TAVŞANLIDA : Fazla Yağmurlar Ekinleri Geciktiriyor Tavşanlı, (TAN) — Mütemadiyen yağan' yağmurlar, ilkbahar ekimini geciktirmektedir. Havalar tekrar $0- gumuğtur, Her yerde sobalar yakılı- yor. Mahrukat fiyatları hayli yüksel miştir. Yağmurların devamı dolayısi- le çayın tekrar taşmasından kotkul- maktadır. Tavşanlı (TAN) — Kütahya ş0- s€si üzerinde iki yolcu otomobili çar- Pişmiş, tesadüfen yolculara bir şey olmamıştır. * Tavşarlı, (TAN) — Tayyare pi- yangosunun son çekilen iki yüz bin 1i- ralık ikramiyesinin onda biri, krom madeni mümessili Remzi ile arkadaş- larından Tevfik, Hamdi Babana, Ah- mede ve Eskişehir Mihaliççik krom madeninde sekreter Cemile alt olan bir bilete isabet etmiştir. Mardin Gazi İlkokulunda bir çocuk BERGAMADA : Atatürk Günü Halkevinde .. * Tavşanı, (TAN) — Kütahya Törenle Kutlandı meydanından kalkan bir tayyare sis) Bergama. (TAN), — Atatürkün yüzünden yolunu şaşırarak buraya; buraya gelişlerinin dördüncü yıldö- gelmiş ve benzini kalmadığından is. | Nümü merasimle kutlanmıştır. Öğle- tasyon civarına inmiştir. Bir gece bu-| ye doğru halk ve talebe, spor mey- rada kalmış, ertesi gün Kütahyadan |danında toplanmışlar, halkevi mu- gelen benzini alarak havalanmıştır. İzıkası tarafından istiklâl marşı Çalı. * Tavşanlı (TAN) — 23 Nisan buy-|narak merasime başlanmıştır. Avu- ramında yüz kadar çocuk sünnet et-|kat Halük Ökeren, bugünün chem- tirilecek ve — giydirilecektir. Çocuk |miyetini bildiren bir nutuk söylemiş, balosu ve müsamereler de verilecek. |orta okuldan bir kız talebe de şiir tir. okumuştür. | # Tavşanlı, (TAN) — Posta ve tel-| Geceleyin yine Halük bir hitabede graf memuru Yunus Güneri, Kütah-| bulunmuş, Rıza Dinçer, Atatürk bak ya posta ve telgraf şefliğine, Bursa| kında kendi yazdığı şiirini okumuş- sicil memuru Hüseyin Tuğral da 0-|tur, Bundan sonra halkevi temsil ko- balosu verilmiştir. Yukardaki re- simde, okulun bahçesinde danseden küçük yavruları görüyorsunuz... Em Sam Gi im lll e e ailesi ein SIVASTA: Beş Genç Çocuk Enkaz Altında Can Verdi Sıvas, (TAN) — Yıldizelini- Mum cu köyünde bir evin çökmesile neti- celenen facia tahkikatı bitmiştir. Hâdise fazla yağmur yağması yüzün- den bir toprak kayması ile olmuştur. Salih oğlu Halil ile karisi ve küçük kızı yaralanmak suretile kurtulmuş- lar, fakat çocuklarından beşi enkaz altında kalarak ölmüşlerdir. X Sıvas, (TAN) — Ankara kömür sergisi filmi, bir hafta gösterilmek üzere, şehrimiz halkevine gönderil- miştir. * Sivas, (TAN) — Belediyemizin Malatya yolu üzerinde 36 bin liraya yaptırdığı asri mezbahanın 'kati'ka- bul muamelesi yapılmıştır. Yakında |» Hava Istasyonuna Pist Yapılacak İzmir, (TAN) — Cümaovası sivil hava istasyonunda, 40 bin lira sarfile asfalt bir pist inşası esası kabul edil- miş, tetkikata başlanmıştır. Aymi is- tasyonda kuvvetli bir telsiz istasyo- nu kurulacak ve uçuş halindeki tayyarelerle bu sayede konuşmak mümkün olacaktır. # İzmir, (TAN) — Vali, Kınık na hiyesine giderek elektrik fabrikası- nın temelini atmıştır. Fabrikanın a- İçılma resmi Cümhuriyet bayramın- da yapılacaktır. Bir Muallim, Bir Makine Yaptı İzmir, (TAN) — İsmetpaşa ilk o- kul başöğretmen vekili Faruk Gür- man altı sene devam eden çalışmala- rı neticesinde bir makine vücüde ge- tirmiştir. “meşhur Markoninin İtal- ya sularındaki yatından mevce gön- dererek oAvustralyadaki (o elektrik lâmbalarını yakmasından,, ilham ala- rak işe başladığım öö men, maddi imkânsızlıklar yüzünden mesaisini küçük mikyasta tutmuştur. Vücude getirdiği makinenin yaptığı İş şudur: Makine, 4-5 metre uzakta bulunan ve kendisile irtibatı olmıyan elektrik lambasını istenildiği zaman yakıp söndürmekte, küçük elektrik motö- rünü de istenildiği zaman berekete 'getirmekte ve hareketten alıkoymak- tadır. Bunu temin eden makine ve bir de antendir, yen öğret) 20 - 4 - 938 İstanbul Nafıa Müdürlüğünden : 9. 5. 938 Pazartesi günü saat 15 de İstanbulda Nofla Müdürlüğünde (8120.59) lira keşif bedelli Topkapısarayı müzesi Elektrik tesisatı açık eksiltmeye konulmuştur. Mukavele, eksiltme Bayındırlık işleri genel, hususi ve fenni şarina- meleri proje, keşif hulâsasile buna müteferri diğer evrak dairesinde gö rülecektir. Muvakkat teminat (610) Yiradır. İsteklilerin bu gibi işleri yaptığına dalr İstanbul Nafia Müdürlüğün- den eksiltme tarihinden bir hafta evvel alacağı hususi elektrik müteah- hitlik ve 938 yılı ticaret odası vesikalarile gelmeleri (2227) İstanbul Defterdarlığından Mükellefin adı ve işi Eski adresi Tirikotaj fabrikası sahibi Mahmutpaşa Nuruosmaniye caddesi Süleyman Sudi. No. 80 Yukarıda adı, işi ve eski adresi yazili mükellefin 933 takvim yılı ti- caretine ait kazanç beyannamesinin. müstenidatı bulunan defter ve ve- Saik görülmek üzere kendisi sranmış ve bulunamamış olduğundan tarihi ilândan 15 gün içinde me?kür yıla ait defter ve vesaikin Galatada Hüda- vendigâr hanında hesap mütehassısları bürosuna ibrazi, aksi takdirde beyanname hükümsüz addedilerek kanunen lâzimgelen muamelenin yapılacağı ilânen tebliğ olunur. (2231) İstanbul Nafıa Müdürlüğünden : 2.5.9038 Pazartesi günü saat 15de İstanbulda Nafia Müdürlüğünde (22059,35) lira keşif bedelli İstanbul Umurai Hapishane binasının yıkıl- ması kapalı zar? usuliyle eksiltmeye konulmuştur. Mukavele, Eksiltme Bayındırlık işleri genel hususi ve fenni şartname- leri, proje, keşif hülâsasile buna müteferri diğer evrak dairesinde görüle- cektir. Muvakkat teminat (1722) liradır. İsteklilerin teklif mektupları ve en az (15000) liralık bu işe benzer iş yaptığına dair Nafia Vekâletinden alınmış ehliyet ve 938 yılına alt Tica- ret vesikalarını havi kapalı zarfları 2.8938 günü saat 14 de kadar Nafia Müdürlüğüne vermeleri lâzımdır. (1914) Jandarma Genel Ko. Ankara Satınalma Komisyonundan : 1 — Bir Takımına 63 lira fiat tahmin edilen örnek ve vasıflara uy- gun komple (400) eğer takımı kapalı zarf usuliyle 2—5—1938 Pazartesi günü saat (10) da satın alınacaktır. 2 — Sari mukavele ile satın alınacak bu eğer takımları şartnamesi (126) kuruş karşılığında komisyonumuzdan alınabilir. 3 — Eksiltmesine girmek isteyenlerin (1890) liralık teminat makbuz veya Banka mektubunu muhteyi teklif mektubunu belli gün saat doku- za kadar Komisyonumuza vermiş olmaları, (1044) (2057) Konya Icra Hâkimliğinden: Kon- yada Asaf eczahanesi sahibi Asaf Haydar oğlunun alacaklıları ile kon- İstanbul Uçüncü Icra Memurlu- undan: Bir borçtan dolayı mahcuz nun yerine tayin edilmişlerdir. DÜZCEDE : lu bir piyes oynamıştır. Düzcede köy kalkınması iyi neticeler veriyor. Köy kâtipleri bir ör- nek elbise giymişlerdir. Resimde Düzce köy kâtiplerini Baykalin beraber görüyorsunuz. kaymakam İ, İple Boğdu açılma merasimi icra olunacaktır. Şüphe Ettiği Karısını Safranboluda İşteh El Çektirme Safranbolu, (TAN) — Tapu me- muru Hüseyin Toşçuya işten el çek- tirilmiştir. DÜZCEDE #3 Sıvas, (TAN) — Yıldızeline bağlı Çoşur köyünde feci bir hâdise ol) muştur. 25 yaşlarında Ömer oğlu! Mehmet, karısı Makbülenin kendi kendisini boğduğunu iddia ederek hü kümete başvurmuştur. Yapılan tah- kikat sonunda, Mehmedin bir şüphe üzerine karısını boğduğu anlaşılmış ve Mehmet yakalanmıştır. Halkevinde Köylüler lenmiş ve çalınmıştır. Gecesi Baytar Orhan, köylülere, hayvan Sivas, (TAN) —- Halkevi, bir köylü | hastalıkları hakkında izahat vermiş- gecesi tertip etmiştir, . O gece ci-|tir. Maarif müdürü de “Karagöz,, ün var köylerden gelen yurttaşlar, ak-| tarihi mahiyeti hakkında malümat şam yemeğini vali, halkevi reisi, be-| vermiştir. Temsil kolu başkanı Hâ- lediye reisi, maarif müdürü ve halke-| zım Kirlı, Karagözün evlenmesi un- vi mensuplarile beraber yemişlerdir. | vanile hazırladığı oyunu perdede oy- Bundan sonra milli halk şarkıları söy'natmış ve çok beğenilmiştir. Köy Çalışmaları Düzce, (TAN) — Her hafta kayma- kam tarafından köy kâtiplerine kon- feranslar verilmekte, köylerde kal- kınmanın süratleştirilmesine çalışıl- maktadır. Köy kâtiplerine bir örnek elbise'de yaptırılmıştır. — “ ——— 'kurdato yapmak üzere vukubulan müracaat ve teklifinin kabulüne 12. 4938 tarihinden muteber olmak ü- zere kendisine iki üy mehil itatına ve konkurdato muamelesinin ifası için avukat Alli Haydar Eralpın ko- miser tavinine Konya icra hâkimli- dince 74.938 tarihinde.karar veril- miş olmakla mumaileyh Asaf Hay- dar oğlunda alacağı olanların İstan- bulda Tan gazetesi ile yapılacak ilân tarihinden muteber olmak üzere 20 gün içinde Konyada Başarılı çarşı- sında yazıhanesinde mukim komise- ri mumaileyh Ali Haydar Eralpa müracaatle slacaklarını defteri mah- susuna kayt ve vesaiklerini ibraz ve Jita eylemeleri ve müddeti zarfında müracaatlarına ve konkurdato mü- zakeresine iştirak edebileceklerine dair vesikalarını almaları ve mez- kür müddetin hitamından sonra vu- kubulacak müracaat sahibinin kon- kurdato müzakeresine kabul edile- miyecekleri ve teklif edilen konkur- datonun müzakeresi için de 25 Mayis 1938 tarihine müsadif Çarşanba gü- ve paraya çevrilmesine karar veri- len bir gardrop iki komodin ve bir adet Şifoniye ve bir adet tuvalet ve yemek odası takımı ve saire 22.4.938 tarihine müsadif Cuma günü saat 9 da Beyoğlu Asmalı Mesçit Minare sokağında 20. No. lu apartıman önlm- de açık arttırma suretile satılacağın- dan talip olanların yevmi mezkür- da mahallinde hazır bulunacak me- muruna müracaatları ilân olunur. nü saat 10 da komiseri mumamiley- hin yazıhanesinde alacaklı toplanma- sı yapılarak konkurdato müzakeresi yapılacağı ve toplanmıya tekaddüm eden 10 gün içinde alacaklıların ko- miserliğe müracaatla bilcümle vesa- iki tetkik edebilecekleri ve konkur- dato teklifinin alacaklılar tarafından kabul ve imzasından sonra 10 gün içinde vukubulacak iltihaklarında kabul olunacağı Konyada Ekckon ve Istanbulda Tan gâzetelerile ilân olu- nur, Konkurdato Komiseri Haydar Eralp tuğlayı günde beş defa yıkardı; hayatının faclası o- ğacak yalnız ondört tuğlam olmasaydı Bu muhteşem sefaleti gördüğümüz zaman Ümitsiz bir isyan boğazumızda irkildi, bu sefalet bi- 2e asırların feragatini terennüm ediyordu. Ölünün ihtiyar anası, babası tabutun iki yanına oturmuşlar, sessiz bir keder içinde bekliyorlardı. Anası, ikide bir kar gibi beyaz bir mendili gözlerine götürüyor- du. Sessiz sessiz ağlıyordu. Tıpkı evlendiği gün, çocuğunun ilk vaftizinde, öteki oğlunun düğününde (şimdi burada karısile beraber duran) ve oğullarının harbe gittikleri gün ağladığı gibi için için ağlıyor. du. Şimdi, artık hiçbir şeyin faydası olmadığını an- layınca, gözyaşlarını da tuttu. Bizim milislerden dördü tabutu sokağa çıkardılar. Akrab: nı takip ettiler, ve kapının önünde dur- dular. Bütün köylüler başlarını açtılar. Otuz kişiden ibaret olan mahalli köy taburundan dört kişi geldi. Dördünün de beyaz gömleklerine, resmi jaketlerine rağmen silâhları omuzlarında idi. Merasim ala- yının dizilmesini beklediler. Ne kaba, ne de aktör- vari idiler, Dışarı dökemedikleri kelimelerinde, jest- lerinde sakin bir huzursuzluk vardı. Tabutun üstün- deki örtüyü açtılar, cesedin üstünü çiçeklerle örttü. ler. Alay gürültüsüz, sakin ve sade yürüyüşle ilerle di. Tabutu taşıyanlar, gururla kahramanlarını baş- larının üzerine kaldırıyor, omuzlarındaki ayni asil tabiilikle, tıpkı öraklarını taşır gi taşi Yorlerdı. Tabutun diğer tarafında üç pişdar, önleri- »& kirmizi önlükler takmış, ellerinde çiçekler taşı- yarak haşmetle yürüyorlardı. Bu hepimizi teshir eden bir güzellikti. , Ölüyü, kırk milisin söylediği cenaze marşı arasın- da toprağa indirdiler. Talim edilmemiş sesler, cesur bir mısra gibi âhenkleniyorlardı. Defin merasimi bit tikten sonra mezarlıktaki rehberler havaya silâh at- tılar. Silâh sesleri dağlara aksetti ve bizim kalple- Döşemeler lekesizdi. İhtiyar kadın yerdeki her rimizdeki isyanları bir aksi sada gibi bize getirdi. Belediye Reisi, bana — Bu, kasabada ilk defa yapılan papazsız defin me rasimidir. dedi. Bunu bir yaylım eteş takip etti, Köylüler bunu kendi teşebbüslerile arkadaşlarına bir hürmet bor- Cu olarak yaptılar. Köylülerin hayatında “yeni bir safha açıldığını gördüm. Asırlardanberi köylüler, ölümün ulvi mânasına karşı, hurafeli kanaatlerle doldurulmuşlardı. Bütün şehirden gelenler, hudut- suz bir iktidar ve kültürün bu mümessilleri, onlara da ima ölümün sırlarından bahsetmişlerdi. İlk defa ö- lüm, ikinci plâna atılmış, bu defa şehirden gelen biz- Ter, onlara ölümün tabii ve basit birşey olduğunu ve hayatın yaratıcı neşesini öğretmiştik. Mezarlıktan boş tarlalara açılan yaylım ateş, düş- man bataryalarının kulağına gitmiş, Fablada'nın te- pelerindeki topları bizi görmeden ve hiç bir maksat gözetmeksizin üzerimize yağmur halinde kurşun yağ dırmışlı. Mermilerden biri bir çiftlikte patladı ve iki kişiyi öldürdü. Ötekiler kilise ile mezarlığın arasina düştüler, fakat merasim bittiği için hepimiz saklar- dık, ve yaralanmadık. Bu, köylülerin bayatında on- ları sarsacak bir hâdise değildi, zaten üç gündenbe- ri toplardan uyuyamamış, bunalmışlardı. Bu köyün (ki cepheden beş mil uzaktadır) basit hayatının sabahında ölü köylü, akrabalarının yeni jaketleri arasında, evlerin pencerelerine dizilen sak sıların içinde, güneşin ve yağmurun altında kırmızı ları solmuş ebegümeci çiçeklerinin önünden bir kah raman gibi geçmişti. Bazı arkadaşlardan çelik bölüğün henüz Guadar- ramaya gelmediğini öğrendim. Ayni gün öğleden sonra Madridde kamyon levazım dairesine gittim. Çok acele gelmiştim. Merak ve tecessüs içinde idim. Merkezde ösiler mağlüp edildiği için büyük değişik- , Mikler olması lâzımdı. Silâhlarımı Calladoya birak- mıştım, buradan sonra doğru La Libertad gazetesinin başmuharrirlik bürosuna gittim. Burada, sabahin dördüne kadar ve San Rafaelden çıkıncaya kadar ora da gördüklerimi, ve buraya gelinceye kadar olan hA diseleri yazdım. Başmuharrirlik bürosunda nikbin- likten başka birşey görmedim, Cümhuriyetçi İspan- yanın galip geleceğine büyük bir emniyetleri vardı. Bununla beraber, o gece işlerin gidişini tamami- le kavrayamadım, ertesi gün öğlede Guadarramaya döndüm. Bir iki saat içinde Proleter fırkalarının, müş terek cephe disiplinine sâdık kaldıklarını öğrendim. Müşterek cephe hükümeti eskisinden daha kuvvetle hükümran oluyordu... Bilhassa Madridde işçilerin döktüğü kan, burada- ki hükümetin üzerinde büyük bir tesir yapmış, bunu dahili mücadelenin yeni bir safhası olarak kabul et- mişti. Bunun çok büyük bir ehemmiyeti vardı. Müş- terek cephe hükümetinin içinde hareket ve icraat birliğinin mutlak olduğunu gösteriyordu. Bu bana nikbinlik verdi. Çünkü Proleter fırkalarının hükü- mete muhalefeti halinde, silâhla iktidarı ellerine al- mak teşebbüsü karşısında bir harbin başlaması mü- hakkaktı, ve ben bundan korkuyordum. Böyle bir en dişeye mahal kalmamıştı. Bundan başka şehrin za- hiri görünüşü normaldi, merkezde zafer âmilleri git- tikçe tarsin ediliyordu. Hissi bir hâdise buna şahsi tecrübelerimi arttırmak fırsatını verdi ki, bu da Mad ridin vaziyeti hakkındaki gelişi güzel yaptığım mu- hakemeleri tamamladı. La: Libertad gazetesinden çıktığım zaman, saba- hın saat dördüydü, Ne yeraltı trenleri, ne de tram- vaylar işliyordu. Otomobil bulmak imkânı da yoktu. Evim, şehrin öteki tarafında olduğu için yürüyerek gidemezdim” Sokakta durduğunu gördüğüm bir oto- mobilin yanina gittim. Bunun üzerinde C, N, 'T. işareti vardı ve arabanın iki tarsfında milisler bekliyordu. — Siz C. N. 'T. ye mi mensupsunuz? dedim. Mensup olduklarını, ve burada muvazzaf olarak beklediklerini söylediler. Şehirde, benim evimin de dahil olduğu mıntakayı beklediklerini söyledikleri za man, beni otomobille eve götürmelerini rica ettim. Kendilerine kim olduğumu söyledim. Yanımda hü- viyet cüzdanım yoktu. Yalnız fotoğrafsız bir Socorro Rojo kâğıdım vardı. Böyle bir harp esnasında herke- sin arkadaşlık ve sadakat hisleri kuvvetli olduğu ve herkes biribirine daha kolaylıkla itimat ettiği için Guadarrama'dan gelirken böyle bir kâğıt istemeği de düşünmemiştim. İçlerinden üç anarşist “Sender” i gayet iyi tanıdıklarını, benim onun ismini çalarak do laştığımı söyledikleri zaman şaşırdım. Bu komik bir hâdiseydi. Protesto ettim. Fakat işi ciddiye almadım. Anarşistler yalnız beni evime götürmemekle kalma dılar, beni mahalli komitelerine götürmekte ısrar et- tiler. Sabahın saat dördüydü. Bir iki sast yatıp uyu- mak için sabırsızlanıyordum, fakat iş karıştı Gecemi kaybedeceğimi anlayınca, işi ciddiye aldım. Bu iman- İı anarşistlerin Üzerinde tesir'yapmanın basitliğini (Devami var)