Miki Fare Sevgili okuyucularına * BUBUL İLE BİBİ Zal «sl | Çıkınını omuzuna atıp Bibi ile yola çıktı O geceyi yanyana kayaların yanı- başımda, bir dalın altında uzanarak geçiren Bibi ile Bubul ertesi sabah erkenden uyandılar. Güneş daha ye- Bi doğuyordu. Güzel bir yaz günü başlıyordu. İkisi de kalkar kalk ateş yukmıya koştular, Kendilerine kahvaltı hazırladılar, Sonra ihtiyar Bubul tenceresi, ta bağı nesi var nesi yoksa hepsini kır muzr bir mendile sarıp bir çıkm yap- bı. Bunu bir değneğin ucuna taktı Değneği omuzuna atıp: — Haydi Bibiciğim dedi. Ben ha zarım. Kalk senin evini aramıya çi- kalım. alktılar, Geniş, tozlu yola | çık. lar. Yanyana yürürlerken ihtiyar Bub — Şimdi, dedi, ne kadar bizim sinsten böceklerin şehri varsa hep- © uğrıyacağız. Dünyan tâ öbür İacuna kadar arayıp sorarız. Tü 86- in anneni babanı bir tanıyanı bulun ya kadar. Yürüdüler, yürüdüler, 3ir domates kabından yapılmış kü Şicük bir böcek evinin önüne vardı- ar, Bu evin önünde bir kadın yürü- 7ordu. Tabii o da onlar gibi bir kır- mızılı böcekti. Mercan yahut cenmet Böceği, Kapının üstünde şunlar yazılıydı. “Falcı Bayan Zazı,, Kadın yorgun argm gelen böcekle ti görünce hemen yerlere kadar eği- ip bir selâm verdi: — Ben, dedi, herkesin başmdan İçeçenleri ve başma gelecekleri bili. rim. İsterseniz on kuruş verin de si- tin de yarın ne olacağı im, Bunları söyler söyl içtr. Buburla “Bibi,, yi içeriye da. ret etti, cehennem gibi sıcaktı. Gi Nihayet | neş ortalığı yakıp kavuruyordu. Do- mates kabından yaplmış evin içi pek serine benziyordu. İki arkadaş seve seve İçeri girdiler. İkisi de ka- dının sözlerine pek inanmadılar ama Bubul çaresiz ceplerini aradr tara. ör, bulduğu bir onluğu kadma uza” tap: — İşte, dedi, son meteliğim. Söyle bakalım bu arkadaşımın başma neler gelecek, Falcılık yapıyorum diye bu iki ap- tal böceği kandıran kadm, bir masa- Jnm başma oturdu. Masanın üstünde duran ufak bir cam yuvarlağın içine İbakıp uzun uzun düşündü. Sonra Bi- hi ile (Bubul) a döndü: — Bu küçük ileride çok büytik ve | Falcı böcek masanın üstündeki! camdan yuvarlağa baktı, baktı cok zengin olacak. dedi. Sonra tekrar camdan yuvarlağa baktı, baktı: s.t Serüvel — Bu arkadaşıma birçak yolculuk gürünüyor, durmadan gezecek. de. di, çok gezecek, tozacak amma evi- ni bulacağını sanmıyorum. Bibi'ni Bubul'un da bu son habe re canları pek sıkıldı. Dışarı çıktıkla- re'zaman kisinin de suralı asıktı. Fakat ihtiyar Bubul çok gün görmüş bir böcek olduğu için hemen arka daşımı avutmıya çalıştı — Adam sen de Bibieiğim. Hiç in. san falcı sözüne inanır mı? O para çekmek için bir şeyler. uydurdu Yoksa camm içinde ne görünür ki... Biz de zaten ondan birşey öğrenelim diye oraya girmedik ki.. Serinleyip, dinlenelim diye biraz oturduk. Bak şimdi seninle elele verip her tarafı dolaşalım. Göreceksin mutlaka yuva. ni bulacağız. Bu sözler küçük Bibinin yüreğine biraz su serpti. — Sahi, dedi, faler ne bilir ki. Yeniden yürümeye başladılar. Gi de gide (Çan » Çun) şehrine vardı. lar Burası kendi cinslerinden yani cennet böceklerinin şehriydi. Yol ke narında biraz oturdular. Tabil çok yorulmuşlardı, karmları da acıkmış- ir. Fakat ihtiyar Bubul hep neşeliy- di. Arkadaşına: — Sen daha bedavadan karm do- yurmanın yollarını bilmezsin. Bak ben sana göstereyim de öğren, dedi, Hemen kalkıp yakmdaki güzel ev. lerden birinin kapısmı hızlı hızlı çal. nini sunar Sen burada bekle bak ben para- sız nasıl yemek bulacağım di. İçeriden biri kapıyı açtı. İhtiyar Bubul çok nazik bir tavırla eğilip: — Affedersiniz, bayan, ben de şu küçük arkadaşım da günlerdenberi yemek yemedik, açiz. Bize parasız. biraz yiyecek verir misiniz? dedi. Kapıyı açan kadm (tabii onun da bir böcek olduğunu anladınız.) (Bu- bul) » tuhaf tuhaf baktı. Az kalsın kapıyı kapayıverecekti.. Bubul ho. men: — Böyle melek yüzlü, melek bas kışlı bir kadın aç kalanlara yemek saklamamış olur mu hiç? Dedi. Bunları duyan kadınm yüzü kızardı. Tatlı tatlı gülümsedi: — Evet, dedi, size verecek bir gö yim vur. Dedi ve sonra doğru içeriye gitti. Herhalde bir şeyler getirecekti Bubul küçük arkadaşına döndü. — Nasıl, dedi, plân:m fena değil değil mi? Bibi — Evet diye cevep verdi, senden şimdi bir şey öğrendim. Birinden bir gey istedin mi yüzüne gül, hemen istediğin olur. Fakat ikisi de y içeriden dönen kadn İcek yerine bir balta vardı. Bun Dul) a uzatıp: nılmıştı. Çünkü elinde yiye. (Bu — İste, dedi, sizin icin sakladığım #ey bu idi. Eğer parasız karm doyur ık istiyormanız bunu alm. Şu n odunları kesin. İşiniz bir ecek hazırdır arkadaşma döndü — Nasıl, dedi, kadının plü ninkinden daha üstün değil mi? Sen- den öğrendiğim şey pek işe yaramı. yacak herhalde. Ben şimdi bu dmdan yeni bir şey öğrendim. Aç kalmamak istiyor musun: Durma çalış İkisi de baltaya sarıldılar. Sıcak İ güneşin altında ter döke döke odun- ları kestiler, sahibinin İ verdiği bol me do- yurup bir köşecikte dinlendiler. | Birinci gün böylece bi Bibinin evini, ne de annesini babasını tanıyanlardan birini bulmuşlardı. Ya. bancı bir şehirde, cepleri: meteliksiz bakalım bu iki serseri böcek ne yapa caklaç? Bibi evine kavuşabilecek mi? Bunu gelecek hafta okursunuz. (Arkası var) iİfTE BUNU BILMIYORDUM . ma çok dayanıklı ve çok ucuz malze- me arar dururlar. Son zamanlarda Amerika mühen- disleri böyle dayanıklı ve ucuz bir malzeme buldular: Tuz, kaya tuz. Mühendislerin; tamamiyle bir tesa düf neticesi olarak buldukları bu mal zeme kil İle kaya tuzunun karıştır. masındsn meydana gelmektedir ve kazma ile koparılamıyacak kadar sert tir, Buna bir de kumla küçük çakıl taş- ları karıştırılınca yol pamuk için çok kuvvetli birşey elde edilmiş oluyor. muş, Bütün bu şeyler, yolların yakın- larında bulunuyormuş. Bu yillar ya- pılıp diğer şeylerin arasmda eriyor ve otları beton haline getiriyormuş. Bakalımi şekerden yolu ne zaman ya. pacaklar. ( EN Balık Avı <— Bundan bir saman evvel Amerika ön yanarak harap olan inik fabri- kası bir nehrin kıyısında idi. Fabri- kanın, içi alkol ve daha başka mayi. lerle dolu birçok depoları vardı. Yan gmda bu depolar nehrin içine aktı. Nehirde çok balık vardı, Suyun yö- zünde binlerce ölü balık görüldü. Fabrikaya yakın köylüler günlerle balık topladılar, günlerle balık yiye- rek geçindiler, Balıkçılar bu balıklar En suya karışan alkol ie zehizlen. diklerini görmüşler. Fakat yiyenlere bir zararı olmamış. İngilterede (Metsororoyı) cemiye ti yeni. bir iş açıyor. (Meteoroloji cemiyeti. yıldırım, yağmur, fırtma Bibi havada olup biten şeyleri inceli- Yen bilginler kurulu demektir.) Bu cemiyet bütün İngiltere halkın da şunlar yazılacak, Bulundukları yerlerde bir fırtına olursa, bu fırtma saat kaçta başla. d. Kaç defa gök gürledi, kolayen görülecek kadar çimşek çaktı mı, imşek çok kuvvetli ksa hafif ml idi? Fırtma yle ne kadar devam ett snasında rüzgür hangi isti. 7 esti. Bundan başka fayda- lı görüle bütün haberler yazılıp Gemiyezi gönderilecek bu yenilikten bakalırt v6 >enilikler doğacak, iYaşıyan (| / kısıcık bir rapor istiyor. Rapor | Lokantacı Londrada bir lokantacı lokantasın- da şimdiye kadar görülmemiş bir u- Bul icat etmiş. Bu icat şudur: | Lokantasının bir köşesine bir mâ sa koynüuş. Bu masaya oturanlara ye- İmek listesi verilmiyor. Müşteri ak. Jima yemek ve içki namına ne gelirse onu garsonlara söylüyor... Garsonlar ini getiriyorlarmış. Ye- mek sonunda müşteriye hiç bir hesap puslası getirilmiyormuş. Bu tokanta- <ı ya delidir, ya aptal diyeceksiniz. (Çünkü parasız dünyada kim kime ye- mek yedirir. Acele etemeyin, mesele öyle değil, Karnın: istediği gibi duyurup ye- meklerden memnun kalan müşteri kendisine hesap puslası getirilmese bile para vermeğen çıkıp gitmeyi u- nuruna sığdırır mr? Tabil çıkarıp bir #ey verecek, Ne versin, yemeklerden İ 0 kadar memnun ki..Ne verse ona az görünür. Bunun için bir müşteri he- men daima yemeğin değerinden faz. lasmı bırakıp gidiyormuş. Ay sonun- da hesap kitap yapmışlar, anlamış- lar ki bu masanın geliri bütün öteki masaları geçiyormuş. Nasıl çocuklar, lokantacı budala mı, yoksa açıkgöz bie ticüret adam ma imiş? Yüzde Elli Ne Demektir? Tayyarede yalnız bir yolcu bir de pilot var. Pilot havada arka arkaya taklalar atar, Bir defasında tayyareyi idare edemiyecek gibi olur. Nerede ise düşeceklerken güç halle vaziyeti düzeltir. Fukat hiç soğukkanlılığını kaybetmeden tek yolcuya döner: — Aşağıdakilerin yüzde ellisi bizi İdüşüyor sandı der. Korkudan betibenzi cevap verir; — Bade aşağıdakilerin değil b radakilerin de yüzde ellisi bizi düşü. yor sandı. Sebze İle atam yolcu ME, Şampiyen Büyük Britanyada garip bir mesik- let sampiyonu vardır. Bu şampiyon hurust rejim yapmadığı hale kolay. Uikla birçok rekor kazandı. Çok sade bir hayat ile yaşıyan bu mdam sudan ve çaydan banka hiç bir içki içmez, sigara da kullanmaz. Bir bisiklet ya aşçısı için bunlar çok iyi amma bu arişçı hiç et yemez. On yıldanberi Yalnız sebze yiyerek yaşıyor. Fakat vücudü çok sağlam, biçimi de çok gü. Gzeidir. Façlar ve güzel birde kızvar. Bu cağız. kuru boya takımı verilecektir. Kahkaha Köşesi Atla Binicisi — Ne oldu, bu ne hal, hasta mr m ? — Ne olacak, Bu sabah bir arka- daşla at gezintisine çıktık. Benim bin diğim at bir yana sapmak istedi. Hal. buki ben öblir yana gitmek istiyor- dum. E peki bunda hastalanacak e var? — Daha ne olsun. At istediği tara İfa gitmiyorum diye beni sırtından at- i. Nasıl !Oturulacak | Sanmış: Bir genç adam hiç şehir görmiyen köylü annesini Istanbulda” bir sine- maya götürür. Oyun başladıktan beş on dakika sonra kadın ayağa kalkar, gitmek isler. Oğlu hayretle sorar — Ne o anneciğim, yoksa film ho- suna gitmedi mi? — Yok ondan değil, hat oturulmuyor d Delikanlı dönüp yanmda oturan an nesinin oturduğu yere dikkatle bakar sonra : — Bunda şaşılacak ne var? Kol tuğun oturulacak yerini indirmeyi - nutmussun der, bu koltukta Resim Boyama Müsabakası Yukarıda resimde güzel renklerle boyanacak bir çok kurbağalar, su, a. resmi boyayıp bize gönderin. Iyi böytyanlardan üç kişiye hediye verecek ve resimlerini gazetemizde basa» Birinciliği kazanana bir sulu boya takımı, ikinci ve üçüncüye de birer Altı tane sönmüş kibrit alınız. Ak tası da bir masa üzerine koyunuz ve bu altı sönmüş kibritten biribirine müsavi üç “üç köşe, yapımız. Bu üş köşeleri muhakkak masanın üstüne yatırarak yapmak mecburiyetinde de Bülsiniz. Yaptıktan sonra bize seklini çize» rek gönderiniz ve ayrıca nasıl yaptın Hum da kısaca anlatınız, Bu bulmacayı doğru çözenler ara- sında kura çekecek ve kayananlar İgok kaymetli hediyeler vereceğiz. ğ ğ