sz 4 Dün Ağırceza mahkemesinde detnamesini taklit ederek Yedek sonra da sahtekârlığı anlaşıldığı Müdafaa ederken: — Bu şahadetnameyi bana tanıdı. © ğım Kemal vesıtasile Hasan Ziya te- min etmişti. Mühürleri ben taklit et- edim, diyordu. © Suçlu Kemal ise şunları söyledi: — Ben Antalyadan Istanbula gel- miştim. Maliyeye girmek istedim. İn- kılâp lisesinde müdür muavinliği ya- © pan ve geçenlerde ölen Hasan Ziya, bana 1932 senesi Mayısında İstanbul Jisesinden bir kayıt sureti verdi. Ben bu sureti Istanbul defterdarlığına gös terdim, Ve bununla Maliye memuru oldum, Yalnız Defterdarlık bu kaydın “ bir suretini aldı ve aslmı bana iade etti. Ben de bu sahte kaydı yırtıp attım, O vakittenberi memurluk ya- “piyordum. Son zamanlarda Asımın » kullandığı sahte vesika ortaya çıkım “ca ben de yakalandım. Hasan Ziya, benim hoçamdı, O vesikayı bana te- min etmişti, Ben Türk kollejinde ye- dinci smıfa kadar okudum. İnkılâp Tiseşinde de okudum. Numaram gali- ba 157 idi. Hasan Ziya, daha başkalarına da bu şekilde sahte şahadetname tedarik ettiği için aym on dördünde ağır ce- za mahkemesinde suçlu olarak muha- “kemesine başlanacaktı. Mahkeme, öl- “dliğünü resmen tesbit ettikten sonra “&mme hukuku düşecektir. Kemalin sorgusundan sonra Müd - “ delumumi Ahmet Remzi, Kemalin Türk kollejinde okuyup okumadığı - 'nın ve Hasan Ziyanın kendisine mu- allimlik edip etmediğinin İstanbul 7 mildürlüğünden sorulmasını istedi. Mahkeme bu şekilde karar ver di ve muhakeme tâlik edildi. Vapurdan Bir Sürü Eşya Çalmışlar Yasar isminde üç sabıkalı hırsız, Ka- — Yemekten sonra çıkarım, nında Hâfızla buluştuğu zaman a: — Çok aksi adam! muş oluyordu. Hacı Efendi ses yordu. Hacı görmemezliğe geldi. © ©e syağa kalkarak selâm verdi. — Ve aleyküm selâm Osman om? — İyiyim bin şükür. Ne o, ali > larr elden çıkarmak istiyorum. © ça konuşmağa başladılar : — O gidi ile niye dalaştm? Bak tutuyor. — İvi yapmızsın deyyusa! Dün Asliye Dördüncü Ceza mahke- nesinde bir soygunculuk davasma 1 ndı. Sadık, Konyalı Mehmet ve önünde yatan İtalyan bandıra- Dedi. Ve Kaymakamla plânı bir daha tekrar etti- ler. Bu karars göre Erden hakkında inceden inceyo tetkikatta bulunmak vazifesini Kaymakam deruhte etmişti. Gizli veya açık bir fesat cemiyetiteharrisi de Kadıya kalıyordu. Hacı ortada heyirhah ve sadık © bir bende gibi emre âmade bulunacaktı. 2 şa i Hacı Zeynullah Efendi debbağlar kâhyasinm ya- © — Galiba ters bir iş yaptm Hâfız? — Müderris Hâfız bu kısa ve mütereddit cümle ile bütün muvaffalayetsizliğini, beceriksizliğini anlat - “ mükemmel bir plânı noktası noktasma tatbik edi- yordu. Orada biraz lâkltka ettikten sonra ayrıldılar. Müderrisin arkasından Deli Osmana gitmek istemi- yordu. Zaten isticale de lüzum yoktu. İki tarafına keyifli keyifli sallanarak, gördüklerine iltifat ede ede çarşıya kadar gitti. Bu sefer tesadüf yardım et- İi. Berber Murat ustanın dükkânı önünde Deli Os- mana rastladı. Osman bir adamla deri pazarlığı edi- — Çok şilküir efendi, sen masılsm? — Ne yaparsın efendi hoca. Biraz deri var da, on- Osmana bir göz İşareti etti, yanına gelince, yavaş- — Efendi hoca, Allah bir hakkiyçün bende kaba» hat yok. Kendi aradı, kendi buldu, Kepazeliğe ça» Mankermıelerde > Şahadetname Sahtekârlığı bir sahte şahadetname muhake- : mesine başlandı. Suçlu yerinde Kemal ve Antalyalı Asım isminde iki genç vardı. İkiside mevkuftu, Asım, İstanbul Lisesinin şaha Subay mektebine girmiş, altı ay İçin tevkif edilmişti — Ağaçtan Kuyuya Yuvarlandı Evvelisi gün Maltepede Küçükyalı bostanmda feci bir kaza olmuştur. Bostan sahiplerinden Ahmeet oğlu Ali erik toplamak için 15 metre de- rinliğindeki kuyunun üstünde bulu - nan ağaca çıkmış, bindiği dal kırılın ca, kuyunun içine düşmüştür. Düsü - şün şiddetinden Ali, kuyunun dibin- deki çamura saplanmış ve orada bo- ğularak ölmüştür. Hâdise Usküdir Müddelumumiliğine (— bildirilmiştir. İ Müddelumumi Tahsin, yanında tabibi adli bulunduğu halde Maltepeye git- sonra tahkikata başlamıştır. Hâdise- de bir kast bulunup bulunmadığı tet- kik edilmektedir, Manisalı Yavrular : JSER” ile)» . halle müimcesileri hu konferanslara | miatir. e la e OR rana ella, 2030 Moskova kas dalzanı KAdyO | d devamıs mecbur tutuldukları gi yülş| <9 KÖpeü de Ikmal edlimiştir. . için hazırlanmış opera adaptasyonü zmır © lerce halkın da kendiliklerinden ge - aki YAR, “RU HUKUK GAZETESİ —Cevat Hak- pain Lehar'ın “Zingareşca” op? Manisa (TAN) — Bara ilkokulle. lip konferansları dinledikleri görü - | Sındırgıda Parti ve E Ke Gel neşrediimekte ve ağ rının beşinci smıf talebesinden mü-|mektedir. an (Hulcu etesi) nin ij it yeti rekkep 500 Kişilik bir kafile rmrallim- .Halkevi . Binası (21:22 ci nüshası çıkmıştır. Büyük şa-| 1525 Prag Kısa dalgası: Yay e in Abdi âmi Si 8 Praeki ler ile birlikte, başmitifettiş Geldi Gir. Bi iz ny “çiy MİNE ie makalesini de liva eden bü sa“ İseri 1 asa dalgasi ft soyun başkanlığı altmda İzmire gidip u sene zeytin ye Halkevi binasının temel atma ME yada üniversite Ord. profesörlerinden | Oda musikisi, 20.25 Viyana: Triyo *& gelmişlerdir. rasimi yapılmış, ilk taşı Balıkesir va Oda a atli. 23 10: PE Izmirde Maarif mensupları tarafın- dan hararetle karşılanan yavrular Atatürk heykeline merasimle çelenk koymuşlar, limanı, otomatik telefon merkezini, müzeyi, gümrüğü, milit kü tüphaneyi ve havagazı fabrikasını gezmişlerdir. Denizliden İzmire Bir zühü tertibine karar vermiştir. işi derhal anlamış- Tüccarın Evini Soyanlar Fındıklıda odun tüccarı Mustafa - nr evine girerek hizmetçi kızın elle rini, ayakların bağlamak suretile Mustafann 650 lirasını soyanların mu hakemesine dün ağır ceza mahkeme- sinde devam edildi. Hâdisenin Üçü mevkuf olmak üzere dört suçlusu vardı. Mevkuf olanlar Ragıp oğlu De- mir Ali, Koço oğlu Mihal, Abdürral- man oğlu Fazıldı, Şakir de gayri mev kuf olarak mahkemede bulunuyordu. Dün, üç şahit dinlendi. Uçü de dava- cının şikâyetini teyit ettiler. Muha- keme gelmiyen şahitlerin çağırılması için talik edildi, İneboluda Okuma Yazma Kursları İnebolu (TAN) — Halkevi, oku - lar açmış ve iyi neticeler almıştır. TAN yup yazma bilmiyenlere mahsus kurs Ayni maksatla hapishanede açılmış , Alanyalılar Ortamektep İstiyor Alanya, (TAN) — Akdenizin 5000 nüfuslu işlek bir liman olan Alanva her yönden kalkımmaktadır. Alanya eskiden yalnız Mısıra sefere giden ve oradan dönen yelkenlilerin bir ilt limanı iken bugün ekonomik nokta - dan büyük bir kıymet kazanmıştır. Portakal, limen, ve muz ile diğer mey veleri geniş mikyasta yetiştiren Alan yada bu mahsullerin ıslahma da bü- yük bir ehemmiyet verilmiştir. Yal- nız turfandacılık bir organizasyona ihtiyaç göstermektedir. Afyon - An - talya demiryolunun ikmalinden son - ra İç Anadoluya Alanya mahsulâtı- nın sevki daha kolay olacaktır. Pamuk ve pirinç tecrübeleri Alanyada 934 - 935 yıllarındanberi pamuk ve pirinç yetiştirilmesi tecrü- belerine girişilmiştir. Pirinç zeriyatı- na pek müsait olan Gazipaşa nahiye- sinde elde edilen Amber cinsinden Son Izmir sergisinde Alanyanın pi - kazanmıştır. Yol ve mektep ihtiyacı ve hahiyelerinde mektepler yapılma- pirinçler iyi bir evasf göstermiştir. rinç ve muzları gayet iyi bir derece Dört seneden beri Alanyanın köy Mersinde Resim Sergisi Açıldı Mersin, (TAN) — Halkevimizin açtığı resim kursuna devam eden 40 tan fazla talebenin eserlerinden mü- rekkep bir sergi açılmıştır. Ressam Ali Cemalin yetiştirdiği talebenin e- gerleri içinde istikbal için büyük va- atlerde bulunan İstidatlar da vardır. Kastamonuda Şehir Klübü Açılacak Kastamonu, (TAN) Burada mü #ait bir bina bulunduktan sonra ge - hir klübü açılması, bu suretle İste - yenlere temiz ve eğlenceli saatler ge- çirmesi imkânmın verilmesi karar laştırılmıştır. YENİ NEŞRİYAT Endüstri Mayıs 1937 nüshası çıkmıştır. Türk işçileri, usta ve teknisyetleri için çok fuydalı yazılarla dolu ve Iş Ka- nununun gerek iş verenler ve gerek iş çiler için birer güzel hülâsesnı havi bulunan bu değerli eseri okuyucula - rımıza tavsiye ederiz. . AVCILIK ve ATÇILIK — Avcı- lik ve Atçılık mecmuasmm Haziran 937 ayma ait on dördüncü nüshası neşredilmiştir. Her gün ileri gittiğini gördüğümüz bu mecmuayı okuyucu- larımıza tavsiye ederiz. olan kurs bitmiş, imtihana giren 18 mahpustan 15 i muvaffak olmuş ve $a başlanmıştır. Husust muhasebe ve 41.6. RE Bugünkü Program Öğle neşriyatı: s0 12,30 Plâkla Türk musikisi 12 | Havadis 13,05 Muhtelif plâk nı iU14 Son | Akşam meşriy: 18,30 Plâkla dans musikisi 19 Rak yo fonik komedi (Bir Avue ate) Türk musiki heyeti 20,30 Ömer RI# tarafından Arapça söylev, 20,45 Ve dia Rıza ve arkadaşları tarafında Türk musikisi ve halk şarkıları (5 at ayarı) 21,15 Orkestra 22,15 Ajan ve borsa haberleri ve ertesi gütl programı 22,30 Plâklt sololar, Oper$ ve operet parçaları 23 Son. Günün program özü SENFONİK KONSERLER 21.10 Peşte: Macar filharmonisi (Bach - Veiner, Debursy, Kodalfr Vagner). 2,30: Tulüz: Senfoni (BE uiliâc'm idaresinde). ; HAFİF KONSERLER a 6,45 Paris kısa dalgası : Bizet” “Pecheuz de Perles” ve Griegiö “Peer Gynt” inden plâklar, 10 Pari$ P, T. T.: Plâk 1045: keza, 13: kel& 1445: Konser. 15: keza “15,35 He landa kısa dalgası, Eğlenceli prog © ram. 17,15 Varşova; Koro ve ork! tra, 18 Bükreş: Jan Marks orkesir$” sı, 18,20: Roma kısa dalgası, Orke” tra, şarkı, 1830: Moskova: Karisi konser. 19,55 Bükreş: Orkestra. 20,0 Peşte kısa dalgası: Plâk konsef” 21 Varşova: Orkestra, piyano, şarki (hafif parçalar), 21 Moskova: Kar sik konser. 21 Peşte kısa lalgası; ROğ yo orkestrası, 22 Milâno:, Tiyatr9 musikisi. 22.10 Brüno, Prag: Ork? miş ve cesedi kuyudan çıkarttıktan Tenezzüh Hazırlanıyor Denizli, (TAN) — Kımlay Kuru- mu bura şubesi, İzmire bir tren tenez 19 Haziranda yapılacak olan bu te nezzühlin çok ucuz ve zevkli olmasi- vesikası verilmiştir. Karamanda Zehirli Gaz Kursları Karaman, (TAN) — Hergün öğle- rilmektedir, Memur, muallim ve ma Bol olacak hakkaktır. Yalvaçta Kâğıt Oyunu Yasak mino oynatılmaktadır. Maarif memurluğu tarafından kendi- lerine millet mektebi A. dershanesi den sonra Halkevinde zehirli gazlar- dan korunma hakkında konferans ve- Ayvalık (TAN) — Zeytin mahsulü nün bu sene pek bereketli olacağı an- laşılıyor. Ağaçlardaki mevcut çiçek- lerin yüzde yirmisi tutarsa Ayvalık rekoltesinin 8 - 10 milyon kilo zey- tinyağ istihsaline kâfi geleceği mu - Yalvaç, (TAN) — Belediye, bütün kâğıt oyunların; yasak etmiştir. Şim- ö di kahvehanelerde yalnız tavla ve do-| teşebbüsün İyi netice vereceği umul- köylünün yardımlarile vücude getiri- len mekteplerin ekserisi yatılıdır. Mer pa tam devreli iki ilkmektep var- İikmektep mezunlarının adedi gün- den güne artmaktadır. Bu itibarla kazada bir orta mektebe şiddetle ih- tiyaç vardır. clan yolsuzluk şimdi halledilmiş bir Tisi Ethem Aykut koymuştur. Vali bu münasebetle bir nutuk söy lemiş, Sındırgı C, H. Partisi başkanı Ali Reşat buna samimi bir mukabele de bulunmuştur. Zilede Pirinç Ekilmiye Bşlanıyor Zile, (TAN) — İlçemiz dahilinde şimdiye kadar pirinç ekilmediği. hal- de yeni pirinç kanunundan cesaret &- lan Suphi İmer isminde biri hüküme- te müracaat ederek, Yapalak köyün- de pirinç ekeceğini bildirmistir. Bu maktadır. —No.25— — iyiyi kötüyü bilmem, yine kapılık bacalık olduk. Artık mahkemelerde sürün babam sürün, İster mi- sin bir de divanı harbe versinler? — Onun gibi çıkarmadı, o, daha — Lâfı öyle Osman onu görün- Ağa, Nasılsın baka — işin duman desene” bir şey. — Merak etme, ben hallettim. Deli Osman meserretle Hacının yüzüne baktı, — Şimdi oradan geliyorum, Osman bizimdir de- dim, bir kabahat etmişse biz onu cezalandırırız. — Ben bir şey yapmadım canm, söylemek İcap eder, senin anlıyaca- ğın, kadıya dedim ki, kabahatin büyüğü sende, ne- ye çatarsın? Memleket halkma ne diye küfür eder. sin? Elbette adamı böyle... Her ne hal ise, ayranın: yatıştındım, Zaten bir şey yapacağı da yok ya. Ki. min haddine! İsterse yapsın. Yeğen yakmda geliyor. — Mebusan kapalı me ki? — Öyle ya, önümüzdeki kışs açılacak. iş veriş mi? © bütün geçer. Malüm ya, ne sin. — Ben mi* — Oyle ya. — Öyleyse bir daha döveyim, bari öfkem büs - — Yoo... İşte o olmaz... Sen yalnız 806 çıkarma, olsa devletin bir kadısı, — Ben de biliyorum, amma ne yaparsm? — Her ne hal ise, iyi bir iş yaptın, Artık bozma, hattâ bana kalırsa icap ederse, gider bir özür diler. — Allah göstermesin! — Canrm, benim de dediğim mutlaka git değil, ya- pi söz misali, iktiza ederse, — Ne iktiza etsin, ne gideyim. — Şaka söylüyorum, maksadım ağzını aramaktı, aferin Osman. ha! Bu sabah ben zim Erdeni gördün mü? — Geldiği gün biricik gördüm. dım ki, bu sabah ta Beyle beraber atl: iğiler, galiba yukarı çiftliğe gittiler, Görüşmesini çok istiyorum. — Böyle mi vefalışmn sen? Babası merhum öldüy- se, oğlu var. Aşkolsun Osman Ağa, Osman mahçup oldu. Önüne bakarak: — Bu akşam gelirse, mutlaka var. kızlar vardı. Ihtiyar erkekler Iki kelimede ir: mı? Daha küçümendin. —Nasıl küçümendim Cebe dayı? On dokuz yaşı- Kültürde Reform ve İş Okulu Kıymetli muharrirlerden M. Kemal Bedizcinin Kültürde Reform Ve İş o- tra, trampete. 22,05: Prag kısa dalg# #1. Org konseri. 22,15: Lâypzlg: K& ro konseri (Reger, Brahms, Alanyada eskiden büyük bir dert| meseledir Kazayı nahiyelere bağlıyan yollar ve Manavgata giden şose ikmal kulu adile yazdığı kültür hayatımız için sistematik çalışmanın yollarını göstermek itibarile tetkike değer. İş hayatında pedagojik fanliyetin en gü zel izahı yapan muharrir, reform yollarını çok canlı olarak göstermiş, muallim yetiştiren müesseseler hak- kmda kiymetli mütalealara yer ver- miştir. Kütür hayatile alâkadar oku- ade İ Veber), 2230: Paris P, 'T. 'T.: Kans€f vatuar konseri (Massenet, Dobustğ. ve.) 23 Milâno: Bando muziks, Varşova; Dünyaca tanınmış orke: şeflerinin plâklarmdan, 23,15 Peştöi Çigan :, isikisi, OPERALAR, OPERETLER 16,30 Paris kısa dalgası: Lekok'u8 “La petite Mariee" isimli operet 20,30 Bükreş: Richard Vagner Erzurum Saylavı Saim Ali Dilemre- nin, profesör Mustafa Reşit Belgesa- yın, profesör Hirseh'in, Cevat Hakkı Özbeyin, Antalya saylavı Ahmet Sa- İki Derinin ları vardır. Nikâh Merasimi Eski Meşihat Müsteşarı Cevdet Ar zağın oğlu, Anadolu Ajansmda Şerif Arzığın kardeşi, gazetemiz muharrir. lerinden Vahit Ramizin kaym bire. deri, Gülhane hastanesi asistanlarm. dan doktor Yüzbaşı Fazıl Arzıkla Gemlik belediye reisi Esref Dinçerin kızı Jalenin dün nikâh merasimi yapılmıştır, İki tarafa da saadetler Wu). kısa dalgası: Kentet, 22,30 Liyon: da orkestrası, sopran (Şubert, Giuk » Şuman). Ö RESİTALLER 15 Prag kısa dalgası: Org resitalk 16.05 Prag kısa lalgası: Halk şark” ları ve orkestra ile #olistler, 16,15 ma kısa dalgası: Şarkı resitali. X Varşova: Piyano - Keman - Şi 20 Varşova: Plâklarla viyolonsel sitali, 20,30: Prag, Bratislava: halk şarkılarından karışık 21 Paris P, T. T.: Şarkılar Grieg, Debussy). dalgası: Halk şarkıları, orkestra V9 solistler, 22,30 Nis: Piyano ret 23.15 Stokholm: Org vesitali (Şerk” Ro 3 re” Çek Ha 22.05: Baz Yes DANS MUSİKİSİ vi 21.30: Moskova kısa dalzası. 23.20” velinimetimin Oğlu. Onun da babası kadar hükmü Yurdun Kıyıcığı Erden eniştesinin yapıştırdığı kara damgadan ha- bertsiz, yukarı çiftlik harmanlarının ortasında ortak- çılarla konuşup şakalaşıyordu. Düğenlerde hep genç savuruyor, kadmlar kalburluyordu. Cebe kâhyanm gözleri, Erdenin yü- zünden ayrılmıyor, hayran hayran yüzüne bakıyor, — Ah merhüm efendi sağ olsaydı da seni böyle gör seydi. Nerede o günler? Buraya son gelişi yüdladm İileriz. — iyi ya, on istedi: — Cebe dayı © Geçen Muharremde yetmiş beşini bitiren kühya, or dokuz seneyi ancak beşikleme emeklem? arasmda görebiliyordu: Viyana. 24.05 Peşte, 2430 Roma. Cebe dokuz yaşından ol, yirmi yaşında ol, yirmi beşinde ol, yine çocuk sayılırsın. Delikanlı gülmiye başladı, Köylünün biri Erdene göz kırparak, Cebe kâhyayı kızdıracağını anlatmak doksanı buldu ya, kendi yaşmı U- faltmak için herkesi çocuk görüyor. Bir de babam$ zindeyim. Onun sor, Babam bugün seksenini doldurdu, ben elli seki anlatışna göre, büyük Moskof mu - harebesinde Cebe kâhya, iltizam ağasının yanmââ görmedim, sen bi- Cebe kâhya, kâhyalık edermiş. Redifi bile geçmiş. dişsiz ağzıma sıkıştırdığı çubuğunu hiddet ve şiğdetle çekerek, yanaklarını çökertti ve: Fazla konuşama- — Hele şuna başı idim. İyi ya, bugün giderim! O benim ne eder efendi? bakındı! dedi. Git işine oğul! Dabs Moskof Kırımında ben dördüncü tale taburunda on” de muharebe olalı aşağı yukarı kırk iki kırk üç yıl var. Yirmi yaşinda askere gitmiş isen» gider gitmez onbaşı olmadın ya, tezkereciliğe yakın oldun. Onu da katarsak yirmi dört eder, Kırk üç das — Altmış yedi! — Azaltmak — Çik yüze — Çarparım na basmıştım, Yine delikanlı sayılırdım. baban gibi, emme kahbe nalımışın beh... Köylüler gülmekten | kırılıyordu. Cebe Kâh! büsbütün kızarak hepsine birden: — Onda beş yalanını kat. — Ne yalanı dayı ; için kattığı yalan. — Otuz iki kadar da o eder. — Pek alâ. Altmış yedi, otuz iki daha... Dur b kayım, altmış yedi, on daha yetmiş yedi, on dahi seksen yedi, doksan yedi, iki daha doksan dokuz Çık! canı çıkasica çik! Ulen sen & ha! (Arkası var) pp eek $ BEER FEET Fİ. EBEŞ, SERE SEEFE STESİİr EE —İSESS