No. 5 Diye, mırıldanıyordu. (1) Birdenbire kapı açılmıştı. Hamit İendi, başını çevirip baktığı 2a- Man, çaşalamıştı. Çünkü kapının “ünde, Hamit Efendiye analık va #lesini ifa eden (Perostâ kadın) i- Abdülâzizin valdesi Pertevniyal ının başağası Cevher Ağa vardı. Perestü kadın, gözyaşlarım sile Tek ilerlemişti. Evvelâ, Hamit E- İnin elini şefkatle tuttuktan “ra onu, Murat Efendinin yani- Ma doğru sürüklemişti. Başı, daha yastıklar arasında bulunan gat Efendinin omuzuna dokuna- — Aslanım!.. Bu felâket yalnız değil, cümlemizedir. Hepimi- ZİN ciğerleri hün oluyor. Amma ne ?. Tanrı, ne verir de kul götür Mez... Pertevniyal Kadın Efendi, Milalarını göndermişler. Müsaade İiyurursanız, sizinle sövlesmek is etler, Demişti. Murat Efendinin fena halde yü- Oynamıştı. Hiç ummadığı bir anda, amcasının annesi tarafın gönderilen bu haberi merak e- Ürek, evvelâ doğrülmuş, oturmuş. ima, hıçkırık şehkalarile sarsı - «sarsıla ayağa kalkmıştı. Söylene ek sözleri dinlemeye hazır oldu- WU anlatmıştı. Cevher Ağa, Murat Efendinin ö- * kadar gelerek yerle beraber vena etmişti. Ellerini hürmetle armanın “Üstünde kâvuşturarak”&- biz nuluk söyler gibi söze gir işti: “em Ke verdi Hazretleri!.. Kadın E- » Hazretlerinin, mahsus selâm pe “Vükia, mükedder ve mü ? olmamak mümkün değil. kat, elden ne gelir?, Hiç mah. 3, olmasınlar. Gerek kendilerine ider efendiler hazeratına, pe- inin yokluğu belli edilmiye- * Hepsi de, ayrı ayrı benim Yilarımdır. Her ne ki arzu eder » hiç sıkılmadan, hiç çekin- Yiğen bana haber göndersinler. dei kendileri teşrif ederlerse, memnun olurum, Şimdi; bir Manger bir istekleri var mı, bu- rai urat Efendi, bu sözleri dal h, gın dalgın dinlemişti. Son iş Selimeler boğazında düğümle Kğ ümlene şu kısa cevabı ver- — R,,, Kadın Efendi Hazretlerine. <€ndi namima.. hem de, kar- teşekkürler e- Kim, Ömür ve âfiyetlerini temen em kten başka.. hiç bir arzu- ktur, di. Mer ağa, yerle beraber bir Miyiz ederek, sözüne devem Köndilerine, böylece arzede- Mayendi hazretleri... Sonra s0- “Artık veliaht dairesi, nindir. Biz, hünkâr dal Mam ece. Kendileri buraya nakletmek arzu ederler.,, Ag, lar. v at Elendi, birdenbire sinir- , “aşını, pencereden tara- Mi Birkaç saniye süküt a Su Ma , içim ateşler içinde ya üsaade buyursunlar, f M Zİ ty A bağ , hususi bendezânma, sık 2 Maja Brandanı bahsederdi. Bir gün ii i isti da (mabeyinei Osman hapı, Müdürü Heci Mahmut E- aç ett, Bu özi zatın rivayet İ Hüray, Mabeyn kâtiplerinden Be öwlan net edilmiştir. Bu hur ,, İüaları var. Taziyet beyan edi-. vakit gelince, kendilerine arzede » Fim. Diye cevap vermiş. Tekrar hıç- kıra, hıçkıra ağlayıp feryat etme- mek için, dudaklarını ısırarak, pen cerenin önüne doğru ilerlemişti. Perestü kadın, derin bir teessür içinde bulunan Murat Efendinin da ha fazla üzülmemesi için Cevher Ağsya işaret etmişti. iki saat sonra, saray memuriyetlerinin en yüksek derecesine vâsıl olacağın- dan emin bulunan Cevher Ağa, üs- tüste birkaç Otemenna ettikten sonra, mağrur bir eda ile geri geri çekilerek çıkıp gitmişti. Cidden çok hassas, ve müşfik bir “kalbe malik olan Perestü kadın, ıstırap ve endişe iğindö Bülünah Ku rat ve Hamit Efendileri! bifdenbi- Te terketmemişti. Murat Efendinin valdesi Şevkefza kadın, daha hâ - lâ kendi odasında saçını, başını yo- larak ağlayıp, feryat ettiği için, oğlunun yanına gelecek halde de. Bildi. Kalbi ayni ateşle yanan Pe- restü kadın da ayni teessür ve 1s- tırap içinde idi, Fakat, bütün me- tanetini toplayarak Murat ve Ha- mit Efendileri oyalamak. hattâ, biraz sonra, Topkapısarayından pa- dişah olarak dönecek olan Abdülâ- zizin avdet alayını göstermemek İ- çin onları sahil tarafından uzak- laştırmayı istemişti, Ss arayburnundaki Yalı köşkü iskelesine, kıymetli halılar, . çuhadan yol keçeleri yayılmış. t1.“Topkapı sarayı erkânı, Abdülâ- zizi burada karşılamışlardı. Artık bütün şaşkınlık ve sersem- liği geçen,. ve her dakika geçtik- Şe, şahsının birdenbire iktisap et- tiği vaziyetten her an artan bir gurur hisseden Abdülâziz, saray erkâninı hafif bir el işareti ile selâmladık- tan sonra, binek taşının önünde du ran sülün gibi beyaz bir Arap atı na binmişti. Bu genç ve gürbüz adam, atın üs- üne pek yakışmıştı. Senelerden- beri, Sultan Mecidin mariz ve ca- zibesiz çehresini gördükçe içlerin- de garip bir eza ve Istihfaf duyan- lar, şimdi Abdülâzizi o oynak A- Tap alı üzerinde al al yanakları, kat kat ensesi, iri siyah gözlerini de- vire devire bakışlarile görünce; — İşte. hazâ, hünkâr... Demişlerdi. Çok tabiidir ki, bu sözler, ancak basit düşüncelerin 4- İadesi idi, Çünkü, gürbüz bir peh- livan vücudü ile hükümdarlık a- rasında, en küçük bir münasebet bile mevcut değildi, bdülâziz, kendisini yayan ta- kip eden hükümet ricalile saray erkânınn önünde, at oynata- rak doğruca Hirkai Saadet daire- sine gitmişti. O, orada, usulen dua ile meşgulken, Sultan Mahmudun tahtı da Akağalar kapısının sâyo- banı altına nakledilmişti. Kubbe altının ve silâh hazinesi. nin önünde, büyük bir kalabalık bi. rikmişti. Bütün gözler, (Bâbusseâ. Yazan: ZİYA ŞAKİR Murat Efendinin Yüreği Fena Halde Oynamıştı de) ye çevrilmiş, böylece dakikalar geçmişti. Nihayet Abdülüziz, kol- larını iki tarafına aça aça, ağır vü cudünü İki tarafa çalkıya çalkıya Arz odasının sağ tarfından, ve ka- pının kubbesi altından geçerek sa- yebanın sol tarafına doğru konmuş olan tahta doğrulmuş. bir besme- le çektikten sonra, ilk defa olarak babasının tahtına oturmuştu. İlk defa olarak, sadrazam Kızrıs. li Mehmet Emin Paşa biat etmişti. Onu, kaptanı derya ve damadı şeh- riyari Mehmet Ali Paşa takip ey- lemişti, O andan itibaren Veliaht Aziz Efendi, Sultan Abdülâziz un- yanını iktisap ediyermişti, Altı yüz senelik tarihin bin bir hâdiselerini sinesinde saklıyan bu. söyebanın altına, şimdi de bü tari- hi hâdise kaydedilmişti. Vakit geç olduğu için, gösterilmiş, biat merasimi istical uzun ÇIRASAN SARAYINDASSYIL BESİNİ MURADIN HAYAT | sürmemişti, (Devamı var) HE ÖĞÜTLER EKONOMİ İC PİYASALAR: Iki gün Içinde 30 Bin Kilo Ege Yapağı Satıldı Sovyetlerin son günlerde kıvırcık ve yerli merinos yapaklarına alâka gösterdikleri ve mühim bir mikdar yapak alacakları haber alınmıştır. Ve rilen yapak siparişleri cinslerine gö- re kilosu 62 - 63 kuruştandır. Ege mıntakasının mubtelif yerlerinde de yapak satışları devam etmektedir Yer li fabrikalarımız için de külliyetli yapak alınmaktadır. Son iki gün İ- çinde Ege mıntakasında 25 - 30 bin| kilo arasında yapak satılmış ve ki- losu cinslerine göre 51 - 54 kuruş a- rasında verilmiştir. Bakla Satışları Hararetli Bakla mıntakalarından gelen haber lere nazaran, bu sene kuru bakla mah sulü çok iyi olduğu gibi piyasalardan talepler başlamış ve satışlar hararet- lenmiştir. İki gün içinde yüz bin kilo kadar kuru bakla kilosu 4,20 kuruş- tan satılmıştır. Sebra Halinde Dünkü Satışlar Bamya kilosu: 30-35 kuruş. Sakiz kabağı: 3-4 kuruş. Yer fasulyası: 8-9 kuruş. Çalı fasulyası:: 9-14 kuruş. Ay şekadın fasulya : 10-12 kuruş. Kır do matesi: 15-18 kuruş. Bakla: 1-1.50 ku ruş. Araka: 6-7 kuruş. Bezelya: 5-6 kuruş. Semizotu: 1-1.50 kuruş. Dol malık biber: 22.35 kuruş. Sivri bi- ber: 35-40 kuruş. Yaprak: 7.9 kuruş. Sarmısak: 3-3.50 kuruş. Enginar adedi: 2-5 kuruş. Patlıcan (Baş) 7-8 kuruş. Patlıcan (Orta); 5-6 kuruş. Patlıcan (ufak boy) : 3-4 ka- ruş. Hıyar: 1-4 kuruş. Marul: 50 san- tim 1 kuruş. Pancar demeti: 2,50 - 3,50 kuruş, Soğan: 1,25-1,50 kuruş. Maydanoz : 50 santim, 75 santim. Dereotu: 50 san tim, 75 santim. Nane: 50 santim, 75 santim. ,Kiraz kilosu; 10-18 kuruş. Can eri- ği: 10-15 kuruş, Çilek yerli: 30-40 ku ruş. Çilek Ereğli: 15-25 kuruş. Kayısı 15-30 kuruş. Vişme: 14-17 kuruş. Dut: 7410 kuruş. Şeftali: 17-30 kuruş. Karpuz: 50-80 kuruş. Limon ecnebi 100 adedi: 300 - 400 kuruş. K DENİZ SUYUNUN TESİRİ Deniz suyu soğuktur. En büyük tesiri de bundan İleri gelir. İnsan soğuk suya girince ilkin üşür ama, ndan reaksiyon gelir, tifade eder. yu kı olduğu için, sıcal de olan bayağı bir sudan daha 97 üşütür. Bundan dolayı reaksiyon mu seal olur. Bu da onun bir iyiliği. ir, Deniz suyu dalgalıdır. Ondan do- layı, deniz banyosu İnsana ayni xa. manda massaj tesiri de yapar. Deniz suyu koyu, tuzlu ve kuy- vetli bir maden suyu demektir, Böy le olmasile de sinirleri sakinleşti. rir ve kuvvetlendirir. Denize girilince, onun vücut ğ- zerinde tesirlerini elbette bilirsi. niz: İlkin insana tlreme gelir, ne- fes daralır, derisi buruşur. Fakat, hunlar brikaç saniye içinde keçer, Titreme gecer, deri ısınır ve kıza. rır, nefes dilzelir, nabız genişler, İptidada, deri üzerindeki damarlar sıkışmış olduğu halde sonra onlar acılır, vficudün içerisinde damar. lara kan hücum etmiş olduğu hal. de onlar daralır, kan tekrar dışa- mya doğru gelir. Deniz bariyosun- dan beklenilen fayda da iste budur. Reaksiyon denilen bu hüdiseden insan rahatlık duyar, Fakat deniz banvosu fazla devam ederse ilk hâdise tekrar gelir. İnsan yeniden titremiye başlar, onun neticesi hiç iyi olmaz. Her halde deniz hanyo- sunda bu ikinci titremenin gelme. sine meydan vermemelisiniz, Denizde fazla durmayıp ta - en doğrusu bir çeyrek, nihayet yarım saat durmaktır - vaktinde çıkılır. sa deniz banyosu vücudinüzde, ba- kınız ne iyilikler yapar: Deniz içindeki reaksiyondan son- ra vücudünüzün sıcaklığı azalır, s8- rinlersiniz ve bu serinlik sonra da birkaç saat sürer. Bundan dolayı yüreğinizin kuvveti artar, nabız yavaşlar. Vücudünüzü daha kuv- vetli duyarsınız. Kanmızdaki kırmızı kürecikler, yüzde 16 derecesinde çoğalır, He- moglobin yüzde 25, bazılarında 40 nisbetinde artar, Bunun için deniz banyoları kansızlara iyi gelir. Denizin soğuk suyu nefesinizi genişletir. Nefes geniş olunca ak- ciğerler daha az hareket ederler, fakat daha iyi dolarlar. Vücudünüzün bütün beslenme iş leri, metahalizması daha kuvvetli olur. 'Ter azalır, idrar azalır. Vü- cudünüzün işlemesine lüzumlu o- lan fosforla kalsiyom daha iyi bir- leşirler. Fakat deniz banyosu ya- ramam, daha sık sık ge- lir ve bazılarında albümin çıkar, Deri daha iyi işler. Onun kanı temizlemek, vücudün zehirlerini çıkarmak için işin ne kadar ehem- miyetli olduğunu bilirsiniz. Deniz banyosu, sinirlerin duygu- sunu, kudretini artırır, A- dalelerin kuvveti deniz banyosun- dan sonra çoğalır. Fakat zaten pek 7 olan sinirler deniz banyosun- sonra yorulurlar. Baş aj ge lir, bazılarının ateşi olur. ve iştahım arttığını, hazmin düzeldiğini de herkes bilir, Fakat denizden istifa- de edemiyeceklerde aksine inkıbaz ahı e me antla ayyen güni üzeltir, olmuyanlar da deniz banyosendin istifade ettiklerini bilirler. Deniz banyosu troit guddesi üze- rine tesir ettiğinden çocukların bü yümesi pek kolaylaşır. Çocuk he- kimlerinden harıları deniz banyo- GÜNLÜK PIYASA Dün plyasamıza tüccar ve zirast bankası nâmına 585 bin kile buğday gelmiştir. Yumuşak buğdaylar 525 kuruştan ve sert buğdaylar 8.10-537.5 kuruş arasinda satılmıştır, * Anadolunun muhtelif mıntakaların dan getirilen 23 bin kilo arpadan bir kısmı kilosu 4,22.4,23 kuruş arasın da, beyaz mısırların kilosu 4.10 ku ruştan satılmıştır. Mersin mintakası yulaflarından el N bin kiloluk bir parti ilocu Mer - teslimi gertile 8.38 kuruştan, Trak yanın kuşyemlerinden on üç bin kile Yuk bir parti kilosu 620-625 kuruş. tan verilmiştir. A Dünkü satışlarda o Karadenizin iç fındıkları 47,3 kuruştan, Anadolu ya pakları 49 kuruştan, beyaz peynirler 30.22-32.08 kuruştan ve kaşer peynir lerinin kilosu 45-55 kuruş arasında satılmıştır. DERE ODADA: Deri Tüccarları lik Toplantıyı Dün Yaptılar Ticaret odasının ihraç maddeleri- mizin her biri hakkında ayrı ayrı tetkikler yapmağa ve bu maddeleri ihraç eden tüccarlarımızla temas - larda bulunmağa karar verdiği için ham deri tüccarları ilk toplantıyı yamışlardır. Deri ihracatının tanzi- mi ve tüccarlar arasında tesanüt ve Ahenk temini suretile her türlü zor- lukların ortadan kaldırılması için ha- zırlanacak esaslar bir Tapor halinde toplanacaktır. Bu raporlar Iktısat Ve kâletine gönderilecektir. Diğer ihra- Jcat tüccarları da odada ayrıca top - lantılar yapacaklardır. Çukulâta Fabrikalarına Bir Teklif Yapıldı Brükselde kurulan çukulata beynel milel ofisi şehrimizdeki çukulata fab- rikalarının da ofise yazılmalarını iş- temiştir. Fabrikatörlerimizin bu tek- Hifi kabul edecekleri anlaşılmaktadır. Çukulata sanaylinin ihracatı tanzim ve ham madde olan kakaonun ücvz ve müsnit şartlarla ithali için ofisin beynelmilel mesai sarfedeceği söy- leniyor. ! İ 16-06-38 İ ÇEKLER Acıl Kapan | Lendra 83 8 | New-Yark 1253018 125.91 | Paris 34925 331 Milâno 65015 66215 | Cenevre 20.105 24925 Amsterdam 69.55 69885 | Berlin 50.64 o 50885 İ Brüksel 21323 214275 Atina 14 1445 i Satya 14375 1545 | İ Prag 4085 4306 | Madrid 5.5225 6955 | Varşova 23615 13765 Budapeşte m2 204 | Bükreş 00019 omıs; | Belgrad 206 3875 | Yokohama 64026 3esas Stokholm 321228 322775 Moskova Me 28785 PARALAR , Aly Saw İ Prank i | Dolar : İ Türet $ i İ Belçika Pr. E İ Drahmi İsviçre Pr, bera l Plorin Kron Çek —— $ 204 Pengo Lay Tm BORSALARDA * Zahire Satışları i Niçin Borsaya ..: Kaydedilmiyor? Ticaret ve zahire borsasında bor- saya dahil maddelere ait satışların günü gününe kaydedilmesi borsa ni- zamnamesi hükümleri icaplarından dır. Bazı tüccarların nizamnameye aykırı olarak (satışlarını vaktinde kaydettirmedikleri hakkındaki bir - çok şikâyetlere rağmen borsa idare- si, bu gibi satışları men için benüz müsbet bir karar vermemiştir. Eski vaziyetin ayni şekilde deva - m; piyasada yeni münakaşalara yol İ açmıştır. Bu münakaşalar dün bor- sanın holüne kadar sirayet etmiştir. Son günlerde piyasamızdan tiftik al mak istiyen büyük bir müesseseye 60 — 65 bin kilo kadar tiftik satıl- dığı halde bu satışlar, gününde bor- saya kaydedilmemiştir. Borsaya sa- tış miktarının ancak bir kısmı yaz « dırılmış ve bu suretle tiftiklere dış memleketlerden alici yokmuş hissi verdirilmiştir. Fiyatların düşürülme si için bundan daha basit bir çare ol- mıyacağı tablidir. Yapılan satışların fiyatları yüksek olduğu için bu fi- yatlar borsaya yazdırıldığı takjlirde bütün tiftik müstahsilleri, küçük tüc carlar piyasayı öğrenecekler ve mal larına haklı olarak fazla fiyat istiye- ceklerdir. Bazı tüccarlar, bu son hâdise üze- rine borsa idaresine müracaat ede - İrek vaziyetten şikâyet etmişler, gün İlik satışlarını borsaya yazdırmıyan- İların cezalandırılmasını istemişler - dir. Halbuki, borsa idare heyeti, öte - denberi devam eden bu yoldaki satış lara karşı daima hareketsiz kalmış- tır. Idare heyetini teşkil eden tüç - carların borsaya ait işlerde evvelâ kendi menfaatlerini düşünmemeleri Jâzımdır.Tüccarların haklarını ezmek müstahsilin bin bir zorluk ve feda- kârlık içinde istihsal eylediği mah - sulünün bir kuruş daha fazlasına sa- tılabilmesi imkânlarını orladan kal- 'dırmak idare meelisinin asli ve fer'i vazifelerine tamamen üykırı olduğu için bü hareket tarzı bir çok itiraz- lara da yol açmıştır. DIŞ TİCARETİMİZ : Italyanlar Koza Almak İstiyorlar Bir Italyan firması memleketimiz den çok miktarda koza almak üzere C. D. Marçlly ismindeki mümessilini şehrimize göndermiştir. Dün sabah Bursaya giden mümessil, piyasadan yapılacak mübayaa hakkında şunla- rı söylemiştir: “Firmamız iki senedenberi "Türk kozaları üzerinde uzun ve mü- him tecrübeler yapmıştır. Bu tecrü- beler çok değerli neticeler vermiş ve bizi pek memnun etmiştir. Bu sene de yapılacak son tecrübeyi biraz ge- nişletmek Ve gelecek sene kati suret- te işe başlamak arzusundayız. Bu sebeple koza cinsleri üzerinde tetkik- ler yapmak ve koza yetiştirenlerle yakından görüşüp tanışmak için mem leketinize geldim, bugün de Bursa- ya gidiyorum. Bu arada gelecek se- ne için bize lâzım olacak çok mik - tarda kozanın alım tarz ve şekilleri üzerinde şimdiden tetkiklerde bulun mak ve mümkün olduğu takdirde bilhassa Bursada bir anlaşma yak - mak İstiyorum. Maksadımız müstah sillerle aramızda o mümkün olduğu kadar az mutavassıt bulundurmak ve bu suretle hem firmamıza ve hem de müstahsillere kazandırmaktır. Bu se ne de biraz koza alacağız. Bu teşeb- büsümüzün koza piyasası üzerinde İyi bir tesir yapacağını ve fiyatları artıracağını ümit ediyorum. —————. --—. yy ———— İ YURTT, İİ Çilek mevsiminde olduğumu. Zu unutma, Ev kadını kavanoz kavanoz reçel ve şişe şişe şurup yaparak kilerini doldurmak için ©v erkeğinin atalarımız gibi çi- İl lek ve şeker getirmesini bekliyor. |