m. i 5-8-938 mi 1 — Olgun dudaklar 2 — İnce dudaklar 3 — Gevşek dudaklar 4 — Yuvarlak dudaklar nsanın Yüzünden Karakterini Okumak erkes, başka insanlarm karakterini anlamakla övünür ve bu bahis üzerinde biribirlerile uzun uzadıya ko- Buşurlar. Kimi, yeni rastgeldi- #i bir adamı çalışkan ve itima- da değer gördüğünü, kimi ta- »rdığı bir kadının huysuz gö- ründüğünü, yahut çok sevimli olduğunu söyler. Fakat bu in- tebalarm çoğu yanlış çıkmıya mahkümdur. Çünkü esaslı bir eye değil, fakat bu muhakeme- Yi yürütenlerin şahsi düşünce- lerine dayanır. Bununla beraber insanın yüzüne bakarak karakteri hakkında bir hüküm vermek, çok müşkül bir iş değildir. sselâ bir insan bir kafaya bâktı mı, evvelâ bu kafa- Rin bir köpek kafası olduğunu söy- ler. Daha sonra dikkat eder ve bu kafanın bir Irlânda köpeği kafası olduğunu tayin eder. Bu kafa ne- den bir İrlanda köpeği kafası da, bir Sen Bernar yahut İskoçya kö- Peği kafası değil Çünkü kafasının Uzum ve düz olmasından, çenenin kuvvetli yapısından, V harfi biçi- Mindeki kulaklarından ve daha başka vasıflarından * onun bir İr- farhedilk Köpek meraklısı, bir bakışta kö- Peğin şecereli olup olmadığını da anlar ve köpeğin karakteri hakkin- da birçok şeyler anlatır. Bunların hepsi de mülâhaza ve Aklıselim işidir. Ayni usulü insan- lar hakkında da tatbik edebiliriz. Fakat insanların çoğu, insan yüz nün kendisine değil de yüzün ifi desine bakarlar ve yanılırlar. Hal- uki yapılacâk iş asıl yüze dikkat- tir. Bu dikkat netleesinde yalnız ihsanın karakteri değil, daha biş- kâ hususiyetleri de anlaşılabilir. Resimlerde verilen tarifler böy- le bir meraka düşenlere bir ip ucu temin eder, Gözler Re. 1 — Diş doğru (sarkan (o gözler: o Sahi- binin bazı defa sevimli, ba- Zan da hiddetli görünmesine saik olur, İanla köpeği olduğ köşeleri aşağıya 2 — Geniş; yuvarlak gözler: Te- İerruattan fazla her şeyi umumi bakımdan kavrar. Bu gözler haya- le dalar ve bedii mevzulara tema» Yül gösterir. 3 — Şehlâ gözler: Zekidir. Kav- Tâyıcıdır, ve eşyayı da, fikirleri de Süratle tahlil eder. Biraz da hile rliğa mütemayildir. 4 — Derin gözler; Mülâhazayı İlde eder. Teferruat üzerinde du- Tür. Söylemek derecesinde söyle- Memeyi de bilir. Her şeyi bilmek Ve tetkik etmek ister, Dudaklar z 1 — Olgun dudaklar: Sıcak, se- Vimli karakter ifade eder. Bunlar heyecanlarını zapta kadir olurlar. Müşfik ve sevimlidirler. 2 — İnce dudaklar: Sebatı, kara) Made eder, Bunlar en sıcak hisle- Tini bastırırlar ve beyecanlarını “izğinlerler, 3 — Gevjek dudaklar: Hasisli- ınganlığı, teheyyücü ifade & der. Bunlara sahip olanların hisle- "i kolaylıkla yaralanır 4 — Yuvarlak dudaklar: Bedit Yaratma kudretini ifade eder. Sa- Sö mes 76 1 — Sarkık gözler 2 — Yuvarlak gözler 3 — Şehlâ gözler #— Derin gözler ümkündür hipleri çök vefakâr ve dost olur- lar, Burunlar : a burun: Sahibinin ha. yatı ve rahati sevdiğini anlatır. Bu burun eri pek kararlı kimse- ler değildirler, Bir gün hârikalar yaparlar, ertesi gün de tereddüde dalarlar. 2 — Koç burun: Sahip bet düşün: lidirler. Tı natçıdırlar ri müs. - Sivri burun sahibi kadın- yanetleriyle, nazlılıklar 4 ederler. Her derine araştırır: erkekler se Tıdırlar, ve kavrayışlıdırlar. kme burun sahipler, kolaylıkla hâkim ole- mazlar, hisleri ve karakterleri in- cedir. Derinden takdir edicidirler. Bazıları bir bakımdan çok zekidir- ler. I KONYADA : Sehrin Nüfusu Üç Yılda Çok Fazla Arttı Konya Ereğlisi, (TAN) — Torosla- rin eteğine yaslanmış, suyu ve mey - kasabamızın nüfusu vvel beş bin kadarken, Sü İvası bol olan İdört sene ver Bank bez fabrikasının Inşasın- tedricen arta arta bugün 12 bini aşmıştır. İ Elmalarda Hastalık Var Kony disi, (TA Kasaba armutla izde edecek dan sonr ının fa ne- meşhur olan maz, elma ve vileriyle muh Niğdeye rekabet İcins ağaçlara malikse de son zaman İlarda meyvalarına hastalık ârız ol- kadar bu muştur. Bilhassa elmalar kemale gel mek üzere iken hasıl olan kurt yü - znden dökülmekte, 200 kilo meyva alınması İâzmgelen ağaç bu yüzden ancak 40 - 50 kilo mahsul vermekte dir. Nüfusur yarısından fazlası İ âşesini bu gibi meyvalardan temin mıza bir ziraat memuru p bu hastalığın önüne geçi- irse herkesin yüzü gülecektiri Belediye Çalışıyor K (TAN Bele e bir hayli İş a Ereğlisi İdiyemiz üç sene iç görmüş, kasabamızı, elektriğe ka - vuşturmuş, fenni bir hal ve mezba-| ha, muntazam bir pazaryeri inşa et- tirmiştir. Bircok geçilmez İ yaptırmıştır. Şimdi de çarşı içi yol İlarına parke döğetmektedir yolları İtfayis vesai bin liraya bir arozöz de sipariş edil | in takviyesi i miştir. Cumartesi Tatili (TAN ve esnaf kendi aralarında bir istida Konya Ereğlisi yaparak belediye reisine vermişler cumartesi nle wmuzi 4 i saat 13 den sonra til yapılması hakkında ka-| rar verilmesini istemişlerdir. Yakın- da böyle bir karar verilip tatbik €- dileceği anlaşılmaktadır * Konya Ereğlisi, (TAN) — Halke vimizde yeni açılan bando kursun - da dersler ilerlemektedir. İki aya ka dar kasabamızın muntazam bir ban do takımı kazanacağı ümit edilmek» tedir, 4— ÇEKME BURUN — ' Istanbul Radyosunda Bir Tek Mesul Adam Yoktur İstanbul radyosunda bir anbul Tadyosu, sağır bir çiş ağzını, yummuş kula- , habire , p söylüy ttâ mübalâğa yorum— çalanlar, söyliyenler Her tarafta, herkes, radyoyu değil, radyo şikâ dinliyor. Radyo, her ev- bir misafir mu- ladı okuyucusu, Fakat yosu, tıpkı bile memnun değil yetlerin görmiye Mübare- ğin satıcısı, alıcısını dinleyicisinden çok buna rağı İstanbul dinleme ahize fon gibi, şikâ; madan habire söy Eğer şimdiye kadar, bütün din- leyleiler, radyolarını yok pahası- ha satnamd , bunun birinci se- bebini, yakında sesini duyacağ, mz 3 nunun V kopmuş bir tele e hiç kulak as- iyor. stas nci sebebini de mak Anım ya demek istiyorum ki. İs tanbul radye kendisin hâlâ zevkle ğunu vehmedemez. Karşımda yine vurdum duymaz muhatabı bulacağımı um- saydim, İstanbul radyosunun ku zahmetine bir dinliyenler bulundu» ayni arını, saymak defa daha bu zahmetin b edemiyecek de lim tlanmazdım. Çünkü hudeliğini idrak ede gefil deği- Eğer, yeni Ankara radyosunun bütün bu kusurları dirmak ortadan kal tutmuş bulündu- bu satırları yaz- ardım. Çün tamamen müdrik ikaza kalkışmak. yolunu ğunu görseydim. mayı yine yersiz kü vazifelerin bir müessesey bilen bir insana kad bir hareket olurdu. lüzumsuz Ve ben, kale- mimi, lüzum r hareketten me- nedemiyecek kadar âriz de değil- dim F»” at yeni Ankara radyosu. nun ve i hakkında ku- ima gelen havadisler, bana bu vzuda konuşmak ihtiyacını du yuruyor. Ben etmek e yosunu kur rine dik! inanmaktan bu ihtiyacı tatmin Ankara rad- snü niyetle alâka güvenmekten rum dyoda dinlediğim sanatkâr ları yakından tanıdım, rad yonun nası! çalıştığım içinden gör- Konuştuklarımın. bazılarile dost oldum. Ve devam eden bu esnasında dinlediklerim, bana, Istanbul radyosunun içyüzü- düm dostluk nü daha iyi öğreti Bu âleme girmeden evvel bil- onun kusur- yonun. içinde bulu öğrendiklerim arasın- sebepleri de diklerim sadece ra larıydı, ve surların niyetim, , gördüklerimi, duyduklarımı ve din temennilerimle birlik- Şimdi diklerin lediklermi, te, yeni Ankara radyosunu kuran- ların nazarı dikkatlerine koymak- tan ibarettir. Eğer kazara bir faydasi, doku- nursa, göreceğim mükâfat, radyo dinleyicilerinin hayır duaları: ola- caktır! YAZAN: | Naci Sadullah İstanbul radyosunun spikeri Mesut Cemil mikrofon başında şu anda, İstanbul radyosunun” başında hiç tur Ve hepimiz herşey- den evyel, bu şayan kimse ye hayret zekmekte; boşluğun ceza Bundan sit: ay evvel, radyonun başında, Bay Hayrettin adında bir Kurulduğu gündenberi İstanbul ve bu uzun tecrübe ile edindiği “pratik ihtisası,, Londrada bir'müddet tet- zat vardı yosunda çalışan kikatta bulunarak fennileştiren bu Ankara radyosunun Bu suretle, ye zat, o zaman başına geçirilmişti gâne tecritbelice elemanından da mahrum kalan İstanbul Tadyosu- nun başma, bir posta telgraf mü- fettiş bir müfetti- geldi. Mej şin bu işi görmesi ERİZ değilmiş Bu hakikatin meydana çıkışından İstanbul radyosu müdürsüz evvel de, sonra kaldı. Bundan bir &Y adında bir zat, radyo Bay Emin müdüriyetine tayin olundu. Fakat bu zat, bu vazifeye tayin olunduğu zaman, Karisbat'ta te- davl olunmaklaydı radyosunun ilk tali. mütehassıs elle re düşmemesinde bulunduğunu gösteren bu vakıayı ara yere ek- ledikten sonra, programları ele ş Iabım. Bu programları, şu dört bakımdan zündır çirmek lâ- ikir neşriyatı. t Temsiller 4 — Propaganda, ve neşriyatı B” bakımlardan teessürle, ve teessüfle de karşılasak, kabul ötmek o mecburiyetindeyiz ki, radyonun musiki neşriyatı, fi- kir, propaganda, havadis neşriya- havadis alaturka konseri verilirken. tından, temsillerden daha fazla dinleyici bulmaktadır. Zaten, rad yo musikisinin, daha ağır, daha bol tenkitlere muhatap oluşu da, hitap ettiği kalabalığın dırdığı alâka daha büyük bu- lunmasındandır Maamafih, yapılan tenkitleri, haksız bulmak miimkün değildir. Çünkü İstanbu ve uyan- radyosunda musi. ki, dinliyenlerin değil okuyanların ve çalanların keyiflerine tâbidir. Radyoda m 'okuyanlar ar. diye iki kısm Bunları da: “amatörler,, ve fesyoneller,, diye ikinci bir tasni- neşriyatını evvelâ Ki fe tâbi tutalım Ve şimdi de, diyelim k ““— Radyoda okuyan, çalan, a- matör, hepsi, memleketin birinci natkârları değildir Profesyonel. okuyuculardan kısmı ikinci sınıf tututamamış nların sınıf sa profesyonel ele: memleketin arında bile Kendilerini bütün gün meş- gul edebilecek başka birer meslek sahibi bulunan, ve İstanbul rad- yosunda keyif için şarkı okuyan musikiye nahrumdur rden bir kısm k imkândan Bu yüzdendir ki. bunların. din- #ricileri tatmin edememelerini ta- bii görmek lâzımdir. Tam bir devlet müessesesi res- miyetiyle idare olunan bugün- ; a yeni istidat- ları aramadıktan, - bulmadıktı yetiştirmedikten başka söhrefleri kazanmak fedakârlığını kü İstanbul radyosu, mevcut mamaktadır ki, da başa edi- lemivecek dercerde vüksek sanat kârlardır.. Acemi bir atletin, us- ta bir e zamand larla mukayese »bazla ayni sahnede ve Hi ması kadar nahoş tesir bırskan ahenk birisi de varyete y müvazenesizliklerinden okuyucular ars- sında da, çok kiymetli istidatlar vardır. Fakat radyo idaresinin hiç olmazsa kend bu sazendelere, kuvvetlerile mütenasip okü haklı değil arasıra s1: Gİstemiye bir fedakârlık Geğenlerde Jonda iç arkadaş bir sa- radyo dinliyorlarmış. İçle- Çarşamba Çarşamba! Üçüncüsü, bu tekzip etmiş — Nasıl olur?.. Bugün Perşem- be olmasa radyoda filân bayan 6 kur mu? Neticede, bu hakh çıktığını o söylemiye yok sanırım. (Lüzum yok deriz yleriz. Provraml Ter şaşmaz takvime dönen bul radyosunun alışkanlık!) (Görülüyor ki, radyo mikrefo- nu, mütemadiyen ayni plâk- n bir gramofona dönmüş- ni sesler, başka besteler güfteler, hulâsa “yenilik- ler ve başkalıklar,, duyulamayışı (Arkan Sayfa 8. Sütün 3 te) cevabı kuvvetle cevap sahibinin lüzüm de. yine 8 itiyadı gibi, a are