No. 74 Şah İsmail, Bu Adamdan İstifade Yolunu Arıyordu Şah Ismail (Hoy) dan hareket e- ği gün, kendisine bir Osmanlı Siri getirilmişti. Bu esir, Bali Be- Yin müfrezesine mensup, gayet a- Skgöz bir akmcr neferi İdi... Kına bir miisademeden sonra, ele geçen lü nefer, tam kılıç ensesine'dayan- > zaman; — Durun. Ben esker değil, Syim, Tez, beni Şahın huzuruna ile tin. Kendisine mühim şeyler söy- İm, Demişti, Iran askerleri, bu söz üzerine ©- Mu öldürmemişler.. Kuvvetli bir mu bafaza altında Şaha göndermişler. Ğİ. Bu adam; Şahın huzuruna gelir Belmez, yere kapanmış: — Şahım!.. Uğruna, can kurban. im adım, (Hauı Ahmet) tir, Aş lan, İrandan Anadoluya geçme Türk inendir,.. Selimin ordusundaki bü- ün Türkmenler sözbirliği ettiler, i başlar başlamaz, hepsi birden Bizin tarafa geçecekler, Bu bapta Yızanızı almak için beni gönderdiler, Ne ferman buyrulur? Demişti, ah Ismail, bu sözlere son de- recede sevinmişti: — Hoş geldiler, safa geldiler, E- ğer onlar böyle hareket edecek o- larsa, tabiidir ki bizim tarafı muzdan da lâyik oldukları mükâfa- ti görürler... Git; kendilerine böyle- “e haber ver. Diye, cevap vermişti... Ayni za- Manda Şah Tâmail, bu adamdan baş ka suretle de istifade etmek istemiş ti. Selimin son mektubuna kısa bir > yazmış; göndermişti. Bu ce- ip: (Mektuplarmız, öyle bir üslüp ve ©da ile yazılıyor ki; ben bunlara ce- vap vermekten âciz kalıyorum. Iyi- 8i mi artık bu yolda mektuplaşmı- im hitam verelim.. Neticeyi, kılıç- 'âra havale edelim. Sizi, Çaldıran sahrasında bekliyorum). Sözlerinden ibaretti, U işteen memnun kalan, B (Şeyh Ahmet) ti. Bu kur Mâz adam, tam kesileceği zaman aklına gelen bir hile ile hayatmı imişti. Ve büyük bir gaf. letle, onun hilesine inanan Şah, İs- Mail, bu hizmetine mükâfat olmak Üzere Şeyh Ahmede birçok kıymet- ü hediyeler vermişti, Şeyh Ahmet, büyük bir sevinç İçinde Osmanlı ordusuna avdet et- Miş. Doğruca Selimin çadırına gi- derek Şah İamailin mektubunu ver Miş.. ondan sonra Ğ macerasmı hakleylemişti.. Şeyh Ahmedin bu Açık gözlülüğü, Selimin çok hoşu- Ma gitmişti, O zaman aralarında şu- muhavere geçmişti: — Aferin, Şeyh Ahmet, İyi et Mişsin ?.. Bu bize söylediğin sözle 3 bizden başka kimlere naklet- r — Henüz, hiç kimseye birşey söy edim; Sultanım, — Türkmenlerden birini görüp sahın sözlerinden onlara da bir *€y söylemedin mi?... — Hayır, Sultanım. O zaman Selim, çadırın kapısm- ilere seslenmişti: — Alm şu herifi. Tez kafasmı in. , Selimin bu emri vermesi, sebep- *iz değildi, Çünkll Selim, zaten bez- Bin olan askerin mühim bir kısmı. 8! teşkil eden (Şii Türkmenler) in, İsmail tarafından o söylenen duyar duymaz, derhal o ta- Eeçivermelerinden endişe et- .. Bu sözlerin asker arasında ey) olmaması için, Şeyh Ahmedi Dediyen susturmak mecburiyetini “aseylemiş: ti. 'ultan Selim, Şah İsmail tara- 4, findan Çaldıran sahrasmda ârbe daveti ihtiva eden mektubu Srhal tellâllar vasıtasiyle bütün Orduya tamim etmişti. Bundan Maksadı da; tiç aya yakın bir ze iberi devam eden bu uzun- yolculuktan Tütur getiren askerle - rini, harp korkusu ile neşelendir- mek.. ve ayni zamanda düşmana yaklaşıldığını bildirerek” ordunun her an müteyakkız bulunmasını te- min etmekti. Hakikaten; ordunun bir kısmı, neşelenmişti. Şeh İsmail ile İran- hilar aleyhinde verilen yalan yanlış hükümleri takdir ve muhakemeden âciz olan bir kısım askerler; (Kı- zılbaş) ları kırarak hem ahret se- vabına nail olmak, hem'de kıymet li ganimetler almak hulyası ile, sevinmişlerdi. Fakat; az çok idrak sahibi olanla ra da, bir durgunluk gelmişti. Çün &ü ortada hiç bir siyasi sebep ol- madığı halde Selimin icat ettiği bu harbin, nasıl bir rekabetten ileri geldiğini bilmektelerdi. İslâm İslâma, ve Türk Türke kı- hıç çekecekti. Ve.. bir tek insanm rekabet hırsı yüzünden, binlerce insan kanlar içinde yerlere serile- cekti... Garip ve gülünç tarafı şu- rasıdır ki; Şah İsmaili mahza (Şi) olduğu için (rafz) le (ilhâd) ile (zındıklık) ve (kızılbaşlık) ile it ham ederek onun ve bütün ordu- sunun ketline fetvalar #lan.. Şah İsmaile yazdığı mektuplarda, ona karşı en âmiyane Jisania tahkirler yağdıran Selim, daha hâl& (alevi) lik ve (Şia) lık iddiasında bulun yor: ( Aliye rafazilik isnat ediyor- lar; eğer (Ali) rafazi ise, ben de rafaziyim.) Diye Farsca beyitler yapiyor.. Kulağında da (bektaşi tariki) min (mücerret dervişler) ine mahsus bir (menküş) taşıyordu. Geceleri, mola yerlerinde, yeni. geri çadırlarından #az sesleri yük- seliyor.. (Eklibeyt)e (iman ve ik- rar) a, (oniki imam) yolunün (Hak yolu) olduğuna dair hazin nefesler söyleniyordu. Ve bunların arasında da ekseriya: “Şah Hatai,, , hak bil tuttuğun yolu. Zâhirdö, bâtmda, o senin görür. “Gerçek erenler,, den aldım ha- beri. “Hak,, diyip, tuttuğum yoldan ayrılmam. Naksratı tekrar ediliyor.. (Şah Hatai) ismi geçtikçe, bunu dinli- yenlerin başları hürmetle eğilerek, alınları yerlere temas ediyordu... (Şah Hatai), bizzat (Şah İsmail) idi. Şimdi burada, onun ismine bu derece tâzim gösterenler; ve onun mezhebini (Hak yolu) bilenler; ya- rın one kılıç çekecekler, İki taraf- tan birinin ölümüyle neticelenecek bir mücadeleye girişeceklerdi. u gârip his ve zihniyetlerle hareket eden Selim ile onun ordusu, (Danasazı) mevkiine gel- mişler.. Geceyi orada geçirmişlerdi. Ertesi sahah ta tekrar çadırleri yikarak (Karapmar) a doğru yola düzülmüşlerdi. Artık (Çaldıran) a üç konak kalmıştı. Şah İsmeilin atlrları tara- fından bir baskına uğranılmak ih- timali vardı. Her tarafa daha &ik keşif kolları çıkarılmış. bütün or- duda emniyet tertibâtı almmıştı. Güneş, bütün haşmet ve parlak- HE ile yükseliyordu. Zeval vaktt yaklaşmıştı. Fakat semada, avuç içi kadar bile bir bulut parçası ol- madığı halde, hava birdenbire ka- rarmıya başlamıştı. Bir anda, bütün ordunun gözleri semaya çevrilmişti. Herkesin kal- bini, mânevi bir korku istilâ etmiş- ti. Her taraftan, (salâtı selâm) du- alarile, (tekbir) ler ve ezan seşleri yükselmişti. Selim, atınm başmı çekmişti. Rengi, kireç gibi bembeyaz keşil - mişti. Titreyen dudakları arasından şu kısa emir işitilmişti: — Tez.. Müneccimhaşıyı çağırın. Müneccimbaşı gelir gelmez, Se- lim titriye titriye sormuştu: «— Ne oluyor? Müneccimbaşı, beşuş bir çehre ile izahat vermişti: z — Esef etme, sultanım. Hayır - dır. Bu burçşla güneş Lutulması, maşrık tarafında bir hükümdarın mağlübiyetine delâlet eder. (Arkesi var) Piyasadan .BoyunaArpa i Toplanıyor Fiyatlar, 4,17 Kuruşa Kadar Yükseldi Dün şehrimize 20 vagon buğday, iki vagon çavdar, 12 vagon arpa gel- miştir. Ziraat Bankası namma gön- derilen buğdaylar da 14 vegondur. | Buğday piyasası, tabii olarak devam etmektedir. Yumuşak buğdaylar 5,30 6,5 kuruştan verilmiştir. Almanya (ile yapılacak ihracat işlerinin güçlü- İğünü gören ihracatçılâr, piyasadan mal almamakta devam ediyorlar. İn- giltere ve İtayaldan gelen telgraf - lar üzerine bu iki memleket hesabına arpa toplanmıya başlanmıştır. Hattâ tüccarın biri borsa haricinde arpa sa tışını tecrübe için iki vagon arpayı satılığa çıkarmış ve fiyatlar yükselin ce ucuza ma) alamıyâcağını anlamış tır, kuruşa kadar yükselmiştir: Bulgaristanda Üzüm Haftası Başlıyor Sofya, 23 (TAN) — Eylülün 27 si ile 3 teşrinievvel arası, Bulgaris - tanda üzüm haftası olarak ilân edil miştir. 'Bu hafta içinde, üzümlün faydaları hakkında konferanslar verilecek, ser giler tertip olunacaktır. “Üzüm haf tasr,, nr ziraat nazırı radyoda bir m- tukla açacaktır. Avcılar Sergisi Sofya, 23 (TAN) — Teşrinisani - nin ikisinde Berlinde böynelmiler av cılar sergisi açılacaktır. Balkan mem- leketleri de bu sergiye iştirake davet edilmişlerdir. ğ “UY Hekimlik bakımından, sişmanlı- Zin en ziyade can sıkacak tarafla” rından biri kalbde ve kanım dönme- sinde hâsıl olan arızalardır. “Şişmanlıktan kalbi yağlanmış, tâbiri meşhurdur. Şişmanlıktan kalb yağ haline dönmese bile vücudun her tarafına yayılarak nesiçlerin hepsini sıkıştıran yağlar kalhin et- rafında da toplanarak külbi de sr kıştırabilirler. Fakat şişmanların kalb tarafım- dan çektikleri zahmetin en büyüğü yağ tabakalarıım arasında, onları beslemek için, yeniden çoğalan kıl gibi inee kan damarlarıdır, Bunlar kalbin işini tabii artırırlar. Şişman- larda karın adaleleri gevşer, akci- Zerin faaliyeti azalır. Bu sebepler de öncekine katılınca kalbin işi da- ha ziyade güçleşir. Şişman adamın kalbi, etraftan gelen bu güçlüklere karşı koymak için kendi adalesinin kuvvetini ar- tırmıya mecbür olur, daha kuvvetle atar, Kam damarlarının içinde tan- siyon artar, fakat kanım lâyıkıyle dönmesi ,vcudun her tarafını bes- Temesini temin için miivazene hâsıl olur. Bunun için şişmanların ilk sene- lerinde damarlarındaki tansiyon fazla olmakla beraber bunu hiç me- rak etmemeli, bilâkis o fazlalığı dü- sürmemeyie dikkat etmelidir.Çünkü miivazeneyi temin, eden o tansiyon fazlalığıdır. Yıllar geçtikçe kalbin adalesinde ki ihtiyat kuvvet tükenir, Kalb yo- rnlur, Bayağı hallerde işini görmi- ye yetişse bile, arada sırada çıkan fevkalâde hallerde kalb zayıflığını meydana çıkarır. Meselâ şişmanla- LOKMAN HEKİM LER iğ Şişmanların Kalbi rm pek sevdikleri bir ziyafette, â- det olan miktardan fazla yiyince hazım güçleşir, Yüz kızarır, yemek- ten sonra uyku bastırır. Yahat bir gün, kalkmak üzere bulunan, tram Yaya yetişebilmek için biraz hızlıca yürüyünce şişman adam nefes me- İese kalır. Yüksekçe bir parlıman- da oturuyorsa merdivenlerden çi- karken de öyle. Hızlı yürümemiye, merdiven çıkmamıya dikkat etse bile, bir gün odasında otururken heyecanlı bir haber yine kalbinin yorgunluğunu meydana çıkarır, çar- pmtı getirir. Böyle sebeplerle meydana cıkan kalb zayıflığı yöne idare edilebilir. Zayıflığın bu derecesi sadece bir haberci demektir, Ilk yıllardaki mü- vazenenin artık bozulduğunu, sis- man adamın kalbini koruması lüzu munu bildirir. Şişmanlık devam edince iş daha ciddi olur. Yağ tabakalarının ara- sında yeniden teşekkül eden ince kası damarları çoğaldığı gibi, kal- bin kendisi de yağların arasında s1- kışmış, adaleleri fazla kuvvet sar- fetmekten epeyce yorulmuş bulu- nur, O zaman damarlarındaki tan- siyon ölçülürse haylice azalmış ol- duğu görülür, Bu devredeki şişma- hm kalbi işine yetişemiyen, hasta bir kalbdir. Küçük bir yorgunluk, yemeklerde pek az derecede bir if- rat, yahut herkesin başma gelebile- cek küçük bir hastalık, hattâ da- marlarındaki tansiyonu artırabile- cek bir hareket kalbin sağ tarafımı yahut sol tarafını büyütür. Nabız birdenbire küçülür. Bir göğüs s0- jini gelir. Yahut kalb birdenbire duruverir, Bu tecrübe üzerine fiyatlar 417 | GÜNLÜK PİYASA Anadolu malı keçi kıllarm - dan 780 kiloluk bir parti kilosu 52,5 kuruştan satılmıştır. . Samsun arpalarından yüz bin kilo Samsun teslimi olarak kilo- su 4,07 kuruştan, Anadolu arpa- | larından yüz yirmi bin kilo 4,10 | kuruştan ve Mersin teslimi altı İ | yüz bin kiloluk büyük bir parti 4,05 kuruştan ihracat için satıl. mıştır. o elli bin kilo kuru bakla kilosu | 4,17 kuruştan ihracat için müş- | teri bulmuştur. . Bu senenin mahsulü Bandırma fl nolrutlarından kirk beş bin kilo- luk bir parti ihracat için kilosu 5,20 kuruştan satılmıştır. * Samsım mıntakasının mavi haş tohumundan on beş bin ki- Toluk hir parti yerinde teslim ih- racat için kilosu 19 kuruştan 2- İmmıştar. Ipeklilerin Kontrolü İpekli kumaşların standardı için hazırlanan telimatnameye uyularak faaliyete geçilmiştir. İktısat Vekâle- ti, bu işin talimatnameye uygun şe kilde tatbik edilip edilmediğini anla- mak üzere şehrimize bir müfettiş gön dermiştir. Müfettiş, fabrikaları gez - miye ve tetkiklere başlamıştır. BORSA) | 2i Eylül CUMA İ ! İ İ PARALAR İ İ i İ | i Drahmi | İ İsviçre Pr i her Florin Kron Çek diz | Şilin Avusturya 21,.— 1,50 İ İ Mark 28— 31— ! İ Zioti 2, 3—| | | Pengo | je | i Dinar i Kron İsveç İ | Altm i Banknot İ Londra o 628— 628— New-York 0,7880 — 0,7872 Puria 23,025 230325 ? Milâno 149713 14,9760 İ Brüksel 40830. 48890 | | Atina 871,0225 87,0225 İ Cenevre 3,4320 el Sofyu 636942. 636942 Amsterdam o 14764 1,4764 | Prag 0055 225955 İ Viyana 4,1688 4,1685 Madrid 11,(038 11,7038 İ Berlin 1,9642 1.9642 İ Varşova 41735 4,1735 İ Budapeşte | 8,9510 3,9810 İ Bükreş | 107.006 1070063 | İ Belgrad O 34355 34355: | Yokohama (27356 27356 | | Moskova o 203375 203375 | Stokhgjm 3,0884 3,084 z Borsadaki Muameleler Dün borsada, Ergani tahvilleri 96 Niraya düşmüştür. Sivas - Erzurum tahvilleri 98,50 Jiradadır. Merkez Ban kası hisseleri 91 lirada, aslan çimen- tosu 10,60 lirada kapanmıştır. Lon- dra borsası bir sterlini 144,50 frank olarak bildirmiştir. Bir İngiliz lira sı 925-978 kuruş arasında tespit o- lunmuştur. ——— amam. < MEN (> © K T O R MMA, Nâzım Şakir | Seyahatten avdet etmiştir. ZAYİ — Eyüp Ortamektebinden aldığım 605 numaralı tasdiknamemi kaybettim, Hükmü yoktur. Eyüp Or- taokulundah 99 nümaralı Geni, iCins Yapağı İhtiyacımız Karşılanıyor binlere ii) | İyi Neticeler Veriyor Türkiye, gün geçtikçe yapağı ihra- catçısı bir memleket vaziyetine gir. mektedir.Yalnız,son senelerde inkişüf eden dahili sanayilmizin iyi cins ya- pağı ihtiyacını karşılamak için cüzi miktarda yapağı ithal edilmiştri. Merinoslaştırma ameliyesinin de « vamı yakm bir zamanda bu ihtiyacm da dahilden teminini kolaylaştıracağı için Türkiye tam mânasile yapağı ih racatçısı bir memleket olacaktır, eml öne KIZILCAHAMAMDA ZİRAAT Kızılcahamam (TAN) — Kazamız || köylerinin zira vaziyetlerini ve top- raklarnm kuvvet ve kabiliyetini tet- kik etmek üzere zirnat vekâlet! bu- raya bir heyet göndermiştir. Heyet köyleri gezmiye başlamıştır. Netice. de köylüye ziraat makineleri verile « ceği umulüyor. Tenzilât Cetveline Konulmıyan Maddeler t Ankara, 24 (TAN) — Vekiller He yeti, 1837 mali yılı iptidai madde - ler cetveline konulmadığı anlaşılan bazı maddeleri yeni bir kararname ile cetvele almıştır. Bu meddeler de bir haziran tarihinden itibaren ten- silâttan istifade etmiş sayılacaklar. dır. İptidai maddeler ve istifade nisbet leri şunlardır: Elbiselik muşambalar için yüzde 30, dözemelik ve yol müşambaları. için yüzde 28, tahta kutu, incir kasa sı, kundura kalıbı ve tahtadan ima» lât bilcümle sanayi için yüzde 10, Kurşun kalemleri için vaktile ka- bul edilmiş olan yüzde 10 tenzilât ta yüzde 30 a çıkartılmıştır. ZAHİRE BORSASI 240-037 i FIYATLAR b Ginsi Aşağı — Yukarı & P. KP, Buğday yumuşak 532 6,5 Arpa yemlik 5,20 Arpa Anadol 4,15 Bakla M1 Kuşyemi 721 Keten tohumu 9,30 Nohut kalburlu 8,25 Norut natürel 5,20 Haşhaş mavi 19,— Keçi kılı 52,20 Tifük oğlak 150,— Tiftik mal 135,— GELEN Buğday sa Arps ” 21 Yapak 22 Çavdar 5 Nohut 50 Z. yağ ö Un 61 İç fındık 13 Mısır i GIDEN SN Tiltik Yapak Nohut Darı İç badem DIŞ FIYATLAR 7... Buğday Liverpul man Buğday Şikago i Buğday Vinipek Arpa Anvers Mi Kendra Keten T. Londra üre, şe Fındık G. Hamburg p mikta Fındık L. Hamburg (öluNo