18-6-939 İBUGÜN arki Akdenizin ki Büyük Devleti Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL arki Akdenizin iki büyük dev- leti Türkiye ile Mısırdır, İki memleketin hudut hattı, araların- daki Akdeniz sularıdır. Akdeniz bu iki memleketi birleştiren bir. köp- rüdür. Bu bakımdan Türkiye ile Mi- sır tam mânasiyle iki komşudur. İki dost ve iki kardeş devlet oldukları gibi. Akdeniz emniyeti, bu İki dest ve kardeş devletin en bellibaşir hedef- lerinden biridir. Ve iki devletin bu işi başarmak, bu emniyeti idame et- mek için, azami derecede anlaşma- ları, azami birlik ve beraberlik da- iresinde hareket etmeleri lâzımdır. Akdenizi diğer denizlerle birleşti- ren en mühim £ geçitler Türkiye ile Mısırın elindedir. Ve bu yüzden| Türkiye ile Mısır Akdenize bihak- kın hâkim olan ve bu hâkimiyeti muhafazaya azmeden iki devlet- tirler, Onların bu hâkimiyeti koru- mak için elele vermeleri ve biribir- lerine güvenmeleri icap eder. Umumiyetle Akdenizin ve bilhas- «a Şarki Akdenizin emniyeti ile bu derece alâkadar olan Türkiye ile Mı- sırm esefle ve teessürle müşahede et- tikleri bir manzara, kapı komşuları olan ve Şarki Akdenizin münteha- sını teşkil eden sahilde ikamet eden iki Arap ülkesinin Suriye ile Filis- tinin o senelerdenberi (o huzursuzluk içinde kıvranmaları, İstıraptan isti. raba uğramaları ve mukadderatının bir neticeye bağlanamamasıdır. Fransız ve İngiliz mandaları al- tında yaşıyan bu iki Arap ülkesi, on- ların kapı komşusu olan Türkiye ile Mısırı pek yakından alâkadar eder. Türkiye de, Mısır da bu iki memle- ketin hürriyet ve istiklâline kavuş- malarını, ve Şarki Akdenizin emni- yetini sağlamlamak yolundaki vazi- felerini seve seve yapmalarını ister- ler. Ru İki memleket huri halle. riyle, en perişan vaziyettedirler, Fi- listinin senelerdenberi kan içinde yüzmesi, Suriyenin buhrandan büh- rana düşmesi, bunun bariz delilidir. Burada sarih ve kati bir siyaset takip edilir ve bu memleketler de istiklâllerini kurtarırlarsa, sulh cep- hesi biraz daha takviye edilmiş, Türkiye, Suriye Filistin ve Mısırın elele vermesiyle Şarki Akdenizin müdafaası daha sağlam esaslara İs- Unat ettirilmiş olur. Herhalde bu mesele iki memle- ket arasında tetkike değer. Roosevelt Bitaraf Kalmak İstemiyor Vaşington, 17 (A. A) Siyasi mahfillerde söylendiğine gö- re, Roosevelt, bitaraflık kânunu- nun meclislerin tatil devresine gir meden evvel kongreye tevdi edilme- si için ısrar edecektir. Bununla beraber, muhalifler ha- zırlık yapmıya başlamışlardır. Cüm- huriyetçilerin mümessilleri bu proje- ye itiraz eden bir rapor hazırlamak- tadırlar, Muhalifler bilhassa projede muhariplere gönderilecek silâh ve cephaneye ambargo konulmasını der piş eden bir madde bulunmasına İk tiraz etmektedirler. Ekalliyeti teşkil eden cümhuriyet- çiler kanunu esasinin Amerika Cüm- burreisine verdiği geniş salâhiyetleri tenkit eylemektedirler. « Diğer cihetten cümhuriyetçi Ayan- dan mürekkep bir grup ambargo hakkında şimdi meri olan maddenin ilgasma muteriz olduğunu beyan et- miştir. ağ ğmk e Seydiköyde Bir Esrar Kaçakçılığı İzmir, 17 (TAN Muhabirinden)— Seydiköy nahiyesinde Eminin evin- de bir duvar arasında 47 kilo esrar bulunmuştur, bu esrarı gizli gizli satanlar yakalanmışlardır, kile Mısır Veliahdine Nişan Paris, 17 (A.A.) — B. Lebrun Mi- mr Velishdi Prens Mehmet Aliyi kabul ederek kendisine lejyon dö hör nlşanının büyük haç rütbesini vermiştir. 'CEZIRE Davası Kürtler ve Süryaniler İstiklâl İlânı İçin Harekete Geçtiler Halep, 17 (Hususi) — Cezire mmn-; takasındaki kürt âşiretleri reisi Ha- co ağa ile Süryani patriki Hubbi Beyruta giderek Fransa yüksek kon miseri ile konuşmuşlar, Cezireye av- detlerinde de ilk iş olarak hükümet konağına Cezire bayrağını çektirmiş- lerdir, i Cezire Bayrağı aynen Fransiz bay- rağıdır. Yalnız bu bayrağın ortasın- da Iki buğday başağı vardır. Hükümet konağındaki değiştirme hâdisesi şöyl Haco Ağa ile Hubbi Cezireye av- det eder etmez halk hükümet kona- ğına hücum etmiş, Suriye bayrağını indirerek yerine Cezire bayrağını çekmişlerdir. Sonra da Cezirede ne kadar Suriyeli nin hudut haricine çıkmalarını teb- Jiğ etmişler, bu kararlarını da yeri- ne getirmişler ve bütün Suriyeli me murları hudut haricine çıkarmışlar- dır. Cezirede Suriyeli olarak şimdi sadece bir veteriner kalmıştır. Suriyeli memurlar cebren hudut haricine çıkarıldıktan sonra Haco Ağa ile Süryani patriği Hubbi Bey- ruttaki âli kamisere bir telgraf çe- kerek hükümet dairelerindeki Suri- ye bayraklarının indirildiğini bil dirmişler, Suriye İle alâkalarının tamamen kesilmesini ve Cezirenin istiklâlini istemişlerdir. Bunların istedikleri “bu kadarla kalmamakta, şu üç madde de talep- lerin esaslarını teşkil etmektedir: 1 — Cezire için Suriyeden tama- men müstakil bir idare kurulması, 2 — Mekteplerde Arapça yerine Kürtçe ve Süryanice okutulması, 3 — Cezireli olup Suriyede mev- kuf bulunanların derhal serbest bi-| rakılması. | Söylendiğine göre Haco Ağa ile| patrik Hubbi âli komiserle bu hu- susları konuşmuşlar. ve mutabık| kalmışlardır. , Waidmann ın Kafası Kesildi Versailles, 17 (A.A.) — Altı kişi yi katletmiş olan Waldmann bu sa- bah kiyotinle idam edilmiştir. e Adapazarında da Bir İdam Cezası İnfaz Edildi Adapazarı, (TAN) — Düzceli ter- zi İbrahimi taammüden öldürmek- ten maznun Düzcenin Hacı Süley- manbey köyünden Mehmet Ali oğ- Tu 1315 doğumlu Hasan Ali hakkın- da Adapazarı ağırosza mahkemesin- ce verilen İdam kararı Büyük Mil let Meclisince Tasdik. edilmiş oldu- bayrak olmuştur: memur varsa hepsi- Bugün görünüşte maktadır. umumi bir sulh havası yaratılmak istenilme- sine rağmen, her yerde muhtemel bir harbe karsı tedbirler alın- Bu cümleden olmak üzere İsveç hükümeti de bir harp zuhu- runda memleketlerini açlıktan korumak için tedbirler almakla ve konserve halinde gıda maddeleri depo etmektedir. Bu resim bu faaliyetten bir safhaya aittir. Tiensin'de Japonların Ablokasına Şiddetle Mukabele Edilecek Japonyayı Mihver Devletleri İlelttifaka Sevk Etmemek İçin Amerika Henüz Protesto Etmedi Londra, 17 (Hususi) — Japonlar Tiensindeki Toglliz ve Fransız imti- yazlı mıntakâsinin hududunu yeni Nezaret postaları ikame ederek, iak-| viye etmişler, ablokayı bir kat daha şiddetlendirmişlerdir. Yiyecek geti- ren yüzlerce köylü, bütün gece bek- ledikleri halde imtiyazlı mıntakaya, girmiye bir türlü muvaffak olama - mışlardır. Mukabeleibilmisil tedbirleri Tiensin hâdiseleri dolayısile, Fran sa, İngiltere ve Amerika sıkı bir te mas halindedir. Times'in yazdığına göre, Ingiliz hükümeti muhtelit bir mahkeme teşkili hususundaki tekli- finde ısrar etmekte ve bu mahke- menin vereceği kararı, bu kârar ne olursa olsun kabul edecektir. Fakat Tiensindeki Japon askeri makamla- irı beynelmilel mıntakalarda istediği gibi hareket etmiye kalkarlarsa, o va- kit mukabele bilmisil tedbirleri alı- nacaktır. Amerikanın hattı hareketi Amerika, Tiensin hâdiseleri karşi- sında uysal, fakat azimkâr bir hattı hareket takip etmektedir. Bunun s6- bebi, Japonyayı Italya ve Almanya ile ittifaka sevketmemektir. Buna mukabil, Tokyo Berline iltihak etti- Bi takdirde Amerika da mukabelei bilmisil tedbirleri alacaktır. $imdi- lik Amerika hariciyesi, Japonya nez- dinde hiçbir teşebbüste bulunmamış, Inız, imtiyazlı mintakalardaki A- undan idam hükmü bugün hükü- met konağı önünde infaz edilmiştir. Sovyet Rusya, İngiltereye merikalıların hayat ve mallarına ri- ayet edileceği ümidini Tokyoya öik Baltık devletlerinden maada Danimarkanın da garanti edilmesini tek- lif etmektedir. s Almanyanın iktisadi işlerde sefir olarak Her Wohltat, Burgos şehrinde kullandığı General Franko ile, İs- panyadaki demir, bakır madenlerile diğer ham mad- delerin Almanyaya maktadır. x İsviçre beynelmilel banka da bir buhran olmadığına kani olmuşlardır. Çün- ihracı için müzakereler yap- mütehassısları yakın- dirmiştir. Tokyonun gayretleri karşısında Bütün Fransız gezeteleri, Tisnsin hâdisesi ile geniş mikyasta meşgul dür. Le Temps gazetesi, Tlensin me- selesinde garp devletlerinin göster. diği tesanüde İşaret ettikten sonra Japonyanın hali hazırda hareketini yalnız" Ingiltereye tevcih etmek ve Amerika ile Fransanm menfaa'lerine dokunmamak suretile bu devletleri biribirinden ayırmıya çalıştığını kay- detmektedir. Fakat Tokyonun bu gay retleri beyhudedir. Çünkü bu mesele Uzak Şarkta mü- him menfaatleri olan bütün devletle- ri wlâkadar etmektedir. Londra, Pa- ris ve Vaşington hükümetlerinin, menfaatleri tehlikeli bir şekilde teh- dit edildiği takdirde alınacak tedbir- leri kararlaştırmak üzere istişareler- de bulunurlarsa buna hayret etme,| melidir, Mesele mahalli bir hâdisenin hu- dutlarmı aşmaktadır. İmtiyazlar sis- teminde ve mushedelerle ihdas edil- miş olan kanuni vaziyete karşı yapı- lan geniş bir siyasi taarruz karşısın- dayız. Tiensin hâdisesinin Avrupada demokrasilerle mihver arasında bir gerginlik mevcut olduğu ve Ingilte- re, Fransa ve Sovyetler birliği ile mühim müzakereler cereyan ettiği bir sırada vukua gelmesi sadece de bir tesadüf mahiyetinde de telâkki edilebilir. Fakat görünüşe göre, Ja ponların hareketi Avrupada mihver devletleri tarafından takip edilen u- mumu siyasete bir yardımdan başka bir şey değildir. | göre de yangın kooperatile si ŞUPHELI Yangın Topanede Denizyolları Anbarında Bir Yangın Çıktı Dün akşam saat 21.45 te Tophane- de Denizyolları levazım ambarından yangın çıkmış, yetişen itfaiye grupu tarafından genişlemesine meydan ve- rilmeden ambar kısmen yandıktan sonra söndürülmüştür. Yangınm nasıl çıktığı henüz ma - lüm değildir. Ancak bu yangında kaste delâlet edecek bazı eserler gö- rülmüştür. Ambar Denizyolları koo- poratifine . muttasıldır. Sanıldığına etmesi maksadile çıkarılmıştır. Bu, yangın çıkan yerdeki bölmenin arka- re gibi yangını sirayet maddeler bulunmuş olmasından is - tidlâl edilmektedir. Yangın da fıçılar tenekeler içinde toplanılmış olan ta- laş gibi kolay yanıcı şeylerin tutuş- ması İle çıkmıştır. Maamafih yangında kast osori ta- hakkuk etmiş addedilmemelidir. Bu bir ihtimaldir. Zabıta tahkikata elkoy muş ve İcap edenleri isticvaba baş- lamıştır. Kast olup olmadığı ancak, bu tahkikat neticesinde anlaşılacak- tar. susi itfaiyesi de yetişmiştir. (o Fa- kat daha evvel belediye itfaiye grup- ları yangın yerine gitmiş ve Deniz- yolları itfalyesinin o müdahalesine meydan kalmadan ateşi bastırmış bu- Tanuyorlardı. * Dün akşam saat 23.55 te Kumks- pıda Nişancadaki yazlık sinemada da yangın çıkmış, bir film ile film daire- si kısmen yandıktan sonra söndürül- müştür. Lei iğ İzmirde Bir Yangın İzmir, 17 (TAN Muhabirinden)— İsmet Paşa bulvarında Kemal ve Fevzinin benzin deposundan yangın çıkmış, iki saat sonra söndürülmüş- tür, Yangında üç kişi yaralanmıştır. Casusluk Suçluları Mahküm Oldular İzmir, 17 (TAN Muhabirinden)— Kırklarelinde casusluk yapmaktan suçlu yedi kişinin muhakemeleri bitmiş, karar Ağırceza Mahkemesin de aleni celsede tefhim edilmiştir. Karara göre Bulgar tebassından Dimitri casusluk suçundan dolayı 3 sene 4 ay hapse mahküm olmuştur. Bakkal Rale'nin Dimitriye bu suçun da yardım ettiği anlaşılmış, 2 sene 10 gün hapsine karar verilmiştir. Nalbant Nikola ile karısı Zaharin askeri eşyayı bilerek satın almaktan birer sene hapse mahkâm olmuşlar- İ dır. İ 35 yaşında Mariko ile 22 yaşında İ Aleko ve bakkal Ralenin karısı Hri- İso suçları görülmediğinden "beraet "etmişlerdir. kü bir buhrandan evvel daima bankaların müşte rileri bankadaki altınlarını geri alırlar. Halbuki şimdi müşteriler bilâkis geçen buhranda çektik- leri altınları tekrar maktadırlar. beynelmilel bankaya yatır- * Çekoslovakyada vaziyet günden güne nazikleşiyor. Berlin daha bir hafta mek niyetindedir. İki koslovakyaya varmıştı tahkimat yapmak için fazla şiddete müracaat etme- Alman fırkası tiç gün evvel Çe- ir. Bu fırkalar beraberlerinde lâzım olan fen kıtalarını ve le- yazımı da beraber getirmişlerdir. Polonya hududun- daki küçük Zigfrid hattı süratle tamamlanacaktır. oi | de ettikleri galebey: İ sındaki bir yerde raket fişeği ve sai- | ettirici bazı | Yangına Denizyolları idâresinin hu | Kadınlar Çirkinlik Meselesini Hallettiler Yazan: B. FELEK E ek muhterem bayanların hu. zurlarında bu kadar (şahsi intime) bir meseleyi açıkça mütalca etmeğe cüret edişim, mahaza kendi. lerine, zekâlarına, hünerlerine ve ta- biata karşı elde ettikleri bir galebe önünde hissetmekte (o olduğum hay. ranlığımı izhar içindir. Malümu zarafetleridir ki, hay - ranlık hasislerin paralarını ve politi. kacıların kanaatlerini (o sakladıkları gibi gizlenmez. Bayramda bayrak a- sar gibi alenen izhar olunur. Onun i- çin bendeleri de kendilerine, zekâla. rına, hünerlerine ve tabiata karşı el- karşı hissetti » gim hayranlığı - daha âleni bir vası- ta bulamadığımdan dolayı - bu sü'- tunlarda izhar ediyorum. Ve diyorum ki; — Artık çirkin kadın kalmadı! Er. kek kariler içinden bir çoğunun: — Hemşeri! Sen ya dayak yeme- müşsin, ya sayı bilmiyorsun, misali; — Sen ya çirkin kadın görme - mişsin, çirkinlik nedir bilmiyor « sun! Dediğini işitir gibi olduğumdan, hemen bu muhtemel söze de şu ce « vabı vermeme müsaadenizi dilerim; — Kadın deyince kendine bakan, tuvaletini ihmal etmeyen ve kadın - lık zarafetini muhafazayı (şahsına karşı bir hürmet telâkki (edenleri murat ediyorum. Kadın sözünden er- keğin dişisi değil, ancak bu dediğim münayı anlamalısınız. İmdi, yüzüne gözline bakmasını bilen ve güzellik vasfına tahammül edetek çağda olan her kadın bugün güzeldir. Ama bunu zatı zarifaneleri.. ne karşı hani bir kompliman olsun diye söylemiyorum. Hüda âlim, sırf bit hakikati, nâçi- ane ifade için uğraşıyorum. iz Ne yaptılar yaptılar, kazan kulpu kaşları kaleme getirdiler. Çipil göz - lere samur kirpikler taktılar, karga karası saçları lepiskalaştırdılar. Dut pestili rengindeki yanakları şefta) leri hasetten çatlatacak hale koydu - jlar. Bir parmaktan bir karışa kadar (boya göre, bareme tâbi) ökçeler sa- iyesinde her birinin boyu servileşti. Korseler ne göbek bıraktı, ne kalça! Kalitesi İktisat Vekâletini, fiyatı kocaları ötedenberi işgal eden ipek çoraplar da bacakları Sanayii Nefise mektebine başlattı. Son giyilen şapkalar ne kadar caip ve ne derece baştan yukarı ve uçarı olursa olsun temin ederim ki; artık tuvalet yapan her kadın güzel dir, muhakkak güzeldir. Gerçi bu, güzelliği | bollaştırdığı ve eski nedretini muhafaza ettirme. diği için belki hakiki güzelliğin aley- hine bir şeydir. Ama neyleyeyim ki; medeniyet hep o tarafa doğru kay « maktadır. Kaplama avani, yaldızlı maden - ler, som altın ve gümüşün ucuz rakip leri değil midirler? Ne ise efendim; işin pek derinine girmiyelim de şu noktada el ele ve” relin. Çirkin kadın kalmadı. Bunu böy. lece düğümledikten sonra. Diyorum kiş Mademki; her çirkini güzelleştir. menin bir yolu bulunuyor. (Güzelle. şen çirkin kadınlar meydanda. Yâni burası aramızda, Mübareklerin çir - kini de öyle çirkin olur ki. Evlerden sak!) k İmdi, bandan sonra her söze, her fikre, her harekete biraz (tuvalet, bir miktar ökçe, bir nebze renk, ko- ku ve bir hayli tuvalet ve itina sar- fedelim de mübarekler olanca çıplak. lıklariyle görünmesinler. Böyle ya « pılırsa çirkin fikir, çirkin söz ve çir. kin hareket kalmaz; hakikatte değil de görünüşte kalmaz ve zevahire düş. kün olan benim gibilerini de rencide etmez. Bu da işin esasıdır. j Bilmem arzedebildim mi?