gan seye öh- ske: Mere yo pma üşa #1) dna am aizbk 17 —2 — 1940 — —. 4 İT ŞUBAT 940 TAN ABONE eslaçe m le ekili too Ke, Mene var w00 m ir le — LAL s9 Milletlerarası porta itti, ki ölüme) adına dahil Sena irmak 25 kuruştur. Cevap için mektuzları 40 izne pu) Mâvesi İirmdır. B iz kaycumu, barı sinemalar. a rastladığı lsüzlükleri a ederken diyor ki Gi - — Belediye, sinemalarda ayak- zi balaman menetmiştir, çilmasiaj iye Soma. sigara 3— Belediye, 6 yaşından küçük e Dr amam girmelerini"! |, Fakat, salonları dolduğu halde, gi. bm mütemadiyen bilet satılan a vardır. ir çok sinema sahipleri, salonları» Le bir köşesine astıkları bir lâvha- " © Sigara içmek yasaktır!,, cüm- Pes ha akin vazifelerinin bittiği. rini AYorlar, ve tiryaki müşterile. pi kaybetmek korkusiyle, sigara Me görmemezlikten geliyor- Ve birçok sinemeli da dı Hundakta çocuk foryalları bile du) haz ia | du. Bizce alâkadarların en kolay başa sapilecekleri iş, bu okuyucumuzu kzip etmektir, Fakat bu tekzibin, okuyucuları, yukarıya yazdıklarımı. #m aksine inandırmıya yetebileceği- Ni hiç sanınıyoruz. Manlesef, okuyucumuzun isaret «tiği noktalar, bazı sinemalara gi. #ken, emniyet duyabilinemize Im: a Dera tader: — Çömlek “vel b diil fazla müşteri ile doldurulan ndığ onlarda, içilen sigaraların art- ürkü, yangın tehlikesi, her insanı i va eee büyüktür. Ve m çıktığı takdirde, kaçıp Kartalabilmek, hemen hemen im. kdar. O sinemaların salonların. Kâyri nizami kalabalığın, ve Ya; rajp F3ğen içilen sigaralardan sav-| kağı,, “vanların sıhhi bakımdan ne| Mar zararlı olduğunu da söylemiye | da) Yoktur sanırız. Vin içindir ki, bu noktalar üze- alikadarların dikkatlerini çek- bir vazife tanıdık! * Generci Did'in Güzel Sözleri Zelzele * teşkil Şönderilen 'ahati rine meyi felâketine karşı İngiltere. edilen, ve memleketimize heyetin reisi General Dit, sunda sonra, Ankara radyo- Vera aşa patik bir Türkçe ile Türk- dertle sa ta bulundu. Açık en ve İşitey inize aşina bir dost ağzından liğimiz. sözlerin bizdeki © manevi bip ç Sok derin, ve çok teselli edici teydi. Generalin, zelzele çen makalemizde mulitelif meselelerini tetkik ettiğimiz sinemanın, kültür vasıtası olmak itibariyle kıymeti nedir? Fakat evvulâ, kültür nedir?.. Kültür, dar mânasında, tabiat ve cemiyet hâdiseleri hakkında İ kazanılan malimatın heyeti mec- muasıdır; Fakat bu bilgiler, kültü- rün, elzem fskat gayrikâfi olan şartlarıdır. I Kültür —daha geniş münasm. da —beşeriyelin asırlar esnasında yarattığı kıymetleri, sanat ve tek. nik eserlerini anlamayı ve bün- lardan zevk almayı; hayata, beşe. ri hâdiselere doğru mâna vermeyi ve kıymet takdir etmeyi müm. kün kılan ruhi olgunluktur. Bu bakımdan sinema, kültürün hizmetine konmuş bir teknik mi- dir?.. Sinemanm, insanın, tabiat ve ce. miyet hâdiseleri hakkında görüşü. nü, bilgisini arttirmıya hizmet et- tiği muhakkaktır. Hatti bunu, ba. zan, kitaplardan: daha iyi, daha müşahhas ve daha alâka verici su- rette yapmaktadır. Bütün documantaires, terbiyevi ve tedrisi mahiyetteki filmler. Bunlar bize hayvanların, nebatların hayatları, yeryüzünde £ yaşıyan muhtelif kavimlerin yaşayış tarz- ları, çivi veya otomuebil gibi istifa. de ettiğimiz musnuatın imal safha. İarı, kahve, çay gibi kullandığımız maddelerin istihsal tarzları hak- kında çok canl ve başka vasıtalar. la kazanılması pek güç olun ma- lümat vermektedir. Sinema, (relenti— ağırlaştı ma), (accölörâ — Çabuklaştırma) oo ve (Grossissemedt — Büyütme) (pro- sedeleri sayesinde, bin insana âyni zamanda zle yen-—- mikropları ve hücreleri gös. termekte; billürlaşma, * böceklerin istihaleleri, safabatı gözle takip e dilemiyen bazı böceklerin çok sür. nin mahreki... gibi fiziki. kimyevi, hayati hâdiselerin. tetkikini -müm- kün kılmaktadır, odagojik mabiyette olan bu nevi filmlerden : başka, ak- tüzlite filmleri, hattâ bazan büyük temaşa filmleride bizi, “yeryüzü. nün - Kutuplarden Hattı üstüvaya kadar . bütün coğrafi mıntaknıa- rile temas ettirmek, beşer tarihi. »in en mühim vakalarını ve devir. lerini gözlerimizin önünde can- landırmak suretile tarih ve coğ- rafya bilgilerimizi çoğaltmakta, görüş ve tefekkür ufkumuzu ge. Bişletmektedir. Fakat maalesaf, tabiat ve cemi. yet hayatına âit canlı vesikaları gözlerimizin önüne Koyan ve isti. İfnademize arzeden bu neviden film. lerin sinemalarda pek İstismal ola- .rak yer aldıklarını görmekteyiz. Sinemurılar bu hareketlerini maxur göstermek için, halkın bu evi filmlers karşı rağbet göster. mediklerini ileri sürmektedirler. ri hakkında umumiyetle ile bi, dağa mütalâalar, bizim'için görüldü noktadan da ehemmiyetli hede ç. Bu nokta, hâdiseleri müşa. a: © bu müşahdeleri terki mütalieki metottur. General mek a bir meseleyi, etüt et bekkiz Yenler için me güzel bir ör. * Peki Eserlerin Nakli İşi : e e a ai) dai #serleri, yeni harflerimize çe- mg kle bazan müşkülüln rastla > Körülmetkedir. sal pr İçin, bir transkripsiyon w. pia ulunduğunu, İstanbul Üniver. Edebiyat Fakiiltesi Dekanı de- ör Hâmit, gazetecilere deli #terlerin yeni harflere naklin uri, Adeti muhafaza için böyle bir Pe vardı. assa Gerplı müsteşriklerin etikleri nakilde © kullandıkları ganikrineyon usulü, tamamen şah. e Balbuki metinlerin müşahhas İs çi naklinin fayda yerine zarar. une ğine süphe yoktur. Bulunan api ilmi olmasını ve wmümi bir V iyet almasını bekliyoruz. Maarif Memi bu meseleyi halletmekle, Bu mazeret kabul edilemez; çünkü halk, - büyük temaşa fim. leri için yapıldığı gibi - iyi tertip ve tanzim edilmiş ve ilânlarla alâ- kaları celp ve tahrik edilmiş olmak şartile, hayvanların, nebatların, muhtelif ırklara mensup insanların şaysnı hayret ve esrarengiz hayat. larile alâkadar olmaktadırlar; A. merikanın keşfi, Fransiz ihtilâl, İstiklâl Savaşı gibi büyük tarih va. kalarının safhalarını, Şopen, Bet. hofen gibi büyük sanatkârların ha- yatların heyecanla tâkip etmekte. dirler, Sinemanın, geniş balk kütlele. rinin, tablatin sırlarına, sanatın Öl. mez eserlerinin güzelliklerine nü. fuz etmelerini mümkün kılan ha- rikulâde bir kültür vasıtası olduğu muhakkaktır. Bütün medeniyet devirlerinin öl. mez büyük sanat eserlerinin; tab. loların, heykellerin, mimari âbide. lerinin, sinemalarda halka göste. rilmesi “ve. bunların mahiyet ve kıymetlerinin izah edlimesi sure. tle umumi kültür o seviyesini, « mektepten başka'bir vasıta ile « yükseltmek mümkündür. Bu faaliyetin. mekteplerden'baş. laması, bilhassa Liselere konması ultur atli hareketleri, bir silâh mermisi. * Hiz Sinema YAZAN: Sadrettin Celâl Aniel rihi) derslerinde sinemadan pek geniş mikyasta istifade edilmesi lâzımdır. Sinemanın sanat kıymeti: Sine. manın sanat kıymeti var mıdır? Sanat eserini, tabiat veya sanayi eserlerinden ayıran vasıflar sino- mada mevcut mudur? Evvelâ, #anat nedir? Sanatın mahiyetini, ban müte. fekkirlerin tariflerinden çıkaralım: © Sanat, ne herkese yeşadığı küçük veya büyük heyecanları hatırlatan Kodak makinesi, ne de Kuk seyahat acentesidir. © Sunat, tabiatin sade taklidi değildir, şahsi tefsir ve ifadesidir. © Sanat, bir mizaç arasından görülen tabiattir. © Sanat, tabiate insandır. © Sanat, tabiate bir şey ilâve eden artist tarafından tassvvur &- dilen ve tahakkuk ettirilen yeni bir şeniyettir, bir İlkir ve tahay- yül mahsulüdür. © İnsan tarafından, tabint ka. nunlariyle beraber fikri beşer ks- nunlarına da tâbi olan, sun'i bir âlemin yaratılmasıdır, Bunun içindir ki, meselâ mahke- me zabıtlarının stenografiye edil. mesi, edebi bir sanat eseri değil. dir; fakat bir davama mevzuu, bir sunulkâr muhayyilesi için bir ro. man, bir dram, bir tablo mevzuu teşkil edebilir, Son bir tarif olmak üzere: Sa- nat, şeniyet unsurlarının - bacim- ler, heyecanlar, sesler . iradi bir tertip ve nizam dairesinde seçil. mesi ve birleştirilmesidir.. Sanatkâr, fıtri mizaç ve istida. dina göre, şeniyetin bir cephesine doğru teveccüh eder ve bunu, mü. ayyen bir teknikle ifade eder. Res- sem, renkleri; musikişinas sesleri kıymetlendirir. Heykeltraş ve mi. mar, hatlardan ve hacimlerden 18. tifade eder. Herhangi bir sanat eserinde, mevzuu ve sanat tekniğini ayir- mak lâzımdır. Mevzu bizde hisi bir reaksiyon tevlit eder; şekil, va. Hive olunan İinemanın, şeniyetin kopyası olan fotoğraf tekniğine sıkı bir surette bağlı olması dolayısile, sanat kıymeti inkâr edilmektedir. Fakat yukarda izah ettiğim gibi, ber sanat eseri bir tekniğe bağlı- dır ve bu teknik vasıtasile ifade e- dilir, tahakkuk eder. Yeni sansi tekniklerinin meydana çıkması, muhtelif sanat şubelerinde vmul- maz inkişaflara yol açmıştır. Betonarme tekniğinin meydana çıkması mirnâri eserlerine, pek çok imkânlar temin etmiştir. Mermeri işlemek tekniği, heykeltraşlara bir çok incelikleri ifade etmek imkâ- nini i Yağlı boyanm kullanılması, 14 üncü ve 15 inci asırlarda, zessam- ların çalışma tarzlarını değiştir iniştir. Fotoğraf tekniğinin tekâ- mülü de, yeni bir sanat şubesi 0- lan sinemayı mümkün kılmıştır. Esasen fotoğrafta en mühim” rol, objektifte değildir. Objektif, manzaralari tecrit eden, rüyet Zâ- viyesini seçen ve prespektifi mü- balâgalandıran fotoğrafçının irade- si altında şeniyeti kayıt ve tes” bit eder, Yani fotoğrafçı da şeni- yeti sadece kopye etmekle kalmı. yor, az çok bir sanatkâr gibi tef. sir ve Hade ediyor, demektir. Bw- nun içindir ki, sinema da bir sanat eseridir. Sinema, dramatik ve romantik sanattan ayrılır. Tiyatro, bütün teşebbüslerine rağmen, aksiyonu zamanda ve me. künda sıkıştırmak mecburiyetinde dir. Halbuki, sinema, zamana ve mekâna hâkimdir. Dramatik sanatın vasıflarından bizi, belâşattir, sözün ahenk ve belâgatidir. Sinema, allerir:, manzaraların ahenk ve belâgati ü. zerine müessestir. İntimal film ile roman arasında daha ziyade bir benzeyiş vardır. Roman bize vakaları, bütün mu. fassaliyeti ile, geniş sehneler ha. linde zamanda ve mekânda tasvir edebilir. Fakat kitapta, hayali ya- hut hissi telkin eden kelimedir; filmde, kelimeyi | derinleştirmeği, hisse nüfuz etmeği mümkün kılan, hayal ve tasvirdir. Edebiyat, Iç hayatı daha iyi tah. lil eder; fakat sinema duha şiddetli ibsaslar verir. Sinema ve ferdi psikoloji: Sine. ma, beşeri hisleri, hiç olmazsa bun- ların eti umümü ve asli olunlarını, tiyatrodan daha kuvvetle ilade e- der. Tiyatro, sözlerin “bolâgati sa. yesinde hislerin tahlilini mümkün kılar ve tiyatroda büyütülmüş. mü- balâğalandırılmıs o hareketlerden, jJestlerden istifade edilir. His'e- rine kapılmıyan İnka: sünatina hâkim “olan bir aktör, ekseriya, rolünün heyecanına kapı aktörden daha çok vallak ol maktadır. Ağlamıyan aktör, ağlı- yen #ktörden daha iyi rolünü ya. ir, Sinema, iç hayatı . tiyatroya na. zaran - doğrudan doğruya ve daha küvvetli 'aksettirebilir. o Sinema, çehrenin belâgati üzerine müste- nittir, Sinemada, aktörün düşün. mesi, yüzünün düşüncesine göre şekil alması, ifadelenmesi kâfidir; gerisini objektif temin eder, Sinemanın başlangıcında hazı hatalara düşülmüştür: Geniş ha. reketler, ağlamalar, patstik vazi. yetlerden istifade edilmek isten- miştir. Halbuki çok hareketli çeh. relerin perde Üzerinde istenilan tesiri yapmadığı görülmüştür. Sinema, bilâkis, iç hayali mey. dana çıkaran, hafif bir tebessüm, kaçıcı bir bakış, bir dudak bükme. #İ, bir elin takallüsü gibi en küçük teferruattan, bunların sessiz belâ- galinden istifade eder. Tiyatroda, eksik, suni, eâli söz. lerin, ariyet şahsiyetleri ifade et- mesi güçtür. Sinemada hir bakış, kücük bir haroket, bizi, insanların ruhlarına doğrudan doğruya ve Kolaylıkla nüfuz ettirmektedir. Sessiz sine. manm kiymeti, bilhassa Şarlo gibi dâhi artistlerin muvaffakıyet! bun- dan ileri gelmektedir. Sinema, ayni zamanda, İnsaniz. rın gayri şuurlarını da ifade eder. Bu bakımdan sinema, şurulu bir tahlili icap ettiren sözün bökim bir rol oynadığı tiyatrodan daha ziyade, insan ruhunun derinlikle. rine inebilir. Sinema bize, fstisnsi, marazi bir gayri şuuru değil, belki herkeste mevcut olan geyri svuru, insanla. rın ekseriya kendilerinin de far. kında olmadıkları yizli büyük er- zuları bize gösterir. Sinema ve içtimai terbiye: Geniş halk kütleleri için çok kuvvetli bir bilgi ve sanat terbiyesi rahi tahlil vasrtası olduğunu gördüğünüz si- Bema, halkın içtiresi ve siyasi ter. biyesi bakımından da büyük 'bir rol oynamıya namzettir. Henri Yocillon (Garp sanatı) is- mindeki kitabında diyor ki: “.. Gihtik sanat Avrupada çabuk ya- yılınıştır; çünkü o zaman mimari, bü #in hıristiyanlar için müşterek bir M- sardı, Sinem 69 — sessiz — buzünkü insanlar için müşterek bir Tisander. Diğer cihetten Elie Faure de şın ları yaziyor: "uu Sinema, Orta zamanların. harige yan mimarisinin. bütün kazsktarleri- ne maliktir. Sinema da anun gibi: #n0- Muharrir, bu yazıda sinemanın kültür vasıtası olarak kıymetini tetkik ediyor ve şu neticeye vârıyor: Sinema, bugün elimizde mevcut en kuvvetli bir halk terbiyesi vasıtasıdır. Fakat bütün mesele, sinemayı bu kültürün hizmetine koyabilmektedir. tind Byme'dir. mun gibi, Tsanınm umumi. liği ile, her memlekete, her cinsten va her yaşta seyircilere hitep elmek- tedir. Onun gibi, âbideleri inen etmek için, derdin imkân ve ikildarlarını 5- san kaynaklara ve vasıtaları müracsat etmektedir. Orun gibi, doğrudan doğ- ruya bütün zihintere hitap edebilmek icin, oldukça basit ve umumi hislerden islifsde eder, Sinema da eserlerini mey dara getirmek için, ayni neviden sıtalara müracaat etmektedir, yani bir- çak -sanatlerin &iştirskine (muhtaçtır. Katedrallerin o meydana gelmesi İçin Taşçılar, duvarcılar, camcılar, kurşun- culsr, demirciler, texyinatçılar, mimar- lar çalıştığı gibi, sinema eserlerinin ta» hakkuku için de; © kestümetler, deko- rattirler, © elekirizciler, © fotoğrafçılar, mnkinletler, rejisörler, . aktörler, figü- ranlar çalışmaktadırlar. Nelicet sinemanın âbideleri, kütle- İsre hiup eden kollektif eserlerdir. Bu eserler, bazan kütlelerin tesiri alim- da kalmakla beraber, onların üzerin- de de çak mücemirdirler. Fukut, orta zeman minarisi, bir ima- run ilhcmı sitmde meydena geldiği halde sinema, bir idealin estetik Hadler sine asia tekahili “etmemektedir. Ne- den? Çünkü sinem, matiusi gibi, rad- yo gibi, iş ve siyaset adamlarının elin- de biz kazan; ve hâkimiyet vasıtası. dir F'lhakika sihema, kötleleri ha. rekete getirmek, heyecanlandır. mak, sürüklemek hususunda, se. yircileri nisbeten mandut ve anla. şılması daha güç olan tiyatrodan daba büyük bir kudrete maliktir. Kollektif istırapları ve üritleri çok kuvvetle gösteren sinema, yük- sek ideallerin hizmetine koyabile. ceğimiz harikulâde bir tekniklir. Fakat menlesef bugün sinema, ha. yat ve cemiyet hakkırıda yanlış fi. kirler vermekte, muzır telkinlerde bulunmakta, temiz ve sağlam bir kültüre uygun olmıyan bilgiler ve ihtireslar kazandırmaktadır. İstimai hayatın muhtel'f me. selelerine temas eden film- lerin miktarı pek mahduttur. Hat- tâ bu mahiyette olan bazı filmler- de meselâ King Vider'un (Notre pain guotidlen — günlük ekmeği. miz) filmi üzerinde yapılan tetkik- lerden anlaşılmıştır ki, bu filmde asıl içtimai mevzua ayrılan kısım, filmin heyeti umumiyesinin #e 25 ini geçmemektedir. Bu filmi seyre- den hal.. ta, asıl mevzuu değil, bu #llmde hâkim mevkii alan aşk en. irikalarını, iki kadın arasındaki P9- kabeti hatırlamaktadır. Filhakika, filmlerin büyük ekse- riyelinde, tamamiyle maddi bir bhuyat ideali, para ve lüks idenli hâkimdir. Büyük muvaffakıyet kazanmış olan filmlerin kahramanları, ha. yatlarında fikri ve içtimal endişe ler yer tutmıyan, işsiz güçsüz, tu- feyli insanlardır. Vakalar, ekseriya zengin ve lüks muhitlerde cereyan etmekte. dir. Böyle göz kumaştırıcı sühit- lerin içinde geçen hayatın cazibe ve füsununa kapılan balk, billas. sa kadınlar, bu bayatın hasret ve iştiyakı ile için için yanmaktadır. Yar ve bu hayatla tam bir tezat teş- kil eden her günkü hayatları, ken. dilerini günden güne bedbinliğe ve sukuta sürüklemektedir. Filmlerde, servet, ekseriya te- sadüflerin, entrikaların neticesi ka. zanılmıştır. Muvaffazıyette rol oy- myan karakter, zekâ ve sây vasıf. ları, normal hayatta hâkimiyetini istediğimiz vasıflar değildir. Filmlerde, perestiş edilen tipler, kuvvetli iş adamı, meşum kadin #plerl gibi, normal bir cemiyette yer almaması lâzım gelen marazi tiplerdir. Umumi hetles olarak diyebiliriz. ki, sinema, bugün alimizde mevcut en kuvvetli bir halk terbiyesi va. sitasıdır. Bütün mesele, sinemayı, bu kültürün hizmetine koymaktır. Portekiz Vapurundaki Almanlar Tutuldu Lizbon, 16 (A.A.) — Afrikadaki Portekiz müstemlekelerinden gelen Portekizin, Colonial vapuru yolda İngiliz ve Fransız harp gemileri ta. rafından tevkif edilmiş ve vapurda bulunan altı Alman götürülmüştür. TAN—5 MİZE Sinema Edebiyatı 11. İYI Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel A en çok tekâmül eden müesseselerinden biri de «i- nemadır. Sinemanm “temin etiği terbiyevi kültürel faydalar yaninda zararlarının da epeyce olduğu inkâr edilemez. Fakat sinemaların etrafın- da teessüs etmiş bir sinema edebiya- tı vardır ki, bunun üzerinde dur. mak lüzm. Bugün İstanbulda, yerli, ecnebi en çok satış yapan mecmua lar sinema meemualarıdır. Gençli- gin, kadınların ekseriyeti bu mec- muoların karileridirler; o Memleket- te yeni edebi, fikri cereyanlar yarat- mayı düşünen genç neslin, dayandı. Bı ve dayanacağı bu gençliğin ekse. riyeti ne Türkiyede, ne Avrupadaki klâsik ve modern edebiyaı, sansi, ilim adamlarım tanımazlar. Veya €- debiyat tarihinde ve mektepte oku. dukları mulümat çerçevesi dahilinde tanırlar. Bugün edebi hayatta, fikir hayatında tebellür eden simaları ta- nımadıkları gibi, cereyanlardan da habersizdirler, Fakat sinema yıldız” larmın hayatlarını, en küçük tofer- rüsla kadar bilirler. Bu gencin oda- smın duvarında ne bir Aynştayinia, ne de bir Maksim Gorkinin resmi vardır, fakat sinema yıldızlarının kadın erkek portreleri odasının en büyük sGsünü teşkil eder. Sinema edebiyatınm en çok tesir altında bıraktığı çocuklar orta ve li se talebesidir. Bu çocuklar arasında yapılacak küçük bir tetkik bunların ders haricinde bu sihema mecmua. larından gayri bir şey okumadıkları- nı veya küçük bir ekalliyetin oku ma edebiyatiyle yetişmiş bir nesil den ne bekliyebiliriz? Yeni yetişen nesillerin kültür s6 viyelerini mektepten ziyade mektep harici okuma, tetkik, araştırma yük- selteceğine göre, bir nesli böyle tica ret maksadiyle çıkarılan, kafasına ışık vermek şöyle dursun, bilâkis bu genç zekâları karanlığın en müthişi içinde körleten bu edebi» yata ne lüzum var? Demokrasi çerçevesi içinde hiç bir mecmuanın neşri menedilemez. Fa. kat çocuklarımızı bunların teritim- den kurtarmak için ne yapalım? Bu yeni bir mevzu değildir. Bo sahada çok söylendi, çok yazıldı. Fa kat çocuklar üzerinde yüzde yü menfi tesir yapan bu edebiyata kar- şt hiç bir cephe alınmadı. Bence bu- nun önüne geçmek için kullanadı” Zimz en kuvvetli silâb, maarifin, mekteplerin, gazetelerin, minevver» lerin açacağı kuvvetli bir Kam pangne'dir. Bu mecmuslan tezyif e den öyle bir cereyan yaratmalıyız ki, çocuk menedilmediği halde bun. ları okumanın bir gerilik alâmeti ol- duğunu anlıyabilmelidir. Şimdiye kadar gösterilen müsa- maha bu edebiyatın alabildiğine yü. rümesine, ve saman gibi bir nesil ye- tişmesine hizmet etmiştir. Bu neslin içinde çek yüksek zekâlar olabilir, fakat biz bir ekalliyeti değil, bütün bir nesli kurtarmak vazifesiyle mü- kellefiz. Gençlerin ruhuna sema €- debiyatının verdiği heyecanı, eğer biz edebi hareketler, edebi cereyan- lar, sanat zevki İle veremezsek, On ları bu edebiyatın tesirinden kurtar. mamıza imkön yoktur. Felâketzedelere Yeni Yardımlar Galatranray spor klübü felâketze- delere, futbol turnuvasına iştirak ile yaptığı yardımdan sonra, klüp lok8- İnde tertip ettiği basketbol turu. vasının hasılatı olan 37 tira 72 kuruşu gazetemiz delâletile Kızılaya tevdi etmiştir. Bu para ile bernber yine gö zetemiz namına İş Bankasına Bt yan Güleenan tarafından tevdi edi. İen 50 lira, ve ayrıca ismini bildirmi: yen bir zat tarafından verilen 1 Hira bugün Kızılay merkezine 799 nums- ralı makbuz mukabilinde 88 Kra 72 kuruş yatırılmıştır. Erbaa felâketzedelerine yardım Erbaa (TAN) — Zelzela felâketze deleri için Samsundan Yilhassa kon. serve, şeker, un, reçel, kereste İrs& Hâtı devam ediyor. Banların çoğu köy lere gönderilmektedir. Ayrıca köylülere 7900 kilo tohum Tuk buğday da dağıtılmıştır. Tokattan buraya bir fen heyet gelmiş, zelzeleden arta kalan binals- Tı ve arazinin vaziyetini tetkik etmiş. tir. Tamirat ve yeni inşaat Için, maksa. da ve kanuna uygun bir formül bu. İlunamadığı anlaşılıvor. Bu yolda W İzun zaman kaybedilmemesi beklenil, İmektedir. makta olduğunu gösterecektir. Sine.