Ez 20.10-937 IT AN Gündelik Gazete —— BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN 'TAN'ın hedefi: Haberde, fi kirde, her şeyde temiz, dü rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. e GÜNUN MESELELERİ Stoyadinoviç'in Seyahati Yugoslavya Başbakanı Stoyadino- viç Avrupa politikasının çok nazik bir safhaya girdiği şu günlerde, Paris ve Londraya uğrıyarak Fransız ve İngi- liz devlet adamlarile ehemmiyetli te- maslar yapmıştır. Pariste, Franaz— Yugoslav dosttuk paktı tazelenmiştir. Londrada ise, Başbakan, Eden, Chamberlaln ve bizsat kral tarafın dan kabul edilmiştir. Stoyadinoviçin bu seyahatini, bir yılın başlangıcın- da, Polonyanın en mafiz şahsiyetle- rinden ve Mareşal Pilsudsky'nin hale. fi telâkki olunan Mareşal Rydz - Smiğiy'nin Parise yapmış olduğu s€- yahatle mukayese edebiliriz. Bu s6 yahat te diğeri gibi, bir eski dargın dostu yeniden kazanmak gayesini güt mektedir, Stoyad'oviç, seyahatinden avdet ettikten sonra, Küçük Antartım &*- rek Macaristana karşı, gerek Avru pa meselelerinde olan vaziyeti çok daha tavazzuh etmiş olacaktır. Ma- caristan ile bir anlaşma, beklenmek- tedir, Zaten Çekoslovakya ve Avus. turya arasında da en İyİ komşuluk münasebetlerinin mevcut (olduğu, Gümlenin malümudur. Bütün bu ak- #iyonun başlangıcmı, ölen ihtiyar Austen Chamberlain'in Viyanadaki uzun İkamet devresine kadar irca e debiliriz. lngiltere ile Fransanm, Or- ta Avrupadaki tehlikeli süfuzları a yıklıyarak, Küçük Antantı Macaris- tan ile Avustaryaya yaklaştırma ka rarları © zaman verilmiş ve İhtiyar Togiliz devlet adamı bu büyük hare- Üztin, temellerini atmağa memur e Gözümüzü karartan politika bulut- larmın arkasında, Amerika — İngil tere — Fransa arasında gayet mü him bir ekonomik taarruz hazırlan. maktadır. Bundan maksat cihan tes TA KIZLARIMIZ KENDİLERİNE HANGİ MESLEKLERİ SEC MELİ 2 —— MESLEK KADINLARİLE KONUŞTUK Kızlarımız kendilerine meslek seçerken, en ziyade muvaffak olabilecekleri, memleket içtimai şartlarına göre çalışabilecekleri sahaları araştırmak mecbu- riyetindedirler. Bu hususta onlara en iyi rehberlik yapabilecek olanlar, kendi mesleklerinde muvaffak olmuş olan kadınlarımızdır. Bu maksatla açtığımız an- kete meslek kadınlarımızın verdiği cevaplar! burada sıralıyoruz: Doktor Pakize İzzet Istanbul Tıp fa kültesinden çık- tıktan sonra ini ta- mamlıyan kadın ları mü. Dor assrer Dr. Pa kize İzzet diyor ki ; — Doktorluk ve hele doğum ve çocuk doktorluğu kadınlarımız için z ır. “Memleketin iç- doktor Idir” diyenle- re tecrübeden ndığım bir kana atle diyebilirim ki, bilâkis memle- ketin kadın doktorlara ihtiyacı var- dır. Kadının doktor olması normal bir haldir vo dotkorluk bizde biz- met edilecek bir yoldur. Kızlarımı- za bilhassa doğum, kadın hastalık- ları ve çocuk branşlarında doktor olmalarınt tavsiye ederim. Bu, biz- de bakirbir sahadır. Doktorluk “anne” liğe de mani olmadığından memlekete iki cihetten hizmet et- mek fırsatı kaçırılmamış olur," Bayan Süreyya Ağaoğlu da fikir terini gi lâsa etti; lâtla mücadele etmek kadın için de bir zevktir. Esasen hukukçuluk mesleği kadma çok yaraşan bir ig- ir. Avukatlığı her bakımdan ve iğsilmi gere gere kızlarımıza tav- siye edebilirim . oçent Fahire Akif | f tında ça k kızlarımız evvelâ iç- için kâfi değildir. Büyük bir feragat sahibi bulunmak lâzımdır. Üniversitede Tabiiye il mini seven Kızlarımız çoktur. Fa- kat bunu bir meslek edinerek çok büylük bir sabırla çalışmayı icap ettiren iâboratuyar hayatına atıla- cak kimsöler r“—* “ Te penfesör olmak; mufl Hoca'ık Em olmak demek deği irızidir. Asıl olan, araştırma ve kendini ilme vermedir. Lâboratu- var hayatı, emin olunuz, erkekler. den ziyade kadınlara yakışan bir fa biri mazar görün “maymun iştah- lık” ilmin düşmanıdır.” . Felsefe doktoru Refia Uğurel ep Universite pe dagoji enstitüsün de çalışan Dr. Re- fin Uğurel diyor ki: “— Bence mu- alömlik, kadına yakışan meslekle rin en başında ge bir. Muallimlik e- sasen bizde kağma açılan ilk mes- lek yolu olmuştur. Bu, bizim için faydalı ve yerinde kullanılan bir çalışma zeminidir. Psiköloğların birçoğu ve ezelimle Eövard Ciapa- re de, dokuz yaşma kadar olan ço- cukların terbiyesinde kadınların erkeklerden daha çok muva duklarını iddia ederek bu çağ ter- biyesinin kadınlara bırakılmasını tavsiye eder." ak ol Bankacı Mükerrem Çermen 4 İş Bankas: lata şubösi Mua- Benli geli Büyan Çer - men de fikirlerini Mükerrem şöyle anlattı: dır bankada çe- lişmaktayım. Bu Ben on yıl lâzım olan ları, zekâ, mes- leki bilgi, ciddiyet, muntaşam ve metodik çalışma itiyadıdır. Bunls- rı gahsınde topleyan her kiz arka- daşm bu mesleğe intisapta muvaf- fak olması pek tabild . Ressam Sabiha Rüştü Hayatını fırça» sının ucundan dö külen renklerle © kazanan Bayan Sabiha Rüştü de * kızlarımıza kendi mesleğini tavsiye ediyor: “— Ressamlığı meslek o olarak genç kızlara tavsiye edebilirim. An cak, resim bizde henliz tam geçin- me vasıtası haline gelmemiştir. Esa sen “ben dotkor olacağım” der gi- bi “ben ressam olacağım” diye ev- velden verilen bir kararla insan res sam olamaz. Bu bir tabiat vergisidir.. Resim, kazanç vasıtası değil, kültür, zevk, terbiye ve medeniyet vasıtasıdır. Buna #stidadi ölan Kizlarımız, her ne bahasma olursa olsun, bunu in- kişaf ettirmek çaresini bulmalıdır. Eskisine nazaran bizde resmin kıy- meti şimdi daha çok biliniyor. Re- #im yapmak kabiliyetinde olan kız larımızın doktor olup para kazana- cağım diye vakitlerini gidip ceset- ler arasında geçirmesini doğru bul SAKIN İSA .DUYMASIN Vatikan kilisesi, daponların lere saldırmasına karşı, kiliseni; ponlar tarafında olduğunu, 3 lara yardım edeceğini ilân e tikarım mübarek ruhani isi, evvel Almanyada katolikleri işkl ile hapseden, memleketten kovan zilere protesto çektiğini unutmus lise mihraplarmda, dinin insa sulh vadettiği, harbi tel'in ettiği kında verdiği vamlarıda unut Daha fenası, Isayı, Isanın Hn yazdıklarını da unutmuş. rülen esirlerin tarafma geçmiş, içinde yaşıyanları zulümle, vah kahredenlere karşı, hiristiyan mazlimun tarafmda olduğunu bi mişti, Asrımızda, zulümle, vahşetle redilenleri yazarken, başta xa Afrikanın esirletini, Habeş kurl larmı, Pirene sırtlarında katl uğrıyanları, Çin Seddinin arkas; bomba yağmuru İle yerlere sel milyonla OÇinliyi yazabiliriz, E çarmıha geren Yahuda gibi, n lümları bâk İle yeksan eden Yal daları müdafaa Vatikaam #mübl ruhani reisine mi kaldı?.. Ha hıristiyanlık harbi telin ede Muhariplerin başma mukaddes H tacını takan, elleri kanlı İbiz değil ya, Isa da inanmıyacı Haniya, Isa hiristiyanlığı get ken ne demişti? “Ey Roman kanlı zalimleri., mazlümların hâmisi benim... İsanın bugün yeryüzündeki vel de “Ey esirlere, mazlümlara ranlar, size himaye kanatlarımı yorum. Zalimlerin hâmisi benim,, yor. Galiba Papa, dünya ile, ahi hiristiyanlıkla, insanlıkla alâka kesmiş, sakın Isa duymasm... Sabiha Zekeriyı iÇocuğu Ateşe Atmış / Amasra, (TAN) — Göçkün De ciköyünde bir çocuk yakılmak isti miştir. Mustafa oğlu Recep adnd köylü, kızgın bulunduğu Ali Kuni aliyet sahasıdır, Elişlerinde çök ka mesleğe intisap relini yeniden tanzim esasına daya-| hacak yeni bir cihan ekonomisini meydana getirmek ve bu suretle po- Mitik gerginlikleri gevşetmektir. Bu plâda muarız olanlar, şimdilik AL manya ve Italyadır. Büyük demokra- #iler ve bunların artik devlet emri dinlemesini öğrenen mali merkezlere, İlk kalkınma hareketinin içine, Av- rupada, Orta Avrupayı almak isti- yorlar, Bir yandan Küçük Antantın, bir yandan da Macaristan ve Avus- turyanın gözlerini kamaştıran ve her iki tarafı da karşılıklı anlaşmalara doğru sürükliyen kuvvet, gelen pros- perity'den en önce ve en çok kendile- rinin istifade ettirileceği vâdidir. Sto- yadinoviçin seyahati, bu vaidden Yu- goslavyayı istifade ettirmek mesele- sile alâkadardır, Çünkü unutmamak Mâzımdır ki, Yugoslavya, Alman kli- ringi ile en çok alâkadar olan deviet- lerden biridir, Amerika — Wngiltere— Fransanın büyük mali ve okönnsii| taarruzu ise, kendilerile anlaşmak arzusunu o gösterecek memleketleri ; #uni Ve zoraki istihsal ve mübadele; usullerinden döviz ve müiltilateral ta- kaslara mesağ veren yeni ticaret, İktısat ve maliye “Cennet,, ine sok- maktır, “— Avukatlık “zordur, yorucu. dur” derler. Ben ce, bu işin kizla rimiz için zor bir tarafi olmasa ge. rek. Zora dayanmak Yalaıs erkek. lere has bir haslet değildir. Müşkü vâdetmiş olduğumuz poli Basebetile ! tika yazıları serisinde, tekrar avdet | edeceğiz. i Burhan BELGE Astalya (TAN) — Buraya çok ya: kin bir yerde, parke kaldırım yapmı- Ya müsgit granit taşları bulunmuştur. | ie taşların Antalya sokaklarını beş >> dösemiye yetecek kadar çok ol- | ğu tahmin ediliyor.. Asırlardan be Antalya sağlam kaldırım taşı te- tikinde müşkülât çektiği için bu bu * ebemmiyetlidir. m Tıpkı çikolata yığınına benziyor... Fakat değil, Bir kule gibi yükselen altın kalıplarından ibarettir. Maden ocaklarından yeni çikari- ar, eritiliyor ve böyle çikolata kalıpları halinde istif ediliyor. En yeni istatistiklere göre, dünyada altın istihsali son iki sene zarfında bu küme, len alun! epey artmıştır. biliyet gösteren kadınlar 1âboratu- var hayatında ve meselâ hayvani nesiçleri ve hilceyreleri çeşrihte fev kalâde ça irler. Yalnız kendi- lerinde büyük bir feragat ve daimi çalışmak kuvvetini bulan kızlarını za ilim hayatını tavsiye ederim. Ta- Çikolataya Benziyor.. Değil mi? İbüyük bir hüset ve kinle karşılıyan. eden kız arkadaşlarımın da daima muvaffak olduklarını görüyorum. İsterim ki bu sahada kadın arka- daşlarımdan da otoriter bankacılar yetişsin. Bu mesleğe girmek istiyen genç kızlarımıza mesleğimi cesaret le tavsiye edebilirim, Bankacılıkta muyorum. Resim yapabilen kızla» rm eline oOkerpeteni (alıp şunun bunun azı dişlerini sökmesine de acırım. Kadın dediğin sanayii ne- fise mensubu olmalıdır. Bana; pi- nonun tuşları kadınım pârmakl; rile daha İyi seş verir gibi geliyor.” çının tarlasına girip must sapı yıl nı ateşlemiştir. Bu sıralarda Alinin yaşlarındaki oğlu Mehmet oraya miş, Recep çocuğu ateşe Atmış, tu tuğunu görünce de kaçmıştır. Mi met köylü tarafmdan kurtarıtmış, cep tevkif edilmiştir. Kuvvetli Bir Radyo Istasyonu İstiyoruz Bağdattan “bir Türk kız” imzası | Hülâsa; kuvvetli bir radyo İstiyoruz.. | dardır. Bu cihetin yoluna konulma ile mektup gönderen okuyucumuz di- yor ki: “TAN'ın son sayılarında propagan- da hakkinda neşredilen yazılar, ana yurt dışmda bulunan Türkleri çok se vindirdi. Vatanımızın her yeniliğini lar, en küçük bir hâdiseyi bile mik- roskopla bllyülterek kulaklara fısıl- dıyorlar. Bu fısıltıların vatan dışm- daki yurttaşları ne kadar müteessir J ettiğini takdir edersiniz. Bu hâin propagandalara ancak pro paganda ile mâni olunabileceğine şüp he yoktur. Anayurt dışında yaşıyan bir va- tandaş srfatile söylüyorum: Kulağı. mızı inciten bir fisritihin acısını kar- şılamak için o akşam hemen Istanbul veya Ankara radyosunu dinleriz. Fa- kat, hoparlöre Yapışan kulaklarımı. za cızırtı ve ıslıktan başka birşey gel mez. Diğer istasyonları dolaşırız.Tür kiyeden ya hiç birşey yoktur, yahut ta birçok acı şeyler duyulur. Yurdumuza ait işleri biz bir yurt- taş ağzından duymak istiyoruz. Ya- bancı diller ya çok uzun, ya çok kısa oluyor. O dillerden çoğunun da yılan Kuvvetli bir radyo istasyonu olsa, e- minim, yurt dışmdaki yüz binlerce kulak hoparlörlere yapışacak ve bü- tün dikkatler oraya çevrilecektir. Pro paganda mevzuu Üzerinde, ilk önce halledilecek mesele budur.” Esnaf Cemiyetleri Müşterek Bürosunun Nazarı Dikkatine Şehrimizdeki urabacılardan bazıla- İri bize şu şikâyetlerini bildirdiler: “Istanbul, arabaların duracağı is- keleler bakımından birçok mintekala- ra ayrılmıştır. Bu mıntakalarda idâre memurları vardır, Bu idare memurla- rının arabaları da bizimkilerle bera» ber çalışır. Ancak, idare memurlarının intizamı temihde ve Sırayı tanzimde yaptıkları vazifeye mukabil kendileri- ne resmen 2 lira fazla peşin kazan. mak hakkı verilmiştir. Fakat, maale- &ef bunlardan bazıları, bu kazançla iktifa etmekle kalmıyorlar. En aşağı 4 lira, hattâ bazan daha fazlı kazah mak istiyorlar. Ve bu pura sebepsiz yere bizim sırtımızdan çıkıyor. Cemi yete kidip şikâyet etmekten de çeki- niyoruz. Çünkü idare heyetinde bu i- dili olduğunu hâdiseler isbat etmiştir. dare memurlarından birçoğu vazife için tavassutunuzu dileriz.” TAN: Bu şikâyet üzerinde es cemiyetlerinin miişterek bürosun nazarı dikkatini celbederiz. Hakik ten denildiği gibi bir idaresizlik yar buna mâni olacak tedbirlerin sira alınacağından eminiz, e Emekli Askeri ve Mülk Memurların Dileği “Milli kurtuluş savaşma iştirak den emekli askeri ve mülki mema larla yetimlerihin te; çin bir k mun lâyihası hazırlandığını gazetele de okuduk. Aradan epeyce bir zamş geçmiş bulunuyor, Neticenin ne; vardığını bilmiyoruz. İ Aldığımız maaşların geçimimizi & min edemiyöcek kadar az olması d layısile çoğumuz büylük sıkıntı içini Yiz. Emsalimize yapılan yardımm 4 28 de teşmilini bekliyo: Trabzonda, Cümhuriyet m, hallesinin Aldıkaçtı yokuşu, da İstiklâl savaşı deniz emeli lisi Abdullah Şinasi