “Garibaldi İejyonları,, namı altında bir kaç gün İsonra cepheye sevkedileceklerdir. Po- lonya askerlerinden yüzlercesi bilfiil tepheye muvasalat etmiş bulunuyor- lar, Bunların çoğu tayyarecidir. Norveç Hariciye Nazırı, dün söy- lediği bir nutukta, Norvecin Finlan- daya sempati beslediğini, fakat harp sahnesi genişlediği takdirde bunun yalnız Norveç için değil, Finlanda i. çin de bir tehlike teşkil edeceğini, bu itibarla hükümetinin bitaraflık siya. setinden ayrılmıyacağını söylemiş. tir. “Süratle yardım lâzım, Reuter ajansının muhasematın bi. dayetindenberi Finlandada bulunan husüsi mühabiri Verou Morgan Lon. draya dönmüştür. Morgan 'neşrettiği bir makâlede Finlandanın müstacelen silâha ve adama ihtiyacı olduğunu bildirmektedir. Pek yakında Finlan. days silâh ve adam gönderilmediği takdirde Finlanda kaybedilecektir. Finlandaya, tayyare ve bilhassa avci tayyaresi, çok miktarda mühlms mat, hava dafi topları, ilâç ve bil bassa zatürreye karşı ilâç, fakat her İşeyden evvel adam istiyor. Firılanda- nın kurtulma şansım tecrübe edehiL mesi için en az 100 bin kişiye, 2a- ferden emin olması için isecnaz 200 bin kişiye ihtiyacı vardir. Ee Deal sağa, Eg — 192.000 — Halkevleri 8 Yaşında Gan İ incide) mahiyeti arasında ne büyük farklar vardır. Imparstorluk devrinde milliyetçi- liği Ziya Gökalp, “Dini dinime uyan, dili dilime uyan,, diye tarif'etimişii. Diğer taraftan bu milliyetçiliğin şıarı da şöyle anlatiliyordu: “Türk milletindenim, İslâm ümme- tindenim, Avrupa medeniyelinde- nİm., Halbuki yeni sosyetenin tarihi za. ruretlere, geopolitik şartlara dayanan bir tarifi vardır. Bu tarifa göre, yeni sosyete İçindeki insan Türk kültürü” nün hı muhafaza edecek. tir. Yani Türk kültürü yabancı kül- türlerin nüfüzundan © kurtulacaktır. Yine bu sosyete içinde milliyetçi 0). İmâk demek, Türk temiyetini mass cemiyetler seviyesine çıkarmtya ça“ lışmak demektir; Yeni sosyetenin Fu. unu teşkil eden bu noktâlarin ta- hakkuku için skolâstik'ten kurtulmak muasır Rönesans kaynaklarından ge- len müsbete, ilme, tabiate, insana kiymet veren berrak görüşlü Avrupa zihniyetine intibak etmek İktıza e der. Himiyete Intıbak ederken milletin kültür hüsusiyetlerini mu. hafaza edeceğiz. Yani yarınki sosye- te şahsiyet sahibi “Avrupalı . Türk, olacaktır. Avrupah - Türk, bilhassa kendini dili ile, tarihi ile, edebiyatı ile, musikisi ile, resmi ile, heykeli £ le, mimarisi ile, orijinal bir mevcudi- yet olarak empoze edecektir. Bu iti. barla yeni sosyetenin göze çarpan huşsusiyetlerinden biri de unsurları arasında halk ve münevver diye fki- İik tanımama$ıdır. Halkevleri, halkla münevver arasında imparatorluk ta. rihinin açmış olduğu boşluğu doldur- muştur. En kısa zamanda halkı mü. nevverleştirmek, münevveri halklaş- tırmak, millet urısurları arasında hiç olmasa müşterek ruk seviyesi vücu. de getirmek vazifemizdir. u birkaç misali halkevlerinin tahakkuk ettirmek istediği davanın azametini anlatmak için xikrettim. Bu munzzam' dava İçin, açılmış olan karargihlarm en kısa zamanda muvaffak eserler vermesi için ciddi metotlarla çalışmaları da iktiza eder. Zaman zamsn Ankarada toplanan ve Milli Şef Inönünün ir- şatları ile halkevlerinin daha verim. li olmasına çalışan arkadaşlarımızın davalarında muvaffak olacaklarına eminiz. Halkevlerinin şimdiye kadar olan çalışmaları da bizi bir kısım mesafe. lerin katedilmiş olduğuna inandır. maktadır. Yeni sosyetenin temelleri atılırken Itiraf etmelidir ki, memlekette ona destek olacak fWM bir Hayat tarzı mevcut değildi. Meselâ, tiyatroyu bum misal ola. rak alabiliriz. Halkevlerinin temsil kollarının ne kadar müşkülât içinde bulunduklarını bilimiyen var mıdır, bilmem, fakât bütün mahrumiyetle. re rağmen halkevi sahnesi memleke- te bir artist, bir rejisör ihda etme. miştir ama, tiyatro fikrinin önüne çikân heyulâf kuvvelerle mücadele. nin mânasını tebarüz ettirmiştir. Gözel sanatlar kolu da temsil ko- lundan daha bahtiyar değildir. Fakat o da canlı resme bakmanın bir ub. revi azap olduğu hakkında kendisine asırlarca telkinler yapılmış halk ara. sında bir yeni hayatın mübeşşiri ol- du. bütün kuvvetile sosyete. dir. Müdalan mevzileri, kaleleri, (. niversiteleri, kültür kurumları, kön- servatuvarı, tlyatrosu, güzel Sanat. ları ile bir kül teşkil eder. Halkevleri, bu bakımdan ormanı açarak tohum ekilecek tarlayı mey. dana şıkarmaktadı. 60 Macar Tevkif Edilmiş Budapöjte, 18 (A-A.)— Bir kaç gün evvel Rumen polisinin Tinissara'da 60 Macarı tevkif ettiği tasrih edil. mektedir, Mevkuflardan en İkisi aş- keri hapishaneye sevkedilmiştir, * Budapeşte, 18 (A.A) — Başvekil Teleki, Naip Horty ile halihazırdaki meseleler hakkında ( görlişmüştür. Hükümet Amiral Horty'nin intiha- bının yirminci yıldönmünü tesit et mek üzere bir merasim programı ha. zırlamıştır. Galatasaray Lisesi Müdürlüğünden : Yatılı talebenin üçüncü taksit zamanı I/Mart/1040 dır. Vaktinde yatırılması Vin olunur. Düzce Belediyesinden . (0sa) Düzce belediyesi sinema binası 1 mart 940 dan 28 Şubat M3 tarihine Karlar iki #ene müddetle ieara verilmek ütete senevi 190 Tira muhammen icar bedeli üzerin- den on beş günlük açık arttırmaya konmuştur. Teliplerin 28-2.040 pazartesi günü sat Jediye enelimenine gelmeleri, 14 de teminatlariyle birlikte Düzce be- (1045)

Bu sayıdan diğer sayfalar: