W < No. 38 ENUP HUDUDUNDA Yazan: MÜMTAZ FAİK Şehirliden nefret eden köylüler Şehirli kokusu almamak için burunlarına bir laş parçası ük Cercif köyünün çok b ca tarif edeyim: aldır. Ve birsürü çoban kö- Çadırlar, çoban köpeklerini boyları kadar var... Yani çoban köpek leri o kadar iri, Bizi köyde ilk karşılıyanlar, zaten bu çoban köpekleri oldu: Otomobilin lar. Ve basamaklarına Jadılar,, Sonra çadırlardan adamlar, kadın- lar çıkmıya başladı. Köpekleri kovdu. lar ve bize emin bir inecek yer hazır- sakallı, siyah bıyıklı, başı | Ye kefiyeli üzeri maşlâhlı bir adam gel- di, — Selâmünleyküm!, Köyün muhtarı imiş. Mütemadiyen havlıyan ve mütema- diyen bize doğru hücum eden köpek- leri susturmıya çalıştı. Sonra etrafın- da bir kaç adam daha peyda oldu, Kadınlar yüzlerini ellerile örterek bi- rer tarafa çekildiler. Çocuklar dört gevremize halka oldular. — Bu kadınlar niçin kaçıyorlar böy 1e?.. Harem selâmlık mi var? Muhtara sordum: — Yok dedi. Belki işleri güçleri var dırda, İ — Çağır bakalım şu kadınları er - kekleri de hep beraber konuşalım! Muhtar kadınlara haykırdı. Fakat gelen giden olmadı. Buranın kadınla» | rı muhları bile dinliyen soydan değil | di. Demek o kadar hâkimdil — Aman muhtar dedim, sen bura. &a sözünü geçiremez misin? Bu nasıl muhtarlık le? Bu sözlerim muhtarın kibrine do. kundu ve yanımızdan ayrılarak çadır çadır dolaşmıya ve köy halkmı dev- girmiye başladı... Biz diğer köyMlerle beraberdik. Köy Hi çocukları da etrafımızda idi. Çocuk lara baktım ve birdenbire hayretten kendim! alamadım. Bunlarm hepsi burunlarını ellerile kapatıyorlar veyahut burun delikleri. ne bir taş parçası tıkıyorlardı. Niçin? çin burnunuzu tikiyorsunuz? Utandılar, ses çıkarmadılar, Yalnız başlarını yarım sağa yarım sola çe sirdiler.. Bu esnada muktarla beraber o bir kaç kadm da gelmişti. Bu kadınların saçları, başları ve hattâ kolları mey- danda olduğu halde onlar da birer taş Is burunlarını tıkamışlardı... Hayret!,. Yanımdak! arkadaşlardan biri kadına hitap ederek seslendi: — At o taşi burnunda Kadın da yarı gülümsiyerek, yarı kızarak başmı çevirdi. Taşı, burnun. dah çekti yere attı. Ay, bu sefer bur- uunu parmaklarile tıkayıp, âğzıyla nefes nimıya başladı. Arkadaşım benim hayretimi görün- ce dedi ki; — Bunlar böyledir, Bir şehirli gör. düler mi hemen burunları tıkarlar!,, bir İlerdenberi biriktirdiği nefreti orlar ü şehirliye Tastgel- zaman belki banâ bir fenalık e- der diye onün yüzüne gülmlüşse de, on dan hiç olmazsa burnunu tıkıyarak nefretini göstermiş!.. Cenup hududunda şimdiye kadar belki senede ancak bir kaç şel Klüçük Cercif köyün. de şehirlinin gördüğü itibar işle köy- taraftan da burnunu lala tıkaması dir. * Burnunu taşla tıkama Şehirlinin kokusu gübre kokan bir taştan daha mı fenadır? İşte cenup hududunda bu köylerde İuzun imparatorluk senelerinde kö İ nin şehir- den getirdiği pis havanm kokusunu «aj mamak için! Hayır, sehirliye karşı içinde sene - kendi kendisine izhar için, Ve işin garibi şu ler bunü bilmiyerek yapıyor- lar. Senelerden miras kalmıs kötü bir âdet olarak yapıyorlar, Çocuklar an nelerinin babalarmın bir şehirli, bir yabancı karsısmda hâsil bir vaziyet aldıklarını görüyorlar, onları taklit e. diyorlar, bu suretle köylünün kafasm da “şehirliden nefret,, diye bir itiyat, bir ahlâk ve adeta bir mezhep beliri- yor. Bütün bunun kabahat! kimin? Köy lünün mü? Hayır biz sehirlinin! Nihayet köylüye bildiklerimizi öğ- retmek bizim vazifemizdir. Onlarda şehirliye karşı eski zamanlardan kal- ma kötü itiyat devam ediyorsa bu da bizim suçumuzdur. Hem de büyük su. çumuzdur. Oradaki adamlardan birine dum: — Niçin burnunuzu tikiyorsunuz? — Hiç... — Nasıl hiç?, Siz böyle hep burun tıkıyarak mı gezersiniz?. — Nezle olmuşlar da. — Hepiniz mi nezlesiniz?, sor Köylü, bana karşı, şehirliye karşı hafaza ve polis memurları tarafın -|ce bir belediye kararı ve Mü elinin ! lünün onun yüzüne iltifat ederken bir | * MEKTEPTE BİRİNCİ OLDU Memleket çocuk- larının © yabancı memleket lerde, kültür o ve iş — sahalarında muvaffakıyefleri - ni işitikçe göğs müz sevinçle, ifti- körla “kabarıyor. burada o resmini gördüğünüz genç Türk kızı Nevyork şehrinde o Hunter College'de oku- van Bedia. Etem Taneridir. Bu sene nektebini - birm vilikle bilirmiş ve Jiplomasını büyük merasimle olmış, Nevyork yözele- leri o kendisinden *akdirle bahset - "istir, şehirliye karşı yapılan bu muamele, Musevi cemaati İstanbuldaki 50 bin Museviye evvelâ Türkçeyi öğretmek lâzım geleceğini söyliyen Musevi cemaati reisi Marsel Franko 60 top kaçak ' kumaş tutuldu Dün akşam Toros Elspresiyle ge len yolculardan Mustafa isminde birinin üzerinde şüphe üzerine mu - “Önce Türkçeyi öğretmeliyiz!,, Amerikada yetişen Bir Tü rk kızı reisi böyle diyor Şehirde bir dil birliği rafindaki tası 8 bir mu. harririmiz, Ankara Saylavı Doktor müştür. Doktorun söy ılması et- tte otüranlarm o b memleketin ana lisanı Konuşması kadar tabii ve lâzım bir gey olamaz. nbul kozmopolit bir şehir- senelerdenberi muhte dır. Bu ade mistir. Bence halletmek icap eder, Bu hust tatbikatı belki de bir aksülâmel yapa bılır, Çünkü alışmak fena hir geydir. Mesel beni Türkçe netseler, unutup Rum işi tedrici bir şekilde »'zen işi Türk - Birçoklarınm dili de ksime olarak Türkce konuşur « bir lisana kaçacaktır. Bu vatındaşı cezalandırmak bilmem doğ- ru olur mu?,, Musevi cemeati reisinin sözleri Musevi cemaati Resi Marsel Fran- ko da demiştir ki: “— Biz bunu çök ev miş ve bu hususta kendi aramızda fa- yete gererek propaganda bile yap- ik, Bu işin tahakkuku en fazla bizi se vindirecektir. Fakat bu mesele sade- evi ©e- | den arzu et- Im pefretini saklamak için kafasının için | da naraştırma yapılmış ve bavulla - | maatinin arzusu meselesi değildir. Bu de bin beş yüz türlü dalavere düşünü. | rında 60 top Halep kumaşı bulunmuş! evvelâ kültür meselesi ve sonra da 0 yordu. .— Hadi dedim, Al bir sigarı Sigarayı parmaklarının altına si. kıştırarak eyvallah makamında selâm verdi, Belinden bir çakmak taşı çıkar dı. Baş parmağı İle taşın arasma bir kav sıkıştırdı. Öbür elindeki bir demir parçasını çakmak taşına vurdu ve ka- vi tutuşturdu... — Burada kibrit yok mu?.. — Kibrit? dedim... — Ağum dedi. Kibriti nideceksin?, Allah çakmak vermiş. Hem param ol- sa kibrit mi alırım?.. — Paran olsa ne yaparsın?.. — Ayağıma bir pantalon alırım. Oğluma bir entari alırım. Ve sonra eliyle orada duran bir çocuğu gösterdi: — Aha! Şuna bak?., Çocuğa baktım. Bunu demin de gör — Neden?.. İmüştüm. Fakat o kadar dikkat etme- ? — Şehirti kokusu almasmlar diye?, | miştim. — Şehirli bu kadar fena mı kokar-| Sekiz yaşlarında kadar vardı. Uze. İrinde entari gibi bir gey taşıyordu. Fa — Onlar sehirliyi kendilerinden ta- | kat bu entariden daha zi gide bir men- memile ayrı telâkki ederler., İyip kimunoya beriziyordu. Önü açıktı. Sebirli ve köylü, işte höyle seneler. | Çocuğun karnı çırıl çıplak, tostopar- ee yasayısları, giyinleleri, ödetleri, |lak dışarı uğramıştı... ; bayat tarzlarile biribirlerinden tama. | Ayağında donu yoktu. Ve bittabi #ile ayrı yaşamış, şehirli, köylüyü) her bir uzvu dışarıda idi. #wf021 saman bezmi çevirmiş, onu) Köylü gelen bir kadını işaret etti: MM, a İ tur. Bunun evvelce yakalanan büyük kaçakçı şebekesiyle alâkadar oldu - ğu zannedilmektedir. Tahkikat yapıl. maktadır Şoförler Cemiyetinde Yeni İstifalar Oldu narak aralarından ve terini seçeceklerdir, f- dare heyetinden Hadi ve Mustafa isti- fa ettiklerinden yerlerine yenileri in. tihap edilecektir. Taksi otomobillerinin tehdidi Sofürler taksiye çıkan arabaların çoğalmasını ileri silrerek bu işin tah- didi için yeniden müracaatta bulün mıya karar vermişler; ndiye ka. dar piyasaya çıkan yüzden fazla oto- mobil eski otomobillerin iş yapması. na mâni olmaktadır. Bu vaziyette bir çok kimselerin işsiz kalacağı iddia e- dilmektedir. Z ma — Işte bu da anası! Anası da burnuna bir taş tıkamış geliyordu. Çıplak çırıl çıplak çocuğun, gübre içinde pislik içinde büyüyen çocuğun anaaj, sehirlinin kokusuna tahammül edemiyordu! Bunda haklı mı 1417... torlte ve bir kanun meselesidir. Bü iş İküçük merkezlerde daha kolaylıkla tatbik edilebilmiştir. Fakat Istanbul İda pek o kadar kolay olmıyacaktır. Burada yalnız 50 bin musevi vardır. İ Bunlara evvelâ Türkçeyi öğretmek İbunun için bütün talebeyi Türk mek-| Şoförler Cemiyetinin yeni idare he- | teplerinde veya aha ziyade Türkleş-| Haydarpaşa Gümrüğü! İmiş musevi memleketlerinde okutmak lâzımdır. Bu suretle Y" sı talebe za İten kendiliğinden Türkçe konuşacak- tar. Hatalı fabelolar Dükkân ve mliessese tabelâlarında İürkçenin çok hatalı olarak İğını gören belediye, bu hus İtroliz talı olan tabelâlar düzeltilecektir. Memlekete su işlerni ntanzimi için kanun iha ile hükümetçe 225 maddelik hir lâyihası hazırlanmıştır. Bu lâ; umum! ve hususi-sularm mükemi liyetine, umum tarafından veyâ huse « surette kullanılmasma, bataklı rm kurutulmasma ait bütün münase- e betler tanzim edilecek ve kül halinde mis” bir plâna alınacaktır. “eİmi tamir fiyatlarında da tenzilât ya- yapmıya karar vermiştir. Ha- a- masından vazgeçilmiştir. nelerimizin ıslahına sarfedilecekti geçilmesi sebeplerinden birisi de istemesi olmuştur. Başvekil İsmet İnönlünün tersane ve havuzlarımızda yaptığı tetkikle den sonra girişilen ıslahat hazırlıkla- ri bir hayli ilerlemiştir. Bunun için bü yük bir proje hazırlanmaktadır. Pro- je esaslarnı havuzlar müdürü Cemilir riyasetinde ve mütehassıs Hans Krav zenin iştirak etiği bir komisyon tesbit etmektedir. Dün Ankaraya gidecek olan havuz. lar müdürü Cen projede bazı nok- sanisrın tâmamlanması için seyahati ni bir hafta sonra yapacaktır. Hazırla nan projeye göre, Haliçteki metruk Valide kızağı 5 — 6 bin tonluk gemi- lerin inşası için elverişli bir hale ge- tirilecektir.. Ayrıeç o Kasımpaşadaki havuzlarda da en büyük gemilerin her | tarafını tamir edebilecek surette yeni ve modern tesisat yapılacaktır. Bun-| lar için Azım gelecek paranın bir kıs-| > | mı Merkez Bankasma konacak elli mil | yon liradan ve diğer bir miktarı da hükümet tarafından verilecek yeni| tahsisatla temin edilecektir. Hazır » lanacak proje İktısat Vekâletinin tas dikinden sonra Başvekâletin tasvihine arzolunacak ve kat'i şeklini aldıktan sonra tatbikata başlanacaktır. İnşa. ata bu sene sonlarında başlanacağı kuvvetle umulmaktadır . Projenin esosları Almanyaya ısmarlanan son vapur » | İlardan sonra bütün gemilerimizin bur | rada inşasına başlanacağı anlaşılmak tadır. İki üç sene sonra tersanelerimiz ge- mi ingaatıns hazır bir vaziyete gelmiş olacaktır. Valide kızağının olduğu ye- re, büyük bir tersane kurulması pro. #enin en bilvük esaslarındandır. Bun- din haska Kasrm, beş senelik sanayi programına göre inşaatma başlanmıştır, Bunun için bu rada yeni atelyeler yapılmaktadır. Yeniden Avrupaya makineler ısmar lanmıstır. Proje ile havuzlarda yapı. lacak değişiklik ve ıslahat ta bundan başkadır, Bütün bunlardan sonra ge - pılacak, ve civar memleketlerdeki mü esseselerin de vapur tamirlerini bizde yaptırmaların temin olunacaktır. Çocukları Kurtarma Yurdundaki Hâdise Dünkü akşam gazetelerinden biri Galatadaki kimsesizler yurdunda ta- 1ebe İle muallimlerin iki grupa ayrıl- dığı, bu yüzden inzibatı bozan bazı —— 4.3.9837 Dok şirketinin satın alınmasından vazgeçildi Aldgımız malümata göre, İstinye Dok Şirketinin satm al Bunun için ayrılacak tahsisat tersâ” Satın alma kararından va Şirketin tesisatma çok p3â ir, 2 — Kazaya ugrayan sanda'cı Denire düşen sandolcı Ahmet Evvelki gün ansızın çıkan fırtıns * nın tahribatı dün tamamen anlaş” mıştır, Fırtma sırasında Haydarpa$” da iki mavna ile Ahırkapı açıklarında taş yüklü bir mavna batmmıştır. Içi5* Gekiler kurtarılmışlardır. Fırtına esnasında Dolmabahçe Ö ninde de bir sandal kazası olmuştu” Usküdar günürük yyhafaza sadak yala ilke * yese lane le zere kayıkla İstanbula inmiş dönüşte sandal Dolmabahçe önünde devrilmi$e tir. Ahmet, sandalm kenarına yapı msş, su İle dolan sandalm içine girö” rek boğulmaktan ulmuştur. A met, orağan geçen Hüdaverdi motöl tarafından güçlükle kurtarılmıştır. Hâdiseyi saraydaki ( dsirelerindö müşahede buyuran Atatürk, sandal©* nm'saraya alınmasmı emir buyur * muşlardır. Bunun üzerine Ahmet def hal saraya alınmış, saray doktoru İ# rafından yapılan muayenesinde hast# neye kaldırılmasma lüzum görülmüğ” tir, Beyoğlu Zükür haslanesine yaf” rlan Ahmet, dün tamamen İyileşmiğ” tir. Bugün hastaneden çıkacaktır. — | hâdiseler geçtiğini yazmıştır. Tahki. | katımıza güre, mesele sudur: | Yurdun himayesine alınmış olan ço Jlarma kulak asmıyarak serkeşliğin arttırmış ve muallime hakaret ederek yumrukla üzerine yürümüştür. Bu socuk, esasen iyi olmıyan bazı halleri dolayısile lah edilmek üzere yurda alınmış bulunmaktadır. Binaenaleyh, ortada bir ikilik mev. İzuubahis değildir. Müfettişler tarafın jdan yapılan tahkikat ta bu neticeyi teyit etmiştir. Islah Edilecek Haydarpaşa gümrüğünde bazı yeni- likler yapılacaktır. Gardaki gümrük dairesinin genişletilmesi takarrür et- miştir, İstanbul tarafındaki gümrük servislerinde yapılan ıslahat Haydar. paşada da tatbik edilecektir. | 4 | PERŞEMRE Rasat merkezinden verilen malümata gö-! re. bugün gökyüzü çok bulutlu ve yağışı seçecektir. Rüzgürlar Orta ve Garbi Ana cotuda Garbi, Şa: radenizde ine $ devam edecekti Dünkü hava Dün hava umumiyetle kapalı olarak geç ir, Sn azami 118, asgari 7 dir. lizgârm sürati saatte (30) kilometredir. İVe yıldızdan esmiştir. ti Anadoluda Cerubi, Ka. ali istikamette bügün de) cuklardan biri muallim Şerefin ihtar.” BİRKAÇ SATIRLA rofesör Akil Muhtar, dün © yuşturucu maddeler hakkı” da bir konferans vermiştir , . li iman Umum Müdürü Ras . garı balık satanlar, bunda sonra mutlaka içi çinko Ankaraya gitmiştir Kaplanmış kap kullanacaklardır. . ir haftadanberi şehrimizi? bulunan Çin heyeti, Yuns” nistana hareket etmiştir . . B ayramdan evvel şehrimize £© len hufzıssıhha umum mü” dürü Bay Asım evvelki gün Anka” müştür Bugünkü Hava: YAĞIŞLI Kasım: 1 1333 Rumi 19 Şubat 2 0 3üncüsy Gün:31 1355 Hieri Zilhicce: 20 Güneş: 6.32 — Öğle: Ikindi 16,35 — Akşam: Yatsı: 1933 — İmsâk: