! ş | İki Değerli Genç Kaybettik Karacaahmette | 7 Başı Ezilerek Öldü- ve ” rülen Genç Kadın Üç ay evvel Ka: ğ İlimls, gideri Ali Behçet Esat a çi El a İN ALİME bl $ genç a esedi bulunmuştu. Dün, Ağırce- | hafta içinde iki değerli çocuğunu za mahkemesinde bu feci ve esrarlı cinayetin muhasebesine baş- | kaybetti, İkinci sınıftan Ali Behçet TAN 6.4-07 Amerikanın en büyük film Şirketi olan METRO - GOLDWYN - MAYER, bu i ihan piyasasma 2 BÜYÜK ve FEVKALADE FİLM ÇIKARMIŞTIR. (© “© 1 RGMEO ve JULLET:2:7. 2 DANS iÇiN ipPEK ve YARATILMIŞ MELEK Mes'ut insanlar klübü Sinemalarda birden © landı. 9 gün içinde zatürreeden, yin ayni Suçlu bölmesine iki jandarmanın nezareti altında Mustafa oğ- Tu Hüseyin getirildi. © Mübaşir, cinayetin kurban olan 'Hacerin varislerini de çağırdı. Fa. kat, kimse gelmemişti. Hüseyinin vu. — sulen hüviyeti tesbit edildikten son -| Ta reis sordu! “— Haceri senin öldürdüğün söy. Jeniyor, onun için tevkif edilmişsin? © Bu hâdiseyi anlat bakalm.,, © , Hüseyin, her şeyi inkâr etti. Sana bir iş edeyim, demiş! — Ben yeni terhis edildim. Çoluk Çocuğum var. Aç kaldılar. Onlar gimdi memlekette yolumu bekliyor . © lar, dedi, Kadıköyünde İsmall Halkla soka - ğında 66 numaralı evde oturan Şe © Fife isminde bir kadın Haceri Hüse. .yinin öldürdüğünü söylemişii, Reisin © bu hususta sorduğu suali suçlu göy- > le karşıladı : — Ben altı aydanberi bu kadmla tanışıyor ve geziyordum. Ona bekdir ©, © olduğumu söylemiş ve bu suretle avlamıştım. Memlekete gideceğimi! söylediğim zaman “beni de götüre. ceksin tabii, orada evleniriz. Şimdi . “den eşyalarımı hazırlayayım... dedi, Fakat ben evliydim. Onu götüremez- dim, Ona dedim ki: “Sen İstanbulda bilyilmüş. Her şeyi bol bol görmüş * bir kızsın. Bizim köyde sıkılırsın, ya. © şayamazsın. İstanbullular balık gi. bidik. Buradan çıkarlarsa bozulur - e Şerife bu teklif* karşısmda ba. “na kızdı. “Ben sana Dir iş yapayım “da görürsün. dedi. İşte o işi de şim. “di yaptı. Hâteri benim öldürdüğümü söylüyor. Halbuki benim &kati'yyen burdan haberim Yoktur... z Morgun verdiği rapor Halbuki Hüseyin poliste ve istin - tak dairesinde verdiği ifadesinde Ha. kasatura ile öldürdüğünü ve ba. “gın: da taşla ezdiğini, gözünü bıçakla çıkardığını itiraf etmişti . Bundan sonra reis, Hacerin cese di hakkında Adi Tıpişleri kimyaha. Besinin verdiği raporu okuttu. Müte. > hassıs, cesedi yerinde muayene &de- başında üç bıçak yarası tesbit “etmiş ve gözünün bıçakla oyuldu . ğunu görmüştür. Başa ağır bir sey urulduğu için darbenin şiddetinden geldiği için üç, beş dakika içinde öL müştür, Hâdisenin Şerife, Sabahat, Hasan. Neriman, Ayşe, Suzan, Zeynep, Za- kire, Sakine, Leman, Didar, Ali, Ce. vat, Kemal, Şevket, Nureddin adlı 16 şahidi vardı. Muhakeme, bu $a .| hitlerin çağırılması için tehir edildi. İki Tevkif Dört gün evvel Galstada mühim Dir ticarethane yanmak Üzere iken söndürülmüştü, Müddelumumdik yüksek bir para ile sigorta edilen bu mâğazanm yanmasından şüphe et - miş ve tahkikata başlamıştır. İlk tah kikat, şüpheleri kuvvetlendirdiği için xağaza sahiplerinden Jakla Apos - ol oğlu Yani dün dördüncü istintak hâkimi tarafından tevkif edilmişler - dir, Sövme ve Sarkıntılık Sultanahmet sulh üçüncü ceza mahkemesi, dün bir sarkıntılık ve sövme davasmı bitirdi. Davacı Ba. kırköyünün Osmaniye köyünde otu » ran Bayan Muzafferdi. İddiaya gö. re, Muzaffer, evli bir kadın olduğu halde ayni köyden İhsan kendisine müteaddit defa sarkıntılık etmiş ve teklifleri reddedilince de sövmüştür. Hâkim, sövme suçunu sabit gördüğü | için İhsana 3 gün hapis ve bir lira da! para cezası verdi. İ Çuval Çalmış ! Hasan isminde bir genç, dün Hâl! civarında Sabrinin sergisinden üç çü- | val çalmıştır. Yakalanacağmı anla » yınca da bekçiye çuvalları teslim et. miştir. Sultanahmet sulh üçüncü ce- za hâkimi, Hasanı 20 gin hapse mah. snıftan Esat, 12 saat İçinde, teşhis edilemiyen bir hastalıktan &urtarıla. madılar, Yurdun bu iki çalışkan ve ateşli genci, Nümüne hastanesinde gözle. rini hayata kapadılar, Cenazeleri bü- tün fakülte çocuklarmın göz yaşları Jiçinde kaldırıldı. Ailelerinin ve arka. min büyük kederlerine ortak aruz San'atkâr Metek öldü San'at âlemimiz, kıymetli bir uzvu. pu daha kaybetti; Şehir Tiyatrosu. nun son (Kral Lir) temsilinde ağzm- Jan kan gelerek tedavi altıma alınan bestekâr Muhlis Sebahattinin kızı ve dünya güzellik kraliçesi Bayan Keri. nan Halisin kardeş çocuğu san'atkâr Bayan Melek henüz çok genç bir yâş- ta gözlerini hayata yummuş bulunu. yor. — i Bayan Melek, Kadıköytinde Sürey. ya operetinde uzun müddet çalışmış, | Şehir Tiyatrosu operet kısmmda mu-| vaffak olmuş ince bir san'atkârdı. | Kral Lir'de ağzından kan geldiği hal. de, sahnedeki vazifesini bırakmıyan artist yalnız tiyatro #leminde değil,! sinema hayatında da muvaffakiyet göstermiş, aldığı vazifeyi hakkile ba. şarmıştı. Bayan Meleğin ölümü, tiyatromuz | için bir ziyadır. Kederli ailesine ve| arkadaşlarına derin taziyelerimizi bildiririz. YENİ NEŞRİYAT Teorik vE pratik medeni hukuk (Ticaret hukuku ile mukayeseli Türk kanunu medenisi ve borçlar kanunu şerhi) — Hukuk Fakültesi profesör. lerinden Mustafa Reşidin bu eseri ye. ni ilâvelerle 3 üncü defa tabolunmuş.' tur. Pratik Hukuk Mecmuası — Bu ylık mecmuaum 1937 yılı birinci nu. marası çıkmıştır. Tüberküloz Cemiyetinde | Tüberküloz Cemiyetinden : TTüberktiloz Cemiyeti aylık mutat! toplantısını 7 - 4 . 987 çarşamba gil! İn saat 1830 da Etibba Odast salo, gösterilecektir. BU FİLMLER SİNEMACILIĞA ŞEREF VEREN ŞAHESERLERDİR. l yl e İN : (Mes'ud İnsanlar Kulübü)filmi PER ŞEMBE Biletler şimdiden satıl tadır. Ny POWELL günü akşamı Fiyatlarda zam yoktur. BAYAN GENERAL yi büyük operet filmi. "4 RED AT YE a par > İL lari | Askerlik işleri | | SÜMER sinemasında | Nisan Gelbinde * Gözleri kör eden, taşları eriten, binlerce halk ölüm korkusu içinde birakan görünmez li ürk Alınacaklar | İstanbul Vilâyetinden: ÖLÜM UA!| İ 1 — 987 Nisan celbinde bir buçü senelik hizmete tâbi piyade git filmini yaratan meşhur artist BORIS KAR LOFF'u göreceksiniz. Şimdiye kadar görülmemiş muazzam bir eser! olan bu filmde bugünün ilmi ve fenni düşünce lerini altüst eden harikalar görecek ve milyon larca sene evvel olan semavi hâdiselerin tesir lerini duyacaksınız. Birçok lâboratuvarlarm keşfine çalıştıkları bu şuam mevcud oldu. 328 ve 328 doğumlular, 2 — Musiki smıfma ayrılmış ol: 316 . 329 bakayasiyle 330 doğum lar. 3 — Jandarma ve gümrük smıfl rına ayrılmış olan 316 . 330 baka ayrılmış olan 316 . 327 bakayasiyif ” " in # ğu ve bunun sayesinde en müthiş hastalıkların tedavi edilmesi müm - klin olduğu gösterilecektir, Herkesi alâkadar eden bu muazzam filmi görmeyi İhmal etmeyiniz. Altın sesli MARTA EGGERTH'in şimdive kadar çevirdiği en güzel filn, m Bülbüller Öterken Avrıca: Sinema tekniğinin * son icadi CANLI Fi Misli görülmemiş muvaffakıyetlerle MiLLi SiNEMA muma, devam ediyor. TURK'ie ŞERIRLER ALEV IÇ.NDE Senenin en muazzam Fransızca filmi Artistler: GEORG RIGAUD - GABRIEL GABRIO - JOSELİN GAEL - SUZI VERNON ve MAXUDIAN Bu tesavvurun fevkinde heyecanlı, dehşet ve aşk ve İl şiz de görünüz siyle 331 doğumlular. 4 — Deniz smufma #yrilmış 316 : 331 bakayasiyle 332 doğumlu lar, 5 — Deniz sınıfına ayrılmış ols 316 - 331 bakayasiyle 332 doğum ların celp ve sevkolunacağı ilân ol” Jar, VEFAT Bay Ahmet Cevat Kudurl oğlu v8 sat etmiştir. Cenazesi 6 nisan. zünü saat Iki buçukta Gerrelipi Mühendis SOKAK yeüi dün: ci nden kaldırılarak namazı Valde camlinde kılındıktan sonra B tlrnekapısı şehitliğine defnolunacak tr. LM DA TEŞEKKÜR Kardeşimiz Fethinin ziyar elimi dolayısile cenazesinde bulunan, mek tup veya telgrafla keder ve elemi # mize iştirak eden dost, akraba ve ahbaplarımızın gösterdikleri alâk$ ve lütfu nezakete karşı duyduğumuf A , , İN derin şükran hislerimizin arzına sa «© ihtiras filmini Öğ yn gazetenizin tavaasutunu rica ede” oprakta yer ıştır » a küm etmiştir. nunda yapacaktır. ZATA sa FAHRİ © Burnundan ve ağzından fazla kan Osman sakat ciğerlerile Istanbulun bir kâbus ha- vası yaşanılan sokaklarında aç dolaşıyordu. Osman, hiç bir emperyalist emeli olmıyan iş ve ek © mekten başka hiçbir şey istemlyen kendi yuvasında kendi yurdunda rahat yaşamak istiyen sulhü seven ve menfaati ancak sulhte olan bir milletin, Türk mil iletinin çocuğu idi. Onu bu felâketlere düşürenler en ufak bir vicdan © azabı duymuyorlardı. . © Harp sonu... Kaldırımlarda işini gücünü kaybet - miş Insanlar akıyordu. Bu insan bolluğunda işçinin sakalına ne lüzum vardı. Bir gün tütün deposunda çalışan arkadaşları Hu- Tiyeye: “çok iyi bir adamdır dediler. Cepheden dön - miş. İş arıyor. Yarn öbürgün elbette bulur. Senin © şimdi yevmiyen İyi, Bir lira alıyorsun. Zaten yalnız- sm, kimsesizsin adam, adama lâzım olur. Şimdilik — bir lira ikinize de yeter. Yarında ols bulunca #en » rahat ödersin... Sizi evlendirelim.,, dediler. Huriye niçin evlendi?.. Onu bir iki kere mağazanm kapısında yağmur altında titriye titriye beklerken © görmüştü de acaba onun perişanlığıma mı acımıştı, © Ölen kocasınm böyle dönebileceğini düşünmüştü de kalbinde merhametten bile kuvvetli bir duygu mu © bulmuştu. Cepheye gidenleri, geride kalanlar bir tek vücut © gibi görürler. Onlardan bir tanesinin felâketi, kendi- © İerininkinin de felâketi olduğunu bilirler. Belki bu tahmin de yanlıştır. Belki Huriye Osmanı 'bir erkek gibi beğendi. Huriye ancak otuz yaşmda olmalıyâr. O zaman... Üç senedir duldu. Niçin evlen- “mek istemesin, » Belki de Huriye hiçbir şey düşünmedi.. Arkadaş. “evlen,, dediler. O da bir otomat gibi bu teşvike kapıldı. Şüphesiz Yüriyeye sorsalar hAlğ bugün bile 0, ne- © den evlendiğini izah edemiyecek. No. 26 Ne bilirsiniz belki de yalnızlık canma tak etmiştir. wink ie © Evlendikleri glin bile bir an yüzü gülmedi, Gözle rine en ufak bir heyecanın izi gelmedi. Belki de hep, hep ilk kocasını seviyordu. Onun iki cümleyi bir sraya getirip bir kimse ile beş dakika konuştuğunu gören olmamıştı, Hayatla en çok kullandığı sözler. Kat'i mânalari olan, Iki kere tekrarlanmalarma ihtiyacı bulunmu « yan sözlerdi: “Evet.,, “hayır,, “olur,, “olmaz. gibi... Onu tanıyanlar onun bir kere “ben,, diye başlıyan ve sonu “üm, um, ım, im,, le biten bir elimlesini duy. mamışlardı. Huriyenin dimağmda beliri “benlik, şüürü tekâ - mül etmemişti... Belki de o “Ben'im,, | yalnız ken- dine saklamak istiyor, önü başkalarma açmaktan korkuyordu. İşinin başmda olduğu gibi kocasınm karşısmda da uzak, yabancı idi. Bir otomat gibi çalışırdı. Bir oto- mat gibi “eş,, oldu. Yalnız onu bir otomattan tefrik eden bir hususi- Sekiz on senedir, bu kötü hayata atılmış olduğu halde, gözleri saffetinden hiç bir şey kaybetmemişti, Vücudunun düştüğü girdaba “verem,, dediğimiz ben« KADRİ Yazan: SUAT DERVİŞ Huriye, evlendikten bir sene sonra dünyaya gelen Nazlı, bütün bu isyanların ateşini taşıyan bir varlık olarak yetişti. Huriye Nazlm doğumuna #evindi mi?, Çocuğu- nu bir kere öptüğünü kimse görmedi. Fakat ona bakmak, onu yetiştirmek, onu büyütmek için, hafta- da bir gün bile dinlenmeden çalıştı. Cumaları herkes dinlenirken o bekâr çamaşırı yıkadı. Onlar evlenirken arkadaşları “Osman da iş bulur,, demişlerdi, Osman Iş bulamadı. Cılız vücudile onu hiç bir müessese beğenmiyordu. Eski tütüncü binbir kalıba girdi. Sıvacılık yaptı. Sobacılık yaptı. Demir- ellik yaptı. Nalbantlık yaptı. Mobilya fabrikasına girip çıktı. Fakat.. Pek kısa zamanlar için. Bankaların hepsi, gelip, geçici işlerdi. Devamlı bir iş bulamadı. Mobilya fabrikasmda bulunduğu günlerde Mele- gin annesini tanıdı, Meleğin annesi, mahallenin “kötü kadı, idi... Huriye, bir gün kocasını tatmin etmiş onu oyalı- yabilmiş, onun etrafmda bir kadm varlığı yaratmış değildi Siperden çikip gelen ve kaldırımlarda sürünen bu yeti vardı. adamın biraz hayata, biraz neşeye ve kadma, sevgi- Fedakârlığı. ye ihtiyacı vardı. Huriye, Osmana karşı da anne ve büylik annesine Osmanın, Meleğin anasma karşı olan sevgisi bu iş- karşı olduğu kadar fedakâr oldu. tiyak ve ihtiyaçtan doğdu. Çocukluğundan beri 6 başkalarmı yaşatmak için çalışmıştı. Başkaları hesabına çalışmayı o dalma ta- bit görüyordu ve bunu bir fevkalâdelik zannetmi- yordu. Onda maddi ve manevi hiç bir refleks kalmamış- tı. En müthiş şeyler karşımda bile o en hafif bir reaksiyon hissetmiyordu. Bir gece arkadaşları bir âlem yapmışlar ve genç kadını oraya çağırmışlardı. Ona; külhanbeyleri: “Bodur Fatoş, diyorlardı. On dört, on beş yaşındanberi en kirli bir hayat ge- çiren Fatoş, ufak tefek bir kızdı. Kisa boylu idi, za- yıftı, simsiyah saçları, Uzun, uzun kirpikli yemyeşil gözleri vardı. Hiği düşmemişti. Başkaları nasıl yaşamak İçin, kunduracılık, mas rangozlu, avukatlık, (doktorluk yaparlarsa oda —alnız yaşamak için— fahişelik yapıyordu. Osman onu ilk tanıdığı günden itibaren ona. bağ landı, onu çok sevdi, O kadar sevdi ki, bütün erkek- lerle onu paylaşmamak için nikâhladı. Huriye kocasının Bodur Fatoşa karşı olan sevgi- sini bilirdi. Sabaha kadar bir kaç aylrk olan yavru- sunu emzirir onünla uğraşırken Osmanın Fatoşla sabahladığını bilirdi. Herkes biliyordu, onun bilmemesine imkân var mıydı? Bilirdi, muhakkak bilirdi amma. Bir gün kocası na bunun hakkında tek söz söylemedi. Ne bir kıs- kançlık, ne de bir azap hissettiğini ona göstermedi. Gülmesini ve ağlamasını bilmiyen gözlerle ona bak- makta, ve onun yanımda robot gibi mihaniki olmaktan başka hiç bir şey yapmadı. Işten yorgun vücut ile, gece bazan idare lâmbası bile yakamadığı odasında salıncağın gıcırtısı din- liye dinliye göz kırpmadan sabahladığ oldu. Ertesi gilin, ne hir dostuna, ne bir ahbabma ne de kocasına en ufak bir şikâyette bulunmadı, ona bir kere bile: — Nedir bu yaptığın? Demedi. Huriyeye “kocan kötü bir karı İle evlendi. Nikâh» landı. dedikleri zaman yüzü, ne hayret, ne hiddet ne de teesstir İfade etti, hep gergin ve çizgisiz kaldı, yalnız bir kere lâkayt bir sesle: — Ya!.. Dedi. Hepsi bu kadar. Ortağı eve geldiği zaman, Osman Fatoşu eve ge » tirdiği zaman yine itiraz etmedi. Onun geldiğini hiç görmemiş gibi iâkayt kardı, (Arkam var)