25 Haziran 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

25 Haziran 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkermelerde Son Gazlıçeşme “ Yangınında Kasit - Olduğu Anlaşıldı Gazlıçeşmede İsmet ve kardeşlerine ait deri fabrikasında bu ym sekizinde ve yirmi birinde iki defa yangın çıktığı için Müd. — deiumumilik tahkikata başlamış ve muavinlerden Hikmet Soneli 'bu işe memur etmişti. Hikmet Sonel, hâdise yerinde tahkikat ve bir de ehli vukuf seçmiştir. Yakılmak istenildiği iddia dilen Fabrikanın 50 bin liraya sigortalı olduğu ve Mahmut tara- fından idare edildiği anlaşılmıştır. Bay Mahmut, fabrika tesisatı içindeki stok mal için 115 binlira değer söylediği halde ehli kuf 135 bin lira kıymet biçmiştir. Canı Et duğu anlaşılmaktadır. Çünkü ehli vu. | İsteyince But . Parçasına “ Yapışmış Sultanahmet Sulh Üçüncü Ceza emesi dün, 68 yaşmda Kadir İs bir ihtiyarı 25 gün hapse mah- üm etti, Iddinya göre, Kadir Aksa- da adaşı bir kasabın dükkânma ve çırağı meşgul ederek bir et çalmıştır. Davacı şikâyetini rah ederken: “— Ben dükkünm arkasında idim. Bu ihtiyar adam arasıra dükkânlara iğrardı. Dün de gelmiş, çırağı meş. il görmüş ve zenbilinin İçine bir But indirerek sıvışmıştır. Dükkânm arşısında iş gören tramvay amele nden Kadir bunu görmüş, bize ha- Çocuğu gönderip yakaist- r verd “ Yaşlı suçlu ise : Canım et istedi. Bi'numda kül. tı mis gibi koktu. Dükküna git. m. Poramla bir but et aldım. Evi & gidip pişirecektim. Yakaladılar. Hükim Kemal bu müdafaayı ka - il etmediği için kendisini 3 aya mah İm etti. Etin kıymetinin az olma- ve suçlunun 65 ni geçmiş bulunma Yüzünden de cezası 25 güne iodiril- Ve tecil etti. oğlu i Ağır ceza mahkemesinde ih. âsten suçlu Beyoğlu noteri Salâ- ddinin muhakemesine devam edil- u noter müdafaasın: yapacak- atı iki aydanberi rahatsız ol- Bu için bir ay daha mühlet istedi. hkeme de müdafaayı 9 Eylüle bi. Ehli vukufun tahmini gibi mal sa- bibinin verdiği yekünun da yanlış ol. kufa boş çuvallar dolu gibi gösteril miş ve tahmini de buna göre yapmiş tır. Müddeinmumiliğin yaptığı tabki- katta yangında kast olduğu neticesi- ne varılmıştır. Hâdisenin cereyan şek li de şudur; Direğin üzerine dökülen madde Yangın ayın 21 inci günü saat 12 buçukta fabrikanm Üçüncü katında derileri kurutmaya mahsus ısıtma 0- dasmm döşemesi altındaki bir direk. ten çıkmıştır. Yangın, tek bir direğin Üzerinden benzin dökülmüş gibi bir metre yüksekliğinde ve ayni seviye- deki alevden çıktığı için Müddeiumu- milik bunun üzerinde durmuş ve bi- Dânm üst katındaki malzeme amba- rmda araştırma yaptırmea kolodyom denilen parlayıcı madde bulmuştur. Bu madde derilerin kurutulmasmnda kullanılan ve arpa şehriyesine benzi. yen birşeydir. Kibritle tutuşturulun- ca yanmaktadır Suçlular iddişya göre bu maddeyi yukarı katın döşemesi a- rasından avuçla dökmüş ve amele Paydos yaptığı zamanda ateşlemiş- tir. O sirada ceketini almak için oda: ya çıkan ameleden Mehmet, yangrul görmüş ve arkadaşlarından Muratla İbrahimi çağırarak söndürme meki. nesile söndürmlştür. Bu katın dört metre eni, yedi metre boyu ve ili metre yüksekliği vardır. Ve duvarla” Tı da çinko ile kaplanmıştır. Yangın binanım Üst katından ve amele bulun- madığı bir zamanda çıkarılacak ve bu suretle cürüm vasıtası da ortadan kaldırılmak suretiyle sigorta parasi , İslinacakmış, Müddeiumumilik, ebli Noterinin Muhakemesi | vukufa yeniden tahkikat yaptırmıya ilzum görmüştür. Atla Ekmek Satıyormuş Polis, dün mülddelumurniliğe ecnebi tebaasından Evgeni adlı bir genç ÇE Hanife kadının ölümü 7 / ; ç / o Ağirceza mahkemesi, bu davayı neti» * celendirdi. Müddeinmumi, iddiasını söyledi. Mehmet 4 ? oğlu Rifatla Mustafanın ce- f & zalandırılmasını istedi. Ölen * 4 Hanife, Şükrü adında bir N rençberin o karısıdır. Mah- 4 9 kemede Şükrü de kızı ve ge- $ $ lini iki Emine ile beraber $ ik Rifat ve Mustafaya sövdük- * 4 leri için suçlu olarak bulu. * & nuyorlardı. Muhakeme ka- NR yarın tefhimi için başka bir İY güne talik edildi. Va Boğazına Sarılıp Yüklenmişler Cafer Tayyar, Vefa ve Halil adir üç arkadaşın evvelki gün geç vakit Yenipostahane önünde Dursun adlı bir genci boğmak istedikleri iddiasi. le bir dava açılmıştır. Meşhut suçla ra bakan Sultanahmet Sulh Ceza mah iddiayı tetkik etti. İunkapınmis Kâsımm kahvesinde İ yattığını söyliyen Dursun şikâyetini göle anlattı: “. Adliyedeki bir işimi takip ct- mek-için Cafar Tayvaraeirix ira vermiştim. O ne işimi yaptı, ne de pa ramı iâde etti. Adliyeden çıkarken kendisinden paramı isteyince hemen gırtlağıma sarıldı. Beni boğuyordu. Diğer arkadaşları da beni yumvukla- dılar.,, Hâkim, şahitleri dinledikten sonra Cafer Tayyarla Vefayı yirmi böşer Vira ve Halili de 29 Hira ağır para ce- zasma mahküm etti. —————— verdi. Tddiaya göre, Evgeni Bakırkö. yünde atla seyyar ekmek satıcılığı yapmıştır. Halbuki bü gibi satıcılık. lar ancak Türkler tarafından yapı- labilecektir, Sultanahmet Sulh üçün- cü ceza hâkiminin önüne çıkarılan Suçlu 10 lira para cezasına mahküm İ rülmüştü. Dün kemesi dün bu TAN # |Öksüz Mehmedin taratma dü: # |muz. Bunu : ği $ | Mehmet ve oğlu Mustafa, Öksiiz Meh Geçen sene Şilede bir tar- 4 | metle kavgaya tutuşmuşlardır. lâ la kazığı ve sınır yüzünden (| tafa kürekle Mehmedin ka 4 Hanife adlı bir kadın öldü. * |mu # | müştür. Mu, 4 | birinin de kolu ve bacağı kı Saçlarının her örgüsüne ya bir avuç boncuk, yahut ir sira kordelâ eskisi bağlamış. Erden şaşarak bak- & Genç kız, ucuna yuvarlak birer aktar aynası dü- fömlenmiş, çuval parçası kuşağını kırmızı, yeşil, Bavi mürekkeplerle boyanmış parmaklarına sara- — Öyle ne bakıyon efendi? dedi. Beni tapımadın — Tanrmadım bacı.. A.. Hele hele.. Askerin yavuklusu Anşeyi kim x ki? Erdenin, ihitiyarsız dürup hayretle baktığını gö- ünce, biraz daha sokuldu: — Hani, askerler yok mu askerler... Hani gider r de hiç gelemezler. Canım Çanakgalesine, Moskof ine giderler de gelmezler... © —E.y! — Işte onların yavukluşu Ahşe (Ayşe). Ürden, genç kızın, şimdi parlamıya başlıyan mâ - gözlerinde bir felâket daha seçti. Acaba neden olmuş? diye bir an içinde düşündü. Deli, başın- binbir çeşit süslerini yakırdatarak; Bana ir altın versene,. elini uzattı, Erden, gülümsiyerek: — Ne yapacaksın bir altını?. — Yavukluma bağlık, çevre yolleyacağım.. “Cebinden beş kuruşluk bir kâğıt çıkarıp verdi. De- Bu bir altın eder mi? iye gilpheli bir gözle Erdene baktı. — Eder ya! — Peki öyle ise, Emme beni şuracığa kadar ge- İriver olma mı? Nereye gideceksin? Deppoya gideceğim. Yalnız gitmekten korkuyor musun? Yoco., Emme hele bir bak çocuklar nasil bek- vip batırlar. — Onlardan sana ne? i — Beni rahat bırakmazlar &İ,. — Peki hadi düş önüme. Deli kız, parayı koynuna yerleştirdikten sonra hızlı hızlı yürümeğe başladı. Evvelki sözünü unut- muştu. Meydancığın diğer köşesindeki çocuklar fis kos geçtiler, birkaç ıslık çalındı ve deli kız, deppoy yoluna girmeğe vakit bulamadan, belki otuz çocuk Sir küme halinde peşinden ve hep bir ağızdan, elleri- ni çırparak haykırmaya başladılar, Ateşe ateşe! Miloviç ateşe! Piç ateşe! (1) Şarap içer şişe şişe Alem çalışır, gitmez işe Atego ateşe! Piç ateşe! Miloviç ateşe Genç kız, döndü, çocuklara hiddetle yumruklarını uzattı ve koşmaya başladı. Delinin bu kaçışını gören çocuklar ardına düştüler. Çakıl, toprak, çamur, tah. ta parçası, ellerine ne geçiyorsa hem atıyorlar, hem haykırıyorlardı: Ateşe ateşe! Miloviç ateşe! Elması var kırık şişe Piç ateşe, Miloviç ateşe! Ben.... um Sen iç ateşe Miloviç ateşe... “Ayşe eliyle kulakları tıkamış, pis şalvarmın yır- İ Karak MOA Tutan Kürekle Öldürdü Konya, (TAN) — Kirligiret köylün de birkaç kiremit yüzünden kanlı bir hâdise olmuştur. Veysel Mehmetle $ | oğlu Mustafanın oturdukları evle ök- $ | süz Mehmedin evi a sındaki duvarın üstünde bulunan kiremitler ekse: or. hırsızlık sanan Ve; ir. Mehmet ağır surette yaralan miş ve hastahaneye götürülür! öl a ve babası tevkif e- dilmişlerdi; Bir Araba Uçuruma Yuvarlandı Suşehri, (TAN) — Kelkit nehri kenarında bir yere gitmek isteyen dört kadınlı, çocuğun bindikleri araba, hayvankırınn ürkmesi 3 den uçuruma yuvarlanmıştır, anın kaburga kemikleri, kadınlardan Yaşta. Diğerlerine birşey olmamıstır. Toplanan Kitaplar Müddeiumumilik “Yosma” ve “Ku yucaklı Yusuf” adlı iki roman hak. kmda takibata başlamış, mu! ri ile bunları satan kitapçılar aleyhin de dava âçarak dosyalarını Asliye birinci ceza mahkemesine vermiştir. “Yosma” romanında polise karşi de “Kuyucaklı Yusuf” romanmda da halkı askerlik ve sile hayatından soğutucu neşriyat yapıl- dığı iddia edilmiştir. İnkılâp, Ikbal ve | Yeni Kitapçı ve Haşet kitaphaneleri de bu kitapları satmaktan süç'üdur- Daglar SAHTE ORMAN TEZKERESİ Dün ağır ceza mahkemesinde bir sahtekârlık davasma başlandı. Deva. nın suğuları Şile orman memuru Mehmetle oduncu Ömerdi. İddia e - dildiğine göre, Mehmet, Ümtere sah- te bir orman tezkeresi vermiştir. Ö- mer de bunu bilerek Kullanmış'şr Suçlu Mehmet mahkemeye gelmemiş ti. Muhakeme suçlunun #orla getiril. mesi için talik edildi. “....., HALKEVLERIİNDE i m Beyoğlunda Stenografi Kursu Beyoğlu Halkevinde: 1 — Evimizde 1 Temmuz 1987 ta- rihinden itibaren Stenoğrafi kursu açılmıştır. 2 — Kurs heftada iki ders olmak Üzere üç ay sürecektir. - Dersler pazartesi. Ve perşem- be günleri saat 19 da başlıyacaktır | 4 — Kursun hitamında imtihan ya İpilarak kazananlara ehliyetname ve. rilecektir. 5 — Kursa iştirak için orta mek- tep tahsilini bitirmiş olmak lâzimdir. | İ o Bucada Çirkin Bir Vaka İzmir, (TAN) — Bucalı Yusuf, Kanber ve Mustafa ile bir arkadaşla» rı Bucada 14 yaşında Recebi bıçakla | ve ölümle tehdit ederek götürdükleri İ bir yerde zorla kirletmişlerdir. Rece. bin şikâyeti üzerine bunlar yakalan- mıştır, Recep; daha evvel de kendisi- ni başkalarınm Iğfaj ettiğini haber n onlar hakkındada tah- şlanmıştır. İznikte Koza Piyasasi Iznik, (TAN) — Kasabamızm en mühim malhısulâtından olan koza Pi- yasaya çıkarılmıştır. Fiyatlar 70 . 85 İ kuruş arasındadır. — —& ———> YENİ NEŞRİYAT Suçlu Çocuklar ve Islah Evleri Istanbul ceza müesseseleri bagheki- mi İbrahim Zati Öğet, bu isimde yeni » İbir eser neşretmiştir. Esaslı bir tet. kik mahsulü olan bu kitabı okuyucu" larımıza tavsiye ederiz. e ZIYAFET — Meşhur Eflâtunun e İhemen bütün Hsanlara tercüme edil iş olan bu kıymetli eseri Şaziye Berrin Kurt tarafından türkçeye çev ve ikinci tab'ı çıkmıştır. . AR Memleketin yegâne sanat dergisi olam ADL 6 re meyi Mere yır s rette intişar etmiştir. Yazılarile ber kesi nlâkadar etmiş olan bu dergi pe #imlerle ve dolgun münderlcatla önti- şar etmiştir. pe yanma Askerlik işleri | | Askerliğini Bitirmiş Kısa Hizmetlilere Beyoğlu Askerlik Şubesinden: 1076 Sayılı kanuna göre kısa hir- metli olarak Hastane ve milessese- lerde askerliklerini yapıp bitirmiş Beyoğlu Askerlik Şubesinde kayıt gayrı Islâm Tabip, Baytar, Eczacı, Kimyager, Diş Töbiplerinin vesair İ mesleklerden olanların yedek subay» İ ik muameleleri yapılmak üzere Pa- zartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe İ günleri saat 8,30 dan 12 ye kadar gu- İbeye müracastları ilân olunur. Bugünkü Program Oğle Neşriyatı: 1230 Plâkla Türk musikisi 1250 Havadis 13,05 Muhtelif pâk neşriyas t: 14 Son. Akşam Neşriyatı: 18,30 Plâkla dans musikisi 19 Rad- yo fonik komedi (Kuyumcuda ve u- nutkan) 20 Türk müsili; heyeti, 20,30 Ömer Rıza tarafından arapca söyler 20,45 Veğin Rıza ve arkadaş” ları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları (Saat ayarı) 21,15 Or- İkestra 22,15 Ajans ve borsa haberle“ ri ve ertesi günün programı, 22,30 Plâkia sololar, opera ve operet par- çaları. 23 Son. Günün Program Özü HAFIF KONSERLER 710 Berlin kısa dalyası: Plâk. 730: Orkestra. 9,20 Paris kısa dal |; Bası: Plâk, 9,45: Keza. 10,30: Ke- za. 13 Paris kısa dalgası: Plâk. 13,10 Bükreş: Plâk konseri, 14/15 Paris kısa dalgası: Konser nakli, 15: Keza, 15,20 Roma kısssdalga- 81: Orkestra, 15,25 Prag kısa dal- gas: Orkestra (Mozart, Seriabin). 16,25 Prag kısa dalgası: Balet mu- #ikisi, 13,30 Roma kısa dalgası: Operet musikisi, 19 Moskova: i Plâk musikisi, 19 Bükreş Marco | orkestrası, 19,15 İmera mu sikisi, 19.15 Varşova: Ketelbeyin pliâklarmdan. 20 Varşova: Sere - radlar. 20,25 Viyana: Alplara ait köylü musikisi, 21 Varşova: Ope- ra parçaları (Orkestra, koro). 21,30 Peşte: Radyo orkestrası, 21/30 Kolonya: Tayyareci musiki- 8i, 2140 Milâno, Torina - Napoli vesaire: Karışık konser. 2140 Prag kısa dalgası: Hafif musiki. 22,25 Prag kısa dalgası: Orkestra konseri, 23,05 Prag kısa dalgası: Balet musikisi. 23,20 Viyana: Rad yo orkestrası, OPERALAR, OPERETLER 16,30 Paris kısa dalgası: “Elle est a vous,, isimli operet. 20,40 Bükreş: Pikk ile Bizet'in “Car « imen,, operası, 22 Milâno, Elorans: “Flor di Campo, isimli operet. 22,30 Liyon: Mousorgaky'nin “Bo. ria Godounow,, operası, ODA MUSİKİSİ 15 Prag kısa dalgası: Bando kü- artet musikisi. 23 Röma: Oda mü- 18,10 Roma kısa dalgası: Keman konsertosu. 18 Varşova: Piyano « şarkı, 18,30 Peşte: Piyano konseri. 22,05 Prag kısa dalgesi: Halk şar- kıları. . (Bir haftalık radyo cetveli &nci sayfadadır) Küçük Kemal İçin Toplantı Fatih Gençler Birliğinden: Şehir Tiyatrosu artistlerinden (Ke mal Küçük) için Fatih Gençler Bir. liği tarafımdan Şehzadebaşmda Tu - ren Tiyatrosunda tertip edilen ihtifa lin müsaadesi alındığından kendileri- ne evvelce davetiye sunulan zevatın 26-6-1937 cumartesi günü saat 13,80 teşriflerini dileriz. tıklarmı savurarak koşuyor, koşuyordu. Erden çocukların yanına geldiği vakit durdu. Da- rilmak, büyük bir ihtiyatsızlıktı. Bir alay çocuğa hiç öyle şey olur mu? Derhal deli Ayşeden, dönerler bu söfer kendisile başlarlardı. Gülümsiyerek ve tatlı bir sesle: — Günahtır çocuklar! dedi. Bakınız zavallı deli.. Kimseye bir fenalığı yok. Oynamak isterseniz ben size ceviz alrvereyim. Çocuklar biraz utandı ve çekingen, yine hep bir a- ğızdan: ; — Sahi alıverir misin? — Alırım ya. Na işte. On kuruş verdi. Afacan'alayı kulakları çınlatan bir sevinç gürültüsüyle Deli Ayşeyi unutarak çarşi- ya doğru kosustular. Erden dudaklarmda bir tebessüm, fakat kalbinde derin ve müphem bir elemle yoluna yürüdü. Şimdi düşünüyordu. Bu, ber yerde her yaman gö- rülebilir bir vaka idi. Bir deliyi, mahalle çocukları kızdırıyor. Belki o bile küçüklüğlinde bunları yap- mıştı. Fakat bu basit ve olağan vakada asıl hayre- tini çeken bir gey, bir kelime vardı: Miloviç... g Anadolunun bu umutulmuş, kenar kasabasındaki çıplak ayaklı, bağrı yanık siska çocukları onun adımı biliyorlar ve boncuklu, aynalı, kordelâlı deli kıza bu adı veriyorlardı. sikle, tiki ze Ve böyle olabilmesi için, bu çocukla rın İstanbuldaki milli âfet hakkında geniş malümatla rı olması lâzımgeliyordu. Demek gelen yolcularm, ga zetelerin yetiştirdiği havadisler arasında en mühima- mini, çocukların ehemmiyetle unutmiyacakları cihe- & bu teşkil etmiş. İstanbulda bile Sir efsane gibi dilden dile dolaştıktan sonra buraya gelinciye kadar kimbilir ne şekil almış. — Efendi ammi! Sfendi ammi! İnce ve soluk Soluğa bir ses işitti, döndü, küçük bir çocuk koşa koşa geliyor ve ellerile işaret edi- yordu. Durup bekledi. Çocuk kanter içinde geldi: — Ne var küçük beni mi çağırdın? — Ya.. şey.. bana (ceviz payı vermeyiz) dediler, — Niçin? Senin de paym var — Ben Miloviç Ayşeye haykırmamışım da ondan hakkım yokmuş. — Sen Miloviçi tanıym mı ? — Tanımam mı? Deha.. diyip kaçıverdi, — Ona niçin Miloviç diyorsmuz? — Istanbuldaki de böyle boricuklar takarmış, deli gibi bir şeymiş te.. — Istanbuldakini ne biliyorsun? — Bilmez miyim? Ninem, dedem, komşular hep söyler. — O Miloviç nası! adammış ? — Adam değilmiş o.. Avratmış. Emme, Beyler pe- ri kızı derlermiş. Adamları çarparmış. Tırnakları büyükmüş te herkesi yolarmış.. — Ecey! Böyledir de onu candırmalar tutmuyor muymuş? « Tutamazmış ki. Paşslar varmıs, zenginler var» miş, hep ondan uğur alırlarmış ta. Onun İçin dama atmazlarmış, Hem çok parası varmış. — Ne biliyorsun? — Adamlar çuvsl çuval verirlermiş, (Arkas var) —i) Miloviç bir operet artisti idi, Harbi umumide yarar er EY

Bu sayıdan diğer sayfalar: