ka Mi Bl DE BAŞBAŞA eliz, .D m ln bu sütunlarda nakle başladı. maceraları geniş bir a- tos Büyük Harpte Berki ton Denizerinin pe zabiti olan Emekli Bin- İYOruZ hatıralarına bügtin de devam AD edilmektedir. Buzün ir tarafta fazla evhamlı , Müz, deyiz dumanlar görüyorsu. Dehşeti” i kendin; Saarm Ölüm yi ting e Miktimaştı amım; bain muvaffak; ol. Sidecç, © AİAY eden Melen. > Gözle, gi ka pa ben aldatmaz! De. de BÖrüzetni » dumanları ng,” Bu kadar kat'i BİR de için “İN, nihayet Melenti. İşareti iç APİS Bird. Bir Ele. esine yaz, © YAvUzü haber veril, Amipgi # İİ oldu, $ yn Al ga ye cevap olarak a Buy anl Karadenize açı. a AS-işinde Yavuz Sin bulunduğu filo- k pi mm aa Mralarga abu döndü İarmat bu fe RUS donanması yebaon ye er diyerek, Rize, yarin Yakıp yıkmış, silme, sağla İstanbu- YARI verdi düş imti; * Ruş lee GA bulunduğunu ilk arm, Aradan "rim için. 32 Hamiaiy alan geçmişti. yı Berk ve. Peyk, AZE:F FE iş £ 7 # 7 Yanımıza ala. ek üzere Boğaz. Şile açıkla. BİT, e lr i sr eni bir hata da- esi Ge yanlış bir tüpir tarafın i ii 5 - Batmak tehlikesi Dile derhal filikala. diktim, mayna İİİ /; EY ii SÜ bölmeye #4 ii 3 ğ EB p WHEN! EM zi ; fi j kard:m. Bir filikaya bindirip Ha . midiyeye gönderdim. Bu genç, a- radan seneler geçtikten sonra; bir gün Mahmutpaşada karşıma çıktı. Ben onu tanımamıştım. Fakat o, beni tanıdı: “—A, Ziya Kuptün.. Hayatımı sana borçluyum!,, diyerek ellerime sarıldı. G emimizi böylece kurtardık- tan sonra, Pars ve Ron romokörleri, bizi kıçlarına hağlı. yarak Anadolukavağma, Kavaktan da doğruca İstinye Dokuna çekti- ler. Amiral Şuson, Gemi zabitanı. mi #aburcu ederken; gemiyi bat , maktan kurtaran dayağın kim ta- rafından vurulduğunu öğrenmek istedi. Arkadaşlarım beni göste - rince Alman Amirali, elini uzattı: “ — Sizi tebrik ederim, gösterdi. Ziniz maharetle gemiyi kurtarmış olduinuz!,, Mayine çarpmamız, Rusyaya harp açtığımızın 72 inci günü idi. Berki havuza çektiler, Beni de birkaç gün sonra “Taşoz” a ikin. ci kaptan tayin ettiler. Taşozla, Çanakeleye copane ta. şır, bezan dr mayin tarama işle, rinde çalışındım. H arbin son senelerine doğru, Rusyada çıkan ihtilâl ü. zerine Ödesaya, ve sonra da Sı. vastopola giderek Ruslardan ij nam edilen Zorki-destruyerine vari vekili oldum. (Destruyer) mürettebatınm ça. ğu Türktül, Öyle iken Alman ban. dırası çekiyordu. Ben bunu, Ami- rale şifahen protesto ettiğim zaman kendisinden şu cevabı almıştım: “.. Hükümetinizin Almanya ile yaptığı anlaşmadan haberiniz yok galiba... Rusyadan almacak olan bütün gansim Almanyaya aittir. Buna mukabil Almanya tarafm- dan Osmanlı hllkümetine peşin o- larak milim miktarda altın öden- miştir. Hükümetiniz, bütün hek . larından vazgeçmeyi evvelden ka, bul etmiş olduğuna göre destruye- re Alman bayrağı çekilmesine iti- rez edemezsiniz!,, Z man bahriyelisi Gerç birinci sii- vari, ben de ikinci süvari olarak, bu gemi ile bir milddet, Odesa Sr. vastopol ve Gerç taraflarında ka, rakol vazifesi yaptık. Bir gün Nevrosiski ile Poti a rasmda Çamçıra önlerinde dere ağzında bir sığlığın yarım mil açı- orki destruyerire Almanlar R.10 adını vermişlerdi. Al. İrilmiş, bunun için gereken hazırlık - ğında etrafı seyrediyorduk. Bu sirada sahili gözetlemekte o. lan varda bandıra — işaretçi — haykırdı: “— Denizde bir adam var, Yarı beline kadar su içinde, başlığını çı- karmış bize sallıyor!.,, Ben de gördüm. Bu adamı kur: | tarmak lâzımdı. Fakat sahil çok sığ olduğu için yanaşamazdım. Fi lika mayna ettirip denizdeki ada- mı, gemiye aldırttım. enizden, imdat istiyen bu 2- damcağız, Sürmeneli (Bay ram) isminde biri idi. Bize, Potide dört ylize yakn Türk takacınm takaları elinden alınarak, kendile- rinin hapsedildiğini, kendisi de nasılsa kurtularak sahile koştuğu" nu ve torpitomuzu uzaktan gö rünce, yarı beline kadar suya gire- rek bize karşıdan işaret verdiğini anlattı: “— Aman Beyim!, Şu bizim ta- kacıları kurtar,, Kurban olayım 38 na..., Diye yalvarıyordu. Kurtarmağı aklıma koyarak yo- luma devam ettim. Potide, o tarihlerde, henüz kuv- vetli bir hükümet teşekkil) etme- mişti, Otorite, birtakım mes'uliyet- siz kimselerin elinde idi, Derbsl şehire çıktım, Yaptığım kısa tah- kikattan, bu takacıların hursizlik suçundan dolayi tevkif edildikleri. ni anladım: *“— Kabahatleri varsa, cezaları. vI çeksinler! Fakat suçsuzselar, huzurumda muhakemelerini yapip kendilerini serbest birakımız!, D&- dim. Dört yüz taka ve tâkaer serbest bırakıldı. Çocuklar, sevinçlerinden horan oynuyor ve ikide bir bana bakıp bakıp: — Yaşar. Diye dardı. Bu mâsumları hürriyetlerine kas vuşturduğum için anlaşılmaz bir sevinç içinde idim. Edirnede Muhtarlar ve Egitmen Kursları Edirne (TAN) — Vilâyet merke - zinde muayyen müddetli bir (Muh - tarlık kursu) açılmasma karar ve - lar tamamlanmıştır. Karaağaçta açılan Eğitmenler kur sunda çalışacak öğretmenlerin çoğu gelmiş, yalnız o Kirklareli vilâyeti kursu. heniz o tamamlanmamıştır. Kurs direktör ve öğretmenliklerine ı r uy ka Gündüz, biraz yorgun görünüyordu: “— Daha kalemi şimdi elimden bıraktım. Dedi. Fakat sonra, hiç bir ricayı geri çevirmiyen yaratılıştaki kibar ha- liyle: “— Hele dur bükalım, dedi, bir şeyler yazar, bırakırım. , Ben ısrar edince, hemen oracık. ta konuşmıya razı oldu; «— Sor, soracağını, dedi, am » ma, pek uzun boylu değil. İlk sualimi sordum: “.— Çocukluğunuz nerede geç - ti?,, “.— Makedonyada geçti. Make- donyada geçti demekele nasıl geç. tiğini anlıyabilirsiniz. Bir sahici cennet içinde, Fakat, barut, kan, kurşun, bomba ve ölüm saçan bir cennet içinde.,, “ — Çocukluk günlerinden aklı. rızda kalabilen! “.— Ben o günlerden iki şey ka, zandım; Miliyetçilikle ihtilâlcilik.. Sonradan türeyen ve üreyen Türk. çülük peygamberlerinin enselerin.. de pireler uçuyordu. Acı hatıraları geç... Dik otura « lm, tatlı konuşalım. Tatlı hatıralara gelince; say. makla tükenmez: Deveci (..) A. l İ ganın kızı 1, Şekerel (...) Beyin kızının kızı 2, Palangalı Bulgar kı- zt 3, kaymakamın kizi 4. 5. 6.. on- ları da geç!,, “ — Çocukluğunuzun en neşeli günü hangisi oldu? 1000 LİRA YENİ, BAHAR İ.ÜSABAKAMIZ Resim No, 3 Bu resim şu türkülerden hangis'ne aittir? 2 — Akmtıya salıverdim çifte san- dal piyade| 38 — Nolaydı ah nolaydı, 3 — Anne ben hastayım marul iste- rim | 45 — Sürü sürü sürü sürmeli kızlar Haftanm sonunda düğün iste- rim 6 — Adananın yolları taşkk Yok cebimizde beş para harç- lik 11 — Ciçaramm dumanı Yoktur yarin İmanı 16 — Denize dalayım m Bir balık alayım mr 20 — Ezirgânda bir kuş var Kanadında gümüş var « 23 — Gemi gelir yanaşır tayin edilmiş olanlar da gelmis ve derslere başlanmıstır İçi dolu çamaşır 24 — Gemilerde talim var BUYUKİLEBİN LERINDE AKA GÜNDÜZ ANLATIYOR ok sevimli mebusumuz A- Talaba Olduğu Günlerde AS bürada hafifçe gülüm » sedi; “— Tuhaftır, dedi, ben çocuklu. Zumun en neşeli gününü bir tren kompartımanının sediri altında ge- çirdim. İstanbula gidip okumak istiyordum. Bir cadaloz üvey anam vardı, Bir türü bırakmıyordu. Yu. nan muharebesi çıkmıştı. Bir piya. de alayı Selâniğe gidiyordu. Za » Muharrir ve Saylav Aka Gündüz İ karıştırma!,, bitlerin kompartımanına sokuldum. “— Nerbde, nasıl sünnet oldu « Sedirin altına gizlendim, Selâniğe Gi > R nuz? yaklaşınca da yakalandım. Zabit. ler, niçin gizlendiğimi sordular. Sebebini anlaymea, trenin içinde para topladılar. Saydım elli meci- diyeden fazla idi. Hemen beni sevkiyat memuru Yaşar Beye teslim ettiler. İstanbu. la mektebe göndersin diye. İşte en sevinçli günüm, bu gün oldu.,, “— Ya, en kederli gününüz ?,, “— Serezde sünnet oldum. Dü. ğünümde karagöz, hokkabaz, orta oyunu yoktu. At yarışları, pehli « van güreşleri, cirit oyunları vard. Geceleri de, salkım küpeli, sür « meli karagözlü çengiler, büyük bü yük Beylere göbek attılar. Anlıyas cağın, kendilerini eğlendirmek i « çin bizim canımızı yaktılar, Berber Hafızm kör usturası mikroplu İ « miş... Dört ay çektim, Nihayet, Selânikte meşhur doktor Jak pa şa iyi etti, “Sünnet hediyeleri aldmız mr?,, kanın manalı yüzünde bir gölge dolaştı: “— En kederli günüm mü? De- di, çocukluğumda, bugünkü gibi hiç bir kederli gün geçirmedim. O günle bugün arasındaki mesafeyi Ss evimli mebus onu da anlattı Selânikte eşraftan filozof koca sakallı bir Kerim B- fendi vardı, Kendi adi verilen ma hallede otururdu. Bu Kerim Efen- diden, posta ile iki oyuncak ve bir mektup almıştım. Hediyenin birisi kuyruğundan çekilince içinden â- dam çıkan bir eşekti. Öteki oyun- cak ta kafasından çekilince, için « den eşek çıkan bir adamdı. Mektubun bir yerinde, Efendi, bana şöyle diyordu: “- Yavrum. Sen bunların iki. #ine de benzememeğe çalış!,, Şu hediyeye de hâlâ bayılırım: Süt babam süvari feriği Selimi Paşa — Selâmi İzzetin anne babası — bana bir avuç çil lira çeyreği gön. dermişti.,, “— Nasıl mektebe başladığınız! hatırlar mısınız? “— Pek hatırlamıyorum. Ha helde, keseli, cüzlü, âminli başla « madım, MÜKAFATLI Kerim k mektep hocanız kimdi?, B“ Sualim, Aka Gündüzü â deta sevindirdi: “— Bak, dedi, onu iyi hatırla » rım. Adımı ölünciye kadar saygi ile, minnetle anacağım da.. Benim ilk hocam, Selânikte, hattâ belki de bütün Türkiyede, ilk modern mektebi kuran Şemsi Efendidir.,, “— İlkmektepte en sevdiğiniz dersler hangileri idi?,, “.— Tik mektepte en sevdiğim hiç bir ders yoktu, çünkü hiç bir dersi . sevmezdim. e Haylazlıktan hoşlanır da, bana kurum sstip yüksekten bakanlardan hoşlan - mazdım!,, Bahriyeli yarim var. Aka Gündüz, sözünü şöyle bitir A “Hâli da öyleyim ya... Kars Köylerinde Yeni Mektepler iBahar Müsabakası Kars — Maarif memuru Nevzat “KUPONU: zi | İ i i Göğsü de çapraz düymeli kızlar zek köylerine giderek, biri beş sınıf li, diğeri bir dersaneli iki mektebin taşlarını ilçebay nammâ Nuri Ali Kazaroğlu, Erkek ve Hen& Bu kuponları kesip * (ük temel saklayınız. koymuşlardır. Diğer köylerde de ya, İkilik yi mizi mektep inşatına başlanılacak» e