—— 30.3.0937 IAN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN TAN'ın hedefi: Haberde, fi- kirde, her seyde temiz, dü- rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. Bema GUNUN MESELELERİ Kıyamet Akşam lokantada yemek Yum, garson geliyor : — Efendim telefonla sizi İstan . buldan arıyorlar, Orkestra sesleri arasında telefon Masasına yaklaşıyorum: — Burası xxx, (gazetelerimizden birinin adı). — Evet ,bir şey mi istiyorsunuz?, — Cihan harbi doğru mu? Mani tıpkı “Ankarada yağmur Yağıyor mu?,, gibi bir sual; — Ben nereden billrim?, — Bugün gazeteler birinci sayta. larında, büyük harflerle, hep bundan bahsediyorlar — tik defa sizden işitiyorum, — Fakat fikriniz nedir?, iç bir şey... — Gazete sayfalarını bir görseniz, Hem biz Yunus Nadiye sorduk, o ce. Vap verdi, — Olabilir... Posta ile dün gelen gazetelere ba . kıyorum, Hele bir tanesi 1914 tem - muzunun bütün harareti ile harp haykırıyor ! Basit sürüm davası: Mesele olmaz. sa icat etmeli ! Sonra bunun mes'uliyeti de yok: Devletin ne mali, ne de ekonomik iti- barmı kırıyor, Fakat dünyayı bir ce. hennem buhranı arifesinde göster - mek memleket için hayırlı mıdır? Ga, zetecilik san'atmın müstesna incelik - lerini bilmiyen milyonlarca vatandası, bugünden yarına ne olacağını tahmin edilmez korku İçinde şaşırtmak doğru mudur? Biz Hoça, Nasrettinin Bahat ve itlessese buhranlarımızı dir, yaya maletmeğe kalkışmak daha iyi olur, — Fatay, yiyo - Li Maskeler Bir vakanüvis, on sekizimel asr Osmanlı valilerinden birinin port. resine şöyle başlar: “Ekseri eyyam da saim ve salâtı teheccüd itiyadı £ le geceler kaim olup meşayihi kira- ma dalma iytibari hürmet ve her birinden baska başka evradü zekâr ahzli telikkisine rağbet etmekle kesbi şöhret etmişken... Ve söyle tamamlar: “Zulmü iyti. safı âlemgir ve vali olduğu memle. ketlerde gani olanlar fakir ve katli nefs maddesi indinde zerreden ha. kir olmakla (Beyt : Batıl hemişe batılti beyhudedir veli * Müşkil bu- dur ki sureti haktan zuhur ede.) Mmefhumuna masadak idi, ,, Bu riyakârlık, yalnız, eski şeriat çı devirlere has değildir; her ileri hareketin dahi, menfaat ve ihtiras tüsccarlarmın yüzüne yarar dema, goji maskeleri vardır. Biz Kemalizmin hayat, tefekkür ve vicdan hürriyetlerini müdafaa etmekle ve hususi ve umumi hayat ta bu hürriyetlerin ahlâk'ını kur - makla şark âlemi hareketlerinden aynlıyoruz. Gerek milliyetperver - lik, hattâ gerek ileri inkılApçılık ta assublarına bürünen bozgunculuk - lara ve tedhişlere ancak bu hürri - yetlerin ahlâk ve kültürü ile karşı | koyabiliriz. Bizde hakiki tasnif şarklılık ve | garplılık olmakla beraber şarkçı ve | garpcınm hakiki vasıfları da âdet leri, kültür ve ahlâklarile bilir, Bir Alman diyor ki: “Berlin . de oturan bir Şarkdı ile benim aram. da fark, odür ki, onun, Garplıya benzemek için sokakta kadma gös. terdiği hürmeti, ben evimde karr- ma karşı da gösteririm, Onun tak. Mai, benim ahlâk ve kültürüm- dür!,, . Fatay a ma Çöpler Kaç Mil Açığa Dökülmeli? Çöplerin denize atılması içi diye hazırlığını bitiremediği Yirmi, otuz gün daha gecikeceğtir, Be lediye, çöplerin İstanbuldan kaç mil uzağa dökülmesi ienp edeceği hakk arifesinde imişiz, | dn Tenni tetkikat yaptırmaktadır TAN OKUMAK OKUTMAK DAVASI | azeteler güzel bir havas dis verdiler: Konyada eski kütüphaneler birleştirile- rek bir kitap sarayı ve şehrin muhtelif semtlerinde de beş okuma salonu yapılacakmış. İşte, umumi kültür için çok faydalı bir teşebbüs, Halkımı- zm okumıya rağbet etmedi- ğinden şikâyet edip duruyo- ruz. Memleketimizde gazete, mecmua ve kitap okuyucuları- nm sayısı mektep görmüşle- rin sayısına nisbetle hayli düş- kün. Öyle zannediyorum oku. mıya karşı bu hevessizlik, çok defalar, vasıta ve vesile nok- sanmdan doğuyor ve zamanla kökleşiyor. Halkımıza, bilhas- sa ilk ve ortamekteplerden çıkarak hayata atılanlara okumak kolaylıkları hazırla- mıyoruz. Gençleri mekteplerden, sıkıntı - lı bir angaryadan kurtulmuş ol - mak duygusile değil, okumak he- vesile çıkarmak meselesi de başi Burada, sathice olsun izah edil yecek kadar mudil bir iş, 6 bahsi beşka hir müsahabeye bırakalım Her okumak ist İ uygun kitabı, mecmuayı koli In seçemez, tedarik edemez, ekseriya, okumak İçin münas müsait vakit bulamaz. skiden kütüphaneler yalnız bir sınıfa, az çok derin te- tebbülerde bulunacaklura mahsus Yarım asırdanberi bu t gişmiş, umumi kütüpha - neler açmakla istihdaf edilen ga yeler çok genişletilmiştir. Okumak yalnız mukabil bir şey ekseriyetin bu medeni ihtiyacı en evvel Anglosaksonlar : tarafından niş ve tatmin edilmiye çalışıl mıştır, Bu hususta bilhassa Ame- rikalılar önayak olmuşlardır. Kü- tüphanesiz bir kasaba birakma - dıkları gibi kalabalık şehirlerin hemen her semtinde, büyük kütüp hanelerden başka, birçok küçük halk kütüphaneleri Vücuda getir- mişlerdir. Eskiden kalma kütüphaneleri - mize bakılırsa o devirlerde mem - leketimiz başka o Memileketlerden geri değil hattâ birçoklarından da- ha ileri imiş; fakat bugün İstanbu lumuzda medeni bir cemiyetin ih- tiyaçlarını okarşılıyacak modern bir kütüphanemiz yoktur. Halbu « ki dünyanın en zengin kütüpha - pelerinden birini kurmak içi ne kıymetli sermayeler var!,. Yal- hiz, bir hayli paraya ve ondan da- ha ziyade himmete mühtacız. Unyanm en muazzam kütüp hanesi Birleşik oAmerika devletlerinin federal merkezi olan Vaşington şehrindedir. Bu devlet merkezinin nüfusu ancak son za. manlarda yarım milyonu bulmuş- Yirmi yedi, yirmi sekiz sene evvel ben orada bulunduğum va - kit üç yüz bin kişilik bir şehirdi. Böyle olmakla beraber bilyük kü. tüphaneden başka, meşhur milyar der Garnegie tarafmdan Amerika şehirlerine hediye edilen Yüzlerce kütüphanelerden biri de sefaretha nemizin civarmda bulunuyordu. Vakit buldukça gündüzleri ve hettâ akşamları oraya Uğrıyarak istifadeli vakitler geçirmek müm- kün oluyordu. Halbuki böyle kısa zamanlar için şehrin öbür ucun - daki büyük kütüphaneye gitmiye imkân bulunamiazd. M emleketimizin büyük şehir. leri gibi İstanbul için de muhtelif semtlerde, meselâ İs - tanbulun iki kalabalık semtinde, Şişli - Nişantaşında, Beşiktaşta, Kadıköyünde ve Üsküdarda böy - le halk kütüphanelerine, basit kı- râat salonlarma değil, şiddetle ih- tiyag bulunduğu kanaatindeyim. Vâkıa Halkevlerinde de kütüpha- ne olarak ayrılmış salonlar bulu- nuvorsa da bunlar ihtiyaca kâfi Çünkü oku okumak Kolaylığını Bulamıyor değildir. Garp memleketlerin - deki (Oo modeller gibi, bilhassa or- ta tahsili bitir. miş smıfların İs- tifade (ede çekleri medern ilmi kitap Ansiklopedileri kamusları, at'âş- inri, gayet dik- katle seçi debi eserleri ve bir tetebbfi salo. nü İlebir 'e hat» tâ iki gazete ve nısemus salonu. nu ihtiva eden nistakil mües- Şehirlerimizde yeni yeni kurulan halk kütüphanelerinden biri: tiyae bali ğu YAZAN. Rauf A. HOTINLI | ve ve ediyemizin «lelâ- de bütçesile böyle bir işin başarı - lamıyacağı âşikürdir. Amerika be- lediyeleri zengin oldukları gibi ba husus zengin yurttaşları bü gibi iç- timaj işlerde çok eömerttirler, A- caba bizim zenginlerimizin him - metlerinden medet bekliyebilir mi- yiz? Fıka* bunun *çip de beled.yemi zin önayak olması, devamlı bir teş kilât yapması lâzım olsa gerektir. Herhalde Konyadin ibret âlmak artık içtimai bir farıza olmuştur. İngilterenin birçok şehirlerinde belediyeler böyle kütüphaneleri hayır sahiplerinin teberrülerinden başka belediye vergilerine ve re - simlerine cüz'i bir zam yaparak vü €ude getirmişler; fakat şehrimiz- de munzam boleğiye vergilerine, em, takat kaldı mı? Yanılmı- yorsam Gazi köprüsünün yaptır. in kâfi para toplanmış. Na- ytalarma o maksatla konul» bulunan zam, gekire sit köprü ması İl kil v onyada yapılması kararlaş- tarılan kütüphaneye (Ki- tap sarayı) adı verileceğini oku - duğum vakit gözümün önünde Va. şingtonun 0 imeşhur kütüphanesi tecessüm etti, Kırk sene evvel on dört bin metre murabba: bir arsa üstüne kurulmuş olan bu bina dün ya kütüphanelerinin en büyüğü - dür. Zinet itibarile o kadar muh- teşem sarâylar, eğer varsa, pek az olsa gerektir. O vakit yedi milyon altın dolar, bizim şimdiki para ile on beş milyon lira masraf gitmiş, bugün otuz milyona güç çıkar. z mermerden ve fından mitolojiye, güzel san'atlera, Mimlere ve feniere dair alegon« tablolar nakşedilmiştir. Cephesi, köşesi ve bucağı kıymetli heykel» leri bezenmiştir. Okuma salonu yüksek kübbeli büyükçe - 1500 vietre murabvar - bir camii andırır; fakat bundan başka yevmi gazeteler, mecmua - lar, haritalar, muhtelif koleksi - yonlar ve saire için ayrı ayrı ge - niş salonları vardır. Avrupada büyük kütüphaneler Sam.unda Ata türk kütüphanesi gruptan evvel k bu kitap sarayı tan una kadar açık kalır. Ge ir edildiği vaki ten bir peri sarayr halini atır, Üst katmda temiz ve ucuz bir lokanta- sı da vardır, öyle ki sabahtan ak- a» şamm onuna-kadar orada kalıp ra İT Fammt- gaışmaz ilimdir, R ununla beraber, muhtevi - Yatı itibarile dünyanın en zengin kütüphanesi sitı milyon cilt kitabı ve sayısız koleksiyonları ile, Londradaki British Museumdur. Parisin milli kütüphanesi, beş milyon ciltle, ondan sonra gelir. HALK NİCİN OKUMUYOR imi van Yalnız onda eskilik asaleti ve €8- kiliğinin mirası olan bazı hu zenginlikler vardır. Bu kütüph nenin, tabir caizse, şeceresini tâ Şarleman zamanına kadar ranlar mübalâga etseler bile her halde paha biçilmez servetinin pek eskiden toplanmıya başladığı mu- hakkaktır. Halbuki Londra kü - tüphanesi kurulah henüz iki asır bile olmamıştır. Yukarıda işaret ettiğim gibi Av- rımada bövle büyük kütüphaneler grupta evvel kapı ır. Bununla be. raber geveler, âşık Kalan ikin © derecede kü tüphaneler yok değildir. Mese.$ Tarste o büvük mekteplerin bu- Tunduğu Kartier ha te Üenevieve tüpbanesi gece saat ona kadar açık kalır, Sözü tatlı bi- tirmek için et- tetebbüler yapan okuyu- culara bir iyi haber verelim: Pariste müzele- re ve kütüpha nelere muavenet etmek üzere ku- rulmuş birtakım teri vardır ki, rafı dostlar cem. tahlol milli Küt üphane dostları ce Mâletile bu irfan mü ni bir servis vücuda getirilmiş. Kütüphanede bulunan EFNANLI Gir MELİ ra afmdan çekilerek dün - ngi bir tarafına gön - ir, Artık ufak tefek tel kikler için Parise kadar gitmiye ve yahut başka vasıtalar aramıya hacet kalmamıştır. PARIS MODELERİ | "Kızarmış ekmek rengi,, İsmini taşıyan yeni bir renk bu sene çok mo- dadır. Kızarmış ekmeğin tatlı ve sicak renginde olan bu küçük sabah el- bisesi he kadar hostur, Kemeri, eldivenleri ve şapkası siyah intihap edi- lirse; resimde görüldüğü gibi pek zarif bir kıyafet olur, Elbise yakasızdır. Boynunda muhtelif renkli bir ipekli mendil bağlanmıştır. İ memleketten içtimai sefaleti kalı GUNUN HKRASI İçtimai Yardım Ecnebi bir memlekette gazeteler içtimal sefaleti ortadan kaldırmak için, hilkümetin derhal tatbikine ka - rar verdiği sosyal yardım tedbirlerin. den sitayişle bahsediyorlar Li İçtimai yardım, içtimai yardım teş- kilâtı ve bu faaliyetlerin ilmi metod . larla yapılması cidden çok faydalı bir iştir, İçtimai yardım kelimesi o kadar geniştir ki, bütün çocuk teşkilâtları - ni, doğum evleri, sıhhat istasyonları, hastaneleri ,hâmile kadınları muaye. ne kılniklerini, dimaği bıfzmssibha teskilâtlarile beraber umum hamiyeti müesseseleri, amele teşkilâtlarını, a- İ meleye yardım müesseselerini, hayır cemiyetlerini, alli yardım merkezle. rini, haplsaneleri, fahiseleri ıslâh #y- lerini, komünite teşkilâtmı komünite merkezini, içtimai merkezleri, köy ictimal tesekküllerini, kırmızıny, ve - $ilay, hülâsa cemiyet makanizmaemı işleten bütün ietimai faaliyetleri içine alan bir kelimedir, . İçtimai yardımı en genis mikyns - ta tatbik eden memleket Amerika İdir, İçtimai yardımı bir sefkat isi ol. maktan çıkaran, bunun ilmi esaslara dayandıran yine Amerikadır, Hattâ içtimai yardı'vı İlmi bir şekilde teş - kilâtlandırmak ve yürütmek için Ko . lombiya Üniversitesine merbut bir de “İçtimai Sây,, mektebi vardır, Bu mektepten yetisen profesyonel “Soci. lal Warkers,, ietiimai ameleler mem- İleketin her tarafma yayılır, ve yük sek ücretlerle çalışırlar , , . Bunların hepsi hasta bir cemiyetin içindeki iktisadi, içtimai, huzursuz - lukları tedavi için alınmış tedbirler - dir, Amerikada servet ve refah yük. sek olduğu nisbette içtimai bir sefa . let vardır, Sehrin garp kısmı (West side) servet ve haşmeti şark kısmı (Eastside) “içtimai sefaleti temsil e » der, Alime Made Wç Olmaf yaz ürik teşk İları, şehrin bu iki Iısmı arasmdaki farkı doldurmak hayaliyle, büyük zenginler, milyonerler tarıfından ku. rulmuş teşkilâtlardır. Belediyenin, vi- lâyetin, devletin yardım teşkilâtları vardır, fakat bunlar bu hususi teşki - lâtlarm yanında pek ehemmiyetsiz kalır, Görüyoruz ki, içtimai sefaletle mii. İ cadele eden en büyük kuvvet, büyük milyonlardır, Fakat iktısadi buhran bütün cemiyetleri sarsmca, milyoner. lerin de bütçeleri sarsılmış, içtimal yardım teşkilâtinri Amerikada büyük bir buhran geçirmiştir. Bir çok'arı kapanmış, bir çok profesyonel içtisai amele işsiz kalmıştır, Amerikanm işsizleri, milyonları aşmış, sefalet bir kat daha artmış, delik büyüdükçe İ yama küçülmüştür, Hülâsa şunu Ha, mek İstiyorum ki içtimai yardım, bir r. maz, ancak derin İşliyen bir yaraya, pansuman yapar ADSIZ YAZICI Valinin Beykozda Yaptığı Tetkikler Vali ve belediye reisi Muhiddin Te, tündağ Pazar günl yanmda Dağerlik lübü azaları bulunduğu halde Bey - koza gitmiş, Karakulak ve Akhabada, gezintiler yapmışlardır. Vali, ayni za- manda Beykozdaki meyvasız ağaçlar fidanlığını ve çayır önündeki bozuk yolu gözden gecirmiştir, Çayır civa. rındakilerin kışın çamur ve yazm toz. dan oturamadıkları valiye anlatılmış ve (250) metrelik bu bozuk kısmın yaptırılması istenmiştir, Vali, kayma- kam İhsana yolun derhal tamir ettiri) mesi için emirler vermiştir, Gaz Kursları Nisanda Açlacek Halk için her mahallede acılmasma karar verilen zehirli gazlardan ko. runma kurslarında ders verecek mu, silimler vilâyetçe seçilmiye başlanıl - mıştır, Diğer taraftan bu derslerin verileceği binalar da ayrılmaktadır, Kurslar nisanda açılacaktır ,