süz Mikeri; kaymaktı © R Buz Melâikesi Dönmek İstiyor Artistik patinajda dünya şampiyonluğunu kazandıktan sonra profesyonel olan İsim ve şimdiki perişan halden kurtarılan, İa Heni Amerikada bulunuyor, Amerikalılar “Ruz Delâikesi,, Hikabı verilen İs- N 1 şehir gehir dolaştırarak buz üstündeki hünerlerini gösteriyorlurdı. Seyirci - ler Sonja Heni'ye meftun olmuşlardı. Yüksek iş adamları olan Amerikalılar buz Me- bir de sinema perdesinde'tecrübe etmek istediler. Bu tecrübe büz üstünde duha fazla rağbetle karşılandı. Pakat, şimdi İsveçli kızın kunturat müd- deti bitmiştir. Mer ne puhasına olursa olsun kunturatını ecdit etmek iztemiyen Buz Melâikesi, vatanına dönmek kararındadır. Sonjanın Amerikayı bırakmaması için Kendisine yeni yeni teklifler yapılmıştır. Bunlar arasında bir de izdivâç teklifi vardır. Şimdi, Buz Melkikesinin vereceği ka- rar spor ve sinema makadilinde merekla bekleniyor Gazeteler, Avrupa şampiyonasına girmek üzere on güne akdar Eston- yaya hareketi mukarrer olan Milli güreş takımımıza Mersinli Ahmedin de gireceğini ve yakında idmanlara başlamak üzere Ankaraya geleceğini haber veriyorlar. Mersinli Ahmet, bir seneden faz- la bir zamandır güreş yapmıyordu. Profesyonelliği hakkındaki sözlerin dedikodudan ibaret olduğunu tahmin ettiğimiz için bu bahse temas edecek değiliz. Ancak, Mersinli Ahmet, bu- gün doksan kilodan fazla çekmekte- © dir. Şimdiki vaziyetteki sıkleti ağır cüssedir. Bizim ağır sıkletimiz Çoban Meh- mettir. Şüphesiz ki Goban varken Mersinli Ahmedin ağır sıklette güreş mesi mevzuubahsolmadığı gibi, Ço- 'ban, olmasa da Mersinli bir ağır sık- let pehlivanı olacak vücutte değildir. Yarı ağırda Mustafa varken Mer- sinlinin seksen yedi kiloya girmesi- ne de imkân yoktur Şu halde kala kala 79 kilo kalıyor. Gerçi bizim Mil Mi güreş takimının 79 kilo pehlivan olan (Adnan) ın sakat olduğu söy- lendiği için Ahmedin bu siklete gir- mesi hatıra gelebilir. Lâkin bu teşeb- © « büs çok geç kalmıştır. Bir kere, Ah- met idmanlı değildir. Avrupa şampi- yonasına girerken bir haftalık bir © İdmanın kâfi gelmiyeceğini söylemi- “ye hacet yoktur. Ahmedin idmanlı olduğunu kabul etsek bile, sıkletini, on gün içinde 90 dan 79 kiloya indir- mesine maddeten imkân yoktur. E- #er herhangi bir mülâhaza ile Ahme din 14 kilo birden zayıflatılmasına teşebbüs edilirse sıhhati - tehlikeye girmese bile - ki pek muhtemeldir - muhakkak kuvvetten düşer, ve pa- çavraya döner. Güreşçi #ikletinin ne güçlükle düşürüldüğünü bilenler bu mülühazamızda bizimle beraber ola- cağında şüphe yoktur. Şu halde Mersinli mhmedin Av- Tupa şampiyonluğuna hangi sıklette türeseceğini kestiremiyoruz. Şampiyona Hazırlığı © Mersinli Ahmet Hangi Tatagoride Güreşecek IFutbol; o Istanbul Muhteliti F. Viennalle Karşılaşıyor Futbol Federasyonu tarafından Ankara, Izmir ve Istanbulda karşı- laşmular yapmak üzere Viyanımın İ kuvvetli klüplerinden First Vlenna- rın Türkiyeye davet edildiğini evvel- ce bildirmiştik. Malüm olmıyan bir sebep yüzün- den İzmir müsabakalarından vazge- ve Ankarada karşılaşmalar yapacağı anlaşılmıştı. Son dakikada öğrendiğimize gö- re, Viyana takımının Ankara ve İs- tanbulda yapacağı maçların tarikle- ri tesbit edilmiştir. Viyana takımı 15 nisanda şehri- mize gelecek ve ilk maçını 16 nisan cumartesi günü Taksim stadında Is- ket edecek ve 17 nisan pazar günü Ankarada Ankara muhtelitile ikinet karşılaşmasını yapacaktır. Viyana takımının Türkiyede baş- ka maç yapıp yapmıyacağı henüz kat'i olarak takarrur etmiş değildir. Hakkı ve Şerefin Cezaları Bükreş muhtelitine karşı çıkarı- len Istanbul muhtelitine - çağırıldık- Jarı halde mazeret göstermeden gel- İmedikleri için Istanbul disiplin di- vanı tarafından Beşiktaşlı Hakkıya bir ay, Şeref'e de üç ay ceza veril- diği malümdur. Türk Spor Kurumu Futbol Fede- Tasyonuna tasdik için giden bu ce- zalar, Federasyonun yerinde bir ka- rarile geriye bırakılmıştır. Haber aldığımıza göre, Milli Kü- me maçlari esnasında bu cezaları tatbik etmenin Beşiktaş klübünün avantajına mani olacağı düşünülmüş ve tatbiki Mili Küme maçlarından sonraya kalmıştır. Güneş ve Beşiktaş Maçının Hakemi Bu pazar günü Şeref stadında yapılacak olan Güneş ve Beşiktaş Vatanıma "erme Sm ee çildiği ve bü takımın yalnız İstanbul | tanbul muhtelitile yapacaktır. Maçı| müteakip © akşam Ankaraya hare | Vatandaşla süiet iii Yozgatlılar Tren İstiyor i " Yozgattan bir okuyucumuz yâzi- lardır. Şehrin imarı hususunda çok uğraşıyorlar. Halkın kültür seviyesi, memleketin iktisadi durumu gittikçe yükseliyor. Yalnız Yozgatlıların ken- di refahlarını dahu üstün bir seviye. ye çıkarazak, ve ayni zamanda bü- tün memlekete faydalı olacak bir te? mennide bulunuyorlar, Bu temenni şudur: Yerköy istasyonunu Sarısın tren- lerine bağlamak üzere Yozgattan ge- çecek bir hat İnşası, Bu takdirde, Yozgadın kısa bir za manda pek ziyade inkişaf edeceğine şüphe yoktur. İnşa edilecek böyle bir hat Yozgadın iklısadi durumu ü- zerinde çok müessir olacaktır. Bu noktanın alâkadarların dikkat gözüne koyulmasını rica ediyoruz.., OKUYUCU | Mektupları li) | Bu cami Sianın mı? Üsküdurli okuyucularımızdan Bay Hilmi şunları yaz “Üsküdarda Şersipaşa le Üsküdar iske- lesi arasında Mimar Sinanın eseri olduğu idin olunan minaresinin kurşunları dökül- müş bir cami haratesi Yar, sığındığı bu yere biz Üsküd tan ulanıyor ve diyoruz ki yet dendiği gibi tarihi bir eserse tamir edil Hayvanların değilse, yıktırılsın.., Keza Salacık iskelesin deki metrâk mescit te balıkçıların dükkân; olarak kullanılıyor. Bir mabedin bu haline etme kabil değil. Nazarıdi cel - betmenizi rica ederim Cankurtaran otomobili muraççı sokakta kumaşçı Sura Keleci im #esile #u mektubu aldık; “Köprü ile Şişhanekarekolu sensındaki yoldan gelip geçenler hemen hez akşam sa- st 6 da cankurtaran otomobilinin olanca süretile Ve canhiraş düdüğünü çalsrak geç tiğini görürler ve acaba gene bir kaza mı oldu, diye üzülürle: karan olun va baz demin İar'da nekadar tab bulümsun bir şehirde büyle bir-otnmobilin her geçişi vatandaşlara bir üzüntü ve acı duymak hls- sini aşılar. Bü kadar süratli gitmesile deha #Mütedil bir yolda veka yerine yetişmesi nda birkaç dakikalık bir gecikme mev yubahs olabileceği tabii #ken, bizzât kendi. sinin bir kaza yapması muhtemel olan bu etomebitin böyle hemen her ükşam ayni sa atte nereye, hangi kaza yerine gittiği haklı olarak merak uyandırıyor İşitildiğine göre, bu otomobil böyle her akşam vapura belediye doktorunu yetiştiri yormuş! , Bunun doğru olucağını Ürt et- Klüpler: Pera Takımının Atina Seyahati Kaldı Gayrifedere klüplerin en kuvvet- İilerinden olan ve Beyoğlu muhiti- nin ismini alan Pera k ya: tatilinden isti mıntakasına müracaat etmiş ve Ati- nada iki maç yapmak üzere mutabık kalmıştı. Son dakikada haber aldığımıza göre, bu klübün Yunanistana gelme- sini muvafık bulmıyan Yunan Hari- ciyesi git olduğu makamlara yolla- dığı bir mektupla Pera klübünün A- tina maçlarına izin vermediğini bil dirmiştir, Denizcilik Beşiktaş Klübi Denizciliğe Başlıyor Beşiktaş Jimnastik Klübü Beş- kanlığından: Klübümüzün Denizcilik kısmı bu Afifenin AUAEAAUEAN ERENER» B eyrutun sıcağından kurtul mak üzere Brimmâne'ye gi diyorduk. İki arkadaştık. Otelin biraz ötesinde otomobil- den indik. Çamların arasında ya- vaş yavaş yürümiye başladık. Ar- kadaşım bir aralık durdu, yüzü sa rardı. Ve ağzındaki sigarayı asa- biyetle iterek ayağı ile ezdi. Ben onun bu ani değişikliğine maki lıkla bakarken: — Bana bir sigara ver! dedi, Baktı. Sonra onu içemedi kivı- rip yere fırlattı. — Şuraya oturalım bi — Oluralım, Bir süfü süaller sormiya başla- dım. Durdu. Gözleri dolmuştu — Kusurumu bağışla kardeşim dedi. Buraya gelince kendimi tuta- mıyorum. Eğlenmek üzere geldik amma. Sesi boğazında 'kımılıyordu. — Şuracıkta kız kardeşim yatar. Bir sigara ver bana, otelden bir paket alır borcumu öderim. Sustu: Bir iki nefes çektikten sonra: — Sana anltayım, dedi. 1917 se- nesinin sonlariydi. Rızk kapıları kapanmıştı ve sefalet, ölüm gir- dapları açılmıştı. Yüzlerce kişi so kaklarda (açlıktan ölüyordu. Ba- bam karısını ve çocuklarını seven bir adamdı, Allah rahmet eylesin Açlığımızı gidermek için bütün gayretini harcıyordu. Sırtına, ba- kır tencereler, basmalar vurur ve köy köy dolaşırdı.” Sirtindeki eş- yayı ârpa ile, darı ile “ buğdayla değiştirirdi. Kaç defa boraların, ti- pilerin arasında kaybolacaktı, Bir kaç kere de eşkiyalar yolunu kes- tiler, zf. ir gün babam annemin yanı- na oturarak: — Meryem! dedi, eşkıyalardan nefes almanın imkânı yok, dedi. Korkuyorum; kendim için değil sizin için. Eğer beni öldürürlerse, size kim bakacak. Brimmâne'de bir doktor bir yatı mektebi yaptır- mak istiyormuş. Amele olarak ora ya gider çalışırım. Çocukları da oraya yerleştiririz. Babam ayni zamanda iyi bir ya pı ustasıydı. Bir merkep yükü eş- yalarımızı alıp buraya geldik. O vâkitler ben on yaşında idim. Ben den küçük bir erkek bir kız kar- deşim vardı. Taliimiz yâver gitti ve bir ay sonrâ bina bitti. Burası iki kısımdan ibaretti, Biri erkek- lere biri de kızlara aitti, Bir gün erkek kardeşimle beni zükür kısmına, kız kardeşim Afife- yi de kızlar kısmına götürdüler. Kardeşimle benim yattığım yer biribirine uzaktı. İlk gece uyuya madım. Annemin dizinden ayrıl- mak bize çok güç gelmişti. Neyse.. Dört hafta içinde bu yeni hayata alışmıştık. Fakat karnımız doymüyordu. Küçük bir parça ekmekle azicik peynirden. ibaret olan yemek bizi doyuramıyordu.. Yemeğimiz her- gün ayni şekildeydi. Çocukların çoğu açlıktan ağlıyor, çırpınıyor- du. Aramızda, yaramazlığından ve haşariliğinden dolayı "ifrit, diye çağırdığımız bir çocuk vardı. Bir gün ansızın kayboluverdi. Gece de görünmedi, ây içinde fasliyete geçeceğinden yüz me, su sporu, kürek ve yelken spor- larına heveslilerin tanzim edilecek proğram dairesinde derslere devam edebilmesi için şimdiden klübe mü- racaatla isimlerini kaydetirmeleri ri- ca olunur. —— ——— —— dün, mıntaka merkezinde toplanmış- lardır. Murahhaslar bu maçı Adnan A- karşılaşmasının hakemini tayin et- İmek üzere iki klübün murahhasları, kın'ın idare etmesini karârlaştırmış- lardır. Bir gün sonra bahçede ovnar- ken ona rastladım. — Neredeydin ifrit? — Sus.. Köye kaçtım. Diyerek elini koynuna soktu. Ve bir baz- dırma ile bir avuç kuru incir u- Zatı. — Bunları al yet! O gün Perşembeydi. Kızkardeşi mi ziyaret edecektim. İncirden ve ekmekten birer parça sakladım. Ogün Afifeyi bir kayanın üs- AIKA YE Arapçadan in; Faik BERCMEN Mezarı TE tünde büzülmüş buldum. Rengi sapsarıydı. Beni görünce gözleri dolu dolu oldu. Boğuk bir sesle: — Karnım aç ağabey! dedi. Yüreğim öyle ( burkuldu ki- Ekmekle inciri uzattım. Ertesi hafi ta hastalandım ve ancak bir ay son! ra Afifeyi görebildim. Büsbütün erimişti. — Burada herkes benimle eğle” niyor ağabey! diye bana sokuldu. Karnım aç.. Annemden babam dan uzağım. Bu halle ben nasıl güler oynarım. Bir hafta sonra yemek tamamisi le azalmıştı. Çocuklar arasında müthiş bir âçlık hüküm sürmiye başladı. tadan zaman geçti, Mektepten bizi çıkardılar. Sadece Afife kalmıştı. Birçok ço” cuklar açlıktan ve hastalıktan öl“ düler, Bu havadisi annem işitince babama: — Afifeyi buraya getirelim! dik ye sızlandı. Orada ölecek. Biz ne yiyorsak o da onu yer. Babam -—Allah' rahmet eyle — Onun orada kalması her kendi «em de bizim için daha hi yırlıdır. diye cevap verdi. — Zaten sen onu küçüktenberi sevmezsin! Kabahati sıska ve z€ yıf olması değil mi? O sabah erkenden kalktım. Ve dışarı çıkmak istedim. Fakat dı$ kapıyı açamadım. Arkadan itiliyor du sanki. Kardeşimi sağırdım. Be” karteri yarama. bam kuvvetimi anlamak iter gi bi: — Ayağinla vur aç! dedi. Az geri çekildim ve kapıya müt hiş bir tekme savurdum. Kapı açi" lınca yere birşey sürünür gibi ok du. Yırtılmış bir entarinin içindö kemikleşmiş bir vücut vardı.. Yer” de kana bulanmış saçlar görünü” yordu, Titredim. Korktum. Baba” mı çağırdık. Cesedi döndürdü. © zaman. Ö zaman hepimiz birdefi inledik.. Yerde yatan Afifeydi. Anam saçını başını yoldu. Kof” nundan kuru bir ekmek çıkarıf Afifenin ağzına uzattı: — Ye kızım ye yavrum bilyiyof #un, ki açsın! Artık geçmişti. Kardeşimin ölümünü doğuraf asıl sebebi bulamıyordum: Açlık” tanmı hastalıktan mı, soğukta mi yoksa kapının açılmasiyle Bö” sıl olan sukuttan mı ölmüştü? BW Tasını kestiremiyordum. prison tahta nr Babasi hepsini toplayıp hakir ve f#” kir bir tabut yaptı. Tabutu sırtı vurup mezarlığa yollandı. Yani” da yalnız ben vardım. Bey: büyük kazma İle Afifenin mezi ni kendim açtım. Arkadaşım eliyle bir işaret sar tı. Köy mezarlığının kenarındı Ka bir mezarı gösterdi: - İşte Afifenin mezarı! dedi. Ertesi gün Afifenin arkadasi”! | rından bir kızı gördüm. Yani! koşarak: — Afife evvelki gece pericereğii kaçmıştı. Ona de, ki buraya bi ha dönmesin. Çünkü biyere ya muallime çok sert ve aktı Hi. Sonra onu öldüresiye dövef- 7 kın dönmesin e mi? Dönmesin... a Evet. Zavalı kardeşim Al oraya bir daha dönememiyti..