A 15.2.33ş | | Sündelik Gazete VE Z TAN'ın hedef Haber de, fikirde. | herşeyde temiz, odürüst, samimi olmak, Oka gazetesi olmıya çalışmaktır. ABONE BEDELİ irkiye Ecnebi nr MON Kr. 1 Sene 10 , Gay » 3 Ay s0 , 150 , 1 Ay 300 ,, Milletlerarası posta #ttihadına dahil yan memleketler için #bone li müddet sırasiyle 30, 16. 9. İS liradır. Abone bedeli geşindir ei değiştirmek 25 kuruştur. Iu, »P için mektuplar 10 kuruş- nt Pal MAvesi Mirımdir. 2500 Kr. 1500 ,, Ti i Başvekilimizin İkazları ah Üç yündenberi memleketimız- Küygair bulunan Bulgar Başvekili vânofa verilen ziyafette Başve- vi Refik Saydam Balkanlıları İ rakkaza davet ediyor: iniz, diyorlar, beynelmilel tin bilhassa nazik olduğu İP zamana tesadüf etmesi hase- İyle daha büyük bir mâna ikti- P etmektedir. Bu vaziyet, biz- daha büyük bir teyakkuz is- İaektedir. Bu hususta ie mu kadderatın yanyana koyduğu Bal- an milletleri © arasında mümkün 'Uğu kadar tam bir samimilik 18 İtimadın tecesünü kadar hiç Pey tesirli olamaz.,, ol Orta Avrupadaki hâdise. Sonra Balkan o Paktına dahil eg silerden yükselen ilk sestir. Bu İİ bilhassa Bulgaristan bir ce- hag esi lâzımdır. Çünkü Bal- Wi, AT arasındaki birliğin ve kuv- artması bütün Balkan devlet- id fakat bilhassa Bulgaristanın Matan iktizasıdır. Bu Bakımdan mühterem misafi- Üzerinde durmak gerektir: İİ emtia nie ekrem Bulgar İ| © Sileti barışın” nimetlerini takdir Knektd ir ve gayretlerini, bütün > kü, 2 milletleri arasında müm. Olduğu kadar tam bir sami- liğin ve itimadın teessüsünü İs- #am eden bu beynelmilel ger mik Zamanında barışın muhafa- Ve tarsinine sarfedecektir.,, İnş X İhap i pop Sandığı İS nda Bir Müşahede ' yin Erenköyde reyini kullanmı- İ “yen bir vatandaş anlattı: f İrini köyde oturuyorum. Bugün ( Bay vermek üzere intihap sandı- di, bulunduğu yere gittim. Gitme- l da asılan listelerde ismim ol- | Bük biliyordum. Sandığın başın- | Polis memuru ve bir bayan di Rey vermek istediği- Örledim, İsminiz, dediler. bii söyledim. m. bi ik Se Se ASAN v e e polislerden biri önünde Wi, , Mstesini havi kâğıtlara şöyle Sayin yazıh değil, dedi. İş dam, İsmimin bulunduğuna emindim. Dikkatle bakınız, bir yanlışlık dedim, iri edip tekrar baktılar, Fa- Şekil alelâcele ve baştan savma Küşöikilde kâğıtları karıştırmakla yi pe Sttiler ve yine, Yok bayım, diye cevap verdi- # Üzerine dayanamadım, pilüsaade ederseniz, bir defa da «kağ Sğum, dedim, karıştırdım ve İsmimi bu fa li müamele &n aşağı bir sürdü, Sonra düşündüm, a$ burada ismini bulmak Seyrek saat sarfederse, rey Hası vakit bulabilir?,, hakkı İEESİZ ğ içime hü benle a A LAL İL fik ve Büğdan Prensi Ku- E zaya Osmanlı İmparatoru Abdülüzizin fermanlarını götüren 'Türk vezirlerinden sağ » olan var mıdır bilmem? Fekat bunların torunları değil, oğulları bile henüz pek yaşlı say lamıyacak derecede dinç ve genç. tirler. Onlarla konuşurken şöyle cümleler İşitiriz: — Babam Tuna valisi iken.. — Prens Kuzanın firar ettiği günlerde... Vesaire, vesaire.. Evlerimizin, salonlarımızın, klüp lerimizin intime muheverelerine böyle cümleler karışması Tuna boylarında yaşayanlara kendimizi daima yakın buluşumuza, Onları asla kendimizden ayrı gayrı telâk- ki etmeyisimize delâlet ettiği ka- dar bu milletler tarafından kurul » muş olsn devletlerin: yeniliğini de bize devamlı surette hatırlatır. 1881... işte Romanyanın müsta. kil bir krallık olduğu tarih. On- dan önce, Roma İmparatoru Tara- yanın Daçyaya yerleştirdiği muha- cir kafileleri ile . Karadenizin şi. mali garbisindeki halkın ihtilâtın. dan doğan Romen milleti, tam 486 i yıl kâh tehdidimiz. kâh idaremiz, kâh kontrolümüz akında yaşamış- tır, yi ve Bizansten sonra Ka. radenizin şimali şürkisinden gâarba doğru ve garptan Karadeni. zin şimeli şarkisine doğru yapılan devamlı akınların med ve cezrin- den sonra bu halkın ilk kurduğu devlet Moldavya prensliğidir. On üçüncü Milât asrının bitmek üzere olduğu yıllarda kufulan bu dev- letten sonra on dördüncü asrın or- talarında. yani 1332 de Voalahiya prensliğinin tesekkül ettiğini görü. yoruz. Birine Eflâk; diğerine Buğ- dan adını verdiğimiz bu iki prens- ———— susunda onlara âzami kolaylık gör. termek -ve yardım etmek mecburi- yetindedirler, O gün Erenköy san- dığı başında bulunan polisler ştip- hesiz bu vatandaşa müşkülât göster- mek İstememişlerdir. Belki binlerce isim arasında bir vatandaşın İsmini bulmakta güçlük çekmişlerdir. Fa- Vik, Balkanların şimalinden ve ce- nubundan İki kolla Tuna havzası. na daldığımız ve Orta Avrupayı zapta basladığımız günlerde. yani ler ve prensleri haraca bağlanmış» lardır. Bu devre tâ on sekizinci as- rin ilk yıllarına kadar, yani 1716 ıncı yıla kadar devam etmiştir. Fa. kat Romenler bu vaziyet karşısın- da asla müzmin bir tevekküle sap- lanmamışlardır. Osmanlı idaresi, zaman zaman şiddet ve dehşet saç- | masma rağmen, zaman zaman çok şofkatli olmağa çalışmasına rağmen Romenleri esarete alıştıramamıştır. Ulahlar ve Moldavyahlar bütün ehlisalip akınlarını yardım etmiş- ler ve Osmanlı Imparatorluğuna karşı garpta ve şarkta belirmiş ne kadar temayül varsa hepsine müzahe ret etmişlerdir. Bilhassu Deli Pot- ronun yıldızına fazla ümit bağla- mışlardır. endilerine nasıl bir istikbal temin edebileceğini kestir. miye dahi lüzum görmeden Deli | Petronun kucağına atılmışlardır. Moskovanın Prot nehri kıyılarında Baltacı Ne karşılaşmasında bu iki Romen prensliğinin büyük dahli ol. muştur. Ve tabii Baltacının gale- besi sonunda hisselerine düsen fe- lâket te bir hayli mühim olmustur. Tarihin pek meşhur ve herkesçe malüm bir macerası yüzünden ve. ya diğer zaruri, sekeri sebeplerden Prot kıyılarında Deli Petronun yıl. dızımı tamamile söndürememişse de ona gönül bağlaşmş olan Romenler Babrâlinin hışmından yakalarını kurtaramamışlar ve nisbi istiklâl lerini de kaybederek imparatorluğa düpedüz ilhak olunmuşlardır. 324 yıl süren haraç devresine ni- hayet veren bu ilhak ile Romenle. rin tam 113 yil imparatorluk rea- 1392'de nülüzümuz altına girmiş TAN ROMANYA YAZAN: | Nizamettin Nazif A VRUPANIN en zengin ülkesi bözi komşularının ihtirasını çekmektedir. Dost memleket; hazi- neleri tehlikeye girerse evvelâ kendi milli kuvvetini d ek mevkiindedir. yası arasında sayıldıkların görü- yoruz. Bu ikinci devre Romenler i- çin çok acı olmuştur. Prot günle. TİRİ unudarmyan Babıâlı Ellik ve Buğdana datma şüpheli gözle bak- mış ve burada en ufak bir kımıl. danmayı dâima çok ağır tedbirlerle bastırmıştır. Babiâlinin bütün bu hareketleri İmparatorluğun hayati bakımdan ihmal edemiyeceği iki mühim he defin tabii bir neticesi sayılabilir: 1 — Orta Avrupaya ve Karade. nizin şimali garbisine saldırmak i- çin en müsa't stratejik noktaları & linde bulundurmak. 2 — Orta Avrupadan ve Kâra- denizin şimali şarkisinden gelecek akinların Balkanlara inmesine mâ. ni olmak. Yani &flâk ve Buğdan Osmanlı İmparatorluğu için müdafaada ve tecuvüzde elde bulundurulması el- zem bir kıta idi. Balkanların şima- li garbisindeki anabtar nasıl Bel grat ise, şimali şarkideki anahtar da bu mıntaka idi. Yalnız Osmanlı devleti değil, on- dan evvel Bizans ve Bizanstan ön- ce Roma buraları hep bu düşünce ile ele geçirmişlerdir ve bir ehli sa- libin Yıldırımla harp için tâ Niğe- boluya kadar gelişi de yine bun. dandır. üyük Türk kumandanı Yıl dırım Beyazıdın Niğebolu- da esir ettiği zırhlı süvariler ara- sında Fransiz, İngiliz, Cermen a silzadeleri vardı yk m Baner enes Mata tişamı uğurunda mı harbi göze al- maşlardı? Hayır! Bunlar topraklarını mü- dafan için memleketlerinden çk. mışlardı ve biliyorlardı ki, şarkta beliren yeni ve kudretli Akının Karadeniz kıyılarında karşılanma» sı lâzımdır. Büyük Türk kumandanlarından Ikinci Muradın Kara Tavuk ovasın- MİSİR REN e vatandaşların en mu-|kat mukaddes bir hakka taallük et- arından biridir. Sandıkİtiği için bir defa da bu noktaya sa- bulunan memurlar vatan.) lâhiyettarların haklarını kullanmak bu- İfayda buluyoruz. dikkatini çekmekte Nea ag Alman kültürü alan memleketler Bugünkü Almanya İmparatorluğu Almanca konüşulan mıntakalar EB da bir başka ehlisalip ile karşılaş ması da yine bu sebeplerden İleri gelmiştir. Orta çağın sonlarında Türk or. dularının kendi toprağı ve hayat sistemi için nasıl bir tehlike oldu- ğunu anlamakta Avrapanın büyük zekâsı olmuştur. Boğuzların garp kiyısında istilâ kıvılcımı parladığı anda Fransızlar ve Cermenler ce- nup Slâvlarını, Eflâk ve Buğdan halkını, Macarları deği) kendileri- ni tehlikede görmüşlerdir. Zira on. İsr bu kudreti Karpatlarda önle mezlerse Alplerde önlemeğe mec bur kalacaklarını ve Ikinci müda- faa hattında son ve nihai bir tali ile harbi kabul etmektense düşmanı çok daha ileri bir merhalede karşı. lamağı doğru bulabilmişlerdir. vrupanın görbinde, beş altı B asır önce kaydedilmiş olan bu hassasiyetin bugünkü hâdiseler arasında esemmiyeti büyüktür. Yirminei asırda, bölşevik ordu. ları, altıncı ve yedinci asırlardaki Slav akınlarının yollarından Orta , Avrapaya saldırırlarken Fransa ve İngiltere beş ay önce mağlüp et- tikleri ve ordusunu silâhtan tecrit eyledikleri Almanya ile birlikte derhal bir “ehlisalip,, teşkil etme- mişler miydi? Varşova önünde Tu. baçevski'yi vuran topçu, Fransız Generili Veygand'ın kumandası al- tında .idi ve bolşevik ordular üze rine yağan gülleler İngiliz marka- sını taşıyordu. Yine o anda Baltık Zira © akın Lehistan ezseydi, Karpatları aşmış olacak ve Morav kapılarından Alplerin ötesine ula- şıp, Po vadisi, Ren havzası çiğne- niverecekti. Şimdi o Südetlerden, Morav kapılarından akan Cermen kuvvetlerinin cenubi Karpatları c- le geçirdiğini görüyoruz. Biz VU. HÂDİSELERİN HARİTA İLE İZAHI türlü mümi Harp içinde bir Cermanya gördük ki, bu stratejik noktayı e linde bulundurduğu anda Kurade- niz kıyısına dört haftada ulâşmış- tr; omanyanın istiklğli, Ruslara karşı kaybettiğimiz iki har. bin eseridir: 1 — 1829. 2 — 1878, Birinci harp İkinci Mahmudun devrine tesadilf eder ki, Ruslar K- dirneye kadar gelmişlerdir. Ikinci harp bizde 93 harbi diye meşhur olandır ki, Ikinci Abdül Ruslar Ayastafanosa ulaşmışlardır. Her iki harbin felâketi Romenle- Tin akıncı kuvvete ram oluşların- dan doğmuştur. 1829 da Romanya- hıları kazanan Rusya, Edirneye ka- dar gelebilmiş ve 1878 de Roman- | ya Prensi Şarl'in yardımını Gran. dük Nikölanın ordularını Ayasta- fanosa kadar yollamıştır. gil ne tam bir coğ. rafi kül olduğunu ve Pal kan nülletlerinin siyasetlerini bu vaziyete uydurmağı ne derece mecbur olduklarını bu hâdiseler kâfi derecede vuzuh İle göze vur- maktadır, Umumi Harbin zaferinden en çok istifade eden devletlerden bi- ri de şüphesiz ki Romanyadır, U- mumi Harp, Romanyaya gârpta Transilvanyayı, Banat'ı, Dukovi- na'yı, Kırişana ve Meramureş'i ve Şarkta Transilvanyayı kazandır. mıştır. Dost devletin 300 bin kilo- metreyi aşan bu çok zengin top- raklari komşularından bazılarının ihtiraslarını çekmektedir. Petrol, kereste, ehli hayvan, av hayvanı, altın, ber türlü madenler ve her ubat hazinesi olan Roman ya, nin en zengin ülkesi ve Balkanla- rın şimaldeki ileri kalesidir. Istik. lâlini ve bu günkü zengin ülkesini kâh şarktaki, kâh garpleki büyük menfaatlerin şmüzahereti ile ka- zanmiş olan Romanya bu yağma devrinde hâzineleri tehlikeye gi- rerse evvelâ kendi milli kuvvetini denemek mevkiindedir, amam İL an Mİ eyi Sn - Büvük Almanya - Almanyanın 1500 senesindenberi kaybettiği yetler. 100 senedir Alman idaresi altında yaşayan yerler, - Holanda ve Belçikada Almanca konuşulan yerler, ve hattâ Avrupa. | caktı EDA A rialli Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Dün akşam radyodan ihtiyar de- mokrasinin sesini duyduk. Siyasi İhâdiselerin kördüğüm olduğu, kü- çük milletlerin hürriyet ve istiklâl aşkıyle yürekleri tık tik ettiği bir dakikada asırlık demokrasinin ne diyeceğini herkes merakla bekli- yordu. O, kendi hesabını verdi. Bu hesa- bı tarih ve yarınki hesiller görecek. Bugün bihuzur olan milletler geç- mişe değil, geleceğe endişe ile, ü- #üntü ile, ürküntü ile bakıyorlar, Bu bir seldir akacak.. Bu bir ka- sirgadır yıkacak.. Bu bir tufandır boğacak, diyen cebir ve şiddetin kar. İni görmek İhtiyar demokrasi, mükerrer ve resmi teminata aldandığını, meza- ketle itiraf etti. Bütün ümitlerin su- ya düşmesinden mütevellit infialini Söyledi. Hürriyet ve demokrasiye, milletlerin kendi mukadderatını hal letmesi o prensipine sadık olan, bu Kürelarzın dörtte üçünü teşkil eden insanlar, yalnız infial değil, çılgın- liğa varacak asabi bir reaksiyon duydular. Nereye gidiyoruz? Daha düne kadar milletlere vaadedilen mukadderatlarını tayin hakkı, bey- nelmilel muahedeler, haklar ne ol du? Daha dün bütün milletlerin nef- retle bahsettikleri emperyalizm si- yasetleri, bütün dünya milletlerini tekrar uçuruma sürüklemek için şahlandı, Bu taşkın küheylânın karşısında ihtiyar demokrasi diyor ki: “Hayati menfaatlerimiz bulunan Cenubi Avrupa işlerinde sesimiz ve reyimiz duyulmalıdır. Sulh uğrunda feda edemiyeceğim bir şey yoktur. Fakat feda edemiyeceğimiz bir tek şey vardır: Yüzlerce senelik hürriye. /timiz. İngiltere hiçbir zaman bundan feragat etmiyecek; teslim ölmıya- il Bütün Şimal milletlerinin, Lin- koln Amerikasının hiç bir zaman bu asırlık hürriyetinden feragat et- miyeceğini biliriz. Yer yüzünde hiç bir millet gönül hoşluğu ie hürriyet ve istiklâlini feda etmiyecektir, Ya, cebir ve şiddet karşisında, ya harpsiz istilâlar karşısında boyunla. rı vurulan milletler ne olacak? Biz hu küçük istiklâller karşısında da, ihtiyar demokrasiyi daha heyecanlı görmek, sesini daha gür duymak iş. teriz, ———— ... Maarif Vekâletinin Bir Tavzihi Ankara, 18 (A.A.) — Maarif Vekâ. letinden; Bir sabah gazetesinde 12 mart pa zartesi günü yapılan mektepler arası İk koşusu hakkında neşredilen ma kalede bu müsabtkanm mesafesinin beynelmilel ölçülere uymadığı, ve koşunun da pist üzerinde yapıldığı yazılmaktadır. 1 — Mektep sporlarında müsaba- kalarım güyesi yalnız en kabiliyetli olanını meydana çıkarmak değil, en zayif olanını da sıhhati sağlıyan bu çalışmada kendini deneme fırsatını vermektir. O itibarla mesafe ve za- jan şartları dalma bu esaş gözönün. de tutularak tâdil edilir ve müsaba- kalara başlaması bir güç hliner öl çüsü olmaktan ziyade herkesin alâ. kasını celbeden basit ve eğlenceli bir faaliyet olarak gocuklarm istifa. desine sunulur. 2 — Koşu “Türkiye kır koşusu” birineiliklerinin yapıldığı yerde 19 Mayıs stadyomunda başlamış. dışar. da kosulmus ve gene st di sdvomun içe. risinde bitirilmiştir. Ta: vzih olunlar. — Vatardış! Yurtta 35 MİLYON TÜRK ne büyük kuvvet ve sa adet kaynağıdır. Çocuk Esirge. me Kurumu teşkilâtını yardı. mmızla kuvvetlendirmek bu Saadeti bize bir batında temin etmiye kâfidir,