İki sikletin birden şampiyonluğunu kazanan Armstrong Seyircileri Ağlatan Bir Maç Zenci Boksör, İki Yeni Şampiyonluk Kemerini Amerikan boks O meraklılarının "kalbleri pek serttir. Onları hüngür hüngür ağlatacak kadar dehşetli ve katebir maçı «beksetarihi şimdiye Kaşar ke İNSBEEER en mahir sa- “MEMyarı vasittİRiedüriya şampi- yonu meşhur Barney Ross kendin- den iki sınıf hafif” sikletin dünya şampiyonu zenci Armstrong'tan her- kesi ağlatan bir dayak yedi. Bu suretle, zenei boksörlerin pek yakında bütün dünya şampiyonluk- larını beyazlardan alacaklarına dair söylenen söz biraz daha hakikate yaklaşmış oldu. Tüy siklet dünya şampiyonu Iken iki siklet üstün dünya şampiyonlu- ğuna namzetliğini ilân edip kazanan zencinin Nevyorktaki korkunç ma- çını Avrupalı muharrirlerin yazdık- arı şekilde naklediyoruz: Elli yedi kilonun dünya şampi yonu zenci Armstrong yirmi senedir görülmemiş bir şekilde iki sınıf daha ağır şampiyonluğa namzetliğini koy- duğu vakit herkes şaşırmıştı. Çünkü zencinin dövüşmek istediği adam Barney Ross İsmindeki dünyanın en | teknik beyaz boksörü idi. Nevyorkun Mdison Garden mey- danına soğuk ve rütubetli bir gecede toplanan 60,000 seyirci siyah boksö- rün inanılamıyacak müthiş gslebe- sini seyrettiler. Maç iki kere tehir edildi : Son yirmi senede seyredemediği- miz bir şiddet ve süratte tam on beş devre devam eden bu dehşetli maç iki kere yağmur yüzünden tehir olun muştu. Sanki bulutlar bile Ross'in iboksörlük hayatını tüketen dayağı evvelden hissederek beyaz dövüşçü- iye acımışlardı. Nihayet üçüncü defa olarak evvel ki akşamı ilân etmiştiler. Hava 80- ğuk, yağmur bulutları Ringin üs tünde dolaşıyor. Ahali rütubete ve soğuğa rağmen stattan içeri müte- madi doluyor. Maç saati yaklaştığı | vakit meydanda 60,000 den fazla seyirci birikmiş, İki boksör çıkıyorlar : Evvelâ beyaz şampiyon Barney Ross çıkıyor. Sürekli alkışlarla kar- şılarıyor. Zenci Armstrong ringe gi- rerken siyah seyirciler kıyamet ko- parıyorlar. İki rakibin kiloları şöyle ilân olunuyor! —— Dünya yarı vasat siklet şampi- yonu Barney Ross bugünkü tartılı- sında 64 kilo 410 gram geldi! “ağ Kuşandı Dünya tüy siklet oşampiyonu Armstrong bugünkü tartısında 60 kilo 100 grem geldi. Seyirciler arasında - fısıltılar baş- OMAY MAN yahinin dört kilo-farkla göğüs gere- miyeceği söyleniyor. Birinci Devre: Dövüşü açan çan sesiyle beraber| iki hasım ellerini sıkmıya lüzum gör meden hemen yumruklaşmıya başlı yorlar. Müsabaka yirmi senedir gö- rülmemiş.bir sürette devam ediyor. Beyaz boksör bütün meharetiyle dö- vüşüyor. Siyahi biraz mütereddit. Bu devre Ross'un lehine b İkinci Devre: Zenci beyazla yakın dövüşmiye çabalıyor. Fakat Ross mütemadi et- rafında dönerek vuruşuyor. Maama- fih zenci iki defa sokulmıya muvaf- fâk olarak şimşek gibi dört yumru- ğu birden yapıştırıyor. Bu devrede biraz beyaz boksörün lehine. Üçüncü Devre: Zenci kudurmuş gibi saldırıyor. Her ihtiyatı bırakıp bir yumruk mit- ralyözü gibi hasmına darbelerini ya pıştırıyor. Ross büyük meharetine| rağmen bu yıldırım hücumlardan ka çınamıyor. Ağzı, gözü kanamıya baş lıyor. Bu devre siyahinin. Dördüncü Devre: Arınstrong gittikçe artırdığı sür- atle rakibinin yüzünü, kaburgalarını çekiç yumruklarile zedeliyor. Beyaz boksör yorgun görünüyor. Devre ta- mamen siyahinin hâkimiyeti altında bitiyor. Yedinci Devre: Dördüncü devreden itibaren başlı- yan ölüm dayağı daima şiddet ve sür atini artırarak devam ediyor. Her- sallanıyor. Fakat metanetle dayanıyor. Sekizinci Devre: miş hâlâ ayakta tutunuyor. Dokuzuncu Devre: durdurmasını Ross'a pes etmesini teklif ediyor. sör karşısında maçı ölürüm. diye reddediyor. lArkam: Sayfa 8, sütan 6 da) kes Arabın © dehşetteki dövüşü de- yam ettirebildiğine hayrette, Ross fevkalbeşer bir Siyah dövüşçü rakibini istediği gi bi sağlı sollu mabvedecek yumruk- larını işletiyor. Ross'un sağ gözü ka- panmış, yüzü tanınmaz bir hale gel- Halk mezbahaya dönen ringi sey- redemez hale geliyor. Hakeme maçı bağırıyorlar. Hakem Bayaz boksör: Ben dünya şampi» yonuyum. Kendimden hafif bir bok» terkedeceğime GÜREŞ: Serbest Güreş Birincilikleri Dün Başladı Ankara, 4 (A.A) — 1938 senesi Türkiye serbest güreş birincilikleri bügün 19 Mayıs stadyornunda bin - lerce seyirci önünde başladı. Başvekil, Dahiliye, Adliye ve Güm || Tük Vekilleri, mebuslar ve daha bir-|| çok zevat güreşleri takip edenler a- rasında idiler. Güreşlerden evvel 11 grupun şam piyonları bir geçit resmi yaptılar. Federasyon reisi, istiklâl marşından sonra bir nutuk söyledi. başlandı. Bugün güreşçilerin iki turu ikmal edildi. Neticeler yarın sabah saat sekizden nunda alınacaktır. —— Futbol: Galatasarayla Güneş Bugün Karşılaşıyor Mili Küme maçlarının son karşi laşmaları, bugün Taksim Stadında yapılacak, saat 15.15 de Beşiktaş Klübü Fenerbahçe yerine ikame &- dilen altı klüp muhtelitiyle karşıla şacaktır. Bu maçın puvan tasnifinde rolü olmadığı için ehemmiyeti olm yan bir karşılaşma addediliyor. Altı klüp muhtelitiyle karşılaşan Güneş ve Galatasaray Klüpleri puvan üze rinde rolü olmıyan bu maça sırasile B takımlarını çıkarmışlardı. Bugün Beşiktaşın da ayni şekilde hareket edip etmiyeceği sahada belli olacak- tır, Günün en mühim karşılaşması hiç şüpheşiz Güneş — Galatasaray mü- Bu klüpler şimdiye kadar beş defa karşılaşmışlardır. Galatasarayın ga- lebesiyle neticelenen ilk karşılaşma- dan sonra iki defa berabere kalan iki Sarıkırmızı takımın bu sene zarfın- da yaptıkları dördüncü ve beşinel karşılaşmalar Güneşin galebeleri ile nihayetlenmişti. Altıncı defa olarak bugün karşı karşıya göreceğimiz bu iki Sarıkırmızı takıma muvaffaki- yetli bir oyun temenni ederiz. Pera » Şişli Karşılaşıyor Apoye Matini gazetesi tarafından gayrifedere klüpler arasında tertip edilen kupa maçlarına bu sabah sa- at 9,30 da Taksim Stadında devam e- dilecek ve bu takımların en kuvvet- Wilerinden olan Şişli ile Pera karşıla” Şacaktır. Bu maçın galibi önümüzdeki hafta finalde bekliyen Galataspor takımiy- le karşılaşarak kupanın şampiyonu- nu taayyün edecektir. * Fenerbahçe Stadında bugün Fener ive Arnavutköy takımları karşılaşa- caklardır. Yüzme: Yarışlar Geri Kaldı İstanbul Susporları Ajanlığı tara- fından tertip edilen yüzme yarışları- nın birincisi bugün Şeref Stadındaki yüzme havuzunda yapılacaktı. Haber aldığımıza göre, havuzun kenarlarında müsabakalara iştirak edecek sporcular için tertibat yapıl- madığından bu yarışlar tehir edil miştir. Ajanlık tarafından bu yarış- ların hangi tarihlerde yapılacağı iler de gaztelerle ilân edilecektir. Kalğimimiliiği ———— Halkevi Kupası Maçları Eminönü Malkevine bağlı klüpler ara. sındaki takımların bugün yapacakları tut bol maçları fikistürü şudur? Karagümrük stadr vw - Lânga saat 9 da B takımı Yıldız - Lâsga saat 1320 A takımı Altıok - Demirspor saat 15 A takımı Hanoğlu Stadı: Akınspor - Halıcıoğlu saat 14 B takımı Akınspor - Halıcıoğlu saat 16 A takımı Saha komiseri: Fethi Tulpar Rami Stadı: Rami - Alemdar saat 1530 B takımı Rami - Alemdar saat IT A takımı Güreşlere itibaren başlıyacak müsabakalar 50|| Altek » Demirspor sast 1030 B takımı TAN hdi lştersk ik Le İstanbui Radyosu Hakkında Şikâyet İstanbul radyosu abonelerin- den imzası mahfuz bir okuyu » cumuz yazıyor: “Biz radyo meraklıları, “İstan bul radyosundan o memnunur!,, dersek acaba radyo direktörlüğü inanır mı? Bizce İstanbul radyosu, | nelerine yalnız parazitlir! plâğı değiştirmeden iki defa çi | dırtır ve bize ister istemez dinle- İİ tir. Hem de çarşıda yirmi beş | kuruşa satılan bozuk, eski plâk- ları. Bundan başka - demek caizse - biz zavallı aboneler, ayni plâğı her hafta birkaç kere dinlemiye mecburuz. Bütün Avrupa istasyonlarında her gün program değişir, Her | haftanın programlarında bam- başka yenilikler vardır. Askeri bandoya, milli marşlara sık sik yer verilmektedir. Bizim radyo- muzda Allah nazardan saklasın, İ| böyle şeyleri bir defa dinlediği- mizi hatırlamıyoruz. | Yeni Ankara istasyonunun fa İ| aliyete geçmesine üç aylık bir zaman var. Ben ve benim gibi bir çok radyo meraklıları bu üç ayın gelmesini dört gözle bek- liyoruz, | Ve müddeti biten abönelerimi- zi de yenilemek niyetinde deği- | liz. Alâkadarların dikkat naza. rını çekmenizi çok rica ederiz.,, — » «———İ Dr. Şükrü Mehmedin Bir Tekzibi 19 Mayıs Bayramı münasebetiyle neşrettiğmiz bir yazıda Atatürkün İl | ! Anadoluya geçmesinin o zaman İs- tanbulda bulunanlar tarafından nas sıl telâkki edildiğini gösterir fıkra- lar yardı. Bunlardan birinde doktor YARİM ak Sekbov imzasıyle bir mektup aldık. Doktor Şükrü Mehmet, Pantikyanı hiç tanımadığını, kendisine atfedilen sözü hiçbir zaman söylemediğini id- dia ediyor, Sonra diyor ki: “Uluların Ulusu Ulu Önderin A- nadoluya © Mayısta geçeceğinden ve ne yapacağından birçokları gibi ben de haberdar değildim ve olamazdım. Bana atfedilen sözler, benim gibi ÖZÜ SÖZÜ TÜRK OLAN BİR MÜDRİK TÜRKÜN hiçbir vakit batırından o geçemez. Başkalarının hayalinde nesilsa yer bulmuş bir ri- vayetten başka birşey olamaz. BURSADA : 987 Lira Ne Olmuş? Bursa TAN) — Zimmetine 987 li- | ra geçirmekten mazmun ve mevkuf hususi muhasebe köy tahsildarların- dan Nuri Argunun muhakemesine başlanmıştır. Nuri, bu parayi yatırmak Üzere bankaya götürdüğünü, banka kapan- dığından öğleden sonra gelmek üze-| re oradan çıktığını ve parayı yolda | kaybettiğin! iddia etmektedir. . Bern EEE IZMİRDE : Mütehassıs Mühendisler Geliyor İzmir, (TAN) — Fuarın dekorasyon ve mimsri işlerinde çalışacak olan profesör Gatye, Paristen gelmiş ve İ işe başlamıştır. Holandalı Zil, fuarın elektrik ve ziya oyunları plânlarını hazırlamıştır. ökeliler, Çinelileri Yendilei Aydın, (TAN) — Ikinci devre lig maçlarına devam olunmuştur Sü - merspor sahaya gelmediğinden Ka- rapınar hükmen galip sayılmış, Sö - ke — Çine maçını da 2 ye karşı 3 gol le Sökeliler kazanmışlardır. Boksa Heves Uyandı Aydin, (TAN) — Halkevi salonun da açılan ve Iş dairesi müfettişi Müs- tafa Atak tarafından idare edilen boks dersleri çok alâka görmüştür. Kısa bir zamanda bir çok gençler yetişmiştir. Kursta ders alan boksör- ler, bu hafta bir gösteriş müsabaka- sı yapacaklardır. HIKA 5-6-9388 ——- WE YAĞMUR DUASI Yazan: HALİKARI > el Mehmet kıyı köylüsüy- dü. Deniz kenarında on dö- nüm tarlasi vardı. Bu toprak Meh- medin malı değil Mehmet bu toprağın malı idi. Çapanin sapı vardı. Sapın da Mehmedi vardı. Onun gövdesi, tarihi kadim zira- at âletlerinin yüz altmış santimet- re boyunda bir fer'inden ibaret- ti. Yaradılışın eliyle kesilip bi- çilmiş ve yeryüzünün şu on dö- nüm toprağını sürmek için oraya mıhlanmıştı. Bütün cihanda ona göre bu on dönümden gayri ne başka toprak, ne başka su, ne baş- ka orman ne başka insan, ne baş- ka dünya, ne başka düşünce, ne ümit ne de sevgi vardı. Evyeli de Ahırı da on dönüm. tarlaydı. Yal nız iki korkusu vardı. Birisi ku- rak ötekisi de sel, Kurağın ilâcı gökten yağan rahmetti. Rahmet su yu Allahındı. Küpteki suysa ken- disinindi. Rahmet aşırı yağarsa, râhmetlikten çıkar “âfat” olurdu, sel olur tufan olurdu. İşte tam o sene büyük bir ku- Tak oldu. Oyle bir kurak ki cihan tarihinde devir açtı. Çünkü do- gan çocukların bile yaşları, koca kuraktan şu kadar sene evvel veya şu kadar sonra diye hesap edilir. di, Yağmur haftalardanberi yağ- maktan vazgeçmişti. Otlar sıcaktan yorgun düştüler. Soldular, toprak rengi oldular. Elde mevcut saman ve kuru ot tükendi. Sığır sıpanın Suyu tâ uzaklardan sarnıç ve ku- yulardan taşınıyordu. Hava tefes- süh ediyordu. Otede beride her nüsilsa yeşil kalabilmiş çalılar toz toprakla örtüldüler, kuşların ço- ğu yiyeceksizlikten, susuzluktan öldüler. Tavuklar uyuzlaştılar, U- fak ve toparlak gözlerile yerlere yan yan bakına bakina taş gibi katı toprakları pafile yere, yağa- İayıp tirmaliyorlardı, Gökte ne Vardı. Tamtökir kurü bakır bir gökten kizil kizil yanan bir güne- şin ışığı en kurşuni ve karanlık kış gününün kaşvetine taş çıkar- tıyordu. Akdeniz uyuyordu. Çıt bile yoktu. Denizin o halini gören- ler, onu artık hiç uyanmıyacak sa nıyorlardı. Susamış, kurumuş, çat- lamış yeryüzüne bakmaktansa köylüler izbe obalarına kapanı- yorlardı, akat kurak devam ediyor- du. Onun için yağmur du- asına çıkmak âzımdı. Kel Meh- met imamı buldu. Taşları üzeri- ne, suda erimiyecek olan ziftle “Vecealna minelmâen küllüşey'in hay”” yazıldı. Imam başta. Ve çu- valın içine doldurduğu taşları $ır- tında taşiyan Mehmet te arkada yürüyorlar, ardlarından da köylü- ler inekleri, Koyunları, eşekleri beygirleri, süre süre getiriyorlar- dı. Duslar okunuyor. Kuzular me- liyor, beygirler kişniyor, inekler böğürüyorlardı. Böylelikle ance- maatin deniz kenarına varıldı. Yazılı taşlar denize atıldı. O akşam güneş batıya akarken deniz serin serin esti, Ufkun öte- sinden Himalâya dağları gibi lâci- vert bulutlar biribirlerinin üzeri- ne ağır ağır abanmaya başladılar. Bulutların kenarlarını, haritalar- da memleketlerin hudutlarını ayı- ran renkli çizgilere benzeyen bir altın ışık çizgiledi. Gece deniz kenarı fısıldadı. Top rakların üzerine düşen yağmurun patırdısı duyuldu. Hayvanlar, in- sanlar sevinçlerinden yerlerinde oturamaz oldular. Yağmurun altı- na çıkıp ıslanıyorlardı, “rahmet' rahmet!” diye gülüşüp hoplaşıyor- Jardı. Susamış topraklar, otlar su- Jarı açlıkla emiyorlardı. KÇISI NAS BALI . aranan Bir gün, iki gün, bir ay yağdı, büyüyen otlar, yıkıldı, sarardı, sol- du, çürüdü. Dereler seller aktı, taştı. Duvarlar çöktü. Rutubetten insanların koltuk altları az kalsın güherçile bağlıyacaktı. Gü- ne, gündüz" denecek işık yoktu. Sırsıklam ve batak zaman parçala- ri gelip gelip geçiyorlardı. Fakat, yağmur bir kaç saatlik olsun bir fasıla vermiyor hiç dinmiyordu. ahmet! rahmet! diye se vinçle etekleri zil çalan Kel Mehmedin suratı adam akıl- Ni asıldı. İmama gitti “Sen gali- ba yağmur duasını fazla kaçır dın, sana yağ dedisek bizi boğ de- medik a” diye şikâyet etti, Ve yağmurun maküsu olan kurağı ge- Yatindan Sör MB deği ir kat tersine olarak sonundan bâşı- na doğru okunmasını"ve yabut bu olamazsa duanın aksine olarak yine ancemaatin deniz kenarında küfre çıkılmasını, imama teklif et- ti. Fakat yağmur lokomotif değil- di ki tarnistan edilsin. Imam “yağ- mur duracağına bu sefer al sana diye, denizi de tepemize dökerse!” diye itiraz etti. Kel Mehmet eni koru düşünüp taşındıktan sonra, bir bal çaresi buldu. Köyün yüzme ve dalma bi- lenlerini yanıma alarak kıyıya gitti. Onları denize daldırıp, yazi” h. taşları denizden çıkartırdı. E- vine taşıttı. Ocağın karşısına © turarak, taşları kestane kebap ©& dermiş gibi birer birer kuruttu, kızartı. Ertesi günü sabayledin odası nın kapısını açınca fiskesiz, dü- mansız masmavi bir gökle karşı- laştı. Memnun oldu. Hiç inanma” dığı insanları leri, toprakları, suları, ve inandığı imamı da, ku- rağı da, sulağı da Allahı da aldat- mış olduğunu sevinerek ellerini U- #uşturdu. Karısına “Bu sene kırk kile arpa, yirmi eşek yükü de sa- man alacağız. dedi. Belediye Sarayı Yapılıyor Hükümet dairelerinir. Sultanah * mette yeni yapılacak Adliye saray!” nın yanında toplanması Prostun ya? &ği imar plânile kabul edilmişti. Re mi daireler beş yıl sonra tamamü€ | yapılmış ve Sultanahmette hep bir * rada işe açılmış olacaktır. Bunlardan ilk yabılacak Adliye 38” Tayının mümkün olduğu kadar sc€ le başlamp bitirilmesi için tertibat alınmıştır. İkinei olarak belediye rayının yapılması muvafık görül * müştür. Belediye dairelesi şehri” muhtelif yerlerinde köhne binalar F çinde dağınık halde bulunduğunda” belediye sarayının projesi hazırlan ” maktadır. Belediye sarayının yap!” masına 939 mali yıli başında başlan* caktır. a i İY şir 8 SENE BE ŞİMCİ ME LAZ