"Hepsini Sağ Salim Teslim Edi Iyorum,. aç bir sonbahar günüydü. mi denberi Yağan yağmurlar tekeri Güneş bile, sanki Erdebil Rİ taşi n bu emsalsiz meserreti- t etmek istiyormuş gibi; bö- öğe önle yükselmişti. İstahap > doğru, herkesin gözleri, Tafta, oluna çevrilmişti. O tar İki, , San kuşlar bile, sabırsız- Kleşenlerin kalbine keys- TTLEkte idi, aykenin Yanımdaki camiin mi- Büylar. YENEK Besli hafızlar çık- bazlı (on iki imam) a ait şuzişli Bry” Okumıya başlamışlardı. to, ş venbire, İsfahan yohundan bir han geti kalkmıştı. Binlerce at- dog, sürekkep bir kafile, Erdebile VU yaklaşmıya başlamıştı. O AŞ süvari, atlarının karınla- e 1 o kunurcasma bir süratle 0 Misler; yollarda bekliyen binler. arâsından; Di Geliyorlar... Öze bağırarak geçmişler. Dolu İap,, (ekkenin avlusuna girerek, em dairesinin önünde — Baer Sultan, Müjde. miş Yarisma, atlarmdan in- yak Bânü, bu haykırışma- İşitmişdi, Büyük bir sevinçle ağı ©ye koşarak bu müjdecilerin ATA, Avuç &vuç, altın gerpmi: € Sonra, c bunca zamandır ağ- i ağlıya hasret çektiği övlâtla Zel evvel kavuşmak için, “ala sarmarak, tekkenin ka De kadar ilerlemişti. en binlerce kalp ve bih- visa tüzan bir velvele yük- — YA, Haydar, Sekine şükür! xn; cokun bir deniz dal #İbi her tarafta sikisler husu- kya Setiriyordu. Mi Sela &tlınm önünde, süt gibi Ag bir sta bindirilmiş olan Yar Kayı, İLAN, Üzengilerini tutan ak sa lr Arasında, bir hüküm dı, KAT ve haşmetiyle ilerliyor. Yı : Siyar rin #tını, bir al at takip tik Mi Bu atın üstünde de, ar. Kakma bembeyaz kesilmiş olan e: ği | muyum ağında, Şah İsmail bu: mk atının etrafmı da, yine ak « iritleri sarmışlardı.. Bu » İkide birde ellerini - henüz İli “rmiş olan - Şah Tama- Bong, alarma temas ettiriyorlar... İayg, » Yüzlerine gözlerine sürüyor A tlilar tekkeye yaklaştıkca, Kütüygş larin etrafını çeviren halk İpi çı, AKisiyordu. Bir uğultu ha- Ba, çe Möberret âvâzeleri arası Yag erin acıklı feryatları ka Düyapgı Artık, hiç kimse yürü- si; biri, ki © koca insun kütle- Bige, e” geçmiş bir külçe ha- Yordu. © binasına doğru kayı- ti alta dalga Mah Bânh bile, korkung bir Bibi gelen bu beşeri kütlenin duramamıştı. Yavaş yür vtek Harem dairesinin ka şekilmiye mecbur kal Bl enin 4vlusuna taş © Kasım birdenbire Anday A imuzlamıştı. Ku - Pimak, çak İsmaile armsıkı sa- de, Pei <raber, Yar Ali Sultanı Mn üs, 716 Gekmiz, kendi atı. ti aa m Bu karikülâde Beemeğ, B Sin, bir hamlede avluyu tey gelir iz Virme, (MN kapının önüne il ty heyecanmdan tiril Binde gur m aşa Binünun ö- - : Mya Sultan, AL omaretleri. M3, Sağ selim teslim edi- yorum. Diye bağırmıştır. Hiç bir kavuşma, bu kadar firak- olmamıştır... Alemşah Bânü, hıç kıra hıçkıra evlâtlarınm üzerine 4- tılmıştı. Artık, büyüğü on dört, kü- 'de altı yaşma girmiş olan iki çocuğu, sımsıkı, kollarmın arasma almıştı. Manzara o kadar hazin idi ki; orada bulunanlar da dayanama- muşlar; hıçkırmaya başlamışlardı. Alemşah Bânü, yere kapanmış... Alnını, topraklara dayamış: — Hey, kadir Allah!., Bu saade- timin minnet ve şükranını sana na sıl ödeyim7.. Artık, ölsem de gam yemem. Diye bağırmıştı. Yüzleree kurban kesilmişti. Bin- leree müridin iştirakiyle, büyük bir âyin icra edilmişti. Ve'sonra; henliz on dört yazında bulunan Yar Ali Sultan, parlak merasimle - dört seneğenberi boş duran - Türdebil tek kesinin postuna geçirilmişti. Şükran Borcu rdebil tekkesinde, artık işler yoluna girmişti. Tekkenin âhenk ve intizami, eski haline av. det etmişti. Şeyh Yar Ali Saltan; yaşmm küçüklüğüne rağmen, annesinin nezareti altında şeyhlik vazifesini mükemmelen ifa ediyor; her güh tekkeye gelip giden yüzlerce mü- rit ve misafir arssında küçük bir hükümdar hağmetile saltanat sit. rüyardu. Alemşah Bânü, artık memnun ve mesut bir hayat yaşıyordu. Kocası Seyh,Haydarm ölüm acısmı, evlât. Tarım muhabbetiyle unutmıya ça- hsayordu. Iraktan ve Horasandan muktödir hocalar getirtmişti. Ex çocuğu bun Yara teslim etmişti... Bu zeki ço. cuklar, bu şii âlimlerinin ellerinde meghebin bütün hikmet ve felsete. lerini öğreniyorlar; günler geçtik. çe fikren büyü terakki eserleri gösteriyorlardı. Fakat bu sakin hayat, uzun sür. memişti. Birdenbire hiç ümit edil. miyen bir hâdise başgöstermişe Sultan Yakubun oğlu Bay Sun. gur Mirza, yeni hükümdar Rüstem Sultandan yediği darbenin tesirile bir müddete şurada burada sindik ten sönra, gizlice başına topladığı kuvvetlerle, yeniden harekete geç. mişti. Çılgınca intikam hevesleri. ne kapılarak, Tebriz üzerine ilerile. migti, Rüstem Sultan bu âri hareket karşısmaa şaşırmıştı. Bir taraftan ordusunu hazırlamakia beraber, diğer taraftan da, kendisine sadık kalan kabilelere haberler yollamış. t. Fakat, senelerdenberi devâm e- den kanlı mücadelelerden, artık her kes bıkmış, usanmıştı. Haber gön- derilen kabilelerden, Sultan Rüste- min imdadma giden hiç kimse ol- mMamıŞtI. Rüstem Sultanım taç ve tahtı, teh Wikeye girmişti. Başmdaki kuvveti gittikçe çoğaltan Bay Sungur Mir. za, yavaş yavaş Tebrize tekarrüp etmişti. Kuvvetli bir baskınla şeh- re girecek hale gelmişti. Yazan : Ziya Şakir Emanetlerini,, 4şte 0 zaman Alemşah Bânü, Rüs tem Sultana bir stk göndermişti. Bu atlı, Karabağda bulunan Rüs- tem Sultanm huzuruna çıkarak: — Alemşah Bânü Sultan, selâm ediyorlar, Tekkenin müritlerinden mürekkep bir imdat kuvvetini gön- deriyorlar, Demişti, Üstem Sultan, Alemşeh Bi- nunun gönderdiği bu haberi duyunca, sevincinden çıldıracak ha la gelmişti, Onun ricasını kabul e- derek Yar Ali Stan ile Şah Isma- Hi aflelmekle, ne kadar isabet et. miş olduğunu sncek şimdi takdir et mişti. Alemşah Bini, Erdebil tekkesi- nin kapısı önüne, bir harp bayrağı diktirmişti. Eli silâh toten mürit- lerin, derhal bu bayrak altıma top- Janmaları için, her tarafa atlılar göndermiş, Birkaç giin zarfında, bayrağın al tana ve tekkenin etrafına binlerce silâhk mürit birikmişti. Bunlarm hepsi de, vaktiyle Şeyh Cüreydin ve Şeyh Haydarm sskerlerinin yaptıkları gibi, kıl renkli keçeden külâklar giymişlerdi. (Arkası var) Köytünün Eüne Bol Para Geçti Bu sene müstahsilin mal. ları kıymetlenmiş ve köylü. nün eline bol para geçmiştir. Anadoludan pamuklu bezler üzerine her gün sipariş gel- mektedir. Esnafın pamuk ipliği bulamamaktan başka derdi yoktur. Köylünün kul. # landığı kadife pantolonluk * kumaşları da dokumacıları $ mız yapmıya muvaffak ol. 4 muşlardır. İlk tecrübeler iyi 4 netice vermiştir. Şimdilik 4 günde 500 metre kadar bu # nevi kadifelerden yapılmak. * / tadır. j Tiftik Piyasası .Düzeldi | Tiftik piyasasnm vaziyeli düzel miştir. Bir hafta evvel daha az ha- reket görülen piyasuda cunllık bagla mıştır, Thracatçıların bir kaçı bir a- raya gelerek mal almaktadırlar, Bi- rinei kalite ince'cins oğlak tiftiği en çok aranılan mallardır. Yozgat, Es- kişehir, Kütahya, Karahisar malları üzerine satışlar devam etmektedir. Bu cinslerin stokları da azalmıştır. Satıcılar fiyatları biraz artırmışlar. dır. Orta mallara eler azdır. Son haf ta içinde satılan 650 balyenin kilo- su oğlaklarda 147 - 153, Karahinar birinci ve mümasilleri 132 - 136, An- kara ve Beypazarı 127 - 180 kuruş 8- rasmdadır. Başlıca alıcılar Ingiltere, Fransa ve az miktarda Japonyadır. Sovyetler sondaj yapmakta ve he - nüz mukâvele yapmamaktadırlar Çünkü İngilizlerin fiyatı Sovyet fi- | yatlarından daha istifadelidir. a Öğle Yemeğinden Sonra Uyumalı mr, yoksa uykuya mu- kavemet etmiye imi çalışmalı? Her yil sıcaklarda yeniden meydana çı kan mühim bir mesele, Doğrasunu isterseniz şimdiye kadar halledilememiş. oInsanlarla hayvanlar arasında lüzumundan fazla benzerlik görenler; — Bukınız, derler. Hayvanlar ye mek yiyince, hemen istirahate çe- kilirler, uyurlar. İnsanlar da çocuk luklarında meme emdiklen sonra uykuyu dalarlar, Biraz daha büyü dükleri vakit bile yemekten sonra uyumazlarsa anneleri onları zorla yatırırlar, Demek ki tabli kalde her yemekten sonra İstirahat et- mek, uyumaktır... Kimisi de bilâkis yemekten son Ta bastıran ağırlığa karsı, bilâkis, harrket tavsiye eder, Hem de: — Insan bacaklarile hüzmeder. Diye tuhaf bir iddiada bulunur. İnsanlarla hayvanlar arasında bir gok bakımlardan henzerlik bulun- sa da insanları herşeyde onlara benzetmek te fazla olur, Bir kere, öğleyin yemek zamanına ancak bir nihayet bir buçuk saat ayırabilen iş adamları için hayvanlara ve çocuk lara benzemek keyfiyetini kullana bilmek yulnız pazar ve başka tatil glinleri kabildir. O kadartık keyif te kullanmıya değmez. Sonra da aksam yemeği insan- ları büsbütün ayırt ettirir. Tabii kaide - hayvanların ve çocuklar yaptıkları gibi - her yemekten son ra uyumak olsa bile medeniyet © kaideyi değiştirmiştir. Medeniye. tin büyük bir meticesi de gece ha- yatı temin ederek insanların öm rünü uzatmak olmustur. Medeni in san akşam yemeğinden sonra ge zer, eğlenir, ahbaplarile | buluşur, yahut, okur, yazar. Onun için ak- şam yemeğinden sonra ağırkık bas tırsâ bile hemen uyumak akla gel. mez. Öğle yemeğinden sonra istirahat etmiye, uyumıya vakli bulanlara gelince, onların da hepsi için umu- mi bir kaide söylemek kabil değil. dir. Kimisi yemekten knikmea oda sının içerisinde biraz dolaşırsa da- ha kolay hazmedör, Kimisi de ra- hat hazmetmek için koltuğuna 0- tarup tatlı tatir konuşmak ister, Bir başkası yemekten sonra biraz uzanmak, hattâ bir şekerleme yap- mukinn hoşlanır. Şu halde en doğ. rusu herkesin kendisini yoklayıp hangi türlü daha kolay hazmedi- yorsa o türlü yapmıya devam et- mesidir. Kaft'i kaide olarak yalaız birşey vardır: Herhangi bir yemekten sonra yorgunluk verecek derecede hareket etmek, hazme iyi gelmez. Hareketlen hoşlananlar bile Hra- ta gitmemelidir. Bir de, yemekten sonra şekerle- meyi sevenler için, uykunun hafif olması, şekerleme derecesinden ile riye gitmemesi şarttır. Uyku ağır olursa, karısık rüyalar gelirse, uy- kudan sonra da vilcude ağırlık, ba- sa sangılık gelirse öyle uykuya kendini kaptırmamak daha iyi o- lar, SE İİ üzüm gö Üzüm İhracatımız Bu hafta İngiltereye 15 ton daha yaş İngiltereye gönderilen ilk yaş üzüm mahsulü merasimle deriliyor vapura konulduktan sonra.. İzmir, 26 (TAN Muhabirinden) — Iktısat Vekâletinin büyük ehemmiyetle üzerinde durduğu yaş üzüm ihracatının ilk adımı, dün İngiliz piyasasma gönderilen ilk yaş üzüm partisi ile atıl mıştır. İlk yaş üzüm partisini hazırlıyan ve mezbahanın buz depoların. da muhafaza eden Tariş üzüm kurumu bu üzümleri dün kendi de- polarma getirmişti. Üzümler, fenni usullere göre Ar. Jangin tipi ambalâjla hazırlanmıştı. Yaş üzümün kutuları tpkr yumurta sandıkları gibi kafesli idi, Ince kâ- Zıtlar arasında muhafaze ediliyordu. Yirmi beş ton olan bu sevkiyatın Mühim bir kismi teşkil eden raza- ki Üzümlerinin kurum tarafmdan te darikinde epeyce zorluk çekilmiştir. Bize haber verildiğine göre, bu yıl bilhassa çekirdeksiz üzümlerimiz Ingiliz, Çek, Alman ve Norveç pa:| zarlarında iyi müşteriler bulacaktır. Denilebilir ki, bu dava bizim davamız olduğu kadar Üzümlerimizin Avrupa piyasalara bozulmadan seykedilme- si bakımından Ik:isat Vekâleti stan- datdizsayon mübtehaesısı doktor Ba- de'nin de davasıdır. Çünkü o, daha iki yıl önce üzüm mahsulümüzü tet- kik ederken kararımı vermişti: — 'Türk yaş üzümleri dış piyasa- iarda Bulgar yüş Üzümlerine nefase- Sile reksbet edebilecektir. Doktor Bade, diih iki yillik çalış masmın ilk semeresini alırken endişe içinde idi. Soğuk hava tertibatmı haiz olan Norveç bandıralı vapurun Londraya gidişine kadar bu endişesi devâm edecektir. Tik sevkiyst törenine valimiz, Tktı- sat Vekületi Iç ticaret umum müavi- ni Salihaddin, Vekâlet tarifeler mü- dürü Muhip, Türkolis müdür ve mi. | i dür muavini, ticaret odası ve üzüm kurumu erkin: ve gazeteriler vapu- ra-davet edilmişlerdi. Tik parti üzümler vinçle vapura a- İmırken vapurun kaptanı ingilizce 0- larak: YA ır kaptanının temennisi e” bi üzüm mahsulünün Tür | kiyeye uğur getirmesini, yurdunu- zun saâdetine hizmet elmesini temen- ni ederim,, diyerek elindeki şampan- ya şişesini üzümlerin üstüne vurmuş | ve bütün tayfalar birlikte üç defa (Hurra!) diye bağırmıştır. Yüklenen üzümler, 15 ei gün! Londra piyasasma arzedilmiş ola- caktır. Gelecek hafta diğer bir va- purla yine Londraya 150 tön razaki yaş üzüm yollanacaktır. Bu münasebetle vapurda davetlile- re bir ziyafet verilmiş ve çok samlıni hasbihaller yapılmıştır. Vapurun a- tentesi, evvelce Ispanyadan zeytin- yağı (o itenl Oeden O Norveçin Türkiye zeytinyağları için iyi bir pa- zar olabileceğini işaret etmiştir. Bu mevzu üzernde galâhiyettar zatlerin verdikleri izahata göre, Ispanyada dahili harp başladıktan sonra Nor- veçe gönderilen zeytinyağlarımız rağ bet görmemiştir. Bunun sebebi Nor- veç halkının rafine zeytinyağı kullan- / Ni i BORSA! | İ 27 Temmuz SALI PARALAR NE asim İ Sterlin 6 İ Dolar 6, İ Fransız Fr. o 95,— z İ Liret 110— in Belçika frangı &0,— İ Drahmi 18,50 j | levigceFr. B70— Leva 20— İ Florin 66— v8 İ Kron Çek T5— İ Silin Âvustarya2i — Bark İ Zioti İ Pengo İ Ley İ Diner ğ İ Kron İsveç İ Atm iv f İ Banknot 256,— 257,— ! ÇEKLER | NN | NewYork Omo 075 İ İ Milâno 15, , İ Brüksel 4 2 i Paris 21,095 j Atina 86,7460 Cenevre 3,4422 | Sofya 63.1920 İ Amsterdam — 14317 Prag 22,6380 | İ Viyana 4,1762 İ Madrid 1365 Gö | İ Berlin 1,9638 6 | Varşova T Budapişta | Bükreş Belgrad İ Yokohama Moskova 240 İ Stokholm 3,0787 yacin: Italyadan temin eden Nöryeç- liler gemikman rafine edilmemiş olan Malyan yağlarının Türkiye mahsulü olduğunu teslim etmişlerdir. Pek yas kında bir buçuk, iki eşit zeytinyağı meydana getirileceği de anlatılınca vali Fazlı Güleç, acenteye: — Her şey iyi.. Yalnız vapur nav- lunlarmı artırmayın! demiştir. Valimizin bu ifadesi üzerine, acen- te, bu işte acentelerin samimiyetle çalıştıklarını, ucuz navlunlarla fazla iş görmek suretile kendilerinin daha ziyade istifade edeceklerini ve bu - nun İçin ne kadar çalışıldığını mek- tup ve telgraf kopyelerile isbat ede- bileceğini söylemiştir. Öğrenildiğine göre, pek yakmda Kontinantale isliyen vapurlar avene teleri namma bir zat İzmire gelecek, alâkadar makamlarımızia vapur nav malarıdır. Şimdilik zeytinyağı ihti - lunları etrefmda temaslar yapacak» tır.