BAŞMUHARRIRI Emin YALMAN Künlerg, in plânlaştırıldı. a Börettiği hi6 şüphesiz, bu fanliye- bip si Büye ve varmak istediği milli ihtiyacı kar. . Bone ver bir surette, <İ enişlemelerin — nasıl iğini görmek, eko- hakkımdaki güve- biraz daha, artırmak. Hi ip li satırları da oku. | tasarruf he- senesinde 17 mil, İş p: j Varmış 236 senesinde 7 p bizi bep bulunuyor, e KR Sonra, © . r, Rİ kam ga alamamaktadır. / hesapların ba, rin) di ri bankalarda İN Sürmz aeNiZ kendi şahsınıza My mi allağımuzı senn ker ve hep beraber alacağımız bütün hayırlı 1 Ti fi di 4 744 İn Tİ l TI ömintee? | m Aka Gündüz “. Bu iş çok mühimdir. Fakat yeni bir bu. Tuş değildir. Yıllardanberi hep söylenmiş, söy- leşilmiş ve yapılamamıştır. Bugün son defa o — w larak (söylenmektedir. Son defa diyorum, çün. kü sözde kalmıyacak, başlanacak ve başarıla - caktır, Yakından bildi - gim ve ilgili olduğum İ- çin böyle konuşuyorum. Dava şudur: Halka çok okutmak. Halkın okuma sını ve bol okumasını te, min etmek, Keremler, Ferhatlar, Şirinler, Battallar, hep bu davanın Yüze, eği ipli seki bükmek için gelirilen misallerdir. (Yeni bir Aşık Kerem yaz) de - mek (eski Aşık Kereme yeni türkçeden bir &il tak, külâhını melona, curasını mandoline, gediklerini Beykoz marka iskarpine çevir) de mek değildir. Otekiler de öyle. Aşık Kerem niçin sevilmiş, neden okunur? İş burada, Bu sebepleri, müessirleri bulunca bambaşka bir Kerem niçin yezılmasm? Gel- miş geçmiş hslk Keremin İçindeki aşkm sön- mezliğini, mevzuun mâneviliğini sevmiştir. Binaenaleyh eski kitapların (mânevi mevzu) lar: tetkik olunur, meydana Çıkarılır, örnek edilirse herşey yazılır ve bu Yeni olur. Buna teşebbüs edenleri takdir va teşçi et- meliyiz. Kalemdaşlarımdan bu yolda çalışa - bilecekler çoktur. Ben bile boyuma posuma bakmadan bir yeni (Kerem ile Aslıhan) yaz. mağa başladım.. e Kanaat Kütüphanesi sahibi İlyaş “— Yeni harfler çıktığı günden beri, üç vüzden fazla kitap bastım. Bunların içinde hürafeden bahseden kitap yoktur. Hele bir tek din kitabı basmadım. Bu sütli bana sor. maymız.” . Halit Kütüphanesi sahibi muallim Ahmet Halit “— Ben vaktiyle bir yeni mi hal kitabı basmıştım, On tane bile satamadım. Sonra, Üzerine “mızraklı ilmihal" diye bir kap geçir. dim, Tamam kırk bin nüsha bastım. Halk, âşi nası olduğu kitapları 0- kuyor ve bunları nerede olsa, arayıp buluyor. Dahiliye Vekâletinin halk neşriyatma ehem - miyet vererek, bunları eski adları ile, fakat mevzularında yeni telâk kilere uygun değişiklik ler yaparak basmağa teşebbüs etmesi çok yerinde bir iştir.” Li Hilmi Kitaphanesi sahibi İbrahim Hilmi “— İçinde, aklın ermediği, mantığın kabul etmediği birtakım hurafeler bulunan kitap » Jar yerine, yeni telâkkilere uygun halk kitap- ları basılması fikrini, öteden beri benimse- rim. Benim benimsediğim bir fikrin, Dahili- ye Vekâleti tarafından resmen ortaya atılma- 81, kırk şukadar seneye varan tâbilik haya, tımda en çok sevindiğim hâdiselerden biri ol. muştur. İHTİYACI —-“KARŞILANIR? —- MUHARRİRLERE, KİTAPÇILARA SORDUK Diyoruz ki: Halk okumuyor. Halkın okuma ihtiyacını tatmin için halkın iste- diği eserleri yazmak ve onları halka kadar götürmek lâzımdır. Bu hususta hükümet teşebbüse geçmek istiyor ve halkın vaktiyle çok rağbet gösterdiği eserlerden istifade etmeyi düşünüyor. Meselâ: Vaktiyle çok, pek çok satılan "Kerem ile Aslı", "Leylâ ile Mecnun" gibi masalları taze ve sade bir lisanla tekrar yazdırmak fikrinde bulunuyor. Biz bu fikir ve teşebbüs etrafında ta- nınmış muharrirlere ve kitapçılara müracaat ettik. Onların fikirlerini topla- dık. Aşağıki sütunlarda veriyoruz. AN İİİ İİ İİ İİ Orhan Seyfi ve Yusuf Ziya «“— Leylâ ile Mecnun, Tahir ile Zühre, Kerem ile Aslı gibl eserler haddi zatında ga- yet güzeldirler. Bunları sıkı bir dil. nahiv ve hikâye tekniği kontro. lünden geçirmeli. Ayrıca halkı zehirliyen nokta lar ustalıkla yok edile. rek yerine aşılanmak is tenen fikirler gene ma» haretle konulmalıdır, Aş Lndân bir şey değiştir . ymmeden mahalli ve mil - W havayı bozmadan, ya andığı hissini vermeden bir tadil lâzım. Muvaffakıyet 'ânciR bündadır. Yoksa bu eserleri modernize etmek, âyni asri mevzularda kullanmak, nihayet bir karikatürize “etmeklikten çika- v symyy 182. Üstelik halkta ma ç İİ hali kokuyu bulamadı. İz Et eseri derhal bu haki- ; kisi değil, yalancısı di- ye reddeder ve okumaz. Teşe güyet yerin» dedir. Fakat Datiliye Vekâleti doğrudan doğ- ruya bu işten anlıyan 26 vat toplıyarak onlara vazife verseydi. daha iyi olurdu. Çünkü” buğün tanınmış ediplerden kimsenin bu imtihana gireceğini sanmıyo. ruz. İmtihan edecek kimdir? Bizde bir aka- demi yok ki, Bu işten anlıyan heyetin anla. ma derecesini nasıl ölçüye vuracağız? Niha- yet tanınmış imzalar için bu bir izzeti nefis . Nurullah Ataç “— Teşebbüsü çok takdire şayen bulmak- la beraber tatbik kabiliyeti bakımından bir gok müniler görmekteyim. Evvelâ bu mem- lekette bu eserleri okumuş kaç münevver vardır. Acaba hiç var midir? Halk bu eserlerin dilini anlıyor. Anlamasa tehaltikle okumazdı. Halka başka bir dil sun. mak doğru değildir. Üslüba gelince, dilin ve üslübun başka başka şeyler olduğu ve bir mu harririn Uslübunun da kendisi olduğu bilin. diğine göre, bugünün okunmıyan genç mu - hazririne bu eseri acaba O eser sonradan halkın anlıyacağı ve seveceği bir Üslüpta mı yazılmış olacaktır!, Muhârrir üs, Jübunu değiştiremez. Değiştirebilirse dâhi o- lur, Halkm ise diğer eserleri okumayışmın sebebi, üslüplarını benimseyemeyişidir. Biz bu kitapları, eserleri halk tarafından okunmı yan muharrirlere dağıtarak yeniden yazdır. sak, onlar da halkm okuyamıyacağı ve seve. miyeceği eserler haline geleceklerdir. Fakat herşeye rağmen teşebbüs çok yerindedir. Ben de alkışlarım.” . İkbal Kütüphanesi sahibi Hüseyin “— Elimde 30 bin cilt halk kitabı bulun » masma rağmen ben bu teşebbüsü büyük bir memnuniyetle karşıladım. Gaye, halkım oku. ma ihtiyacmı teminden ibarettir, Bu kitapla. rm, Devlet matbaasında değil, kitapçılar ta- rafından basılmasmı daha muvafık bulurum.,, Kitaplar hazırlandıktan #onra, halkımız, en temiz eserleri ellerinde bulacaklar, okuma. nm hakiki zevkine varabileceklerdir. Ancak, Yazılan eserler arasmda yapılacak seçmeler herhalde bitarafane olmalı ve güzel basılmalı Eş NASIL İİİ Sühulet Kütüphanesi sahibi Semih Lâtfi “— Ben, Aşık Garip, Kerem ile Aslı, Muham- nedi Hanefi Hazreti Ali nin Devlerle Cengi gibi halki hürafelerden zevk almağa sevkeden kitap- ların tamamen ortadan kaldırılmasına tarafta « rim, Bu kitapların mev zularını değiştirmek ka- naatimes hiç birşey ifa de etinez.,, Turhan Tan * — Teşebbüs cidden takdire sezadır. Şimdi memleket münevver ve edipleri, irticaa karşı bir sefere çağırılmış bulunuyorlar. Bu işte Iç Bakanlığına yardım, milli bir vazifedir. Vaktim olursa ben de bu eserler arasmdan, bilhassa Köroğlu gibi tarihe temas edenleri. Dİ ele almakta gecikmiyeceğim. Çünkü bu eserlerde tarih tahrif edilmiştir, Halbuki me- seli Köroğlunu daha ziyade tarihe uydur. mak. halka hem tarih sevgisi verir, hem milli gururu okşar, hem de mevzu daha canlı olur. Halkm benimsediği dekorlardan çıkmak bu eserlere rüğbeti azaltacak, mevzulardaki max halli ve mili kokuyu kaldıracaktır. Zeten bu eserlerin ekserigi çocukça ve saf şeyler değli midir?. Bence bu saflığı kaldırıp hiç bir şekilde ahlâk kompozisyonları yapmamalı, Değişiklikler çok mahirane olmalıdır... . Maarif Kütüphanesi sahibi Naci Kasım “. - Dahiliye Vekâletinin teşebbüsünü memnuniyet, İe karşıladım. Bü teşeb. büs, güzel ve iyi bir şekil. de Idare edilirse herhalde memleket hesabma çök faydalı ve parlak bir neti, ee verecektir.., ce verilecektir. Şimdiye kadar düşünlülmiyen bu fikri tatbik sahasıma çı - karmak, halk kültürü için bir kazançtır, * Gayret Kütüphanesi sahibi Garbis Fikri *“— Güzel bir teşebbüs, Çok sevindim, Bu, halkın hurafelere hiç bağlı kalmamasını te- min edecektir... * Şark Kütüphanesi sahibi Hüseyin “— Teşebbüsü güzel, yerinde ve hattâ Ii - zumlu bulurum. Fakat körkârım ki, halk gene alıştığı kitapları okuya- caktır.,, ' Çünkü halkın alışmış olduğu lisan yerine yeni dil koymak meselesi çok zor bir İştir. Bunda mu. vaffak olmak için kayli uğraşmak lâzımdır. Bu İş için ayrılan zamanı bilmiyorum, Fa- kat herhalde, Dahiliye Vekâleti, kitapların ha şırlanması için icap eden zamanı müelliflere vermiş olacaktır. Çünkü, bu eserler, bir defa yazılacak, on binlerce ntisha basılarak satıla” caktır. Eserlerin tahririnde acele edilmemesi lâzımdır, kanaatindeyim. Okuyucuların muhtelif mem. leket meseleleri üzerindeki müta lealarına gazetemizde yer veri- yoruz. Şimdiye kadar, birçok ©- kuyucu makaleleri aldık, Bunla- rı sırasile neşredeceğiz. Siz de günün meselelerine ait düşünce- lerinizi yazınız. Yalnız, yazmız yüz kelimeyi geçmemeli ve kâğı- dın bir tarafına yazılmış olmalı- dır. Bay Saffet Arıkan'a Gazete sütunlarında, köy kalkın. ması ve köy halkının yükselmesi mevxuları etrafında birçok yazılar okudum. Ben de kendi köyümün der. dini anlatmak istiyorum. Köyllm di. ye andığım yer, ihtiyar Erciyaşm gi- malinde ve hemen yanında (700) ev- Ji 3500 nüfuslu Erkilet nahiyesidir. 18 köyü vardır. Nâhiyenin küçük bir mektebi vardı. Şimdiye kadar yirmi öğretmen, beş subay, 2 mühendis, 1 doktor, 2 baytar, 1 ziraatçinin ilk fe- yzi aldıkları bu mektep bir tarihtir. Bundan dokuz sene evvel yeni bir mektep binası yaptırmak için teşeb. büs edilmişti, Plân hazırlanmıştı. Ne yazık Ki inşasına başlanacağı bir si- rada iş geri kalmış, kazılan temeller de kapanmıştır. Maar.f idaresi mektebi köylüye yap tırmak için #ve 5 inci sınıfları kak dırmış, bir muallim göndererek üç s- nıfı kendisine vermiştir. Uç sınıfı bitiren Erkilâtlı çocuk simdi mektepsizdir.Köyünde bekleyip duruyor. Köyümün mektepsizlik der- dini giderebilmek Içinhemen söyle, meliyim ki, bu tanınmış nahiye, üç st nflı bir mekteple mecburi tahsil va» zifesini yapamıyacaktır. Yılmaz Baysan . Kitap Saray Nerede Kurulmalı? Güzel Istanbulun birçok ihtiyaçları vardır. Bunların en başında beden ve kültür ihtiyaçlarını temin etmek gö liyor. Kültürün yapılması için elimiz- de vasıta olarak mektep ve kütüpa- neler vardır. Ilk mekteplerimizle san- Kültür parkları, ana mektepleri, ço- cuk ıslahhaneleri yoktur. Bu yüzden çocuklar ya dört duvar arasmda ka» Tarak cılız oluyorlar, yahut ta mahal, le aralarında kaldırımlar üzerinde dolaşarak bozuluyorlar. Mektebe git- tikleri zaman da disipline alışamıyor. lar, Birer zengin hazine olan kütü. panelerimizden yalnız mütehassıslar Yüksek mektep talebeleri ve liseliler faydalanıyorlar. Bugün Beşiktaştan Sarıyere kadar güzel sahil boyunda halkın parasız 0- turabileceği tek bir yer yoktur. Bu - nun İçin şirketten almacık paranm her mınfakada açılacak olan park ve okuma odalarına sarfedilmesini diyo rum. Kitap sarayı İstanbulun en güzel bir kıyısı olan Sarayburnun. da kurulması çok yerinde © Yur, Istanbul kütüpanelerinde 206,478 cik kitap vardır. Fa kat tasnif edilmek lâzımdır. Maarif Vekiliyle İstanbul valisinin ana mektepleri, kültür parkları ve ço- cık ıslahhaneleri kurmaları hususun- da harekete geçmeleri zarüridir. Hilmi Olgün Okuyucu Mektubu Çarşamba Pazarı Esnafı Şimdiki Yerlerinden Memnun Değil... Çarşambapazarının kurulduğu 80 » kakta oturan bir okuyucumuz, paza rm umumi sıhhate zarar verdiğini, halkım gürültüden istirahate imkân bulamadığını yazmıştı. Gene bu sü « tunda neşrettiğimiz o yazıyı çarşam- bapazarı esnafından 17 kişi haklı bul, duktan sonra şimdiki pazarın eski ye- rine nakledilmesini istiyorlar ve di « yorlar ki: “— Çarşambapazarı hakkında ya 2 yazan okuyucunuz haklıdır. Ancak, belediye zabıtası memurları, pazarı sik sık kontrol etmekte ve umum! sıhhat işlerine azami | itina gön termektedirler. 'Tazarımız, eski yerinden Çarşamba ların şikâyetile kalkmamıstır. Binaen aleyh, şimdiki sokak halkınm şikâye- tine meydan vermemek, ayni zaman- da esnafım da dileğini yerine getir - mek için pazarın gene eski yerine kal, dırılmasmı istiyoruz.,, ât yurtlarımız henüz kâfi değildir.