20-10-9387 b Re Ki Iki Cinayet Davası Dün Karara Bağlandı: Karısını Öldüren Gar Amelesi int izatleri Mehmet, 18 Seneye Mahküm Oldul's.tii e. Numatah biletler bu sabahtan aldırılmalıdır. Telefon: 40968 Ağırceza Mahkemesi, dün bir cinayet ve bir yaralama davasını ği Di a neticelendirerek karara bağlamış, suçlulardan birini 18 sene, diğe-|r i r. rini de 10 sene hapse mahküm etmiştir. Fakat, bu cezalar hafifle- BİR BALO HAVIRASI Venedikte birinci mükâfatı ka- zanmıştır. Bu akşam MELEK Sinemasında LA DAM O KAMELYADAN SONRA YENİ BİR MUVAFFAKIYET MEKTEPLİ KIZLAR filminin unutulmaz yıldızı, Amerikanın Avrupa- dan koparıp aldığı büyük yıldız JAMES i SİMONE SİMON ve Belki tarafından ŞAHANE tir surette yaratılan BEYAZ MELER Fransızca sözlü AŞK ve GÜZELLİK ŞAHESERİ Orta Avrupa Ve ce nubu şark! memle- ketlerinin hürriyet istiklâlini, müştereki suihü müdafaa eden Siyasi, ekonomik vel ve şar- için çikar | alman.) neşrolunur. iyi haberleri çime LA DAM 0 KAMELYA, tici sebepler göz önünde tutularak indirilmiştir. z iş ı : ği > a > e Gedikpaşa A 2 A K Sİ N & M A SI Çarşıkapı Bu davalardan biri geçen sene Ka: . Birinci Teşrin Çarşamba matinelerden itibsren 2 büyük fim birden Açık Teşekkür de Rıhtım sokağındaki evde İ BEYAZ ZAMBAK (Mandalay) KAY FRANCİS'in Çoktanberi çektiğim müziç hasta- cinayete aittir. Ağır ceza| son filmi, lıktan beni muvaffakıyetle kurtaran, karısı Mirat bir kur düren Haydarpaşa garı &me- irk Ğ ü aergü imi, Jesinden Mehmedin suçunu sabit gör | âcılarımı dindiren, hayalımı bağıslı- 2 HAYDUT TUZAĞI ves Ri müş ve 18 sene hapis cezası vermiş- | yan Cerrahpaşa hastanesi değerli d0- | (tstanbul) v. Gelecek hafta - tir. Pukat, hâdiscde takdiri tahfif se | çent operatörü Bay Hazıma, ve baş-| “ şi 25 kisım tek bebi ulmduğu kabil edilerek ce - | asistan Diver, Naşit, Suphi ve yat), Mecmüanm biri almancı, &ğeri mili binden zası 12 seneye, 21 yaşımı bitirmedi- |tığım müddetçe büylk bir şefkatle fransızca iki nüshası vardır. İstiyen- Kşan SARA Y Siremasınla va Ğİ için de 10 seneye indirilmiştir. | bakan beşbemşire Bayan Sabihaya, | “Te nümüne gönderilir. Erenköyündeki yaralama © | Kâmileye teşekkürü vazife bitirim. İYOlX EUROPEENNES >» 7 AKŞAM Avrupada bütün hasılat rekorunu kırmış olan ve FERNAND GRAYEY ve İSA MİRANDA'nın muhteşem temsilleri olan Karara bağlanan ikinci dzva da | “rest Bankası Adana gebesi Hee, aş... ge Labörde NINA PETROVNA'nn Yalanı gudur: murlarından Recep Tümerkan. Vehbi oğ bii France. Vehbi oğlu Fahri İsminde bir mü- Türkiyede satıldığı yer: filminin ilk iraesi mihasebetile MEVSİMİN İLK GALASI Bu filmde: Lüks ve iktişam, mı Joseph Paul - Boncour, Jacgues Kayser, Gabriel Cudenet, Ermest Pe- zet (Paris), Dr. Ivan Ribar (Bek grade), Dr. Petr Zend (Prague), 1, Dobretsberger (Graz), Dimiter Gitsehelf (Sofia), Sabiha Zekeriya; eft Ç ), Sabiha ya Gümhüriyet Bayramı sattam: Büyük program KORSANLAR TRENİ “vw (tarafından) 26 Birinci Teşrin Sul akşamı ANSIZ Tiyatrosunda Mevsimin ilk konseri tekait, geçen yılm nisanda Eren- z ” idi köyünde Suat isminde bir kadın: ta- A bancs ile yaralamıştır. Mahkemenin saral > kah kararına göre, Fahri evvelâ on sene Librairie Hachette, 21 li ağır hapse mahküm edilmiş, fakat Dehakâr artist âmâ piyanist İğ) <*68i. şeyi cezası 8 aya kadar indirilmiştir. a araş 1,25 kuruş, 6 aylığı: 2,25 kuruş, şi Kararnam: ği yö. : - Takke MAK IN ÇAR Tm olmuştur. Suat, Fahrinin eski karısıdır. Ço- a z imi Cukları da vardır. Suat bir gün yine tarafmdan, Programda: İ am» SARAY S d (Fahri adi: bir musllimi sevmiş ve ©- İl BACH. MOZART. BETHOVEN ÖN İnemasında « ” İnunla beraber Almanyaya kaçmış «! CKOPİN. | Bu aksan saat 21 de tar, Orada nikâhsız olarak Fahriden i İbir de çocuk doğurmuş, sonra da es- simlilik ve Viyana kadmları vardır. Gala işin biletler satılmaktadır. p Lütfen evvelden aldım? g ACENTE ARANIYOR “ki kocasından boşanmıştır. Suat, AL manyadan dönmüş, ve Erenköy ta- flarmda da bir köşk kiralıyarak “mwallim Fahri ile oturmaya başla -| se TÜR sında ilâhi sesli, güzel yıldız | İ İ MÜNİR NURETTİN sein MEVSİMİN ILK BUYUK KONSERİ MÜTENEVYİ VE ZENGİN PROGRAM ANKARA Anonim Türk Sigorta Şirketinden: Şirketimiz, mevcud acentelik teşkilâtına, ilâveten aşağıda yazılı şehir ve kasabalarda çalışmak üzere mezkür mahallerin tanılmış tacir ve firmaları arasında acente aramaktadır. Bu : o A ” işe istekli olanların Şirketin İstatbulda, Yeni postahane karşı" e sında, Erzurum hanında kâin müamelât merkezine - referans- M ATM AZEL DOKTOR İl dara da bilip. annatla aklen müracaatları: Erkâniharp zabitlerini kolluyor. Baş rollerde: Gümüşhane (| M. Kemalpüşü” DİTA PARLO - PİERRE BLANCHARD İnebolu Ordu y İzmi EN. S5iürmer Sinemasında iv MARTHA EGGERTH | “ muştar. Eski kocası bunu haber al İİ Fransızca olarak çevirdiği en © mış, hâdise günü köşkün etrafımda büyük filmi Suadin bahçeye çıkmasmı beklemiş- El SN, İ tir. Suat bahçeye çıkmea tabancasi- a na sarilmiş ve kadını kolundan ya * ralamıştır. 'Tabanen ateş almadığı “için patlamamış; bü suretle de kadm | © © içeriye kaçmak suretile hayatını kur | tarmıştır. © Suçlunun avukatı Fahride aki! has talığı bulunduğunu (iddia etmiş ve © tabbradli müşahedehanesi de Fahride cezasmı hafifletici hastalık bularak “tahliye edildikten«sönra bir müddet (8 Diyarbekir Dörtyol Düzce Erzurum Fatsa Fethiye Kars Kastamonu Kayseri Kütahya © ri müddetini doldurduğu halde mah- tedavi altına almmasnı idirndiş- tir. Mahkeme kadınm Almanyaya kaçmasmı takdiri tahfif sebebi say- #nuş, ve cezasmı 10 seneden Tki se - neye İndirmiştir. Hastalığı yüzünden Ge bu müddet 8 aya düşmüştür. Fah - keme, kendisini serbest bırakmamış | CEL SI Kalabalık meclislerde dalgm ve süküti durürker böyle birdenbire kendi kendine tebessüm ettiği olu- yordu. Oteki beriki; , 5 — Ne var Seniha Hanım? Birdenbire öyle niçin gülümsediniz? diyorlardı. O zaman silkiniyor: — Ben mi gülümsedim? Vallahi hiç farkında de- *Eilim, cevabını veriyordu. Eskisinden bu çok canlı ve neşeli halini, onunla a- Iâkadar olmak hiç âdeti değilken Halit bile farket- işti. Pakat tabii ehemmiyet vermomiş, sade kendi kendine : “Acaba bu yaştan sonra sevdaya mı tu- #uldu? Bu kadar çirkin olmasa bir halt etmesinden korkardım. Bereket ki bir halt etmek için çift ol- mak lâzımdır.., diye düşünmüştü. Mükerremin üstüne yeni maceralara girmek te da hil olduğu halde her hakkı nefsinde hâlâ gören Ha- (Bit,kendinden epey küçük olan kızkardeşini artik tama men ihtiyarlamış sayıyordu. Halbuki bu sevinç Be- nihayı âdeta gençlestirmiş, hattâ biroz da güzellen- dirmişti. Hattâ, Zonguldak ta Ankara gibi bekâr: pek bol bir yer olduğu için, Halit bakmak zahmetine gir- se kız kardesine dil dökenler de bulunduğunu pek- âll görebilirdi. XV Seniha böyle tam iki ay bekledi. Ve beklerken, ne- tcenin mutlaka umduğu şekilde çıkacağına emniye- ti hemen hiç sarsılmağı, Mükerremin bu defa cid- den tutulduğuna, Nüzlişte hakikaten hayran oldu- ğuna onindi. Gerçi sevisme kararların beş on da- kika içinde veriliyerdiği ve on beş yirmi gün sevi meden sonra çiftlerin ayrıldığı iddia olunan bir devir. de bu'iki aylık müddet, boş ve neticesiz müddet, Se- nihayı sabırsızlandırabilir ve endişelere düşürebilirdi. Fakat kendi ömrü her türlü maccradan uzak geçen . w # SARAY K Emsalsiz müzik ve şarkilar Gü- zellik, Viyana saraylarında, ge- çen aşk maceraları, Diğer yıldızlar: MAX MICHEL COLETTE DARFEUİL, MAR- gi» YOŞİYARA'nın KADINLARI Gülha'dan başka bir şey değil dirler. FELİX OUDART KISIKANN MELİ iL, 18. mmm 7 Yİ —21— yaşlı kız için bu iki aylık tereddüt ve cesaretsizlik dev resi hiç te uzun ve fazla görünmüyor, bilâkis tabii ve zaruri geliyordu. Ve slabileceği intikamın lezz #ni üzün uşun tahayyül ediyor, ve bu lezzeti şimdi- de nve hazzmdan ürpere ürpere tâdiyordu. Şirket sinemasından hep beraber döndükleri o ge- ce, Nüzhetle Mükerremin dağ yolunda başbaşa kal- malarına hissettirmeden yardım etmişti. Ve bu ge- cenin sabahı “ne kadar zamandır kendilerini görme- dik.. Bügün Defterdar beylere gidelim.” diyişinde de yine bir maksat vardı. Zira Defterdar karısile Mü- kerrem biribirlerinden nedense hoşlanmamışlar, dost olamamışlardı. Başka bir tasavvur Ve hesabı bulun- masa bile Mükerrem bu ziyarete herhalde iştirak et- mezdi. Bundan dolayı da, eğer Nüzhetle buluşmala rı aralarında dün akşam kararlaşmışsa tabii bu fırsat bulunmaz bir nimet teşkil edecek, Kendisini yalanlâr hazırlamak mecburiyetinden kurtaracaktı, Fakat öğ- le yemeğinde genç küdın Fransiz şirketi müdürünün evine gitmeyi kocasma kabul ettirmiş ve bu Seniha- nin canını sıkmış, hiç birşey olmaması ve bütün ü- mitlerin boşa gitmesi korkusu bir kurt gibi ilk defa olarak içine düşmüştü. Bereket versin ki korkusu çok silrmedi. Çurşıda Nüzhetin nöbetçi tevriyle şekerci dükkünmın kapi- sında bekleyişi, onları görür görmez yanlarına koş- ması, hele manidar bir surette: “Saat daha beş bile değil. Dördü yirmi geçiyor.” derken Mükerremin bö- zulup hafifçe de kizarışı kendisini müsterih etti. Bü- tün bunlar, o gün buluşulmanın dün geceden araların- da kararlaştığını ve sonra Mükerremin kararlagan geyi yapmıya cesaret edemediğini anlatıyordu. De- mek ki bu şekerci dükkânında buluşacak, oradan da kimbilir nereye gideceklerdi ve işte dün “peki” de diği halde Mükerremin şimdi korkacağı tutmuştu! Sonra Seniha birdenbire hiddetlenmişti. Bu kadın gesba ne Zaman cesaret edecek, bu günah ne vakit işlenecekti!, Kendisine “Kocanı aldat. Benden hiç korkun olmasın. Bilâkis köcün: sldatman beni fev- kalâde bahtiyar edecektir.” denmesini mi bekliyor” du? Seniha bunu nasıl diyebilirdi? Ve Nüzheti çarşıda yol üstünde bırakarak Madam Bironun çayına gittikleri günün gecesinde başlıyan kar, senenin ilk büyük karı, iki kadını birkaç gün eve kapadı. Delikanlı ile buluşmak imkânlarını ortadan kaldıran bu berbat havadan Mükerrem memnun muydu, yoksa çok mu hiddetliydi? Bunu Seniha en- uyamadı, Her ikisi de bütün vakitlerini dikiş dikmek veya kitap ve gazete okumakla geçirdiler. Beşinci gün, bir çarşamba günü, gökyüzü birdenbire açıldı. Hava yine müthiş #oğuktu.. Lâkin masmavi bir gök âdeta gözlere gülüyor ve köpükten günlerre bembeyaz ka- isn deniz ârtık asıl vengine tamamen dönmüş bulu: nuyordu. Öğle yemeğinde, böyle seyleri düşünmek hiç öde ti olmadığı halde Halit bile dedi ki: — Kaç gündür evde kapal kaldınız. Bugün biraz Gaziantep Gelibolu Ertuğrul Sadi Tek | TİYATROSU | (AKSARAY) da 21 Perşembe akşamı Malatya Maraş MISCHA ELMAN gidin. “Doğru” dedikten sönra Mükerreme dö nerek ilâve etti: — istersen mesclâ Nuriye Hanıma gidelim. Fukât Mükerrem pek tabii bir eda ile reddetti: — Hava açıldı amma soğuk müthiş. Her taraf buz tutmuştur. Bu halde yokuşlar inip çıkmak doğrusu çok cesaret işi! Seniha Mükerremifi kendi nefsile müthiş bir mü- cadele geçirdiğinden emindi, Bereket ki karşı taraf çok öüretli ve usta idi, Fökat şımarık oğlan arzü- larmaâ höyle mukavemet edilmesini affedilmez bir ht karet sayarak bu işten vazgeçmesi de mümkündü. Daha olmazsa bir bahane icat ederek oğlanı eve ge“ tirtmeyi Seniha düşündü. Lâkin bu herhalde pek ko- lay birşey değildi, olamazdı. Halit giderken: — Bir yere çikmıyacak misiniz, Mükerrem ? diye bir kere dahâ sörmuştü . Karısından aldığı “Hayır!” cevabına “— Sen bilirsin!” diye mu- kabele ederek çıktı gitti. O gideli yarım sast olmuştu ki kapı çalındı. Ge- lin görümce daha beraberdiler, alt kaştaki odada 0- turuyorlardı. Kapıyı çalan henliz yanlarma girme den, dışarıda hizmeiçi ile konuşmasından, Nuriyenin kalfası Ruyidil olduğunu ikisi de anladılar. Ve pek ayrı sebeplerle olmakla berüber, ikisi de ayni dere etde heyecan ve alâka duydular, Ruyüdil bir saniye sonra odaya girmiş bulünuyor- du. Mükerrem dedi ki: * — Geçmiş olsun kalfacığım, Havaların berbatlığı yüzünden bir türlü gelip te hatirim; söramedık. Artık iyisin inşallah? — Allah ömürler versin kadınım. İyiyim hardöl- Sun, Kalkalı üç gün oldu. — Amma bu havada yine dışarı çıkmamalıydın. — Dişerısı 0 kadar soğuk değil aslanım. İnsan vallahi sobalı odalarda daha çök Üşüyor! (Arkasi var)