3-B-938 NN NİZİ BESİNCİ MURADIN HAYAT! No. 52 Yazan: ZİYA ŞAKİR Beşir Ağa Artık Eğience Mevzuu Haline Gelmişti md, tekrar güleceksiniz... Ne İn biir ki Allah,'sanki bu duaları- kabul etmişti. Aradem çok >a- 9 geçmeden, bu adamın gözle w* (kara su) inmişti. Artık olur İN ri bi hiye #eyleri göremez bir hale gel Sakat çok kurnaz bir adamdı. Bı İ,, Öğünü hiç kimseye hissettir- Niye çalışırdı. aların çarşıdan istedikleri İk, *T bir kâğıt üzerine tesbit edi- ; Wsülen Beşir Ağaya verilirdi. SK onun kontrolünden geçtik- hara, çarşıya adam gönderi- Artık öyle bir zaman gelmişti |, Yi İr Ağa bu küğda yazılı olan m bile göremez olmuştu. hi bi bizim gibi, onan şerrinden SİA, © Ağalar, artık onunla eğlen- ». * başlamışlardı. Ağaların en Si olan Cafer Ağa, bir gün o İh Karşısında kıwıra kıvıra bir b li oynamıştı. Eğer Beşir A- gözleri bunu görmüş olsay- aval Cafer Ağa, mütlaka der- rd, edine) ye sürgün yolunu tu- Beşir Ağanın derdi, bu kadarla ,,, Samıştı, Kudurmuş gibi bir kt Ni haller göstermiye başla A i iye dereceye gelince, ağayı bir * Kâpamışlardı. Artık tama- ç baran ağanın, kendi kolla- Piaklarımı ıswra ıra kanlar *İ günün birinde, onu o odada, bulmuşlardı. ZIP sırası gelmişken, şura- &,, 18 mühim bir hakikatten p» a yim. İç #rutiyetin Hân ve bilhas- an Hamidin saltanata is- y, > Müteakıp birçok yazılar ya- > Kitaplar çıkarıldı. (Yıldız Sa- 4» Esrarı) ve (Sultan Hamidin iş bas) mevzuları etrafında çu ; bararlar; hattâ vapurlar ve | “ferler dolusu yazılar yazıl- in sİze burada muayyen bir han bahsettiğim için bunla- Kİİ veyahut tasvip etmek sn © Ne sadedimi ve ne de had- i, “*cavüz edecek değilim. An. Ucu bize de, —hattâ, bizzet da— dokunan acı bir ha- en bahsedeceğim. Yazıların içinde, beş on satır ârdır ki; bunları bir hafız i, inime nakşetmişimdir. Nİ hi, ite size ezberden söyliyece- Gi, * bir tek noktası eksik... Ve sit | 'ek virgülü noksan.. Lât 8g leyiniz: hi Sultan Murat hakkında Wifi, eti mahsusa olmak üzere İF kaç genç cariye koy- Ma Bunlar zâhirde Sultan v cariyeleri ise de, haki- #cı Hasan Paşanın keyfi- Mi, £at idiler. Bikirlerini iza- Yy odur, i «$u satırlar, şöyle böyle e- İYetsiz bir kitapta veyahut, ba Sün zarfında yırtıp atık İN g8 ortadan kalkmıya mah- ayn gözete sütunlarında bu- * şi Olsaydı, üzerinde bir en , Suya lüzum görmezdim. £ e üya gi Maalesef bu satırlar, Sultan e, x ilk saltanat devrinden, *Yatı hususiye ve siyasiye- ii Bahseder üç ciltlik koca bir hu ,9Yfalarında yer almıştır. i Hap, belki de bir gün ge- tak, Mtikbal tarihçilerine mehaz Nebi İşte, şahsımıza taallâk , ike ve teessür de, bura- “ A alp, bir inkılâbın bukran- # ayda Yanıldığı için, istib- DİN lev ve reraletlerini Artık övle bir zaman gelmişti ki Beşir Ağa kâğıda yazılı olan şeyleri bile ortaya dökmek, sarayların ve #ö- ray adamlarının içyüzlerini halka bildirmek, itibariyle, meşrutiyele çok faydalı olur, Fakat; tamamen hakikat yolunu takip etmek, ve masumlara iftira etmemek şarti- le... yim şu hatıralarımı sanlatır,- ken, artık siz de kanaat ge- tirmişsinizdir ki; efendimiz Çıra- Zan Sarayına kapatıldığı zaman, yalnız değildi. Valdesi, dört kadını oğlu, sultanları, ikballeri, gözde- leri, Hünkâr cariyeleri, kalfaları, tahminen seksen can, —harem da- iresinin çatısı altında— sabık hü- kümdarın etrafını ihata etmişti. İçimizde, genç, pek da vardı. Fakat bunlardan hiç birinin irz ve na- musuna tecavüz edilmemiş; hiç- biri, böyle bir leke ile kirlenme- miştir. Biz Çırağan Sarayına, temiz bir alınla girdik. Tam yirmi sekiz se- ne müukadderatımızın acı cilvesi karşısında, derin bir sabr ve te- vekkülle boyün eğdik. Bu müddet zarfında, —esaret hayatının icabı olarak— (efendi) mizin arzusuna hizmet o mecburiyetini hissettik, Ondan başka hiç kimsenin eline temas etmedik, ve hiç bir ferde de eteğimizin ucunu ( göstermedik.. Yirmi sekiz sene çile çekti sonra da, yine temiz alınla ortaya çıkarak, hürriyetin saadetine er- dik... Dikkat edelim.. Artık kendile- rini mi edemiyecek Vaziyet- te olan ölülere iftira etmiyelim... Hacı Hasan Paşa denilen zatın yü zünü, biz ancak bir kere gördük, O da, Ali Suavi vakasında. güzel, hem de adan sonra, —sarayımı- zasına memur olduğu halde— Hacı Hasan Paşa bir kere bile saray kapısından içeri girme- hattâ penceremizin önünden bile geçmemiştir. Ss. Çırağan sarayının yirmi sekiz senelik hayatı içinde, değil bir kalfanın namusuna teca- vüz, hattâ en küçük bir zendest- Juk vakası bile hatırlamıyorum. Yalnız Ali Suavi vakası esna- sında cereyan eden, ve bizl de tak lit yaparak senelerce güldüren bir manzara hatırlıyorum. O da, şu- dur... Vakanın üzerinden, ancak beş on dakika geçmişti. Saray, hercü- merç içinde idi. Henüz aklımız ba- #ımıza gelmemişti. Kalfalardan bir çokları da —o Mayıs gününün şiddetli harareti dolayısiyle— â&- Geta açık saçık bir haldelerdi. İşte bu sırada Yıldız. Sarayın- dan gelen, Sultan Hamidin serya- veri Mehmet Paşa, harem dairesi- ne girmiş. Bizi o halde görünce, göremez olmuştu zavallı adamcağız şaşırıvermişti. Sofanın ortasında, âdeta heykel gibi durarak, şöylece kılıcına da- yanmıştı. Gözlerini fıldır fıldır et- rafa çevirerek bıyıklarını bura bü- ra bizi seyretmiye een. TAN İHRACAT : Delik Çuvalla Gönderilen Mal İstemiyorlar Alman kontrol daireleri Alman it- halât tüccarlarma bir tamim gönde- rerek Almanyaya çuvallı olarak ge- İlecek her nevi malın mutlak olarak çuvallarmın delinmemiş, yamasız, dikişsiz ve ambalâjin mükemmel ol- ması icabedeceğini, aksi şekilde gi tirilecek malların Almanyaya ith; e müsaade verilmiyeceğini tebliğ et- miştir. Bu meselenin ehemmiyetini REZ eee kavrayan Alman tİlecarları piyasa- mızı vaziyetten haberdar etmişlerdir. Tüccarlarımız ise, sağlam ve yeni çuvallarla gönderdikleri malların li- | İmanda kanca kullanmak yüzünden İdetik deşik olduğunu ve hiç bir li- manda mevcut olmıyan bu usulün kaldırılması lâzımgeleceğini ileri sü- rerek liman idaresile Türkofise mü- Tacaat eylemeğe ka Yunanistana Yumurta Sattık Temmuz ayı içinde Yunanistana sattığımız yumurtaların miktarı 30,800 kilodur. Bu miktarın satış İkeymeti 10347 lirayı bulmuştur. İtal- yaya sattığımız yumurtaların mikta- rı 26930 kilodur. Bunun da kiymeti 5566 lira tutmuştur. Yapak Alıyorlar Sovyetlerin piyasaızdan fazla miktarda yapak almağa başladıkları ve Amerika için de tiftik ayaa- sına başlanacağı haber verilmekte- Şişmanlık medeniyet eseridir, derler. Vakıâ medeniyete girme- miş, iptidai halde yaşıyan insan- ların hemen hepsi kupkura olur. Hayvanların da yağlıları mahsus beslenenler, yani insanların me- deniyetine iştirak edenlerdir. On dan dolayı şişmanlığın medeniyet eseri olduğuna inanılabilir. Fakat sişmanlık her vakit bir hastalık değildir, bazılarında başka bir has- talığa karşı müdafan vasıtası ©- lur, yahut o başka hastalığın dur- muş olmasının neticesidir... Şişmanlık bir hastalık olduğu vakit, bilirsiniz, iki şekli vardır: Bir şeklinde insanın ber tarafı birden yağlanır. Şişman iri, fakat yine muntazam bir şekil alır. Böy- le şişmanlar pek azdır. En çoğunda şişmanlık parça parça olur. Yağ vücudün, her ta- rafında birden değil, bazı yerlerin de toplanır. Böyle parça parça $İŞ manlık, erkeklerde ve kadınlarda, çok defa, başka başka türlü olur. Erkeklerde yağ daha ziyade yüzde, boyunda, göğsün ön tara- fında, karnın yukarı kısmında top- lanır. Şişman erkeklerin bacakla- rı hemen daima kuru kalır, Kadınlarda fazla yağın toplan- dığı yerler daha çoktur. Bunların hepsini sayarak hayan okuyucula- tımın meraklarını tazelemek pek ayıp olur. Zaten yağ parçalarının kadın vilcudünde sevdikleri yer- ler ne kadar çok olsa, o yerlerin hepsinde de toplanmazlar: Şura- sında burasında. Onun için kadın vücudü şişman da olsa yine güzel kalır. Bu parça parça şişmanlıktar yalnız iki türlüsünü eceğim. Bunlara hekimlerin hastalık de- meleri ağızlarının alışmış olmasın dandır. Yoksa gerçekten hastalık sayılamaz: o Hayatın cilvelerin- den... Bir türlüsünde bayanın yüzün- de şişmanlıktan hiç eser olmaz: Çizgileri iyice belli, ince ve güzel bir yüz. Yağ parçaları kollarının yukarısına ve bacaklarının tâ yu. karısına toplanır. Kollarının aşs- ği kısmı düzeün ve daha zivade PARÇA PARÇA ŞİŞMANLIK ince olduğu halde omuzlarına doğ- ra yumuk yumuk olur, Bacakları | da pek kalın değildir, karnı da he- men dümdüz. Fakat arkadan ba caklarının tâ yukarı kısmı —teş- i aaa vermişlerdir. İTURKOFİSTE : EKONOM “GÜNLÜK | PİYASA | esanaeie | Yemlik kuru bakla 4,28, İsaaassaranesaseaseeasieeesaşamaase CEMİYETLERDE: Hamallara Bir Örnek Elbise Eski hamallar Esnaf Cem taksitte ö ayni tipte ceket mek üzere hamallara| veya p ibaret birer elbise yaptırı rar vermiştir, ilarm hepsi i biçimde elbise yetleri bürosunda bir kütüphane rulacaktır. Buraya her esnaf gi lecek, kendi sınıflarına ait kanun ve nizamları okuyabileceklerdir. yi) Takas Suretile Sattığımız Mallar Takas komisyonu Türkofis reisi Cemal Ziyanın başkanlığında topla- narak takas suretile ihraci kararlaş tırılmış malların son muamelelerini bitirmiştir. Halde Dünkü Satışlar Bamya, kilosu: 9 - 12, sakızkaba- ğı: 3 - 5, dolmalık büber: 5 » 6, sivri büber: 2.50 - 3.50, kır domatesi: 2.50 - 3, sirik domatesi: 5 - 6, çalı talondan !* : ZIRAAT: Arıcılık Kongresinin Kararları Arıcılık ko; toplandı. Kon lav Faik Kaltakkıran, R ğine Avukat Kemal, zabıt kâtir ne Merkez Ziraat Müuallimi Abdul- lah Kıvrikoğlu ve Kırklareli öğret menlerinden İzzet Palamar seç ler, Uç saat süren bu toplantı ve Kalyan Arıları üzerinde müş ve neticede şimdilik ye: ların islahile Italyan Arılarının fen- i İstasyonları ldıktan tecrübeleri yapılarak getiril e, mevcut arı kovanlarmı da nik noktalardan ta- pılmasina ve Arıcılığın fenni r surette inkişafı için tedbirler a- lınmasına, bilgili elemanlar yetişti- rilmesine, bu sene olduğu gibi her sene Peşteye Ziraat ve Kültür Oğ- 1 Arıcılık tahsili için ayrıca İsviçreye her vi en dört talebe gönderilmesine, une istasyonu ve varı tesis edilmesine, her &y tarafından bir Arıci- hk Risalesi çıkarılmasına karar ve- rilmiştir. N Topraklarımızın Muhtaç Olduğu Gübreler Senelerce evvel Türkiye arazisi > nin muhtelif mırtakalarda terkibini İve topraklarının muhtaç olduğu mad deleri araştırarak bir rapor hazırla» mış olan bir İngiliz firmasının rapo- ru Ziraat Vekâletine gönderilmiştir. Bu raporda muhtelif arazinin bangi nevi gübrelere ihtiyacı olduğu gös - #lmekte olduğundan Veki yaptırılacak tetkiklerle karşıl lacaktır. te IÇ PİYASALARDA : Fiyatlar Arttı İsteklerin artması üzerine iç piya- fasulyesi: 6 - 10, - 13, soğan: 4 - 5, 5 Asmakak adın fasulye- si 10 - fasulye yeşil bih benim değil, herkesindir— değirmen taşı gibi. Bir de göğüs pek şişkin, pek yağlı. Şişmanlığın bu türlüsü kadın. lık hayatınm sonbaharında gelir. | Ancak hepsinde değil, En ziyade Onun için sinirler de Vücudün öte- sinde, berisinde kendi kendine ağ- rılar olur. Mele cildin üzerine do- kunulunca fazla hassaslık meyda- na çıkar.. Bu şişmanlık ve © birlikte gelen haller, bir am, ta yumurtalıklarını çıkarttıran ba- yanlarda da olduğu için onun yu- murtalığın işlememesinden geldiğine şüphe edilemez... Öteki türlüsünde yumurtalıkla. rın hiç kabahati yoktur. Çünkü genç kadınlarda da olur. Erkek- lerde bile —nadiren olmakla be- raber— görüldüğü vardır. Bu tür lü şişmanlıkta göze çarpan şey göbekten yukarısının za hem de pek zayıf, göbekten aşağısının parça parça şişman olmasıdır. Yüz kupkuru, kemikler dışarı- ya çıkmış, omuzlar düşmüş, kol- Jar incecik, boyun da öyle, çöp gibi. Göğüs üzerinde kemiklerin her birini sayabilirsiniz. Göbek- | ten aşağıda, şişkin karın, yumru | yumru bacaklar ve yine kocaman bir değirmen taşı... Bir taraftan da eller ve ayıklar çok üşür, çok defa morarır. Barısı hiç terlemez, yahut pek çok ter- ler. Bu da yine tiroit guddesinin faz la işlemesinden. Ancak yalnız o- nun bozuk olması bu marifeti ya- pamaz. Hattâ bu türlü şişmanlı yan kadınları göbekten yukarı kısmında zayıflıktan (o kurtarmak için yağ yuttururlar, yağ yine gö- bekten aşağı kısımda birikir. De- mek ki sinirlerin, sempatik sini. | rinin de bir bozukluğu vardır. On- dan dolayı önce sinirleri tedavi e derler. ileri İne: 7 - 12, akçe armudu fak: F 13-4, hıyar: 0,25 - 1, misir: 0.50 -1 kuruş. Pancar demedi: 1.50 - 1.73, may- donox: 0.40 - 0.60, dereotu: 0-40 - 0.60 kuruş. Osmanpaşe elması kilosu: 7 - 10. ekirdeksiz 10-14, 15 - 20, Kaysı: 15 - 20, zerda 5 -8, fındık 5 - 8, şeftali: 8 — 15, viş- 30 - 40/kı- ilik: 5 - 7 kuruş Ecnebi limon 100 adet: 200 - 500, karı 2 16 - 18, ufak: 3 - 10, kavun Topatan baş: 15 - 17, orta; 10 - 12, ufak: Yenidünya baş: 22 2 - 6 kuruş. ESHAM ve TAHVİLÂT Türk barcu Y Vadeli Türk borcu I Pesin Ergani sa— | 19,175 10.226 e Mi Türbeeri- | bır. Bu arada tiftik arının kiloda 2—3 kuruş arttığı bildirilmekte İMRÜKLERDE: Bir Haftada Sattığımız Mallar nde İs- lunan otuz Bu mallerın Temmuzun son haftssı tanbul gümrüklerinden ihra i yüz pak, tiftik, yaprak tütün, Boşanma Davaları Niçin Artıyor (Başı 7 incide ugün, mektep sınıflarında Ba ler var, Üniversite talebesi, ok- eri, filârca lisenin kap: nlılar, nikâhlı- n- gibi, hafif bir cın ni ediğini düşünmiye lüzum var İzdivaç, şüphe yok ki çoğalma- t içinde & istikbal emniş Fakat izdivecin, daları, neticeleri v yuva, be! ından, bir sından bâşka hiçbir Ve o takdirde, bizim gibi, isteme- den çöp yıkanlar da, çöp gatanlar