11-10. 987 i stklâl savaşına ait deniz kahramanlıklarını hatıra ha de toplamak isteğinin verdiği hız a, Ymaçları bir karaca gibi tır- andım. Kasımpaşanın, üstünde SİZ kursu binasmı taşıyan bu kkafal tepeye tırmanmak zor ldu yermi büyük salondaki isti- di doğrusu. i İzin direktörü Binbaşı Nedim isevenle göz gözeyiz. Biribirimi- ni Şaşırmış bir öğret- enle e veni bilmiyen bir samimi balıyoru; Nihayet dilimin altmdaki bak” İlayı çıkardım: — Sizden, dedim, İstiklâ) ; ı ıma Bit hatıralar almiya pe Bir çağ düşündü. ğ — Hatıra ha? dedi, Bu, okadar İ çok ki!.? Bir defa era başlıbaşma bir kahramanlık hatı. Tasıdır, > — Öyledir! Bu muhakkak; fa. kat sizden bu yekpare hatırayı teş kil öden küçük batıralardan bir. kaçmı rica edeceğim. Binbaşı Nedim yine düşündü. “Avuçlar dolusu pırlantalar srasın- dan, zevkine denk gelecek bir taş seçiyormuş gibi düşündü.Onu bu heyecanlı dalgınlığından uyandır. miys kıyamadım. Smma ortada müca- Skiya bulamıyoruz bir Motör ilişti Bu motö- ettiği yol, tamamile Ba- Geminin süvarisine Tün takip tum rca ettim; — Bir kere de imiz deneyoyaeş > 0türde tali esli lam bu ricamı kabul ö mahzur görmediği İçin, * doğru dürsen kırdı. SE na etiler yık may. dara güldüler, VıKİA İki kişi Alem Mi en: — Motörde ki | duk, kimler var? diye sor. Onlar da sanki bunu beki | Jarmış gibi: iyor > | — Eşkıya var! Cevabım; | verdiler, 1 bast. | — Motöre gidin, eşkiyanın pal. sine bizim gemiye Dİ gelmesini söy. Mötörün mürettebatı old öğrendiğimiz bu adamların imi irileşti. Kekelediler: — Biz gidemeyiz! Bizi derhal gebertirler! diye sızlandılar, Fakat meram anlamıyacağımızı gören tayfalar yeniden filikaya bi- nerek Alemdardan uzaklaştılar, Kurtuluş Savasında Deniz Kahramanları Pontosçu Kaçak Çete Karadenizde Nasıl Ele Geçirilmişti? Gazal süvarisi iken sayısız ya- rarlıklar gösteren B. Adil Develilioğlu (Eski bir resmi) nlar gemiden iki üç yüz met re açılmışlardı ki motör - den bize doğru bir kurşun yağmu- Tu gelmiye başladı. Mukabele etmek meşru bir haktı, Jandarmalar da Zaten hazırlanmışlardı. Müsademe başladı. Alemdar gemisi kiçtaki etrafı kapalı dümenle idare edili- yordu, Gemi bir eşkiya motörüne bir kere toslasa mesele kalmıya - caktı. Fakat motör ufak bir tek- ne olduğundan menevra yapıyor, p her defasında musademeden yaka- se zem E am. Alemdarın miyar puslası ile ba- cadaki düdüğü eşkiyanm kurşun- larile parçalanmıştı. Tam bu sırada motör canevinden bir yara aldı, ma kineleri staper etti. Eşkiya beyaz Adam Lüleburgazdan mektup gönderen bir sayın okuyucumuzun pek sey. diği bir arkadaşımda adam mek huyu varmış ta, onun İçin bep. den, “illet” dediği bü hale karşı bir çare soruyor. Hem de okuyucuları. mizin arasında bu İlete tutulmuş başkaları da belki vardır, diyerek vereceğim cevabın umumi olacağına, Adam çekiştirmek huyuna karşı gare söylemek bana pek te düşmez, Fakat üstüne düşmiyen $”Vlere ka, rışmak ta insana keyif verdiği için, bir zevktir. Adam çekiştirmek sok. betin tuzu gibidir, derler. Tuzsuz ye meklerde lezzet olmadığı Bİbİ, çe. kiştirme olmıyan sohbette de zevk olmaz, Insan en ziyade sevd'klerini çe- kiştirir. Hiç çekiştirilmemiş kasa. nın hiç dostu yok demektir. Baksa- nıza, bana mektup yazan saym oku yucumuz da, en çok sevdiği dostun da çekiştirme illeti var, diye onu bana çekiştirmiş oluyor. Ben de bu okuyucumuzu mektubundan pek sevdiğim için, kendisini çekiştire. yim: Bana mektup aynaya bakarak yazılmış gibi göründü. Ama bundan dolayı gücenmesine mahal yoktur. Çünkü onun illet dediği o keyifti huy insanisrın en çoğunda vardır. Vâlan adam çekiştirmesini | bilmi- yen kimseler de vardır. Fakat öylele- Tİ bir cemiyet içinde bulundukları bir yatak çarşafile malüm olan İ- > verdi. Bir sözle teslim oldu- Teğmen Nuri Arif bu motörü teslim alarak Alemdarm yanma ge tirdi. Eşkiyaların bir çoğu canver- miş, geriye kalanlar da derece de- rece ağırlıkta yara #lmışlardı. Biz. den burnu kanayan bile yoktu, Tek tük yarası olanları nezaret altma aldık. Yarallara insani ve sıhhi ilk yardımı yapmakta geri kalmadık. B U İşin facia olan bir tarafı vardı. Pontoslu eşkiya A- lemdar vapurile müsademe ederler- ken: Biz karılarımızı Türklere tes- lim edemeyiz! diyerek hepsini de- nize atmışlar. Müsademe sona erdi- ği zaman bu zavallılardan bir ta- nesi hâlâ sularm üstünde çır- pinıyordu. Gemi ile üstüne gittik. Denizci erlerimizden bir tanesi hemen 80- yunur soyunmaz atladı ve onu kur» tardı. Güvertede baygın bir helde yatan genç kadın, yeniden hayata avdet ettiği zaman sersemdi. Teğ- men Sfiruri Akalmın bir insan şef- katile salışması sayesinde kız ken- dini le Ona: — Yüzmek bili; ? ye sorduk. Pe — Bilmiyordum. Denizi bile ye- ni gördüm: cevabını verdi, Üstündeki kalm pamuklu hırka» lar bir tahlisiye kemeri vazifesini görerek, onun hayatmı kurtarmış- lardı. Bu sefer ben yaklaştım: — Kimdi bu adamlar, dedim? Bunları tarıyor müsun? Gözlerini açtı, Biraz düşündü. İki elini havaya kaldırarak hızlıcâ dizlerine indirdikten sonra acı bir sesle ağlarcasma: — Allah belâlarını versin! dedi. © Züteh vermişti. ATAN belilârin! Binbaşı Nedim, bu hikâyesini bi- tirdikten sonra: — Bir şey daha hatırladım! de- di. Ben büyük bir sükünet içinde ©- nu dinliyordum. O (Arkası ver) Çekiştirmek Keyfi zaman sade somurturlar, cemiyeti sıkarlar, Bir cemiyette adam çekiştirilme- yince ya tavla oynanacaktır, 39 briç, yahut poker, Tavlanın gürültü sü herkese bir azaptır. Briç Heme? her vakit kavgaya yol açar, poker” de mutlaka bir veya birkaç kisi 2 Tar eder, Halbuki adam hek cemiyetin. tal tai YE eder, Adam çekiştirmek söz sanatlerinin en mühimmi sayılsa yeri vardır: Şairlerin hieviyeleri kasidelerimde” daha uzun ömürlü olar. Karikatürü yapılan bir ona gücenmesi hatâ olduğu gibi: 9 kiştirilen kimsenin de bir hatâdır. de; bir çizgiye güzel birşey denle” Doğru çizgi biraz kıvrılınca, Şahut biraz büküllnce ona hemen bir SÜ- TAN Bir rekor Kazandık (Başı 1 incide) sat Müsteşarı Faik Kurdoğlu, Türko- ös Relsi Burhan Zihni, Türkofis Baş müşaviri Talha Sabuncu ile mülâkat- lar yaparak teferrülatı konuşmuştur. Bu arada serginin plânı üzerine ye- rimiz seçilmiş, sartlarda anlasmıya varılmış, saat beş buçukta Türkofis reisi ile Amerikan mümessil arasında bir mukavele imzalanmıştır. B, Conson, rahat rahat akşam tre- nine yetişebilmiştir. Cebind8 mukave- le olduğu halde Istanbula dönünce bir muharririmizi kabul etmiş ve anlatmiştır: «, —Bilirsiniz ki, Amerikalılar sürat İle iş görmek hususunda çok gmeli a- , Süratle karar vermenin ve bunları tatbike geçmenin her şekli bize tabit görünür. Fakat Ankarada yalnız iki saatlik bir zaman içinde mü him bir misele hakkında varılan müs- pet ve kati neticeler karşısında hay- retten apıştım, kaldım. Hiçbir mem- leketin hükümet makinesinde bu ka- dar süratli kararlara ve icraata rast gelmedim. Ankarada gördüğüm man- zara, hükümet işlerinde sürat baki- mundan eş$iZ bir dünya rekoru man- zarasıdır. Ankaraya Eitmezden evvel de #i- zinle görÜsmüştük. Anlatmıştım ki, vaktim dar olduğu için Ankarada iki fazla kalamıyacağım. Bunun için kali bir neticeye varmayı hatıra bile getirmiyordum. Sadece B. Roo- pevelt'in davetini tebliğ etmekle va- sifemi yapacak ve ayrılacaktım. Tür- kiye hükümeti istediği zaman kati bir karara varabilecek ve & zaman boş arazi dİYe geride ne kalmışsa onunla iktifa edecekti, 1920 senesinde Nevyork Vorld ga- zetesi Damma İstanbulu ziyaret et- migtim. Türkiyenin yabancıst olma- zannediyordum. Halbuki An- karad& hayalimde eskiden izleri ka-| jan Türkiyeden büsbütün başka bir "rürkiye ile karşılaştım: Ne islediği- ni bilen, derhal kestiren, karar veren ve tatbikata geçen bir Türkiye... Türkiye seri kararlar vermesinin müküfatmı derhal görmüştür. Türki- ye namma seçilen yer, bütün sergide yeveuten müsteslâ üç yerden biri- ör. Burasını bağkâ bir hükümet a- , fakut kati kararını verme. mişti. Yani o hükümete karşı bağlı değildik, Türkiyenin seçtiği yer, A- merika Birleşik Devletleri namma ya pılan binanın sağ tarafıma gelen sr redeki ikinci yerdir ve serginin şeref meydanma nâzırdır. Türkiye burasmı seçince derhal ©- turup mukavelesini imzaladık. Bura- mın Türkiyeye ayrıldığını Ankara- dan çektiğim bir telgrafla sergi ida resine bildirdim ve bu sabah İstan- bulda hareketimi tasvip ye teyit eder yolda bir cevap telgrafı buldum. Türkiye ile imza ettiğimiz mukave- 16 mucibince, Türkiyeye bin küsur metre murabbar yer veriyoruz. Bu yerden kira vesair adla bir ücret alın madıktan başka 1000 metre murab- bar genişliğinde bir binsyı da kendi hesabımıza yapıyoruz. Bu binanın ba rici duvarlarını, damını, koridorları: Mi, tuvalet yerlerini, vantilâsyon ter- tibatını biz vilcude getiriyoruz, bütün masrafını biz ödüyoruz. Elektrik, su, MAğım, gaz, telefon tesisatın: kendi he Sabımıza biranın içerisine kadar ge- tiriyoruz, Türkiyeye düşecek vazife, harici ve dahili dekorasyonları ve teferrüatı yapmak ve maksada göre dahili taksimatı vücuğe getirmektir. Yükseklik 12 metre olacağına göre, hediye edilen pavyonu iki katlı bir hale koymak, böylece 2000 metre mu rabbar yer sahibi olmek mümkündür. Türk pavyonunun gergi idaresi ta- rafındân yapılacak kısımlarının inşa- atı 1 temmuz 1988 de bitecek ve bi- na, harici ve dahili tezyinatınm ikmali İçin Türk sergi heyetine teslim olu- nacaktır. Türkiyeden gönüerilecek esyenm doğrudan doğruya sergi rıhtımına ka dar denizden nakline imkân vardır. Nevyork sergisinden maksat, yar DI hazırlamak ve milletlerin biribiri- ne bağlılığını ve ihtiyacını teyit et - mektir, Milletler arasındaki barış Ve 8henge tasilüku olan böyle bir me- #eleye Türkiyenin gösterdiği canlı a- lâka ve hassasiyet, Amerikada büyük bir memnuniyetle karşılanacaktır... B. Conson, bundan sonra serginin maksatları hakkımda bize etraflı ma- Yimat ve resimler verdi. Istirake ka- Ton F İstihsal Fasulya ile pilâv memleketimizin milli yemeklerinden sayılır. Fesulya eski zamanlardanberi Rumeli ve A. nadoluda yetiştirilmiş en ehemmiyet. Ji besleyici maddeler arasındadır. Zi- raat bakımından fasulyanın pirinç ile hiçbir münasebeti olmadığı halde Türk mutfağı noktusmdan her biri ikiz yemeklerin başında yer tutmuş tur. Birinde azotlu besleyici madde fazla, diğerinde nişastalı madde bol. dur. Bununla beraber her iki nebetm besleyici tohumları olan fasulya ve pirinç en kuvvetli yemeklerimizi teş» Kil ederler. Kuru fasulyanm terkibin de yüzde 9 su, yüzde 1702 szotlu madde, 0,95 yağlı madde, yüzde 56,19 faal yani hazımda kolaylıkla iş gören besleyici nişastalı maddeler ile yüz- de 2,25 madeni maddeler bulunmak. tadır. Taze fasulyalarda : su miktarı fazla yani yüzde 92 kadardır. Diğer maddeler o nisbette azdır. Pirinçte yüzde 16 su, $82 azotlu madde, 0,75 yağlı madde, 81,77 nişas talı faal madde ve 0,58 madeni mad- deler mevcuttur, Fasulya ziraati Türkiyede çok ileri gitmiştir. Vaktiyle Avrupadan “geti- rilmiş neviler Türkiyeviklimlerine uy- muştur ve iyi mahsul vermektedir. Memleketimizde beş fasulya mınta- kası vardır. Başta Karadeniz wmta- kası sonra $ırasile Bursa, Adapazarı, Antalya ve Trakya gelir. Karadeniz mmtakasında Samsun ve Orduda #€- nede B500 — 9000 ton, Trabzon ve Rizede 7800 — 7500 ton Kastamonu ve Çorumda 4200 — 4500 ton kuru fasulya yetiştirilir. Yetiştirilen çeşit- ler horoz ve çalı nevilerindendir. Bur- sa mıntakasmda Kütahya ile birlikte senede 3400 — 3500 ton, Adapazar, .İizmit mıntâkasmda 1200 — 1500 ton, Antalya ve İçel mmtakasmda 3300— 3400 ton, Trakya mmtakasında 2600 — 2100 ton miktarında fasulya yetiştirilmektedir. Anadolunun Eiğ- ziz, Kayseri, Kırşehir, Niğde, Ankars, Konya gibi diğer merkezlerinde yetiş rilen mahsul miktarmm (yekünü 1936 senesinde on beş bin tonu bul- Amerikanın Bahri Müdafaasında Değişiklik Vaşington, 10 (A.A) — Ayan bahriye encümeni relsi Walsh, bey- nelmilel vaziyetin karışık olması do- layısile Amerika deniz müdafassı ihtiyaçlarının yeni baştan tespiti lâ am geldiğini söylemiştir. Ba eee Barutgücü Sahasında Yapılan Maçlar Bakırköy Barutgücü sahasmda dün sat onda Bakırköy Rum ta- kımile İstanbul Bulgar takımı kar. gılaşmışlar, €—0 Rumlar galip gel. Saat 13 te Bakırköy Ermeni A takımile Barutgücü genç takımı garpışmışlar, 3—2 Barutgücü genç takımı galip gelmiştir. Saat 18 da Şişli Halkevi A ta- kımile Barutgücü A takımı karşı laşmışlar ve neticede 3—1 Bamıt- gücü galip gelmiştir. ——— rar verdiğimiz bu miihim sergi hak- kındaki malümatı yarınki sayımızda bulacaksınız. 935 te pirinç istihsal vaziyetimiz Velinimet Fasulye Senede 53 Bin asulye Ediliyor 0 ÜR 10 EŞ «25 «Ene 0 5 GN 4 10 30 1 4 Muhtelif senelerde fasulye istihsali maktadır. Memleketimizin hemen her tarafında az çok yetisen fasulyenin umum yekünu elli iki bin yüz doksan dokuz tonu bulduğuna ve senede an» cak yirmi beş ton fasulya ihraç etti. ğimize göre halkımızm senede elli id bin yüz yetmiş dört ton fasuılya ye- diği anlaşılır. En çok fasulya sarfe. den halk en ziyade fasulya yetiştiren mmtaka ehalisidir. Buralarda bir köylüye senede 5 — 52 kilo fasulya isabet etmektedir. Pirinç zirasti pirinç kanununun tahditli mıntakaları dahil olduğu hal de ehemmiyetli surette inkişaf eği mektedir. Evvelce dış memleketiem j den ithal edilen Rizon, Ttalyan, Hine diya, Acem “pirinçlerinin- dahi aynk. nevileri “memleketimizde o yetiştiril. mektedir. Türkiyede, ziraat mıntaka- sının adıyla anılan pirinç nevileri ara sında Bursa, Tosya, Edirne, Diyarbes kir, Adana pirinçleri piyasada en çok tutulan çeşitlerdir. Türkiye piring mmtakaları gittikçe genişlemektedir. En fazla mahsul yetiştiren Seyhan mintakası senede 19 bin tona yakın pirinç yetiştirir Ikinci deröcede sıra» siyle Samsun, İçel, Diyarıbekir, Gazi Antep, Ankara, Antalya, Kastamonu gelir, Bütün memlekette pirinç haste lâtı 1936 senesinde 73 bin tona yakın İ dır. Pirinç ihracatımız da fasulya gis İbi 25 — 30 ton kadar ehemmiyetsiş bir miktarda olduğu için Türkiye ba. sılatınm hemen kâffesi halkımız tâ» rafından İstihlâk edilmektedir. Türk pirinelerinin lezzetli olması yetiştir. me usullerinden ziyade toprak ve İk Timin müşalt tesirlerinden ilezi gele mektedir. t Yugoslavyanın İç Meseleleri Belgrat, 10 (A.A) — Avala ge jansı, muhalefet partileri arasında teşekkül eden Blokün programı hak kmâa hükümet (o mahafilinin noktaj nazarını bildiren bir “tebliğ neşrefe miştir. Bu tebilğe göre: Muhalefet arasmdaki anlaşma ass lâ Hırvat meselesini halletmemekter dir. Muhalefetin üzerinde uyuştuğu intizaren muvakkat bir ana yasa tani sini tazammun eylemektedir. Bu kâs üğe uğrıyacaktır. Çünkü Sırp, Hırs İvat ve Slovenler arasındaki ekserisi yet rejiminin kaldırılmasını İsti etmektedir. Hükümetin Üç nâzariyesini kabul etmesi ©cd tanmmasını tazammun O edecekti, Bu ise hükümetin diedenber: müdie faa ettiği birlik prensipine mugayiniğ “dir. Kezs muhalefetin terviç etiği nsul bir hükümetin iktidar mevlidi ne ancak usulü deiresinde gelebil$ eeğine dair ola ndemokratik prensip lerin kaldırılmasını istihdaf etmek$ tedir. Teşkilât esasiye kanunu lersl ols gunluk yaşma girinceye kadar deği tirilmiyecektir.,. program kati ana yasanın tanzimine A zimi için hakiki bir hükümet darbesi ti yazanın ine tanzimi fevkallde gügü Aa