——— 30.3.9937 No. Mervan Şöyle Bağı Yazan: Ziya Şakir rdı: "- Alçak Ne Cesaretle Benim Gözdeme Tecavüz Ettin!,, M ervan, günlerce odasına ka. panmış : — Hayatımın son aşk güneşi sönüp gitti. Bundan sonra benim kâranlık kalbime kim nur vere - €ek?. Diye şiirler söylemiş. Fer yat ve figan etmişti. Birkaç gün sonra, Mervana şöy- le kısa bir mektup gelmişti, (Yâ, Emirilmüm kma ihanet etmemek için, seni ter kettim. Eğer terketmeseydim, ü- Biliyorum; ilk aşkın, ben oldu Eğer son aşkın da ben olursa ne bahtiyerım.,) Bu mektup; Mervenın Üzerinde bir kırbaç darbesinden daha acı bir tesir husule getirmişti... rın mermer dehlizlerini koşa koşa çerek zevcesinin dairesine girmiş. İlk rastgeldiği cariyenin boğazma sarılarak: nerede?.. Demişti... Korkusundan bayıl - ma derecesine gelen cariye, parma ğmm ucu ile bir kapı göstermişti. Mervan, bu sedef işlemeli kapı - Yı itmiş, içeri girmişti. Helitle kar $ı karşıya gelmişti. Deri Tin gencin yskasmdan Miş: — Alçak.. Sen, ne cesaretle be nim gözdeme tecavüz ettin. Onun firarına sebebiyet verdin. Seal, bir köpen-gıbi ayaklarımın altında çiğ bağırmış. çılgın iği kuvvetle, bir hamelede yere yuvarlamıştı. Fakat, © anda, yandaki kapılardan biri a- Çılmış; İçeri bir kadın atılmıştı. e, Mervanın önüne dikile- Vu — Çıldırâm mr, Mervan?. Ne Bak Üc benim oğlumun üstüne bü cum ediyorsun? Hele öna par- mağınm ucu ile dokun. Seni, mah vederim. Biliyor musun ki, sen 0- nun sayesinde (Emiri) makama geçtin.. Ve şamak hakkını ihraz ettin. Diye haykırmıştı. Mervan, bu acı hitap karşısın- da kendini toplamıştı. Hırsından titriye titriye, odayı terketmeğe mecbur kalmıştı. Bu kadın, beş ay evvel vefat 6- den (Yezidjin zevcesi idi. Yezid, içki ve sefahata kurban olarak genç yaşında terki hayat ettikten sonra, Mervan birçok entrikalar çevirerek onu elde etmişti. Mu- kaddes, onun vasıtasile hilâfet ma kammı'ele geçirmekti. Yezid'in vefatı üzerine, yerine oğlu ( ci Muaviye) geçmişti. Fakat; bu gayet dürüst ve hakpcrest adam, üç ay sonra bir gün camide mimbe Te çıkarak: — Ey ahali!, Ben; babamm ve dedemin siyasetini takip edemi- yeceğim. Edemiyeceğim için dı hükümet işlerini lâyıkile çevire- miyeceğim... Ben, kendimi hilâfet- ten iskat ediyorum. Kendinize, bir halife bulunuz, demişti... İkin- ci Muaviyeyi bu feragata sevke - den, (İbni Ziyat) idi. Bu haris ve taş kalpli adam, dessas ve hile- kâr Mervan ile birleşmişti. Me; vanm, hilâfet makamına geçme: ne yardım ettiği takâirde, bü Irak kıt'asmı kendisine vereceğini vadetmişti. Bunun üzerine, İbni Ziyat ta Şama gelmiş; bir takım mânevi tehditlerle, İkinci Muavi- yeyi bu feragate teşvik eylemiş. «i vaviyenin hilifetten çekil- mesi üzerine, yerine diğer oğlu (Halit) in geçmesi icap eder. di. Halbuki; İbni Ziyat Yezid'in zevcesine müracaat etmiş: — Halit, daha küçüktür. Hali .” di veliaht tayin etmek şartile, Mervanı hilâfet makamına geçire- lim, Demişti... Bu kadın, esasen Mer- van tarafından elde edilmişti, O nun için İbni Ziyadn bu tekli - fini reddetmemişti. Fazla olarak, kendisi de Mervanm zevceliğini kabul etmişti. Mervan'm, gerek bu kadına ve gerek Hâlid'e karşı kalbinde bir minnet ve sadakat beslemesi ican ederdi. Halbuki; onun baris kalbi insanlığın en küçük feziletini bile, bir kere olsun hissetmemişti.. Bi- lâkis; ihtiras damarları, büsbütün harekete gelmişti. Tıpkı (İmamı Hasan)a yaptiği gibi, zavallı (İ- ye)yi gözdelerinden bi rine zehirletmişti. Sonradan, ken-;| galebesi #öye- | Talbi.len Ras » c kendi oğlu, (Abdülme- ik)e vermişti: Midin ansar, bu darbe kar- şısında sersemlemişti. Fa- ket, hâln ve cüretkâr Meryanm, tek oğlu (H & de bir suikast - te bulunmasından korkarak, bu kahpelik karşısında süküt (etmiş. İşte böylece sradan iki ay geç sonra da ,yukarda naklet.. tiğimiz hâdise zuhür öylemişti Mervan, açıktan açığa bir reza- lete meydan vermemek için zahi- Tİ bir sükünet içinde odâama çe- kilmişti. Fakat; Verdiği karar, müthişti. Hem bu kadın: ve hem de Halldi, mahirane bir tertip ile öldürecekti... Halbuki 0, bu hük - mü verirken, kendi hakkmda daha kuvvetli bir hüküm verilmişti, O gece, sarayım en dilber kadın. ları, Mervanın etrafma birikmiş - — Yâ, Emirilmüminin!, Sen, (Din) in direğisin. Niçin olur ol - maz şeylerle kendini lzüyorsun.. Mübarek hayatını Yıpratıyorsun. Iç, eğlen, zevk et.. Ne bu hayat, | ne de bu makamı; bir daha ele geç | mez, diye, ona mütemadiyen şa- rap içirmişler.. bitap kalıncıya ka- dar sarhoş etmişler. sonra, bir ha. İlmin üstüne yatırarak odasına gö türmüşlerdi. de urun bir yastıkla İçeri girmiş. ti. Arka üstü yatan Mervan, sar- hoşluğun verdiği derin bir uyku içinde idi. Zevcesi, elindeki yas »- tığı Mervanın yüzüne yerleştir - mişti, Derhal kendisi çıkıp bu yas tığın üzerihe oturduktan sonra, saray kadmlarına da: — Siz de, kollarını tutun.. Ayak arma oturun. Diye emir vermişti, Mervan, kı- pırdamıya bile vakit bulamadan, boğulup gitmiş. Hile, fesat ve ei- nayetlerle malâmâl olan mel'un ha yatı, hitama ermişti. Ve kaderin, gok garip bir cilvesi eseridir ki; (İmamı Hüseyin) i zevcesine 26- hirleten bu adam, ayni cezava uğ ramış.. Karısınm elinde can ver - mişti, Bu cinayet haberi; ertesi gün (Şam) ım dört köşesine aksetmiş.. heyecanlı bir dedikodu o başgös termişti. Ve bu dedikodular mu - hiti sarsarken, kuş uçan bir hecin, çölleri geçmiş.. (Küfe) ye girmiş.. Doğruca (Muhtar) im € - viniri önünde durarak; — Selâme.. Yâ, Selâme, diye ses lenmişti, (Arkası var) mirden mamulâtm, tellerin, Umumiyetle madeni eşya fiyatl. de yükselmiştir, boldur. Bunları piyasaya çıkarmayı arzu & den fabrikatörler, Iktisat Vekâletinin dir, Avrupada da yükseliş ts! fiyat- ları üzerine Vekâletçe tetkikat yapıl- maktadır. olan demir fi 8,15 Ingiliz söylenmektedir. Evvelce 4,15 Ingiliz lirası yatlarımın son gnlerde sma kadar yüks4ldiği Çivi fabrikatörleri İmisbeti hakkmda izahat vermişler - dir. | Kurşun da yükseldi İ Kaşın Ziyayarı d. yükselmiştir Kilosu on beş kırusa toplanan alınabilmektedir. mek'e devaralıdır, : : Dişlerin Iki sıra beyaz ve temiz diş, ir- makta temizlenerek yeni çıkmış —hem de tüyleri kırpılmış— bir kuzu sürüsüne benzer Bu teş- bih Süleyman Peygamberin © ol- makla beraber belki sizin hoşunu- za gitmez. Zaten sadece otuz İki kuzusu olan bir sürü bu zamanda ehemmiyetli bir servet olmadığın- dan teşbih pek te zengin sayıla- maz. Fakat güzel dişler, kırmızı kadi feden bir mahfaza içerisinde iki sıra iri iri inciye benzetildiği vakit bu teşbihe elbette bir diyeceğiniz kalmaz, İki sıra iri iri inci kuzu sürüsünden şüphesiz daha (güzel ve daha kiymetlidir. Zaten güzel dişler, neya benze- tilirse benzetilsin, insanın si na bir güzellik verirler, Hel dilerinden güzel olan simaların te bessümündeki revnakı artırırlar, Bir sima ne kadar güzel olsa, diş- ler çirkin olunca az çok sönük ka- lir, Ancak dişlerin hizmeti yalnız güzellik için değildir. Onların bes- lenme işinde mühim hizmetleri vardır. Yediğimiz yemekleri parça- lamak, kesmek ezmek, ağzımızda ıslatmak, sonra da mideye doğru gitmelerini kolaylaştırmak işlerini hep dişler görürler. Dişler az çok bozuk olup ta bu işler kolaylıkla görülmeyin zım bozulur, insan istediği gibi bes- lenemez. o Mideleri bozulmuş. za- yıflamış nice kimselerin rahatsız- lıkları ancak dişlerinin sağlam ol- madığından ileri geldiğini bilirsi- niz. Dişler düzeltilinee hazım dü- zelir, beslenme işi de yoluna gi- rer, Halbuki bozuk dişlerin zararı bu kadardan da ibaret kalmaz. Bo zuk diş bir iltihap merkezi olur. Oradan çıkan zehirler bütün vü- cuda yayılır, Kansızlık yapar, ka- nı kirletir, türlü türlü rahatsızlık» lara sebep olur. Amerikalı hekim- lerin kavlince romatizma hasta- lığının en mü sebebi dişlerin idir, çürük dişlerden çı - ler ağrılar husule getirir de bunlar romatizma sanılır, diye iddia ederler, İddiaları yalnız na zari olarak ta kalmaz. Romatiz- ma ağrılarından şikâyet eden has- Ci Sağlığı taların dişlerin -— yerlerine tak » ma diş yaptırmak üzere— söktü- türürler. Şimdi alde, Amerikadan baş- ka memleketlerde romatizmadan dolayı dişlerin söktürüldüğü pek te işitilmez, Fakat her yerde bili- nir ki, çürük dişlerden yüzde şid- detli sinir ağrıları gelir, çürük diş | gözlere de dokunur, çene kemiğin İ deliltihap hasıl olur, kemiklerin a- hap sirayet edince sinüyit denilen fena bir hastalık meydana çıkar, çürük diş ağız içinde iltihap yapar. Diş kırılıp ta yalnız kökü kalınca ağzın içerisini tahriş eder. Böyle tahrişten kanser hâsıl olacağını söylemek mübalâğalı olsa bile, ve- reme İstidadı olanlarda hastalığın orada yerleşmesine sebep olacağı diği vakit güzelliğe halel verir. Dişleri çürük olan insanın ağzı- nın kokması, söz söylerken etra - fına tükürük saçması, arada sıra- da —meselâ bir kitap yaprağı ç8- virirken— parmağını ağzına gö- türdüğü vakit parmağını ağzında- ki mikroplara bulaştırması, etra - fındakilere de dokunacak içtimai bir zarardır. Bütün bu mahzurlara meydan vermemenin çaresi dişlerinizi da- ima sağlam ve temiz tutmak oldu- ğunu tahmin edersiniz. Dişleri sağ- lam tutmak hemen herkesin kendi elindedir. Dişleri yolunu bilmiyen artık hiç yok gi- bidir, Fakat arada sirada dişlerini mütehassısına muayene ettirmek, bir diş hastalığı daha başlarken önünü almak ihtiyatlı iyi bir ted - bir olur. Pek te sik sık değil, yılda iki defa, dişlerini muayene ettir - mek büyük bir zahmet olmaz. Hele çocukların dişlerini böyle yılda iki defa muayene ettirmek a- ile için adeta bir borçtur. Çocu - ğun dişleri zaten düşecek, yerleri ne yenileri gelecek diye ihmal et - miye hak yoktur. Çünkü çocuğun dişleri sonradan gelecek dişlerin de kiymetini haber verirler. Ço - cuklukta dişleri çürük olanların, pek çok defa, sonra da dişleri çü- rük olur, temiz tutmanın Piyasada çivi kalmamıştır. Fakat fabrikatörlerin elinde stok olarak mal| tesbit edeceği fiyatları beklemekte-| itbal edilmediği için fiyatlar yüksel.) raşındaki büyücek boşluklara ilti- | kabul edilebilir, Bunlar olmasa da | çürük diş boyundaki bezleri şişir- | Gelki ki ama İREN Ş rim milyon kilo arı şehrimizde miştir, EKONOMİ Demir ve madeni eşyafiat- larında yük- selme var! Demir fiyatlarının gittikçe yükselmesi de-| dökme boruların, çivi, tel, ziraat aletleri, makine aksam ve yedek parçalarının fiyatlanmasına sebep olmuştur. Yumurta Ihracatımız ubat ayında şehrimizden ihraç etti - imiz yumurta miktarı tır. Bunun bin beş yüz sandığı Almanyaya 200 sandığı da Çekoslovakyayadır. Ayni ayda Al manya, Çekoslovakya, Rusya ve Fransaya ya 1700 sandık - Şu . tiftik ihraç olunmuştur. bat ayında şehrimizden yapılan ihracatın yüz de altısı İtalyaya, yüzde 5,5 Amerikaya, yüzde 5 Çekoslovakyaya, yüzde 3 1/4 Fransaya git Borsada : Satışlar ahire borsasında istekli satış- Z jar oluyor. Cumartesiaden düne kadar gelen 22 vagon buğluy, / alıcıları tatmin edememiştir, Müvari- datın azlığı ve Anadoluda yağmursuz| luğun devamı yüzünden piyasalardaki İmuştır. Buğdaylarm cinsine nazaran İkitoda 5 - 10 para yükeeliş görülmüş- tür. İ Çavdarsız ekstra ekstra buğda 7la- ra talin çıktığı halde piyasada bu “İcins buğday bulnumamış ve Avade- n borular öheak 24 kuruşa İludan da bu cins mal gelmemiştir. 29) Cğm, Poriçten kıyşun| çavdarlılar 6,20; Polatlı ma''arı 9 - |22 çavdarlılar 6.20 - 6.25 kuruştan muamala görmüştür. kstra ekstre İPolatlı hığdaylarma gelesiye yedi ku- yuştan talip çıktığı belde satıcılar 7.20 kuruş İste dir, Çavdar da- İha biraz istekli aranmıştır. Iki ün İiçinde çavdar duhi yükselmiş 5,10 İ kuruşa çıkmıştır. Arralar cinsine gü- re 4,10 - 4,25 kuruştur. Çuvallı cia.) vak ge en mısırlar 4,55 kuruştan sa- tılmıştır. Dün şehrimize on vagon ..Anadoludâ Bol Yağmurlar Gaziantep, Matıtya, Elâziz, Urfa, Diyarbekirde yağmuar kuraklık tehlikesini izale etmiştir. Endişede bulunan çiftçinin yüzü gülmüştüir. Miri eğ İ BORSA 29 MART SALI İ İ FVARALAR | Sterlin Dolar Fransız Fr. Lira Belçika frangı Drahmi leviçre Br, Leva Şiling Florin Çekbslovak kro. Mark Zor Pengo Ley Dinar İsveç kuronu Altm Banknot Nevyork Paris Milâno Brüksel Atina Cenevre Solya Amsterdam Prağ Viyana Madrit Berlin Varşova Budapeşte Bükreş Belgrad 1.4440 22.6130 4.2265 114482 1.9660 4.1656 4.0050 108.09 346275 7140 Yokohama | Moskova Stokholm 27 2469 31363 daki Muameleler Borsa muameleleri canlılığı mu » hafaza etmekte ve hararetli pılmaktadır. tahvillerin mübadelesi devâm etmektedir. Merkez Bankası hisseleri 93 liradır. Sovas - Erzurum 9 lira ve Ergani tahvilleri İ başabaş vüz liradan muamele görmek İtedir. Türk borcu sabahleyin yirmi Anadolu i İmal Ayvalığa, İthal Ettiğimiz Çaylar Bu sene memleketimize yalnız Hin« distan, Seylan adası ve Çinden çay Ticaret Odasına müracaatla yükseliş) e atlar oynaklık göstermiye başla -/ithal olunmuştur. Bu da Mersin tüc- fcarlarının takas sure! e ihraç etti İleri pamuklara mukabil ithal edil. miştir, Mersin tüccarlarnm takaslı çayları sekiz bin kadardır. Bu mal Mersinden İstanbula getiriln.iş tir, , rüğe gelen mallar azalıyor Istanbul gümrüklerire gelmekte o İlan ecnebi malları gittikçe azalnıak« tadır. Bunun sebebi yerli fabrikalas rın ihtiyaca kitayet edecek miktarda ve kalite itibariyle işi mamulâtı piya. saya çıkarmalarıdır. Yeni bir fabrika Şehrimizde muhtelif şekilde ve de- ıntaların ka- İpatılması için bir (Fermoir) fabrika. 81 tesis edilmiştir. Fabrika fanliyes te başlamıştır. Londrada Şeker Kongresi Önümüzdeki ay zarfında Londrada bir beynelmilel şeker kongresi | top. lanacaktır. Bu kongreye hükümeti. miz namma Türkiye şeker fabri'cula- ri anonim şirketinden bazı mümessil. ler iştirak Kongre için memleketimizin şeker istihsalâtı ve pancar zirsati hakkında geniş bir ra- por tanzim edil elir. edecektir. UMAN HAREKETLER! Bugün Ilmanımıza gelecek vapur. lar : Saat 11 de Aksu Karadenizde 14,50 Anafarta Bartından, 6,30 Saa- İdet Bandırmadan, 17 Tayyar İmroz « dan, 16 İzmir vapuru İzmirden , Burün limanımızdan gidecek va purlar: Sant 17 de Güneysu Karadenize, | (9580 da Doğu İzmite, 8,30 da Kocaeli İ | Mudanyaya, 0 Saadet Bandırmaya, İ19 da Seyyar Karabizaya, 19 da Ke - 10 da Dumlupmar | Mersine ZAHIRE BORSASI 29—3—1987 FIATLAR CINSI Asaf Yukarı Yumuşak buğday 6,1750 Sert buğday : Arpa Çavdar İ Mesir sarı Yulaf Keçi kılı tabak Tiftik deri Yapak Anadol Sansar derisi Tilki derisi İ Porsuk derisi GELEN > Zin Tan 165 Tom İliradan açılarak 20:25 lirayı bulmus| ve akşam 20,15 Lrada kapanmıştır. Türk borcunun daha fazla yüksefece- &i söylenmektedir. Aslan çimentosu 114,65 liraya çıkmıştır. Piyasada alici İ vardır. GİDEN Buğday Şikago : Buğday Vinipek