Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
“kalender sazendeler. Arabistanda ! Tanıdığım Tipler ? Yazan: KANDEMİR , Türkiye Güzellik Kraliçeleri Hicran Hanım ve Gavrühüm Çalgılı kahve, gazino, bar, kaba- — re, ne derseniz deyiniz. İşte öyle bir yerdeyiz. Karşıda, dipte yük. sek, geniş, loşça bir sahne ve orta- sında akortla meşgul şen, şakacı, Hele dalga, dalga, parıl parıl saçlarının üstün. de torpillenmiş bir gemi gibi yana yatmış fesinin püskülünü sallaya, sallaya yaradana yan bakan meş- hur udi ön sıralarda sandalyalara kurulmuş olan seyircileri, durma, yan çenesi ile gülmekten bayıltı- yor. Bu salonda dükânını henüz ka- pamış berber çırağı da, apartman kapıcısı da çiftlik sahibi de, çoluğu nu, çocuğunu önüne katıp gelmiş aile babası da saz ve ses âşıkları da gürültücü delikanlılar da, entarili, de, sarıklı da, takkeli de, çarşaflı da her çeşit insan var. En arkada. ki koltuklarda (Bir Arap gecesi) seyrine koşmuş öbek öbek seyyah- Ben göbekteyim. Etrafımdaki jyerliler, bir bana, bir de öteki sey. yahlara bakıyorlar: “Yanlış gel- din, yerin orada senin..,, demek i&m ter gibi... Fakat sıcak kanlı, güler yüzlü in- sanlar, yerimi yadırgamadığımı his sedince, misafirperverlik göster . mek, yârenlik etmek arzularını ye- nemiyorlar. Unutmıyorum. En bii- yük silâhım ağzımidâa: Arapça bil. diğimi söylesem bu havanın bütün keyfi bir lâhzada kaçar. Bu da biz- den,. derler, dönüp bakmazlar bi. le. Eh çatra patra geveliyişi haş görürler, ben de öyle yapıyorum, Güreşe hazırlanır gibi Cellabi- yesinin kollarını sıvayarak, dizle. rine yerleştirdiği tabakadan siga. ra saran sağımdaki Sudanlı, başını çevirmiş, lâf yetiştiren önümüzde- ki arkadaşına yan gözle pipomu i. şaret etti, sonra bana döndü, salı- vwerdiğim tütün dumanına, içine tütsü buharı çeker gibi, delikleri açılmış, kabarmış, şişmiş iri bur.- nunu uzattı: — Oh.. dedi, Haza İstanboli?! Mısırlı hâlâ uzun yılların yığdığı fnanışları sarsılmaz bir iman gibi taşır: Her güzel, temiz, süslü, ve tatlı şey mutlaka İstanbuldan ge. lir. Mahalle aralarında dolaşan bacaksız satıcılar bile mallarını sürebilmek için: — İstanboliü,, Yallah, İstanbo- Ali! diye bağırırlar. Cevap bekliyen Sudanlı komşu. ma başımı iki yana sallayarak laaa! dedim. Biribirlerine bakıştılar, bi- raz evvel hoş buldukları kokudan birden tiksinir gibi burunlarını ö- bür tarafa çevirdiler. Sahneye göz kamaştıran bir ışık yağdı, saz başladı.. Halk bir işa. retle hücuma kalkmış saflar ha- linde ayakta bağırıyor, tepiniyor ve armonik çalar gibi gergin dir. seklerini durmadan oynatarak, a- vuçlarını patlatıyordu. Seyyahlar, gözlerini örten dür. binlerile, bir harbin en kanlı saf. hasını, çatlatan bir merakla takibe koyulmuş, çekirdekten yetişme mu- habirlere benziyorlardı. Sıtma görmemiş bir ses gürledi: — Meliketiccemal Ettürki HBig. van Hanım! Ve Bayan Hicran, ömründe ilk defa tipiye tutulmuş bir bedevi şaşkınlığı ile sahnede göründü. Bağırmaktan, alkışlamaktan ve tepinmekten mecalsiz kalmış Su- danlı komşum, yerine otururken, gücünün son katrasını bir intikama saklamış gibi dirseğini böğrüme saplayarak, sahneyi gösterdi: — Ahoo.. Haza İstanbolii.. Ya selâm!.. Ya ruhi!. tâ ilk saflarda sönecek kadar zayıf, hafif, ve ölgün ses onlara ne diye- bilirdi ki. Böyle yırtına yırtına, çır- pına çırpına, babaları tutmuş gi. bi dövüne dövüne, ardı arası ke- silmeden vecd içinde bağırışıyor. lardı: —Ya selâmm! Ya Habiibili: Allahhh!. Onu bir daha, bir daha, bir da. ha sahneye davet ettiler. Sonra hep yoruldular. Görüyordum ki, bütün bu kala- balık sözlerinden mana çıkarama- dığı, ahenginden hâz duyamadığı, hareketlerinden zevk alamadığı bu kadını, sadece İstanbuldan gelmiş bir (güzel) olduğu için sevmiş ve alkışlamıştı. Etrafımda yüksek sesle konu - şanlar vardı: — Demek ki, İstanbulda mahal. le mahalle, kapı kapı dolaşmışlar ve en güzeli seçmişler, öyle mi? — Peki sonra ne diye onu bura. ya göndermişler, bizi çileden çı- karmak için mi? — Hayır, bizi sevdikleri için... Türkiye ve Mısır kardeş değil mi? — Hükümet mi gönderiyor? — Öyle diyorlar. Hani kaç sene evvel bir kere daha gelmişti ya. Unuttunuz mu? Kahirenin meşhur hovarda tin. lerinden biri, diktiği rakı şişesini iç cebine" yerleştirip elinin tersile dudaklarını kuruladıktan sonra gül dü: — Uyuyorsunuz be çocuklar. Mı- sırda altı tane güzellik kraliçesi göbek atıyor şi — Bize ne, dediler. bize ne öte- kilerden.. Sen İstanboliye bak! — Hepsi de Türk diyorum size.. Hepsi de İstanboli be yahu! Ağızlar birer karış açılmıştı. Fa. kat yemin edebilirim ki, en me- raklıları bendim, Ama, soramıyordum, dirler?,, diye. Salonda bir alkış, bir kıyamet daha koptu ve herkes ayağa kalk- mıştı, Hicran giyinmiş, sahnenin yan kapısından çıkarak, halkın a- rasından geçiyordu. — Bu tarafa gel ya ruhi.. Allah aşkına bu tarafa! — Canım sana feda olsun! Bir sa- niye yanımda otur.. Ne olursun? — Ayaklarının altında yatayım da çiğne beni ey İstanbul güzeli! — Bir kadeh rakımı iç.. Sonra öldür beni.. Ya hayati. Ya elbi.. (Devamı var) Ya #“nerede. Koyulhısar Kazasına Uçunc Bir Imdat Heyeti Sevkedildi (Başı 1 İncide) tulanlardan bir kısmı da diri diri yanarak ölmüşlerdir. Her iki felâket- ten kurtularak çırılçıplak sokağa fir- lıyanlar, günlerce kar altında çiy bakla, nohut, fasulye ve hattâ ot yi yerek gidalarını temin etmiştir. Ko- yulhisarda arazide uzun uzun çat. laklıklar vardır. Buradaki Tozunlu yanardağının indifa etmesinden kor- kulmaktadır. Bütün köylerdeki ölüm miktarı tamamile tesbit edilecek olursa fe- lâketin büyüklüğü bütün dehşetile ortaya çıkacaktır. İki bin asker durmadan çalışarak Reşadiye yolunu açmışlardır. Fakat Reşadiye şosesinin heyelâr, yapması, yolların bozukluğu, kışın pek fazla olması yardım teşkilâtının faaliye - tini zorlaştırmaktadır, Niksar ile Erbaa arasındaki kasa- ba şose yolu da çok berbat olduğun- dan Erbaanın Tokat ile olan muva. salası kesilmiştir. Bu xasaba Samsun dan yardım görmektedir, Buraya gelen haberlere göre, zel- zeleden çok mühim zararlar gören Koyulhisar kazasına müstacelen ü. çüncü bir sıhhi imdat heyeti daha gönderilmiştir. Bu kaza dahilindeki yaralrılardan pek çoğunun — merkeze sevkine başlanması zarureti hasıl ol. muştur. -Giresun Kazalarının vaziyeti Giresun, 11 (A,A.) — Alucra ve Karahisarda son vaziyet hakkında Giresun valisi Muhtar Akman şu be- yanatta bulunmuştur: “— Felâket miıntakalarında gün geçtikçe vaziyet iyileşmektedir. Bu mıntakalarda hükümet ve halk tara. fından 40 kadar pavyon yaptırılarak açıkta kalmış olan yurddaşlardan bir kısmı yerleştirildiği gibi diğer bir kısmının da çadırlarda barındırı| - maları temin olunmuştur. İkinci sıh- bi imdat heyeti de Karahisara var- mış ve işe baslamıştır Felâketzedeler için Trahzondan gönderilen 118 parça yiyecek, giye- cek eşyası, felâket sahalarına seviçe. dilmiştir. Ş. Karahisardan Suşehrine sıhhi malzeme yardımı yapılması i- çin kaymakama tebligat yapılmıştır. Tarama faaliyeti devam etmektedir. * Şiran, 11 (A.A.) — Son hareketi-. arz neticesinde kazamızda 182 &v ta- mamen, 500 ev de kismen yıkılmıştır. Maili inhidam ey miktarı dört yüz-- dür. Felâkete maruz kalmış olan hal. kıimızın ihtiyaçlarının temini ve sıh. hi vaziyetlerinin korunması için baş- ta Gümüşhane valisi olmak üzere, alâkadar memurlar tarafından lâzım gelen tedibrler alınmıştır. İskân edilen felâketzedeler Ankara, 11(TAN) — Gelen haber. lere nazaran, bugün Elâzığa 14 felâ- ketzede gelmiş ve derhal iskân edil- mişlerdir. Mersine şimdiye kadar 484 felâketzede gönderilmiştir. Bun- ların 195 i Tarsusta, diğerleri mer- kezde yerleştirilmişlerdir. Kayseri. ye 21 yaralı daha gelmiş, bunlar Ta- lasta açılmış olan 80 yataklı hasta- haneye yatırılmışlardır. (Başı 1 incide) ve müstakbel tehlikeler muvacehe- sinde müessir ve emin bir teşriki me. sai için zaruri bir mukaddeme olan umumi uzlaşmayı tahakkuk ettirmek maksadile Balkan milletleri arasında mevcut ihtilâflı meselelerin müteka- bil anlaşma ve nisafet zihniyeti da- hilinde halledilmesi icap eder. e Berne, 11 (A.A.) — Basler Nach- richten gazetesinin Berlin muhabiri. ne göre, İtalyanın Balkanlarda ko- münistliğe karşı bit set çekmek yo. lundaki gayretleri Almanyada tasvip olunmaktadır. Roma - Peşte - Belgrat müsi ıllııî Budapeşte, 11 (A.A.) — Yarı res, mi Pester Lloyd g inin Belgrat muhabiri, Macaristan ile Yugoslavya daki mü betlerin mesut in- kişafını kaydettikten sonra Roma - Peşte - Belgrad müsellesinin Cenu- bu Şarki Avrupasında her an ehem. Macaristanın Arazi Talebleri diğer Balkan devletleri de ve bilhas- sa Bulgaristan ve Yunanistan da iş- tirak edebilecektir. Roma radyosunun tekzibi Roma, 11 (Hususi) — Roma rad yosu dün yaptığı neşriyat sırasında İtalyanın Sovyet - taarruzları karşı- sında Macaristana askert yardımda bulunacağı ve Macaristan Romanya- dan metalipte bulunmayı şimdilik terkettiği hakkında neşredilen şayi- aları tekzip etmiştir. Romanyadaki ekalliyetlerin vaziyeti Bükreş, 11 (A.A.) —- Milli kalkın- ma cephesinin ekailiyetler grupu bu- gün ekalliyetler nazırının iştirakile Bükreşte bir toplantı yapmıştır. Top- lantıda Ukraynalı, Macar ve Bulgar ekalliyetlerinin murahhaslarile ilk defa olarak Besarabya Ruslarınuı bir Bkedillt bağre b Müzakereler ekqlllyetlerl ihtiya e. den mıntakalardaki siyasi teşkilâtta yapılacak ıslahat ve ekalliyetlerin Bir muallimin anlattığı' feci hakikatler - Konya, 11 (Tan Muhabirinden)— Erzincan askeri mektebinden kur. tulanların buraya geldiklerini bildir. miştim. Bunlar arasında bulunan mektebin resim muallimi Semsettin Arel, korkunç felâketi şöyle anlatı- yor: — Müthiş bir sarsıntı ile uyandım, kendimi pencereye attım, ve derhal ka- rımı ve kardeşimi de çağırdım, İçine sı- Bi ökmeden olduğu [lbi bahçeye yıkılması neticesinde kendi- mizi kurtarabildik, * Etrafıma bakınca facianın dehsetini an- ladım, Derhal mektebe koştum, O dakika- dan itibaren tam sekiz gün, talebeyi enkaz altından cıkarmakla uğrıqtık Topçu ala- İstanbula gidenler: İbrahim Entü- Zzün, i, halası, hal kızı, Meeliste hatiplerin tenkitleri Ankara, 11 (Tan Muhabirinden) — Meclisin, çarşamba günkü toplantı. sında vekillerin büyük felâket hak- kında verdikleri izahatı müteakıp, bir çok hatipler söz almışlar, muhte. lif mütalealarda ve bazı tenkitlerde bulunmuşlardır. Mebusların ileri sür- düğü meseleleri şu on esas dahilin, de toplamak mümkündür: 1 — Memleketin jeolojik bir tetkike (âbı tutulması, 2 — İnşaat tarzının ıslahı, 8 — İmdat vasıtalarının ikmali, 4 — Köylere yardıma gidilip, gidilme- diğinin bildirilmesi, 5 — Milletin verdiği eşya, muhtaçlara yının yardımile 300 pten 219 talebe kurtardık. Kurtulan talebenin, gecirdikleri o büvük foclaya rağmen, ar- kadaslarını, musllimlerini ve muallimleri- nin ailelerini ve halktan birçoklarını fe- lâketten kurtarmak icin gösterdikleri can- dan ıayret ve muvımıklvet karsısında iteh , Bu a- rada hayret verici hÂâdiselerle de kırsıla- şiyorduk. Mektep zabitlerinden — Yüzbaşı Sedinin ailesini, vakadan 48 sant sonra ölü olarak bir talebemiz buldu. Fakat iki ya- şındaki kızını sımsıkı saran bedbaht ana- nın kollarından aldıkları yavru yaşıyordu. 48 saat anasınım altında kaldığı halde öl- miyen 2 yaşındaki yavruyu dedesine ver- dik, Tarih öğretmeni Münip Ersoy, ancak iki senelik evliydi, Facin esnasında eşiyle kacarlarken enkaz altında kalmışlar, hâ- mile karısı gözünün önünde can vermiştir. Kendisi ise hafif yaralı olarak şimdi bu- radadır. Tedrisat müdürü Kâmil Tuzlu, ailesini ve yetişkin iki kızını kaybetti, iki kücük oğluyla kaldı. Bitişiğimizde, ev sahibimiz ihtiyar kadının evini facia sabahı yere se- rilmiş gördüm, 24 saat sonra kadını sağ o- larak enkaz altından çıkardılar. Başı so- baya yakın yatıyormuş,çöken evinin da- mından başı hizasına düşen bir kalas so- baya takılmış ve bu suretle kadıncağızın teneffüsüne imkân bırakmış.” Şehrimizde de zelzeleler oldu Dün sabah saat 4.25 de İstanbulda oldukça şiddetli bir zelzele kaydedil- miştir. Rasathaneden verilen malü. mata göre, dün sabah saat 1,35te de merkezi Erzincan ve havalisi olduğu tahmin edilen yeni zelzeleler kayde. dilmiştir. Fakat, hiçbir hasar yoktur. Gelen haberlere göre, dün sabah Çankırıda ve Tekirdağında da şid. detli bir zelzele olmuştur. İzmire gelen zelzele felâketzedeleri İzmir, 11 (Tan Muhabirinden) — Erzincan felâketzedelerinden şehri- mize getirilen yaralı ve evsizlerin i. simlerini bildiriyorum: Hüsniye kızı Makbule, Yusuf kızı Elif, oğlu Rıza ve Hasan; Osman kızı Ziynet, Durmuş kızı Nuriye, Osman kızı Zekiye, Recep olğu Mustafa, Dursun oğlu Hasan, Hüseyin kızı Ne- dime, Hamdi kızı Cemile, Mustafa kızı Nuriye, Hüseyin kızı Gültepe, Şükrü kızı Fahriye, Hamza kızı Mak- bule, Arif kızı Şadiye, Salâhattinin oğulları Salâhattin ve Bahaettin, Ib- rahim kızı Makbule; Faik kızı Nu. riye, Reşat kızı Neclâ, Hüseyin oğlu Şerefettin, Mehmet oğlu Faik, Aziz oğlu Süleyman, Hüseyin oğlu Salâ- haddin, Mehmet oğlu Battal, Ahmet. kızı Fikriye, Salih kızı Zehra, Is- mail oğlu Yusuf, Hüseyin kızı Mah- bube, Yusuf oğlu Haşan, Bektaş oğlu Salih, Ali kızı Zehra, Salih kızı Ze. mile, Elif ve Şerime, Bektaş kızı Sü. leyman, Ibrahim kızı Kudret, Ali kı- zı Saadet, Hamdi kızı Vesile ve oğlu Muzaffer, Abdullah kızı Mahmure, Hasan oğlu Nurettin ve Hayrettin ile kızları Sıdıka ve Müşfika; Dur- sun oğlu Ihsan, Mustafa oğlu Yılmaz, Yusuf oğlu Ismail, Bektaş oğlu Ce mal, Mehmet kızı Fatma, Cemal oğ- lu Kâzım, Ismail oğlu Cemal, Ha- san oğlu Bahaettin, Hasan oğlu Zi- ya Denizhan, Ziya oğlu Yaşar, Hü. seyin oğlu Zekeriya Timur, Yamen oğlu Ismail Suyır, İsmail oğlu Ce. mal ve kardeşi Kemal, Sinan oğlu Kemal ve karısı Ayşe, Kemal oğlu Salâhattin ve kızı Nezahet, Ismail oğ- lu Hüseyin. Konyaya gelen felâketzedeler Konya, 11 (Tan Muhabirinden) — Bu geceki trenle şehrimize yeniden gelen felâketzedelerin isimlerini bil. diriyorum; Nuri Tavukçu, karısı ve çoukla. rı, askeri muamelât memuru İbra- him Akar, karısı ve çocukları, Demir yolları memurlarından Dursun Taş. kın, karısı ye çocukları, Hüsnü Kes. kinoğlu ve karısı. (Çocukları ölmüş. tür). Buradan doğru Nazilliye geçenler de şunlardır; Hasan, Esma. (Bunlar Bu türkçe şarkıdan bir şey mi |Miyeti artan bir unsur haline gel-| g A ON oKi gayretleri. | yaralıdır). anlatıyorlardı?Ne gezer. O halde bu | Mekte olduğunu yazmaktadır. nin tevhidi etrafında cereyan etmiş- Salihliye gidenler: Nun Parlatan eoşkunluk, bu kıyamet ne idi? Hat. — Bu muhabire göre, bu müsellese|tir. ve kızları, 3 MA TRE MN # lşgali TÇ ONKYT N ELRUR eee g GAT $ Tnt SA ti gitmiyor, 6 — Bazı memurlar ağır hareket edi- yorlar ve vilâyet merkezinden ayrılmıyor. lar. Bunların tecziyesi, T — Siıvasta bir katırcının teklifinin reddedilmesi, 8 — Şarki Karahisar vilâyetinin yeni- den teskili, 9 — Erzinçan halkının naklinin tesrii, 10 — Kelkit vadisinde bir yol inşası, Dahiliye Vekilinin cevapları Dahiliye Vekili, tekrar söz alarak bu tenkitlere birer birer cevap ver, miştir. Faik Öztrak bilhassa donıışıır ki “— Memleketin jeolojik hir tetki- ke tâbi tutulması hükümetçe arzu e- dilmektedir. İmdat vasıtalarının ço, ğaltılması bir kısım vatandaşlara gön lümüzün istediği kadar yardımda bu»- lunamadığımızdan dolayı ileri sürü, lüyorsa, şunu söyliyebilirim ki, bu vasıtalarımız o kadar da eksik değil- di. Es çabuk yetiş K keyfi, yeti daha ziyade bu sene tabiatin im, kân vermiyen şiddetinden ileri gel- miştir. Köylülerle şehirliler arasin- da bir fark gözetmek meyzuubahis değildir. Fakat bütün köylerin ker türlü ihtiyaçlarını muvasaln imkân, ları olmadığından arzu ettiğimiz gibi tatmin ettiğimize dalr maaleşef miüls- bet bir ceyap veremiyeceğim. Mille, tin verdiği eşyanın muntazam ve ku- sursuz olarak gittiğini ifade edecek vaziyette değilim. Fakat gün geçtikçe bu iş yoluna ko nulmaktadır, Bazı memurlearin ağır hareket ettikleri, vazifelerini lâyiki. le yapmadıkları ve bazı valilerin yer- lerinden kımıldamadıkları meselesi- ne gelince vazifesini iyi yapmıyan me murlar bulunabileceğine ihtimal ve» ririm, fakat mahduttur. Şarki Kara, hisarın yeniden teşkilini tetkik etti- reçeğim. Fakat yilâye: teşkilâtının mevcudiyeti güçlüğü bertaraf ede. mezdi. İnşaatın ıslahi meselesi daha ev. velden nazarı dikkate alınmıştır. Çun kü, Milli Şefin tetkik seyahatlerin- den sonra bize telkin ettikleri mühim Vişlerden biri de bu idi. Bunun üze - rinde bundan sonra daha fazla dura- cağız. Kelkit vadisinde muntazam yol ol ndan burada felâketin daha —— — Son G-ii_e' Siyasi Faaliyetler (Başı 1 İN Ayni zamanda Balkanları yayı da Sovyetler Birliği ele birleşmiye teşvik etti. Balkat! Alman tehlikesi kalmamış Fakat buna mukabil Soyyet kendisini gösteriyordu. Bu tehlikeye karşı koymaktâ tün Balkan ve Tuna memlek menfaattardı. Fakat bu me arasında mevcut hudut ve araFi | lâfları bir türlü halledilemiy?'| müşterek bir cephe tesisine ( bulunamıyordu. | Bu defa Tuna boyunda bir 4f Sovyet cephe vücude getiFr| işini bilfitl İtalya üzerin» almış & nüyor. İtalyân gazeteleri, Balki rın bir İtalyan nüfuz mıntakaf hayat sahası olduğunu söyliyerel sahanın Sovyet orduları tara istilâsına karşı her vasıtaya mi at ederek mukavemete karar ver lerini yazıyorlar. Hattâ icap asker göndereceklerinden bah yorlar. Avüusturya için de vaktile Di konuşan İtalyanın emri yâki sında nasıl sustuğunu hatırlıyar” İtalyan gazetelerinin bu tehditle ne dereceye kadar güvenilebilec tayinde tereddüt edeeeklerdir. O için bu defa da İtalyanın Tung Balkan memleketlerini uzlaştırıp' leştirebileceği şüphelidir. | Yalnız şurası muhakkaktır kiİ, giliz diplomasisi şimalden *e cef tan Sovyetler Birliği ve Alman? çevirmek, bu iki devleti tecavüz € mez bir hale getirmek plânı i dedir ve bu plân harbin bütün kametini değiştirecektir. Çünkü şimal memleketlerinin gilizlerle beraber çalışması Sov Rusyayı olduğu kadar Almanyayi kızdırır. Almanya, İsveçin demir ( herine şiddetle muhtaçtır. Bu heri kaybetmemek için, icap ede? Sovyetler Birliği ile müşterek cephe kurmakta tereddüt etmiyet tir. Bu suretle Garp cephesi: pılamıyan harbin şimal memle rinde yapılması ihtimali vardır. İtalyanın Tuna ve Balkan mef ketlerinde Sovyetlere karşı af cephe ise, Roma - Berlin mihvef sarsacak ve belki de kırıp kopar# bir mahiyeti haizdir. İtalyanın Af Sovyet ve Anti.Komintern siy& kuvvetlendikçe Almanya, İtalyi kaybedecek ve dün Almanyanın hayyül ettiğini yazdığımız Bert Roma - Moskova mihverinin ku masına imkân kalmıyacaktır. Hulâsa, son haftaların diplor faaliyeti, bir takım bitaraf deylet le, İtalyanın yaziyetini aydınlat Moskova ile Berlinin biribirlel daha sıkı fıkı bağlanmasıni temi ve Roma - Berlin mihverinin p N şiddetli ve daha korkunç bir şekil al- ması noktasında biz de rkadaşlarla ayni fikirdeyiz. Esasen Milli Şefin seyahatlerinden avdetlerinde verdik. leri direktifler arasında Kelkit vadi- sindeki yolun yapılması da vardır. İnşallah ilk imkânda bu yolu da ya. parız.,, Hariçten yapılan yardımlar Ankara, 11 (TAN) — Dost ve müt- tefik Elen hükümeti, zelzele felâket. zedeleri için, hem nakden 10,000 li. ra, hem de ayrıca 10.000 lira kıyme. tinde sıhhi malzeme teberrü edece- ğini, ayrıca bütün Yunanistanda fe. Jâketzedeler için para toplama komi. teleri kurulduğunu hükümetimize bildirmiştir. Yunan Başvekili Metaksas, bu mü. nasebetle Elen milletine hitaben a- şağıdaki mesajı neşretmiştir: “Çözülmez bağlarla ve sıkı bir it. tifakla bağlı bulunduğumuz asil Türk milletinin maruz kaldığı felâket ö- nünde hiçbir Yunan kalbinin duygu- suz kalmıyacağından emin bulunu. yorum, Hükümet kendi hesab yapma- sı icap eden şeyi yapmıştır. Fakat bu kabil hallerde ve bilhassa böyle bağ- larla bağlı bulunduğumuz bir millet mevzuubahs olduğu zaman yapılma. sı icap eden yardımı istemekle, bü. tün Elenlerin hissiyatına tercüman olduğuma kaniim, Buna binaen her Elen, sanki Yu- b n elt B lli lK nan milletinin başına gelmiş bir fe- t dik doğru inkişaf etmekte Hâdiseler bu seyir üzerinde inkif devam ederşse, ilkbahara kati h başlaması beklenebilir. lâket mevzuubahsmiş me ya bul ğından emini “Fransız büyük elçisi Masigli, Ff sız büyük elçiliği memurları af bir yardım olmak üzere, yardım ” mitesine 500 lira tevdi eylemiştir. Afgan büyük elçisi, hareketi) felâketzedeleri için Afgan Kralı B metli Zahir Han tarafından tebt' edilen 2000 İngiliz lirası ile, Kızılay cemiyeti tarafından teb€" edilmis olan 3000 İngiliz lirasını riciye Vekâletine tevdi eylemiş Atinada Nea İonia helediye T€ hareketiarz felâketinden dolayı / kara belediye reisi Nevzat Tandi na teessürlerini bildirmiştir. Japon maslahatgüzarı, Os: bütün ithalât tücearlarının arz felâketi karsısında duydu derin teessürü hariciye vekâle! bildirmiştir. Hayas ajansının Ankara bür? hareketiarz — felâketzedelerin yardım olmak üzere, yardım ko si adına 100 lira teberrü etmişti Amerikadaki Rus baspiskop' felâketzedeler için 200 dolar teb rü etmiştir. Bundan başka, Vasif ton büyük elçiliğimize hareketli felâketzedeleri için muhtelif ze* tarafından yekünu 563 dolara vâ teberrülerde bulunulmuştur.