—S 25.3.9393 25 Eyl 1989, | ABONE BEDELİ Tün Benebi — 1400 Kn gidene 2809 Kr Mw » # Ay “ww * Mp 3Ay s0 ;* sa e. Aa, S5 Milletlerarası posta itihadına dahil Çimiyan memleketler için abone pedeli müddet sırasiyle 80, 16, 8 38 liradır. Abone bedeli paştmdir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk P3) Üövesi lâzımdır. am Çok Mühim İki Nokta Yazan; Sadri ERTEM ünya en tehlikeli günlerini ya- şiyor. Bütün bu facinlar orta- sında Cümhuriyet Türkiyesi sulhün, sükünun denebilir ki yegâne istinat- gâhı halini almıştır. Dünyanın vazi. Yetini dikkatle takip eden Cümhuri. Yet hükümeti memleketin istiklâlini, hürriyetini korumak ve istihsal kud. retini arttırmak gayretindedir. RKü- hükümetin mil kud. reti inkişaf ettirmek husu- sunda aldığı tedbirler zamanın icap. larına ve hakiki vaziyetlere tekabül etmektedir. Alınan tedbirler arasında bazı esnan erbabının ihtiyati tedbir olmak üzere tâlime çağırılmış olma- ları da vardır. Alınan bu ihtiyati tedbirler bizleri, ya- Bİ millet fertlerini ve hükümeti yeniye ni tedbirler almağa icbar etmektedir. İşinden gücünden ayrılan vatandaşların miktarı ne kadar az olursa olsun'onların geride bıraktıkları bir iş sahasi ve hayat- ların: onlara bağlamış analar, bebeler, çocuklar, kadınlar vardır. Bunları ayrı, Ayrı iş mevzuu olarak telâkki etmek İcap eder: 1 — Tâlime gidenlerin bıraktıkları İş- leri doldurmak, bilhassa istihsalâtı azalte mamak için Mzm olan tedbirleri “atmak #ktıza eder. Hattâ yalnız iş kuvvetlerinin yerlerini boş bırakmamak kâfi değildir. Bilâkis bu yerler doldurulduğu gibi istih- sali arttırscak tedbirleri de ittihaz etmek Mirım gelir. İstihsali arttırmak için alınacak tedbir- Terin hedefi her şeyden önce Kerhsngi bir dünya vaziyeline göre ihtiyatlarımızı te- min etmek, diğer velletten de dünyanın muhtaç olabileceği bazı maddeleri fazla mikterda elimizde bulundurmaktır. Bu- mun İçin memlekette İstihsalât temposunu #rtbrmak, İstihsal faaliyetine hız vermek İktıza eder. Bunun için istihsal kudretini artıracak teknik ve içtimai vasıtalara mürscaat edilebileceği gibi devletin büyük otoritesinin vücude getireceği; kolaylıklar da bu meyanda sikredilebilir. Meselâ ziral birlikler, makineli! istihsal, farla * zeriyat Kİbi vasıtalar yarında vaziyetin icap ettir. diği yeni kanunların vücüde getirilmesi de çarelerden biri sayılabilir. Her halde dün- yanın geçirmekte olduğu günlerin Bize 1- ham edeceği en kuvvetli hakikat, tabiati daha iyi, daha rasyonel bir şekilde İstis- mar İmkânı elde etmektir. Runün' için istihsalin arttırılması bir nevi iktisadi milli sefezberlik mahiyetini alabilir. HU — İşlerini bırakanların döndükleri |" zaman İşlerine kavuşmaları gayet tabi arsularıdır. Bu noktada ne kadar hassas olmak hizm ise, geride birsktıkları ine sanları da içtimal yardımm şefkati; mer- hameti ile sarmak icap ederi Bu noktadan şimdiden tedbirler almak, iç'imet yardımın merhamet ve şefkat kadrosunu tanzim et» mek Iktıza eder, * Bugün için yardıma muhtaç -olanların miktarı mevzuubahs: değildir, Yardım ni- zamının kadrolaştırılması, hayata uygun bir hal alması lâzımdır. Şüphetiz bugün de işlerini, güçlerini bırakarak tâlim hize metine giden vatandaşların geride bira tiklerı, çocuklar, analar, babalar, kardeş ler, karılar arasıbda Gu yardıma “mültaç olaalar vardır. Burlara açrlâcak gelkat kucağı her şeyden önce “bir sadaka, mev. Züu“telâikki edilmemeli, bilâkis vatandaşın yaptığı hizmete mukabil geride kalanla. Tın ifasına mecbur oldukları bir vidan borcu telâkki edilmelidir. Bu vicdani esas bir taraftar. bir ahlâk dövası halinde te- Likki edilirken diğer taraftan da bir ka- run mevsuu olarak takviye edilebilir. Ve bu yardım meselesinin de bir kanuna rap- tedilmiş olması yerinde bir hareket olur. Şu halde istihsal saflarından ayrılinla. rn yerlerini Göldürmak, istihsali arttır- mak, istihsal saflarından ayrılarak tö)i- me gidenlerin geride biraktıklarına ciddi, samimi, gerçekten yardır yapabilecek bir organizasyon Vücüde getirmek bizim için en mühim bizmetlerden biri olacak- tir. Yük bugün İcin bu meseleleri zamansız telâkki edebilecek bazi kimseler bulüna- bilir. Fakat sürprizlerle dolu bu dünyada günden güne hansi şartlar içinde kalinabi- Jeceğini tayin müsküldür. Bu — sebepten gelecez günleri ber ihtimale karşı kud- retli, canlı bir SUFetle karşılamaz Jzim- dır, Bilhassa tâlime giden vatandaşla. zın geride bıraktıkları insanları ce- miyetin merhametinin sicak bir ku. <ak gibi sarması hiçbir zaman ihmal edilecek hir esas değildir. ZE TAN — Amerika Kongresi vrupada yirmi gündenberi dökülüp duran kan ve har. be girsin girmesin, her memleketi sarmış olan heyecan Amerikayı da dahili siyaset sahasında harekete geçirmiştir, bugün Şeyh Sadi gibi: İnsanların uzvi bir manzume ha- linde yaşadıklarını ve o manzu - mede herhangi bir uzvun elemin- den öbür uzuvların da ıstırap du. yacağını iddia etmek gülünç olur. Çünkü insanlar, uzvi bir manzu- meye benzemekten artık uzaklaş- mışlardır. Ve aralarındaki alâka - yı menfaat esasına hasretmişler - dir, Onun için bir ülkeye gökten zehirli gaz ve “ateş dökülürken, yerden coşup akan alev selleri de ayni ülkeyi Okasıp kavürürken komşu ülke (sakinleri . insanlık hesabına « gözyaşı dökmeyi alık - Tık saymakta ve bu haileden ken- di ticaretine, danatına ne gibi kâr. lar, yahut zararlar gelebileceğini düşünüp ona göre ya teessür iz « har veya kayıtsızlık ihtiyar et - mektedir. hi Bununla beraber bir ülkenin kan ve ateş içinde kalması en uzak yerlerde de akisler husule getir - mekten geri kalmıyor. Zira iktısa. di rabıtalar o kadar sıkışık o ka « dar karışıktır ki şimal kutbunda» ki gayritabii bir hâdiseden cenup kutbu - ikıtsat bakımından - mü - teessir oluyor, bu teessürden de umulmaz yâkığlar yüz gösteriyor. İşte Amerikanın Avrupadaki har- be karşı gösterdiği hassasiyetin ha- kiki sebebi budur. B u hassasiyet acaba mühârip. lerden birilehine o siyâhlı yardım doğuracak mıdır, yoksa sa- dece o tarafa malzeme (o vermek şekline mi münhasır © kalacaktır? Bu nokta üzerinde muhakeme yü- rütmek istemediğimiz gibi Ameri- kanm her iki muharip © cepheye karşı tem bir bitaraflık gösterip göstermiyeceğini de münakaşa e. decek değiliz. Biz, nâzik ve pek nâ- zik bir zamanda toplanan Ameri- ka kongresinin şu sırada yürüttü - ğü müzakereler vesiylesiyle Ame. rikanın siyasi tarihini kısaca göz- den geçireceğiz: *. Malüm olduğu üzere Amerika on sekizinci asrın ikinci yarısı or- talarına kadar bir İngiliz müstem- lekesiydi. 1775 te hıyanet cürmü ile itham olunan Hancock ve Sa. muel Adams adlt iki Amerikalının hapsedilmek istenmesi üzerine ilk Isyan silâhı patladı, İngiltere ile müstemlekesi arasında bir o harp başladı ve ancak sekiz yıl ( sonra Pariste Versay sarayında imzala- nan muahede ile harbe (nihayet verilerek şimali Amerika hükü - metlerinin istiklâli tasdik olundu. (14 Nisan: 1783), Bu hükümetler ancak 1787 &- na yasası ile Birleşik Cümhuriyet. ler halini almıştır. Bu kanuna gö- re ittihada dahil hükümetlerden her biri hükümranlık hakkına ma- Uktir, müstakildir. Müşterek ana Yasanın müşterek mahiyette gör- mediği işler, her hükümet dahi - Winde hususi kanunlarla idare olu- nür; Her bir hükümetin icra kuv- vetine malik ve ahali tarafından söçlimiş bir reisi, Kanunları müza- kere ve kabul eden meclisleri var. dır, Hükümetlerin o mahkemeleri, kanunları ayrıdır. Biri hükümetler arasında- 'ki rabıtalar - Filâdelfiyada toplanan milli meclisce kabul edi- len « bu 1787 ana yasası ile tayin ve tesbit edilmiştir. Ana yasa Bir- leşik hükümetler İçin müşterek o- larak icra, teşri, adli kuvvetler a- dı ile üç kuvvet kabul etmiştir. İcra kuvveti bir relsicümhura, teş. ri kuvveti bir “kongreye” veril « | - Lokman Hekimin Oğütleri Mister Roosevelt, kongrede konuşuyor miştir. Reisicümhur ile kongre an- ca harici işlerle, diplomasi ile, or- du, donanma, ticaret meseleleri ile gümrük tarifeleri ile meşgul ola. bilirler. Reisicümhur her bir'hü - kümetin kongredeki vekilleri âde- dine müsavi müntehipleri havi ol mak üzere tayin ettiği intihap da. ireleri tarafından dört sene İçin in- tihap olunur. Bu müddetin sonun- da yine intihabı caizdir. Müşterek işlerin idaresinden yalnız reisi - cümhur mesuldür. Nazirlar cüm. hürreisinin kâtipleri mesabesinde olup reis onları - kongreye sorma- dan - tayin ve azledebilir. Kara ve deniz kuvvetlerinin kumandanı da cümhurreisidir. Kongrenin taadi - kine arzolunmak şartı ile muahe- deleri o imza eder. Elçileri ve bü- yük memurları o seçer, relsieüm- hur ile birlikte bir de ikinci reis intihap olunur ki vazifesi reisleiim. hurun ölümü vukuunda yerine ET VE TEREYAĞI kmadan önce bile, ge- larda Almanyada hi et ve gu kadar te reyağı verilebileceği haberlerinin sık sk elbette ehemmiyet neden İleri yar ki harpte sülhte de insanlara snerji veren, leri İşleten gıda şekerdir. Şeker ve unlu gıdalar bol olunca etle yağ az olsa Vükik yağ, gel varirme de tereyağ olmayınca onun Iki misli yeker yemek Ete gelince enün kalorisi hemen başbaşa, nda muvazene ve vita” gieie madünler manelaleri çıktıktan sönra yemek bahsi çok değişmiştir. Harp eden memleketlerde gıdaların bazi çe” itleri azalınca © meselelere çok ehem- miyet vermek zaruridir. Tereyağ ve # haberlerinin de şıklaşması ondan İleri geliyor, Tereyağının ehemmiyeti hem yağin- dan, hem vitaminlerindendir, Bir Inas- na, hi hareket etmeden yalnız yaşamak Işin günde 1500 &; latımdır. Bunu temin etmek ka- yalnız şeker veya un kalori bulmak işin 2000 kalori Verarak kadar yemel , Yemaz- se soğuğa karşı mukavemet edemez Gıdalar arasında mutlaka Muvszene bulunmasi lüzumu o kanunlarına — göre, Insanın hareket için şeker, ısınmak ve vücudün tabi! hararetini muhafaza et- mek için de yağ yemesi lâzımdı Yağ yerine üçte bir fazla kal: ker yemek harp zamanında eld- diyetle düşünülecek bir mesele olmakla beraber şeker pek bol olup » ka ince hesaba bakmamak - mümkün olan bile, vücut kendisine lüzumlu olan yağ kalorisini şekerden çıkarırken az çok bozulataktır. Mezulmuş vücut, e- nerji sarfetmesine yetişecek kadar şer ker bulsa da gene İyi işliyemez. am daha yüksek niş vitamin. meselesi şim ar bildiğimiz ve belki dal miz - vitaminleri ondan başka Mangi vitaminler olduğunu yazarak etmiyeceğim, Fakat, meşhur tereyağı memleketi olan Danimarkada hekimlerin yaptıkları in- e hesaplara göre hergün adam başına kırk gram tereyağına li vardır. Banu 6 memleketin tereyağlarına bir inmez. Çünkü bu İnce he- saplar © memlekette çıkan bir salgın göz hastalığı üzerine yapılmıştır. Daha sonra Amerikalı Vita; mütehassı 0 dandik eti te, günde kırk ından mahrum kalirsa © a tutulmak: İhtimali çök iz. Çönkü bizim sadeyi ve yemeklerimize kattığımız yağ da te- bila sade- yağdan, güni m Başına Kırk gram» dan, çok ziyade yerler, vitaminierin at açık havada kaybe'urlar. Pilâv pişerken tencere dolu, kapağı da kaş mamış haylice vitamin kal en iyi dei hastı ma Burun de bizde öyle salgın bir in « şükürler olsun - bulunma. ir... Etin lüzumuna gelinen, bu da sadece Bir arst meselesi değildir. Etin insana verdiği aminli ssitleri başka hiçbir & zotlu yemek veremez. Bunlar da vücu- dün yapı taşları demektir. Yıkılan hüc“ relerin yerine konulamazas vücut zayıf lar, erir. Geçen gün de yazmıştım, günde yüz gram et ti pellagra hastalığın» dan korur, geçmek ve kongreye riyaset et mektir, e kuvvetine malik olan İsongre biri senato (âyan) ve biri mebusler meclisi olmak ü- zere iki kurultaydan mürekkeptir. Ayan, her bir hükümetin / teşri meclisleri tarafından - nüfusu ne olursa olsun her hükümet için iki kişi olmak üzere - intihap olunur. Mebuslar, her hükümetin (nüfus mıktarı ile mütenasip olmak kay: diyle ve iki sene müddetle seçilir, Ayan ve mebusandan mürekkep olan kongre muayyen zamanlarda toplanır. Cümhurrelslerinin bu za manlar haricinde kongreyi maa davet veya içtima vaktini te hir etmeleri evvelce memnu iken sonraları bu yasak kaldırılmış ve kongreyi fevkalâde olarak topla - mak salâhiyeti kendilerine bahşo- | lunmuştur. Cümhurreisleri kon - grece kabul olunan - kanunların tatbikini, bir daha müzakere edil. mesini talep etmek suretiyle tehir edebilirler. Adli kuvvet cümhurreisi tara. fından kaydi hayat ile seçilen do- kuz hâkimden mürekkep (bir âli mahkemeye verilmiştir. Şimali A- merika Birleşik hükümetler ana yasasının dikkâte değer ve başka memleketlerde eşine tesadüf olun. maz bir cihetini teşkil eden bu âli mahkeme ittihada dahil bir bükü. metle diğer hükümet veya cüm - hurrelsi (le kongre arasında ahti- Jâf zuhur ettiği zaman hakem va- rifesini görür. Herhangi bir şah - sın müracaati ve istidası Üzerine ana yasaya aykırı gördüğü bütün kanunları ve kararnameleri feshet. | mek hakkına maliktir G örülüyor ki Amer'ka ana ya- $ası üç kuvveti seçilnle he- yetlere vermişse de parlmanta - rizm usulünü tesis etmemiştir. Bu kanuna göre Cümhurgeisinin hak. Jarı ve salâhiyetleri meşruti hükü. met krallarının salâhiyetinden çok fazladır. Bu ana yasa 1789 senesi mar - tında tatbik edilmeğe £ başlandı. İlk cümhurreisi Washington oldu, dört yıl bü vazifeyi gördükten sonra tekrar intihap olundu. Bu müddetin sonurida üçüncü defa o- larak yine seçildi ise de kabul et- medi. Bu suretle ayni zatın üç de. İn reis seçilmesi vâki, fakat bir zatın üst üste üç kere riyaset mev. kilini işgal etmesi “gayri vaki” ha- Tini almıştır. Yer yüzünde hiç bir kanunue- sasinin Amerika Birleşik hükü - metler ana yâsası kadar İyi netice vermediği iddia olunabilir. Çünkü bu kanun fle idare olunan Birle . şik hükümetler elli yıl içinde - ya satın almak, ya herp yolu ile ilhak edilmek suretiyle - altı milyon ki- lo metre murabbat © genişliğinde toprak kazanmış ve bugün Avru- panın onda sekizi kadar genisle - miş bulunuyor. (1790) da yeni dev. letin nüfusu ancak dört milyon i- ken bugün yüz otuz & milyondur. İktisat bakımından gösterdiği te - rakki ise akla durgunluk verecek derecede büyüktür. Bu (o hak/kati anlamak için Amerika Birleşik hü- kümetler ticaretinin 1870 te dört milyar dört yüz milyon dolardan ibaret iken bugün yirmi üç mil. yara baliğ olduğunu © düşünmek kâfidir. merıkada belli başlı iki fır. ka vardır: Cümhuriyetçi - ler, demokratlar, Cümhuriyetçiler merkeziyet usulüne, federel hü - kümetin üstünlüğüne, himaye usu- lünün son derece şiddetle tatbiki. ne, diş politikada o emperyalizme taraftardır. Müstemleke o bulmak ye almak ister. Demokratlar, Birleşik (o hükü. metlerden her birinin hükümran- lık hakkına riayet edilmesini. ik- tısat siyaseti güdülerek © umumi masrafların azaltılmasını, — idare suiistimallerinin menini, mutedil gümrük tarifesi yapılmasını um - de edinmiştir. İnhisarlara, 'spekti. lâsyon milamelelerine düşman ol. duklarından tröstler aleyhine ha - reket etmek isterler. Bugünkü cümhurreisi Roose - velt demokrat fırkaya . mensup - tur, son derece dynamigve bir şah. siyettir. Kongre ile ekseriya ihti". lâf halinde bulunmasına rağmen bir çok mühim işler başarmış ve iki kere reisliğe intihap olunmuş . GÖPNŞLEDİ Romanyadaki Hâdiseler Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel | umen Başvekili Calinescunun | katlini müteakip, ibtilâl hare. | ketine teşebbüs eden 300 Demir Mu. hafızın öldürüldüğünü gazetelerde, okuduk. Romanyadaki bu hâdise, hü- tün Balkan memleketlerini © büyük bir teyakkuza davet edecek mahi - yettedir. ş Romanya hükümeti bu hödisede | harici bir tesir olmadığını iddia ede. | bilir. Bu gibi nazik devirlerde hilkâ. metlerin, devlet adamlarının o gayet İölçülü konuşmaları çok O tabildir. İ Berlin hükümeti bu cinayetin, ve bu ihtilâl hareketinin İngilizler tarafın. dan tahrik edildiğini iddia edebilir, Harp halinde devletlerin mesuliyeti birbirlerine yüklemek istedikleri de tabiidir. Fakat hâdiseler karşısında hü beyanati değil, hâdiselerin makah Vine bakarız. Demir Muhafız teş» kilâtının 1933 tenberi kimler tara fından teşkil edildiğini, kimlerden | yardım gördüğünü biliyoruz. Bu hâ, diseyi de ferdi bir hâdise olarak Xa. bul edemeyiz. Siyasi © cinayetlerin, ileri sevkülceyş hareketlerinin müj- decisi olduğunu da biliriz. o Cihan Harbi bir Arşidükün © Sırbistanda öldürülmesini müteakip ( başlamıştı, | İDelfusun ölümü, Avusturya istilâsı, nın habercisi oldu. Kral Aleksandrın | Fransada katli, Yugoslavyada nazist bir hükümetin başa getirilmesi, Yu. goslavyanın Fransa İle münasebet - lerini kesmesiyle neticelendi. Her sj- yasi cinayetin tahtında müstetir bir manası vardır. ! Rumen başvekilinin © Bükreşte 4 katlinden, Demir Muhafızların anar. şist hareketlerinden sonra Roman - yada bir nazi ihtilâline teğehbüs mareleri sezeriz. Hükümet bugün i- çin bu ihtilâli karşılamış vaziyette ». at tehlikenin ne, dereceye | kadar geçtiğini tahimin edemeyiz Po. lonyadan dönen askerlerin tamamile garp cephesine mi teveccüh, yoksa ce tevessül edeceği yüzde yüz muhak - kak değildir. Bugün değilse bile, ya. rın böyle bir vaziyetin tahaddüx et miyeceğini de iddia edemeyiz. Sov - yet Rusyanın Romanya hudutlatını kapatması, böyle cenubu sarkiye doğru bir inişe demir bir set çekmiş. tir. Fakat yarın cephelerde mağlü biyete uğrayan alayların böyle bir akın yapmıyacağı henüz belli değil, dir. Bu vaziyetler karşısında bütün Balkan memleketlerinin, siyasi eti - ket ve nezaketi kenara | bırakarak ciddi tedbirler alması © hâdiselerin icbar ettiği bir zarurettir. Nazi nü - veleri Balkanlarda tahmin edildi - İğinden kuvvetlidir. Fırsat bulduk ları gün bu gibi komplikasyonlar ya pacakları da 1933 tenberi geçirdiği - miz tecrübelerle sabittir. ği Bugüne kadar Balkan devletleri devletlerle siyasi o münasebetlerini || bozmamak endişesi ile, ve © siyasi tazyikler karşısında nazi faaliyetler rine geniş hudutlar bıraktılar. Bu - gün bunun cezasını çekiyorlar. Ya - rın daha büyük felâketlere (O maruz kalmamak için, istisnasız bütün Ral, kanların bu teşkilâtları © kökünden yok etmesi lâzımdır. Çok stkışik gün. ler yaşıyoruz. Saat on ikiyi değil, i- kiyi, üçü de geçti. Şafak kunç sağnaklarla güne erişmek iste. miyorsak, kati ve ciddi tedbirler al, mamız lâzımdır... İster galip, ister | mağlâp bir Almanyanın, son tutuş « turacağı ateş bu gibi (o ihtilâllerdir. Bu nazi ihtilâllerinin arkasından da çok daha büyük komplikasyonlar ge- lebili; , ————— tur. Onun bitaraflık O kanununda değişiklikler yaptırmak istemesi. ne karşı kongrenin vereceği ka - rar, Avrupadaki harbin seyri üze. rinde ehemmiyetle müessir ola . caktır. Onun için medeni dünya - nın gözü Avrupadaki harp cephe- lerinde ise kulağı da Vaşinptonda- ki kongreye çevrilmiştir.